text
stringlengths
0
159
9) Kur'an-ı Kerim, Yüce Allah'ın bu alem için koymuş olduğu tabiî kanunları hiç
kimsenin değişteremeyeceğini anlatır. Herkesin bu kanunlara göre davranışlarını
ayarlamaları gereğine işaret eder. İnsanlara, çalışmalarının meyvesinden başka birşey
elde edemeyeceklerini hatırlatır. İnsanları çalışıp çabalamaya teşvik eder.
10) Kur'an-ı Kerim, Yüce Allah'ın: "Yapınız - Yapmayınız" diye emirlerini ve yasaklarını
benimseyip gereğince hareket eden mü'minler için verilecek dünya ve ahiret nimetlerini
ve elde edecekleri başarıları müjdeler. İman etmeyenlere de hazırlanmış bulunan kötü
akıbetleri, Cehennemin azab şekillerini hatırlatır. Kur'an-ı Kerim, bütün bu açıklamaları ile
insanları, yaratılışlarındaki yüksek gayeden haberdar ederek ona iletmek ister.
Sonuç: Kur'an'ın ifadesi bir mucizedir. Bu gibi daha nice hikmet ve gerçekleri içinde
toplamıştır. İnsanlık alemi ne kadar yükselirse yükselsin, hiç bir zaman Kur'an'ın yüksek
talimatı dışında kalamaz. Kur'an'ın talimatına (gösterdiği prensiplere) aykırı davranışlar
ise, aslında yükselme değil, bir alçalmadır.
Meleklere İman
50- Melekler ruh gibi lâtif ve nuranî varlıklar olup asıl vasıfları Allah tarafından bilinen
ve büyük sahib olan Allah'ın kullarıdır. Meleklerin bir kısmı daima ibadet ve zikirle uğraşır.
Bir kısmı da yer ve göklerde pek çok görevlerle meşgul olurlar.
Melekler yemekten, içmekten, evlenmekten, doğup doğurmaktan beridirler. Değişik
şekillere girmeye kaabiliyetleri vardır. Yüce Allah'ın emirlerine asla isyan etmezler.
Görevlerini emredildikleri şekilde aynen yaparlar. Kıyamete kadar kudsiyet içinde yaşayıp
manevi bir zevk ile vakit geçirirler.
51- Müminler meleklerin varlığına iman etmekle yükümlüdürler. Onların varlığı aslında
mümkün olan şeydir. Gerçekte varlıkları ise, bütün Peygamberler ve onlara verilen
Kitablar tarafından bildirilmiştir. Artık melekleri inkar, bütün peygamberleri ve kitabları
inkat etmek sayılacağından onları inkar asla caiz olmaz. Bundan dolayıdır ki, öteden beri
meleklerin varlığına bütün milletler iman edegelmiştir. Onun için meleklere iman etmek,
bizim dinimizde de şarttır.
52- Meleklerin varlığını bütün peygamberler ve bütün semavî kitablar haber
vermişlerdir. Bu alemde bizim bildiğimiz ve nice bilmediğimiz gizli-aşikar yaratıklar vardır.
Bugün varlıkları keşfedilmiş veya henüz keşfedilmemiş nice kuvvetler mevcuttur. Hatta
akıl ve şuura sahip olup gözle görülmeyen "Cin" adlı yaratıklar vardır. Onların varlığını
peygamberler ve kitablar bildirmiştir. Onların da insanlar gibi bir kısmı mü'min, bir kısmı
kafirdir.
Akla ve şuura, kuvvet ve kudrete sahib varlıkların yalnız insanlardan olduğunu
söylemek, koca kainatın yaratıcısı olan Yüce Allah'ın kudret ve büyüklüğünü
düşünmemekten ileri gelir. Bir şey gözle görülmediğinden ve duygularımızla
anlaşılmadığından dolayı o inkar edilemez. Nitekim kendi ruhumuzu ve vicdanımızı
görmediğimiz halde bunları inkar edemiyoruz.
Bu kainatın büyüklüğü karşısında küçük bir parça yerinde sayılan yeryüzünde cins ve
şekilleri anlatılamayacak kadar canlı varlıklar yaşamakta iken, başka bildiğimiz ve
bilmediğimiz alemlerde bizim yaratılışımıza aykırı biçimde akıllı ve şuurlu yaratıkların
bulunmadığı nasıl söylenebilir?
Meleklerin Varlığındaki Hikmet
53- Meleklerin yaratılışındaki hikmeti tamamıyla ancak Yüce Allah bilir. Biz şunu
söyleyebiliriz: Yüce Allah, kudret ve hikmetine son olmayan bir yaratıcıdır. Nice sayısız
alemler yaratmıştır. Yüce Allah kendi varlığını bilsinler ve kendine ibadet etsinler diye,
insanları ve cinleri yarattığı gibi, melekleri de yaratmıştır. Bunları da alemde birtakım
görevlerle görevlendirmiştir. Böylece kainatın düzenini sağlamıştır. Bu sayede Yüce
Allah'ın her varlık üzerinde büyük kudreti görülüyor, her şey O'nun varlığına şahid
bulunuyor, insan kendi varlığının daima üstün ve gizli kuvvetler tarafından göz altında
bulunduğunu düşünerek uyanık bir halde yaşıyor.
54- Cebrail, Mikâil, Azrail ve İsrafil adında dört melek vardır. Bunlar meleklerin en
büyükleridir. Bunların yanında birçok melekler daha bulunur. Cebrail (Cibril)
aleyhisselam, Yüce Allah'ın kitablarını peygamberlere getirip tebliğ etmekle görevlidir.
Mikâil aleyhisselam, yeryüzündeki rüzgar, yağmur, ekin ve benzeri olayların meydana
gelmesi için görevlendirilmiştir. Azrail aleyhisselam, insanların ölme (ecel) vakitleri
gelince ruhlarını almak için görevlidir. İsrafil aleyhisselam da, kıyamet gününün
kopmasına ve öldükten sonra bütün insanların tekrar dirilmesine memur edilmiştir.
Kimbilir bunların daha nice görevleri vardır!...
Ayrıca Hafeze ve Kiramen Katibin denilen melekler vardır. Bunlardan her insanın
yanında iki melek bulunur. Biri insanın güzel işlerini, diğeri de yaptığı kötü işleri yazar. Bu
şekilde insanın amel defterini meydana getirirler.
İşte her şeyi muhakkak bir hikmete bağlı olarak yaratmış olan Yüce Allah, melekleri
de, bu gibi görevleri yapmak ve kendi adaletini tanıtmak, kudret ve hakimiyetini
göstermek için hikmeti gereği yaratmıştır.
"Senin Rabbin her şeyi bilen yaratıcıdır." (Hicr: 86)
Ahirete İman
55- Ahiret, bu dünyadan sonraki nihayetsiz (sonsuz) alemdir. Yüce Allah, içinde
yaşadığımız bu dünyayı ve üzerinde olan bütün varlıkları geçici bir zaman için yaratmıştır.
Bir gün gelecek, bu dünyadan ve üzerinde bulunanlardan hiç bir eser kalmayacaktır.
Allah'ın takdir ettiği gün gelince, insanlarla beraber bütün canlı ve cansız varlıklar yok
olacaktır. Bütün dağlar-taşlar, yerler-gökler parçalanacaklardır. Böylece bu alem
bambaşka bir alem olacaktır. Bu, kıyamettir. Bundan sonra yine Yüce Allah'ın takdir ettiği
zaman gelince, bütün insanlar yeniden dirileceklerdir. İnsanların hepsi "Mahşer" denilen
çok geniş ve düz bir sahada toplanmış olacaklar ve yeni bir hayat başlayacaktır. Buna
"Umumi Haşr" denilir. Bu yeni hayatın başlayacağı günden itibaren, bitmez ve tükenmez,
sonu gelmez bir halde devam edecek olan aleme, ahiret alemi denir. Buna inanmak da,
müslümanlıkta bir esastır.
56- Kıyametin kopması ve ahiretin meydana gelmesi, Kur'an'ın ayetleriyle,
Peygamberin hadisleriyle ve ümmetin birliği ile sabittir. Diğer bütün peygamberler de
kendi ümmetlerine bu gerçeği bildirmişlerdir. Onun için ahirete iman etmek büyük bir
görevdir ve her din için önemli bir inançtır.
Kudretine nihayet bulunmayan Yüce Allah için, gelecekte ahiret hayatını meydana
getirmek pek kolay şeydir. Alemleri yoktan var eden, hele insanları birçok güç ve
meziyetlerle yaratıp kendilerine hayat veren büyük Yaratıcımız için, bütün bu alemleri yok
ettikten sonra tekrar yaratmak zor birşey midir? Bir şeyi önce var eden, sonra tekrar onu
var edemez mi? Bunları tekrar var edemeyen yaratıcı olur mu? Hayır, Yüce Allah öyle bir
büyük yaratıcıdır ki, nice alemleri de yaratmaya kadirdir. Bir kere astronomi ilmine
bakalım: Ucu bucağı olmayan bir boşlukta dolaşıp duran ve zaman zaman parlayıp sönen