poet
stringlengths 3
47
| title
stringlengths 1
168
| poem
stringlengths 3
159k
|
---|---|---|
Berkay Kur | Yüreğimde Fırtına |
Şu an elimde resmin bir kağıt birde kalem
Son defa sana yazdım yılların hatırına
İçime doldu birden acılar keder elem
Yine dilimde feryat yüreğimde fırtına
Gizlimdesin saklımda bu kalbim üzgün buruk
Bir yanı hüzün dolu bir yanı yarım kırık
Her adını anışta dudağımda hıçkırık
Yine dilimde feryat yüreğimde fırtına
Katlandım her şeyine her derdine kahrına
Geçmiyor sözü kulun kaderine bahtına
Bir zalim oturmuşsa gönlünün o tahtına
Yine dilimde feryat yüreğimde fırtına
Mevsimlerim karakış yaprağim soldu düştü
Genç yaşında bu gönlüm aşka sevdaya küstü
Mazilerim anılar sanma rüyaydı düştü
Yine dilimde feryat yüreğimde fırtına
Yemin mi ettin zalim dünyamı karartmaya
Yangınlara atıpta alev alev yakmaya
Hakkın yoktu yalancı hiç böyle ağlatmaya
Yine dilimde feryat yüreğimde fırtına
19/ 03/ 2013....Berkay KUR
|
Sinan Karakaş | Yüreğimde Duruyor |
"Aşkını aldım senden, yüreğimde duruyor,
Kalbimin her atışı, tek ismini vuruyor,
Gözden ırak olunca, sanma gönül unutur,
Vuslata olan özlem,yüreğimi buruyor."
|
Avni Temiz | Yüreğimde Havalar |
Sevmek için yaratmış, yaratan seni bana,
Her gün yeniden başlar, gönlümdeki davalar.
Sevgim hiç azalmadı, inan kalbimde sana;
Günler ay olur geçer, ay yılları kovalar,
Hep parçalı bulutlu, yüreğimde havalar.
Dağlara bulut düşse, gönlümde yağmur yağar,
Seninle batar güneş, sabah seninle doğar,
Hasretin bir okyanus, sonunda beni boğar;
Günler ay olur geçer, ay yılları kovalar,
Hep parçalı bulutlu, yüreğimde havalar.
Ben gönül işçisiyim, döktüğüm sevda teri,
Neden yerle bir ettin, kendi kaldığın yeri,
Yüzüm güldü mü sandın, gittiğin günden beri;
Günler ay olur geçer, ay yılları kovalar,
Hep parçalı bulutlu, yüreğimde havalar.
Geziyorken beher gün, yayladaki bölgeni,
Arıyordum her gece, duvarlarda gölgeni,
Görmek kısmet olmadı, gönlündeki bölgemi;
Günler ay olur geçer, ay yılları kovalar,
Seni görünce açar, yüreğimde havalar.
09.07.2016
|
Leyla Gül Varoglu | Yüreğimde Hüzün Kaldı Bu Gece |
Sana gelem dedim uzadı yollar
Hayalimde yüzün kaldı bu gece
Seni saramazsa kırılsın kollar
Yüreğimde özün kaldı bu gece
Hasretin ateşi yürekte başlar
Gönül yıkanıyor akıyor yaşlar
Buğulu gözlere yakışmış kaşlar
Gözlerimde gözün kaldı bu gece
Hüznün zindanında gözüm yaş doldu
Yıldızlar karardı hilâlim soldu
Kaç kış geldi geçti kaç bahar oldu
Takvimlerde izin kaldı bu gece
Nakış nakış kalbe sevdani saldın
Gönül defterime yazılıp kaldın
Hasreti tattırdın gönlümü çaldın
Türkü oldun sözün kaldı bu gece
Yandım ateşine yürek kor oldu
Bu yürek yangını bana ar oldu
Gece hiç bitmedi sabah zor oldu
Yüreğimde hüzün kaldı bu gece
Zerre idim beni deryana kattın
Gönül limanıma bir demir attın
Leyla edip şimdi çöllere attın
İlmek ilmek sızın kaldı bu gece
|
Murat Demir | Yüreğimde Hüzün Var |
Sanki acıların tamamı bende
Yıkılmaz bir yuva yapmış bedende
Sebebini bilmiyorum nedense
Yine bugün yüreğimde hüzün var
Yoksa kötü haber yolamı çıktı
Birimi o yarin canını sıktı
Kalkmayan kollarım işi bıraktı
Yine bugün yüreğimde hüzün var
Eller gülüp oynar ben boş bakarım
Sigaramdan, sigaramı yakarım
Kan ter ile pınar olmuş akarım
Yine bugün yüreğimde hüzün var
Bana olur böyle, hisseder gibi
Bir anda olurum elin garibi
Dert küpüm çok derin görünmez dibi
Yine bugün yüreğimde hüzün var
Fazla uzun sürmez çıkar kokusu
Bitermi bilemem gönül korkusu
Tek bildiğim dostlar işin doğrusu
Yine bugün yüreğimde hüzün var
|
Ahmet Tığlı | Yüreğimde Kal Yıllanmış Şarap Lezzetinde |
Bugece hüzün giysileri örtmüş üstünü
Üşümüş çıplak mutlulukların
Teninde ağaran şafak renginde
Gecenin mehtaba bakan yüzünde
|
Elif Ayan | Yüregimde Kan Damlalari |
Bir pazar sabahiydi
İslahiye'de bir can yaniyordu
Bileklerinden kan akıyordu
Simdi bir pecetede kaldi kan damlalari,
Canima can katan sevdalari.
Özgürlügümün sessiz gümbürtüsü
Cinlatiyordu uzun ovalari...
Can yaniyordu..
İslahiye'de bir pazar sabahi...
Onu maviler aldatti
Şimdi hircin saclarimda
Yalnizca elleri kaldi.
Tenimde dokunusu,
Dudaklarimda öpüsü...
Bir pazar sabahiydi...
Simdi ellerimde kan damlalari kaldi.
Beyazligi bozan,kizil bir renkte
Sakladim özgürlügümün gözyaslarini
Ve mum alavinde sönen yalnizligimi...
Mavilere sitem ederek gidiyorum
Yagiz atima eyer vurdum coktan,
Avuclarimda özgürlügümün kan damlalari
Dudaklarimda yasak türkülerle gidiyorum..
Belki birgün
Bir pazar sabahi
Sana anlatmaya gelirim
Yüregimi yakan sevdalarimi...
24,01,2005
GAZİANTEP-İSLAHİYE
|
Tuğrul Pekel | Yüreğimde saklısın |
Yüreğimde saklısın
Yüreğimde saklısın.
kaçamazsın hiçbir yere,
Kurtuluşum yok,
Kesilmiş cezam
Müebbetliğim sende
04-04-2008-Cuma
Tuğrul Ahmet Pekel
|
Hasan Karahisar | Yüreğimde Kanat Sesleri |
YUREGIMDE KANAT SESLERI
Yüreğimde kanat sesleri mor menekşelerin
Ruhum uçmak istiyor yanına mor sümbüllerin
Ey sevgili diyorum keşke sen hiç gitmeseydin
Arkasına, dönmeyeceğin üstü kalsın veresiyelerin
Oyonnax, 04.11.2011 Hasan Karahisar
|
Fügen Gülgör | Yüreğimde kanayan yarayı öpe öpe gidiyorum... |
Mangal yüreğimde aşkın ateşi,
Söndüyse külleri sensin,
Bir gurur artık suskunluğum,
Seni sevmekten hep onur duyduğum....
Kuru,soğuk,sert,acımasız kış toprağında,
Bahar susamışlığı ile boy veren,
Çiceklerimdi soldurduğun.....
Bembeyaz sevda güveciniydim,
Yüreğinde,
Hırçın,sert parmaklarınla,
Öldürdüğün.......
Her gece ağladım ben gizliden gizliye,
Gülmelerim yalan,
Gülmelerim acı,
Gülmelerim umutsuz artık.....
Varlığınla yokluğun arası,
Sıkıştım derin boşluklara,
Anlamaz halimi aşkı bilmezler,
Seni sevmiş olmaktan gurur duyarım.....
Sana hiç hicranı yaşatmadım,
Hep katıksız aşktı bende tattığın,
Dalında kurumuş çicek gibi attın,
Elinde solmuş olmaktan gurur duyarım.....
Utanacak nesi vardı sevdamın,
Yüreğine sokulup,
Teninin kokusunda kaybolmuşken....
Seni buralarda bırakıp,
Veda bile etmeden giderken,
Seni hala sevmiş olmaktan,
Gurur duyduğumu söylüyorum....
Kimlerlesin.kaç yalancı gönüldesin,
Söyleyemediğin bana bilmiyorum.
Kalbimi dağlayan sızıyla,
İçimi ceke ceke gidiyorum....
Yüreğimde kanayan yarayı,
Sevdiğim,
Öpe öpe gidiyorum........
fügen
20.09.2007
|
Mustafa Yiğit (Morpheus) | Yüreğimde Sen |
Gidiyorum kimsenin bilmediği yerlere
Gözlerimde hasret, yüreğimde sen
Düştüm sonu olmayan gurbet ellere
Gözlerimde hasret, yüreğimde sen
Gözyaşlarım yerinde duramaz oldu
Sevda çöllerinde çiçeğim soldu
Hasret vapuru limana uğramaz oldu
Direğinde hasret, dumanında sen
Aşk güvercinim yuvasını bulamıyor
Gönül ağacında bir dal arıyor
Gurbet ağacı yollarını bağlıyor
Dallarında hasret, yaprağında sen
Dağ başında gezen yaralı ceylan
Yüce dağlarda yarini bulsan
Çektiğin hasretlikle sinene sarsan
Ellerimde hasret, kollarımda sen
Bir ceylan vurulmuş bağrı yaralı
Durak gülmez oldu senden ayrı kalalı
O ince belini yabancı eller saralı
Gözlerimde yaş, yüreğimde sen
|
Önder Karaçay | Yüreğimde Kar Gibi Eriyordun Yar |
Soğuk bir yalnızlığın
Üşüyen anılarına gizlenmiştin
Beyazın asıl tadında yağan gökyüzü
Geçmişti kendinden
Dağlar her zaman ki gibi yüksek
Kış hüsranına teslim terk etmişti sıcağını
Eski bir fotoğraf da donmuş
Yüreğimde kar gibi eriyordun yar
Zaman beyaza bürünmüş
Soğuktan donmuş gibiydi anılar
Uçsuz bucaksız virane duyguların
Sahipsiz fotoğraflarına nakşolmuştun yar
Yaşamımız kendi içinde esaret altında ölmüştü
Üstü bembeyaz kar
Pus içinde dumana dolanmış
Hüzne çekmiştim perdemi
Yokluğun siste kaybolmuştu
İsyan ettim içimden
Kar neden seçmişti kirlenen rengini
Taneleri alkış çalarcasına
Ellerimde eridiğini görüyordun yar
Son gelişini haber verircesine düşüyordu
Avuçlarıma kar taneleri
Çabucak çekip gideceğin gibi
Ömrü kısa sürüyordu kelebek beyazın
Sevdanı yüreğime kelepçeleyen
Zincirler bir bir kırılıyordu
Kopan her bağın acısı çıkıyordu
Beyazın zulmü altında
Sevdamızı ayıran o soğukluk
Zamana tutunmuş utangaç masumiyetim
İçimde bir yara,
Sanki talan vurdu
Savurdu küllerimizi verdi rüzgara
Kilidinden kopmuştu yalnızlığın
İçimde bile üşüyordun yar
Pervasız bir günde
Zamanın bizi teslim aldığı andaydık
Mevsimler birbirini vuruyordu
Bir güneş açıyor, bir yağmur, peşinden kar
Yüreğim eritiyordu tane tane
Yağmur gibi gözlerimde sel
Özlemin ise içimde har
Önder Karaçay
|
Menderes Işkın | Yüreğimde Sönmez Yangınlar |
Yüreğimde sönmez yangınlar,
İsyanım dağlara kadere geçmez karar
Kar kaplarmış her dağı büyüklüğü kadar
Yeter ya Rab yeter, ne zaman gelecek bahar?
Neden bu kadar etrafım karla kaplanmış
Ah kar...
|
Ersin Kayışlı | Yüreğimde Sızın Var |
Günlerden beri beni yerden yerlere vuran,
Gidişinden hatıra yüreğimde sızın var,
Kuru yaprak misali rüzgârlarla savuran,
Gidişinden hatıra yüreğimde güzün var…
Düşünmekten yorulur ama senden de bıkmaz,
Yağlı ilmek boynumu belki de böyle sıkmaz,
Beklenmedik o vedan inan aklımdan çıkmaz,
Gidişinden hatıra yüreğimde sözün var…
Sanki bağrıma hançer sapladın hep kanıyor,
Gönlüm şimdi özlemi kendine yar sanıyor,
Dilim suskun çaresiz her gün seni anıyor,
Gidişinden hatıra yüreğimde hüznün var…
Ne görecek gözlerim yollarına bakarken,
Sensizliği vuracak artık zaman akarken,
Alışmak öyle zor ki hasret böyle yakarken,
Gidişinden hatıra yüreğimde közün var…
Yokluğun yorgan olur ninnilerle uyutur,
Bazen hayalin gelir gece boyu avutur,
Ne zamanki durur da belki o gün unutur,
Gidişinden hatıra yüreğimde özün var…
24 / 08 / 2007 - ADANA
|
Hasan Koca | Yüreğimde Top Sesleri |
Sahura kadar içtim bu gece,
Sonra sana niyetlendim.
Ezana kadar seni seveceğim,
Ezandan sonra yine içeceğim.
Yüreğimde top sesleri...
06 Haziran 2016 / Zonguldak
|
Ali Rıza Atasoy | ** Yüreğimde Taht Kurdu Hüzünler * |
Benim de bir zamanlar sırtımda çantam,
Elimden şefkatle tutan bir annem vardı.
Girerken içeri okul bahçesinden tam,
Müşfik bir el uzanır, başımı okşardı.
Doluydu yüreğimde sevgi neşe umut,
Ben de ufuklar ötesi düşler kurardım.
Gülücükler saçardı masmavi bir bulut,
Gelecek günlerden güzellikler umardım.
Gitti dönülmez iklimlere ırmaklarla,
Akıp gitti su gibi sessizce o günler.
Titreyen ellerim ve saçımda aklarla,
Benim de yüreğimde taht kurdu hüzünler.
(Taşova, 18.09.2006)
|
Gülseren Onay | Yüreğimde zincirler |
Azad edilmez kölesi
Olmuşum duygularımın..
Yüreğimde zincirler
Sevgi dilencisiyim
El kapılarında..
Umutsuzluk verip,
Umut alıyorum
Sabun köpüğünden...
Bir hasret türküsü
Dökülüyor,
Dalıp gidiyor gözlerim
Ufuk çizgisine....
Bir kadın
Yapayalnız,
Bir çocuk
Üryan
Uçarak kayboluyor
Sigaramın dumanından...
Kadehte dudak izim de
Kalmamış.....
GÜLSEREN ONAY
11/06/2005/ANTALYA
|
Batur Nafiz Tançağlar | Yüreğimdedir Öğrencilerim |
Görev yerim İstanbul,Türkiye,Marmara.
Gel, öğrencilerimi şu gönlümde ara.
Benden selam olsun hisli bütün dostlara,
Hiç bir öğrencimi değişmem dünyalara...
Buradayım, Güneşli-Bağcılar-İstanbul.
Gözümde mi benim dünya malı, para, pul.
Ey duygularımdan anlamayan sefil kul,
Yüreğimdedir o canlarım, gel, ara bul...
Hürriyet Mahallesinde Gazi Lisesi.
Yok mu sanırsınız bu garibin kimsesi?
Her öğrencimin açıktır gönül kesesi,
Duyun! ..Bu yükselen Nafiz Çağlar’ın sesi...
8 Şubat 2010 P.Tesi 22:08
K.Sinan/B.Evler/İstanbul
|
Nafi Çağlar Hacıömerli | Yüreğimdedir Öğrencilerim |
YÜREĞİMDEDİR ÖĞRENCİLERİM
Görev yerim İstanbul,Türkiye,Marmara.
Gel, öğrencilerimi şu gönlümde ara.
Benden selam olsun hisli bütün dostlara,
Hiç bir öğrencimi değişmem dünyalara...
Buradayım, Güneşli-Bağcılar-İstanbul.
Gözümde mi benim dünya malı, para, pul.
Ey duygularımdan anlamayan sefil kul,
Yüreğimdedir o canlarım, gel, ara bul...
Hürriyet Mahallesinde Gazi Lisesi.
Yok mu sanırsınız bu garibin kimsesi?
Her öğrencimin açıktır gönül kesesi,
Duyun! ..Bu yükselen Nafiz Çağlar’ın sesi...
Batur Nafiz TANÇAĞLAR
8 Şubat 2010 P.Tesi 22:08
K.Sinan/B.Evler/İstanbul
|
Nafiz Tançağlar | Yüreğimdedir Öğrencilerim |
YÜREĞİMDEDİR ÖĞRENCİLERİM
Görev yerim, Türkiye-İstanbul-Marmara.
Gel, öğrencilerimi şu gönlümde ara.
Benden selam olsun hisli bütün dostlara,
Hiç bir öğrencimi değişmem dünyalara...
Buradayım, Güneşli-Bağcılar-İstanbul.
Gözümde mi benim dünya malı, para, pul.
Ey duygularımdan anlamayan sefil kul,
Yüreğimdedir o canlarım, gel, ara bul...
Hürriyet Mahallesinde Gazi Lisesi.
Yok mu sanırsınız bu garibin kimsesi?
Her öğrencimin açıktır gönül kesesi,
Duyun! ..Bu yükselen Nafiz Çağlar'ın sesi...
Batur Nafiz TANÇAĞLAR
8 Şubat 2010 P.Tesi 22:08
K.Sinan/B.Evler/İstanbul
|
İnayet Koçak | Yüreğimdeki |
yüreğimdeki sevgi yükünü,
benden başka,
hiç bir hayvan taşıyamaz...i.koçak
|
Doğan Ümit Aksel | Yüreğimde Yangınsın |
Senden küçük çocuklar gözüme bakıyorlar
Anlamıyorum neden bende aşk arıyorlar
Seni sevmem günah mı ben bunu bilmiyordum
Yüreğimde yangınsın körükle geliyorlar
|
Mehmet Atila Çakıroğlu | yuregimdeki-bicak |
Bir şiir yazayım dedim,
İçinde sen olmayanı yok.
Hadi dedim bir türkü söyleyeyim,
Yarsız türküde yokki.
Zaten koskoca adam 23 Nisan şiiri yazıp,
Söğüt dalındaki manda türküsü söylemez ya.
Dedimki bir hayal kurayım,
Tüm hayallerim senin üstüne.
Anılarımı karıştırdım onlarda sensiz olmuyor.
Huzuru aramışım her yerde,
Bulduğum yer belli.
Bir anamın koynu, birde yarimin boynu.
Birinin kucağı, diğerinin sıcağı.
Yarımmı kalsa acaba ömrüm?
Çıkarmasamda yüreğimden şu bıçağı.
|
Ünal Beşkese | Yüreğimdeki Çiçek |
Yüreğimin saksısında yaşatırdım seni, güz çiçeğim
Güneş bile dokunamazdı sana, sen istemedikçe...
Gözlerin gibi renk renk açardı yaprakların.
Kıyamazdım koklarken değmeye...
Mutlulukla, huzurla sulardım seni,
Her gece dudağımı değdirirdim yapraklarına,
Ve her sabah, günaydınım olurdu açan çiçeklerin,
Koynumu kokunla doldururdum,
Hiç solmazdın, inan ki...
Geceler bizim dünyamız olurdu.
Ninni gibi şiirler fısıldardım kulağına,
Ve şiir gibi öpücükler koyardım dudaklarına...
Ben, saçlarını öpüp koklarken
Sen de o güzel gözlerinin şarkılarını söylerdin sessiz,
Öyle geçerdi, masal gibi günlerimiz...
Ama seni en çok, olsa olsa
Şimdiki kadar sevebilirdim,
Çünkü daha fazlası yoktur inan ki sevmenin...
Bir yüreğim var; onun dolusu,
Bir sevdâm var; dağlar kadar yüce.
Bir sevgilim var; yüreğimin çiçeği.
Dört mevsimlik, bir ömürlük çiçeğim benim...
Bakışında cemreler düşen,
Gülüşünde güneşler doğan...
Sesinde kemanların coşkusu, udların hüznü,
Ve ellerinde kaderim...
Ünal Beşkese (19/08/2008)
|
Sevinç Şahin | Yüreğimdeki ev(Çocukça Şiirler-I) |
Bir ev yap bize
Babacığım,
Yüreğin kadar büyük,
İnancın kadar sağlam olsun.
Çatısında al kiremit,
yan yatmış bir de bacası...
Göçmen kuşlar konsun diye...
Camlarını öyle kocaman yap ki,
Baktığımda tüm dünyayı göreyim.
Kapısı öyle geniş olsun ki
hem de kilitsiz,
Tüm sevdiklerim kolayca girsin.
Odaları bol bol olsun:
Oyun odası,oyun odası,
oyun odası....
Babacığım bir ev yap bize,
Bakışların kadar sıcak
Kucağın kadar güvenli olsun.
Bahçesinde çiçekler...
Binbir çeşit böcekler...
Kuşlarla uyanıp
Masallarla uyuyayım.
Bir ev yap bize babacığım,
Öyle bir ev ki,
Her taşında alınterin olsun.
Her neresine bakarsam bakayım
Seni hatırlıyayım...
Öyle bir ev ki,
Seni her özlediğimde ona bakayım...
|
Halide Selcan Karagül | Yüregimdeki çocuk |
Yüregimde bir çocuk
Sevinçle hüznü
Bir arada yaşıyor
Bir elinde umut çiçekleri
Digerinde mutsuzluk dikenleri...
Yüregimdeki bu çocuk aglıyor,
Batmış eline
Mutsuzluk dikenleri...
Umut çiçekleri
Gönlünü okşuyor...
Kendisini
Bekleyen geleceği
Umut çiçeklerinde
Biliyor...
Yüregimdeki çocuk
Ellerin de
Umut çiçekleri,
Gözlerinde
Bir ümit ışıgı yanıp sönerken
Kendisine sevgiyle uzanacak
Bir dost eli bekliyor...
Yüregimdeki çocuk
Bir elinde umutsuz dikenleri
Digerinde umut çiçekleri
Gözlerinin içi gülüyor...
Yüregimdeki bu çocuk
Gelecekten umutlu
Hayatla barışık yaşıyor...
06.04.2005 saat: 12:00
|
Doğan Can Uzun | Yüreğimdeki Kederler... |
Denizin kernarında oturup düşündüğüm günler
Dalgalar çarpıştıkça kopar içimdeki cümleler
Okyanuz gibi deirn yüreğimdeki kederler
Acısı dinmez bir türlü derdimi duman eder
Karşmda var bir manzara,düşünmek yeter bana
Denizin içindeki dalgalarıyla kopar içimdeki curcuna
Yeni bir başlangıc isterdim ben aslında
Her şeyi unutup yeniden başlamak hayata
|
Fırat Soner Uzun | Yüreğimdeki Kederler |
Denizin kenarında oturup düşündüğüm günler
Dalgalar çarptıkça kopar içimdeki cümleler
Okyanus gibi derin yüreğimdeki kederler
Acısı gitmez bir türlü derdimi duman eder
Karşımda var bir manzara düşünmek yeter bana
Denizin dalgalarıyla kopar içimdeki curcuna
Yeni bir başlangıç isterdim ben aslında
Her şeyi unutup yeniden başlamak hayata.....
|
Tuğrul Pekel | Yüreğimdeki öfke |
Yüreğimdeki öfke
Hala indirmediysem,
Mutfağımın duvarından resmini.
Sana olan hasretimden değildir bir tanem.
Korkum sana olan öfkemim soğumasıdır.
Seni görmeden geçen zamanlar içinde.
Meçhul Sevgiliye____________
Her sabah uyandığımda ilk işim,
Nefretle bakmak olacak resmine
02-10-2009-Cumartesi
Tuğrul Ahmet Pekel
|
Yalçın Koçer | Yüreğimdeki şimşek |
karardı gök gene, şimdi patlayacak.
sesi; kesin uzaklardan duyulacak.
hayırlısıdır ınsallah; ardından ne cıkacak?
ya bir öfke,ya bir haykırış olacak.
ardından ipil ipil sağanak gelecek..
belki; hızla yağan bir dolu geçecek.
sıcak ve müreffeh bir kalp yok saklanacağın.
işte o zaman için sıcak,dışın donmuş olacak..
|
Çiğdem Çakır | Yüreğimdeki Mevsim |
Toprağın sayfalarına
İlkbahar şiirini yazan
Mühürlü rüzgâr,
Mavi çiçekte saklı
Gökyüzünü
Rüyalarımda koklatıyor.
Alaca karanlıkta
Konuşan ufuk,
Sevdalı hayallerimde
Mum ışığını dağıtıyor.
Pullu yağmurların
Dolunay şarkısı,
Yüreğimdeki anıların
Mevsimini getiriyor.
(Aksaray / 12 Nisan 2007)
|
Hanım Gemici Üzel | Yüregimdeki Sevdam |
yüregimdeki sevdam denizlerde sakladım
yüregimdeki sevdamı mor dagların ardına sakladım
sakladım ki sen gelmezsin diye ammma
ben gelecem yanına elbet sakladıgım sevdamı
sevdamı o zaman sana doya doya sarılarak koklayarak
içime çekerek sakldıgım sevdamı yerinden çıkaracagım
şimdilik dusunlar saklı saklı sevdam orda denizlerde mor dagların ardında olurmu
|
Mahmut Nazik | Yüreğimdeki O Bahçe Çiçek Uçurur |
YÜREĞİMDEKİ O BAHÇE ÇİÇEK UÇURUR
Varsın diken olsun güldeki kusur
Herşeye rağmen bilirsin ki yüreğin özgür
De ki:
Çok şükür
bir tebessümde bin hayat saklı
Yüreğimde ki o bahçe çiçek uçurur...
Mahmut Nazik 21 eYLÜL 2015 mERSİN
|
Turgut Uzdu | ..Yüreğimdeki Tuhaflık |
Bir tuhaflık var yüreğimde
Başka lacivert bu gece avuçlarıma konan
Dalgalar sakin yüreğime inat
Hayallerime dolaştım bak sarmaşık olup
Yakamozları tek tek tutuşturdum
Yıldızlardan birer mumluk umut alıp
Muhtaçlığımı yaşlı bir tekneye koyup
Yelken açtım yüreğindeki sevgilere
Elimde bir beyaz gül
Gülümsemelerimleyim
Doluyorum gözlerine ufkunda kaybolduğum
Uzat elini tut artık
Seninleyim
Zamanı büküyorum her mevsim
Issız sokaklara deniz fenerleri dikiyorum
Beni arıyorum gözlerinde
Pusulama bakışlarının ışığı kutup
Yarınlara şafak olmak gerek diyorum kendimce
Bu güne hayat vermek
Bütün sorguları unutup
Sonra hülyaların koynuna atıyorum kendimi
Yüreğimde beyaz bir gül
Seviyorum diyorum hayatı, yaşamayı, insanı
Zaten hayat dediğimiz nedir ki
Bir yürek ağırlığınca sevmek değil midir
Mesafeleri aşmak
Bir bakışa koşmak
Bütün deniz fenerlerini tutuşturmak değil midir sabaha kadar
Tek tek bütün sokaklarda dolaşıp
Sonra da ayrılıkla kavrulmak çılgın ateşlerde
Olsun
Ben hasretliğince sevmeyi seviyorum
Yanmayı seviyorum
Her göz kapayışımda seni görmeyi
Açtığımda anmayı seviyorum
Bir tuhaflık var yüreğimde dedim ya
Başka sıcak bu gece avuçlarıma konan lacivert
Dalgalarda sükûn var
İnan
İnan hiç böyle renklenmemişti son bahar…
|
Hüseyin Akçam | Yüreğimdeki Yalnızlık |
Bit dediğin yerde bit hayat
Hoyrat geçmişin ardından
Bu düzen nasılsa bayat
Zıpkın gibi saplanan can kırıklıkları
Ömrümün failidir
Küf tutmuş kelimelerin arasına sıkışmış
Cümlelerim
Umut dokumuyor artık şiir güncelerime
Bit dediğin yerde Bit hayat
Onca kalabalık arasında Öksüzdü hep yüreğim
Yarını düşünmeden uyuyamayacağım
Sevda dediğimde
Aşkın kokusunu,
Aile olmanın dokusunu,
Candan dost dokunuşunu,
Alamayacak yürek tınım
Menfaatler rıhtımında
Umutlar tükeniyor
Uryan doğan bedenim
Sahipsizdi hep yalan dünyada,
Özlemlerime yine Özlemle varacak
Musallaya Bu beden
Alacağın olsun hayat
Noktasız virgülsüz gecen zamanımda
Tam gaz verdin ömrümün dönemecli yollarında
Geri vitesi olmayan bir nefestin hep
Şafağımın gölgesinde,şakağımda hep bir mermi ile
Bit dediğin yerde, Bit hayat
Çivisi çıkmış bu dünyada
Yüreğimdeki yalnızlık
Katlime fermandır
Mimarı bozuk Silüetlerin yanında
Bit dediğin yerde, Bit hayat
05.02.2015-Hüseyin AKÇAM
|
İsa Tekin | Yüreğimdekileri bölüştüm |
31 Aralık 2005'ten 01.Ocak.2006
Değil herhangi bir gününü
Saatini hatta her anını bile
Bir sinema filmini yeniden izler
Veya bir müzik parçasını yeniden dinler gibi
Bir kez daha yaşayamayacağımız
Bir yılı geride bıraktık
2006 yılının hem bireysel anlamda
Hem toplumsal anlamda
Tüm dünyaya ve ülkemize barış, sevgi, kardeşlik
Dolu yeni bir yıl diliyorum
Yüreğiniz sevgiyle dolsun
Kalbimdeki Sen
Gözlerimdeki parıltı
İçimdeki coşku
Kalbimdeki sen,
Ve sen canımdan can
Nice aşk depremleri yaşadık
Seninle dört mevsimde
Dört mevsim güllerini kokluyoruz
Aşkımızın gölgesinde
Birde o bakışların
O bakışların değişmesin
Şu sevgi dolu günlerimizde.
İsa Tekin
|
Ahmet Öztürk | Yüreğimden Kainata Kadar Benimsin |
şehrinin köklerine de saklansan
içimin sinene sızabileceğini unutma
uykularını kuşatacağımı,
nefesini esir alacağımı bilmelisin,
yüreğimden kainata kadar benimsin
(24 Mayıs 2003 Cumartesi)
|
Direnc Köse | Yüreğimden Senfoniler |
Gecenin karanlığı büyütüyordu geceyi gözlerimde, kırlangıç seslerine nispet
keder dolu sözcükler dökülüyordu dilimden;
gece karanlığı büyütüyordu, yüreğim, yüreğine hasret çarpıyordu,
uzaktı bahar ve hep zamansızdı ayrılıklar,
yüreğim titrek bir senfoni oluşturmuştu akıyordu yüreğine sessizce
Gece yüreğime kurşun sıkarken, yüreğim sevdaya sarılmıştı
gök yüzünün yedi rengi gözlerime akmıştı
gece yalnızlığa hüküm sürmekte ve yaşam bütün evrenselliğiyle
akmaktaydı göz pınarlarımdan sessizce ve sebepsizce;
Hüznüm zamansız yarınlara süzülmekte ve belkide yüreğine
işlemekteydi,
son vapurda limandan ayrılmıştı keder hüznüme yoldaş
ve ben sensiz yarınlara tutsak gidiyordum
uzaklara,
Uzaklar düşüncemde derin yaralar açmıştı, zamansız
ölüm çığlıkları beni senden, bedenimi sahipsiz
yurdumdan alıp, uzak diyarlara sürgün dolu ayrılıklara
sürükleyip tüketmişti sevdamızı.
|
Ahmet Sargın | Yüreğimden Güvercinler Uçurdum / Fatma Çetin Kabadayı |
'Hoşça Kal Anne ” Romanıyla tanıdığım eğitimci, hikaye ve roman yazarı Fatma Çetin Kabadayı ” Yüreğimden Güvercinler Uçurdum” adlı eseri ile edebiyat dünyasına yeni bir giriş yaptı. Kültür sanat çalışmalarınım arasında tanıdığım öğretmen yazar, Fatma Çetin Kabadayı gelecek adına umut vaadeden güçlü bir hikaye yazarı olarak gözüküyor.
Okurlarımızın da bildiği gibi, zaman zamanda bu köşede güçlü yazarları, şairleri ve sanat dünyasında adını duyurmaya çalışan kültür sanat adamlarını konuk ediyor, tanıtımını yapıyoruz, röportajlarla onları okuyucularımızla buluşturuyoruz.
Okurun az olduğu bir toplumda, inatla kültür sanata emek veren, alın teri döken, göz nuru ve gönül hamuru ile yoğurdukları eserleri okuyucuları ile buluşturmaya çalışan dostlarımız var. İşte bu kültür sanat dostlarından birisi de Öğretmen yazar Fatma Çetin Kabadayı’dır. Sürmeli fetivali şiir yarışmasında bizden (Şiir dalında) “Jüri özel ödülü” kazanan yazara, plaket taktiminde Yozgat’a olan özlem ve sevgisini dile getirerek bizleri de mutlu etmiştir.
FATMA ÇETİN KABADAYI
Hikaye ve Roman Yazarı Fatma Çetin Kabadayı 1974 Kayseri doğumludur. İlk ve orta tahsilini Kayseri’de üniversiteyi de Gazi Ünivesitesi Mesleki ve Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi bölümünde tamamlayarak öğretmenlik görevine başlamıştır. Çeşitli İllerde ögretmen olarak görev yapan Kabadayı, şiir ve yazılarıyla edebiyat dünyasında tanınmaya başlamış, bir çok gazete ve dergilerde yazıları yayımlanmış, okuyucularla buluşmuştur.
Kültür - Sanat dostu olan Kabadayı hikaye ve Roman dalında eserler çıkararak öğretmenlik mesleğinin yanı sıra yazarlık alanında da başarılı eserler vermeye başlamıştır. Adıma imzalayarak göndermiş olduğu ”Hoşça kal Anne ve Yüreğimden Güvercinler Uçurdum” romanlarını okudum ve onu daha yakından tanıma fırsatını buldum. İçten, samimi ve güçlü kalemi bende olumlu bir izlenim bıraktı. Kendisini geleceğin güçlü yazarı, ünlü bir hikayecisi gibi görmeye başladım. Gelecek için umut vaadeden güçlü kalemini, sevgi dolu yüreğini kutluyorum.
' Elveda Evliliğim, Hoşçakal Anne, Yüreğimden Güvercinler Uçurdum romanlarının yanı sıra, örnekleriyle Kuklalar ve Kukla oyunları, Ebesin, Çocuk oyunları, Yüz Gülen Yüz, Örnek Drama oyunları (Mesleki) eserleriyle edebiyat dünyasında hızla ilerlemeye başlayan Fatma Çetin Kabadayı çeşitli gazetelere gönderdiği hikayeleri ile de köşe yazarlığını devam ettirmekte, başarılı bir grafik çizmektedir. Türk Edebiyatının gelişimi adına seviniyor, onu geleceğin güçlü bir kalemi ve güçlü bir hikayecisi olarak görmek istediğimizi vurguluyoruz.
YÜREĞİMDEN GÜVERCİNLER UÇURDUM
Yazarın son çıkan eseri; Yüreğimden Güvercinler Uçurdum oldu. Adıma imzalayarak gönderdiği bu eserini okudum ve okudukça da onu başarılı buldum. (Hatta bu eserde kendimi buldum, çünkü Lise yıllarımda benim de bir mektup arkadaşım olmuştu ve uzun süre onunla yazışmıştım) .
Yüreğimden Güvercinler Uçurdum romanında yazar umutlarını, hayallerini, çalışmalarını ve gönlünden akan yağmur dolu duygularını, okuldan arkadaşı olan Çağla ile paylaşıyor, onunla mektuplaşarak hasretini, özlemini gidermeye çalışıyor. Romanda içten bir anlatım, samimi bir paylaşım, umut dolu bir yaşam duygusu var. Kendinizi esere verdiğinizde iki dosun duygularına ortak oluyorsunuz. Öğretmenlik mesleğinin çileli yolculuğunu, sıkıntı ve ızdırap dolu yaşantısını da yansıtan eserde, yeni göreve başlayan genç bir kızın çaresizliğine yalnızlığına ve umutlarınına tanıklık ediyorsunuz.
Doğuda çalışmak zorunda kalan bir bayan eğitimcinin çilelerine, sıkıntılarına ve görevi esnasında karşılaştığı çaresizliğe tanıklık ediyorsunuz. Kürt halkına yabancı, dilini anlamakta zorluk çeken bir eğitimcinin, çırpınışına şahit oluyorsunuz....Onun azmi ve görev aşkının bunları yenmek için yeterli olduğunu düşünüyorsunuz.
“Yüreğimden Güvercinler Uçurdum” romanını okudum ancak, eserin hiç bitmesini istemedim, sayfalarında gönlüm, yüreğim takılı kaldı, kendimi ve mesleğimi bulduğum bu kitapta genç bir kızın umut dolu geleceğine tanıklık ettim, hayelleri, umutları beni gençlik yıllarıma götürdü. Çünkü bu mesleğe başladığımda ben de aynı duyguları yaşamıştım. Roman kahramanıyla dost olup, yıllar öncesine gittim.
Türkçeyi ustalıkla kullanan Kabadayı, başarılı hikayeleri ile de iyi bir gelecek vaadediyor. Bu son romanı içten, samimi duygularla, sevgi dolu yüreklere hitap ediyor. Yazar, yüreğini, alın terini kattığı bu güzel eseriyle edebiyat dünyasına yeni bir umut katmış bulunuyor.
Yüreğimden Güvercinler Uçurdum Romanını okuyucularımıza tavsiye ediyoruz. Okunacak güzel eserler arasında bulduğumuzu ifade ediyoruz. Kitaplarınız arasında mutlaka bulunmalı diyoruz. Sayın Fatma Çetin Kabadayı ya başarılar diliyor, ondan yeni eserler beklediğimizi belirtiyor, Yozgat’tan Selamlarımızı ulaştırıyoruz.
Not: Yazara ve eserine ulaşa bileceğiniz Adres: Kanes Yayınları 0216 414 73 51- www.kanesyayınlari.com / info@kanesyayınları.com
|
Sarı Menekşe | Yüreğimden Dört Mevsim |
Yaşadığım mevsimlerden haberin varmı
Bir vakit olur ilkbahar dolar yüreğime
Çiçeklerle süslenir her bir yanım
Güneşin en sıcak zamanında kavrulurum hayalinle
Yanıp yanıp kül olurum
Yağmurlara hasret kalır bedenim
İlkbahar da açan menekşeler susuz kalır
Sonbahar okşar geçer saçlarımı
Birde ardından silesini çarpar gibi
Cereyena kapildim birden derken
Paramparça olur benim olmayan bir ben
Savruldum savurdum sensizliği yüreğimden
Gökten inen kartaneleri getirir seni bana yeniden
Baharlar gelir erirsin yine seninle beraberinde ben
Beyaz bir örtü olur kim bilir belkide kefenim
Siler süpürürsün her şeyi sil bastan yeniden
Haberin yokki mevsimlerimden
Hiç bir şey göründüğü gibi degil
Yaşarsan bilirsin beni anlarsin sen
|
Su Eda Gümüş | Yüreğimden Tutmasaydı |
İçimde benden ve bana öyle geliyor ki bu yerküreden büyük bir dünya var. Tek başı mayım kim varsa ya gitti yada ben kapıyı açtım çekip gitmeleri için. Gece ve gündüz yok yalan ve gerçek yok kural ve düzen yok. Bedenimin nefes alıp bir kütle olarak varolduğu bu dünyanın dışındayım sürgün desem değil vatanım desem değil. Bir başı mayım tek varlığın aklımda aklımdan öte ruhumda. Garip bir haz hissettiğim uzay yürüyüşünü anımsatan. Tek renk, alabildiğine siyah, siyahın kollarında olmak bir parça huzur sunuyor sokulup uykuya dalıyorum, kısa nöbetler gibi uykularım, uyuyor uyanıyorum. inanç yok, umut yok, nefret yok bir boşlukla göz göze geliyorum, gözlerim orada kalıyor. İçimden başlıyor sessiz kelimeler gündelik olağan yoklamalarına. Sessizce dinliyorum hala orda olduğumu bilmelerinin rahatlığıyla dönüyorlar yuvalarına, bense an be an yorulduğum uykularıma. Kaç mevsimdir burası yurdum, daha kaç mevsim misafir eder beni bilmiyorum. Beni çevreleyen boşluk içime sızıyor, kalbimden onun rengine boyanmış bir şeyler damlıyor. Elleri yumuşacık, bu yaranı sarmak için içindeyim korkma diyor. Biraz sakinleşsin ruhun, biraz çırpınışlarını yitirsin yüreğinin kanatları, duyguların ağlıyor diyor neden öksüz bıraktın onları. Kalbindeki uğultuları duydum kendini de kovmalısın diyor. Benliğin, tüm bu oyunlarla seni meşgul eden, ele geçirmiş düşüncenin aktığı nehirleri. Emirler yağdırırken damarlarında dolaşıp duygularını doyurana acımasız, çok hoyrat elleri. Senin ince kalbin bu hoyratlığın soğuğunda üşümüş biraz diyor. Gözlerinden akan nuru damlıyor pamuk elleri arasına alıp ona bir şeyler fısıldıyor. Hayat bazen teğet geçer hedefleri her zaman tutturamaz, bazen bilerek yapar bunu diyor, sen daha hızlı koş daha çok çalış ve hayat okulunda iyi bir öğrenci ol diye. Senin için açtığı kucağın içinde kanatların güçlensin de rüzgarlar sert estiğinde karşı koyabil, kaybolma diye. Sen kanatlarını kırmışsın diyor, artık uçmak diye bir şey yok yaşam döngünde ve giderek küçülüyorsun bu yüzden düştün gözbebeklerinin siyahına. Göz bebeklerinle gözlerinin kaldığı yerdesin sana yabancı değil, sen seninle içindesin diyor peki diyorum sen kimsin, ben senin yitirdiğini sandığın inancım senin hayatta olmana sebebim, diyor. Ben gelmeseydim kaybolacaktın kendini bıraktığın bu boşlukta. Kanatların iyileşebilir, yeni kucaklar uçman için seni özgür bırakabilir, yüreğindeki kapanabilir, nehirlerine kuracağın köprüler oradaki savaşı kazanabilir, yeter ki sen yüreğine girmeme izin ver, kapatma dünyana al beni diyor. Ben inancım, ben umudum, ben sevgiyim, ben iyilikleri temsil eden her şeyim, herhangi bir isimle çağır beni, ben toplar tüm kimliklerimi gelirim diyor, yeter ki sen seç birini, fark etmez ne olduğu ama istersen inançla başla o en vefalısıdır bir tutundun mu hiç bırakmaz ellerini. Öylesine büyük bir yol açar ki güzel olan her şey geçebilir oradan. Benim geleceğim yok diyorum, hele sen bir çağır beni koy kalbinin bir hücresine diyor. bak ben geleceği nasıl örüyorum. Sen yeter ki yaşamak iste yoksa ölüm uzak değil sana. Mecalim yok ben böyle iyiyim bırak beni bu karanlığın koynunda diyorum burası garip bir şekilde sanki beni tamamlamakta. Kaybolmayı seçen sensin istersen yine seçip bulabilirsin yüreğini. O yok diyorum yalanmış ne yaşandıysa, hayır diyor o senin en gerçek parçan yaşanmışlıkta çizilmiş resimlere bakma geçer bu acın sen seni tamamlayan sevgiyi hatırla diyor, koy uzak bir zaman parçasına. Bir gün gelecek ve gerçek olup olmadığını zaman ispatlayacak sana diyor. Gerçekse içinizde yanan bir mum ışığında da olsa bulur onlar birbirini. Ben onsuz yaşamak istemiyorum diyorum oysa onunla olmak yasak bana. Yasaklar birer korunaktır diyor neden oraya alındınız bilemezsin. İkilemlerden yoruldum sonu yok diyorum, kaldır onları rafa unut yerlerini hatırlamak istediklerini ve şu an yapman gerekeni seç diyor. İçimden gidişini izlemek akıttı tüm kanımı diyorum acıyla baş etmenin bir tek yolu vardır kabul etmek direnmemek diyor. Ona gitmeliyim ama gidemiyorum onu sonsuza kadar kaybetmek ölümle denk diyorum. Ölüm aşkta saklı olan diriliştir diyor. Seçim senin, unutma ölüme uzak değilsin.
|
Fazlı Akkuş | Yüreğime |
-Dedeme-
Buruk bir acıyla kanatlanır
Yüreğimde gökyüzü.
İnsan hiç
Dedesi ölsün ister mi?
Ama ölür!
Kuşlar rengarenk
Gökkuşağı tadında
Tüyleri arasında kan sızması.
Buruk bir acıyla çuvallanır
Yüreğime gökyüzü.
23 Nisan 2005 Kocaeli
|
Yaşar Yıldız | Yüreğimden Zincirledin Beni |
Ellerini bulduğumda ellerimde,
sensizliğe akıp gitmesin diye,
demirlemiştim zamanın bir yerinde.
Sensiz özgürlüğü hiçe sayıp,
tutulu kalmıştım, gönüllü.
Akdeniz mavisi bulaşmış,
gözlerinin derinliklerinde.
Yüreğimden zincirlenmişcesine.
|
Akdağ Ersoy | Yüreğime Ağladım |
Yüreğime ağladım “Gülpembe” benim şarkım,
Kim demiş “ölüm sana yakışmadı” ha kim der?
Hani sen demiştin ya “bir gün Barış da gider.”
Yüreğime ağladım “Gülpembe” benim şarkım.
Sorsam sana, sevdaya neden yol vermez dağlar,
Gözümde “Dağlar Dağlar” bu gidiş beni dağlar.
Dilimde “Kara Sevda” yüreğimde “Gülpembe,”
Kara sevda,elveda arkandan binler ağlar.
Gözüme gurbet oldu iki damla gözyaşı,
Yüreğime yurt oldu milyon damla gözyaşı;
Sen giderken mert oldu, Barış oldu gözyaşı,
Benim şarkım “Gülpembe”ki, bir posta katarı.
3’Şubat’99 / Bursa
|
Ertürk Demirci | Yüreğime Gömdüm |
Gel gör şu halimi ne hale düştüm
Çam çırası gibi yandım bu gece.
Zaman benle ben zamanla yarıştım
- Pervaneler gibi döndüm bu gece
- Yıldızlara yoldaş oldum bu gece.
Kapılara baktım, gözüm yollarda
Derman mı kalmadı saran kollarda?
Çiçekler umuda yatmış dallarda
- Sen gelirsin diye umdum bu gece
- Yıldızlara yoldaş oldum bu gece.
Sana sevdalandım başkası yalan
Sen gidince sevdan, içimde kalan
Açmaz yedi veren, bahçesi talan
- Baktım resimlere kandım bu gece
- Yıldızlara kardeş oldum bu gece
Geceler üstüme hüzünler salar
Yüreğim kabarır, gözlerim dolar
Söndürmez harımı ummanda sular
- Lokmamı sevgine bandım bu gece
- Yıldızlara yoldaş oldum bu gece.
RABATLI dilekler tutmuş adına
Her gece düşersin akıl yadıma
Karanlık gecenin mor inadına
- Seni yüreğime gömdüm bu gece
- Yıldızlara yoldaş oldum bu gece.
|
Zafer Zengin Etnika | Yüreğime Hoş Geldin |
Unutmuşum
Gözlerine dönmeyi
Kar gözlerimi kapatmış
Görmedim ey sevgili
Yüreğime hoş geldin
Hoş geldin
bildin mi beni!
ben sevgilin...
Dokunamam bakışına
Ayaz da yaşaran gözlerim senin...
Sevmeyi anlattın gözlerime
Anladım... sımsıcak...
sımsıcak bakışlara saklarlar
aşıklar ellerini
Haziran da titremeleri heyecandan
kavuşmaları var
candan... candan...
İklim uymuyor günümüze
iyi bak sevgimize,ben tipideyim
ey sevdiğim
gül biraz benim de yerime
bileyim ki
Ölmemiş titremelerimiz
..
dal titrerdi akşamdan
ağaç gövdesin de sızıntı
göz yaşımı dersin sen aşk'a
bırak öyle kalsın şarabi yaprakta
İklimine uysun aşklar
sıcacık bir bakışta...
Sevmeyi anlattın gözlerime
Anladım... sımsıcak
(günüme)
14 02 2004 zafer zengin sevgililer günü anısına
|
Talha Sağıroğlu | Yüreğime Bir Ankara Mesafesindesin |
Yüreğime bir Ankara mesafesindesin
Ay puslu, yollar bozuk, yürekler ırak
Bir Ankara kadar ötede
Beni beklemektesin...
Yüreğime bir Ankara mesafesindesin
Boğazımı rakı gibi yaka yaka geçmektesin
Yüreğin İstanbullu, saçlarında lodos var
Ankara yolunu sırattan ayrı seçmelisin...
Ama yüreğime bir Ankara mesafesindesin
Ama Yüksel kapalı, ama Karanfil`de polisler
Ama bu gün eylem var Kızılay`da
Ama umurumda bile değilsin...
Yüreğime bir Ankara mesafesindesin
Gözlerin beni arıyor her tenha başında
Saatin yelkovana karıştığı köşedesin
Bir yerlerde beni beklemektesin
Ve biliyorum, bu gece çok güzelsin...
|
Hayrullah Cırık | Yüreğime Hüzün Dolar |
Bir başka oldumu hava,
Bozdumu,kara dumanlar kümelendimi,
Yağmur düşmeye görsün yere,
Yüreğime bir hüzün dolar.
Açıldımı,gök mavi gözüktümü göze,
Uçan kuşların kanat sesleri,
Açan çiçeğin kokusu,
Esen yelle geidimi pençereme,
Yüreğime on hüzün dolar.
Kış akşamları,yaz akşamları,
Meltem rüzgarlı bahar sabahları,
Başka doğup,başka batarken,
Yüreğime yüz hüzün dolar.
Mektubun gelmeyişi yardan,
Gecikmesi uzun süre merhabaların,
Hasretle yuğrulması hayatın,
Yüreğime bin hüzün dolar.
Kapatması gardiyanın kapıyı,
Bir güneşin batışı gibi,
Aydınlığın birden yok olması,
Zindandan kaçıp gider gibi,
Yüreğime miyon hüzün dolar.
Milyon bıçağın batışı gibi,
En uzun gecelerdir başlayan,
Nemden tasadan dikenli bir yatakta,
Sağa,sola dönmeler bitmez,
Bir rüyaya başlamayınca.
Hep ayni rüyadır görünen,
Dışardayız elimizde meşale,
Hep karanlıklara gideriz,
Karanlıklar aydılnlansın diye,
Hep çiçekler vardır,
Renkleri daha canlı,
Daha sevecen insanlar,
Bakışları okşamaklı.
Rüyadan uyandığını görüyorsan,
Yakındır yeni bir güne başlaman,
Yine başkadır hava,
Yine başkadır,
Yine.
Yine aynıdır yürekteki hüzün,
Yine aynıdır yürekteki,
Yine aynıdır,
Yine.
Gittikçe yavaşlayan volta,
Yüz hattımda ki çizgiler gibidir,
Kısa,derin ve nettir.
|
Fatma Avcı 2 | Yüreğime işlemiştim seni, kıyamete kadar sökülmeyecek ibrişimle. |
Sadece bekledim, taze toprak kokusunda gelecek olan sevgiyi. Dışında olmayı beceremedim. İçine giremedim, tozunu silkeleyemedim yıllarca. İçimdeki özleminle yüreğimin körfezine demir atıyordun.
Kokun bile kalmadı, omzumda şalın, elimde tekrar tekrar okunmuş bir kitap dilimde ayrılık şarkısı. Yaban gülü gibi gelmişti aşk. Budayıp yok eden neydi? Hani vatanı, dili, dini yoktu aşkın. O halde neden boşluklar içinde yuvarlanıyorum. Beni sensizleme derken içimdeki boşluğu doldurmaya çalışıyorum.
Kuru hayatlar içinde yaşamaya çalışıyor. Kendi yaşamından ödün vermiyordun. Mızrabın her tele dokunuşunda çıkan nağmeler, kapılarını aralamaya çalışırken sana ardına kadar açıyordum. Mehtabın karşısında titrerken ellerin, yüreğin yoktu beni sarıp sarmalayıp ısıtacak. Kirpiklerimin ucundan damlayan kızıl damlalara dokunmuyordum bile.
Senin varlığın en cömert sancıydı. Şekeri sana uzatırken zehri kalbime sürüyordum. Sana uzanan çileli yollarda tutkunun ötesinde hasretle yanıyordum. Sensizlik hüzzam makamının nağmelerinde boğuluyorum. Kalbime konan kelebek, neylerde ağlayan nota, şiirlerde mısra oluyordun.
Yüreğime işlemiştim seni, kıyamete kadar sökülmeyecek ibrişimle. Boynuma dolanan kement gibiydin gevşettikçe daha çok boğuyordun. Kuru ayazın yanıklarına döndü yüreğim. Her ah endişe, dökülen yara kabukları gibi elime geliyor. Daha acı, daha ıstırap bir o kadarda sancı doluyor yüreğime. Adını her anışımda dolunayda karanlıkta kalıyor bedenim. Gözlerimi kapatıp mahremiyetime gizliyorum seni. Yollayamadığım mektuplar sayfa sayfa yüreğime dökülüyor. Her gün bir parçam daha tükeniyor.
Bir bakışını, bir gülüşünü nasılda özlemişim. Açıkken gözbebeğime yerleşen, gözümü kapadığımda gönlüme sızan sevgini arıyorum. Uykumu ne zaman terk etmiştim. En son ne zaman’’SENİ SEVİYORUM’’ demiştim. Sahi… Sahi en son ne zaman gözlerinin içinde kaybolmuştum.
Seni soluyorum yüksek dağlardan gelen rüzgârın nefesinde. Sesini bir dalganın sahile vuruşunda, bir yaprağın hışırtısında arıyorum. Suda titreyen mehtabı senin yüzün zannediyorum. Sefayı sen sürdün, cefayı ben çektim diyen yüreğim isyanlarda. Seni gönül toprağımda filizlendirmeye çalıştıkça, ektiğin sevgi sarmaşıkları bedenimi sarıyor. Ben ise kuruyacağımı bile bile o sarmaşığa sarılıp uyuyorum.
Feleğin çarkına tutuldukça, her gün yeniden bileylenip hançer gibi içime işliyorsun. Hüzünlü sabahları birbirine ekliyorum. Gönül camından içeri süzülen ışıklar yaşama sevinci veriyordu İstiridyeden ayrılan incinin figanını duyana kadar.
Parelenmiş canımızdan biçilmiş ayrılık elbisesini üzerimize giydirdiler. Sen karşımdaydın ama ben seni göremiyordum. Cemrelerimizi boğuyordu azgın lodoslar. Yüreklerde kilitli kalmış sözcüklerimiz gün ışığına çıkmıyor, pazara düşmüş köleler gibi seçilmeyi bekliyor. Bedene bağlanmak, yürektekini hatırlamak acı veriyor. Loş ve kuytu parmaklıklar arsında sevgisizliği yüklemiş pusulasız gemilerdeyim. Araftayım. Taşın içinde saklı olan ateş gibi bulunmayı bekliyorum.
Ne kadarda mutluydum senin gönlünün içinde eridiğim zamanlar. Gecelerimi yıkardın dolunayın ışığında. Gülizar da açan yediveren olurdum sen gelince. Sılamdın, memleketimdin, vatanımdın. Özlemlerimi sevme çılgınlığımla, bedenimde, beynimde hissediyordum, geleceği olmayan kırık duygularımla. Yarı yitik yarı saydam gülüşlerle yalnızlığımı paylaşıyorum. Galata meyhanelerinin küf kokuları arasında buluyorum kendimi. Camların dışından vuran buz renkli ilkyaz ışığı acı çeken ruhumun bedenini benden kovmaya çalışıyor. Fışkıran öfkeler karşısında benliğimi yitirmeden hüzünlerimin ayrılıklarımın kucaklaşmasını yaşıyorum.
Hayatıma paldır kültür içeri dalıp, daha sonra umarsızca arkanı dönüp kendi yalnızlığına gömüldün. Çuha örtüler üzerinde bahse sürülüp, kıymet bilmezlerin eline düşen aşkları yaşattın. Sevilen birini terk etmeyi kahramanlık sayarak kapıyı çarptın ve gittin. Işığın hüzünlü eğimi içinde kayboldun.
Gidişinde gelişin gibiydi. Ardında bıraktığın sarsıntı bedenden çıkıp ruhumu yedi renge böldü. Biten gün gibi dağların ardında kaybolurken kızılın en kırmızısı sardı benliğimi. Güz yangını sarısını yanına aldın. Mavin dinginliği ve yeşilin huzuruna sarılıp kanayan yaralarımı temizliyorum.
Ben gelemem, sen gelmedikçe açamam içimi çiçeklere…
26.08.2011
|
Ahmet Zühtü Çelenk | Yüreğime Kar Yağıyor |
YÜREĞİME KAR YAĞIYOR
çocukken üşürdüm,
kar lapa lapa yağınca,
içince bir bardak çay,
içim ısınırdı,yüreğim sımsıcak.
şimdi çay da kar etmiyor
yüreğime kar yağıyor
lapa lapa hem de...
|
Reyhan Akagündüz | Yüreğime İzin Verseydin Unutabilirdi Belki… |
Gökyüzünde aradım. Gökyüzü engin, gökyüzü dingin. Gökyüzü hayal, gökyüzü yüreğimin mavisi, umudumun bulutu. Umut bitmeyen bir rüya. Umut yarında, yarınla bugün arasında, yarının ta ötesinde. Gökyüzünün mavisinde, umudun beyazında her yerde sen…
Sen neydin? Ya da sen nasıl bir şeydin? Gözlerin nasıldı, nasıl bakardı? Sesin kulaklarımda çınladığında hangi tren düdüğünü çağrıştırırdı? Ya da senin ellerin değince ellerime içimdeki çocuk nasıl coşardı?
Şimdi avuçlarımda biriktirdiğim yağmur damlaları gibisin. İçi boş kalıplara seni döküp –akışkanlığından yararlanarak-şekillendiriyorum. Sonra geçiyorum karşısına şekillerin, hepsinde biraz sen hiç biri sen değil. Seni arıyorum hep bir yerlerde. Yaşlı bir İstanbul Beyefendisinin yıpranmış gözlerinde yorgunluğunu, durmadan bağıran sokak satıcılarında öfkeni ve yakama yapıştığında ufacık bir çocuk ‘boyayalım mı abla’ diye, bitmek tükenmek bilmeyen ısrarını görüyorum.
Sen gelmeden önce ayaklarım acılar köprüsünden geçmişti, gözlerim ahlaksızlıkların, haksızlıkların en kuytusunu görmüş, kulaklarım en ağırını işitmişti şikâyetlerin, ihanetlerin. Sen geldin sonra. Ayaklarım umut tepeciklerine tırmanmaya başladı, bambaşka bir iklime açıldı gözlerim ve kulağıma aşina sesler fısıldandı sevinçlere dair.
Sonra bir alışkanlık denizinde ufacık bir sıradanlık sandalında buldum kendimi. Sen vardın ya ufukta, kollarım yoruldu sana ulaşmak için kürek çekmekten, senin yeni ortamların, yeni oyuncakların dev dalgalar olup yoluma dizildiler. Sen? Sen çok uzaklarda başıboşluğuna demirlemiştin. Uzaktan çok küçük görünüyordun. Ve yakınımdaki ufacık şeyler-sırf yakınımdalar diye- ne kadar da kocaman görünüyorlardı. Bu bir göz yanılsamasıydı aslında, gel gör ki yürek kabullenmiyordu. Sana niye yetmedim anlayamadım. Tutsan da elimi kalabalıklar içinde, yüreğinin elleri çoktan çekmişti ellerini yüreğimden. Adımlarımız bir olsa da arşınlarken kaldırımları, gölgem hep bir adım arkasında takip etti gölgeni.
Kendime yettiğimi sandığım günlerin birinde, uyandığımda başucumda buldum yokluğunu, aradım senden bir iz ya da kırık dökük bir elveda ama yoktu. Söylenmesi gereken her şeyi söylemiştin aslında. Benim anlamam gerekiyordu. İçimde bir yerlerde tozunu almam gerekiyordu bir şeyleri…
Ve sen ansızın gittin. Ayaklarım beni karanlık bir yola götürüyordu. Gözlerim yeni bir yağmura hazırlanıyordu. Kulaklarımsa artık yoktu…
|
Filiz Turan | Yüreğime Kar Yağıyor |
Dışarıda kar yağıyor
Tane tane düşüyor bembeyaz kar taneleri
Havanın soğuğuna inat
Bacalardan dumanlar yükseliyor
Sıcacık evlerinde küçücük yavrular
Annelerinin koynunda uyuyor
Dışarıda kar yağıyor
Evimin penceresinden seyrediyorum
Düşen masum kar tanelerini
Sokağın köşesinde titreyen bir çocuk
Gözümde canlanıyor
Yüreğime kar yağıyor...
Üşüyor yürekler yağan her kar tanesinde
Buz kesiliyor bedenler
Gidecek evi olmayan kimsesiz çocuklar
Bir köprü altında korkuyla seyre dalıyor
Yağan her kar tanesinde bedenleri
biraz daha uyuşuyor
Ve dışarıda kar yağıyor
Bir küçük yürek feryat ediyor gecenin ayazında
Ne arayanı var ne de merak edeni
Anne şefkatine sevgiye hasret
Yapayalnız bir küçük yürek üşüyor
Dışarıda kar yağıyor...
Çıplak ayakları uyuşuyor önce, sonra bedeni
Düşler görüyor, belki annesini
Belki de hiç sahip olamadığı bisikleti
Sıcacık bir yuvanın düşünde ölüme yürüyor
Bir küçük yürek üşüyor ve kar yağıyor..
Oysa çocukken ne çok severdim karın yağışını
Kar topu oynamayı
Oynarken ellerimiz ve ayaklarımız donar uyuşurdu
Koşardık sıcacık evimizde sobanın başına
Üşüyen ellerimiz ısınırdı önce
Sonrasında yüreklerimiz..
Oysa şimdilerde pek sevmiyorum karı
Üşüyen uyuşan bedenler geliyor aklıma
Çaresizce seyrediyorum karın yağışını
Yüreğim acıyor küçücük üşüyen bedenler için
Ve bugün yine dışarıda kar yağıyor
Biliyorum bilinmez bir yerlerde
Onlarca küçücük yürekler üşüyor..
Sevgi dolu bir sıcak yuvanın düşünde
Belki de yavaşça ölüme yürüyor..
Yüreğime kar yağıyor...
19 aralık 2003
|
Hasibe Kaya 2 | Yüreğime Kar Yağıyordu |
YÜREĞİME KAR YAĞIYORDU…..
Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben üşüyordum,
Kara kışlara yakalanmıştı garip sevdam,
Unutmuşum baharın o taze güzelim tadını,
Umutlara darılmışım sessiz sedasız sensiz,
Umut etmeyi de unuttum aslında sen gidince….
Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben yalnızdım,
Yine tek arkadaşımdı gecelerde yalnızlığım,
Karanlıkları aydınlık seçmiştim kendime,
Aldanmışlığı çok gerilerde bırakıp senle,
Boşlukta bütünleştim yalnızlık denen vuslatla….
Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben sessizdim,
Sevdalı limanlarda kendimden vazgeçmiştim,
Ey sevgili gidecektin de neden girdin dünyama,
Yalancı rüyalar sunmayacaktın ürkek uykularıma,
İmkânsızlığı zehir gibi akıtmayacaktın ruhuma….
Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben çaresizdim,
Günlerin gecelerin farkı yok tadı yok sensiz,
Çaresizliğin bilinciyle kapatmışım ruhumu ben,
Beni sorma artık sayende bil inancımı yitirdim,
Suyu tükenmiş limanların kıyısında bekliyorum….
Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben yürüyordum,
Esintilerde soluğunu hissedip seni içime çekerken,
Bilesin ki yokluğunla ruhum sızlıyor vefasız,
Benden uzaktasın söylediğin yalanlarda boğulmuş,
Bilesin ki sen beni değil kendini aldattın….
Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben susuyordum,
Sevdalara sığmasa da sesim haykıramazdım,
Gönül pencerelerini sonuna dek açmayacaktın,
O yalancı gözlerle gözlerime bakmayacaktın,
Sevdanın çıkmaz yollarına salmayacaktın düşlerimi….
Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben ağlıyordum,
Hayat damarlarımdan birini sen kopardın,
Dudaklarımdaki sevda kelimelerini çaldın,
Senden bana kalanı düşününce hatırlıya bildiğim,
Sadece kırık bir tebessümdür anımsadığım….
Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben kavgalıydım,
Döndürmeyecektin duygularımı yalnızlık yolundan,
Kıpırdatmayacaktın yüreğimin yalnız kuşlarını,
Canımı sıkıyor bir ömür tükettiğim hayat kavgası,
Meğer seni severken sevmişim ben bu hayatı….
Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben karanlıktım,
Yıllarca acılara kucak açıp direnmişim yaşama,
Şarap misali sensizliği de içmişim bir yudumda,
Yeni gelen günle aydınlatmayacaktın sabahlarımı,
Yarım bırakmayacaktın acısına vurulduğum bu aşkı ….
Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben hüzünlüydüm,
Hüzün gözlerimden gitmeyen misafirdir artık,
Soğuk karanlık gecelerde kayıp çocuk resmidir hüzün,
Bilir misin gittiğinden beri kayıp içimdeki çocuk,
Ve bilir misin bu kayıp çocuk seni ahla anacak….
Yüreğime kar yağıyordu, sensiz sen yoktun,
Özlem tek yönlü bir yol işte gidip te dönmeyen,
Ve sen bir yel gibi esip gittin hayatımdan,
Yolun tam ortasında bıraktın beni sevdamla,
Yelkenleri kırık tekneler gibi bakakaldım ardından….
Yüreğime kar yağıyordu ve ben seni özlüyordum,
Yorgun karlar üzerinde seni ne zaman hatırlasam,
Adın bir sevda türküsüyle özdeşti yüreğimde,
Suskun yüreğimin sessiz türküsüydün içimde,
Bir hüzün şarkısı çalınır, kırılır kalbimde….
Yüreğime kar yağıyordu ve ben yüreğimi arıyordum,
Seninle dört mevsim baharı yaşadım gözlerinde,
Dört mevsim çiçekler açtırttın sen kalbimde,
Üzerine çiğ taneleri düşmüş kırmızı güldün bende,
Seni tüm renklerde sevip özlemiştim benliğimde….
Yüreğime kar yağıyordu ve ben şiir yazıyordum,
Her renkte sevdiğim sevgi çiçeğimdin benim,
Senin için en nezih kelimelerden şiirler yazdım,
Tarif edemedim diye gönlümün diliyle seni,
Hepsini tek tek beğenmeyip yırtıp attım….
Yüreğime kar yağıyordu, sensiz ben üşüyordum,
Her zerresi buz gibi yüreğime düşüyordu,
Benim de düşlerim yağıyordu yollara,
Kimsesizliğin verdiği bir çaresizlikle,
Yüreğim gelmeyeni beklemede donarak ölüyordu….
Hasibe Kaya
15-02-2009
saat:04.55
|
Sennur Çetin | Yüreğime Sesleniş |
Her yerde bir bahar coşkusu
Kuşların cıvıl cıvıl sesleri
Ağaçların çiçek açması
İnsanların ekmek kavgasına koşturması
İşte doğa kanunu mevlam
Hepsini ayrı güzellikte yaratmış
Kimler geldi kimler geçti
Her gülen yüzün ardında
Belki ağlayan bir kalp vardı
Yorgun ve bitkinim
Oturmuşum Eminönü sahilinde
Balık ekmeğin kokusunu
Duymak istedim bir an
Yoktu hiçbiri kaldırılmıştı
İçim burkuldu
Dedim ya kimler geldi kimler geçti
Bir an sağıma baktım
El eleydi iki genç birbirine nazlar içinde
Gözlerinden okunuyordu
Yürekten birbirlerini sevdikleri
O an birde soluma baktım
İlerde oturan bir çifte daldım
Taşa gazete sermedin diye
Birbirlerine sözler savuruyorlardı
İşte herşey hayatın içinden
Bende o an yüreğime seslendim
Al götür beni hazan yaprağını
Savurmasın rüzgarlar
Ne acıları bağrında taşıdı bu yürek
Banada gülsün artık felek
24.04.2006
|
Mehmet Ali Güneş | Yüreğimi Kana Bulama |
Eğer sahip olabilseydim gökyüzüne
Sana bir yıldız verirdim geceden
Şöyle mor mor parlayanından
Ama yokum, yoksulum işte
Bir tek yüreğim var bana ait
Tertemiz, daha sıfır
Senden başkasının sevdası değmemiş
O da ayaklarının altında
Ne olur usulca bas
Yüreğimi kana bulama!
|
Mahmut Ali Buluç | Yüreğime sorma |
Öyle bir derde düşürdün beni
Dert huzursuz oldu derman da mutsuz
Uykularım dar ma dağın kirpikler huzursuz
Yüreğimi sorma acı,acı çekiyor
Çöllerde geziyor sanki dudaklar
Gözükmez oldu da şimdi uzaklar
Dert dermana kurmuş yeni tuzaklar
Derman yorgun düştü acı,acı çekiyor
Gönlüm razı değil dilim söylemez
Teselli faydasız beni eylemez
Dert sinsi geziyor dermana söylemez
Derman yorgun düştü acı, acı çekiyor
Mahmut Ali BULUÇ.12.07.2011
|
Veysel Bahadır | Yüreğimi Hasretinle Deşeceğim |
seninle ne düşman ne arkadaş kalabilirim yaptığım en büyük hatasın cezamı çekebilirim geceye karışır kaybolur düşlerim düşemeyecek kadar dipteyim, adını söylemeden kimseyle dertleşmeden yüreğimi hasretinle deşeceğim.
|
Feriha Ceylan | Yüreğimi |
Dokundu kanatlarım dokundu ellerine
Dokundu dillerim dokundu gözlerine
Soğuk gecelerde mor tırnaklarımın izi
Ya o dikenler sıktıkça kanatıyordu yüreğimi
|
Uygar Yeni | Yüreğimi Parçalarım |
Cebimde onca yoksulluk varken aklıma sen düşersin birden,
Gözlerim kapanır benden habersiz,
Sen yürürsün, ellerimi cebimden çıkarıp peşine takılırım
Yetişemem, kaybolurum birden!
Bu sefer olmaz düşler görürüm;
Aç çocuklar, çorak topraklar ve kuru ağaçlar…
İçinden çıkılmaz korkular,
Kaygılar ve kavgalar basar düşlerimi
Kaybolurum, boğulurum…
Düşlerimde;
Yetimin hakkıyla hayatı cennet eder kimi,
Kiminin canı kuru bir yaprak gibi sessiz düşer toprağa…
Sonra,
Her kör kuyuya benim bedenim gizlenir,
Ne vakit nefes alsam, boğazıma çöker kapkara eller;
Ellerim cebimde, bir dünya yoksulluk
Avuçlarımı sıkarım,
Bağıramam, çağıramam artık
Yeniden, yeniden gömülürüm toprağa…
Onca yoksulluk varken aklıma sen düşersin yine,
Ellerimi cebimden çıkarıp peşine takılırım, kaybolurum sonra
Bilsen o vakit;
Bütün evren üstüme yıkılır…
Ellerim cebimde, bir dünya yoksulluk
Aklıma sen gelirsin,
Sanki aynadan kendi yüzüme bakarım
Ne yana baksam;
Çaresizim, ellerim cebimde, onca yoksulluk boynuma asılır
Gözümde yaş ve yüreğimde ağır bir savaş
Ellerim cebimde, avuçlarımı sıkarım,
Ne vakit aklıma düşsen
Avuçlarımda yüreğimi parçalarım…
|
Şerafettin Muş | Yüreğime Umut ektim Yeşerdi |
Yüreğime Umut Ektim Yeşerdi
Suyum sevgi merhamettir toprağım
Yüreğime umut ektim yeşerdi
Dört mevsimde kurumayan yaprağım
Yüreğime umut ektim yeşerdi
Yolcuyu yormayan yollara döndüm
Batan güneşi ben doğarken gördüm
Umutsuza umut oldum yürüdüm
Yüreğime umut ektim yeşerdi
Doğadır kaynağım doğadır çözüm
Bilimle bilgiyle gülüyor yüzüm
Bilgili oldukca gür çıkar sözün
Yüreğime umut ektim yeşerdi
Gizemli sırlara sırdaşlık yaptım
Bilime inandım bilime taptım
Sorulu cevaplı buluşlar yaptım
Yüreğime umut ektim yeşerdi
Akıl ve düşünme yeteneğini
Dost Şeref yüklendi bilgi yükünü
Sorularla cevapların ekini
Yüreğime umut ektim yeşerdi
10/06/2014
Dost Şeref
|
Şahin Ertürk | Yüreğimi Yakıyorum |
Yıllar sonra BEBEK teyim
Yaşlanmamış anılarla
Dünden kalan gözyaşımla
Kibirit,çakmak kullanmadan
YÜREĞİMİ YAKIYORUM
(18.06.2006) İSTANBUL
|
Salih Zeki Fettahoğlu | Yüreğimi yazmalıyım...! ! ! |
6 Nisan'larım
22 Nisan'larım
2 Haziran'larım
21 Temmuz'larım
9 Kasım'larım
bunlar, benim yavrularım.
sevgi ve mutluluğun
yüreğimdeki sevinç çığlıkları
bugünlerin beni havaya fırlattığı
tüm mutlulukların en güzelleri
işte benim özel günlerim.
bugünler yüreğimden
bal akar damarlarıma
tüm mutluluklar yüreğime dolar
kanatlanırım kartallar gibi
yüksek tepelere çıkar seyrederim
rüzgârın sesiyle paylaşırım mutluluklarımı
baba oluşumun tüm sevinçlerini
yanık yanık türkülerle yaşamak
onlarla sarmaş dolaş olurum.
öyle bir gün var ki;
işte bugün 9 kasım
arkasından 10 kasım
kasım da kasım
tüm çiçeklerin
solup bittiği
ama hiç mi hiç yok olmadığı
kutsal sevgilerle dolu günlerim.
işte benim özel günlerim
yeniden dünyaya geldiğim
bu kutsal günlerimde
sevinçlerin en yüceleri
evrensel doğanın
bal dolu kokulu çiçekleri
hep bu çiçeklerdeki
bal süzgeçlerinden beslenirim
bal dolar yüreğime.
sevinç çığlıklarım türkülere döner
kemençe çalar horon oynarım
dağların zirvesinde
yanık yanık türküler söylerim
damla damla olurum
yer yüzünde çiçeklere
su verir içimdeki sevinç damlaları
yarınlara umut verirler
bana arkadaş olurlar
sahiplenirler beni
ayrılamam günlerimden
ayrılamam can olduğum
damarlarında kan olduğum
en kutsal canlarımdan
benim cici yavrularımdan.
bitmesin sevinçleriniz
bitmesin yarınlarınız
yaşamak istediğiniz hazlarınız
yüreğinizdeki sevdalarınız
yoldaş olsunlar size
sahiplensinler, sevsinler sizi
acılarla değil
mutlulukların bal olup aktığı
sevinç dolu yarınlarla
ne çok seviyorum sizi
selâm olsun yüreğimdeki
kutsal canlarıma
benim cici yavrularıma
kara kovanlardaki ballarıma
yiğitlerime,mangal yürekli
kızlarıma,oğullarıma
bana dal olan,gövde olan
sarmaşık otu gibi beni saran
cici torunlarıma.
szf_68 Trabzon
10 Kasım 2013_ 07:38
|
Ülkü Sarıoğlu Okyanus Yürek Mavi Melek | Yüreğimi Vurdum |
Kin ve keder doldum
Kalbim ağladı soldum
Sevgisiz yokoldum
Aşka düşman oldum
Ben sorunu buldum
Boşa hayal kurdum
Yüreğimi vurdum
Aşka düşman oldum
Sırtımdan vuruldum
Zalim diye sunuldum
Süs yerine konuldum
Yüreğimi vurdum
Aşka düşman oldum
|
Serdar Kılıçalp | Yüreğimi Yüreğinde Saklarmısın.. |
yüreğimi yüreğinde saklarmısın, düşlerimi alıp koynuna.? bir gece ansızın kulağın çınlasa, ismimi anarmısın.? yağmurlu bir günde pencerende üşüyen bir kuş misali, gelsem kapına kollarına sararmısın.? sana olan sevdamı yazsam şiir şiir,, anlatsam gecelerce dinlermisin.? wersem sana yüreğimi, yüreğimi yüreğinde saklarmısın, düşlerimi alıp koynuna, sevdiğim..? ....
|
Ümüt Güngör | Yüreğimi Resmettim |
Yüreğimi resmettim,
Sevgimizi hapsettim,
Aşkı tutsak ettim,
Görmek istermisin.
Bahçe kurdum hep çiçek,
Aşkımız yeşerecek,
Gözlerin ne diyecek,
Bakmak istermisin.
Duvarları hep gülden,
İçerisi beyaz tülden,
Çok uzakta kem gözden,
Bakmak istermisin.
Yüreğimi mum yaptım,
Yakmak istermisin,
Gönlümü ırmak yaptım,
Akmak istermisin.
|
Kazim Öztürk 2 | Yürek Yaralar! |
Yürek Yaralar!
İstemiyorum atın, bütün cismini,
Sili verin tarihten, günün ismini
Tümden unutu verin, hüzün resmini
Bitmiyor acı günler, yürek yaralar;
Biri anneler günü, biri babalar!
Sıvazlamıyor artık, kimse başımı,
Yapan çıkmıyor şimdi, sıcak aşımı,
Sonu gelmez hüznüm var, gör telaşımı,
Istırap yüklü günler, yürek yaralar;
Biri anneler günü, biri babalar!
Bu günler boynum büker, canım dağlatır,
Kirpiklerim ıslatır, gözüm ağlatır,
Hüzün pınarlarımı, durmaz çağlatır,
Öksüz yetim günlerim, yürek yaralar;
Biri anneler günü, biri babalar!
Kazım Öztürk 15 Haziran 2014
|
Şahin Ertürk | Yüreğimin Çırpınışını Duymuyorsun |
Yüreğimin çırpınışı
Taa
Afrika dan
Avusturalya dan
Kutuplardan
Bile duyuldu
Sen,şuracıktan
İSTANBUL dan
Kadife seslim
Duymuyorsun?
(29.05.2006)
KARABORSA SEVGİ adlı
5.nci şiir kitabımdan
|
Erdal Şabahat | Yüreğimin Düşü |
Yüreğimin düşü olmayacaksan..
Düş yüreğimden..
Hayallerimi eskitmeden düş..
Kalkma yerinden hüznünle beraber..
Bir veda gibi git..
|
Özgür Parlak | Yüreğimin Başkenti |
Bir şehirdir ki,Fatih unvanını vermiş Sultan Mehmet'e
Bir bacağı Anadolu'mda,bir bacağı Avrupa'da
İstanbul,benzetemem seni yeryüzünde hiç bir şehre
İstanbul,değişmem seni,canımı veririm koynunda
Güzel İstanbul'um,seni kimler istemedi ki kimler
Rüyalarındaydın sen,imparatorların,kralların
Ebediyen benimsin,alamayacak seni o eller
Şiirsin,romanımdaki kahramansın,İstanbul,kanımsın
Ne vakit durup derince baksa gözlerim Marmara'ya
Sanki Marmara'ya aşk şarkıları söylüyor martılar
Kız Kulesi'nin etrafını sarmış,gizliyor Marmara
Aşkını kim gizlemez,onda saklı güzel hatıralar
İstanbul'um,hangi tarafına baksam başka güzellik
Başkasın sen,yaz sıcağında gölgen başka bir serinlik
O surların nelere şahit olmuş durur hala dimdik
İstanbul,senin için sırtımıza gemiler bindirdik
Ah İstanbul,nasıl anlatatım,dile gelmiyor dile
Bir kere yüzünü gören,dönmek istyemiyor geriye
O mahallelerin,dar sokakların,ahşap evlerin bile
Bil ki başrollerde,şiirlerde,romanlarda,türkülerde
İstanbul,aşıkların,şairlerin,türkülerin kenti
Yurdumun padişahı,sultanı,kralı olan kenti
Dünyanın güzellik,tarih ve medeniyet kokan kenti
İstanbul'umsun sen,aşıkların,yüreğimin başkenti
|
Aziz Ekici | Yüreğimin Güneşine Ve Sana Ey Sevdam |
Yüreğimizde doğan güneş. Evet umutlarımızın güneşi, düşlerimizi de uyandırmak için yüreğimizde uyandırdığımız güneş.
Güneşimin önemini çok öncelerde sezinledim.
İnsanlarımızın güneşi hüzünlü bir güneş. Yağmur yerine göz yaşlarıyla çevrili bir güneş. Olanca yeteneğini ve gücünü keşfetmemiş bir güneş. Tüm anlarını henüz güzelleştirmemiş bir güneş. Küçük bir parçada mızmız bir güneş.
Yüreğimizdeki güneşi uyandıralım ve evrenin en güzel çiçeği güneş, ısıtan ve tohumları yeşerten, her şeyi olgunlaştıran çiçeklere rengini veren ve denizin sularını saydam kılan güneşten özde, güneşimizi yüreğimizdeki güneşi uyandıralım.
Güneşsiz günleri sevmiyorum, gelmesiyle gitmesi bir oldu mu seviyorum yağmuru, uzun sürdü mü her yanım küflermiş gibi geliyor.
Yüreğimizi küflendirmeyelim umutlarımızın güneşini tan yeri gibi ve denize yansıyan ışık gibi, içimizdeki yakamozların pırıltısını yüreğimizde hissedelim.
Bence istemek yeterli. Ruhumuzun pencerelerini açmalı ve fırsat tanımalıyız, nesnelerin müziğinin içeri girmesine, sevecenlik anlarının içeri girmesine izin verelim ve dışsal müzik değil içten hissederek ve hayatın güzel olduğunu ve yüreğimizde ısıttığımız bütün güzellikleri artırmak için umutlarımızı yeşertmek için uyandıralım yüreğimizdeki Güneşi.
Hüzünlerimizle, göz yaşlarımızla güneşimizin ışınlarını ıslatmayalım, kara bulutlarla boğmayalım. Güneşin soğumasına izin vermeyelim, hüzünlü bir güneş, yağmur yerine göz yaşlarıyla çevrili bir güneş, olanca gücünü ve yeteneğini keşfetmemiş bir güneş, tüm anlarımızı henüz güzelleştirmemiş bir güneş. Ve keşfedelim güneşimizi aydınlatalım görsün tüm insanlar içimizdeki güneşimizin gücünü yeteneğini, güzelliğini. Aç ruhunun pencerelerini ve fırsat ver nesnelerini müziğinin içeri girmesine, sevecenlik anlarının şiirinin içeri girmesine.
Hiçbir şeye ulaştırmayan, içinin karanlığını aydınlatmayan, dışsal müziği bırak, başkaları için yapacağın soğuk müziği, kendi içsel müziğinle kendi müziğinin içinde yüzmen gerek.
Bilmem anlatabildim mi tatlım şu an kendi müziğim içinde yüzmeye, umutlarımın yeşertiği kır bahçesinde koşarken topladığım papatyalardan bir demet, yakamozların parıldadığı ve tüm saydamlığıyla bana gülümseyen denizimden bir inciyi, içimdeki esen sam yelinden bir meltemi sana sunmaya çalıştım Güzelim. AZİZ EKİCİ 11.06.2000
|
Dinçer Çankaya | Yüreğimin İhaneti |
inanmıştım seherinde şafağın
gökyüzünde nağmeler söylerken
çocukluğum
sorgularken derin bir birdapta canlığımı
ben ihanet yemiştim yüreğimce....
kendime kalleştim bütün mevsimlerde
deryası kalmadı artık hayallerimin
vazgeçtim artık kardeşliğin canlığın
büyüsünden
yoz bir evren ve anlamı olmayan
menfaatperes rüyalar
artık parıldamayan cilveli gözlerde
ben ihanet yemiştim yüreğimce
sevdamı hayallerimi bir fırtınayla savurdum
ağıtım artık ben hasrete kapılmış bir
yaşlı göçmen kuş misali
hep o sevdi o buldu belasını ağladı satıldı
gülmedi güldürmedi yüreğim...
bir zehir cümbüşünde ve fırtına kalleşliğinde
gelirken sahtekar dostlar ve kardeşler
ben ihanet yemiştim yüreğimce..
|
Celal Topo | Yüreğimin Karanlığında |
Bir avucumda ayrılık
Bir avucumda gözyaşı
Acılar boy atıyor sarmaşık misali
Yürüdüğüm sokakların duvarlarında
Rüzgarlara tutunmuş bir özlem kokusu
Burnumun kıyısına vuran dalga dalga
Her gece yıldızları sayıyorum
Yalnızlığımın kucağına oturup ta
Yüreğimin karanlığında.....
Antalya
|
İlyas Kılınçarslan | Yüreğimin Köşeleri |
11.01.2017 İstanbul
İçimin içinde kara bulutlar
Başı boş gezinen kalabalıklar
Mevsimler tükendi bakın dostlarım
Yüreğimin her köşesi sonbahar
Yükseldikçe alçaklaşan öküzler
Bozkıra un eker hamasi sözler
Söylemler eylemler artık karetmez
İftiraya çanak tuttu yüzsüzler
Bak nice uzaklar oluyor yakın
Hamaseti iftirayı bırakın
Kırk yıllık emeği ezen aç filler
Hep yüksekte gezer sanmayın sakın
İçimin içinden çıkın bulutlar
Kalpleri süslesin güzel umutlar
hazanla dökülsün kış temizlesin
Öksüz yüreklere olsun ilkbahar
|
Elif Gülnur Parmaksız | Yüreğimin Misafiri |
Yüreğim sırça bir köşk gibidir.
Misafiri ise ateşten bir kuş...
Çırpındıkça pişirir duvarlarını
Ve güçlendirir muhafazasını...
Yoksa nasıl dayanırdı bu denli sevdaya bu vücut?
Sevgililer Günü Kutlu Olsun...
|
Nilgün Kurt 1 | Yüreğimin Kumsalı |
Karaya vurmuş,
Yüreğimin kumsalında ıslanan duygularım
Deniz kabuğunda sakladığım sevdiğimin gözleri
Dokunmuyor,
Meltem vuran yüzüme
Şöyle bir dalsaydım ela gözlerinin en derinine
Hesapsızca, kuralsızca...
İlgisizliğini nakşetmiş,
Güneşin kavurucu sıcaklığına yâr
Kumsalda bir kaç çakıl taşı,
Kum tanelerinden medet umar
Gören yok ki ıslanan duygularımı
Martı, ey martı
Haber et sevdiğimin toz girmemiş kaşlarına
Gelirse bir gün,
Gelirse kumsala vuran duygularımı görmeye
Aşkıyla kuruyan,
Bir yıldız alacak avuçlarına
Naçar kalacak gözyaşları
Ah ettiğim deniz kokusuyla kavrulacak
Her gün batımı,
Kumsala vuran duygularımla kahrolacak...
|
Ayşe Mattaoğulları | Yüreğimin Sesi |
bu gün 13 Mayıs 2001
anneler günü
parmağımda bir gün önceden verilen
altın yüzüğe bakıp
hayatımda ilk defa mutluluktan ağladım.
süzülen gözyaşlarımı
arabayı kullanan eşim,
gelen geçen arabalara el sallayan
kızım Fatma ve oğlum İbrahim'e
fark ettirmeden yavaşça silen ellerim.
aslında yüzük bahane
bir akraba ziyaretine giderken
hayatın zor şartları altında
unuttuğum küçük mutlulukları
büyük mutluluklarla yer değiştirmesine
anneler günü şahit oluyordu.
yüreğim büyük bir hızla çarptı
yağmur, kar, fırtına, boran
derken iki damla yaştı bunu yüzüme vuran.
eşim ve çocuklarıma duyduğum engin sevgim
bunu sımsıkıca aldı ve tekrar tekrar
yerine koydu.
yanından geçtiğim çöp dağlarının kokusu bile
bu gün burnuma çok farklı vurdu.
koyu ela gözlerim
tabiatın yeşilinde
çiçeklerden çiçeklere konan kelebeğin
rengarenk kanatlarında kendini buldu.
bu gün herşey o kadar farklıydı ki
beynim milyonlarca kez nedenini kalbime sordu
neydi neydi neydi bu?
ve yüreğim bir meltem rüzgarıyla kulağıma
sevgi, aşk, vefa, dostluk
kısacası mutluluğun gerçek öyküsüydü bu.
|
Ali Cemal Ağırman | Yüreğimin Sesi İzmir |
Yüreğimin sesi İzmir
Canımın içi İzmir
Aşkımın, sevdamın mekanı İzmir
Sakla yarimi, yarimi sakla hemi İzmir.
Esen yelden.
Gelen bütün Şerlerden
Çirkinliklerden, ihanetten, husumetten
Koru yarimi, yarimi koru hemi İzmir.
Yarim sana, sende Allah a emanet İzmir
Sabret deli yürek, celallenme yine sabret
Kusuruma bakma, Bakma kusuruma
Yürek parelenmiş, Haykırıyor sevdasını,
Sevdasını haykırıyor sana İzmir
Yarim kömür gözlü, Zülüfleri siyah
Kaşları hilal-i ay.
Gözleri ela, yanakları elma Dudakları bal,
Sevgisini inkar etmiyor, dobradır.
Yüreği ise mangal
Koru yarimi, yarimi koru hemi İzmir
İşte güzel İzmir, işte güzel yarim
İzmir de yazılmış,anlaşılan kaderim
Yüreğime kazıdığım isim hem adaletim hem asaletim
Sakla yarimi, yarimi sakla hemi İzmir.
İzmir aşkların Sevdaların baş kenti İzmir
Yüreğimin sesi, hayatımın yeni doğan Güneşi İzmir
Yarimin gezip tozduğu, aşkı soluduğu yer İzmir
Sakla yarimi bana,bana yarimi sakla hemi İzmir
İzmir yarim kadar güzel
Yarim kadar şirin İzmir
Aşkımı, sevdamı, yeni doğan Güneşimi
Sukut-u hayale uğratmazsın duyarsın umarım sesimi
Saklarsın yarimi,yarimi saklarsın hemi İzmir
İşte İzmir, işte yarim.
İkinize de bir şey olur ise, Allah korusun
Ansızın, ansızın çeker giderim
Kimsesizler mezarlığında
Hazır zaten yerim.
İsimsiz mezar taşı ise işte O, benim.
Canım feda yar ile Sana güzel izmir
Gücenmemişindir umarım bana şirin izmir
Çünkü Yarimi emanet etmiştim sana
Yüreğimin sesi İzmir
İkinizi emanet ediyorum Yüce yaradana
Yarim kadar güzel yarim kadar şirin İzmir
SAYGILARIMLA
04.Mart.2008
Şair 67
|
Bahattin Tonbul | Yüreğimin Üstüne |
Sürgüne mi yolladın,sahte gülüşlerini
Kapattığın gözlerin,kar toplamış üstüne
Sevdamızı sarardın kırılan dişlerinle
Gül dedin de gül açtı yüreğimin üstüne
Ellerinle açarken,dudakların yarıldı
Dileriyle tutuşmuş,sevgileri darıldı
Zebaniler toplanmış,rüyalarım sarıldı
Gül dedin de gül açtı yüreğimin üstüne
Sabahın ışıkları,cennetine kaydetmiş
Günahsız olanları,savdasını hapsetmiş
Rabbimden aman dile,gönüllere garketmiş
Gül dedin de gül açtı yüreğimin üstüne
Secdeye akın ettin,sevgilim gelir diye
Sevdasına hükmettin,acısı titrer diye
Cürümleri zikrettin,günahsız kalsın diye
Gül dedin de gül açtı yüreğimin üstüne
Ümit verme seversen,yarini kıskanırdım
Yazdığım her şiirde,aşkımı anlatırdım
Gece hayaller edip,düşmanlar çatlatırdım
Gül dedin de gül açtı yüreğimin üstüne
İçi yanarken gülmüş,düzenleri bozulmuş
Rüyaları gelişmiş,sevenleri yozulmuş
Aşkı yaşamak buysa,ölüm cana kozolmuş
Gül dedin de gül açtı yüreğimin üstüne
Bahattin Tonbul
6.2.2012
|
James Joyce | Yüreğimin Yakınında Çırpınan Bu Yürek |
Yüreğimin yakınında çırpınan bu yürek
Umudum ve varsıllığımdır benim,
Mutsuzum ayrılırsak
Ve mutluyum öpüşler arasında;
Umudum ve varsıllığımdır - elbet! –
Ve bütün mutluluğum.
Çünkü orada, bazı yosunlu yuvaların içi gibi
Çalıkuşu saklar çeşitli mücevherleri,
Gözlerim ağlamayı öğrenmeden evvel
Biriktirmiştim, benimdi bu define
Onlar gibi bilgece davranmayalım mı
Aşk bir gün sürse bile?
James Joyce
Türkçe’ye çeviren: İsmail Aksoy
“Chamber Music”den (1907)
|
Şerafettin Muş | Yüreğimin Tacı Sensin Fatoşum |
Yüreğimin Tacı Sensin Fatoşum
Aşkla doğdum sevgiyinen büyüdüm
Sevgiyle sevdayla aşkla yürüdüm
Doğduğumdan beri sana aşığım
Sevgimiz dünya ya sığmaz Fatoşom
Dağılan zülüfler tarımar olmuş
Yaşanan hayatın adı biz olmuş
Yollar garip olmuş yolcu biz olmuş
Yüreğimin tacı sensin Fatoşum
Zay olmaz emekler emekleriz biz
Dudakların suya hasretiyiz biz
Gönül yorgunudur yüreklerimiz
Aynalara seni sordum Fatoşum
Dünyalara bedel varlığın senin
Gönüllerimizin sultanı sensin
Bizim Dost Şeref in sevdiği sensin
Tüm şiirleri bizi anlatır Fatoşum
14.02.2016
Dost Şeref
Bu şiir sevgililer günü dolayısıyla sevgili eşime
Yüreğin de sevgi olan sevmenin sevilmenin onurunu yaşayan herkesin sevgililer gününü kutluyorum
|
Beyza Suskun | Yüreğimin Yarası Sevgilim; |
Şimdi aşkın gerçek mi masal mı olduğu denkleminde bocalıyorum sevgili!
Eğer masal değilse neden yoksun yanım da, yıldızsız katran karası gecelerde kabuslarla uyanıyor ve kan ter içinde sevdamı arıyorum o koca yatakta yoksun işte,yoksun. neden uzaklarda bekleyensin, beklenensin, neden umutlarımızın rengi gri, sabahlar gri?
Efsaneydi sevdamız, taşırım sevdanı ölümüne zonklamalarla beynimde. Aşk adına düğümlenmiş,kanayan yaralı yüreğime söz anlatamam sevgili…Sensiz sabahlara uyanmak istemiyorum,doğmasın güneş, sabahlar olamasın sevgili,
Bilirsin!
Uyuyamam sesini duymadan, aklımın ağlarına takılır duru ve çocuksu gözlerin, yalnız mısın sevgili? Benim yerime bir başkasının ellerini tuttun mu? Peki bir başka kadına Ceylanım dedin mi? Acıyor sol yanım, yüreğimin üşümeleri hiç geçmedi,ellerimin üşümesini hiç sorma sevgili,
Ellerim seni bilmedi belki ondandır üşümeleri üşüyorum. Isıtamadığım yüreğim ve ellerim en kuytu köşelerde göz yaşlarımı silmek istemiyor,buz tuttu gözyaşlarım. Yokluğun da paramparça olan ruhum,sensizliğime isyan edemiyor sustu,sustu sevgili!
Bilirsin!
Acılarla kavrulan yüreğim,kanamalarını dindirmemekte kararlı,yer yok hiçbir sevdaya bu yürekte. Mahkum ettiği sevgilisi var,başka sevdaları barındırmaz yürek koğuşlarında, gardiyan olmuş bekliyorum sevgili, beklediğin sürece bekleyenim sevgili.
Beyza
|
Zernişan Aydoğan | **Yüreğimiz sıcaktır** |
Soğuklar eksi otuz
Ellerimiz tuttu buz
Yüreğimiz sıcaktır
Donduramaz karla buz
Kar yağdı oldu ayaz
Etrafımız bem beyaz
Yüreğimiz sıcaktır
Dadaş karsız duramaz
Kar Erzurumun süsü
Dadaşlığın öyküsü
Görenler hayran olur
Böyle güzel bir süsü
Batıda güneş yakar
Dadaş karda bar oynar
Cirit meydanlarında
Al atlar şaha kalkar
Soğuklar eksi otuz
Ellerimiz tuttu buz
Yüreğimiz sıcaktır
Donduramaz karla buz
28.12.2006 Erzurum / Zernişan Aydoğan
|
Yusuf Tuna | Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır |
Sevgimiz bütün alemi kucaklar,
Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır.
Sevgimiz yüreği tertemiz paklar,
Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır.
Sevgi ile gözlerden akar yaşlar,
Ateşi bütün yürekleri haşlar.
Sevdamız insanı sevmekle başlar,
Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır.
Sevgimiz gönüle bir huzur salar,
İnsanları mutlu ve mesut kılar.
Sevdamız akarak gönüle dolar,
Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır.
Sevmeyen insanın yüreği donar,
Aşk suyundan içmeyen gönül yanar.
Sevda suyundan içen insan kanar,
Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır.
Yusuf gönlümüz sevgisini seçer,
Yüreğimiz bu sevda ile uçar.
Bizim sevdamız özde çiçek açar,
Yüreğimiz bir sevgi pınarıdır.
|
Hasan Sancak | Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya |
Deprem felâketiyle-bizler ödedik bedel
Sesime kulak verin-n' olur bu tarafa gel
Bu kafa değişmeli-bunu biz hazırladık
Ağır dayanılmaz yük-millet ile sızladık
Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya
Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya
Köylerden şehirlere-nüfus artışı malûm
Senede dört yüz bin ev-gerçekten böyle durum
Başlarını sokacak-bir delik arayanlar
Sorup soruşturmuyor-yok işe yarayanlar
Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya
Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya
Devlet arazisine- oturanlar sormadan
Dört kat on kat arası-kuruyorlar apartman
Rüşvet iltimas ile-kurtuluruz zannettik
Sonucu kötü oldu-hep böylelikle bittik
Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya
Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya
Umumî bir belâyla-karşı karşıya kaldık
Bundan biz sorumluyuz-ya vurduk ya da çaldık
Olan artık olmuştur-suç atmayı bırakın
Elleri birleştirip-bir ışık da siz yakın
Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya
Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya
Hesabı kitabını-yaparak birleşelim
Köhnemiş zihniyeti-yırtarak erleşelim
Yeniden yapılanma-istikbal bizi bekler
Giyilmeyen giyecek-yapılsın hemen ekler
Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya
Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya
Psikolojik durum-şimdi hissediliyor
Korkular karanlıklar-baş almış da gidiyor
Apartmana girmeyip-parklarda ev kuranı
Rüzgâr uğultu sesi-görmeliyiz duranı
Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya
Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya
İlk ahlâk eğitimi-çalmadan ve çırpmadan
Hasan der tedbir gerek-yontmadan ve kırpmadan
Deprem içimizdedir-geliniz kurtulalım
El el gönül gönüle-çareleri bulalım.
Yüreğimiz yanıyor-kulak verin çağrıya
Türkiye ayağa kalk-sahip çıkın sayrıya
|
Yusuf Tuna | Yüreğimiz volkan gibidir bizim |
Sinemiz aşk-ı ateşle doludur,
Yüreğimiz volkan gibidir bizim.
Gönül sevdanın korlaşmış halidir,
Yüreğimiz volkan gibidir bizim.
Sevda özde Hak aşkını yansıtır,
Sevdanın ateşi sözü ansıtır.
İnsanları sevgi ile ısıtır,
Yüreğimiz volkan gibidir bizim.
Sevdanın ateşiyle yürek erir,
Kalbimize aşkın ateşi yürür.
Gönlümüzden sanki sevgi püskürür,
Yüreğimiz volkan gibidir bizim.
Sevgi mağma gibi yürekten çıkar,
Özümüzden sevgi lavları akar.
Gönül sevdiğini ateşle yakar,
Yüreğimiz volkan gibidir bizim.
Yusuf yansa da gönlüm yandı demez,
Gönülde ateşi savurur hamaz.
Bu ateşe sevmeyen dayanamaz,
Yüreğimiz volkan gibidir bizim.
|
Serap Tepedelen | Yüreğimize Sığdıramadığımız |
Yaşanan bir umut muydu sevgi?
Ya da beklenen bir düş!
Elimizde tutamadığımız,
Yüreğimize sığdıramadığımız mıydı yoksa?
Sevemediklerimiz,
Sevdiklerimizden fazlaysa eğer
Sevgi diyebilir miydik yaşadıklarımıza?
(Mart,1999-Bursa)
|
Ömer Yazıcı | Yüreğimize Pazar Olmuş |
eyy yüreğim
saçmalama
tamam biliyoz bugün pazar
anladık
pazar olunca çöker içine hüzün
ama
dünden çok acı değil ki bu pazar
hatta evvelsi günden
daha daha evvelsi
fark yapmıyor
öykümüz
özlemlerimizle
çok gün öncesinden bilinmeze yollanmış
alış artık
güzelliğimiz
bildik hayat duruşundan nasiplenemeyecek
ya gel
yada git benden
olmaz böyle
yar sevdaya yakın düşmez oldu
yüzünü göstermez
sesini duyurmaz
öteleme pazarı
eskidendi
tükenmeyen hafta sonu azapları
şimdi
yüreğimize pazar olmuş allahın her günü
eyvah...
fufuka...
|
Zerdal Aydın | Yüreğin |
Yüreğin yüreğime Kıble
Niyet edip başka yere baksam
Günah değil mi
|
Arif Doğramacı | Yüreğimizi vuruyor biri |
Aşağı yukarı
Bin yıla yakın
İlk akın
Ergonokon dan çıkış mı
Ya da
Dünya ile iletimsizlik miydi
Demir dağlar
Çağlar gelip geçerken
Üç ırk tanıdım
Bire bir can
Candan da yakın
Türk
Rum
Ermeni
Okul kitabımdan
Anonim şiir bellemiştim
Bahçelerde mor meni
Verem ettin kız beni
Ya sen İslam ol Ahçik
Ya ben olam Ermeni
YÜREĞİMİZİ VURUYOR BİRİ
|
Mustafa Ali Akbaş | Yüreğin Beş Para Etmezmiş Gülüm |
Yolunu gözledim boşu boşuna
Yüreğin beş para etmezmiş gülüm
Şeytanlıklar yapmak gider hoşuna
Yüreğin beş para etmezmiş gülüm
Kahpelik içine işlemiş çoktan
Kararmış yüreğin anlamaz aktan
Eğilsen de öpmem kirli yanaktan
Yüreğin beş para etmezmiş gülüm
Boyunu gösterip gez adım adım
Hangi çıkarına unuttun adım
Koymasan da dilde dudakta tadım
Yüreğin beş para etmezmiş gülüm
İblis olmuş senin eşin yoldaşın
Oysaki güllerdi senin adaşın
Sokaklarda bekler çok arkadaşın
Yüreğin beş para etmezmiş gülüm
Yüreğim istemez kıvrılan yılan
İnanılmaz artık sözlerin yalan
Liraya olur mu bilemem alan
Yüreğin beş para etmezmiş gülüm
Bana döner diye bana asılma
Bulunmaz güzelim diye kasılma
Gurbette acıdan dertten kesilme
Yüreğin beş para etmezmiş gülüm
Çok çiçekler açmış ince dalında
Bedenin çürümüş çıkar yolunda
Şeytan cirit atar çirkin solunda
Yüreğin beş para etmezmiş gülüm
Gülüm dedim sana gülmedin yüze
Yokuşa tırmandın inmedin düze
Gittin kışta kaldın gelmedin güze
Yüreğin beş para etmezmiş gülüm
Niye yakıp geçtin be hey vicdansız
Tapacak mı sandın beni imansız
Denizin dalgalı gemin dümensiz
Yüreğin beş para etmezmiş gülüm
Ayyıldız haline bakarak güler
Tohumlanmış açmaz sen gibi güller
Sarılmış dalına değersiz eller
Yüreğin beş para etmezmiş gülüm
Mustafa Ali AKBAŞ-03 HAZİRAN 2014
|
Ali Galip Sarı | Yüreğin Bilir |
Diyemem, sen beni benim gibi sev,
Seversin sevmezsin, yüreğin bilir...
Bir tek an, razıyım, kalsan yanımda,
İstersen kalmazsın yüreğin bilir...
Bilirim sevemez yürek zor ile,
Sevemez, bu kesin, alışsa bile.
Anladım... Ne yapsam boşa, nafile...
Seversin, ya sevmez... yüreğin bilir.
Sivas -08.08.2012
|
İbrahim Derin | Yüregin hala bende |
Karanlık çöküyor agır agır
bir şehrin yalnızlıgını kitap kitap okumak
çıkmaz sokaklara götürüyor beni
İçimdeki seni bir anlatabilsem
bir baglasam yüregimi zincirlere
çıglıklarım dar sokakların uykularını bozsa
kör sagır dilsiz bedenim bıraksa sevmeyi
sen gelmesende olur artık
çünkü seviyorum her gece acılarla ölmeyi
Yagmurlar giyer bedenim
kefenlerin yerine
sonra hep bir sonbaharı beklersiniz
yüreginizde ölü bir çocuk
binbir acılarla buldugunuz şeyleri
amansız bir ayrılıkla kaybedersiniz
Vakitsiz gidişlerin var senin
bir bir not aldım her gidişinin aldıgı canları
bazen seni bulamıyorum kendimde
çünkü sen olmasanda burada
yüregin hala bende
antalya 08 10 2003
|
Ersin Başeğmez | Yüreğin Gidiyor |
Gelirken yıldız gözlerin
Yüreğin buzlu yollarda gidiyordu
Avuçlarında sarı, kırmızı güller
Kuru
İstanbul’a bir gemi kalkıyordu
Yorgun yolcuların arasında yalnız ben
Deniz karışıyordu dalgalara
Mavi bulutlar göz kırpıyordu güneşe
Siyah saçların dökülüyordu gökyüzünden
Yüzünde turuncu hayaller
Fuarda dönme dolap dönüyor
Meyhanede
Birileri içiyordu
Tanışmadığım
Yüreğin gidiyordu
Ben gidiyordum
Sen gidiyordun
Gemi gidiyordu
İstanbul geliyordu
Gözlerin geliyordu
Gözlerin gözlerime geliyordu.
İzmir - 25.04.2007
|
Ramazan Çiçekli | Yüreğin özgür şimdi. |
Duygularıma tutun,
tutkularından kurtul.
Çaresizliğimin çaresi,
nereye gidersen git,
ruhum seninle beraber.
Yüreğin özgür şimdi,
istediğin yere götür.
Arkanda yaralı bir yürek,
bir çift göz bıraktın.
03.04.09/Bursa
|
Feyzullah Evcil | Yüreğin Sesi |
Düzgün dizeleri, düzgün yürekler yazar.
üstad olmanın kıstasları ne?
merhametli yürek var sende.
yaz durmadan,
kalemin kural tanımasın.
yüreğinin sesini yaz.
dağları yaz,
yemyeşil ovaları...
ama gödüklerini yaz.
ilave yapmadan...
mertçe...
seni yalnız bırakacaksa onlarıda yaz.
yüreğinin sesini yaz.
yalnızlığımda;
kalemim bana olur arkadaş.
kalemim! .
ve yüreğim.
02/11/2014
01:14
|
Basri Yıldız | Yüreğin Sevgi Bahçesi Olsun |
Bak baharın gelip geçiyor,
Rüzgar gibi anlayamazsın,
Elini çabuk tut hazırlan,
Sevgi karıklarına hız ver,
Son bahar geliverir aniden,
Arkasından zemheri kış,
Çimlensin yüreğinden,
Sevgi tohumları fışkırsın,
Herkes seni örnek alsın,
Hoş görü bahçıvanıyla sulansın,
Tebessüm güneşi vursun yüzlerine,
Birden büyüsün renk renk koku saçsın,
Sevda çiçekleri açsın, saçılsın etrafa,
Bil ki insanı ayak da tutan,
Küçücük mutluluklar değil mi,
Yıllar su gibi akıp giderken,
Bunu daha da iyi anlarsın,
Herkesin yaptığı kendinin olsun,
Sen daima doğru ol, dürüst ol,
Yüreğin sevgi bahçesi olsun.
2011
|
Bahattin Tonbul | Yüreğin Solsun |
Her insan ölecek, belli bir yaşta
Güzel bir şey söyle, güzellik olsun
O vakit güzellik, bulunur başta
Dilin mi dönmüyor, yüreğin solsun
Hoş birşeyler yazsan, beceremezsin
Güzel şeyler doğsa, hissedemezsin
Çok yalınız kalsan, söylüyemezsin
Dilin mi dönmüyor, yüreğin solsun
Gönlüm yıkık kalmış, sevdam peşinde
Dolaşırım öksüz, son güneşinde
Vazgeçmem baharda, sabah beşinde
Dilin mi dönmüyor, yüreğin solsun
Gözü yaşlı sevda, bırakıp gitti
Kaderi yazmadan, umudu yitti
Sığındım koluna, demeden bitti
Dilin mi dönmüyor, yüreğin solsun
Bakma bana öyle, gözünde yaş var
Bahar ayı geçmiş, özünde kış var
Her seven aşığın, yüzünde kaş var
Dilin mi dönmüyor, yüreğin solsun
Nasıl bir sevdadır, anlayamazsın
Uçup gitmiş zaman, bağlayamazsın
Ciğerim kurudu, sağlayamazsın
Dilin mi dönmüyor, yüreğin solsun
Bahattin Tonbul
23.11.2012
|
Ahmet Selçuk İlkan | Yüreğin Varsa Gel |
Yüreğimi beşik yaptım sevdana
Düşler kurdum, hayal kurdum bildin mi?
Umutlardan taç yaptım yoluna
Bir gün olsun zahmet edip geldin mi?
Senin için ne savaşlar açtım da
Dağlar taşlar ranzam oldu yattım da
Şu canımı ateşlere attım da
Senden bir ses alamadım öldün mü?
Vefasızsın, vefalıyım deme hiç
Gelmek için çok geç kaldın, gelme hiç!
Kutlu olsun sana bu şan, bu sevinç
Bir tek sana yenik düştüm gördün mü?
|
Yücel Terkanlıoğlu | Yüreğin Varsa |
Ne olduğun gibi görün, ne göründüğün gibi ol.
Yüreğin varsa; benim gibi gör, benim gibi ol.
Ne aşka gel, ne çöle düş.
Yüreğin varsa; bana gel, ardıma düş!
|
Devrim Öztan | ..Yüreğin / Yüreğim |
Yüreğin dağ taş
Yüreğin uççurum uçurum
Barınamadım.
Yüreğim çayır çimen
Yüreğim çiçek çiçek
Barınamadın.
|
Subsets and Splits