poet
stringlengths
3
47
title
stringlengths
1
168
poem
stringlengths
3
159k
İlyas Memiş
Yürüyüş
Yürü dağ taş demeden kayalarda iz kalsın, Yürü sessiz sedasız izler sahipsiz kalsın. Yürü kar kış demeden, yürü bu hengâmeden, Kalpler sükûn içinde bırak tertemiz kalsın. Ekim 2011
Mehmet Çoban
Yürüyüş (042 - Yeminliyim..)
Çevremde mazlumlar Ezilip duruyorlar İnsanlığa sürekli Dram yaşatıyorlar Gücü eline alanlar Alkışlayan uşaklar İkiyüzlü insanlar Ön yüzünde Yalan ağıtlar Arka yüzünde İnce hesaplar Ve ölen insanlar Ve ölen çocuklar Ve ölen mazlumlar Ve kaçan Avrupalılar Ve kaçan Amerikalar Ve kaçan dünyalılar Ve kaçan insanlar Gerçeklerden karanlığa Sürekli koşan insanlar… Ve bu gün, Ortadoğu dinlerinde Giriyor kutsal aylar Müslüman’ları Hıristiyan’ları Musevileri bağlar Ama bu toplumlar Bu ayda savaşıyorlar Acımasızca öldürüyorlar Bu gün, Yeminliyim.. Ağıt yakmayacağım Lanetler okumayacağım Kinle ve nefretle Kendimi doldurmayacağım Bu gün, Yeminliyim…. Hidayeti istemeye Hem zulmedene Hem mazlumlara Hem öldürenlere Hem ölenlere Hem riyakârlara Hem uşaklara Hem savaş çıkaranlara Hem savaş yapanlara Hem savaşı destekleyenlere Hem savaşı istemeyenlere Ya Rabbi! .. Herkese, hepimize Akıl, izan, anlayış ver.. Herkese, hepimize Aydınlığa hidayet ver.. İntikamla ve hırsla Kin ve nefretlerle Körelmiş gözlerimize Kararmış kalplerimize Merhamet ve sevgi ver.. Aydınlık ve hidayet ver.. 27.07.2006 - İzmir
Mustafa Uzelli
Yürüyüş Marşı
Gelin bahçeye çıkalım Bahçede spor yapalım. Asker gibi yürüyüp, Düzgün adım atalım. Bir ki üç dört- bir ki üç dört Sol - sol - sol sağ sol sağ. Sol deyince sol ayak, Sağ deyince sağ ayak Sert adımlarla yürüyüp Resmi geçit yapalım. Bir ki üç dört- bir ki üç dört Sol - sol - sol sağ sol sağ. 15 Mayıs 1975 İst.
Mehmet Çoban
Yürüyüş (017 – Hangi sevgi? ..)
Bir gün, Şimşek çaktı beynimde Kalbimde fırtınalar koptu Ortalık karardı birden Sanki gerçekler kayboldu Diyordum, …..Diyordun, ………...Diyoruz... …..…………Diyordular.. “Yaratılanı severim Yaratandan ötürü..” Evet, Severim yaratılanları, Doğayı, hayvanları, Yıldızları, insanları, Ayı, güneşi, denizi Ağaçları, çiçekleri Her şeyi, her şeyi Yaratılanı severim, Çünkü yaratanı severim Sonra baktım, Gerçeklerle yüzleştim Hepsini sevmişim Benliğimde, benimde Hayallerimde sözlerimde Yapılanlara baktım, “Yaratılanı severken Yaratandan ötürü..” Yaratanın yolunda değilim, Kendime farklı yol çizmişim, Dünyamı kendim kurmuşum, Hayatımı kendim kurmuşum, Şiirler yazmış, besteler yapmışım Sazlar çalmış, şarkılar söylemişim Yasaklarını sürekli çiğnemişim Sarhoş ağızlarla sevgimi haykırmışım Sanki inadına, sanki alay edercesine Sanki ne dediğimi bilmeden sevmişim Ben seni takmadan seviyorum demişim Söylemlerimde yaratan gezerken, Benim haberim olmamış dininden, Dininin emirlerinden, Yaratanımın söylediklerinden Yaratanın insandan istediğinden Bazılarını dini yaşıyor görmüşüm Onlara baktıkça hor görmüşüm Beni onlarla bir tutacaklar diye Birçok felsefe üretmişim Ürettiğim felsefelerle Düşünce hapishanesi kurmuşum Sevdiğim tanrıyı oraya hapsetmişim Sanki altın kafesin içine sokmuşum Tanrıma rağmen bunları yapmışım O ne dedi, ne diyor dememişim, Sorup, soramaya tenezzül etmemişim Kendi kendime demişim bilmeden Tanrı öyle demez, böyle demez Tanrı şöyle yapmaz, böyle yapmaz Eğer böyle dediyse, asla olmaz Bu zamanda, bu çağda olmaz Tanrı böyle diyorsa tanrı olamaz Tanrı böyle emrederse tanrı olamaz Yaratmışım kendime göre bir tanrı Demişim tanımam asla başka tanrı Doğru dürüst tanrının sözlerini bilmeden Tanrı sözü düşmemiş hiç dilimden Düşündüm, Tanrının emirlerini yapmıyorsam Tanrının yasaklarını çiğniyorsam Tanrının sözleriyle düşünmüyorsam Tanrının ne dediğini bilmiyorsam Düşündüm, Ben gerçekten tanrıyı seviyor muyum? Düşündüm, İnsan sevdiğinin ne dediğini bilmez mi? İnsan sevdiğini dinlemez mi? İnsan sevdiğini üzer mi? İnsan sevdiğine karşı çıkar mı? İnsan sevdiğini sevenleri horlar mı? Biz onlar gibi ibadet mi edeceğiz? Biz onlar gibi diri, diri mezara mı gireceğiz? Biz onlar gibi dünya nimetlerini tatmadan mı öleceğiz? Biz onlar gibi hayatımızı yaşamadan mı gideceğiz? Biz onlar gibi…… ……………Biz onlar gibi.. …………………Biz onlar gibi… Biz onlar gibi dediklerim, Elinden geldiğince, Tanrının emirlerini yerine getirenler değil mi? Eksiği gediği ile tanrısını dinleyenler değil mi? Yok, yok demişim, ben kendime, Onlar gibi eksik gedik yapacağıma, Ya hiç yapmam, ya da tam yaparım Felsefeye bak, ne de kandırmışım kendimi Öyle derken, böyle derken ömür geçti gitti Yani öyle bir felsefe üretmişim ki, Başkaları, Yanlış yapıyorlar diye, Tanrının yoluna hiç girmemişim.. Tanrıyı hiçbir zaman dinlememişim Tanrıyı hayatımda istememişim Yanlış yapanlar var diye, Tanrıyı hiç takmamışım.. Doğrusunu yaparak, Yanlışı olanlara göstereceğime, Salıvermişim ucunu, yaşamışım tanrının aksine! ... Üstelik dönüyor ve diyorum ki, “Ben yaratılanı severim Yaratandan ötürü……” Bu gerçekler karşısında, Utandım, ……….Yerlere girdim, ……………Düşüncelerimde rezil oldum.. Dedim kendi kendime, Yahu, ne ikiyüzlüyüm ben… Hem tanrımı seveceğim Hem sevdiğim tanrının Emirlerini yapmayacağım Tanrıya göre düşünmeyeceğim Tanrıyı hayatıma sokmayacağım Ve üstelik, Tanrının kitabını okumadan Tanrı neler diyor bilmeden Tanrı adına, söz söyleyeceğim Tanrı adına sevgiden söz edeceğim.. Bu nasıl sevgiyse? ! ….. Pişmanlığın acısıyla., Döndüm tanrıma, Tanrım şaşkınım, Gerçekten şaşkınım Ben nasıl bu kadar yanılabildim? Ben nasıl bu kadar kendimi aldatabildim? .. Affet beni! .. Affet beni tanrım! ... 25.05.2006 - İzmir
Fahrettin Koç
Yürüyüşün Gülüşün Ömürdür Senin
Yürüyüşün gülüşün ömürdür senin, Sevda yazan gözlerin kömürdür senin, Dudakların bir karar mühürdür senin, Benimsin, benimsin, benimsin artık, Tanrı göstermesin hiç, bize ayrılık. Sevgin dünyamda satır, sen sütün sanki, Aşkım seninle özdeş bir bütün sanki, Sen alın yazım, kaşın virgülün sanki, Benimsin, benimsin, benimsin artık, Tanrı göstermesin hiç, bize ayrılık. Güzeller güzelisin bir gelin gibi, Durma utangaç tavırla elin gibi, Bir tanemsin göğsündeki benin gibi, Benimsin, benimsin, benimsin artık, Tanrı göstermesin hiç, bize ayrılık. 31 Aralık 1990, İstanbul.
Vahit Kemal Kısa
Yusuf
Yusuf'un düşleri...Zindana dair. Benimki de öyle... Yusuf zincirden çıkmayı....Ben zinciri özledim...Kartal çığlıkları başımda...Sıcak et kokusu sarmış dört bir yanı...Kurban edilen, edene minnettar...Kavuşma gününe hevesli...Bizler bilmeyiz, gelir dört bir yandan bıçak...Tutan el tanıdık amma niyetler kaçamak....Beyhudem, zamanım sensiz geçmekte....İklim çoktan döndü erken gecelere, ay çekildi kabuğuna hilal tek...Bir yıldız eklesem ona, birde melek...Konsa başucuna... Tutsa o yıldızı hiç bırakmasa...Yusuf hürriyeti ben mahpusu özlerim...Kalmasın Yusuf yalnız...Ben prangayı seçerim....
Ünal Çağabey
Yusuf'a Dokun Züleyha
Yusuf’a dokun Züleyha Yusuf’a; Kirli ellerin kabuklarıyla Kuyudan peygamber çıkan ah’a Yusuf’a dokun Züleyha Karanlık gözlerinle bir gece, iblisin kılığında Yusuf’a züleyha.. Ne zindan dinler ne darağacı Sallansa da beden arşta Peygamber yüzlü insana; ve Muhammed’i bir gülümseme Asırlar öncesinden semaya, sadık bir kölenin gülüşüyle Muhammed’e dokun züleyha Muhammed’e züleyha.. Kalbi korkakların işidir ihanet, içinde zerafet bulunmayan ölmüş bir adalet, Kokmuş bir yaşam taşıyan, Kalbi korkakların işidir ihanet; Ve de gözleri çarpıkların.. Yusuf’a dokun züleyha Yusuf’a firavunun evinde, Asiye dahi inanmışken Musa’ya, Kenan Nuh’un gözyaşlarında boğuluyken; Yusuf’a dokun züleyha, Yusuf’a Muhammed’i bir gülümseyişle, Selam ederek Allah’a... Ünal ÇAGABEY Mamoste-î Ardî Muşî Selahaddîné bé kûds
Mehmet Tevfik Temiztürk
Yuşa Hazretlerinin Mezarı 17 m Uzunluğunda
Kazmaya cesaret yok içinde bir dev yatar, Dünya’nın çok yerinde böyle mezarlardan var… Açılmış olanlar da sergilenir apaçık, Nemalanan olacak örtbas etse de mantık… Saklatılacaktır ki kargaşalar dinmesin, Batıl coştukça coşsun hakikat bilinmesin… İsterim açıklansın insan bencil yaratık, Rab’bine hep karşıdır ve inkâra alışık… (2012)
İzzet Kocadağ
Yusuf Bey
Ağabeyim saymıştım, yakın bilmiştim epey, Sevgim saygım sonsuzdu, ummazdım böyle bir şey. Olmadık bir sebepten, yıktın döktün ne varsa, Öyle olsun bakalım, çok kırıldım Yusuf Bey! Şubat 1994 - Konya
Yusuf Tuna
Yuşa Peygamber Muhammed ümmeti olmuştur
Yuşa Peygamber sağ iken Hak'ka dua etmiş, Hak izni ile Muhammed ümmeti olmuştur. Sevgiyle peygamberlik görevi ifa etmiş, Bu sebeple ahir zamanda görev almıştır. Manevi olarak cihan içinde koşuyor, Ehline malum olup o dünyada yaşıyor. Şu anda dini koruma görevi taşıyor, Yüce Rabbim şimdi onu görevli kılmıştır. Müslümanların gönlüne ışık yakmaktadır, İnananın bütün yükünü taşımaktadır. İstanbul'a manevi olarak bakmaktadır, Müslümanları korumayı görev bilmiştir. Sevda ile yanan Arzu ile Kamber idi, Müminleri koruyan sanki bir çember idi. Allah için savaş yapan bir peygamber idi, Cihat için çıkarak İstanbul'a gelmiştir. Yusuf Ashab-ı Kehf ile beraberce kalıp, Divan-ı Salihin içinde Hızır'ı bulup. İsa Peygamber ile beraber görev alıp, O ahir zamanda Mehdi'ye bağlı kalmıştır.
Kağızmanlı Cemal Hoca
Yusuf Çavuş
Hayata atıldın, geçti Her mihnetin Yusuf Çavuş Dostların memnun ediyor Nezaketin Yusuf Çavuş Dilinde vardır Hak virdi Sen de mi çektin aşk derdi Birçok gönüllere girdi Muhabbetin Yusuf Çavuş Mürşidâna hürmeti var Ulemayı candan sever Yüzün güleç, sözün kibar Hem ülfetin Yusuf Çavuş Camuşlu’da çektin figan Oluklu’da kıldın iskan Söyler sana gelen mihman Sadâkatın Yusuf Çavuş Hak kâmil etsin imanın Ebed solmasın gülşanın Böylece gitsin devranın Saltanatın Yusuf Çavuş Umaram görmeyesin gam Her iki cihanda sitem Mevla artırsın dembedem Zerafetin Yusuf Çavuş Duacındır Cemâl Hoca Hak şerefin kılsın yüce Mevla kabul etsin hacca Var niyetin Yusuf Çavuş
Vehbiye Yersel
Yusuf bey kardeşime
Bu dünya imtihan yeri, sabret üstadım sabret. Sana kötülük yapanı, Allah'a havale et. 22.01.2014
Yusuf Bulut 2
Yusuf Bulut Ersin Çakıl Mani Atışması 1
MANİ Kahveler çok kalaba, Gelenlere merhaba, Oturmaya bir yer yok, Zorun gitmesin ağa. Saat: 22:52 Yusuf Bulut 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Köyün yolları bozuk, Kızların aklı uçuk, Ben yari çok sevdim, Tozu dumanı yuttuk. Saat:22:56 Ersin Çakıl 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Bozuk yoldan gidilmez, Tozdan bir yar seçilmez, Güzeli ben hor görmem, Çirkine yar denilmez. Saat:23:00 Yusuf Bulut 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Bardaklarda var kaşık, Onlardan çıkan ses çık, Bizim Ersin aşıktır, Kızın aklı karışık. Saat:23:01 Ersin Çakıl 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Köye bir hoca geldi, Bize vaaz ederdi, Sakın içki içmeyin, Akşam kendi içerdi. Saat:23:02 Ersin Çakıl 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Seninki sahte hoca, İlim okur boyunca, Kırılma ha bey amca, Gönül çeker huyunca. Saat:23:06 Yusuf Bulut 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Asmalarda var üzüm, Nerdesin iki gözüm, Gözlerim hep yollarda, Ağlarım kara gözlüm. Saat:23:07 Ersin Çakıl 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Asmadan üzüm topla, Daldan dala hep zıpla, Senin gözün değilim, Git başka yare hopla. Saat:23:08 Yusuf Bulut 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Daldan dala atlama, Üzümleri toplama, Bir yerini kırarsın, Karşıma sakın çıkma. Saat:23:10 Ersin Çakıl 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Asmada üzüm koruk, Tadından dilim buruk, Senin dengin değilim, Var git dengine moruk. Saat:23:14 Yusuf Bulut 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Asena gibi kıvır, Hep karı gibi dırdır, Palavraya gerek yok, Kendi düvenini kıvır. Saat:23:15 Ersin Çakıl 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Düveninden taş düşmüş, Başına dert üşüşmüş, Boşuna sevme beni, Saç beyaza dönüşmüş. Saat:23:18 Yusuf Bulut 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Arabam dört çekerdir, Otomatik vitestir, Moruk benle yarışma, Kızlar hep benimledir. Saat:23:20 Ersin Çakıl 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Araban var, derdin var, Yolda bitmez kazalar, Kızlardan yana dert çok, Birbirini kovalar. Saat:23:23 Yusuf Bulut 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Rampada tokatlarım, Benzinini çalarım, Moruk fazla yazma bak, Kalemini kırarım. Saat:23:25 Ersin Çakıl 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Rampada gaz kesilmez, Manide aşk sezilmez, Yazmak yürekten gelir, Yazmadan hissedilmez. Saat:23:27 Yusuf Bulut 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Fındıklı yüksektedir, Sert rüzgar esmektedir, Fındıklı’ya sen çıkma, Beynin üşümektedir. Saat:23:29 Ersin Çakıl 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Köyünüz dağ dibinde, Söz çoktur edibinde, Kaz Dağı daha yüksek, Var mıdır edebinde? Saat:23:35 Yusuf Bulut 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Kazın tüyü çok ise, Yorgan yastık yok ise, Çalı üstünde uyu, Fazla üşüdün ise. Saat:23:36 Ersin Çakıl 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Köy misafirhanesi, Köyün söyleyin nesi? Konuk ağırlanmaz mı? Konuğun yok kimsesi. Saat:23:39 Yusuf Bulut 31 Mayıs 2013 Cuma MANİ Kalem elinde durma, Yaz Yusuf’um, yaz durma, Put gibi dondun kaldın, Aklını karıştırma. Saat:23:41 Ersin Çakıl 31 Mayıs 2013 Cuma
Binali Kılıç
Yusuf dostum
Nasıl vasfedeyim Yusuf dostumu? İçime bir ateş salan Yusuf'um. Sıcak bir şevkatle tutar destimi. İlçemiz Tutak'tan falan Yusuf'um. Elinde bir baston,gözünde bir cam. İçinde bir arzu,gönlünde bir gam. Gezer mahzun,mahzun bir inancı tam. Ömrünün çoğusu talan Yusuf'um. Feryadı duyulmaz,aşıkım der de. Teller düzen tutmaz,bozulur perde. Aşık meclisini gördüğü yerde, Gönlü aşk ateşi dolan Yusuf'um. Yoksulluk solumuş,her nefesinde. Gam toplanmış tellerinin sesinde. Bir yavrusu olmuş kırk ellisinde. Yüzü bir nebzecik gülen Yusuf'um. Mutluluk hiç kapısını çalmamış. Dostum diyip,kucağına almamış. Binali'den başka dostu kalmamış. Bir gece sessizce ölen Yusufum. ................................................07.12.2000
Yusuf Tuna
Yuşa tepesinde Yuşa Peygamber yatıyor
Musa Peygamberin yeğeni olan peygamber, Yuşa tepesinde Yuşa Peygamber yatıyor. Onun ile Türkler sanki Arzu ile Kamber, Yuşa tepesinde Yuşa Peygamber yatıyor. Onu görenlerin korkudan patlardı ödü, Tarihlerde savaşçı peygamber geçer adı. Savaşların yenilmez kahramanı o idi, Yuşa tepesinde Yuşa Peygamber yatıyor. Ta Mısır'dan kalkarak Anadoluya geldi, O da bu mübarek toprakları aziz bildi. İstanbul içinde savaşırken şehit oldu, Yuşa tepesinde Yuşa Peygamber yatıyor. Ölmeden önce Allah'a şunları söyledi, Rabbim beni Muhammed'e ümmet eyle dedi. Allah onu Muhammed ümmetinden eyledi, Yuşa tepesinde Yuşa Peygamber yatıyor. Yusuf sakın ola sorma bizlerin nesi o? Sevgi ile bizim yüreğimizin sesi o. Şimdi İstanbul'un manevi sorumlusu o, Yuşa tepesinde Yuşa Peygamber yatıyor.
Abdullah Yaşar Erdoğan
Yusuf Has Hacib
Türk-İslam âlimleri serisi – 67 YUSUF HAS HACİB D. 1017 – Ö. 1077 Asil bir aileye mensup bilinmekte, Denilir ki bin on yedi de doğmuş Bazen Balasunlu Yusuf diye söylenmekte. Balasun’da tahsil ve terbiye görmüş, Karahanlı hükümetine hizmet etmiş, Kendisini de çok iyi, yetiştirmiş, Manzum “Kutadgu Bilig” adlı eser yazar, Uluğ Kara Buğra Han’a da takdim etmiş. Türklerin ahlak, hukuk sistemini yazmış, Devlet idaresini de güzel anlatmış, “Uluğ Has Hacib” unvanına layık olur, Hacib, başvezir makamına layık görülmüş. Bu makamla “Yusuf Has Hacib” denilmiştir, Tarih ve edebiyat sayfasına girmiştir, Türk İslam edebiyatının ilk yazarı, Türk tarihinin de mümtaz mütefekkiridir. Şair, Araştırmacı, Yazar: Abdullah Yaşar Erdoğan
Yusuf Önder Bahçeci
Yusuf Gibiydim
Solan resimlere bakıyorum, sigara yakıyorum, Dualar ediyorum, yalvarıyorum, sabır diyorum, Beni bilenler bilir, Yusuf gibiydim, deliriyorum, Solan resimlere bakıyorum, sigara yakıyorum, Dualar ediyorum, yalvarıyorum, sabır diyorum...
Yusuf Tuna
Yusuf Has Hacip bakın ne diyor
Kötülük cahillikten doğar hastalıkla kötülükler aynı noksandan gelir, Fakat tedavi ile hasta olana şifa verilebilir terbiye ile kötüler iyi olur. Okuma yolu ile cahil olan insanlar ile bilgisizler bilginin yolunu bulur. Kötülük zehirdir o zehiri yersen yıkılırsın zehir yiyenin hayatı mahvolur.
Mehmet Şahan
Yusuf Hoş Geldin...
Fakir hanemize sanki ay doğdu, Hoş geldin ay yüzlü Yusuf hoş geldin! Girdin gönlümüze hüzün kayboldu, Hoş geldin ay yüzlü Yusuf hoş geldin! Yaratan nefesin verince cana, Yeniden bir Şahan geldi Cihan’a! Cennet’in kokusun koklarken ana, Hoş geldin ay yüzlü Yusuf hoş geldin! Hakk’ın emaneti, oğulun balı Kökleri Cennet’te Tuba’nın dalı! Sen cevahir olsan ben de hamalı, Hoş geldin ay yüzlü Yusuf hoş geldin! Bahtın açık olsun aya benzesin, Tahtın göz üstünde yaya benzesin! Ahdın melekteki huya benzesin, Hoş geldin ay yüzlü Yusuf hoş geldin! Ömrünce tırnağın değmesin taşa, Musibet toprağın yağmasın başa! Gürlesin yaprağın adınla yaşa, Hoş geldin ay yüzlü Yusuf hoş geldin! Analı, babalı soylar süresin Edepli, hayâlı boylar süresin! Elinle, obanla toylar süresin Hoş geldin ay yüzlü Yusuf hoş geldin! Allah’ın lütfûne fikir az gelir, Şahan der toruna zikir az gelir! Seni Yaratan’a şükür az gelir, Hoş geldin ay yüzlü Yusuf hoş geldin!
Yusuf Kemal Çetin
Yusuf Kemal Çetin Sözleri (16)
' Dökülen gözyaşı geri gelmediğine göre, İnsanların birbirini üzmelerine hakları olamaz ' ' Spor barışa atılan temeldir ' ' Ben varken yaşlı bir insanın ayakta olması, Gençliğime yapılan hakarettir ' ' Temizliğin cinsiyet ayrımı olamaz ' ' Basit hatalar komik olabiir, Ama işlenilen günah ağlatır ' ' Yaşamak, Kendini ne kadar sevdiğine bağlıdır ' ' Hayatın boş olduğunu söyleyen, Basitliğini kabul etmiştir ' ' İki beyaz renk hayatın gerçeğini yansıtır. Biri evlilik diğeri ölümdür ' ' Hayat pembe renk gibi değildir ' ' Hata yapmaktan korkma bu seni büyütür. Ama günah işlemekten kork bu seni ağlatacaktır ' ' Bir erkek çok deli sevip yüreği alev alev yangın olabilir. Ama, Sevdiği kadın bir üzülür bir gözyaşı dökerse o yangını söndürebilir ' ' Erkekler olmasaydı kadınların anlamı ortaya çıkmazdı ' 12/02/08 salı
Yusuf Tuna
Yusuf Has Hacip diyor ki
Ülkeye askerle gidilir, Kılıç ile fethedilir. Adalet tesis edilir, Kalem ile yönetilir.
Yusuf Kemal Çetin
Yusuf Kemal Çetin Sözleri (11)
' Bir kadını bedenen taciz etmedikçe, Ruhen onu beğenmek gözlerimdeki özgürlüktür ' ' Bir insan bir insanın kalbini kırdığında, Sevgi kendini sorgular ' ' Bir insanla muhatap olmak, O insanı benimsemekle alakalıdır ' ' Bir insanın arkasından konuşup yorumda bulunmak, En adi yaklaşım en basit savunmadır ' ' Kişiliği olmayan bir insanla konu tartışmak, Akıl işi değildir ' ' Kıskanç bir duyguya sahip olan insan hakkında, ne kişilik nede sevgiden bahsedilemez ' ' Bazı insanlar köpek gibidir, Kayıtsız kaldıkça mutlaka susacaktır ' ' Görüntüsü insan içi köpek olan insanlar olduğu kadar, Dışı hayvan görünümü dost canlısı olan köpeklerde vardır ' ' Seni sevmek diye birşey yoktur. Seni anlamak vardır ' ' Demokrasinin olmadığı bir ortamda yapılan yargısız infaz, O mahkümun işlediği suçtan daha utanç vericidir ' ' Yargının olmadığı bir ortamda, Suçlu bulunmaz ' ' Adaleti sağlamayan şerefini kaybeder ' 10/02/08 pazar
Yusuf Tuna
Yusuf Has Hacip’ten nasihat
İyi nam ve şöhrete adının yayılmasını istersen, Şu beş şeyi kendinden uzak tut,bunları alma. Birinci acelecilik, ikinci cimrilik, üçüncü hiddet, Bunlara karşı mukavemet et, mağlup olma. Bir bey için fena olan şeylerin dördüncüsü inatçılıktır, Beşincisi ona yakışmayanın yalancılık olduğunu bilir. Kötülük cahillikten doğar hastalıklar ve kötülükler hep, Bilindiği üzere hayatta hep aynı noksandan ileri gelir. Fakat tedavi ile bu cihanda hastalığa şifa verilebilir; Terbiye ile kötüler iyi edilebilir ve insan şifa bulur. Okutma yolu ile de bilgisizlere bilgi verilmiş olur, Kötülük zehirdir onu yeme senin hayatın mahvolur.
Nuray Özgüney
Yusuf ile Züleyha
derler ki; bir zamanlar züleyha büyük bir aşk ile bağlanmıştır yusufa ancak sevgisi onu var etmek için değil bir tek kendine ait kılmak emeliyle kaplamıştır benliğini öyle ki bu uğurda iftiralar atmaya kadar vardırmıştır işi ve yusuf bir anda zindanda bulmuştur kendini zamanında mısıra sultan olmak için kuyuda yusuf olmayı öğrenen peygamber bu defada zindan da hakkın tecellisini sabırla bekler öte yandan zaman züleyhanın tüm güzelliğini ondan çalarak geçer gün gelir yusuf sultan olur mısıra ve gezmekte iken halkının arasında ona tanınmadan bir nazar edebilmek uğruna bir hicaba bürünerek bir duvarın dibine saklanan züleyha uzakta at üstünde görünce sevdiğinin heybetini bir derin ah ile inleyerek bırakır nefesini öyle derinden çıkan bir ahtır ki bu yakar yusufun kırbacını ve can havliyle fırlatır elindekini işte o zaman el açar züleyha ve der ki; “ey rabbim, o ki koskoca mısırın sultanı, sana sevgili peygamber bense aşık garip bir kadın gel gör ki, benim yüreğimde taşıdığım aşkın bir zerresini o elinde taşıyamıyor...” Hikaye : Muhiddin ATTAR Nakleden: Cemalnur SARGUT Şiir : Nuray Özgüney
Şadan Yenişafak
Yusuf Misali
Yüreği coşan aşık Hakka elini açtı Gönlünden çağlıyanı şimdi aleme saçtı Nedametle Tutundu şimdi dostun eline Günah kuyularından Yusuf misali kaçtı
Yusuf Tuna
Yusuf İmamoğlu vurularak şehit oldu
Ailesi Bulgaristandan göçüp gelmişti, Yusuf İmamoğlu vurularak şehit oldu. Esareti gördüğünden Ülkücü olmuştu, Yusuf İmamoğlu vurularak şehit oldu. Fakir olduğu için yazları iş bulurdu, Babası ölmüş anası Bursada kalırdı. Ekmek ile vatanın kıymetini bilirdi, Yusuf İmamoğlu vurularak şehit oldu. Gece gündüz çalışıp kendini derse verdi, Kazanıp Edebiyat Fakültesine girdi. Komünistler onu kendi okulunda vurdu, Yusuf İmamoğlu vurularak şehit oldu. O ülkü bayrağını İstanbula dikmişti, Aç kalmıştı hayatta ne zorluklar çekmişti. Cebinden sadece otuz beş kuruş çıkmıştı, Yusuf İmamoğlu vurularak şehit oldu. Yusuf onların aşkını gönlüne katıyor, Alp Erenlerin kalbi hep onunla atıyor. O şimdi güzel vatanın kalbinde yatıyor, Yusuf İmamoğlu vurularak şehit oldu.
İsmail Hakkı İzmir
Yusuf ‘nu Kaybetmiş Antalya
Rüzgar kızmış, fırtına çıkarmış. Deniz kızmış, dalgalanmış. Güneş ise sinirlenip gitmiş. Yusuf ‘u kaybetmişiz Antalya ağlıyor Yollar yaşlar ile dolu Nehirler denizler taşıyor Sensiz yapamıyorlar Antalya soruyor Yusuf’um nerede Ne fayda Giden gelmiyor Allah’ın verdiği, Canı Allah alır Antalya acılı Antalya Yusuf’nu kaybetmiş
Mahmut Cantekin
Yusuf’um
“Öğrencilerime Sevgilerimle” Uzanmış divana hasta yatıyor, Yeter kalk Yusuf’um gel aramıza… Minicik yüreği küt küt atıyor, Yeter kalk Yusuf’um gel aramıza… Nasıl da sararmış senin gül yüzün, Melül melül bakar güzelim gözün, Tane tane çıkar ağzından sözün, Yeter kalk Yusuf’um gel aramıza… Öğretmenin akar gözünde yaşlar, Yaralı gönlüne basıyor taşlar, Umutla bekliyor tüm arkadaşlar, Yeter kalk Yusuf’um gel aramıza… Garip yüreğimin gülü yıldızı, Odan da küçükmüş almıyor bizi, Annen düşmüş derde tutmuyor dizi, Yeter kalk Yusuf’um gel aramıza… Cantekin der; canım her bir öğrenci, İyi bak kendine göster direnci, Sizler yarınımız her can bir inci, Yeter kalk Yusuf’um gel aramıza…
Gündüz Kılıç
Yusufiyeli'ye
Bir Vakittir ki düşman gün yüzünde Gündüzler gecede gece bir karanlığın içinde Sır olmuş Yusufiyeli ateşler titredi kurşun sesinde Bu gün düşman düğün dernek taşmedreseliler yas içinde...
Batur Nafiz Tançağlar
Yut Pekmezi
Üzüm pekmezi ve dut pekmezi. Bin derde devadır, tut pekmezi. Kışın üşürsen, halsiz düşersen, Durma! Kaşık kaşık yut pekmezi… 23 Ekim 2010 C.Tesiı 19:23 Kocasinan/Bahçelievler/ İst.
Nafi Çağlar Hacıömerli
Yut Pekmezi
Üzüm pekmezi ve dut pekmezi. Bin derde devadır, tut pekmezi. Kışın üşürsen, halsiz düşersen, Durma! Kaşık kaşık yut pekmezi… 23 Ekim 2010 C.Tesiı 19:23 Kocasinan/Bahçelievler/ İst.
Yusuf Tuna
Yusuf Tuna bak ne diyor
Fikir yapısı ile aklı görmemeli hakir, İnsanda olan akıl fikir ile değer bulur. Akıl ile fikiri dengede tutmak gerekir, Akıl fukara olursa fikir ukala olur.
Arda Girgin
Yut Beni Sularında Karadeniz
Rüzgar sert Savrulan savrulana Söylemek dert Susan susana Gidiyorum akıntıya açıklara Rüzgara karşı yelken açtım Yut beni sularında Karadeniz Boğ beni senden korkmuyorum Deniz dalgalı Boğulan boğulana Dağlar dumanlı Dağılan dağılana
Yusuf Sönmezler
Yusuf'u Fani
Yusuf'u Fani Ha bu gün, ha yarın düzelir diye Aha gelip geçti bu fani ömür Düzelmemiş atan Adem’den beri Boş yere bekleme Yusuf’u Fani Parmak izleri hep ayrı ayrıysa Gönüller bir olup nikah bozarsa Kalemler ustaca yanlış yazarsa Birlik nasıl olur Yusuf’u Fani Alimler çoğaldı kime inanam Rabbimden gayriye nasıl güvenem Zahmet çekip doğurmuşsun be anam Tat almaz cümleden Yusuf’u Fani Kelep, kelep sarılalım ne olur Dünya muhabbeti inan bal olur Gayrılıklar atom olur, toz olur İmtihandır geçer Yusuf’u Fani Yusuf Sönmezler (23 nisan 2011)
Yusuf Tuna
Yusufiyeli Cengiz Akyıldız şehit oldu
On iki eylülde yıllarca zulüm görmüştü, Yusufiyeli Cengiz Akyıldız şehit oldu. Hayatını vatanına dinine vermişti, Yusufiyeli Cengiz Akyıldız şehit oldu. Vatan aşkıyla çalışırken onu vurdular, Vatan düşmanları onun kanına girdiler. Hainler onun yaşamasını çok gördüler, Yusufiyeli Cengiz Akyıldız şehit oldu. Ülkemizde oynanan oyunları bozmuştu, O din ile devlet düşmanlarına kızmıştı. Öleceğini biliyordu şiir yazmıştı, Yusufiyeli Cengiz Akyıldız şehit oldu. Onun fikirleri ile ülkemiz gelişti, Zulmün her türlüsüne göğüs gerip alıştı. Bıkıp usanmadan vatanı için çalıştı, Yusufiyeli Cengiz Akyıldız şehit oldu. Yusuf onun gidişi ile zehir oldu aşım, Senin için akıyor bak gözümdeki yaşım. Mekanın cennet olsun kıymetli gönüldaşım, Yusufiyeli Cengiz Akyıldız şehit oldu.
Ali Uzun
Yutar dünya
Gelen gider ölen gider, Milyar canı yutar dünya. İnsan eker tohum, bider, Heder olur batar dünya. Dilim varmıyor demeye, Herkes sırada ölmeye, Çare yoktur kurtulmaya, Boşa kaçma tutar dünya. Yalan dünya acımasız, Nice can aldı vicdansız, Gaddar doymuyor insafsız, Derdime dert katar dünya. Dünya fani kul geçici, Azrail tırpan biçici, Bütün canlılar göçücü, Ömür kısa biter dünya. Ben giderim adım kalır, Acı, tatlı, tadım kalır, Mikrop, dedi kodum kalır, Aşılanır beter dünya. Ali Uzun bekler sıra, Haydi sende teneşire, Vakit tamam yerin bura, Çık üstüne yatar dünya.
Veysel Şimşek
Yutar İstanbul
Kocaeli İstanbul derya denizler, Bin asır geçsede siilinmez izler, Gelenler pişmandır gelmeyen özler, Daha çoklarını yutar İstanbul. Boştur İstabul'lu olma havası, Fakire dar zengine harran ovası, Dört bir yanı dolu çakal yuvası, Daha çoklarını yutar İstanbul. Sorunlar diz boyu tutmaz ayarı, Ne gel ne git merak etme bu yeri, Sanki esir kampı köle diyarı, Daha çoklarını yutar İstanbul. Göründüğü gibi değil sen öyle zannet, Fakire Cehennem Zengine Cennet, Ağaya patrona ne gerek minnet, Fakiri ezer zengini tutar İstanbul. Altındır toprağı parası pulu, Olursun ağanın patronun kulu, Akılsız insanın uçurum yolu, Daha çoklarını yutar İstanbul. Aç gözünü çekme gözüne perde, Hep söylerim eski İstanbul nerde, Kula kulun kul olduğu yerde, Daha çoklarını yutar İstanbul. Veysel'dir İstanbul gerçeği yazan, Çok merak edersen gelde bir uzan, Bizler kepçe olduk İstanbul kazan, Daha çoklarını yutar İstanbul. Tel:05379590555
A. Yüksel Şanlıer
Yutuğ (Dilber)
Nazlı dilber nazlanırdır çok zaman, Gül verirsen, hoşlanırdır her zaman, Konca güllerden, verirsen mutludur, Gül bağından gül derip git sormadan.
Esra Aksu
Yutsaydım Eğer Birgün Kusardım İhanetini
Yutsaydım eğer,birgün kusardım ihanetini.. Fazlasıyla sınanmıştı sevdası iki gönlün bir kanatla uçarken; gereği yoktu jilet kesiği sözlerin ve dahi şifası namümkün sayrılığın.. Evlat acısı gibi çöreklendi kalbimin en huzurlu yerine ihanetin! Hani söylenir durur ya “ummazdım senden böylesini” Hüznü beka bilen yazgımın sana dönük yüzünden utanç beliriyor asma yüzünü,pahası buymuş sevdamın diyemesem de anlaşılır olsun isterim bedelin.. Sözcükleri peşpeşe dizebilen ellerimde değilmiş marifet, meğer dizleri üstüne çöküp vazgeçebilen ruhumdaymış asalet! Sana dair yazdığım son satırların adıyken nedamet yokluğuna vurduğun mühür müdür yaşadığın selamet? ! Bir değil ahımın estirdiği rüzgar; ne cennete yükselten atlar görüyor gözüm ne de sair cihette söylenen sözler.Tüm meydanları şahit olsun bu şehrin ve bütün kuleleri, senden caydım dünya nimetim ahiret servetim! Avuç içlerini kaşıdığın ellerimle yazıyor; adını sahiplenen dudaklarımla ikrah ediyorum ziftli kuyulardan kaldırmadıkça başını külliyen vedalaşıp, ne ölüne ne ölüme.. Varsın zayi olsun emeklerim bir zindanın civar semtinde,varsın belam olsun satırlarım şerhinde,sen ki denize kıyısı olan her yerde ihanetin resmini çizmişsin ellerinle! Daha iflah olur mu dersin bu sevda ve utanmadan yazacak mısın “yarım kalan bendim aslında” & fersude & 18.08.2011 02.55 Çamlıca
A. Yüksel Şanlıer
yutuğ (Dönmez giden)
Gün batar kuşlar döner,dönmez giden, Her giden memnun ki, kalmış her giden, Yer karanlık, gök karanlık korkmadan, Hep yatarlar, dönmüyor! onlar neden?
Ramazan Sarıtemur
Yuva
İki minik serçe bir yuva kurdular kuru dala Yıkıldı yuva, her taraftan vuran fırtınayla. 23 Kasım 2012 / saat: 14:07
A. Yüksel Şanlıer
Yutuğ(Dilber)
Nazlı dilber nazlanırdır çok zaman, Gül verirsen, hoşlanırdır her zaman, Konca güllerden, verirsen mutludur, Gül bağından gül derip git sormadan.
Mustafa Hasoğlu
Yuva Kurdum
Yuva kurdum evim bomboş Eve geldim sarhoş sarhoş Malım olsa neye yarar Yaşıyorum herşey bomboş. Kayıp ettim ben yolumu Issızda gördüm ben sonumu Malım olsa neye yarar Bulamıyorum yolumu. İçerimde yoktur neşe Önem vermem üçe, beşe Malım olsa neye yarar Hayatımda yoktur neşe. Ne olur bilmem vallah Benide yaradan Allah Malım olsa neye yarar Unutmaz benide Allah.
Mehmet Ali Şahin
Yuvadan Bir Kuş Uçtu
Yuvadan bir kuş uçtu Yandı yürek tutuştu Yuvadan ikinci kuş uçtu Yürek falan kalmadı
Bahtiyar Keskin
Yuvamda Mutluyum
Kader Mekanı Elde, Hayır Vefalı Evde, Ben Yuvamda Mutluyum.. Nak: Yuvasız Kuşlar Gibi,) Ben Yuvamda Mutluyum. 2 Sarayda Köşkte Deyil, Handa Hamamda Deyil, Bahçede Bağda Deyil, 2 Ben Yuvamda Mutluyum. 2 Rüya Tabiri Belde, Hâyel Perdesi Köyde, Hülyaların Kentinde, Ben Yuvamda Mutluyum... Güneş Gibi Parlayan, Irmaklarda Çağlayan, Sevincinden Ağlayan, Ben Yuvamda Mutluyum... 23 Nisan 1993
Kemal Kabcık
Yuvalar Muhafaza Eylensin İNŞALLAH; SEVGİ ve SAYGI IŞIĞI ile, AZİM ve SABIR IŞIĞI ile! . = 000.00.001 =
= 11 Temmuz 2013 Perşembe 11:39:24 = Yuvalar Muhafaza Eylensin İNŞALLAH; SEVGİ ve SAYGI IŞIĞI ile, AZİM ve SABIR IŞIĞI ile! . ****** Önce; SAĞLIK, Sonra; GÖREV! . Paylaşamamanın Temelinde; KENDİ RAHATINI KAÇIRMAMAK VARDIR! . = 000.000.006 = 09 Temmuz 2013 Salı 17:07:19 ****** Öykümüzü Söylemezler - Ferhat Tunç - Video Vidivodo Güzellikler Unutulabilir Mi; Her Yer: Pir Sultan Ferhat TUNÇ! . Bilinir Pir Sultan Abdal Efendimizin Can Yoldaşı Ferhat TUNÇ! . Dile Geliyor Çok Şükür Türkülerin Sesi, Nefesi ve Güzel Demi! . Türkü Demlemeli Kalpte, Türkü Demlemeli Canda ÇOK ŞÜKÜRLERLE! . Çok Şükürler Olsun Alemlerin Rabbi Olan Allah’ımıza! “YUNUS! .” { Yazan: Kemal KABCIK – ANTALYA - 09.07.2013 17:20:00 } ****** 09 Temmuz 2013 Salı 17:21:59 Zafer Gündoğdu YASEMEN türkü - YouTube ŞU ZAMAN VAR YA ŞU ZAMAN Pir Sultan Ferhat’a Biçilmiş Kaftan! . Gün Doğdu Pir Sultan Abdal Dostu Pir Sultan Ferhat TUNÇ’lara! . Zaferi; Pir Sultan Ferhat TUNÇ Güzelliği, Çığlıklar ile Oldu! . Zafer GÜNDOĞDU Hocamız; YENİ: PİR SULTAN ABDAL DOSTLUKLARINA! . Çok Geçmez; Az Bir Zaman Sonra ALTI MİLYAR İNSAN FERHAT TUNÇ! . { Yazan: Kemal KABCIK – ANTALYA - 09.07.2013 17:26:53 } ****** "Hizmet Alarak MUTLU Olamayanlara, Hizmet Vererek MUTLU Kalmaya: ADAPTE Ediniz; DAİMA! ." ------------------- = 11 Temmuz 2013 Perşembe 11:41:03 = İzel Resmi Fan Sitesi - Anasayfa Dün; KADIN GÖREVDE İDİ, Bugün; KADIN GÖREVLEYDİ, Yarın; KADIN GÖREVE YÜRÜYECEK! . = 000.000.004 = ****** 11 Temmuz 2013 Perşembe 07:50:55 İzel Resmi Fan Sitesi; Sana, Bana, BİZE: Bin UMUT, Bin HUZUR! . = I = Şu An Sanatçı Canımız ve Ablamız ve de Mekânımız “İZEL” CLUB! . İzel Ablamızın Neşeli Umudu! Ve İzel Ablamızın Neşeli Huzuru! . Kitap Okumanın Yararlı Olduğuna İnan! . ve Şarkılar Da Okusan! . Şarkı Okuyamıyorum Diye Üzülme; İstesen Başarırsın Ablamızla! . { Yazan: Kemal KABCIK – ANTALTA - 11 Temmuz 2013 Perşembe 07:54:12 } ****** 11 Temmuz 2013 Perşembe 07:56:17 Bir Boşluk İçerisinde Olsan Da; HAYATINA MANA ARAYIŞI İçinde Olacaksın! . = 000.021 = Hayatın Mana Özü; Kitap Sayfalarına Yansıyan Işığın Duyarlılığında İse? . SEVGİ ve İNSANLIK; ÖĞRETMEN EMEĞİNİN GÖLGESİNDE YER ALAN: BİR IŞIĞIMIZ! . = XV = BİZİ; BİR BEKLEYEN VAR, EY KARDEŞİM! . BEKLEYENİMİZİ; TANIYIVER NE OLUR! . EVLİ OLSA İDİM; EŞİMLE, EVLADIMLA, ANNEMLE ve de BABAMLA VUSLATA ERMEK! . OLGUN MEYVE YÜKLÜ AĞAÇ; NASİBİMİZ İÇİN DALLARINI EĞMİŞ: BİZLERİ BEKLER! . YETMİŞ DÖRT MİLYONA ADANMIŞ AĞAÇTAN; NASİP ALMAYI DÜŞÜNEN: KAÇ KİŞİYİZ? . { Metin Yazarı: Kemal KABCIK – ANTALYA - 02 Aralık 2011 Cuma 21:22:11 } Seveceksin ve Sayacaksın; HAYATIN MANASINI YAKALAYABİLMEK İÇİN! . ŞÜKÜR! . = VATANIMIZ SAĞOLSUN İNŞALLAH! . DOSTLUKLARIMIZ SAĞOLSUN İNŞALLAH! . = YETMİŞ DÖRT MİLYON İNSANIMIZIN MUTLULUĞUNA ADANACAKSIN AŞKLARIMIZ İÇİN! . ****** 11 Temmuz 2013 Perşembe 07:59:40 İzel Resmi Fan Sitesi; Sana, Bana, BİZE: Bin UMUT, Bin HUZUR! . = II = Şu An Sanatçı Canımız ve Ablamız ve Mekânımız; İZEL FAN CLUB! . İzel Ablada; BİN BİR UMUT! . Ve De İzel Ablada; BİN BİR HUZUR! . Masal Kitabı Da Okurdun Değil Mi; İZEL ABLAdan BİN BİR ŞARKI! . Hangi Şarkısı, Diyemeyiz; Çünkü Ruhumuz Sağlık, Bedenimiz De! . { Yazan: Kemal KABCIK – ANTALTA - 11 Temmuz 2013 Perşembe 08:05:19 } ****** ÖNCE SAĞLIK; Ruh ve Bedenimizde! . SONRA GÖREV; Dinlenmelerimiz ve Çalışmalarımızda! . ****** "Hizmet Alarak MUTLU Olamayanlara, Hizmet Vererek MUTLU Kalmaya: ADAPTE Ediniz; DAİMA! ." ****** Yuvalar Muhafaza Eylensin İNŞALLAH; SEVGİ ve SAYGI IŞIĞI ile, AZİM ve SABIR IŞIĞI ile! . = 000.00.001 = http://www.kalplerindili.com/web/showthread.php? t=27632&p=80178#post80178
Abdullah Toroslu
Yuvalar Yangın Yeri
Din hâkimken haneye; bir cennetken o yerler; Ne zaman ki çıktı din; döndü evler gayyaya! İnşaallah durumu, tez fark edip şu serler; Tam geçmeden iş işten; bakar dini ihya’ya! Ondan başka her formül, istisnasız denendi! Ne yazık ki hiç biri; getirmedi huzuru. Fıtratlara ters şeyin, olmaz iken menendi; Din düşmanı nadanlar, tercih etti hep zoru. Bin bir türlü fitneler, doldururken dar’ları; İlim bilmez ebeveyn, kucak açtı onlara. Yanlış kıstas yüzünden, nur zannedip narları; Hak kitabı unutup, din dediler zanlara. Yuvalar yangın yeri, tehlikede bireyler! Dünyevilik illeti; boğmak üzre imanı! Haram olan ne varsa; yiyip, içip giyerler! Sonra da hayâsızca, suçlar onlar zamanı. Tek gaye var menfaat; herkes onun peşinde! Rızaya talip olan; binde birde kalıyor. Çoklar gafil ukba’dan, yitmiş dünya işinde! Ateşlerin içine, balıklama dalıyor. Ey akiller yetişin, söndürelim şu har’ı! Yoksa yangın içine, bizleri de alacak! Zira halkın ekseri, kar sanıyor zararı! Koşmaz isek imdada; yarın çok geç olacak! Abdullah Toroslu 26.03.2013-İzmir
Mete Tuğluk
Yuvargen
yuvargen yuvarlanmakta düşmekte denizden parçalanmakta parçalardan biri bir bir bölü iki eşit iki işte doğa dizgesi budist bir samurai kılıcı kırık tozkoparan iskender almış tüm yayları söylemeli tanrıya hayvan bağırsakları sağlamlaştırılmalı...
Aşık Ronedi
Yuvanıza Yuvanıza
Neşe mutluluklar dolsun Yuvanıza yuvanıza Hiç kötülükler girmesin Yuvanıza yuvanıza En kötü günde gülesin Herşey gönlünüzce olsun Mutluluk ve huzur dolsun Yuvanıza yuvanıza Meyvesiz ağaç kalmasın Yaz baharda çiçek açsın Tatlı diller sizle kalsın Yuvanızda yuvanızda Çocuklu bir yaşam olsun Mutluluk ve neşe dolsun Keder hüzün hep yok olsun Yuvanızda yuvanızda
Süleyman Sönmez
Yuvamızın Kapısında
Mor çiğdemler açarken kırlarda Kelebekler konuşurken papatyalarla Sarmaşık güllerle bezenmiş Bekliyordun ezelden beri Biliyorum yuvamızın kapısında.
Salim Şengül
Yuvamızda; Sevgi,Saygı,Muhabbet Olsun…
Ey gönlümün dilberi, gel ki hasretlik bitsin, Bekleyişim son bulsun, gönlüm neşeyle dolsun, Bir yuva kuralım ki, bir örnek teşkil etsin, İçinde sevgi, saygı, bir de muhabbet olsun. Öyle bir gün yaşat ki, tadı damağ'mda kalsın, Sen öptükce sevgilim, dudaklarım ballansın, Bizim hayatımızdan,sevenler örnek alsın, İçinde sevgi, saygı, bir de muhabbet olsun. Her an senin yanında, seninle olacağım, Seninle bir yastıkta, baki yaşayacağım, Bir dünya vaad et ki, hiç unutmayacağım, İçinde sevgi, saygı, bir de muhabbet olsun. Senin yüce sevgini, hiç unutmayacağım, Sensin benim güneşim, senle ısınacağım, Bana bir hayat sunki, bahtiyar olacağım, İçinde sevgi, saygı, bir de muhabbet olsun. Kalbimi sana açtım, boşuna gezme seyyah, Kal kalabildiğince, gönlüm sana karargâh, Bir yuva kuralım ki, gören desin maaşallah, İçinde sevgi, saygı, bir de muhabbet olsun. Salim bey’m damarımda, hem de iliğimdesin, Her nefeste çektiğim, nefis oksijenimsin, Bir yuva kuralım ki, sevenler hep imrensin, İçinde sevgi, saygı, bir de muhabbet olsun. 26-Nisan-2013 Cumartesi
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Akıldan, Okuldan Yana-Etika-Birinci Bölüm-116
AKILDAN, OKULDAN YANA-ETİKA-116 Öğrenci sözlü sınavda: Hatırlamadığını bilmediği için bilemiyor. Öğretmen: Bilmediğini hatırlamadığı için, hatırladığını soruyor.
Naim Yalnız
Yuvanın,Mutluluk Kaynağı Çocuk.(Aile ve Çocuk Haftası)
Allah'ın,en güzel hediyesidir, Yuvanın mutluluk kaynağı,çocuk; Doğa'nın müjdesi,tatlı sesidir Yuvanın mutluluk kaynağı,çocuk. Anne için,eşsiz bir değerdir o, Baba için,umut; bir cevherdir o; Ailede seven,sevilendir o Yuvanın mutluluk kaynağı,çocuk. Anne-baba,iyi örnek olmalı, Çocuğa üzüntü,yaşatmamalı; Güzel davranışlar kazandırmalı Yuvanın mutluluk kaynağı,çocuk. Çocuğu kırmayıp,hiç üzmemeli, Ve ne de şımartıp,delirtmemeli; Her şeyin dozunu,iyi bilmeli Yuvanın mutluluk kaynağı,çocuk. Bugün küçük ama,yarın büyüktür, Sevgiye,saygıya hepten layıktır; Her şeye duyarlı,her an ayıktır Yuvanın mutluluk kaynağı,çocuk... AŞAĞIDAKİ RESİM: Oğlumuz Türkay ve gelinimiz Sufay nur'un; Hollanda'nın Utrecht(Utreh) kentindeki arkadaşları Anna'ları ziya retlerinde,her iki ailenin de bebekle riyle birlikte mutlu görünümlerini ser gileyen güzel bir anı resmi.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Akıldan, Okuldan Yana-Etika-Birinci Bölüm-120
AKILDAN, OKULDAN YANA-ETİKA-120 Doğru kurulmuş bir problem: Biri bunu yanlış çözdü. Daha doğrusu çözemedi. Kuruluşunda bir yanlışlık olan problem: Bir öğrenci bunu, yanlışlığı sezmeden doğru çözdü. Sınavı problemi çözemeyen kazanır.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Akıldan, Okuldan Yana-Etika-Birinci Bölüm-123
AKILDAN, OKULDAN YANA-ETİKA-123 Okul birinci sınıfda başlar, yaşam birinci sınıfda biter. Okullarında birinci olanların çoğu yaşama geç bitsin deye mi yaşamda sonuncu kalırlar.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Görel-Etika-Birinci Bölüm-208
GÖREL-ETİKA-208 – İnsan mı paraya bağlı, para mı insana bağlı? – Bu, insana bağlı.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Hayvanlarla Aramızdaki-Etika-Birinci Bölüm-172
HAYVANLARLA ARAMIZDAKİ-ETİKA-172 Köpek kızdırılırsa ısırır. Köpek neye kızar? Bunu o bilmez; bunu bilmek bize düşüyor. Ben biliyorum. Köpeğin bilmediğini benim nasıl bildiğimi ben ne köpeği anlatabilirim ne de sizlere. Ama beni bu konuda çürütemezsiniz de. Buyurun, işte köpek.. Atılın üstüne doğru.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-112
KONUMUZ DÜŞÜNMEK-ETİKA-112 Açlığı yok edecek doktrin mi bulmak isteyorsun? Öyleyse ne politika yapar durursun! Dünyadakilerin yarısı açtır. Politika, bölgedeki açları azaltacağını ileri sürüp dünyadakileri çoğaltan gecikmenin adıdır.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-111
KONUMUZ DÜŞÜNMEK-ETİKA-111 Eskiden bir şato bir soyu, bir aşk bir şövalyeyi, bir davaa bir aileyi doyururmuş. Şimdi bir soy bir konağı, bir şövalye bir aşkı, bir aile bir davayı besleyemeyor.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-94
KONUMUZ DÜŞÜNMEK-ETİKA-94 “Düşkuran”ın adresini istediler benden: Tarih Caddesi, Kahramanlık Yılları Mahallesi, Teknik Gelişim Sokağı, Konfor Apartımanı, İyi İşler Katı, Güvenç Dairesi.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Hayvanlarla Aramızdaki-Etika-Birinci Bölüm-174
HAYVANLARLA ARAMIZDAKİ-ETİKA-174 Hayvan bir edimden bir edime geçer. Bütün hayvanlar için bu böyledir. İnsan da öyle.. Yalnız o iki edim arasında bir düşün alanından geçer. Yazık ki bütün insanlar için bu böyle değildir.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Sevgi İle Sevgiye Karşı-Etika-Birinci Bölüm-125
SEVGİ İLE SEVGİYE KARŞI - ETİKA-125 Kadınları sevmek bir kadına haksızlık etmek demektir. Bir kadını sevmek kadınlara haksızlık etmek demektir.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Sevgi İle Sevgiye Karşı-Etika-Birinci Bölüm-136
SEVGİ İLE SEVGİYE KARŞI-ETİKA-136 Sevgi’den ad yapılıyor.. Mutlu’dan ad yapılıyor.. Aşk adında ne bir kadın gördüm ne de bir erkek.. Bu korku neden?
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Yaşamak Ölmek-Etika-Birinci Bölüm-58
YAŞAMAK ÖLMEK-ETİKA-58 Gençlik’in yaşlılık çağları vardır. Orada birçok genç ölür. Yaşlılık’ın da gençlik çağları vardır.. Orada da birçok genç ölür.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Sevgi İle Sevgiye Karşı-Etika-Birinci Bölüm-140
SEVGİ İLE SEVGİYE KARŞI-ETİKA-140 Sevgi bir kişiyi ikide yarım kılar. Aşk iki kişiyi birde.
Ahmet Hanif Aktaş
Yuvarlak dünya
YUVARLAK DÜNYA tersine döndü dünya yuvarlanıp düştü dünya çırpınırken yüreğim göğsümde göğsümde kayboldu dünya.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Sevgi İle Sevgiye Karşı-Etika-Birinci Bölüm-148
SEVGİ İLE SEVGİYE KARŞI - ETİKA-148 Sevgisiz bir bağlılık.. Bu, insanı yaşa yaşaya öldüren bir yaşamda sürükler. Sevgiyle bağlılık.. Bu insanı öldüre öldüre yaşatan bir yaşamda sürdürür.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Sevgi İle Sevgiye Karşı-Etika-Birinci Bölüm-164
Sevgi İle Sevgiye Karşı-Etika-164 Aşka gönül ile düşersen yanarsın. Zekâ ile düşersen kavrulursun. Akıl ile düşersen çıldırırsın. Duygu ile düşersen gülünç olursun. Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin. Sersem sersem bakınıp durma, bir yol seç.
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Sevgi İle Sevgiye Karşı-Etika-Birinci Bölüm-129
SEVGİ İLE SEVGİYE KARŞI-ETİKA-129 Aşkın sana doga gereğince verildiğini sanma.... Sen hayvan değilsin. Doganın sana aşk gereğince verildiğini sanma... Sen hayvan değilsin. Doga ölümde, insan aşkda uludur.
Işık German Ersoy
Yuvarlanan Taş Yosun Tutmaz
Sabah sporu yapan Yavru taşla babası Dağdan aşağıya doğru Hızla yuvarlanırlarken Bir ara yavru taş Baba dedi Neden çevredeki bazı taşlar Yosun tutmuş Hiç hareket etmiyorlar Babası gülümseyerek Bizim gibi her sabah Spor yapmadıkları için Yavrucuğum
Özdemir Asaf
Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-98
KONUMUZ DÜŞÜNMEK-ETİKA-98 Şu hayvan o kadar vahşî ki.. Onun üstesinden ancak insan gelebilir.
Emrullah Erdinç
Yuvaya Geri Dönen Kus
Hayvanlar aglemine bak bak ki ibret alasin. Hayvan degip gecme bak yuvasina nasil dönuyor. Sen yavrunu bir insan olarak nasil birakirsin sokaga. Hayvanlar alemine bak bak ki ibret alasin. Vijdanin hicmi sizlamadi kus kadar beynindemi yok. Hayvanlar alemine bak bakki ibret alasin.
Derdi Derya
Yuvası Dağılmış Anneler Ağlar
Çekilmez bir derttir nasıl yazayım Yuvası dağılmış anneler ağlar Kıbrıs soydaşlarım gamlı gezeyim Yuvası dağılmış anneler ağlar Kıbrıs yetimleri perişan olmuş Anne hasretiyle bağrını delmiş Yeşil Lefkoşe'nin gülleri solmuş Yuvası dağılmış anneler ağlar Yeşil Kıbrıs'ta da şehitler yatar Anneler babalar her gün yas tutar Türkün askerleri cepheyi bekler Yuvası dağılmış anneler ağlar Pis Makaryos papaz zulümün yeter Türkün aslanları vur emri bekler Yine havalandı geliyor jetler Yuvası dağılmış anneler ağlar Aşık Derdi Derya papaza lanet Ta ezelden beri boz eşek inat Yeter Lefkoşa'da sürdün sefalet Yuvası dağılmış anneler ağlar
Yuksel Akcum
Yuvayı Dişi Kuş Yapar mı?
YUVAYI DİŞİ KUŞ YAPAR MI! Kadın dediğin yuvasını korur; Bir dişi panter gibi; gerçekten nasıl korur kadın yuvasını tüm açmazlara göğüs gererek mi; Aldatılma ister kadın,ister erkek tarafından yapılsın farketmez amma tamda bu noktada erkek hakim toplumumuzda erkek daha kolay aldatanda oluyor.Kadın ise kullanılan hep.Geleneksel toplum yapımıza göre kadın yargılanmaya daha açık,ve bu daha çok kadının kadına yaklaşımıyla yada açık ifadeyle kadın kadının düşmanı oluyor. Özgüveni gelişmemiş kadın bir korumacı rolünde kaldığı için bu duruma yani erkeğin aldatmalarına kısmi göz yumuyor erkektir yapar nasılsa bana geri döner diyerek; ve zamanla zincirler birer birer kırılırken kadının masumiyeti zedelenmeye,inanan ve seven rolündeki saçımı süpürge ettim bak evlatlarımı yetiştirdim diye ağlamaya başlayan kadın; Erkeğin iç işleri bakanım dediği kadın her şey yolunda giderken kadın birden kaplan kesilir.Dişi panter gibi koruduğu yuvası yavaş,yavaş giderken kadın kadına düşman kesiliyor.Çünkü erkek gidebilir,yapabilir zihniyeti ucu kendine dokunmaya başladığında ve izlediği bir televizyon dizisi değildir,magazin hiç değil duvara doslama zamanı gelmiştir.En kolay yol kadın tu kaka be bunun için geleneksel ananeler töreler devrededir kolay yoldan hallolacaktır.Ardamarı çatlayan kadındır hedef tahtasıda,12 den vurulacak olan kadındır.Töreler ne emrederse o olacaktır sonunda.Aldatan erkekse takım elbiseleri giyer ve kahvehaneye yada birahanede alır soluğu ama kızmayın pelesent etmek değl derdim siz erkekleri.En çokta erkek acır kadına.Kadın kadına düşmandır artık. Kadın dediğin yuvasını korur,yuvasını yuva yapan kadındır,dişi kuştur anadır.Kadın hem hemcinsine karşı güçlü olacak hemde eşine karşı.Erkek hakim ataerkil toplum bunu emreder burada. Yanlızlıklar,içimizde büyüyen yalnızlıklar binlerce insanıniçinde nefes alıp verirken bu yanlızlıklar durumunda kadın ne yapmalı.Gelecek kadın mı kitabıda 300.sayfada şöyle yazmız yazar,cinsiyet hiyerarjisinin bütün toplumsal anlamlardaki başı sonu belli olmıyan varlığı,bir çok kadının kendi toplumsal çevresindeki erkeklerin karşısındak alışılagelmiş ezikliklerine meydan okumak yerine uyum sağlamakta daha rahat edilebilmelerine yol açıyor.Yni kadın her durumda uyum sağlamalı. Kadını başkaldırısı erkeğine değil önce kadına,kadını uzaklaştırınca olay biter mi bitiyor mu acaba; Kanıyan yara sizce kadının kimliğimi,erkeğin kimliğimi sorgulamaya nereden başlamalı Yanlızlık dehlizinde kadınlar mı, erkekler mi; Evlikliklerde mutluluk kavramı evli olupta yanlız erkekler ve /veya kadınlar mı; yanlızlıklar başlayan mutsuzluklar ve kendini yenilemiyen pelesent kadınlar mı veya erkekler mi; Ne olusa olsun kısırdöngülere sürüklenen evlilikler. Başta en başta birleştirici olan geleneksel davranan birleştici rolunu üstlenen aile yakınları,çevre el etek olarak masum fertlerin herşeyin düzgün gittiği sana o insanlar başta kapıyı çalmadan gelen güzel insanlar bu durumlarda gelmez olurlar kavgalar çekişmeler yanlız bir durumda devam eder bu arada. taki zincirler kırılmaya kopmaya başladığı ana kadarson perde kapanmak üzeredir.cümbüş vardır artık,akıllar havalarda uçuşur.Gene çözüm noktasında kadın tek başınadır.Aldatanda,Aldatılanda olsan fark etmez artık.Perde kapanıyor yo ya perde kapınmıyor.Ortada kalan üçünçü bir kişi var o unutuldu o tukakadır. Geldiği noktaya geri döner o herkes rahatlamıştır.Erkek kravatını itakım elbisesini giymiştir o ait olduğu yerde kalmıştır. Zaman herşeyin ilacıdır de akıl veren akıl fukaraları geleneksel yapı bozulmamıştır.Ama her iki taraftada kadın,kadının düşmanıdır.Kadın yaralanmıştır.İp boynundadır hep taşımak üzere..........mi? YÜKSEL AKCUM.16.05.2007
Gülseven Aksoy
Yuvayı yuva yapan..
Evi ev yapan ne tuğlalar nede içinde ki mobilyalardır.. Evi yuva yapan; odalardan yükselen çocuk sesleri,mutfaktan yayılan çayın o büyüleyici kokusu,birlik ve beraberliğin verdiği o güven duygusu, ve bir annenin şefkatli elleridir.. Her odasından yüreklere dağılan annenin o bağışlayıcı sevgi kokusudur yuvayı yuva yapan.. _20.11.2013
Şerafettin Muş
Yuvarlandık ovalara
Yuvarlandık ovalara Dağların doruklarından Yuvarlandık ovalara Güneşin ışıklarıyla Yuvarlandık ovalara Yorgun ama çakmak çakmak Bakan gözlerine bakmak Sessizliğin sesi olmak Yuvarlandık ovalara Uçsuz bucaksız evrenin İnsana değer vermenin Anlamı vardır sözlerin Yuvarlandık ovalara Gelen konar giden göçer Hayatına değer biçer Aşkın zehirini içer Yuvarlandık ovalara Bunca zaman nerdeydin Nedir amacınla derdin Neden aramadın derdin Yuvarlandık ovalara Düşüncesiyle duyguyla Çağlıyor bak akan suyla Durmaz bilmeyen yanıyla Yuvarlandık ovalara Yolumuz dünya ya düşmüş Bu dünyadan gelen geçmiş Kendine bir bedel biçmiş Yuvarlandık ovalara Çıkar ilişkilerinden İğrenir iğreçliklerinden Kaçarken böylelerinden Yuvarlandık ovalara Tekkesi okulu yoktur Kalemi kağıdı çoktur Sessizliğin sesi yoktur Yuvarlandık ovalara Temizdir fark edilemez Onsuz yola gidilemez Dost Şeref gibi dinnenmez Yuvarlandık ovalara 19/07/2013 Dost Şeref
Gürkan Kaya
Yuvayı Dişi Kuş Yapar
Yuvayı Dişi Kuş Yapar Bir Başka Dişi Kuş Yüzünden Bozar Yuvayı Kuş Kafalı Erkek Kuş
Sinan Karakaş
Yuyamaz
Günah sevap Hak katında, Kul niyeti okuyamaz, İnsan fıtratın hattında, Yazgıyı kimse yuyamaz.
Sibel Çebi
Yüz
Yüz yıllardır Bir yüze hasret ben Yüz para etmez Yüzsüzün tekisin sen
Sinan Karakaş
Yuyuldu
Sonsuz sessizlik duyuldu, Sessiz kalanlar yuyuldu, Ne nefis kaldı ne iblis, Kurala bir bir uyuldu.
Adnan Şahin
Yüz Gerek
Bu dünyada bakmak için her yüze Yüz gerek kardeşim yüz Gitmek için dostlar kahvesine Yüz gerek kardeşim yüz Gecmek için kasapın önünden Yemek için hergün öğünden Mahcup olmamak için düğünden Yüz gerek kardeşim yüz gerek
İnci İnceer
Yüz de yüz...
Ne yapsın yüzsüze yetmediyse ‘ikiyüz’ Kalkmazdı umut rafa verseydiniz bi dört yüz Verseydiniz, oyun oynar şarkı söyler Öğretmen ya da kim bilir ne olurdu cemile ‘Bir hilâl uğruna’ değil heyhat Öldük, yüzde yüz haince 12 Eylül… 2015!
Mahmut Nazik
Yüz Güzeli
Yüz güzeli gocayınca Gönül güzeli her Zaman gonca. Mahmut Nazik Aralık 2015 Mersin
Musa Özsoy
Yüz Kırk Sekizinci Gün
Yüz kırk sekizinci günü bugün ayrıldığımızın, Yüz kırk sekizinci günü bırakılışımın, Kalbimin, aşkımın şaşkınlığının... Dibe vurmuş gemi misali, Biletsiz yolcu gibi yaşadığımın... On sekizinci on dört şubatında hayatımın, Yüz kırk sekizinci günü yalnızlığımın... Çekip gittiğinin yüz kırk sekizinci günü, Okyanusun ortasında boğulmaya terkedişinin, Bakışlarının değiştiğinin, Engellere yenildiğinin, Bir efsane aşkın bitişinin, Yüz kırk sekizinci günü bugün sensizliğimin...
Emin Çelimli
Yüz Karası Değil
Benim günaydınım ocaktan çıkınca başlar Görünce ailemi sevinçten akar yaşlar O an güneş doğar evime yanar ışıklar Yüz karası değil bir lokma ekmek parası. Her gün veda ederim çoçuğuma eşime Korkuyla inerim yerden Dörtyüz metre dibe Emanet ederim canımı yüce Rabbime Yüz karası değil bir lokma ekmek parası. Soma’nın kaderi başka iş yok yapılacak İnmezsen ocağa çoluk çocuk aç kalacak Kömürden para harcamaya kıyılmayacak Yüz karası değil bir lokma ekmek parası. Çaresiz ineriz ocaklara dizi dizi Her an kömür karası bir ölüm bekler bizi Gözü yaşlı bırakırız sevdiklerimizi Yüz karası değil bir lokma ekmek parası. Sağ salim çıktığımız da ölümlü ocaktan Korkmayız dışarıda kavrulsak ta sıcaktan Anı yaşarız endişe ederiz vuslattan Yüz karası değil bir lokma ekmek parası. Emin ÇELİMLİ
Metin Duran
Yüz İkinci Yıldızı Daha Çok Sevdim
Ey sevgili.... Eyyyyy gökyüzü simalı yar. Yüzündeki benler yıldız olmuş, Gökyüzüne inat parladıkça parlıyor. Kaşların hilal, Gözlerin kapkara bulut. Yağmur damlası gibi yüreğime sızıyor. Tam yüz iki yıldız düşmüş tenine. Her biri başka güzel ama, Yüz ikinci yıldız daha başka parlıyor. Bilirsinki ne yıldızlar tutulur, Ne mehtap, Nede bulutlar, N e d e s e n..... Gördüğün gibi işte, geriye sadece hayal kalıyor. 19.06.2007 (Dnzl)
İhsan Ertem
Yüz Karası
Olağanmış, doğalmış madenciler ölürmüş Kömür karası üstü, zehirli dil yarası Dikkat eden maçayı tek seferde bulurmuş Nefesleri çaldınız, kaş ile göz arası İnşallah, maaşallah, topladınız arpayı Acemden ayakkabı, saat, küpe, kârpayı Milletin canı çekse pullu, boklu sarpayı Gönderdin polis jopu, asker kasaturası Şehit kelle gözünde, hak arayan çapulcu Vatan diyen turancı, özgürlük diyen solcu İstikbal belirliyor yobaz, nuskacı, falcı İnsan hayatlarının olmaz yazı turası Kurcalayıp bozdunuz, değişmez yasaları Taşeronla kurdunuz, pazarlık masaları Kömür ile değişip Cemal’i, Musa’ları Yaptınız maaşları anca kefen parası Yüzleri kara elmas, sırf görünür gözleri Bir avuç su yeterli, temizler bu yüzleri Göller, denizler yetmez arıtmaya sizleri Nemrud’un, Firavun’un, Süfyan’ın maskarası Sönsuza dek süremez tiranlığın, sömürün Biter din ticaretin, baki sürmez ömürün Sadaka dağıttığın, torba torba kömürün Canla takas edildi, ödendi faturası Sanki afrika, sanki soma değil, Somali Satılmış, kiralanmış,köleleşmiş Soma’lı Taziyeye gelinmez jandarmalı tomalı Tarihin, insanlığın, islamın yüzkarası.
Affan Dede
Yüz Metrekare Ayrılık
Ev soğuk Mutfak ile kırgınız Misafir odasına gelen giden yok Çocuklar zıplamıyor koltuklarda Belki de bize inat Şimdi kan ağlıyor gibiler.. Fabrika ayarlarını özlemişiz. Dış kapıda başlıyor karanlık Girişi huzur-bozan hüzün kaplı ev.. Hani çocukların mızmızlanması Mutfaktan gelen yemek kokusu hani Nedir bu açlık sahi.. Huzur kokan ev nerde O tükenmeyen seramoni, her akşam. Soruyorum ya.. Susuyor herşey! Gardropp susuyor Elbiseler nakaratta Sadece duvarların bağırtısı var Biliyorum, cevapsızlığı Yine de soruyorum Cevabını bile bile soruyorum Utanmıyorum. Cüretini ömrümden alan insanım benim Hem Muhammedî gönlüme yaslanıp ve hem gündelik 'şeriati' tavırlarıma gücenen insanım: Şimdi ebu zer vâkârıyla daha isyankar ve daha asiyim Sabırsızım! Kim vurduya giden maktül gibi sevgimiz.. Artakalansa iki cam biblo paramparça.. Evin zerresine nakşolmuş koşuşturmaları şimdi birer payandadır omzuma.. Biraz tebessüme kaçıyorsa rengim bundandır.. Eli kırılası leheb gibiydiler Camdan biblolarımızı düşürenler Kurufasulyeye kan doğrandı ve hesabı biz ödedik. Afiyetle çıkıp gittiler Geriye bir sessiz ev, iki kırık biblo ve bağrışan duvarlar kaldı. insan yalnızlaşınca geceye ay doğmuyor Zifirî karanlıktır zaman. Bir şekilde hicran yağıyor göz-yüzü'nden Yüz metrekarelik ayrılık başlıyor Yüz metrekare yalnızlık.. Ne oldu bize böyle..
Ali Ertürk
Yüz lira borç
YÜZ LİRA BORÇ İsteyemedim kimseden Bir lira borç. Hatta verip almadıklarımdan bile. Zordayım bu akşam, Umudum sizde, Gökyüzünden tanıdık yıldızlar. Dardayım, Nolur, Yüz lira borç verin bana. Billahi yarın veririm. Bursa 12 mayıs 2010
Sinan Aydındağ
Yüz on yedi gün sonra
Yüz on yedi gün sonra hasretlik bitecek 21/01/2004 Oğlunuz tekrar eve dönecek Neşenize bir neşe daha katacak Bekleyin yüz on yedi gün sonra. Antalya’da deniz varmış bana ne Turunçgillerin vatanıymış bana ne Ay batmış güneş çıkmış bana ne Sizden ayrı cennet olsa bana ne.
Şükrü Topallar
Yüz Nakli
Yüz kerrede yapılsa yüzsüzlere yüz nakli, Sevinmeyin yüzsüzler; yüzsüzlük kalır baki. Şükrü Topallar 30. Mart. 2012 İzmit
Ufuk Bayraktar
Yüz On İki (Düzyazı)
112 ACİL SERVİS’İ NASIL BİLİRSİNİZ? Günün ne getireceğinden habersiz uyandım yine. Televizyondaki uyanışlar kadar renkli değil hiçbir uyanışım. İlk günaydın genellikle 112 istasyonunda gelir her şeye rağmen gülümseyen bir dudaktan. Ve o ‘’günaydın’’a dek düşünülür uzaktaki herkes… Beyazlarına beyazlar katmakta durmadan şehir. Ve bütün bir şehir senin bir an önce gelmeni bekler. Zaman zaman bilinir çektiğin çile, bilinir değerin; zaman zamansa bilinmez… Herkes kendini bilir tek! İlk iş ambulanslar kontrol edilir tek tek. Kolay değil bir insanın hayatı; bazen gözden kaçabilecek küçük bir ampul ilaçtır hayat. Amaç, pamuk ipliğine bağlı yaşama bir ilmik daha atmaktır. Omuzlarda ağır bir yük, kalplerde bir işe yaramanın sevinci ve ‘’var olmanın dayanılmaz hafifliği…’’ Kontroller ve eksiklerin giderilmesinden sonra başlar bizim maceramız. Tam 24 saat boyunca bir an olsun durmayan telefonlara cevap vermek zorundasınız. İşi gücü olmayanlar nedense yalnız bırakmazlar bizi: ilan-ı aşk edenler mi dersiniz, bütün öfkesini kusup küfredenler mi… Bazense daha bir acı çalar telefon; birinin bize ihtiyacı vardır ve hiç susmayan telefondan yer edinebilmişse ulaştırır sesini bize. O an zaman durur sanki. Umut sizsiniz… Tanrım! Ne ağır bir sorumluluk bu… Her şey unutulur o an, bütün tıbbi bilgiler tek tek hatırlanır. Bir yürek, ancak böyle yaşama bağlanır… Bazen bir kalp krizidir gidilen hasta, bazen trafik kazası… ve varılan her hasta ‘’en ağır hasta’’dır, bunu bilmelisiniz! Dedim ya; herkes bir tek kendini bilir ve vardığınız her yer insanın kendi bencilliğidir. Korkudan ne yapacağını bilmez bir sürü insan karşılar sizi, hastaya müdahale ederken, bir yandan da onları sakinleştirmelisiniz: hayatta en yalnız olduğunuz andır bu! Bütün hareketleriniz kontrol altındadır ve dilinizden dökülecek kelimeler beklenir korku ve umutla… Siz de korkarsınız; doğabilecek her aksilik hayat vermek için dokunan ellerinizden bilinir; herkes kendini bilir… İnsanların en panik olduğu anlarda yanlarında olursunuz. Olumsuzluklar arada bir yaşansa da genelde bilinir kıymetiniz. Size vurmak için uzanan ellerin, ellerinize sarıldığını da bilirsiniz… Siz de en çok kendinizi bilirsiniz, hastalığa düşmeden bilmezsiniz… Zamana karşı savaşınızda hep galip olmak istersiniz. Çoğu zaman zafer sizindir ama mağlubiyetleriniz de olur… Bunu anlatamazsınız kimseye; o an sizin de anneniz ölmüştür! Ama demir perde inmiş bir kere kalbe, hissettiremezsiniz. Bir sonraki savaşta kazanabilmek için güçlü kalmalısınız… Bütün enerjiniz gün boyu boşalır boşalır, tekrar dolar… Anka kuşu gibi; her yangının ardından, kendi küllerinden doğar savaşma kabiliyetiniz. Ve 24 saat bitip dinlenmeye çekilene dek, ölüp ölüp dirileceksiniz… Hiç kimse sizi bilmeyecek, herkes kendini bilecek. Her umutsuzluğa, yeni bir umut olup dikileceksiniz. Hiçbir zaman heykeliniz dikilmeyecek; isimsiz kahramanlar olup bir gün gerçekten öleceksiniz; yaşamanın aslında ne olduğunu hissederek…
Uğur Musab Şahin
Yüz Verirsen Danaya
Dün, hak edenlerin hayallerini süslerdin Bugünse, hak etmeyenlerin oyuncağısın. Paramparça, bölük pörçük ve kırık dökük Gönül bahçelerinde, sefa salıncağısın. Daha buzağıyken yüz verirsen danaya, Kasap’a kuyruk sallar, boynuz atar anaya. Aç ağız aç kalamaz, fırıncıya kuyruk sallar, Davulu görünce oynar, ölüyü görünce ağlar. Adam yere bakar, su ağır akarsa kork denir Cambaz ipte, balık diptedir, devir o devir. Adam adamdır, olmasa da hiç parası pulu, Eşek eşektir, semeri ipek olsa da bez çulu. El yaptığından değil, yapmadığından mesul. Amaç yaşamak mı, yaşatmak mı adabı usul Ne yapacağımı söyle, düşündüğümü bırak. Çiçeğin dikeni mi, dikenin çiçeği mi bak. 2002 Hiçbir şey yolunda gitmezken, bir de sen gittin yar Şans diye bir şey yoksa bil ki kader de, kısmet var.. Adın dilimin tadıydı, haz veriyordu aşk yarası. Gül verene gülüvermek midir, yüreğimin yarısı? Vazgeçemediklerim vazgeçirdi, bu hayattan. Kalbi bende olmayanı taşıdım, ağır dünyadan. Kurduğum hayali, başkasıyla yaşıyorum ben? Ben: Bana layık gördüm, hak etmedim sandın sen. Hayatın tadını değil, ben kaçabilsem senden. Sen bensiz yapamazdın, keyfini kaçırdım desem. Hafıza geriliği mi, yara derinliği mi unutman Senin unutman, akıl yerine yüreğinde olmam. Akıl yürekten öndedir, yüreği değil aklı duy Yedisinde neyse yetmişinde o, değişmez huy Kaderle keder ayrıdır, kader alın yazısı Keder kimine çile, kimi için yürek acısı. 2002 Emanet ödendi, amel faturasını taşımaktayım. Mülk sahibi beni bekliyor, ecelime koşmaktayım. Nereden, niçin nereye bin dört yüz yıllıki soru. Ölmeyeceğini sanan nefis, bu ne meyl-i kusuru? 2000- Hoş ve rahat yaşama arzusu, kötü sonuca sebep. Başkasında kusur aramayı, kusur bilmektir edep. Her risk başarı değil ki, her başarı mutlak bir risktir. Ömür; Ne kadar değil, niçin yaşadığını bilmektir. Hep iyi niyetimden kaybettim bak, bugüne değin. İyi niyetimi de kaybettim, heba oldu onca emeğim. 2002 Ne kadar zor, ölümü beklemeden ölmek Ve yatağında, öleceğin günü beklemek Gerçeği saklama telaşında ki, ev ahalisi. Ziyarete gelen, aynı dostlar ziyaretçisi. Fısıltılı muhabbet, sık çalan telefonlar. Sanki başında değirmen taşı, gramofonlar “İyisin” der, umursamazların umursayanı Misafirin yanında, ağlamazların ağlaması Başucunda, on gün duran meyve sepeti Eşinin kurmaya çalıştığı, sahte empati Ne kadar zordur, çayda şeker gibi erimek Uykuda geçecek geceyi, uyanık geçirmek 2018
Abdulkadir Özdem
Geçilemez Çanakkale
Çanakkale yüz yaşında, Bir asırlık Çanakkale Yedi düvel bir olsa da, Geçilemez! Çanakkale. Düşman sardı etrafımı, Denizleri dağlarımı, İşgal edip bir su gibi, İçilemez! Çanakkale. Ben kahraman Türk oğluyum, Soyum, sopum belli benim. Orta Asya Anayurdum, Göçülemez! Çanakkale. Seyit Onbaşı burada, Yahya Çavuşum şurada. Dağ başında bir ot gibi, Biçilemez! Çanakkale. Yüzbaşı Ramazan Ağa, Hamidiye tabyasında. Ey İngiliz, ey Fransız, Saçılamaz! Çanakkale. Top mermisi havalandı, Mahmut Çavuşun izniyle Batırıyor Bouvet'i Açılamaz! Çanakkale. Mayın döşe ey Nusret’im Hafız Nazmi’nin eliyle. Batır bütün gemileri, Tutulamaz! Çanakkale. Kilitbahir'li Hasan Bey, Top mermisi atıyordu. Kürdü, Laz'ı hep birlikte, Ayrılamaz! Çanakkale On sekiz mart denizlerde, Hintli, İskoç, İzlandalı Saldırıyor hep birlikte, İtilemez! Çanakkale. Anlatmaya çalıştığım, Hayalimde Çanakkale. Birlik ile beraberlik, Bölünemez! Çanakkale. Ayrılamaz! Tutulamaz! Geçilemez! Çanakkale... Erzurum/18 Aralık 2014
Süheyl Türkoğlu
Yüz Sürdüm Allahıma
Yüz sürdüm Allahıma Yalvarıp yakardım Adalet diledim Yarattıklarına. Revamı Afganistan Zulümler beşiği Sen bilirsin deyip Açtım avuçlarımı. Irak'ta acımasız Vurdular herkesi Şikayetim var Durdur bunu mevla. Güzelim Lübnan Yerle bir oldu Masum kanı emiyor Canavar riya. Affet beni Tanrım Doğrusunu bilemedim. Yüzleşirse dürüstlükle, Ağlar Amerika.
Ozan Daniel Eicher
Yüz Yetmiş Sekiz
Yüz yetmiş sekizinci günüm senle ortak hayatımda Yüz yetmiş yedinci sancım senle olan Yüz yetmiş altıncı gün doğuşu; güneşsiz, bulutlara karşı Ve yine aynı hisler aynı dilekler Bugün yağmurlar yağmalı Bulutlar dağılmalı Ve güneş yeri göğü aydınlatmalı Bugün yağacak yağmur gözyaşlarım olmalı Gözyaşlarım kalbimden akıp Seni söküp atmalı Kapatmalı en derin yaramı Yeni günde yeni güneş yüzüme vurduğunda Yeni bir ben olmalı Ruhum ışıldamalı Senin gölgen üzerime vurmuyorken Bir anı da böyle yaşamalı Ve bende güneş doğarken sende gece olmalı Buzlarım erirken ayaklarına karlar yağmalı 2/5/'7 - 05:42
Hasan Sancak
Yüz senede bir gelir-“Böyle Yiğit Kahraman” TÜRK Milleti unutma-Atatürk senin Atan
Samsun ufkundan doğdu-Atatürk denen güneş Gerçekten çok sevindi-anne baba ve kardeş Sesine ses vermiştir-Türk Milleti topluca Esenlikle tütmüştür-evlerde bütün baca Yüz senede bir gelir-“Böyle Yiğit Kahraman” TÜRK Milleti unutma-Atatürk senin Atan Acı keder yerine-geldi millete sevinç Hepsi ayağa kalktı-kendisine geldi dinç Amca dayı ve nine-senin sevginle yaşar Atam bizi kurtardın-ağlıyorken zarı zar Yüz senede bir gelir-“Böyle Yiğit Kahraman” TÜRK Milleti unutma-Atatürk senin Atan Kuru ekmek yiyorken-bize verdin besini Türk Milleti duymuştur-Atatürk’üm sesini Hainler ve düşmanlar atıldı memleketten Bütünüyle kurtulduk-çok kötü bir illetten Yüz senede bir gelir-“Böyle Yiğit Kahraman” TÜRK Milleti unutma-Atatürk senin Atan Güneş gibi ısıttın-ruhumuz içimizi Hiç unutmayacağız-Atatürk’ümüz sizi Karanlıkta kalmışken-millet buldu ışığı Harekete geçirdin-ülkemdeki her sağı Yüz senede bir gelir-“Böyle Yiğit Kahraman” TÜRK Milleti unutma-Atatürk senin Atan Kol kanadı kalkmayan-bu halk buldu saygıyı İçimizden attın Sen-unutturdun kaygıyı Şerefli asaletli-milleti oluşturdun Aynı hedef potada-bizleri buluşturdun Yüz senede bir gelir-“Böyle Yiğit Kahraman” TÜRK Milleti unutma-Atatürk senin Atan Sana bakan gözlerim-Atam Seni gözlerim Bağımsız millet yaptın-sonsuza dek özlerim 81 il topluca-ilçe belde ve köyler Öğretmen Hasan söyler-hepsi dualar eyler Yüz senede bir gelir-“Böyle Yiğit Kahraman” TÜRK Milleti unutma-Atatürk senin Atan
Yusuf Tuna
Yüzbaşı Songül Yakut şehit oldu
Jandarmanın ilk kadın komutanı, Yüzbaşı Songül Yakut şehit oldu. Canından aziz bilmişti vatanı, Yüzbaşı Songül Yakut şehit oldu. Babası ölünce yetim kalmıştı, Zorlukla okuyup asker olmuştu. Gönlü vatan aşkı ile dolmuştu, Yüzbaşı Songül Yakut şehit oldu. Hain olanlarca hedef tutuldu, Ergenekon kumpasında atıldı. Sonra aklanıp orduya katıldı, Yüzbaşı Songül Yakut şehit oldu. Anasının elinden öpüyordu, Yüreğinde fırtına kopuyordu. Şimdi Siirt'te görev yapıyordu, Yüzbaşı Songül Yakut şehit oldu. Yusuf ağlasın Kato ile Gabar, Şenoba'dan ulaştı kötü haber. Aydoğan Aydın Paşayla beraber, Yüzbaşı Songül Yakut şehit oldu.
Avni Temiz
Yüz Yıl Önce Yazıldı Çanakkale Destanı
Yurdun dört bir yanında işgaller başlamıştı İtilaf devletleri bölüşürken vatanı.. Elde kazma kürekle düşmanı taşlamıştı, -Binlerce şehit verdik unuttun mu atanı -Yüzyıl önce yazıldı, Çanakkale destanı.. Üç yanı denizlerle çevrili vatanımız Bu vatan için aktı nehir gibi kanımız Kemiği sızlar şimdi toprakta yatanımız; -Bizler için can verdi unuttun mu atanı -Yüzyıl önce yazıldı, Çanakkale destanı.. Atatürk'ün hedefi Akdenizdi gidişte Seyit Onbaşı topa mermiyi sürdü işte Allah'ın izni ile hedefi buldu işte; -Onlar ekmek yemedi, sen ye diye pastanı -Yüzyıl önce yazıldı, Çanakkale destanı.. Allah Allah diyerek düşmana vuruyordu Al kınalı kuzular toprağa düşüyordu Şaşırmıştı düşmanlar geriye koşuyordu; -Unutma, unutturma, Şehitlerini tanı -Yüz yıl önce yazıldı, Çanakkale destanı.. Son damla kan akmadan, Türk'e kefen biçilmez, Yedi düvel anladı Çanakkale geçilmez, Şahadet denen şerbet vatan yoksa içilmez; -Bırakmak için bize bu güzelim vatanı -Yüzyıl önce yazıldı, Çanakkale destanı.. 18.12.2013
Mikdat Bal
Yüzde doksan
Çok gezdim dolaşdım dünya sathında Kendime dönmeye yol bulamadım Çok günah işledim bu hayatımda Nefsine mukayet kul olamadım Uyanığım sandım uyudum gezdim Günah ben işledim şeytana kızım Nefsime zulmettim herkesi üzdüm Ben bir diken oldum gül olamadım Zararla ulaştım dünden bu güne Utanırım dönüp bakınca düne Günahı işledim günah üstüne Sevaplardan yana bol olamadım Ettiklerime çok pişmanın şimdi Öyle ağır bir yük sırtıma bindi Gözyaşımın çoğu dünya içindi Damlaya damlaya göl olamadım Mikdat der Rabbime ayandır halim Yüzde doksan dokuz benim misalim Kendimden kaçardım olsa mecalim Kendimi atacak çöl bulamadım.