text
stringlengths
0
159
yüz binlerce nur ve ışık alemini bu ihtişamları ile yaratmış olan Allah, ahiret alemini de
yaratmaya kadirdir.
57- Allah'a hamdolsun ki, biz müslümanlar, ahiret gününe, ahiretin sonsuz hayatına,
Cennet ve Cehennem'in daha önceden yaratılmış olduğuna inanıyoruz. İşte bu iman bizi
kurtuluşa götürür, ruhumuzu yükseltir ve bizi mutluluğa kavuşturur. Bu imandan yoksun
olmak, insanı şaşırtıp sapıklığa düşürür, hertürlü fenalığa sürükler ve hem dünyada ve
hem de ahirette yüzü kara eder.
Kıyametin Oluşu ve Başlangıç Alâmetleri
58- Ahiret alemi başlamadan önce, yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, bütün insanların
ve bütün alemlerin başına kıyamet kopacaktır. Bu kıyametin kopmasını "Sûr'a birinci
üfürüş" olayı meydana getirecektir.
Şöyleki: Melek İsrafil (a.s) "Sûr"denilen ve niteliği ve Yüce Allah tarafından bilinen bir
ses verme cihazına üfürecektir. Bundan çıkan korkunç bir ses ile bütün canlılar ölecek,
herşey altüst olacaktır.
59- Bildiğimiz yer sarsıntıları, su basmaları, yanardağların patlamaları, yıldırımların
düşmesi ve yerlerin çökmesi gibi bir takım olaylar yüzünden yeryüzünde ne korkunç ve
ne büyük felaketler meydana gelmektedir. Bunlardan her biri, Yüce Allah'ın büyük
kudretini gösteren nişanlardır. İşte yeryüzünde ve göklerde büyük kıyametin kopması da,
bizce bilinmeyen çok korkunç bir ses ve gürültü ile (Sûr'a üfürülmenin dehşeti) ile
olacaktır. Kimbilir, hatır ve hayalimize gelmeyen daha nice büyük olaylar ve görüntüler
buna eşlik edecektir. Bütün âlemlerdeki düzen ve ölçü, ancak Yüce Allah'ın eseridir. O'nun
kudretinin delilidir. Yüce Allah bu düzen ve ölçüyü herhangi bir sebeple bir an içinde
kaldırınca, bütün varlıklar hemen altüst olur, maddeler arasındaki bağlantılardan hiç bir
eser kalmaz, hiç bir canlının yaşamasına imkan kalmaz.
İşte bu umumi (genel) kıyamettir. Bunun kopacağı zamanı ancak Yüce Allah bilir.
60- Kıyametin alâmetlerine gelince: Bunlar, Eşrat-ı Saat (Kıyamet Alametleri) denen
bazı tuhaf ve çirkin olağanüstü olaylardır. Bunların meydana geleceğini Peygamber
efendimiz bildirmiştir. Başlıcaları şunlardır;
1) Din konusunda bilgisizliğin her tarafa yayılması, sarhoşluk veren şeylerin içilmesi,
zina ve benzeri kötülüklerin çoğalması, öldürme olaylarının artması... Bunlara küçük
alâmetler denir.
2) Müminleri nezleye tutulmuş ve kafirleri sarhoş olmuş gibi yapacak bir dumanın
çıkması.
3) Deccal adında bir şahsın türeyip tanrılık davasında bulunması ve sonra kaybolup
gitmesi...
4) Ye'cüc ve Me'cüc adında iki milletin yeryüzüne yayılarak bir müddet bozgunculuğa
çalışması...
5) Hazret-i İsa'nın gökten inerek bir müddet Peygamberimizin şeriatı ile amel etmesi...
6) "Dabbetü-l Arz" adında canlı bir yaratığın yerden çıkarak insanlara karşı sözler
söylemesi...
7) Yemen tarafından korkunç bir ateş çıkarak etrafa dağılması...
8) Doğu ile batıda ve Arab yarımadasında birer büyük yer çöküntüsü olması...
9) Güneşin az bir zaman için battığı yerden doğması...
Bu alametlere de, Büyük Alametler denir.
Bütün bu olaylar Yüce Allah'ın kudretine göre, hiç bir zaman imkansız sayılamaz.
İçinde yaşadığımız bu âlemdeki olayların her biri, acaib bir yaratışın ve büyük bir kudretin
nişanıdır, bir üstünlük örneğidir. Artık Kıyamet Alâmetleri denilen bu olayları düşünen
hangi insan imkansızı görebilir?
Bundan önce varlıklarına imkan verilmeyen nice büyük icatlar zaman zaman ortaya
çıkmıyor mu? İnsanların zeka ve çalışmaları sayesinde böyle bir takım büyük ve güzel
şeyler meydana geldiği halde, yaratıcımızın büyük kudreti ile artık nelerin meydana
gelebileceğini düşünelim.
"Bütün bunları yaratmak Allah'a güç değildir." (İbrahim:20)
Ahirete Ait Olaylar
61- Kıyamet koptuktan bir süre sonra Yüce Allah'ın emriyle sura ikinci üfürüş olacaktır.
Bunun üzerine bütün insanlar dirilerek yerlerinden kalkacaklar ve mahşer (toplantı)
meydanında bir araya gelmiş olacaklardır.
Bir insanın bedeni yüz binlerce parçaya ayrılsa, her tarafa savrulup saçılsa ve çürüyüp
kaybolsa, yine bunlar Yüce Allah'ın ilminden ve kudretinden dışta kalmazlar. Yüce Allah
dilediği zaman bunları kudreti ile bir araya toplayıp diriltir, dilediği sonuca kavuşturur.
İnsanların böyle yeniden hayat bulmalarına Haşr-i Ecsad (Bedenlerin toplanması) denilir.
Bu olay, ruhların bedenlerine yeniden girmesiyle meydana gelecektir.
62- Bilindiği gibi, ruhlar Allah'ın birer emridir. Onların gerçek halleri insanlar tarafından
bilinmez. İnsanlar ölünce, onların ruhları geçici bir zaman için başka bir aleme gider.
Orada dünyada yapmış olduğu işlere göre ya rahat yaşar yahut azab görür. O aleme
Berzah Âlemi denir. Bu, dünya ile ahiretten başka olan bir alemdir. Hayatla ölüm arasında
uyku hali ne ise, ölümle ahiret hayatı arasında olan Berzah alemi de onun benzeridir.
Bunun gerçek halini ancak Yüce Allah bilir.
İşte ruhlar, ebedî bir şekilde ölümden ve yok olmaktan kurtulmuş oldukları için, ahiret
hayatı başlayınca her ruh, Allah'ın kudreti ile meydana gelecek olan kendi bedenine
döner. Onunla birleşerek beraberce Mahşer'e gider. Bu esas bakımından cisimle ruhun bir
araya gelmesinden başka bir şey değildir.
62- Mahşer'de her mükellef (yükümlü) insan sorguya çekilecektir. Dünyada yaptığı
işleri gösteren amel defteri kendisine verilecek, dünyadaki amelleri tartıya konacaktır.
Müminlerin bir kısmı peygamberlerin ve diğer büyük kimselerin şefaatına kavuşucaktır.
Her insan "Sırat" denilen köprüden geçmek zorunda kalacaktır. İnsanların bir kısmı Sırat'ı
geçerek Cennet'e girecek, bir kısmı da bundan geçemeyip Cehennem'e düşecektir. Şöyle
ki:
1) Ahiret gününde sorguya çekilme, yükümlü olan bütün yaratıkların Allah tarafından
hesaba çekilmesidir. Mahşer'de büyük bir adalet mahkemesi kurulacak ve herkesden
dünyada yaptıkları sorulacak, ona göre hakkında karar verilecektir.
Daha önce de insan öldüğü zaman kabrinde "Münker ve Nekir" denilen iki melek
tarafından sorguya çekilecektir. Ölüye soracaklardır: Rabbin kimdir? Peygamberin kimdir?
Dinin nedir? Kıblen neresidir? Buna Kabir sorgusu denir.
2) Amellerin yazılı olduğu defter, her insanın dünyada iyi ve kötü her işlediği şeyin
yazılı olduğu defterdir. Melekler tarafından yazılmış olan bu defter, ahirette sahibine
verilecek ve ona: "Al, kitabını oku!" denilecek ve böylece hiç bir şey gizli kalmayacaktır.
3) Mizan, Mahşer'de herkesin dünyada yapmış olduğu işleri tartmaya mahsus bir
adalet ölçüsüdür ki, bununla amellerin iyi ve kötü miktarı anlaşılmış olur.
4) Sırat, Cehennem'in üzerine kurulmuş, üzerinden geçilmesi pek zor olan bir