text
stringlengths
167
187k
id
stringlengths
18
22
Limon İstanbul'dan Bildiriyor: 20.11.2004 Aklımda tek bi soru var: Yaşasaydı nasıl bir insan olurdu? Nasıl yaşlanırdı? Saçı nasıl olurdu? Hangi modeli tercih ederdi, hangi rengi yakıştırırdı kendine? O cılız saçlarını uzatmaya çalışır mıydı yine? Önündeki beyaz perçemi kabullenip gurur duyar mıydı, yoksa inatla boyayıp gizler miydi? Hangi renk favorisi olurdu? Yine en çok sarıyı mı severdi? Yoksa artık pastel renkleri mi giyerdi? Hala domatesi sevmez miydi? Yoksa artık az da olsa alışır mıydı? Hangi yemekleri yapmasını öğrenirdi, hangilerinde ustalaşırdı? Hangilerini beceremezdi? Kimi dinlerdi, en çok hangi filmi severdi? Peki ya nereyi görmek isterdi? En çok hangi tatilinde eğlenirdi? En çok nerenin yemeklerini severdi? Bi daha fırsatı olsa nereye giderdi? Nasıl bir anne olurdu? Çocuğunu şımartır mıydı, azarlar mıydı ya da? Arkadaş mı olurdu onla? Ödevlerini yaptırabilir miydi, yemeğini yedirebilir miydi? Üstünü kirletince kızar mıydı? Kirlen evladım mı derdi? Ya da kaç çocuk isterdi? Peki ya nasıl bir abla olurdu? Özler miydik birbirimizi? Telefonda yarım saat konuşur muyduk? Açar mıydık birbirimize içimizi? Anlatır mıydı derdini? Kollar mıydık birbirimizi? Destek çıkar mıydı bana? Rahat bırakın şu kızı der miydi? Yoksa yine seni şanslı köpek diye söver miydi? Özler miydik birbirimizi? Özlerdik heralde... Gönderen Limon zaman: 10:10 ÖÖ
allenai/c4/00000/621
Kıbrıs Cumhuriyeti Enerji, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Kıbrıs ve Avrupa Birliği genelinde yaz saati uygulaması, 27 Ekim 2019’da saat 04.00’de sona erecek haberlerini okuduk. Kıbrıs Cumhuriyeti Enerji, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Kıbrıs ve Avrupa Birliği genelinde yaz saati uygulaması, 27 Ekim 2019’da saat 04.00’de sona erecek haberlerini okuduk. KKTC’de saatler konusunda geçen yılki kararda yaz saati Ekim’de sona erecek dendi ama günü hususunda şimdilerde bir karar üretildi mi? Henüz açıklanmadı veya açıklanmak üzeredir. Yıllardır saatlerin değişmesi konusundaki gözlemler, açıklamalar yorumlar yapılmaktadır. Geçmiş yıllarda da bu konuda yazdıklarımız vardır. Yaz veya kış, erken kalkmak, geç kalkmak, karanlık, aydınlık, faydaları, zararları, etkileri tepkileri, her yıl belirli zamanlarda ağızlarda laf olup dışarıya açıklama ile aktarılırken kiminin dalga geçer ifadeleri, kiminin mizahi anlatımı ile kulaklarda yer eden oluyor.Yıllar geçsede her saat değişikliğinde hepimizin söylediği,'Halbuki şimdi eski saate göre saat 12 Yemek saatimiz geldi, uyku saatimiz gibi örneklerle bu gibi konuşmaların her saat başı veya herhangi bir saatte tekrarlandığıdır. Günümüz şartlarında her an her yerde elektronik ışığa maruz kalıyoruz. Meğer elektronik ışık vücut saatinizin düzenini bozuyormuş, karanlığın ise yatma vaktinin geldiğini haber veren en doğal ipucu olduğu vücut saatini etkilediği biliniyor, lambadan, televizyondan ya da telefonunuzdan gelen yapay ışıklar beyninizi uyanık kalma zamanı olduğuna inandırabilir ve sizi tetikte tutabilirliği de vücut saatinizin ayarını gevşetiyormuş. Uyku tıbbı konusunda uzmanlaşmış profesörlere göre, “teknoloji bizi doğal 24 saatlik düzenimizden koparmış ve geç saatlerde uyumaya alışmamıza neden olmuştur” deniyorsa alınacak önlemi bizim saptamamız gerektiği de araştırma sonuçlarında yer alıyor. Ne diyor araştırmacılar yatak odanızdan teknoloji faktörünü çıkartmak gerekiyor, bu bir çözümdür, fakat teknolojiye aşırı bağlıyız, bazı insanlar için bunu söylemek yapmaktan çok daha kolay. İnanın ki herkesin yatak odasında olan en az iki akıllı telefon vardır. Eğer teknolojiye bağlanma ihtimaliniz tamamen ortadan kalkarsa vücudunuz doğal ritmine kolayca geri dönecektir hususu önemakıdır. Araştırma sonuçları, doğal aydınlık ve karanlık dönüşümünün, erken yatan ve geç yatan insanlar arasındaki temel farklılıkları ortadan kaldırmaya yarayan sinyaller yolladığını açıklamaktadır bu araştırmalara göre uçak yolculuğu yapmadan da jet lag yaşayabildiğiniz önemle vurgulanmaktadır. Aslına bakılırsa hafta sonu normal saatinizden geç yatıp, geç kalktığınızda kendinizi halsiz hissedersiniz ve Pazartesi günü normal düzeninize dönmekte zorlanırsınız. İşte Bu duruma dahi 'sosyal jet lag' adı verilebiliyor diyorlar.Hani çoğumuzum korktuğu güne Pazartesi sendromu diyorlar ya bu olsa gerek!Sosyal jet lag'dan kaçınmak için hafta sonları da, normal uyku düzeninize mümkün olan en yakın saatlerde uyuyup uyanmaya çalışmalı saatlere dikkat etmelmesi tavsiye edilendir. Beyniniz vücut saati uygulamasındaki esas saatiniz olmalıdır.Dahası var, en sevdiğiniz meyve ve sebzeler hasat edildikten sonra hemen ölmüş sayılmaz. 2013'te yapılan bir çalışmaya göre, sebze ve meyvelerde de manav raflarında oturdukları sürece çalışmaya devam eden iç saatleri var olduğu ortaya çıkmıştır.Dahası meyve ve sebzelerin bulundukları ortama günler boyunca uyum sağladığı ve ışık kullanılarak günün belirli saatlerinde daha fazla kanserle savaşan antioksidanlar üretmelerinin sağlanıldığı deneme sonuçlarıdır deniyor.Bilinçli bilgi için okumakta fayda var. Saatler değişti demek kolay da getirdiği komplikasyonlar zor. Baş edebilmek,sağlık için gerekli olandır. Anlamlı bir söz *Tanpınar ‘dan olsun ”Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı da insandır.”
allenai/c4/00000/623
"Korona Virüs Sonrası" adlı kitap, Şenol Çarık editörlüğünde hazırlandı ve Halk Kitabevi etiketiyle Haziran 2020, 408 Sayfa olarak yayınlandı. Geleceğe ilişkin belirsizlikleri sürdüğü korona günlerinde kitabı derleyen Şenol Çarık’ın önsözünde belirtiği “Salgının, hem dünyadaki hem de ülkemizdeki etkileri, muhtemel sonuçları ve gelecek tahminlerinin yanı sıra çözüm önerileri kitapta sunuldu” diyor. İçlerinde tanıdığım birçok yazar ülkemizin sağlıklı aydınlık geleceği için çırpınan ve bugüne kadar hiç bir çıkar ilişkisi içinde olmayan fikir emekçisi insanlardan oluşuyor. Kitaptaki bilgiler Dünya’nın ve ülkemizin yaşadığı bu süreçte bilgi birikimleri ekseninde geleceğe ilişkin beklenti ve görüşlerini anlatmalarını çok önemsedim. Yazarları tanıdığım kadarı ile bağımsız kişilikler oldukları için konuları hiç siyasi veya kurumun etkisinden kalmadan objektif olarak konuları irdeledikleri için daha geçekçi bilgi sunduklarını görüyorum. Bütün yazılar anı şekilde objektif bilgi sunmaları ve önerilerde bulunmaları kitabın önemini gözümde daha da anlamlı kıldı. Hepsinin emeklerine sağlık. Kitap yayınlandığından bu yana vaka sayıları yeniden bütün dünyada artı. İnsanlığın başına gelmiş bu denli küresel bir felaketin halen nereye doğru evirileceği de kestirilemiyor. Tabii bu arada bütün dünyada normalleşmeye geçti ancak sorumluluk bilinci, konunun-sorunun ne olduğu hakkındaki bilgi, kültürel kotlardaki yerleşik değerler ve planlama, önlem alama konularındaki yetersizlikler veya anlayışlardan dolayı maalesef hastalığın yayılımı artma eğiliminde. Dünyada ve ülkemizde artan salgından ölenlerinde sayısı da hızla artıyor. Dünyada haftada 1 milyon artışla 10 milyonu bulan hasta sayısı ve 465 bin kişide şu ana kadar hayatını kaybetti. Türkiye’de gün itibarı ile 5046 kişi hayatını kaybetti. 193 bin kişi hastalığa yakalanmış. 165 bin kişi iyileşmiş. Ülkemizde ve dünyada günlük açıklanan rakamlar salgının artığını gösteriyor. Buda kaygıları ve belirsizlikleri artırıyor. Bu arada eğitim ve bilim hayatı felç oldu. Ne olacağını da bilemiyoruz. Ekonomilerin iyi gitmemesi, bazı ülkelerin yöneticilerin salgı hasatlığı ciddiye almamaları beraberinde kaygıları ve güvensizlikleri artıyor. En büyük sorun gıda güvencesi ve bağışıklık sisteminin nasıl sağlanacağı konusu hâllen ciddi sorun. Kimileri için ekonomi ön planda ancak inşaların çoğunluğu için önce gıda geldiğini görüyoruz. Yaşayarak daha neler göreceğiz, günlük olarak her gün istatistiklere göre düşüncelerimizi oluşturmaya çalışıyoruz. Söz uçar yazı kalır ifadesi ile kitapta ben de davet üzerine “NÜFUS ARTIŞI, KÜRESELLEŞEN ÇEVRESEL SORUNLAR, GIDA SAĞLAMA ALANLARININ DARALMASI ÜÇGENİNDE KORONA VİRÜS PANDEMİSİ” başlıklı bölümü yazdım. Kitapta yazdığım konuya ilişkin özet bilgiyi aşağıda bilginize sunuyorum. "İnsan nüfusu, insanın insan olma süreci olarak kabul edildiği bundan yaklaşık 30 bin küsur yıl öncesinden günümüze ilk defa bu kadar kalabalıklaşarak 7.8 milyarı aşmıştır. Dünya nüfusunun artışının oluşturduğu gıda talebi, barınma ve yerleşim talebi doğa üzerinden ciddi bir baskı oluşturmaktadır. İnsanlık geçirdiği avcı-toplayıcı yapıdan tarım toplumuna, oradan sanayi devrimine ve günümüz iletişim teknolojileri çağına kadar geçirdiği süreçte geliştirdiği ekipman ve teknikler ile üretim kapasitesini arttırdı. İlaçların gelişi yaşamı belirli bölgelerde kolaylaştırabildi. Ancak bu arada nüfus artışına karşın, gıda üretim ortamı olan toprak varlığı büyümediği gibi, insanın amaç dışı toprak kullanımı dolayısıyla tarım alanları azaldı, bitkisel üretim de aritmetik orandan öteye geçemedi. Biyoteknoloji ve nano-teknoloji de gıda üretiminin arttırılmasında beklenilen artışı sağlayamadı. Üretimin arttırılması için kullanılan kimyasal girdilere bağlı endüstriyel üretim ilişkisi gıda kalitesini sorgulanabilir duruma getirdiği gibi, kanser ve benzeri vakaların da arttığını sıkça dillendirir oldu. Dünya nüfusunun yarısından fazlasının yaşadığı Asya’da, özellikle Çin ve Hindistan’da milyonlarca insan günde 2 dolar ile günlük yaşamlarını sürdürmektedirler. Çin’de gıda ihtiyacını sağlamak için insan bünyesinin yeterince adapte olmadığı değişik hayvansal gıdalar tüketilmesi sonrası, insana bulaşan korona virüs salgını bugüne kadar geçilmiş en ciddi pandemiye yol açmışa benziyor. Salgından en çok etkilenen yerlerin başında gelişmiş kapitalist ülkelerin, nüfusun yoğun, nüfusun en yüksek ve sağlık imkânı en az olan insanların olduğu kentlerin etkilendiği görülmektedir. İletişim çağının sağladığı ulaşım imkânları ile virüsün hızla dünyaya yayılması sonrası bir anda dünya içeriye kapandı ve şu ana kadar 3 milyon 300 binden fazla insan hastalığa yakalandı, 228 binden fazla kişi de hayatını kaybetti. Halen virüse karşı aşı ve ilaç geliştirilmediği için virüs ile mücadelede şimdilik en etkili mücadele yöntemi insandan insana bulaşmanın olmaması için kişinin kendini izole etmesi ve beslenme üzerinden bağışıklık sistemini güçlendirmesidir. Bu süreçte birçok iş kolu durdurulurken, bir tek insanın zorunlu ihtiyacı olan gıda talebi yeniden doğanın ve gıda güvenliliğinin önemini ortaya koymuş oldu."
allenai/c4/00000/624
İşletmelerin bir web ajansına yaklaşmalarının ana nedenlerinden biri, şirketin çevrimiçi tarafını ele geçirmek, şirketin çevrimiçi istek ve ihtiyaçlarına sadık kalmasını sağlamaktır. Bir web ajansının hizmetlerinin güvenliğini sağlamak, sizin için çalışacak bir kişinin çalışmasına benzer. Bu şirketler çalışanı kabul ediliyor, dolayısıyla yöneticilere olduğu gibi onlara yaklaşmanız gerekecek. Şirketiniz için çalışacak en iyi web ajansını seçme sorumluluğu sizin sorumluluğunuzdur, bu nedenle onları alanlarında uzman olarak oluşturacak birkaç kimlik doğrulamaya ihtiyaç duymanız normaldir. İşletmenizin başarılı olabilmesi için kapsamlı bir işe alım süreci gerçekleştirilmelidir. Çevrimiçi ve web sitenizin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir ajans seçerken, cv'yi kendi portföyleri veya web siteleri şeklinde göstermelerini istemek zorunda kalacaksınız. Bu mekanlar güçlü yönlerini ve zayıf yönlerini gösterecek. Geçmişteki projelerine göz atabilirsiniz. Bazı ajans web sitelerinde önceki müşterilerin referansları da yer alacaktır. Bu işe alım aşamasında çok yardımcı olacaktır ünkü üçüncü taraflardan bazı bilgiler edineceksiniz. Web ajanslarının bazı web siteleri, tamamlanmış projelere veya belki de devam eden çalışmanın kısa bir açıklamasına bağlantılar içeren eksiksiz bir müşteri listesini de içerecektir. Daha somut örneklere ihtiyaç duyarsanız, şirketi arayıp ayrıntıları isteyebilirsiniz. Bu, muhtemel müşterileri nasıl ele aldıklarını test etmenin bir yoludur. Saygın bir web ajansı, bir projeyi çantaya çevirmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Referanslar da önemlidir çünkü ajansla ilgili üçüncü bir tarafça referanslar sunarlar. Bu, ajansın işi ve müşterileri ile nasıl çalıştıklarını bulmanın en iyi yollarından biridir. Ajansın web sitesine bakarken, referans sayfasının düzenli olarak güncellendiğinden emin olun. Birkaç övgü ya iki şeyden biri anlamına gelebilir: bunlar neredeyse yeni ya da eserlerinin bir müşterinin onlara övgüde bulunması için yeterince tatmin edici olmadığı anlamına gelir. Kendi araştırmalarınızı yapın ve olabildiğince fazla referans almaya çalışın. Bir sonraki önemli şey, onları yüz yüze görüşmek. Kiminle çalışacağınızı bilmek isteyeceksiniz. Web ajanslarıyla, çalışma genellikle uzun vadeli, bu yüzden ilişki baştan kurulmalıdır. Meraklı sesi olmayan bir sorunun listesini çizin. Belirli bir proje hakkında profesyonel düşünceleri veya geçmişleri veya ne düşündüklerini sorun. Onların hizmetlerine yatırım yapacağınızdan, onlarla ilgili elinizden geleni yapmaya çalışın. Başka herhangi bir iş çabası gibi, kendinizi nelerin içine alacağınızdan haberdar edilmeniz de en iyisidir. Sizin için çalışmak üzere bir web ajansı kiralama, kendi personelinizi almak gibi olacaktır. Kendi iş web sitenize sahip olmak gerçekten şirketiniz için bir fark yaratacaktır. Ve hepsi profesyonel ve saygın bir web ajansının yardımıyla yapılır. Esenyurt ucuz web sitesi, Esenyurt uygun web sitesi, Esenyurt web sitesi kurdurma, Esenyurt web sitesi yaptırma, Esenyurt web tasarım firmaları, Esenyurt web tasarım fiyatları
allenai/c4/00000/629
Osmangazi Belediyesi Kablolu Su kayağı Tesisi Sukaypark, Bursa’nın en önemli spor merkezi olarak şehre gelen yerli ve yabancı turistin gözdesi oldu. 100 dönüm arazi üzerine kurulu tesis özellikle yaz aylarında ziyaretçi akınına uğrarken,... 10 Ağustos 2018 Cuma 11:10 Osmangazi Belediyesi Kablolu Su kayağı Tesisi Sukaypark, Bursa’nın en önemli spor merkezi olarak şehre gelen yerli ve yabancı turistin gözdesi oldu. 100 dönüm arazi üzerine kurulu tesis özellikle yaz aylarında ziyaretçi akınına uğrarken, bölgedeki çiftçiler için de alternatif bir kazanç kapısı oldu. Sukaypark açılmadan önce yazı tarlada çalışıp, internet kafede geçiren köylü gençler, kablolu su kayağı sporu sayesinde şimdi Türkiye’de derece yapan profesyonel sporcular ve antrenörler olarak hayatlarını sürdürüyor. Sukaypark’ın bölgede yapmış olduğu değişim en çok da tesis civarındaki köylerde yaşayan gençlere yansıdı. Üniversite sınavında başarısız olduğu için ailesine ait şeftali bahçesinde çalışan Ahmet Yuşa Açıkalın, bu spora başladıktan sonra hayatının hızla değiştiğini söyledi. Kendini geliştirerek Türkiye Wakeboard Şampiyonası’nda 6. olmayı başaran Açıkalın, yeni bir çevre edinmesi ve sporla birlikte büyük bir değişim yaşadığına dikkat çekti. Sabahları tarlada çalıştığını, ardından su kayağı yapıp akşamları da dershaneye gitmeye başladığına dikkat çeken Açıkalın, şimdi Selçuk Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünü bitirmek üzere. Tarlada şeftali toplarken merak ederek adımını attığı Sukaypark’ın hayatını değiştirdiği diğer isim de Serhat Soyel. Tesise ilk gittiği gün şehir dışından gelen sporcuları hayranlıkla izlediğini belirten Soyel, bu spor dalında bir gün Türkiye ikincisi olacağını aklından bile geçirmemiş. Şu anda Osmangazi Belediyesi’nin profesyonel antrenörü olarak eğitim veren Soyel, "Önceden bulunduğumuz Çukurca köyünden tarlada çalıştıktan sonra internet kafeye ya da kahvehaneye giderdik. Bu tesisin açılmasıyla birlikte su kayağı yapmaya başladım ve arkadaşlarımla birlikte Bursa ve Türkiye’nin farklı illerinde düzenlenen birçok yarışmaya katıldım. Bu spor sayesinde hem yabancı ve hem Türk birçok sporcu arkadaş edindim. Bu tesis ve kablolu su kayağı sayesinde hedeflerimiz, ideallerimiz değişti" diye konuştu. Bir diğer sporcu Ebubekir Şimşek de, gençleri Türkiye’de yeni yeni yaygınlaşan ve profesyonelleşen bu sporu yapmaya davet ediyor. Şimşek, hayatlarındaki değişimi çok eğlenceli ve etkileyici olarak özetliyor. Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, bölgede sosyal dönüşümün oluşmasını sağlayan Sukaypark’ın, Bursalıların hayatlarında önemli bir yer edindiğine dikkat çekti. Başkan Dündar, tesis içinde yer alan Bursa’nın ilk Çocuk Su Oyunları Parkı ve Türkiye’nin uluslararası standartlardaki ilk Kaykay Parkı’nın da Sukaypark’a ayrı bir değer kattığını söyledi. Dündar, “Yoğun ve yorucu şehir hayatından bunalan Bursalılar çocuklarıyla birlikte tesisimizde zaman geçirdikten sonra çevrede bulunan şeftali ve meyve bahçelerini ziyaret ederek dalından meyveler topluyor ve satın alıyorlar. Bu da üreticilerimiz için alternatif bir kazanç imkanı sağlıyor’ dedi. Başkan Dündar, vatandaşları Sukaypark’ta 11-12 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek olan ve 10 ilden 90 sporcunun yarışacağı Türkiye Wakeboard Şampiyonası’na davet etti.
allenai/c4/00000/635
Emniyetten Narko Rehber Eğitimi - ANADOLU HABER AJANS Malatya Emniyet Müdürlüğü tarafından Uyuşturucu madde ticareti, madde kullanımı ve bağımlılığı ile mücadeleyi desteklemek amacıyla Narko rehber eğitimleri verildi. Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğümüz TUBİM Büro Amirliğimizce. Ailelere, Öğretmenlere, Belediye Çalışanlarına Muhtarlara, Kamu Personellere yönelik uyuşturucu madde ticareti, madde kullanımı ve bağımlılığı ile mücadeleyi desteklemek amacıyla Narkorehber eğitimleri verilmektedir. Bu kapsamda 21-22.01.2020 tarihinde 75 TCDD Personeline, 22.01.2020 tarihinde 80 Battalgazi Belediyesi personeline, 18-19 Şubat 2020 tarihlerinde Sabancı Kültür Merkezinde 700 Özel Güvenlik Personeline, 20-21.02.2020 tarihde 70 Denetimli Serbestlik Müdürlüğü personeline ve 24.02.2020 tarihinde 80 Miad Çocuk Evleri Sitesi Personeli olmak üzere toplam 1005 kamu personeline yönelik Narkorehber eğitimi verilmiştir. Haber okunma sayısı: 9031
allenai/c4/00000/636
sekerbulutu: Ekim 2009 Makyaj günlügü 200.izliyicisi şerefine hediye dağıtıyor. 50 TL değerindeki Flormar ürünlerine sahip olmak istiyorsanız yapmanız gerekenler çok basit.Öncelikle blogunun izleyicisi olmakBlogunuzda yarışmadan bahsedip linki yorum olarak yollamakBlogunuz yoksa, Makyaj günlüğü hakkında görüşlerinizi yazmanız yeterliHerkese iyi şanslar, katılmak için tıklayın... Nefis yemekleriyle sağlıklı yaşam diyetimi bozdurmaya niyetli olan arkadaşım evcilik beni mimlemiş:)) Yeni bir blogger olarak bu mime kayıtsız kalamazdım, hemen cevaplıyorum.1. En sevdiğiniz 3 çiçek ismi?Papatya, leylak ve tabikiii gülll:) ama eşimden gelirse2. Gerçekleşmesini istediğiniz 3 hayaliniz?Hayırlısıyla bir bebek sahibi olmak, mutlu olacağım işi yapmak ve sessiz, huzurlu bir sahil kasabasında yaşamak (hep Ankara'da yaşamak sıktı, deniz istiyorum)3. En sevmediğiniz 3 huyunuz?Aceleci, sabırsız, detaycı, alıngan ve tembel:) olmam (5 oldu)4. Çevrenizde görmeye dayanamadığınız ve sevmediğiniz 3 hareket?İşyerinde yükselmek için sürekli yaltaklananlarBirbirinin kuyusunu kazanlar Özel hayata sürekli burun sokanlar5. Dünyam karardı, bir daha asla doğrulamam diye düşündüğünüz bir olay?Çok şükür öyle bir olay olmadı ama olan bir çok üzücü olaya dayandım ve soğuk kanlılığımı korumaya çalıştım, dünyamı karartmadım, herşey biz insanlar için, insan zamanla tüm acılara dayanmasını öğreniyor. Önceleri çok acı çekiliyor ama zamanla herşey yoluna giriyor.Ben de sinirlikelebek, güdük fare, newlife'ı mimliyorummmm Alamut Kalesi, daha önce sadece adını bildiğim Hasan Sabbah ile ilgili birçok detay öğrendiğim kitap oldu. Hasan Sabbah (kitapta Seyduna diye bahsediliyor) kurduğu Haşşasinler örgütünü kullanarak dünyaya hükmetmeye kalkmış, kendini peygamber olarak tanıtarak bir çok taraftar kazanmış, fedailerine cenneti vaadetmiş biri. Alamut kalesinde kendi askerlerini yetiştiriyor eğitiyor ve cennetin anahtarının kendisinde olduğunu iddia edip yetiştirdiği fedaileri korkunç cinayetler işlemek üzere görevlendiriyor. Alamut kalesinde yapay bir cennet oluşturuyor ve fedailerine uyuşturucu vererek oraya gönderiyor, fedailer de gerçekten kendilerini cennette sanıp seydunaya daha da inanıyorlar ve her istediğini gözleri kapalı yerine getiriyorlar. Ölsek bile nasıl olsa cennete gideceğiz diye kendilerini öldürmekten bile çekinmiyorlar. Tarihi olayların roman havasında anlatıldığı kitapları zevkle okuyorum. Şimdi Alamamut Kalesini çok merak ediyorum, sarp kayaların üzerinde, uçurumların tepesinde kimsenin kolay kolay ulaşamayacağı bi yer. Hasan Sabbah gerçekten çok akıllı bi adammış... Keşke bu kadar zeki bir insan iyi ve faydalı şeyler yapsaydı ve günümüze güzel eserler bıraksaydı... Semerkant; Ömer Hayyam, Vezir Nizam-ül Mülk ve Hasan Sabbah'ın yaşadığı; Büyük Selçuklu Devleti ile Karahanlı Devleti mücadelelerin ve mezhep kavgalarının olduğu 11. yüzyılda başlıyor. Ömer Hayyam'ın Semerkant'tan, Selçuklu başkenti İsfahan'a olan hikâyesini anlatıyor. Tabi gelirken yolda Hasan Sabbah'la tanışıyor. Onu vezir Nizam-ül Mülk'e öneriyor ve Hasan Sabbah saraya girmeyi başardıktan sonra Nizam-ül Mülk'ten kurtulmaya çalışıyor. Bunu anlayan vezir onu büyük bir ustalıkla bertaraf ediyor.Alamut Kalesi'ni okurken Nizam-ül Mülk ve Hasan Sabbah'ın aralarının neden bozulduğundan bahsedilmiyordu. Niye bir zamanlar dostken düşman olmuşlar diye düşünüyordum bu sorumun cevabını Semerkant'ta aldım. Alamut Kalesi'nde dost diye yazıyordu ama aralarında büyük bir yaş farkı vardı ve hiç bir zaman dost olmamışlardı.Kitapta Nizam-ül Mülk'ün zekasına hayran kalmamak elde değil. Siyaset konusunda çok başarılı bir vezir ve zaten ölmeden önce ünlü "Siyasetname"yi yazıyor. Hasan Sabbah'ın vezire olan öfkesi onun haşşaşinleri kullanarak Nizam-ül Mülkü öldürtünceye kadar devam ediyor. Bu öykü, Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının Hasan Sabbah'ın ajanlarının eliyle Alamut Kalesine taşınmasıyla bitiyor. İkinci uzun bölüm ise Fransız asıllı Amerikalı gazeteci Benjamin O. Lesage'in 20. yüzyıl'ın başında İran'a Şahlık rejimi dönemindeki ziyaretlerini ve bu sıradaki İran üstündeki emperyal politikaları anlatıyor. Kitabın bu kısmı bana sıkıcı geldi. Ben Ömer Hayyam dönemini daha ilginç ve etkileyici buldum. Bu bölümde de tabiki İran ile ilgili bilmediğim bi çok şey öğrendim ama fazla etkilenmedim.Kitap, Rubayiat'ın Titanik'te taşınırken batıp, kaybolmasıyla bitiyor.Bu iki kitap arasındaki ortak konular beni hiç bilmediğim bir dönem hakkında oldukça bilgi sahibi yaptı diyebilirim, kitaptan sonra netten de bu konuyla ilgili şeyler okumaya başladım. Tabi eşim de... İran'ı ve Alamut Kalesini merak eder olduk. İnşallah bir gün oraları, Semerkant'ı, İsfahan'ı görme fırsatımız olur. Okumayanlara tavsiye ederim. Hafta sonu Migrosta gezerken nivea standına bi bakayım dedim ve sadece bakmakla kalmadım bişeylerde aldım:))İlki Nivea Beaute expert eyeliner, aslında eyeliner sürmeyi hiç beceremem ama makyaj günlüğünün eyeliner videoları sayesinde biraz öğreneceğimi düşünüyorum. Eve gidince hemen deneme yaptım, berbattı... güzel olsaydı fotoğraflayıp ekleyecektim. Fiyatı 26.95 TL İkincisi Nivea Visage T Bölgesi Temizleyici Bantlar, bunlara gerçekten ihtiyacım vardı. Son zamanlarda cildimi biraz ihmal ettiğimden siyah noktalar çoğalmıştı. Pakette hem burun üzeri için hemde çene ve alın bölgesi için parçalar var. Islatıp yapıştırıyorsunuz, 10-15 dk. sonra siyah noktalarla beraber çıkıyoo:)) hemen denedim tabi güzel oldu, inşallah uzun süre siyah noktasız olurum. Fiyatı 12.50 TL Üçüncüsü Nivea Visage Nemlendiricili Günlük Bakım Kremi, adı üstünde gündüz nemlendiricisi olarak kullanabileceğim bir ürün, iki gündür kullanıyorum ve cildimi gayet iyi bir şekilde yağlandırmadan nemlendiyor. Ayrıca bu üründe kampanya vardı, bir alana bir bedava... iki kutu nemlendiricim oldu uzun bir süre beni idare eder. Fiyatına gelince bu da 17.90 TL Daha bitmediiii!! bu üç ürünü aldığım için bana bu çantayı hediye ettiler. Gözüme biraz sade gözüktü ama ben onun için güzel değişiklikler düşünüyorum:) Laçin bu yazısında Charles&Keith 'de indirim olduğunu yazmıştı. Kardeşimle Panora'da dolaşırken tesadüfen gördüm, içerde kimseler yoktu, bomboştu. Acaba indirimler falan bitmişmidir diye girdik ama bitmemişti, hala indirimli ayakkabılar vardı. Laçin'in aldığı ayakkabıya baktım bana göre çok yüksekti ve sadece 39 numarası kalmıştı. Benim minnacık ayaklarıma göre aradık tabikii:)) veeeee aşağıdaki güzeller dikkatimi çekti. 36 numara ve tek kalmıştı. Kardeşim aynısından bulmaları için çok ısrar etti ama kalmamıştı, kendisi 39 giyerde:)) numarası da yoktu tabi. Başka bir model bakalım falan diyorlar ama kardeşim diretti illa aynısından olacak diye, küçükken de böyle kıskançtı :PNeyse gündüz aldık, akşam hemen giyip gezmeye çıktık, o kadar rahatlarki topuk boyu çok makul ve dolgu olduğundan çok rahat ettim, bantları da hiç sıkmadı. Aaa bu arada fiyatını yazmayı unutmuşum. Bu güzeller 99.50 den düşmüşler 38 TL ye aldım. Ankara'nın soğuğu malum, bayramda çok üşümüştüm tabi özellikle ayaklarım ve ellerim. Deichmann'da yeni sezon ürünlerine bakarken aşağıdaki ev ayakkabılarını gördüm, eşim "tam sana göre, zaten bütün kış donuyorsun evde bunlarla rahat edersin" deyip beni gaza getirdi :)) tabii bende hemen aldım, fiyatı da çok uygun 9.95 TlÇok sıcak tutuyorlar, havalar serinleyince hemen ayağıma geçiriyorum.
allenai/c4/00000/637
50 Adet Bir Lot Için 2.4 Ghz Kablosuz Game Controller Gamepad Joystick Android Tv Kutusu çevrim içi satın al \ best ürün Açıklaması 100% marka yeni yüksek kalite gövde rengi: siyah ince çift analog joystick, hassas çapraz anahtar ve eylem düğmeleri, anti-ter ve anti-kayma, ergonomik tasarım. destek aynı anda 2 kontrolörleri; Destek Android standart menü tuşu Geri için, menü, ev anahtar fonksiyonları kablosuz bağlantı, 30 metre içinde gecikme olmadan serbestçe manipüle olabilir. 2.4 GHz RF kablosuz iletim teknolojisini kullanarak 2 ADET AA Piller Powered by (dahil Değildir) arabirim tipi: USB uygulamalar: Android TV Için uyumlu Sistemi: Android 2.3 için frekans Aralığı: 2.4 GHz destek aynı anda 2 kontrolörleri not: toplu sipariş ücretsiz DHL tarafından gönderebilirsiniz ambalaj Içeriği 50 x USB Alıcı 50 x OTG Dönüştürücü 50x2.4 GHz Kablosuz Gamepad 50 x Kullanım Kılavuzu ödeme www7.StillWild.co visa, MasterCard, Maestro banka Kartı, Western Union, ve bankalar aracılığıyla havale. www7.StillWild.co ödeme yöntemleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için, bakınız " Yardım Merkezi " Yüksek Kalite USB Kablolu Kontrolörleri Game için PS4 PlayStation 4 Konsolu Oyuncular için Oyun Denetleyicisi Kablolu Joystick Yüksek Kalite USB Kablolu Gamepad Için Playstation Için Dualshock 4 PS4 Denetleyici Gamepad Joystick Gamepad PC Için ana Özelliği: yüksek Kalite ve 100% Brand New bu USB kablolu Gamepad PS4 ve PC için uygun olabilir Hangi Iyi birden fazla iç zevk titreşimli motorlar güçlü bir duygu oyuncular sağlar ve daldırma Kablosuz USB Tak ve Çalıştır Mini NES Klasik Baskı Konsolu Için Oyun Kontrolörü Gamepad Denetleyicisi için Nintendo NES için özellikleri: Nintendo Entertainment System için özel olarak tasarlanmış: NES Için Klasik Baskı (PC için kullanılamaz). ayrıca takılı bir wii için Uzaktan Kumanda, böylece ile kullanabilirsiniz için Sanal Konsolu NES oyunları Wii veya Wii U konsolu için. tak ve Çalıştır, hiçbir ekstra sürücüler. tüm düğmeler 4red düğme denetleyici coolbaby Mini TV için El Oyun Konsolu Video Oyun Konsolu Joypad Için 9 pin için 8bit oyunları konsol coolbaby Mini TV El Oyun Konsolu için 4red düğme denetleyici Video Oyunu konsolu Için 9 pin için 8bit oyunları konsol gamepad joystick Joypad denetleyici joypad ürün açıklaması: 1 adet ve 2 adet denetleyici seçenekleri 9 pin soket uzunluğu 1.8 metre paket & #65306; kontrolör, 1pck özellikleri: teknik özellikler: -renk: siyah/beyaz. -boyutlar: yaklaşık 146x115x60mm. -Nintendo Wii için uygun. talimatlar: işletim problemleri. -bağlantı başarısız. neden: ana ünite çünkü Veri hatası birkaç Bluetooth bağlantıları; Çözüm: ana ünite yeniden başlatın. -başarısız Senkron gamepad Gümüş Tam Case Kapak Shell Koruyun Cilt Düğme Xbox Için Set 360 Kablosuz Denetleyici Stok!! 2017 Yılında En Çok Satan ve Yeni! gümüş Tam Case Kapak Shell Koruyun Cilt Düğme Xbox Için Set 360 Kablosuz Denetleyici Stok!! 2017 Yılında En Çok Satan ve Yeni! özellikleri: 100% Brand New ve yüksek kalite! senin kırık veya işlevsiz Denetleyici kabuk için Ideal yedek. keskin bir görünüm ve rahat hissetmek. kablosuz denetleyici taze bakmak yapmak. orijinal
allenai/c4/00000/643
Hamza Hamzaoğlu sözünü geçiremiyor mu? 03 Şubat 2015, Salı 10:10 9 günlük tatil, sakat Burak'ın oynamak için ısrarı, yorgun Chedjou için baştan yaratılan 11 ve Sneijder'in kritik penaltıyı atmaktan kaçınması... Galatasaray'da Hamza Hamzaoğlu'nun Florya'daki demokrasisi zan altında... Yeni yıla Beşiktaş derbisindeki zaferle başlayan Galatasaray'da Türkiye Kupası'nda alınan iki mağlubiyetin ardından Bursaspor maçında takımın hezimetin kenarından dönmesi gözleri Hamza Hamzaoğlu'na çevirdi. Florya'da futbolculara gereğinden fazla söz hakkı tanıyan genç teknik adam için 2. Başkan Hamdi Yasaman'dan gelen "Oyundan memnun değiliz" açıklaması da krizin üzerine tuz biber ekti. Antalya'da River Plate'in genç takımı ve Neymar'ın adını kullanan futbolcu pazarlamaya yönelik bir organizasyonun kurduğu toplama takım ile maç yapan Galatasaray'da İstanbul'a sakat dönen Burak Yılmaz'ın tam olarak düzelmeden Rize maçında sahaya sürülmesinin faturası Hamzaoğlu'na çıktı. Maç 2-0 iken oyuncusunun isteğine "Hayır" demeyen tecrübeli çalıştırıcı, 3 dakika sonra oyunu terk eden Burak'ı kritik Bursaspor maçında kullanamadı. TATİL PLANLARIMIZI BOZMAYALIM Prandelli döneminde 9 günlük tatilin müjdesini alan ve seyahat planlarını yapan futbolculara Hamzaoğlu "Tatili kısa tutalım. Rakipler bizden önce çalışmaya başlıyor" demekten kaçındı. Dokuz gün tatil sonrasında Antalya'da sadece 5 gün süren kampta kondisyon yüklemesi yapılamadan takım Florya'nın yolunu tuttu.
allenai/c4/00000/644
ARTVİN (AA) - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Bu cumhuriyetin içerisinde paralel devlet inşa ettirmeyiz, kaçak inşaata izin vermeyiz, aklınızı başınıza alın. Bu milletin oyunu almış olabilirsin ama cumhuriyetimizin milli devlet ilkesini, üniter devlet ilkesini bozdurmaz bu millet" dedi. Vural, partisi tarafından Artvin'in Murgul ilçesinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, vatandaşların desteklediği partilerin farklı olabileceğini ama milletin ve devletin aynı olduğunu belirterek, "Eğer milletimizi etnik kimliklere göre bölersek, egemenlik bölünmez bir bütündür nasıl olacak? Nasıl tek millet olarak kalacağız? Eğer devletimiz üniter devlet yapımız bölgelere ayrışırsa, özerklik federasyon olursa nasıl tek devlet olarak kalacağız" diye konuştu. Yerel seçimlerde verilecek oyun siyasi anlamının çok büyük olduğuna dikkati çeken Vural, şunları söyledi: "Murgul'dan ilan ediyorum, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Erzurum Kongresi'nin, Sivas Kongresi'nin yol haritasıyla gerçekleştirdiğimiz Milli Kurtuluş Savaşı sonucunda kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti devletini bir ve bütün kıldık. Beraber, birlikte inşa ettik. Bu cumhuriyetin içerisinde paralel devlet inşa ettirmeyiz, kaçak inşaata izin vermeyiz, aklınızı başınıza alın. Bu milletin oyunu almış olabilirsin ama cumhuriyetimizin milli devlet ilkesini, üniter devlet ilkesini bozdurmaz bu millet. Haddini bileceksin." Vural, "Hangi partiye oy vermiş olursa olsun, bizim oy isteyecek başka vatandaşımız yok" diyerek, sözlerine şöyle devam etti: "İsterseniz AK Parti'ye oy verin, isterseniz CHP'ye, isterseniz Saadet Partisi'ne oy verin ama MHP olarak bizim mesajımızı tüm siyasi partilere oy veren kardeşlerimize iletiyoruz ki Türkiye'nin geleceği konusunda vereceğiniz oylarla bir mesaj verin ki siyasete bir nizam gelsin. Bu yüzden MHP'ye vereceğiniz oyların ne anlama geleceğini ifade ederek, temiz oylarınıza talibiz. Elbette Murgul'da bulunan bütün vatandaşlardan oy isteyeceğim, ithal edilmiş Suriyeli seçmenden oy isteyecek halim yok ki. Bu vatanın asıl sahibi olan sizlerden isteyeceğim." - "Siyaset, şeref ve haysiyetlerin kürsülerde bırakıldığı yer değildir" "Devlet ayaklar altına alındı, mahkemeler onlar için çalıştı" ifadesini kullanan Vural, şunları kaydetti: "Oslo'ya gittiler. Kalkıp bunu söyledik, 'PKK ile görüşülüyor' dedik. Ne dendi? 'PKK ile görüştüğümüzü iddia eden, ispat etmeyen şerefsizdir, alçaktır, haysiyetsizdir' demediler mi? Peki ne oldu? Görüştükleri ortaya çıktı. Siyaset, şeref ve haysiyetlerin kürsülerde bırakıldığı yer değildir. Oslo'da eğitimi, genel affı, PKK, KCK yönetiminin özerkliğini, hepsini konuşmuşlar. Oslo'da protokoller hazırlandı. İmralı tutanakları yayınlandı. Elinizi vicdanınıza koyun, devletin yetkililerinin PKK terör örgütüyle ne konuda görüştüğünü bilmek sizin hakkınız değil mi? Murgul'da helalinden siyaset yapan kardeşlerim, buraya çıkanlara, 'ne anlaşmasına vardınız, çözüm ve barış sürecinin sonunda ne olacak bunu bir anlatın' diye sorun. AK Parti'nin çözüm ve barış süreci eş başkanları, 30 Mart'tan sonra özerkliği inşa edeceklerini söylüyorlar. AK Parti, PKK ve BDP'nin vardığı anlaşma 30 Mart'tan sonra bu coğrafyada bir Kuzey Kürdistan inşa edilmesi üzerinde bir anlaşmaya varılmıştır. Bir harita üzerinde anlaşmaya varılmıştır. Artvin de bu haritanın Karadeniz'e çıkış noktalarından biridir. Mesele bu haritanın meşrulaştırılması meselesidir." MHP Murgul İlçe Başkanlığının açılışını da gerçekleştiren Vural, daha sonra Borçka ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Vural, esnaf ziyaretlerinde de bulunarak, partisinin belediye başkan adayı, mevcut başkan Oral Küçük için vatandaşlardan destek istedi.
allenai/c4/00000/646
Kızıltepe'de aracın çarptığı lise öğrencisi ağır yaralandı - Kızıltepe Gazetesi Anasayfa » Asayiş » Kızıltepe’de aracın çarptığı lise öğrencisi ağır yaralandı Mardin’in Kızıltepe ilçesinde, yolun karşısına geçmek isterken aracın çarptığı genç kız ağır yaralandı. Mardin’in Kızıltepe ilçesi ile Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesi arasında bulunan İpekyolu’nda yolun karşısına geçmek isteyen Furkan Doğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisine araç çarptı. Ağır yaralanan genç kız, Kızıltepe Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Kaza, Kızıltepe-Viranşehir karayolunda bulunan Furkan Doğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi yanında geçen İpekyolu’nda meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Kızıltepe’den Viranşehir tarafına seyir halinde olan Mazlum Vural yönetimindeki 47 KJ 941 plakalı araç, Furkan Doğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Semanur Özkan’a çarptı. Ağır yaralan genç kız, haber verilmesi üzerine 112 acil servis ambulansı ile Kızıltepe Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Bu arada Özkan’ın sınıf arkadaşları, olay yerinde gözyaşı dökerek sinir krizleri geçirdikleri görüldü. Olay yerine polis ekipleri, kazaya ilişkin inceleme başlattı. Akyel Yapı Market Kızıltepe’den tüm Türkiye’ye satış yapıyor Mardin’in Kızıltepe ilçesinde yapı market sektörünün öncü markası olan Akyel... Su borusu patladı yol göle döndü Mardin’in Kızıltepe ilçesinde, elektrik hatlarının yer altına alınması için yapılan... Mardin’de yakın bölgelerdeki okullarda eğitime 5 gün ara verildi. Kızıltepe’de alev alan TIR yandı Mardin’in Kızıltepe ilçesinden geçen İpekyolu'nda seyir halinde olan bir TIR,... Mardin Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Gönül Elçileri organizasyonunda Kızıltepeli öğrencilere...
allenai/c4/00000/649
Bülent Arınç: Bahçeli 'evet' diyemediği için bekâr Manisa'da işadamları tarafından düzenlenen yemeğe katılan eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında, "Eski model arabalara bindikçe sabit şeylere takılıp kalıyor. Geçende esprisini yapıyor arkadaşlar. 'Zaten her şeye hayır dedi evet diyemediği için de bekar kaldı' ya diyor. Masaya otursa evet demek zorunda kalacak. Ben onların yalancısıyım" dedi. Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Manisa'da işadamları Ayhan Adam, Orhan Aydın ve Halis Teker'in Ves Kafe'de düzenlediği akşam yemeğine katıldı. Yemekte Arınç'ın yanı sıra AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, AK Parti Manisa Milletvekilleri Recai Berber, Murat Baybatur, AK Parti İl Başkanı Zülfikar Gürcan, AK Partili Belediye Başkanları Ömer Faruk Çelik, Mehmet Çerçi ve işadamları yer aldı. Yemeği düzenleyen işadamlarından Halis Teker, AK Parti'ye destek verdiklerini belirterek, bundan sonra da destek vereceklerini söyledi. Programda işadamlarına seslenen Bülent Arınç, koalisyon dönemlerini anlatıp, Türkiye'ye koalisyonların çok şey kaybettirdiğini söyledi. Dünyada koalisyon hükümeti kuranların birbirleriyle anlaştığını ancak Türkiye'de böyle olmadığını belirten Arınç, Türkiye'de koalisyonda bakanlık hesapları yapıldığını dile getirdi. "BEN EMEKLİ OLDUM, CHP İKTİDAR OLAMADI" Arınç, konuşmasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin hayır sözlerini de eleştirdi. Bahçeli'nin hep hayır dediğini söyleyen Arınç, "Geçende 'hayırda hayır vardır' dedi. Türkçeyi iyi bilmek lazım. Hayır vardır, hayır vardır. Hayır yapılan iyi işlerdir. Hayrın karşılığı şerdir. İyiliğin karşılığı kötülüktür. Bir de ‘evet’in karşılığı hayır vardır. Aradaki farkı bilmiyor, eski model arabalara bindikçe sabit şeylere takılıp kalıyor. Geçende esprisini yapıyor arkadaşlar. Zaten her şeye hayır dedi evet diyemediği için de bekar kaldı ya diyor, masaya otursa evet demek zorunda kalacak. Hoşgörülü bir insan olduğu söyleniyor. Buradan da selamlarımı gönderiyorum kendisine. Ama yıllarca evet diyemediği için bekar kalmış olduğunu söylüyorlar. Ben onların yalancısıyım" dedi. MHP,CHP ve HDP'yi eleştiren Arınç, bu partilerin tek başına iktidar olamayacağını savunarak, AK Parti'nin hatasını anladığını söyleyip, bir daha oy istedi. Arınç, "Herkes hatasını günahını anladı. Bu sefer yine AK Parti deyin de. 4 yıl sonra beğenmezseniz bir daha kuvvetli vurur yere kapaklandırırsınız" diye konuştu. DHA Önceki Haber Diyarbakır'daki terör operasyonunda 8 tutuklama Sonraki Haber 'Podolski harikaydı'
allenai/c4/00000/650
2 yıldızlı Zaymar, plajdan kısa bir yürüyüş uzaklığında yer alan samimi bir konuk evidir. Zaymar 1994 yılında açıldı ve rahat odalarda hizmet vermektedir. Peñiscola Castle 57 km uzaklıktadır. Bu otel, bazilika, saray gibi turistik yerlerin bulunduğu Castellón de la Plana şehir merkezine 1 km uzaklıktadır. Zaymar 27 oda ile hizmet vermektedir. Ücretsiz Wi-Fi, merkez ısıtma sistemi, özel kasa, laptop kasası, giyinme alanı odalarda mevcuttur. Konuklar her odada bulunan banyo küveti, duş, bide ile donatılmış özel banyoları kullanabilirler. Misafirler, her sabah kafede kontinental kahvaltının tadını çıkarabilirler. Otelde konaklayan misafirler, bölgesel mutfağının seçkin lezzetlerinin tadına bakabilirler. Konuklar lounge barda bir içecekle rahatlamaya davet ediliyor. Işlek bir bölgede yer alan Cremor, L'Arrosseria çok geniş yelpazede hizmet vermektedir. Bu konaklama tesisi Valencia havalimanından 70 km uzaklıkta bulunmaktadır. Tekne Lake Wonder Cruise - Vintage Alappuzha Resort Kunlun Gloria Seaview Qingdao Otel Signature Varkala Otel Levante Beach Benidorm Daire Garden Apartment Nikki Beach Marbella Otel Grange Cleveland Winery Lance Field Otel Yelf's Ryde (Isle of Wight) Apart Otel Elarin Faliraki Konukevi Kitty Kety Novalja Otel La Familia El Campello Otel Makkah Grand Coral Mekke Hostel The Raging Elk Fernie Otel Mercure First Viyana Otel Kuba Beach Side Otel Royem Suites İstanbul Daire Charming 1 Bed 10 Mins From Vauxhall Tube. Londra Apart Otel Old Town Deluxe Flats Antalya Otel Teos Antalya Hostel Nesuto Hostel & Cafe Ramkamhaeng 52 Bangkok
allenai/c4/00000/651
Astronot Olmak İçin Hangi Okullara Gitmek Gerekir? Buradasınız : Ana Sayfa // EĞİTİM // Astronot Olmak İçin Hangi Okullara Gitmek Gerekir? 0 Yorum Arkadaşlar Astronot olmak için çok iyi bir eğitim almalısınız. Ama Türkiye’de böyle bir meslek yoktur. Anca başka ülkede bulursanız orada olabilirsiniz. Daha sonra da 40 yaşından küçük olmalısınız. En önemlisi ise Mühendislik diploması gerekiyor. Boy olarak da 1.58. Daha önceden de 1500 saaten fazla uçuş yapmanız gerek. Bu şartlar sizde olursa her türlü olabilirsiniz. Bu güne kadar ise Rusta kadın astronot göndermiştir. « Jerry’nin Sevdiği ve Sevmediği Şeyler Sol Ayağım Kitabının Kahramanları Kimlerdir » Araç Kelimesinin Eş Anlamlısı Nedir Araç kelimesi benim bildiğim kadarıyla taşıt veya vasıta'dır. Aynı zaman da netten de araştırdım ve cevabım doğru. Ama en çok kullanılan kelime ise Taşıt.
allenai/c4/00000/654
17 Mayıs 2020 - Pazar 09:14 Bu haber 321 kez okundu Newyork'ta plajlar dolup taştı. NEWYORK'LULAR KURALLARA ALDIRMADI, PLAJLAR DOLDU. ABD'da Koronavirüs yasaklarına uymayan New York'lular sosyal mesafe kurallarını umursamayıp plajları doldurdular. Koronavirüs Yasaklarını Umursamadılar Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan Koronavirüsten en çok etkilenen ABD’da insanlar Koronavirüs'e aldırmadan plajları tıka basa doldurdu. Bütün Kurallar İhlal Edildi Plajlarda sosyal mesafe kurallarına uyulmadığı gibi maske de takılmadı. Tüm ikazlara rağmen kurallara uyulmamasına New York Valisi Andrew Cuomo tepkiliydi; Halkın duyarsız davranmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Plajlar 22 Mayısta Açılacaktı New York valisi Andrew Cuomo 22 Mayıs’ta plajların yarı kapasiteyle açılacağını ayrıca spor gibi faaliyetlerin yasak olduğunu bildirmişti. Etiketler: Newyork, plaj, newyork'ta plajlara akın ettiler, abd, koronavirüs, haberler, son dakika, gündemin nabzı, internet haberleri
allenai/c4/00000/656
AnasayfaBlogSuperBahis Para YatırmaSuperbahis Paykasa ile Para Yatırma Limitleri Kategori: SuperBahis Para Yatırma Müşterilerine kapsamlı ve kaliteli bir şekilde hizmet sunmaya devam eden Superbahissitesinde, hem bahis hem de casino oyunları kullanılarak sağlam kazançlar elde edilebilir. Tabi ki bu hizmetlerden yararlanmak isteyen kişilerin üyeliklerden sonra bir de yatırım işlemlerini gerçekleştirmeleri gerekmektedir. İşte bu yatırım işlemlerinde de kullanılan bazı yöntemler bulunmaktadır ve döviz kullanacak, Euro bazında yatırım yapacak olan kişiler de Paykasa yöntemini tercih edebilirler. Superbahis Paykasa ile para yatırma limitleri incelenmeye alındığında müşterilerin minimum olarak 10 Euro maksimum olarak da 5000 Euro tutarında yatırımlarını gerçekleştirebileceği görülmektedir. Superbahis Paykasa Yönteminin Kullanımı Superbahis Paykasa yönteminin kullanımı ise aynı diğer yöntemlerdeki gibi basittir. Paykasa sanal bir yatırım aracıdır. Üye olunmasının ve hesaplara bakiye yüklenmesinin ardından hesap bilgilerinin Superbahis ödeme kanalı bölümünden paylaşılması, ardından da siteye aktarılacak olan miktarın belirlenmesi yeterli olacaktır. Zaten bu yatırım işlemleri hem anında gerçekleştirilmektedir hem de işlemler için hiçbir ücret site tarafından talep edilmemektedir. Superbahis Paykasa yatırımlarında yardımlar da zaman zaman istenebilmektedir. İşte bu yardımların alınabileceği bu sitede iki adet merkez bulunuyor. Bunların ilki de canlı destek hattıdır. Paykasa hakkında elde edilmek istenen tüm detaylı bilgilere buradan erişim sağlanabilir. Eğer iletişim kurulmadan tablo şeklinde bir bilgilendirme alınmak isteniyorsa da sitenin en alt kısmındaki Paykasa logosuna tıklanması yeterli olacaktır. Burada da müşterilere Paykasa yöntemi ile minimum ve maksimum yapılabilecek olan yatırım tutarları, işlem ücretleri ve işlem gerçekleşme süreleri hakkında bilgiler verilmektedir. Eğer Euro cinsinde yatırım yapılmak isteniyorsa Paykasa yöntemi kullanılabilir. Zaten Superbahis Paykasa ile para yatırma limitleri de oldukça iyi belirlenmiştir. Ancak döviz olarak yatırımlar USD cinsinde yapılmak isteniyorsa, site tarafından bu durum da düşünülmüş ve Astropay yöntemi de konumlandırılmıştır. Yine Superbahis Astropay ile para yatırma limitleri de makul olarak belirlenmiştir. Bu yönteme bakıldığında minimum yatırımların 10 USD, maksimum yatırımların ise 10.000 USD tutarında gerçekleştirilebileceği site tarafından belirtilmiştir.
allenai/c4/00000/657
Türk Telekom Biz Turkcell'i yeneceğiz Avea da Vodafone'u yenecek Telekom'dan Turkcell'e hodri meydan Türk Telekom Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Paul Doany: Onların en düşük perakende fiyatını biz onlara sonlandırma ücreti olarak önerelim Doany, bazı gazetecilerle düzenlediği sohbet toplantısında yaptığı konuşmada, bu yıl Türk Telekom'un halka arz sürecinin yaşanacağını, bunun şirketin gerçek piyasa değerini ve neler başarabileceğini göstereceğini söyledi. Konuşmasında yurt dışı yatırımlarına değinen Doany, ''Çok agresif bir şekilde uluslararası girişimlerde bulunacağız. Yakın zamanda aldığımız teknoloji şirketleriyle de buralarda çalışmalarımız olacak'' diye konuştu. Doany, ayrıca kuruluşun, Davos'ta düzenlenecek Türk gecesinin sponsorluğunu yapacağını, bu etkinlikte Türkiye'nin kapasitesinin ne olduğunu göstereceklerini ifade etti. Paul Doany, şirketin ses tariflerinde dengelenmesi kararının çok önemli olduğunu kaydederek, "Bir yıl öncesinde bu konuyla ilgili çok fazla eleştiri aldık. Bunun, geliri 900 milyon YTL kadar artıracağı iddia edildi. 2-3 hafta içinde gerçek sayıları vereceğiz. Yeniden dengelenmesi sonuçlarını açıkladığımızda da rakamların doğru olduğunu göreceksiniz" diye konuştu. Türk Telekom'da yaşanan greve de işaret eden Doany, "Grev sonucu şunu gösterdi ki, 20 bin kişi çalışmasa bile bu şirket ana operasyonlarını sorun olmadan yürütüyor. 11 bin kişinin çabaları sayesinde bu başarıldı" dedi. Doany, Ankara'nın şirketin teknoloji merkezi olacağını, Ar-Ge operasyonlarının orada geliştirileceğini belirterek, geçen yıl 700 yeni mezunu işe aldıklarını, bu yıl da en az 700 kişiyi işe almayı planladıklarını, genel müdürlüğün İstanbul'da olacağını, Ankara'daki teknoloji yönetim birimi ile İstanbul'dakinin yüksek teknoloji kullanılarak tek yerde çalışılıyor ortamının yaratılacağını söyledi. Dünya ve Türkiye piyasalarında yaşanan dalgalanmaların halka arzı ne şekilde etkileyeceğine ilişkin Doany, halka arz kararının hükümetin alacağı bir karar olduğunu hatırlatarak, Borsanın son dönemlerdeki durumunun halka arzda önemli olduğunu, halka arz için belirlenecek danışman şirketin bununla ilgili yeterli bilgilendirmeyi yapacağını söyledi. ''SAUDI TELECOM, DÜNYADA GENİŞLEMEK İÇİN ÇOK AVANTAJLIYDI'' Paul Doany, Saudi Telecom'un Oger Telekom'un yüzde 35'ini 2,6 milyar dolara satın alma konusunda anlaşmaya varılmasıyla ilgili sorular üzerine de, Oger Telecom'un uzun süredir stratejik ortak arayışı içinde olduğunu, hissedarların potansiyel birçok alıcıyla görüştüğünü, ancak bu görüşmelerin hep azınlık hisselerinin satışı için yapıldığını kaydetti. Böyle görüşmelerde genellikle kontrol hisselerinin ilerde satın almasının gündeme geldiğine işaret eden Doany, Türk Telekom'un yüzde 35 hissesini satmak istediğini, Vivendi'nin de buna "evet" dediğini, ancak ilerde daha fazla hisse alımıyla ilgili tam belirginlik olmaması nedeniyle anlaşmaya varılamadığını hatırlattı. Saudi Telecom'un 2005'ten beri görüşmelerde bulunulan bir şirket olduğunu aktaran Doany, şöyle devam etti: ''Uzun zamandır bu şirket ile ortaklığa sıcak bakıyorduk. Çünkü dünyanın birçok yerinde genişlemek için avantajlar sunabilecek bir şirketti. 2005, böyle bir işlem için çok erkendi. Saudi Telecom, bizim için ideal ortaktı. Özellikle azınlık hissesi satın almaya razı oldukları için... Bu satın alma, hem bizim stratejimize, hem onların stratejisine çok uygundu. Oger Telecom, kontrol hisselerini satmıyordu. Bu tanıma çok iyi oturan bir ortağa ihtiyacımız vardı. Anlaşma sağlandı, ancak nihai sözleşmenin imzalanması için birkaç haftaya daha ihtiyacımız var.'' ''VERDİKLERİ TEKLİF, VIVENDI'NİN TEKLİFİNDEN İYİYDİ'' Doany, Saudi Telecom'un Malezya'da, Endonezya'da, Hindistan'daki faaliyetlerine dikkat çekerek, hem Türk Telekom olarak hem de satın aldıkları teknoloji şirketleri aracılığıyla bu bölgelerde önemli çalışmalarda bulunabileceklerini söyledi. Vivendi'nin Fas'taki modelin aynısını Türkiye'de gerçekleştirmek istediğini belirten Doany, ''Türkiye'yi Fas gibi yapmak istediler. Her zaman kontrol hisselerine sahip olmaya ilişkin ifadeler kullanıyorlardı. Ama işlem olmadı. Biz Suudi Arabistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin de ilerlediğini gördük. Zaten Saudi Telecom'un verdiği teklif, Vivendi'nin verdiği tekliften daha iyiydi. Hem de yükselmeyecekleri hisse için...'' dedi. Hükümeti görüşmeler sürecinde, satın alabilecek şirketler konusunda bilgilendirdiklerini aktaran Doany, ''Sayın Başbakan ve ilgili Bakanlar bu süreçten haberdardı. Onlar da bunun iyi bir çözüm olduğunu düşündüler. Azınlık hisse satışı için hükümetin onayı gerekmese de, yapılacak tercihten hükümetin de memnun olmasını istiyorduk'' diye konuştu. Saudi Telecom'un iyi projelerle genişlemek istediğini, Oger Telecom'un 6 yönetim kurulu üyesi hakkı bulunduğunu, Saudi Telecom'un yönetimde Oger Telecom vasıtasıyla temsil edileceğini kaydeden Doany, ''Turkcell'in yönetim kuruluyla ilgili çok enteresan dinamikler duyuyorsunuz. 20 milyon dolara oy kullanma hakkının satıldığını duyuyoruz. Çok ilginç gelişmeler bunlar. Türk Telekom Yönetim Kurulu, 2005 Kasımından beri kararlarını oy birliğiyle aldı. En iyi kararlar, oy birliğiyle alınan kararlardır'' görüşünü aktardı. ''GÜNEY AFRİKA'DAKİ SABİT HAT İÇİN TEKLİF'' Oger Telecom'un, hisse satışından gelecek parayı nerede kullanacağına ilişkin bir soru üzerine Doany, şirketin mevcut operasyonlarını yürütmek için ihtiyaç duyduğu nakdi bünyesinde bulundurduğuna işaret ederek, Güney Afrika'daki sabit hat operatörü için teklifte bulunduğunu, orada sabit hatta Türkiye'deki Türk Telekom-Avea gibi bir yapıya sahip olmak istendiğini kaydetti. Saudi Telecom'un faaliyetlerine ilişkin de Doany, Azerbaycan'da sabit hat operatörü için ihale açılacağını, Saudi Telecom'un bu tür fırsatlarla yakından ilgilendiğini, ayrıca Türkmenistan'da, Kırgızistan'da ve Ukrayna'daki fırsatları izlediğini belirterek, ''Bizim stratejimiz de Oger Telecom olarak devam edecek. Türk Telekom bizimle birlikte hareket etmeye başlayana kadar...'' dedi. Şirketin karını her zaman temettü olarak dağıttığını aktaran Doany, ''Türk Telekom'un hiç borcu yok. Biz herhangi bir zamanda 6 milyar lira çıkarabiliriz'' diye konuştu. KONFERANSLARDA KOMİK KONUŞMALAR YAPMAK... Paul Doany, ADSL tarafındaki gelirde en az yüzde 50 büyüme beklediklerini belirterek, şöyle konuştu: ''Bizim Türk Telekom olarak gelirimiz sabit. Bir operatörün başarısı, başka operatördeki daha küçük problemler yüzünden daha artabilir. Biz birçok kere bu sektörde rekabetin yatırım gerektirdiğini söyledik. Süper Online'nin, Doğan Online'nin, Borusan'ın, herkesin toplam yatırımı 30 milyon dolar bile değil. Burada gerçek rekabet ortamı için en az 200 milyon dolarlık yatırım yapılması gerekir. Her şeyin suçunu Türk Telekom'a atmak dürüstçe değil. Hiç kimse Türk Telekom'dan daha fazla rekabet istiyor olamaz. ADSL'de, söylerken gerçekten üzülüyorum, hala pazar payımız çok yüksek. Bu yıl için dileğim, gerçek rekabet olması. Bu, konferanslarda komik konuşmalar yapmakla ilgili bir şey değil. Hissedarların gerçekten katkıda bulunması gerekiyor. Bu iş gerçek bir iş. Saçmalıklarla zaman geçirilemez.'' Türk Telekom'dan Turkcell'e yapılan arama için ödenen bedelin 13,6 YKr olduğuna işaret eden Doany, ''Türk Telekom ve Turkcell'in şebeke yatırımları aşağı yukarı aynı. Peki bu durumda Türk Telekom'un sonlandırma ücretleri bu kadar düşürülürken, Turkcell'in neden aynı oranda düşürülmüyor? Burada maliyetlerin hesaplanmasıyla ilgili adil olmayan durum söz konusu'' diye konuştu. Hiçbir operatörün ara bağlantı ücretinin maliyetin altında olamayacağını belirten Doany, ''Onlara bir teklifim var, Turkcell fiyatları şu andaki gibi muhafaza etmek istiyorsa, yaptıkları karı yapmaya devam etmek istiyorsa, onların en düşük perakende fiyatını biz onlara sonlandırma ücreti olarak önerelim'' diye konuştu. Doany, ''Biz nasıl daha fazla yasal yasal olabiliriz, onlar nasıl daha fazla yasa dışı olabilir? Avea ve Vodafone nasıl böyle adil olmayan bir rekabet ile karşı karşıya kalır'' dedi. Türk Telekom olarak Türkiye'de mobil ile sabit telefon arasındaki farkı ortadan kaldırmak istediklerini dile getiren Doany, ''Biz Turkcell'i yeneceğiz. Avea ve Vodafone'yi de yeneceğiz'' diye konuştu. Paul Doany, Tarkan ile yaptıkları çalışmanın tanıtımından sonra indirilen şarkı sayısının 1 milyona ulaştığını bildirdi. ''3,4 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM...'' Türk Telekom, Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Celalettin Dinçer ise 2007-2010 arasında 3,4 milyar dolarlık yatırım yapma hedefleri bulunduğunu, 2007'de 1,7 milyar YTL'lik yatırımı sözleşmeye bağladıklarını ve bunun realizasyonunun 1 milyar YTL'nin üzerinde olduğunu bildirdi. Türk Telekom Pazarlama Direktörü Erem Demircan da tarife dengeleme çalışması sonucunda şehirler arası aramalarda 2006-2007 arasında yüzde 19'luk, milletler arası görüşmelerde yüde 26'lık ve evden cebe aramalarda yüzde 10'luk artış olduğunu kaydetti. Demircan, 2-3 ay içinde yaklaşık 8 tane yeni tarife paketleri çıkaracaklarını, bunların müşterinin hayat tarzlarına uygun olacağını, bundan sonraki tarife dengelemelerinin küçük olacağını söyledi. 5,3 milyar YTL'lik ses ciroları bulunduğunu ve bunun toplamdaki payının yüzde 85 olduğunu aktaran Demircan, bu yıl cironun yine 5 milyar 330 milyar YTL ile 5 milyar 350 milyon YTL seviyelerinde olmasını öngördüklerini belirtti. Türk Telekom Satış Direktörü Aydın Çamlıbel de, şu anda 1.800 bayileri bulunduğunu, ancak bundan sonra 1.600 bayi ile devam edeceklerini ve 3 tip bayi ile hizmet vereceklerini kaydetti. TTNet Genel Müdür Yardımcısı Ayşe Ağar ise 4,4 milyon olan bugünkü abone sayısını yıl sonunda bunu 5,4 milyona çıkarmayı hedeflediklerini ve 1 milyar dolar civarında ciroya sahip olduklarını bildirdi. Bu arada, Paul Doany, toplantı sırasında, görüntülü telefon teknolojisi ile evinden arayan Cem Yılmaz ile bir süre sohbet etti. By_ergen Tarih: 13.02.2008 19:45 ZeuS Tarih: 09.02.2008 13:42 ßiLqilerin için saqoL
allenai/c4/00000/658
Prof. Dr. Cankoçak, Yakın Doğu Üniversitesinde Seminer Verdi Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi 101 No’lu salonda gerçekleştirilen konferansta Prof. Dr. Kerem Cankoçak, CERN’deki çalışmaların temel amacı ile LHC (Büyük Hadron Çarpıştırıcısı) deneyi konusunda katılımcılara bilgiler aktardı. Prof. Dr. Cankoçak sunumunda, CERN’nin kısa tanımını yaparak Higgs Boson’un LHC-CERN ‘deki Keşfi ile deneylerden bahsetti. Akademisyenlere CERN’de Araştırma Yapma Kapısı Açıldı Katılımın yoğun olduğu ve öğrenciler tarafından ilgiyle izlenen konferansın soru cevap bölümünde Prof. Dr. Cankoçak, CERN ile ilgili soruların cevaplarını öğrencilerle tartıştı. Ayrıca yakın gelecekte Yakın Doğu Üniversitesi ile olası ortak yapılabilecek araştırmalar ve CERN’deki çalışmalar hakkında da önemlli bilgiler paylaştı. Yakın Doğu Üniversitesi’nden ilgili araştırmacıların CERN’e araştırmacı olarak katılmaları için de gerekli çalışmaların başlatıldığı kaydedildi.
allenai/c4/00000/663
Turkchip - Asus ROG Strix RTX 2080 Ekran Kartı İnceleme Asus'un NVIDIA Turing mimarili NVIDIA RTX 2080 gpu içeren ROG STRIX ekran kartını inceliyoruz. Asus ROG Strix RTX 2080 Gaming ekran kartı 3 fanlı tasarımı ile oldukça sağlam ve kaslı bir görünüme sahip. Bu sayede serin, sessiz çalışırken ve overclock isteyenlere de geniş imkanlar tanıyor. Kart üzerinde RGB ışıklandırma da bulunuyor. Bu sayede kart kasamız içersinde oldukça şık gözüküyor. Asus ROG Strix RTX 2080 Gaming ekran kartı şu an için oyun tutkunlarına maksimum performans vaat ediyor. Detaylara geçmeden önce kartın öncelikle teknik özelliklerine bir göz atalım; Asus ROG Strix RTX 2080 Gaming Ekran Kartı Teknik Özellikleri ; Grafik İşlemci ; 12nm TU104 GPU ile NVIDIA® GeForce® RTX 2080 Bus Veri Standardı ; PCI Express 3.0 Bellek ; 8GB GDDR6 ROPs/TMUs ; 64/184 CUDA Core ; 2944 GPU Hızı : 1515 Mhz Bellek Arayüzü ; 256 Bit Çözünürlük ; Dijital Maks. Çözünürlük :7680x4320 Bağlantı ; 2 x HDMI 2.0b Çıkış, 1 x USB Type-C, 2 x Display Port 1.4 Boyut ; 29.97 x 13.04 x 5.41cm Asus GeForce RTX 2080, Turing TU104 GPU'su üzerine temellendirilen NVIDIA’nın RTX serisindeki ikinci en güçlü ekran kartı diyebiliriz. TU104 GPU'su 13.6 Milyar transistör içeriyor ve yüksek kalitede 4K oyun oynamak isteyen oyuncuları hedefleniyor. 4K çözünürlükte daha sürükleyici bir oyun deneyimi için HDR devrede iken 60 FPS sunmak üzere tasarlanan kart, 2944 CUDA çekirdeği, 46 RT çekirdeği ve 368 Tensör çekirdeği barındırırken 1710 MHz GPU Boost saat hızıyla gelmekte. GeForce RTX 2080 Ti gibi bu kartın da Founders Edition sürümü 90 MHz hız aşırtmaya sahip ve böylece 1800 MHz GPU Boost saat hızına ulaşmakta. Asus Strix GeForce RTX 2080’in bellek alt sistemi, sekiz adet 32-bit bellek denetleyicisinden (toplam 256 bit) oluşuyor ve RTX 2080, 8GB 14 Gbps GDDR6 bellek içeriyor ki bu da 448 GB / sn’ye kadar yüksek bellek bant genişliği sağlıyor. Piksel gölgeleme görevleri, tepe noktada 119 Gigapiksel / saniye piksel dolum Oranı 64 ROP birimi tarafından ele alınmakta. GeForce RTX 2080 ayrıca 342,2 Gigateksel/saniyelik bir Doku Oranı sağlayan 184 Doku Ünitesi’ne sahip. Asus ROG Strix GeForce RTX 2080 ekran kartı devre kartı üzerinde 10+2 faz Super Alloy Power II güç tasarımı kullanılmış. 10 faz GPU için 2 faz da belleklerin güç beslemesi için ayrılmış durumda. Bu yüksek güç besleme tasarımı sayesinde kartın overclock kapasitesi oldukça yüksek. GDDR6 bellek yongaları Micron tarafından üretiliyor ve 1750 MHz’de (14 Gbps GDDR6 etkin) çalışacak şekilde tasarlanmışlar. Turing™ GPU'sunun sıcaklığını iyi bir şekilde kontrol etmek için daha geniş bir soğutucu ve sessiz, güçlü ve verimli bir fanlar kullanılmış. Ayrıca yapısal bütünlük ve ekran kartı soğutma bloğunun aşağı yönlü hava basıncını artıran bir bariyer halkası eklenmiş. Kullanılan 0dB teknolojisi sayesinde GPU çekirdek sıcaklığı 55 derecenin altında kaldığı sürece fanlar çalışmıyor. Böylece çok fazla güç gerektirmeyen oyunlarda tamamen sessiz bir ortam sağlanırken sıcaklık yükseldiğinde fanlar otomatik olarak çalışmaya başlıyor. RTX 2080 gibi üst seviye bir GPU ile 60 derecenin üstüne çıkmamayı başarmak gerçekten inanılmaz. ASUS soğutma konusunda çok iyi bir iş çıkartmış. Ön kısımda ve arka plakada ROG logosunda Aura RGB ışıklandırma bulunuyor. RGB ile sürekli açık, nefes alan, yanıp sönen, renk değiştiren, müziğe göre veya kart sıcaklığına göre yanan 6 farklı efekt sunuluyor. Ayrıca yazılım üzerinden kontrol edilebiliyor. Kartın üstündeki Stealth Mode tuşu ile bütün aydınlatmayı devre dışı bırakabiliyoruz. Asus Strix GeForce RTX 2080 üzerinde arka kısmında FanConnect II yazılımı ile kontrol edilebilen, daha uygun bir sistem soğutması için hem PWM hem de DC sistemlerine bağlanabilen, hibrit kontrollü iki adet 4-pin soket yer alıyor. Bağlanan fanlar GPU ve CPU sıcaklıklarına göre sistemimiz en uygun şekilde soğutuluyor. Ayrıca detaylı ayar seçeneği sayesinde fan hızlarını kendi tercih ettiğiniz soğutma ve gürültü dengesine göre belirleyebiliyoruz. Karta güç sağlamak için ise iki adet 8 PIN PCI Express güç girişi yer alıyor. Ekran kartı tam performansda çalışmak için en az 650W güç kaynağı kullanmımız gerekiyor. AMD RYZEN 7 2700X İşlemci Gigabyte B450 Aorus M Anakart Kingston HyperX 16GB DDR4 3000Mhz Ram Intel 256gb M2 SSD FSP 750W Güç Kaynağı Asus ROG Strix GeForce RTX 2080 ekran kartı performansına 3D Mark testlerinde göre baktığımda şuana kadar aldığım en iyi sonuçları aldığını görüyoruz. Tabiki 1070, 1070Ti, 1080Ti ve 2080Ti kartlarını henüz test etme şansını bulamadım. Ama bu haliyle bile kart canavar bir kart olduğunu bize gösteriyor. Ayrıca belirtmek isterim ki 3d Mark Fire Strike testinde gördüğüm en detaylı en net görüntüleri bu kart ile gördüğümü söylemek zorundayım. Asus ROG Strix GeForce RTX 2080 ekran kartı oyun testlerinde de durum değişmedi ve tüm oyun testlerinde en yüksek FPS değerlerini aldığını görüyoruz. İşlemci ve ekran kartında hiç bir ısınma, zorlanma ve aşırı fan sesine rastlamadım. Ne yazık ki 4K testlerini yapamıyorum şuan. Tüm testleri Full HD çözünürlükte yapmak zorundayım. Asus ROG Strix GeForce RTX 2080 ekran kartı öncelikle tasarım açısından Asus'un Strix serisinin tüm özelliklerini barındırıyor. 3 Fanlı kaslı görünümünün yanında RGB ışıklandırması ve kartın arka tarafında yer alan 2 adet 4 pin fan bağlantısının konulması gibi özellikleri ile de fark yaratıyor. 3 Fanlı soğutma sistemi oldukça başarılı ve sessiz çalışıyor. Performans olarak baktığımızda ise FPS değerleri açısından GTX 1080Ti da yaklaşık bu performansı veriyor ama yakında piyasaya çıkacak olan RTX oyunları bu kartın çalıştırabilecek olması ileriye dönük bir yatırım olarak düşünebilirsiniz. Ayrıca oyun oynarken gürültülü fan sesi duymak ve ekran kartı sıcaklık değerlerini gözlemlemek istemiyorsanız Asus ROG Strix GeForce RTX 2080 ekran kartını gönül rahatlığı ile tercih edebilirsiniz. Tüm bu özellikleri Turkchip Silver Award ödülünü hak eden Asus ROG Strix GeForce RTX 2080 ekran kartının En yüksek performanslarda bile düşük GPU sıcaklığı Çift BIOS ile Performans ve Sessiz mod RGB aydınlatma ve bunu tek tuşla kapatabilme 2 adet 4 pin fan bağlantısı Boyutu ile her kasaya sığmayabilir
allenai/c4/00000/671
BİM - Samsung Galaxy Note 8'in Satılacağı Mağazalar iPhone X ve Xiaomi Mi Bluetooth hoparlörden sonra BİM mağazalarında Samsung Galaxy Note 8’in satılacağı güne çok az kaldı. Fiyatları açısından diğer teknoloji mağazalarına göre oldukça avantajlı olara BİM tarafından satılan bu ürünler sınırlı sayıda oluyorlar. Peki hangi BİM mağazaları Note 8 satışı yapacaklar? Samsung, Note 8 üretimini iki farklı işlemciyle gerçekleştirdi. Bunlardan birisi Qualcomm’un Snapdragon 835 modeli, diğeri ise Samsung’un kendisinin ürettiği Exynos 8895 modeli. Firma, dünyanın farklı pazarlarında, farklı işlemcilere sahip cihazlarla raflardaki yerini aldı. Türkiye’de resmi olarak satılan Note 8’ler ise Exynos 8895 ile çalışıyordu. Ancak BİM tarafından satılacak Note 8’lerde Snapdragon 835 bulunacak. Bakalım BİM, bundan sonra başka hangi iddialı teknolojik ürünü avantajlı fiyatlarla satışa sunacak? Etiketler: samsung, bim, Samsung Galaxy Note 8 sıradaki haber: Selfieciler Toplanın: 24MP Ön Kameralı Vivo V9 Tanıtıldı!
allenai/c4/00000/672
Ergenlikte burun kanaması tansiyon habercisi olabilir! Günümüzde çok sayıda kişi yüksek tansiyonu olduğundan habersiz yaşıyor. Günümüzde çok sayıda kişi yüksek tansiyonu olduğundan habersiz yaşıyor. Peki ideal tansiyon neye deniyor? Tansiyon hastalarında yaş sınırının giderek düştüğü doğrumu? Ergenlikte yaşanan burun kanaması tansiyon habercisi olabilir mi? Yazı dizimiz tüm bu sorulara bilimsel yanıtlar veriyor. Kimi zaman bulantı Prof. Dr. Bahadır Dağdeviren, hastaların çoğunun bu belirtilerin hiçbirini göstermediklerini söylüyor. “Bu hastalarda yüksek tansiyon ölçülmüş ve yüksek tansiyona bağlı bazı hedef organ zararları da gözlenmiş oluyor” diyen Dağdeviren, hastaların bir kısmının, tansiyonları düşürüldüğünde kendilerini eskiye oranla daha bitkin hissettiklerini söylüyor. Bu durum o dokuların yüksek tansiyona adapte olmalarından kaynaklanıyor.
allenai/c4/00000/674
Prof. Dr. Recai Pabuçcu ve ekibi, azoosperm hastası olan (erkek kısırlığı) bir kişiden gebelik elde etmeyi başardı Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde, özellikle erkek kısırlığında çığır açan birtakım teknolojik gelişmeler yaşanıyor. Bu teknolojik gelişmeler özellikle menide hiç canlı sperm hücresi bulunmayan veya olgun olmayan sperm hücresi bulunan erkekleri ilgilendiriyor. Genel kısırlık nedenlerinin %30'u erkek nedenli olarak karşımıza çıkarken, özellikle azoospermi vakalarında menide canlı sperme rastlanmıyor. Birçok evli çift, sadece bu tanı konulmuş şekilde yıllardır bebek hasreti çekiyor. Centrum Klinik Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Recai Pabuçcu, bu problemle yaşayan evli çiftlere umut ışığı oldu. Teknoloji transferi ve iş birliği Japonya'dan Prof. Dr. Recai Pabuçcu ve ekibi Türkiye'de bir ilki gerçekleştiriyor! Prof. Dr. Recai Pabuçcu ve Embriyolog Semra Sertyel, 8 ay önce Japonya'ya giderek yerinde gördükleri teknolojiyi ve aldıkları eğitimi Türkiye'de hayata geçirmeyi başardı. Teknolojik alt yapının oluşturulmasını takiben geçtiğimiz aylarda Centrum Klinik Tüp Bebek Merkezinde çalışmalara başlandı. Oldukça karmaşık olan ve teknolojik alt yapı gerektiren bu işlemlerde, öncül spermler ile yumurta, özel birtakım yöntemler ile bir araya getirilip dölleme işlemi uygulandı. Bu teknoloji kullanılarak Centrum Klinik Tüp Bebek Merkezi'nde mutlu haber alındı. Daha önce aylarca tedavi almış, defalarca biyopsi yapılmış ve hiçbir sonuç elde edilmemiş bir azoospermi vakasında, bahsedilen özel yumurta aktivasyonu yöntemi kullanılarak çok güzel embriyolar elde edildi ve embriyonun transferi sonucunda Türkiye'nin ilk gebelik haberi geldi. Etiketler: doğum, çocuk, kısırlık, doktor, Dr. Recai Pabuçcu
allenai/c4/00000/676
İşletme Yönergesi ⋆ |Namık Kemal Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi Yönetici A.Ş. Bizi Takip Edebilmek İçin; Home / İşletme Yönergesi Madde 1- Bu yönergenin amacı 04.07.2011 tarihli 1968 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bazı Alanların Teknoloji Geliştirme Bölgesi Olarak Tespit Edilmesi Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulan Namık Kemal Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesinin, 06.07.2001 tarih ve 24454 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4691 sayılı “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu” ve 19.06.2002 tarihli ve 24790 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği” çerçevesinde işletilmesi ile ilgili esasları belirlemektir. Madde 2- Bu Yönerge yukarıda sözü edilen Bölgede yer alacak girişimcilere sağlanacak hizmetler ve Bölgede yürütülecek faaliyet ve uygulamalara ilişkin usul ve esasları kapsar. 1.3. Hukuki Dayanak Madde 3- Bu Yönerge, 06.07.2001 tarih ve 24454 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ve 19.06.2002 tarih ve 24790 sayılı Resmi Gazete sayfa 183’te yayımlanarak yürürlüğe giren Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin 15-k maddesi uyarınca hazırlanmıştır. Bu yönerge, Yönetici Şirket tarafından gerekli görülen durumlarda güncellenecek ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın onayıyla yürürlüğe sokulacaktır. 1.4. Kısaltmalar ve Tanımlar Madde 4- Bu yönetmeliğin metninde aşağıdaki kısaltmalar kullanılmıştır. TÜBİTAK: Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’nu, KOSGEB: Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nı, NKÜ: Namık Kemal Üniversitesi’ni, Bakanlık: Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nı, Genel Müdürlük: Bakanlık Bilim Ve Teknoloji Genel Müdürlüğü’nü, Kanun: 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nu, Yönetmelik: Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’ni, Bölge: Namık Kemal Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesini (NKÜTEK) Ar-Ge: Araştırma ve Geliştirme, TİDEB: Teknoloji İzleme ve Değerlendirme Başkanlığı TTGV: Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı FP: Avrupa Birliği Çerçeve Programı/ları TEKMER: Teknoloji Geliştirme Merkezi/leri Madde 5- Bu yönetmeliğin metninde aşağıdaki tanımlar kullanılmıştır: Teknoloji Geliştirme Bölgesi (Bölge ve/veya TEKNOKENT olarak da anılacaktır): Yüksek/ileri teknoloji kullanan ya da yeni teknolojilere yönelik firmaların, belirli bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü ya da Ar-Ge merkez veya enstitüsünün olanaklarından yararlanarak teknoloji veya yazılım ürettikleri/geliştirdikleri, teknolojik bir buluşu ticari bir ürün, yöntem veya hizmet haline dönüştürmek için faaliyet gösterdikleri ve bu yolla bölgenin kalkınmasına katkıda bulundukları, aynı üniversite, yüksek teknoloji enstitüsü ya da Ar-Ge merkez veya enstitüsü alanı içinde veya yakınında; akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği site veya bu özelliklere sahip teknoparkı, Yönetici ve İşletici Şirket (Yönetici Şirket olarak da anılacaktır) : Kanuna uygun ve anonim şirket olarak kurulmuş olan, Bölgenin yönetimi ve işletmesinden sorumlu Namık Kemal Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi Anonim Şirketi’ni (NKÜTEK), Yönetici ve İşletici Yönetici Şirket olarak da anılacaktır Girişimci (Kiracı olarak da anılacaktır) : Namık Kemal Üniversitesi Teknokent(NKÜTEK) ’inde oluşturulmuş mevcut alanları kiralamak veya kendi alanını inşa etmek yoluyla bölgede yer alıp, Bölgedeki hizmet ve imkânlardan yararlanmak isteyen veya yararlanmakta olan gerçek ve tüzel kişileri, Bölge İşletme Yönergesi: Bölgede yer alacak girişimcilere (kiracılara) sağlanacak hizmetler ve Bölgede yürütülecek faaliyet ve uygulamalara ilişkin usul ve esasları içeren, Yönetici Şirket tarafından hazırlanan yönergeyi, Üniversite: Mühendislik ve temel bilimler dallarında yapılanmasını gerek insan gücü ve teknik donanım olarak tamamlamış ve gerekse doktora öğrencisi seviyesinde yeterli araştırma elemanı olduğu Yüksek Öğretim Kurulu tarafından onaylanan yüksek öğretim kurumlarını, İdare Binası: Yönetici Şirketin Bölgede vereceği hizmetleri yürütebilmesi amacıyla istihdam edeceği personel tarafından kullanılacak ofisleri, teknik ve sosyal bölümleri içeren, içinde inkübatörler dışında girişimcilere Yönetici Şirketçe kiralanan bölümlerin yer almadığı ofisleri, teknik ve sosyal bölümleri içeren, Üretim Birimleri: Bölge içerisinde Kanunun amacına uygun olarak faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerce kurulan, yeni ve yüksek teknolojilere dayalı ve çevreye zarar vermeyen üretim birimlerini, Yenilik: Bir fikri, satılabilir yeni ya da geliştirilmiş bir ürün ya da mal ve hizmet üretiminde kullanılan yeni ya da geliştirilmiş bir yöntem haline dönüştürmeyi, Üründe Yenilik: Teknolojik açıdan yeni ürün, önceki ürün kuşağı ile karşılaştırıldığında malzemesi, parçaları ve yerine getirdiği işlevler açısından öze ilişkin, teknolojik farklar gösteren bir ürünü, Ar-Ge (Araştırma ve Geliştirme): Bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni bilgileri elde etmek veya mevcut bilgilerle yeni malzeme, ürün ve araçlar üretmek, yazılım üretimi dâhil olmak üzere yeni sistem, süreç ve hizmetler oluşturmak veya mevcut olanları geliştirmek amacı ile yapılan düzenli çalışmaları, Ar-Ge Merkez veya Enstitüleri: Kamuya ait, yetişmiş nitelikli insan gücü ile günün modern teknolojilerine dayalı makine, donanım ve yazılımı içinde bulunduran, teknoloji ve ürün geliştirilmesine yönelik Ar-Ge faaliyetlerinin yapıldığı mekânları, Ar-Ge'ye Dayalı Üretim Faaliyetleri: Bölgede faaliyet gösteren girişimcilerin tümünün bu Bölgede gerçekleştirdikleri Ar-Ge faaliyetlerinin sonucunda ortaya çıkan özgün süreç, hizmet, yöntem, üretim tekniği, faydalı araç gereç, malzeme, yazılım, ürün ve sistemlerin Bölge içersinde yer alan üretim birimlerinde ticari ürün haline getirilmesi, üretilmesi faaliyetlerini, Ar-Ge Personeli: Ar-Ge faaliyetlerinde çalışan, alanında uzman Araştırmacı Personel, Yazılımcı Personel ile nitelikli destek personeli ve Ar-Ge faaliyetlerinin bilimsel ve teknik yanlarının planlanıp yönetilmesi, izlenip değerlendirilmesi ve desteklenmesi ile uğraşan personeldir. Bu tanım, yüksek lisans ve doktora eğitimi veren enstitülerin öğrencilerini, fakültelerin 3. veya 4. sınıfında okuyan öğrenciler ile 2 yıllık Yüksek Okulların 2. sınıfında okuyan öğrencileri de kapsar, Araştırmacı Personel: Bölgede yer alan faaliyetlerde hizmetine ihtiyaç duyulan üniversitelerde/yüksek teknoloji enstitülerinde çalışan konusunda uzman akademik personeli ve kamu kurum ve kuruluşlarına ait araştırma merkez ve enstitülerinde çalışan en az yüksek lisans derecesine sahip konusunda uzman personeli,ifade eder. 1.5. Bölgenin Adı, Yerleşimi ve Genel Özellikler Madde 6- Bölgenin adı, Namık Kemal Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi ve kısa adı ile Namık Kemal Üniversitesi Teknokent (NKÜTEK)’idir. Bölgenin Yönetici Şirketinin unvanı Namık Kemal Üniversitesi Teknokent Yönetici A.Ş.’dir. Namık Kemal Üniversitesi Teknokent Yönetici A.Ş.04.07.2011 tarih ve 27984 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 15.06.2011 tarihli ve 1968 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 04.07.2011 tarih ve 27984 sayılı (2.Mükerrer) Resmi Gazete’de yayımlanması ile T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü’nün onayı ile kurulmuş, tüzel kişiliği Tekirdağ Ticaret Sicil Memurluğu'nun 30.05.2012 tarih, 8354 sicil no’su ile tescil ve 06.06.2012 tarih ve 8084 Sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edilmiştir, 1.6. Bölgenin Kuruluş Amacı Madde 7- Bölgenin kuruluş amacı, Üniversite, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliği sağlanarak, ülke sanayinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması maksadıyla teknolojik bilgi üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirmek, ürün kalitesini ve standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknolojik bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek, tasarım kalitesini yükseltmek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlamak, teknoloji yoğun alanlarda yatırım olanakları yaratmak, araştırmacı ve vasıflı kişilere iş imkânı yaratmak, teknoloji transferine yardımcı olmak ve yüksek/ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak, Ar-Ge yeteneği ve geleneğine sahip uluslararası firmaların Bölgede Ar-Ge yapabilmeleri için gerekli teknolojik altyapıyı sağlamaktır. Bölge bünyesindeki Girişimciler Bölgede Kanun ve Yönetmeliklerde belirtilen amaçlar dışında başka bir amaca yönelik faaliyette bulunamazlar-. 2.1. Yönetici Şirketin Özellikleri: Madde 8- Bölgenin yönetimi ve işletilmesinden sorumlu Yönetici Şirket, anonim şirket şeklinde kurulmuş olup, yönetim kurulu ile yönetilmektedir. Ayrıca şirketin hizmetlerini etkin bir şekilde yürütebilmesi için Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan bir icra kurulu ve bölgede yer alacak girişimcilerin seçiminde de değerlendirme ve hakemlik yapacak bir danışma kurulu bulunmaktadır. Yönetici Şirket, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin tabi olduğu kanun, yönetmelik, tebliğ, genelge ve benzeri tüm yasal düzenlemelere uymakla yükümlüdür. 2.2. Yönetici Şirketin Görevleri Madde 9- Yönetici Şirket, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği uyarınca Kanun ve Yönetmelikle kendisine verilmiş olan aşağıdaki görevleri yerine getirmekle yükümlüdür; a) Bölge arazisinin kamulaştırılmasının yapılması veya yaptırılması, arazi kullanımı, yapı ve tesislerin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinlerin verilmesi ve denetlenmesi, b) Bölgenin yönetimi ve işletilmesi, c) Planlama sürecinde varsa Çevre Düzeni Planları da dikkate alınarak imar planları ve değişiklikleri, parselasyon planı ve değişikliklerinin 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmeliklerine göre yapılması ve Bakanlık onayına sunulması, d) Projelerin 3194 sayılı İmar Kanunu, yönetmelikleri, imar planı, fen, sağlık ve çevre şartları ile ilgili diğer kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine ve Türk Standartları Enstitüsü tarafından belirlenen standartlara ve teknik şartlara uygun olarak hazırlatılması, e) Bölgenin kuruluşundan hizmete geçmesine kadar geçen süreyi kapsayan genel termin planının ve ayrıca ödenek talebinde bulunmuş ise, ödeneğin kullanımına ilişkin iş programının ve termin planının da Genel Müdürlüğe verilmesi, f) 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca gerekli işlemlerin yapılması, g) Bölgede atık su, atık su alt yapı tesisleri, katı atık, toprak kirliliği, gürültü ve hava kirliliği, tehlikeli tıbbi atık, radyoaktif madde ve tehlikeli kimyasalların yönetimi, yangından korunma ve yangın söndürme sistemi ile doğal tehlikeleri kapsayan konularda ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyon içinde çalışarak ve ilgili mevzuatlar çerçevesinde gerekli önlemlerin alınması, ğ)Bölgenin yönetimi ve işletilmesi, Bölgede yer alacak girişimci başvuruları ile Bölgede yer alan girişimcilerce yürütülecek her bir yeni Ar-Ge veya tasarım projesinin değerlendirilmesi, uygun görülenlere yer tahsisinin yapılması, teknolojik ürünün üretilmesine izin veren Kanunun 8 inci maddesinin uygulanması, Yönetmeliğe uygun kira kontratlarının düzenlenmesi, Ar-Ge veya tasarım personelinin Bölgede yürütülen Ar-Ge veya tasarım projesi kapsamında ya da Ar-Ge veya tasarım personelinin yüksek lisans veya doktora eğitimi kapsamında Bölge dışında geçirilecek sürelerin onay işlemi, projelerin, girişimcilerin ve ücreti gelir vergisinden istisna tutulacak personelin izlenmesi, girişimcilerin Bölgeden çıkarılması gibi hususlar dahil Bölgede yürütülecek tüm faaliyet ve uygulamalara ilişkin usul ve esasları içeren ve Kanun kapsamında Bölgede yer alan tüm gerçek ve tüzel kişilerin uymakla yükümlü olduğu Bölge İşletme Yönergesinin Kanun ve bu Yönetmeliğe uygun olarak hazırlanması ve bir kopyasının yönetici şirket kuruluşunun Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmasını takiben en fazla üç ay içerisinde veya mevcut yönergede herhangi bir değişiklik yapılması halinde en fazla 1 ay içerisinde Genel Müdürlüğe iletilmesi, h) Bölgede yangın tehlikelerine ve doğal tehlikelere karşı girişimcilerin kiraladığı tüm bina sigortalarının yaptırılması, i) Bölgenin, Üniversite bünyesinde bulunan itfaiye araç ve gereçlerinden yararlandırılması, Üniversite imkânları yetersiz ise, yeterli sayıda itfaiye araç ve gereçlerinin hazır bulundurulmasının sağlanması, j) Bölge için gerekli olan temizlik, elektrik, içme ve kullanma suyu, doğal gaz ve akaryakıt, ısıtma ve havalandırma, dağıtım şebekeleri, kanalizasyon, atık su, Bölge içi yollar, ses ve veri iletişimi, internet hizmetleri ve diğer hizmetlerin sağlanması ve kesintisiz olarak sürmesi için gerekli önlemlerin alınması, çalışma esaslarının belirlenmesi, fiyatlandırmaların ve hesaplamaların yapılması ve uygulanması, her türlü bakım ve onarımın yapılması, alt ve üst yapılara zarar verenlerin tespiti ile zararların tazmininin sağlanması, k) Bölgede yer almak isteyen kurum, kuruluş ve Girişimci taleplerinin değerlendirilmesi ve uygun bulunanlara yer tahsisinin yapılması, l) Bölge İşletme Yönergesinin hazırlanarak bir kopyasının Genel Müdürlüğe verilmesi, m) Bölgede yer alan Girişimcilerin Üniversite ve Ar-Ge merkez ve enstitülerinin olanak ve birikimlerinden yararlanma yönündeki taleplerinin ilgili birimlerle koordinasyon içerisinde karşılanması, n) Gerekli gördüğü durumlarda girişimcilerin münhasıran Bölgede yürütecekleri yazılım veya Ar-Ge projelerinin Kanunda öngörülen amaçlara uygunluğunun Bölgenin oluşturulmasında işbirliği yapılmayan üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü ya da kamu Ar-Ge merkez veya enstitüsü ile TÜBİTAK’a veya TÜBİTAK’ın belirleyeceği hakemlere onaylatılarak belgelendirilmesi, o) Bölgede istihdam edilen tüm araştırmacı, yazılımcı, Ar-Ge personelinin listesinin, Ar-Ge projelerindeki görev tanımlarının, nitelik ve çalışma sürelerinin aylık olarak belirlenerek arşivlenmesi, istenildiğinde ilgililere bildirilmesi, p) Faaliyet ve uygulamaların, Bölgenin daha etkin ve verimli işletilmesi yönündeki çalışmaların, veri, bilgi ve istatistiklerin elektronik ortamda entegre edilebilecek biçimde Genel Müdürlükçe belirlenecek formatta sunulması, q) Teknokent’in daha iyi çalışabilmesi için gerekli altyapı projelendirme ve yerleşim planları değişiklikleri, eklemeleri için önerilerde bulunmak, Genel Müdürlükten onay alınan öneriler için gerekenlerin yapılması, r) Girişimcilerin ve üçüncü şahısların Kanunun amacına aykırı faaliyetlerinin tespiti, aykırı faaliyetlerin düzeltilmesi için girişimcilerin uyarılarak belirli bir süre verilmesi ve bu süre içinde aykırı faaliyetlerini düzeltmeyen girişimcilerin Bölgeden ihraç edilmesini temin edecek gerekli önlemlerin alınması, s) Teknokent’in alt ve üstyapılarına zarar verenlerin tespit edilmesi ve bu zararların tazmininin sağlanması, t) Bakanlık tarafından gerekli görülen denetimlerde her türlü bilgi ve belgeyi denetim elemanına verilmesi, u) Yönetici Şirket, bu Yönergedeki şartlara ilave olarak Girişimci ile yaptığı kira sözleşmesinde belirtilen şartları da yerine getirmesi ile yükümlüdür. Ayrıca Yönetici Şirket, Bölge ihtiyaçları doğrultusunda Girişimcilere eğitim, inkübasyon, test, kalibrasyon ve kalite güvence ve benzeri konularda teknik hizmetler ile marka tescil, telif hakları, patent alma, şirket kuruluşu, teknoloji transferi, finansman, risk sermayesi, pazarlama ve ihracat gibi konularda danışmanlık hizmeti verilmesinin sağlanması ile Bölgede faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarla girişimcilerin ortak ihtiyaçları doğrultusunda, bunların tek başlarına almalarının veya yapmalarının mali ve teknolojik açılardan mümkün olmadığı önemli üretim, test ve kontrol alet ve makineleri ile ekipmanlarının satın alınması veya kiralanması yolları ile temin edilerek amaca dönük olarak yeni ve yüksek teknoloji Laboratuarları ve üretim birimlerinin kurulması, işletilmesi, bedeli karşılığında ilgililerin kullanımına sunulması, gerektiğinde bu hizmetlerle ilgili olarak söz konusu alet, makine ve ekipmanı kullanacak, işletmecilik faaliyetini yürütecek konusunda uzmanlaşmış deneyimli personel istihdamı, bu konularla ilgili kişi ve kuruluşlarla gerekli işbirliği ve koordinasyonun sağlanması faaliyetlerinde de bulunabilir. 3.BÖLGE İLE İLGİLİ ESASLAR 3.1. Bölgede Personel İstihdamı Madde 10– Yönetici Şirkette ve Bölgede yer alan faaliyetlerde yürürlükteki iş ve çalışma mevzuatına göre personel istihdam edilir. Bu Bölgelerde 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yabancı uyruklu yönetici ve vasıflı Ar-Ge personeli çalıştırılabilir. Kamu kurum ve kuruluşları ile Üniversite personelinden Bölgede yer alan faaliyetlerde araştırmacı personel olarak hizmetine ihtiyaç duyulanlar, çalıştıkları kuruluşların izni ile tam zamanlı veya yarı-zamanlı olarak çalıştırılabilirler. Bu kapsamdaki tüm uygulamalarda Kanun ve Yönetmeliğin belirlediği esaslar dikkate alınır. Öğretim Elemanlarının çalıştıkları kurumlardan izin alma esasları kurumlarca düzenlenir. Bölgede, Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Elemanlarının görevlendirilmeleri Namık Kemal Üniversitesi Rektörlüğünün belirleyeceği esaslar çerçevesinde yapılır. Girişimcilerin kurum onayından sonra birlikte çalışacakları öğretim elemanı ile yapılacak işin tanımı, süresi, ödenecek ücret gibi hususları içeren bir sözleşme yapmaları ve sözleşmenin bir kopyasını Yönetici Şirkete iletmeleri gerekmektedir. Sözleşmenin herhangi bir nedenle süresinden önce sona ermesi durumunda Yönetici Şirkete derhal yazılı bilgi vermelidirler. Girişimci ve öğretim elemanları arasında yapılan sözleşmeler tarafları bağlayıcı nitelikte olup doğabilecek sorunlarda kurum ve Yönetici Şirketin hak ve sorumluluğu yoktur. Kanun ile getirilen vergi muafiyetinden yararlanılabilmesi için öğretim elemanlarına yapılan ödemelerin vergi usul ve iş kanunlarında tanımlandığı gibi ücret kapsamında olmalıdır ve sözleşme süresince öğretim elemanı Girişimci bordrosunda yer almalıdır, yapılacak tüm ödemeler bordroda gösterilmelidir. Girişimcilerin Bölge kapsamında istihdam edeceği her nevi personel nedeniyle doğabilecek her türlü sorumluluk girişimcilere aittir. Girişimci personeli Bölge dahilinde güvenlikle ilgili her türlü uyarıya uyacaktır. Girişimci personelinin uygunsuz davranışlarından Girişimci de sorumlu tutulacaktır. Girişimcinin çalıştırdığı Ar-Ge personelinin Bölgede çalışıp çalışmadığı Namık Kemal Üniversitesi Teknokent Yönetici A.Ş. tarafından Teknokent’e giren-çıkan kişilerin kayıtları esas alınarak denetlenecektir. Görevi gereği ofis dışında faaliyet gösteren personel, Yönetici Şirket tarafından belirlenecek oran dahilinde çalışma saatlerini Bölgede geçirmek zorundadır. 3.2. Bölge Arazisi Madde 11- Bölge, Namık Kemal Üniversitesi yerleşkesi içerisinde Mülkiyeti Namık Kemal Üniversitesi Rektörlüğüne ait olan ve Namık Kemal Üniversitesi Merkez kampüsü içersinde 14.132 m²’lik ve Hazine arazisine aitve Hazineye ait Çorlu Mühendislik Fakültesinde 24.943 m²’lik alan içerisinde 1.200 m²’lik binadan oluşan toplam 39.075 m²’lik, alandır. 3.3. Bölge İçi İmar Planları Madde 12- Bölge içi imar planları ve imar planı değişiklikleri, varsa üst ölçekli plan kararlarına ve 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olarak Bölgenin Yönetici Şirketince hazırlanır veya hazırlattırılır ve bu imar planları Bakanlık tarafından onaylanarak yürürlüğe girer. Bu uygulamalar Kanun ve Yönetmelik çerçevesinde yapılır. 3.4. Bölge Arazisinin Kullanımı Madde 13- Bölge olarak tespit ve ilan edilmiş olan Namık Kemal Üniversitesi ve Hazine arazilerin ve binalarının kullanım, kullandırma, kiralama yöntem ve kira bedelleri Yönetici Şirket ve Namık Kemal Üniversitesi arasında yapılacak protokoller ile belirlenir. Bölge olarak belirlenen arazinin Kanunun amaçları çerçevesinde kullanılması esas olmakla birlikte; Yönetici Şirket Bölgede akademik, ekonomik ve sosyal yapının oluşturulmasını sağlamak amacıyla; Bölgenin toplam yapılaşma hakkının %30’unu aşmayacak kesimi üzerinde Bölge amaçları doğrultusunda gerçekleştirilecek faaliyetlere etkinlik getirmek ve Bölgenin ihtiyaç duyduğu ekonomik, sosyal ve kültürel altyapıyı yaratmak üzere gerekli bina ve tesisleri kurabilir, işletebilir veya kiraya verebilir. Ancak Bölge gayrimenkullerinin satışı yapılamaz. 3.5. Parselasyon Veya Alan Tahsisi Planları Hazırlama Esasları Madde 14– Parselasyon veya alan tahsisi planları kesinleşmiş uygulama imar planına göre Yönetici Şirketçe hazırlanır, Bakanlık tarafından onaylanarak yürürlüğe girer. Yapı adalarında harita koordinatları üzerinden alan tahsisi yapılır ve binalar için üst hakkı tesis edilir. Üst hakları ve yapılaşma koşulları köşe koordinatları üzerinde tahsis edilen alanlara göre belirlenir 3.6. Ruhsat ve İzinler Madde 15- Bölgede inşa edilecek yapılar için gerekli projeler Yönetici Şirket tarafından belirlenecek esaslar çerçevesinde Yönetici Şirket ve/veya Girişimciler tarafından hazırlattırılır ve Yönetici Şirketin onayına sunulur. Bu yapılara ait ruhsat ve gerekli izinler 3194 sayılı İmar Kanununun ilgili hükümleri uyarınca Yönetici Şirket tarafından verilir ve denetlenir. 3.7. Diğer Hususlar Madde 16- Bu yönergede yer almayan yapılaşma ve planlama ile ilgili hususlarda 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümleri uygulanır. 4.1. Girişimcilerin Yükümlülükleri: a) Girişimciler Kanun, Yönetmelik, Sözleşme, Bölge İşletme Yönergesi ve Yönetici Şirket tarafından yapılacak tüm düzenlemelere, taleplere ve NKÜ Kampus kurallarına uymakla yükümlüdürler. Girişimciler başvurarak ve kabul edilmeleri durumunda Yönetici şirket ile sözleşme (Kira Sözleşmesini) imzalayarak sözleşmede belirtilen şartları da kabul etmiş olurlar. Bu nedenle Girişimciler başvuru formunu doldurmadan önce Bölge, Bölgedeki faaliyetler ve bu faaliyetlerin yönetim ve denetimi ile ilgili Kanun, Yönetmelik ve Yönergeleri dikkatle okumalıdırlar. b) Başvuru formları ve ekleri eksiksiz, okunaklı ve gerçek bilgileri içerecek şekilde doldurulmalıdır. Bilgilerin noksan ve/veya yanlış olduğu sözleşmeden sonra tespit edildiği takdirde Yönetici Şirket sözleşmeyi tek taraflı feshetme yetki ve hakkına sahiptir. Ayrıca girişimcilerin yasal yükümlülüklere uymaması, yapılan hatanın/eksikliğin düzeltilmemesi veya tekrar edilmesi durumunda da Yönetici Şirket sözleşmeyi tek taraflı feshetme yetki ve hakkına sahiptir. c) Bölgeye yeni taşınacak Girişimciler kendilerine Yönetici Şirketçe bildirilen taşınma ile ilgili kurallara uymakla yükümlüdürler. Teknokent’e taşınma ve Teknokent’ten taşınma işlemleri mesai saatleri dışında veya tatil günlerinde ise Teknokent Yönetimi ile mutabakata varılan yönteme göre yapılır. Girişimciler, tır ve kamyon gibi aşırı yüklü ve riskli taşıma araçlarının Bölgeye girişi için Yönetici Şirketten önceden izin almalıdır. d) Girişimciler kiraladıkları alanda Yönetici Şirketin izni olmadan hiçbir değişiklik yapmayacak ve kiraladığı alanlar dışındaki alanları işgal etmeyecektir. Ayrıca; Girişimci, kendine kiralanan alanda yapacağı her türlü dekorasyon ve tamirat çalışmalarındaki gürültülü imalatları çalışma saatleri dışında yapacaktır. Ofis alanlarının iç dekorasyonu binanın ana taşıyıcı yapısına zarar vermemek şartı ile Girişimcilere ait olup bu işler için hazırlanacak gerekli projeler ile Yönetici Şirketten onay alınacaktır. Girişimciler kiraladıkları alan ve ortak kullanım alanlarında sebep oldukları hasarları gidermekle yükümlüdürler. Kiraladıkları alanın bakımından da kendileri sorumludur. e) Yönetici şirketçe belirlenmiş format dışında herhangi bir tanıtım aracı (reklâm, afiş, pano, tabela) kullanılması Yönetici Şirketin onayı ile mümkün olabilir. f) Girişimciler çevre temizliği, çöp toplama, atık giderme ve tehlikeli atıkların kontrolü konusunda Yönetici Şirketçe belirlenmiş esaslara uymakla yükümlüdürler. g) Girişimci kendisine tahsis edilmiş alanlardaki tüm güvenlik önlemlerini alacaktır. Yönetici Şirket tarafından önerilen ek güvenlik sistemlerine de uymakla yükümlüdür. h) Girişimci, güvenlikle ilgili yapılacak olan kontrol, arama veya denetleme çalışmalarına, kendi işi ile ilgili gizlilik hakkı gözetilmek kaydıyla yardımcı olacaktır. i) Girişimciler işyerlerinde araştırma amacı dışında tehlikeli madde bulunduramazlar. Bu tür malzeme ile çalışmak zorunda olan Girişimciler Yönetici Şirkete haber vermek ve her türlü emniyet tedbirini almak zorundadırlar. j) Girişimci personeli, kendi kontrolü altındaki alanlarda ve ortak kullanım alanlarında (özel olarak ayrılmış alanlar hariç) “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun” ile getirilen kısıtlamalara tabi olacaktır. k) Ziyaretçiler hafta içi 8.30–17.30 saatleri arasında girişteki müracaat masasından ziyaretçi kartı alarak Girişimcileri ziyaret edebilirler. Bu günler ve saatler dışındaki ziyaretçiler ziyaret ettikleri Girişimciden bir kişinin refakatinde işyerlerine girebilirler. l) Girişimci personelinin özel araç park yeri hakkı Yönetici Şirket tarafından girişimcinin ihtiyaçları değerlendirilerek belirlenecektir. m) Kabul edilen Girişimcilerin Kanun kapsamında faaliyet gösterebilmeleri ve Kanunda tanımlanan haklardan yararlanabilmeleri için Girişimcilerin Bölgedeki birimlerinin Vergi Usul Kanununun 156. Maddesinde tanımlandığı gibi işyeri niteliğinde olmalı ve Bölgede çalışacak muafiyet kapsamındaki tüm personelin SSK kayıtlarında işyeri olarak Bölgedeki birim gözükmelidir. n) Yönetici Şirket Yönetim Kurulunun Bölgeye kabul edilmesine karar verdiği girişimciler ile Yönetici Şirket arasında Teknokent Kira Sözleşmesi imzalanır. Ayrıca girişimci Yönetici Şirket tarafından istenilen tüm bilgi ve belgeleri doğru, eksiksiz ve zamanında sunmasına dair Girişimci Taahhütname Formunu kira sözleşmesi yapılması esnasında imzalar. o) Girişimcilerin, Ar-Ge’ye dayalı üretim faaliyetlerinden elde ettiği kazançlarının, gelir ve kurumlar vergisinden müstesna tutulabilmesi için Maliye Bakanlığı’na (Vergi Dairesine) başvuruda bulunması ve bu başvuruda Yönetici Şirketten aldığı bir faaliyet onay belgesini teslim etmesi gerekmektedir. p) Girişimciler, Uygulama Yönetmeliğin 4. maddesindeki tanımlara uygun olarak Bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personelinin bu görevleri ile ilgili ücretlerinin her türlü vergiden istisna edilebilmesi için, bu personelinin listesini, Ar-Ge projelerindeki görev tanımlarını, nitelik ve çalışma sürelerini ve de Ar-Ge ve Ar-Ge harici çalıştıracağı personel listesini Yönetici Şirket tarafından hazırlanan forma uygun olarak bölgede faaliyet göstermeye başladığı ilk 10 gün içerisinde ve faaliyete devam ettiği her ayın ilk 10 günü içerisinde doldurularak Yönetici Şirkete teslim edecek ve Namık Kemal Üniversitesi Teknokent Yönetici A.Ş. tarafından onaylanmış bu listelerle Maliye Bakanlığı’na beyanda bulunacaktır. q) Girişimciler, Yönetici Şirket tarafından hazırlanan forma uygun olarak beyan ettiği Ar-Ge ve yazılım projelerinde çalıştırdığı personelin diploma fotokopilerini veya hala öğrenci konumunda olanların transcriptlerini bölgede faaliyet göstermeye başladığı ilk 10 gün içerisinde Yönetici Şirket’e teslim etmekle yükümlüdür. Girişimciler, aylık olarak beyan edeceği personelde bir değişiklik olması durumunda ilgili aya dair değişikleri içeren diploma veya transcriptleri takip eden ayın ilk 10 günü içerisinde Yönetici Şirkete teslim edecektir. r) Girişimciler, Yönetici Şirket tarafından hazırlanan forma uygun olarak beyan ettiği SSK’ya tabi olarak çalıştırdığı personele ait Aylık SSK bildirgelerinin bir kopyasını Yönetici Şirket’e teslim etmekle yükümlüdür. s) Girişimciler, Yönetici Şirket tarafından hazırlanan forma uygun olarak, belirttiği Ar-Ge projesine ait bilgileri aylık olarak takip eden ayın ilk on günü içersinde Yönetici Şirkete vermekten sorumludur. t) Girişimciler, aylık dönem içerisinde; -Firma Bilgilerinde ve iştigal konusunda, -Başlıca Ar-Ge/Yazılım Projesi konularında -Yürütmekte Olduğu Ar-Ge/Yazılım Projelerinde -Girişimciler tarafından doldurulan belgeler ve eklerindeki bilgilerde ortaya çıkan değişiklikler ve yeni başlatılan Ar-Ge/Yazılım Projesi faaliyetlerini, takip eden ayın ilk 10 günü içersinde Yönetici Şirkete sunmaktan sorumludur. Girişimcilerin, bu konudaki gecikmelerinden dolayı oluşacak hak kayıplarından Yönetici Şirketin sorumluluğu bulunmayacaktır. Bölgeye kabul edilen tüm Girişimcilerin taşındıktan sonra 15 gün içerisinde: • SSK işyeri sicil kaydını, • Şirket imza sirküleri, • Bölge çalışma işyeri sicil kaydını, • İşyeri ikametgâh belgesi, • Sanayi /Ticaret Odası/Borsa/Esnaf Odası Kayıt Belgesi • 4691 sayılı yasanın getirdiği muafiyetlerden faydalanacak personel bilgi formlarını (özgeçmiş, görev tanımı, işe başlama tarihi, 4 aylık SSK bildirimlerinin bir kopyasını ve varsa daha önce 4691 sayılı kanundan faydalanarak çalıştığı toplam çalışma süresini içerecek şekilde tanzim edilmiş) Yönetici Şirkete vermeleri gerekmektedir. Yürürlükteki iş ve çalışma mevzuatına uygun olarak istihdam edilmeyen personel Kanunun getirdiği muafiyetlerden faydalanamaz. u) Girişimciler ; Bakanlık, Genel Müdürlük ve Maliye Bakanlığına iletmek amacı ile kanunda belirtilen amaca uygun olarak faaliyet göstermek ve yürüttüğü faaliyetlere yönelik Yönetici Şirket tarafından talep edilen her türlü veri, istatistik ve belgeyi doğru, eksiksiz, istenilen formatta ve zamanında sunmakla ve bu yönde yapılacak her türlü izleme ve denetim faaliyetlerine destek vermekle yükümlüdür. Girişimci, kira sözleşmesi ve bu yönergede belirtilen raporları Yönetici Şirketin belirlediği süre içinde istenilen biçimde teslim edecektir. Girişimcilerin vermekle yükümlü olduğu formlar uygun olduğunda Internet üzerinden doldurulabilecektir. Ayrıca; Girişimciler kiraladığı alanda Bakanlık, Genel Müdürlük ve Yönetici Şirket tarafından yapılacak/yaptırılacak her türlü kontrol, inceleme ve denetlemeye izin vermek ve kolaylık sağlamakla yükümlüdür. v) Bölgedeki faaliyetler Yönetici Şirket tarafından izlenecek, Yönetici Şirketin gerekli gördüğü durumlarda Bölgede yürütülen faaliyetlerin Kanunda öngörülen amaçlara uygunluğunun, Bölge oluşturulmasında işbirliği yapılmayan Üniversite, ya da kamu Ar-Ge merkez veya enstitüsü ile Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)'a veya TÜBİTAK'ın belirleyeceği hakemlere onaylatılarak belgelendirilmesi istenebilecektir. w) Girişimciler kullandıklara alana ait kira, elektrik, su, telefon, ısıtma/soğutma, faks vb. giderlerini ödemekle yükümlüdürler. Girişimciler ayrıca ortak kullanım alanlarının giderleri ile hizmet giderleri için kullandıkları alanın metrekaresine göre tespit edilmiş ücretleri öderler. x) 4691 Sayılı Kanun, Uygulama Yönetmeliği, İşletme Yönergesi, Yönetici Şirket talimatları ve diğer mevzuat ve kurallara uymayan ve yazılı uyarıya rağmen durumunu düzeltmeyen girişimcilerin sözleşmeleri Yönetici Şirketçe feshedilebileceği ve yer tahsisleri iptal edilebileceği gibi başka hukuki yaptırımlar uygulanması da söz konusu olabilecektir. y) Ar-Ge çalışması yapmasa da Teknokent’teki girişimcilere destek olacak faaliyetlerde bulunan destek şirketleri (banka, hukuk danışmanlığı, yatırım danışmanlığı, marka ve patent danışmanlığı, kargo, kafeterya ve KOSGEB-TEKMER vb. özel ve kamu sektörü organizasyonları) Teknokent’e kabul edilebilecektir. z) Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren girişimcilerin bölgede seri üretim yapmalarına izin verilmez. Girişimciler, ancak Ar-Ge konusunu oluşturan ürün veya proje ile ilgili (tümünü Bölgede gerçekleştirdikleri Ar-Ge faaliyetlerinin sonucunda ortaya çıkan özgün süreç, hizmet, yöntem, üretim tekniği, faydalı araç gereç, malzeme, yazılım, ürün ve sistemlerin ticari ürün haline getirilmesi amacıyla) prototip üretimi ile pilot üretim faaliyetlerini gerçekleştirebilirler. Bölgede faaliyet gösteren girişimcilerin, yeni ve yüksek teknolojilere dayalı üretim faaliyetlerine izin verilebilir. Bu birimlerin Teknokent’teki diğer girişimcilere ve çevreye zarar vermeyecek yapı ve büyüklükte olması zorunludur. 4.2. Girişimcilere Bina ve/veya Arazi Tahsis Yöntemleri Madde 19- Bölgeye kabul edilen girişimcilerin Bölgede faaliyette bulunabilmeleri iki şekilde olabilir: 1- Daha geniş ve/veya özellikli bir bina ve/veya alana ihtiyaç duyan girişimciler, “yap-kullan-devret” modeline benzer bir yapı içersinde Bölge içinde faaliyet yapacakları bina için gerekli araziyi kiralayarak, binasını kendileri inşa edip belli bir kullanım süresi sonunda devretmek şartıyla kullanabilirler. 2- Yönetici Şirket tarafından inşa edilmiş bürolardan birini kiralayarak kullanabilirler. Yap-kullan-devret modeli çerçevesinde Bölgede yer almak isteyen Girişimciler Yönetici Şirket tarafından belirlenecek mimari esaslar dâhilinde mimari projelerini hazırlatıp onay alarak binalarını inşa edeceklerdir. Yap-işlet-devret modelini seçen Girişimci, içinde bölünebilir ofis birimlerinin bulunduğu Ar-Ge binalarının inşaatını gerçekleştirip işletme döneminde, ihtiyacı fazlası olan birimleri Yönetici Şirketçe Bölgeye kabul edilmiş olan diğer Girişimcilere Bölgede uygulanan kira bedelleri üzerinden kiraya verebilecektir. 4.3. Bölgede Yer Alacak Kurum ve Kuruluşlar İle Girişimcilere Verilecek Hizmetler Madde 20- Bölgede sunulan hizmetler, Bölgenin amaçları ve Girişimcilerin talepleri doğrultusunda oluşturulur. Girişimciler tarafından Bölgede karşılanması beklenen taleplerin başında Ar-Ge çalışmalarının yürütülebileceği, fiziksel ve sosyal çevre gelmektedir. Bölgenin fiziksel ve sosyal yapısını ise burada sunulacak olan hizmetler belirleyecektir. Bölgede, Girişimciler tarafından yeni ürün geliştirmeye yönelik çalışmaların yanı sıra üretim sürecini geliştirmeye yönelik Ar-Ge çalışmaları da yürütülecektir. Girişimciler firma yapısı ve büyüklüğü, faaliyet alanı ve yürütecekleri Ar-Ge çalışmaları açısından farklılıklar göstereceklerinden dolayı talepleri de farklı olacaktır. Bölgede Üniversitenin insan ve fiziki altyapısı kullanılarak sunulacak olan hizmetler/ürünler Girişimcilerin farklılıklarından doğan taleplere cevap verebilecek geniş bir yelpaze içerisinde belirlenmiştir. Ayrıca şirket kendisi tarafından verilmeyen fakat dışarıdan ihale yoluyla satın alınan hizmetlerin, Girişimcilerin taleplerini ve beklentilerini ne oranda karşıladığını izler ve sunulan hizmetlerin kalitesini bünyesinde oluşturacağı birimler aracılığıyla denetler. Yönetici şirket tarafından karşılanamayan ve dışarıdan ihale yoluyla satın alınan hizmetler için de denetim sorumluluğu Yönetici Şirkete aittir. 4.4.Verilecek Hizmetlerden bazıları aşağıdaki gibidir; a) Girişimciler ve Üniversite arasında teknoloji transferinin gerçekleştirilmesi, b) Girişimcilerin yaptıracakları testlerde, prototip oluşturmada, ortak yürütülen projelerde teknik destek, danışmanlık sağlanması, c) Kalite Kontrol yapılması ve sertifika verilmesi, d) Girişimciler ve Üniversite arasında bilgi akışını sağlayan bir ağ oluşturulması ve ortak projelere imkân tanınması, e) Çeşitli konularda eğitim amaçlı toplantılar, seminerler düzenlenmesi, çalışma grupları oluşturulması; Pazarlama ve ihracat, idari yapılanma, yönetim ve organizasyon, finansman ve risk sermayesi olanaklarının vb. araştırılması ve Girişimcilerin bu konuda bilgilendirilerek bu olanaklardan yararlanmalarının sağlanması, f) Ortak yararlanılacak hizmetler; • Kafeterya, Çay ocağı • Toplantı salonları, • Dinlenme ve bekleme salonları, • Spor ve sağlık hizmetleri • Sekretarya (fotokopi/faks/telefon), • Binaların iç ve dış güvenlik hizmetleri, • Yangın ve güvenlik alarmı, söndürme araç ve cihazları yerleştirilmesi ve bakımı, vb. olarak adlandırılabilir. Bu etkinlikleri gerçekleştirmek ve desteklemek için verilen hizmetler ise aşağıda anlatılmıştır: 4.4.1. Arsa ve/veya Ofis gelişimi Yönetici Şirket, firma yapısı ve büyüklüğü, faaliyet alanı ve Ar-Ge çalışmaları açısından farklılıklar gösteren Girişimcilere farklı seçenekler sunarak, onların bu alandaki taleplerini karşılamakla yükümlüdür. Ayrıca Bölge içinde seminer, konferans, panel, kongre, Ar-Ge fuarı ve yazılım pazarı gibi sosyal, kültürel ve bilimsel etkinlikler düzenlenmesine imkân sağlayacak bina ve tesislerin inşa edilmesi ya da uygun başka binalardan kira yoluyla yararlanılması Yönetici şirketin görevleri arasındadır. 4.4.2. Bölgeyi canlandıracak, çekici kılacak bilimsel ve sosyal etkinlikler Bölgede düzenlenecek seminer, konferans, panel, kongre Ar-Ge fuarı ve yazılım pazarı gibi etkinlikler Bölgeyi canlandıracak ve çekici kılacaktır. Ayrıca yerleşke içersinde düzenlenen sosyal, kültürel ve bilimsel etkinlikler ile Girişimcilerin katılabilecekleri diğer Üniversite etkinlikleri de Bölgeyi cazip kılacak etkinliklerdir. 4.4.3. Danışmanlık Hizmetleri Mali ve hukuk danışmanlıkları, Patent ve Marka Tescil ofisleri özellikle küçük ve orta ölçekli firmaların gelişimleri açısından önem taşımaktadır. Dolayısıyla, Yönetici Şirket Bölgenin gelişmesine paralel olarak bünyesinde hukuk danışmanlığı ile mali danışmanlık birimleri Patent Bilgi Ofisi oluşturulacaktır. Ayrıca Girişimcilerin ihracat potansiyelini, dolayısıyla uluslararası pazarda rekabet gücünü arttırmak amacıyla birçok danışmanlık hizmetleri alınacaktır. 4.4.4. Altyapı Hizmetleri Altyapı hizmetleri; Başta internet ve telefon ağı gibi iletişim hizmetleri olmak üzere, su, elektrik, ısıtma/soğutma hizmetleri sunulması Yönetici Şirket tarafından karşılanır. Girişimcilerin, internet hizmetlerini istedikleri servis sağlayıcısından almalarına izin verilebilir. Yönetici Şirket tarafından karşılanan bu hizmetlerin giderleri, rayiç bedel ya da tarife üzerinden kiracılardan tahsil edilir. Ayrıca, ortak alanların işletme ve hizmet giderleri de girişimcilerden kullandıkları alanla orantılı şekilde tahsil edilir. Ortak kullanım alanlarında meydana gelebilecek ısınma, elektrik ve su sistemindeki arızalar Yönetici Şirket tarafından istihdam edilecek personelle giderilir. Yönetici Şirket, talep üzerine ve ücret karşılığı bu konuda girişimcilere teknik destek sağlayabilir. Yeşil alan ve otopark olarak ayrılan alanların bakımı Yönetici Şirket tarafından yapılır. 4.4.5. Bakım – Onarım Hizmetleri Bölge binalarındaki ortak kullanım alanlarında meydana gelebilecek ısınma, elektrik ve su sistemindeki arızalar Yönetici Şirket tarafından istihdam edilecek personelle giderilir. İstendiğinde Yönetici Şirket, Girişimcilere ücreti karşılığı bu konularda teknik destek sağlayacaktır. 4.4.6. Çevre düzenleme Bölgede yeşil alan ve otopark olarak ayrılan alanların bakımı Yönetici Şirket tarafından yapılır. Bölge binalarının iç ve dış güvenliği Yönetici Şirket tarafından sağlanır. Yönetici Şirket, Bölge binaları içerisinde yer alan ortak kullanım alanlarının temizliğinden sorumludur. Girişimciler ise kiraladıkları mekanların güvenliğinden ve temizliğinden sorumludurlar. Ayrıca, ortak alanların ve binanın temizliği ile çevre bakımı için yapılan giderlerle bina güvenliği için alınan önlemlere ilişkin giderlere, girişimcilerin alanı oranında belirlenecek aidatla katılırlar. 4.4.9. Kafeterya ve restoran işletmeciliği Bölgeyi canlandıracak sosyal hizmetlerin en önemlilerinden biri olan ve Bölgede Girişimci olma yönündeki taleplerin artmasında etkili olacak hizmetlerin başında gelen restoran ve kafeteryalar, belirlenen firma veya kişilere kiralanarak işletilecektir. Restoran ve kafeteryalar, İdare Binası içersinde yer alacaktır. Bahsedilen restoran ve kafeteryalar işletmeye açılana kadar Girişimciler Bölgemizin 1. Şubesi NKÜ Kampus ve 2. Şubesi Çorlu Mühendislik Fakülte içerisindeki Kafeterya’dan belirlenen kurallar çerçevesinde, ücreti karşılığı faydalanacaklardır. 4.4.10. Yangın alarm ve söndürme sistemi Tüm Bölge arazi ve binalarında yangın alarm ve söndürme araç ve cihazları mimari projelerde belirtilen yerlere Yönetici Şirket tarafından temin edilerek yerleştirilir ve devamlı bakımları yaptırılır. 4.4.11. Sosyal ve kültürel hizmetler Girişimci çalışanları, Üniversitenin sağladığı ve kendi personeli ve öğrencilerine açık olan sosyal ve kültürel hizmetlerden talep üzerine Üniversite izni ve yönetimce belirlenecek ücret karşılığı yararlanabileceklerdir. NKÜ Mediko-Sosyal birimi Girişimci çalışanlarına acil durumlar için sağlık hizmeti verecektir. 4.4.12. Girişimcilerin talepleri doğrultusunda sunulacak diğer hizmetler Girişimcilerin talepleri sonucu ve/veya zamanla ortaya çıkabilecek diğer ihtiyaç ve hizmetler de, imkânlar ölçüsünde ve ücret karşılığı Yönetici Şirket tarafından karşılanır. 5.BÖLGENİN YÖNETİMİ VE DENETİMİ 5.1. Bölgenin Yönetimi Madde 21- 4691 Sayılı Kanunun.5.maddesi ve Uygulama Yönetmeliği m.13. maddesi uyarınca Namık Kemal Üniversitesi Teknokent’in yönetimi ve işletme sorumluluğu, Namık Kemal Üniversitesi Teknokent Yönetici Anonim Şirketine aittir. Yönetici Şirketin iç denetimi de, esas sözleşmesi gereğince seçilen denetçiler tarafından şirket genel kurulu adına yürütülür. 5.2. Bölgenin Denetimi 5.2.1. Bölgenin Bakanlıkça Denetimi Madde 22- Bakanlığın denetim yetkilerine ilişkin esaslar: c) Bu sürenin sonunda, Yönetici Şirketin, amacın gerçekleştirilmesinde yeterli olmayacağının anlaşılması durumunda Bakanlık, görevli mahkemeye başvurarak Yönetici Şirketin faaliyetinin durdurulmasını veya feshini isteyebilir. Yönetici Şirketin feshi halinde, şirket ve yöneticileri hak ve yükümlülükleri ile sorumlulukları saklı kalmak kaydıyla, Bakanlık, Yönetici Şirketin mülkiyetinde olan Bölgeye ait araziyi ve üzerindeki taşınmazları kamulaştırır ve Bölgenin yönetimini başka bir Yönetici Şirkete verebilir. 5.2.2. Mali Denetim Madde 23- Kanun kapsamında sağlanan muafiyetlerden yararlanacak olan Yönetici Şirket, Girişimciler, araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personeli ile vergi indiriminden yararlanacak olan sponsor firmaların denetlenmesi Maliye Bakanlığı’nca yürütülür. Madde 24- Namık Kemal Üniversitesi Teknokent Yönetici Anonim Şirketi tarafından hazırlanan bu Yönerge Genel Müdürlüğün onayından sonra yürürlüğe girer.“Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu” ve “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği”nde yapılacak değişiklikler ve gelişen şartların ortaya çıkaracağı ihtiyaçlar doğrultusunda Namık Kemal Üniversitesi Teknokent Yönetici A.Ş. bu yönergede istediği zaman değişiklik yapmak hakkına sahiptir. Girişimciler, bu yönergede ileride yapılacak her türlü değişikliği peşinen kabul etmiş sayılır. Madde 25- Bu yönerge hükümlerini Yönetici Şirket yürütür ve yönerge, Haziran 2012 tarihinde yürürlüğe girer. NKÜ Teknopark A.Ş.
allenai/c4/00000/679
HDP Eş Genel Başkanı Buldan, Van'da konuştu haberi, haberleri HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Kayyumlar, kadın merkezlerimizi, kadın sığınma evlerimizi, ilk adım istasyonlarımızı, 'alo şiddet' hatlarımızı kapattı. Kadınların rahat nefes alabileceği bir mekan bırakılmadı" dedi. Van'da,... Van'da, HDP Kadın Meclisi tarafından bir otelde 'Kadın Özgürlükçü Yerel Yönetimlerin gaspı. Kayyum raporu' konulu toplantı düzenlendi. Toplantıya, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, HDP Van Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayı Bedia Özgökçe Ertan, il ve ilçe belediye eş başkan adayları ile kadınlar katıldı. ​HDP Eş Genel Başkanı Buldan, burada yaptığı konuşmanın başında HDP Milletvekili Leyla Güven’in açlık grevini sürdüğünü hatırlattı, "Biz kadınlar, bu talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz ve bedeli ne olursa olsun hep birlikte kazanacağız" dedi. "Bakın kadın eş başkanlarımızı görevden alarak, tutuklayarak, yerlerine haksız ve hukuksuz bir şekilde kayyum atayarak, belediyelerimizi gasbederek, halkı, kadınları susturabileceklerini sandılar. Buradan Sayın Gülten Kışanak, Mukaddes Kubilay, Diba Keskin ve Nurhayat Altun şahsında tutuklu bütün kadın belediye eş başkanlarımıza kucak dolusu selam ve sevgilerimizi gönderiyorum. Tarih boyunca erkek egemen iktidarlar varlıklarını, iktidarlarını koruyabilmek için cinsiyetçi, militarist ve faşist politikalardan beslenmişlerdir. Bu iktidarların en büyük korkusu ise kadın örgütlülüğü olmuştur. Ancak şunu unutmasınlar ki, bu tarih aynı zamanda direnen, mücadele eden kadınların tarihidir. İşte bunun için biz kadınlardan korkuyorlar." "Kentlerimizi kadın dostu kentlere dönüştürmek için çalıştık, Kadın politikaları daire başkanlıkları, kadın istihdam merkezleri kurduk, alo şiddet hatları açtık. Kadın semt pazarları, kadın kooperatifleri oluşturduk. Mor marketlerde kadınların üretimleri için satış alanları yarattık. Kız yurtlarımızla, kreşlerle kadınların ihtiyaçlarını siyasetimizin merkezine koyduk. Bugün erkek devlet sisteminin tezahürü olan kayyumlar, kadın merkezlerimizi, kadın sığınma evlerimizi, ilk adım istasyonlarımızı kapatarak, şiddetin önünü açmışlardır. Kadınların rahat nefes alabileceği bir mekan bırakılmadı." Buldan, "Kayyumların kapattığı tüm kadın kurumlarımızı daha da güçlendirerek ve yaygınlaştırarak yeniden açacağız. İnancımız diridir. Ve kadınlar hep birlikte kazanacağız" diye konuştu. hdp eş genel başkanı buldan van da konuştu haber 13849627 false
allenai/c4/00000/680
 AVRUPA VE BİZ – Milli Düşünce Merkezi İlber Ortaylı’nın “Avrupa ve Biz” kitabı, biz Türklerin Avrupa ile ilişkilerini başlangıcından günümüze kadar incelemekte, batılılaşma serüvenimiz ve Avrupa ile ilişkilerimize tarihi perspektiften bakmamıza yardımcı olmaktadır. İlk müracaatımızın üstünden yarım asırdan fazla bir zaman geçmesine rağmen kamuoyumuzda Avrupa Birliğine (AB) girip giremeyeceğimiz veya AB’nin bizi birliğe alıp almayacağı konusunda yapılan tartışmalarda, AB’nin esasen “Kültürel bir […] İlber Ortaylı’nın “Avrupa ve Biz” kitabı, biz Türklerin Avrupa ile ilişkilerini başlangıcından günümüze kadar incelemekte, batılılaşma serüvenimiz ve Avrupa ile ilişkilerimize tarihi perspektiften bakmamıza yardımcı olmaktadır. İlk müracaatımızın üstünden yarım asırdan fazla bir zaman geçmesine rağmen kamuoyumuzda Avrupa Birliğine (AB) girip giremeyeceğimiz veya AB’nin bizi birliğe alıp almayacağı konusunda yapılan tartışmalarda, AB’nin esasen “Kültürel bir birlik” olduğu gözden kaçırılır. Nitekim birliğin fikir babası Papalık’tır. Yüzyıllardır birbiri ile savaşan Hıristiyan toplumlarının kendi aralarındaki savaşların, İkinci dünya savaşı ile artık son bulmuş olması arzusuna dayanır. Gene göz ardı edilen bir diğer husus, birliğe müracaatımızdan günümüze kadar geçen zaman içinde her iki taraf toplumlarında ve dünya konjonktüründe büyük değişimler olduğudur. Bu arada birlik lüzumundan fazla büyüyerek hazmetme kapasitesini aşmış, dağılma emareleri göstermeye başlamıştır. Nitekim 2016 yılında İngiltere halkının %52si, kendi tanımlamaları ile “İngiltere’yi AB’den geri alma” olarak niteledikleri, AB den ayrılma yönünde bir irade ortaya koymuştur. Bu arada incelenmesi gereken bir diğer konu da Türklerin Avrupa ile ilişkilerinin geçmişidir. İlber Ortaylı’nın yazdığı ve bu güne kadar 7.nci baskısı yapılan “Avrupa ve Biz” kitabı bu bağlamda, Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerini çok geriden başlayarak incelemektedir. Yaşanmış tarih, bize gelecek için çok önemli ipuçları verir. Ne kadar uzak geçmişi bilirsek, o kadar uzak geleceğe yön verebiliriz. Yazarın kitabın değişik bölümlerinde belirttiği görüşleri ve ilginç anekdotlar özüne dokunmadan, mümkün olduğunca kendi üslubuna sadık kalınarak, birkaç ana başlık altında özetlenerek sunulacaktır. Türk batılılaşması, adı konmadan ve üzerinde tartışılmadan zaruri sebeplerden ötürü başlamış bir süreçtir. Türkiye’nin Batı kültürü ile temasında bazen olumlu sentezler ortaya çıkabildiği gibi, bazen de yerli kurumların zedelenmesi yıkılması ve yenisi ile ikame edilememesi gibi sarsıntılar olabilmiştir. Batılılaşma adı altında gelişen değişim sürecinin tepki ve tartışmaları da beraberinde getirmesi doğaldır. Türkiye’de sağ ve sol dünya görüşleri, ekonomik ve sınıfsal bir temele değil, hayat tarzı seçimine dayanır. Toplumun bir kesimi, Batı tarzı hayatı refahla ve Doğulu kültür ve hayatı da sefaletle aynileştirerek mukayese ederdi. Her devirde Batıyı hiç bilmeden sevenler olduğu gibi nefret edenler de vardı. Türk inkilabı, 150 yıl boyunca hiçbir zaman sınıfsal kavga ile paralel gitmemiştir. Osmanlının ilk meclisinde de sınıfsal bir yapı yoktur. Bir ülke batılılaşırken mühendis batının tekniğini alır, filozof felsefesini yorumlar ve bir sürü aklı kısa kalabalık da batıda gördüğünü taklit etmeye kalkar. Türk batılılaşması, bir hesaplaşma, bir didişme meselesidir. Türkiye’de batılılaşma zorunlu idi. Bunun derecesini ise ananenin kuvveti ve aydın-bürokratın Batıyı tanıma ve bilme seviyesi tayin etti. Batılılaşma, Batıyı iyi öğrenerek yapılır. Biz ise sathi eğitim ile sathi aydın yetiştirerek, sathi hayata devam ediyoruz. Batılılaşma Dönemi Kadroları Osmanlı dönemi, modernleşmesi için kadro yetiştirmeyi ve okullaşmayı belli ölçüde başarmıştır. Cumhuriyete de önemli ölçüde miras bırakmıştır. Mülkiye, Mektebi Sultani (Galatasaray), Baytar Mektebi, Orman Mektebi, Mühendislik, Tıbbiye bu dönemde açılmıştır. Ziya Gökalp gibi bir filozof-sosyolog ve Mehmet Akif gibi bir şair, Baytar Mektebinden çıkmıştır. Birçok siyasi oluşum bu okullarda filiz vermiştir. Osmanlı memur ve zabiti, mektep yanında geniş bir coğrafyada yetişir. İmparatorluğu iyi bilen bu sınıf, kendisini Hükümdarın değil devlet ve milletin zabiti olarak görür. Bu örgütlü ve hareketli sınıf imparatorluğu gerçekten iyi bilir. Genç yaşta olgunlaşırlar. Bu nesil mutlakıyet rejimi içinde doğuyor, meşrutiyet bocalamaları içinde yürüyorlar, cumhuriyeti kurup, tek bir partiyi yönetiyorlar ve demokrasiye de geçiyorlar. Atatürk, İnönü, Fevzi Çakmak, Asım gündüz, Fethi Okyar ve diğerleri. Batı Avrupa ordularında asker ve sivil memur dediğin adamlar muhafazakardır. Ama Rusya ve Osmanlı’da bunlar devrimci ve düzen karşıtı adamlardır. Bunlar okuyorlar analiz yapıyorlar Batı ile temasa geçiyorlar. Bu toplumların en uyanık insan malzemesidir bunlar. Batılılaşma ve Eğitim Osmanlıda eğitim teşkilatlanması son derecede başarılıdır. Buralar laik okullardır. Buralarda önceleri Kuran ve din bilgisi dersleri de okutuluyor, ancak diğer derslerin ağırlığı ve önemi din derslerini ikinci plana atıyordu. Zira müspet ilimler öğrenmek zorundasınız. İşte tam bu noktada mektepliye karşı medreselinin itirazı baş gösterdi. Bu muhalefet günümüze kadar gevşemeden devam etti Tanzimat devri ileri gelenlerinin, eğer bize batılılık lazımsa onu da bizim yapmamız lazım diyerek kurdukları Galatasaray Lisesi; Türkçemizi, Türk tarihini, Türk edebiyatını ve bir Batı dilini en iyi şekilde öğreten, panzehir bir okuldur. Şimdiki maarif böyle bir okul kuramadı. İngilizce eğitim veren tüm üniversiteler birer skandaldır. Ne İngilizceyi öğreniyorlar ne Türkçeyi. Türk inkılabı teknik eğitime ve tababete daha önceleri başladığı için başarılı olmuştur. Bugün Türkiye bu iki dalda da çok öndedir. Ancak hukuk inkılabımız tamamlanamamıştır. Edebiyat, toplumun değişmesini anlatamamıştır. Keza iktisatta da kendini tamamlayamadı. Günümüzde ise, Türkiye’nin seçkin insan yetiştirme programı yok. Avrupa ile Siyasi İlişkilerimiz Haçlı seferleri ile Doğudan alınanlar Batıya (İtalya’ya ) taşınmıştır. Geleceğin Avrupası İtalya’da oluşmuştur. İtalya Avrupa’nın çekirdeğidir, hocasıdır. İtalya kültürünü bilmeyen Avrupa’yı bilmez. Maalesef Türkiye’de Batının anlaşılmadığı, İtalyan kültürünün bilinmemesinden bellidir. İtalya aslında kıtanın küçük bir modelidir. Bankacılık, gazete, borsa, ticaret odaları, muhasebe sistemi hep İtalyanların icadıdır. Gemicilik terminolojisi ve ilk bilimler akademisi de onlara aittir. Avrupa’daki kavimler 15. asırdan beri birbiri ile savaşmaktadırlar.30 yıl savaşları Katolik-Protestan savaşı gibi görünse de kimin kimle savaştığı belli olmayan, bütün Avrupa’nın karıştığı topyekün bir savaştır. Bu savaş sonrasında yapılan 1648 Vestfalya barışı ile bazı diplomasi kuralları benimsemiştir.1815 Viyana anlaşması ve 1856 Paris Barış anlaşması ile de uluslararası ilişkiler daha düzenli hale gelmiştir. Avrupa devletleri diplomatları ülkemize gelince yerli Rum, Ermeni ve Yahudilerden sınırsız sayıda tercüman istihdam ediyorlardı. Bunlar diplomatik dokunulmazlık kazanıyorlardı. Hatta bunlardan Murat Tosunyan isimli Ermeni asıllı bir Osmanlı vatandaşı, sonradan İsveç’in İstanbul büyükelçisi bile olabilmiştir. Türkiye’nin 900 yıllık tarihi Avrupa ile beraberdir. Ülkemizin adını bile Avrupalılar (İtalyanlar) koymuşlardır.(Turchia-Turcmenia) Türkiye demek zaten “Avrupa’nın ortasındaki İslam” demektir. Türkiye 9 asırdır Avrupa ile itişerek, kakışarak ve bazen da ittifak içinde bulunarak bir arada yaşamaktadır. İlk Avrupa birliği, Papalık ve Osmanlı (Halifelik) arasında 1623 yılında Venedik merkezli bir birlik olarak düşünülmüştür. Fakat ondan sonraki birlik arayışlarında Türkiye ve Rusya yoktur. 1856 Paris Barış anlaşması gereği, Osmanlı bir Avrupa devleti olduğu için, Java ve Endonezya’dan gelen çocuklar okutulup, Osmanlı pasaportu verilerek Avrupa’da rahatça dolaşımları sağlanabiliyordu. Kapitülasyonlar 1699 Karlofça barışından sonra yaygınlaşmaya başlamıştır. Karşılıklıdır, ama biz kullanamadık. AB tarihi bilinçaltını yok sayamaz. Mesela; Alman kamuoyu Akdenizlileri istemiyor. Almanlar Avusturya ile zaten kardeş, Macarlar Avusturya’nın bir parçası, Polonya Almanya’nın arka bahçesi, Slovenya zaten elindedir. Buna göre Almanya AB içinde olağanüstü büyüyecek ve AB er veya geç Balkan problemine bulaşacaktır. Türkiye, problemli kendi güneydoğusu ile Balkanlar arasındadır. Bu iki bölgedeki huzur ortamından Türkiye de karlı çıkar. Huzur her zaman iyidir. Ama içinde olmadığımız takdirde çıkacak hengamede Türkiye o kadar zarar görmez. Avrupa ile Kültürel İlişkilerimiz 1453 te İstanbul fethedildiğinde Papa II Pius, Fatih Sultan Mehmet’e Hıristiyan olmayı teklif eder. Helenizm aslında sadece Batının değil Şark ve Akdeniz dünyasının ortak kültürüdür. Büyük İskender ile yayılmıştır. “Yahudi Düşmanlığı” aslında Müslüman kültüründe yoktur. Bu, Batının empozesidir, kaynağı da Rusya’dır. Rusya bir dönem hem Müslümanlara ve hem de Yahudilere eziyet etmiştir. 1800’lü yılların başında Avrupa’da ayaklanmalar oldu. Avusturya ve Rusya bunları bastırdı kaçan elitler Osmanlıya sığındı. Albay Kolciezski “Sefer Paşa”, Çaykovski diye birisi “Sadık Rıfat Paşa” oldu. Borcezki “Mustafa Celalettin” oldu. (Bunun torunu da Nazım Hikmet’tir) Kaçan bu insanlar Müslüman olmuşlar ama hayat tarzlarını değiştirmemişlerdir. Bunlar aracılığıyla salon geleneği oluşmuştur. Bugün Avrupalı Oryantalizmi kısmen de olsa insanına öğretmiştir. Ama onlar için Türk demek, “militan davranışlı, fetihçi, yıkıcı” demektir. Bu imaj, Avrupalının zihninden kolayca silinmez. Bu gün Bosna’da, Bulgaristan’da Türklüğünden vazgeçmeyen asimile olmayan bir zümre var. Avrupa’da üç milyon proleter ve entegre olmaya hiç niyeti olmayan Türk var. Bunlar korkutucu unsurlar. Avrupalılar Haçlı seferleri ile Anadolu’nun bir kısmına yerleşmişler, Urfa, Antakya ve Kudüs’te krallıklar kurmuşlardır. Geldikleri gibi gidiyorlar. Çünkü, dil ve gelenekleri öğrenmiyorlar. Müslümanlarla, Yahudilerle ve hatta doğulu Hıristiyanlarla bile araları kötü idi. Bu tarihi gerçeklik doğrultusunda, bizim AB toplumları ile kaynaşmamızın düşünülmesi biraz hayalcilik olsa gerek. Nitekim Avrupa’ya gönderdiğimiz insanlar 3 nesildir kaynaşmadan paralel bir toplum oluşturmuşlardır. Batıda farklı insanların bir arada yaşama kültürü yoktur. Batıda Antisemitizm yani Yahudi düşmanlığı uzun süre problem olmuştur. Batı Dünyası, bir avuç Yahudi’yi hazmedememiştir. Muhtelif kavimlerin bir arada yaşama kültürü, Akdeniz Toplumlarına has bir vasıftır. Örneğin Balkanlarda Osmanlı hâkimiyetinin bittiği gün, kitleler birbirini katletmeye başlamıştır. Mesela 1912 de Yunan Ordusu Selanik’e girer girmez Yahudi katliamı yapmıştır. Batı insanı Doğu insanı ile beraber yaşamaya alışık değildir. Kurtuba Endülüs Müslümanlarından alındığında, Büyük Cami’in sütunları arasına ikon ve aziz heykelleri yerleştirilerek bozulmuştur. Bugünkü Avrupa’nın temelinde bu tutum vardır. Üniversalizm öyle lafla veya 3-5 kişinin benimsemesi ile olmaz. Toplumların onu bir yaşam biçimi haline getirmeleri gerekir. Bu, mektepte de öğretilmez, bunun mektebi tarihtir. Doğu insanı, Ortadoğu insanı, Akdeniz insanı, 5000 senedir severek nefret ederek birbirini görerek Batılı ile beraber yaşıyor. Batıdaki Türk düşmanlığının sebebi Anti-Türk eğitimdir. Anti Müslümanlık değil. Batının gözünde Türk demek, “militan” demektir. Roma mirası üzerine oturan kavim demektir. Arap’a aynı derecede düşmanlık yoktur. Benim kimliğim yok, ben beynelminelim, diyemiyorsunuz. Çünkü muhataplarınız beynelminel değil, sizi “Türklük” kompartmanı içinde algılarlar. Kimlik sahibi olmadan hayata devam edemezsiniz. Biz Avrupa kültür sisteminin bir parçası değiliz. Vakıa, biz Şarkın da bir parçası değiliz. Biz Akdeniz kültür çevresinin toplumuyuz. Türkiye Batı karşısında teknik bakımdan uçurumu aşmıştır. Türkiye batı teknolojisinin dilini ve kalıplarını bilir. Türkiye’nin Osmanlıdan beri Batı dünyasında iltifat etmediği kalıp, kültürel hayattır. Ama artık Avrupa’da da kültürel hayat değişmektedir ve Amerikanizmin tesiri altındadır. Türkiye AB’ye Girebilir mi? Türkiye bugünkü bölgesel dengesizlikler ve sosyal sınıflar arasındaki uçurumla Batı Avrupa’ya giremez. Türkiye kültürel bakımdan anarşi içinde bir ülkedir. Tarihi mirasına sahip değildir. Vergi toplayamayan bir ülkedir. Buna rağmen, asayiş ve adalet yönünden fena değildir. (Günümüzde yazarın bu konularda görüşlerinin kısmen değişmiş olacağını düşünüyorum. A.B.) Gerilla savaşını kazanmış bir Ordusu ve etkin bir Hariciye Teşkilatı var. Ama rafine çalışmasını bilen bir polisi yok. İçişleri Bakanlığı bu memleketin coğrafi bilincine bile sahip değildir. Bu Bakanlık, İmparatorluğun Dahiliye Nezareti sağlamlığı ve duyargasına sahip değildir. 1991 yılında Unesco’nun İspanya’da yapılan ve yazarın da katıldığı bir toplantısında İngiltere eski dışişleri Bakanı Lord Owen, geleceğin Avrupa Birliği çerçevesini çizerek “Çekler Macarlar ve Polonyalılara karşı geçmişte komünizme karşı koydukları için borcumuz var. Bunlar birliğe girecekler ama Türkiye Avrupa’ya giremez” der. AB içinde homojenite yok. Germanik Blok ile Akdeniz Ülkeleri arasında derin farklılıklar var. Almanya, doğu ve güneye doğru genişlemek isteyen bir güç. 30 devletli bir Avrupa’nın olmayacağını herkes biliyor. AB’nin kültürel, ekonomik ve demografik olarak kendini yenileme kabiliyeti yoktur. İçlerindeki etnik sorunlar da bizimkinden kat be kat beterdir. O yüzden bu birliğe girmek gerekir ama, fazla bağlanmadan ve her an bavulunu toplayacak “iç güveyisi veya gelin kız” durumunda girmemiz gerekir. Bir kriz anında kolayca terk edip hayatınıza devam etmelisiniz. Batılı Tipin Karşıtı Doğulu Tip Var mı? Kimliğin oturmadığı, iyi tarif edilmediği, benimsenmediği yerde ulus ve vatan coğrafyası da benimsenmez. Tarih benimsenmezse, coğrafya da benimsenmez ve kimlik eksik teşekkül eder. Her toplumun bir eğitim tarzı vardır. Ve o eğitimle bir insan tipi yaratılır. Sosyal statüsü ne olursa olsun aristokrat, işçi, köylü, bu insanların belirgin bir belkemiği vardır. Batılı dediğimiz insan tipi bu belkemiğinin etrafında şekillenir. Bu tip güçlü çizgilere sahiptir ve Germanik bir karakter taşır. Halbuki bu anlamda Müslüman bir insan tipi mevcut değil. Müslüman bir ortak-pazar kuramazsınız. Belkemiği belli bir Müslüman tarifi yapamazsınız. Müslüman sadece ibadet eden adam değildir. Bu bir kültür tipi olmalıdır. Zaman ve mekan referansları, yaşam kalıpları, yaşam tarzları ile aynı eğitimden geçmiş olmaları gerekir. Yani öyle bir İslam dünyası var ki, kendini tarif etmiş, kimliğini ortaya koymuş ve kimliğini kültür yoluyla yeni nesillere aktarabilmiş değil. 12.nci asrın Müslümanı bunu başarmıştı. Ortak Müslüman uygarlığını yaratan Türk, İranlı, Arap, Sami, Hindu idi, hepsinin bir ortak edebiyat platformu vardı. Ama karşınızda bir “Hıristiyan Alemi” var. Hıristiyanlık batılı insanın belkemiğini oluşturan kurumdur. Kiliseye gitmeyen için bile geçerlidir bu. Eğitimin referans noktaları Hıristiyanlığa aittir. Bu referans noktaları ferdin bilinç ve muhakemesini şekillendirir. Batı demek <Hıristiyan-Helen uygarlık demektir>. Bu kiliseden çıkmayan sofu için de, komünist militan için de geçerlidir. Bu gün bir Siyonist Yahudi, Yahudiliğin hiçbir kuralını yerine getirmez ama bir Yahudi kimliği vardır. Şeriatın emrine uysa da uymasa da bu ulusal kimliğini ortaya koyar. İşte bu kimlik sayesindedir ki iki bin yıl yabancı diyarlarda, yabancı kültürlerin ortasında yaşayan fakat bu arada kendi ecdadından tevarüs ettiği kültürel referansları da muhafaza eden bir < Yahudi Tipi> teşekkül etmiştir. Hıristiyan medeniyeti dediğimiz zaman sadece kiliseye gidip papazın elini öpen insan anlaşılmamalıdır. Hıristiyan medeniyeti bir bütündür. İçinde kilise de vardır, üniversite de, devlet de, hukuk nizamı da. Türkiye’de Müslüman-aydın tipi dediğimiz kişilikte hakikaten bir kimlik bunalımı vardır. Bir Müslüman tipinden söz etmek mümkün değildir. Müslüman dünyası 13 ve 14 asırdan beri kendini yeniden üretememiştir Sonuç olarak, Batı ve tüm dünya ile ilişkilerimizi sağlam temellere oturtmak için, kültürümüzü tarihi temelleri üzerinde, çağdaş ölçülerde yeniden üretip, demokrasiyi içselleştirmemiz gerektiğini vurgulayan yazarın bu konudaki tespitleri ile yazımızı sonlandıralım. “300 yıllık Türkiye modernleşme tarihinde, bir tek Atatürk dönemidir ki, iyi niyet ve istekle, Türk tarih ve toplumsal düşüncesinin cihana açılmasına çalışılmıştır. Farsça, Hintçe, Sanskritçe ve Çince bileceksiniz ki, Türklerin tarihini inşa edesiniz.1933 te Nazi iktidarından kaçanlar sayesinde Türk Üniversitelerinde tüm bu bilimlerin temelleri atılmış ama devam ettirilememiştir. Bu ananeyi tekrar canlandırıp bir Rönesans yapmamız gerekir. Dışa açılmak için ticari faaliyet yetmez. Dünyayı koruyup sevecek bir kültürel açılım gereklidir. Aksi takdirde derinliksiz, pragmatizme saplanmış, bir toplum olursunuz”
allenai/c4/00000/681
27 Aralık 2018 - Perşembe 17:10 Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (SASKİ) Kanalizasyon Daire Başkanlığı personeli, sosyal sorumluluk projesi kapsamında, Mardin’de oturan ve doğuştan tek gözü olmayan Nisa Erat'ın (4), ameliyat masraflarını karşıladı. Minik kızın, ameliyatının önümüzdeki günlerde gerçekleşeği belirtildi. Türkiye’de ilk, dünyada üçüncü olma niteliğine sahip Anoftalmi ve Mikroftalmi Derneği’nin (AVEMDER) girişimleri ile daha önce göz ameliyatı gerçekleşen ancak ikinci bir ameliyat ihtiyacı olan Mardin’in Kızıltepe ilçesinde oturan Nisa Erat’a, Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (SASKİ) Kanalizasyon Daire Başkanlığı personeli umut oldu. SASKİ Kanalizasyon Daire Başkanı Muhsin Çelik ve Belediye İş Sendikası Samsun Şube Başkanı İlyas Yiğit’in de destekleriyle daire personeli biraraya gelerek kurban kesti. Kesilen kurbandan elde edilen gelir, Nisa’nın ameliyatına destek olmak amacıyla AVEMDER’e gönderildi. ‘DOĞUŞTAN GÖZÜ OLMAYAN 100’E YAKIN ÇOCUK VAR’ Mardinli Nisa Erat ’nın sağlığı hakkında bilgi veren Anoftalmi ve Mikroftalmi Derneği (AVEMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ereken, “Derneğimiz, doğuştan gözü olmayan çocukların yararına kurulmuş bir dernektir. Türkiye’de ilk ve dünyada üçüncü olan derneğimiz ciddi çalışmalar yürütmektedir. Ülkemizde doğuştan gözü olmayan 100’e yakın çocuğumuz bulunmaktadır ve bunların birçoğunun desteğe ihtiyacı vardır. Küçük yaşta ameliyat olan çocuklarımızın hayata tutunma olasılıkları daha yüksektir. Bu anlamda elimizi taşın altına koymakta ve dernek olarak faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz” dedi. ‘KIZIMIZA GÖZ OLDU, IŞIK OLDU, UMUT OLDULAR' SASKİ personeline gösterdikleri duyarlılık için teşekkür eden Ereken, “Nisa kızımız daha önce derneğimizin girişimleri ile bir defa ameliyat edilmişti ancak ikinci bir ameliyatı için ücret gerekiyordu. SASKİ çalışanları, sosyal sorumluluk projesi kapsamında bize yardımcı oldu. Onların destekleriyle, Nisa kızımıza derneğimiz adına bir ameliyat gerçekleştirildi. AVEMDER ailesi olarak SASKİ çalışanlarına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Kızımıza göz oldu, ışık oldu umut oldular" diye konuştu. Etiketler: Minik, Nisa’nın, görmesi, için, ışık, oldular,
allenai/c4/00000/682
Yeni bir alan oluşturuluyor haberi 26 Eylül 2018 Çarşamba 07:36 Uşak Belediyesi’ne bağlı ekiplerin, Uğur Mumcu ve Şehit Basribey Caddesi’nin kesiştiği noktaya inşa ettiği ve yaklaşık 15 bin metrekarelik piknik ve mesire alanındaki çalışmalar tamamlanmak üzere.Örnekevler yolunun sonunda bulunan Akşemseddin Camii’nin arka kısmında yer alan yeni piknik ve mesire alana ekilen çimler belirgin hale gelirken, bitkilendirme, tartan pist düşemesi ve oyun gruplarının yerleştirilmesi çalışmalar sürüyor. Piknik masalarının yerleştirildiği parka, süs havuzu ve yapay şelale de inşa ediliyor. piknik ve mesire alanı probleminin bu tip projelerle çözüleceğini söyledi Parkın yüzde 70 oranında tamamlandığını ve kalan çalışmaların önümüzdeki günlerde bitirilerek, halkın hizmetine sunulacağını dile getiren Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan, özellikle tatil günlerinde baş gösteren piknik ve mesire alanı probleminin bu tip projelerle çözüleceğini söyledi. Kentteki diğer mahallelerin de ihtiyaçlarına göre piknik ve mesire alanları oluşturduklarını belirten Başkan Cahan, ‘Yeşil Uşak’ sloganıyla hareket ettiklerini kaydetti. Bu kapsamda Cumhuriyet Mahallemize yeni bir alan oluşturuyoruz
allenai/c4/00000/685
İddaa Tahmin: 126 Hertha Berlin – Eintracht Frankfurt (TUTTU) | Bahis Türkiye İddaa Tahmin: 126 Hertha Berlin – Eintracht Frankfurt (TUTTU) – Bahis Türkiye İddaa programında yer alan liglere ilişkin tahminlerimiz devam ediyor. Almanya Bundesliga Ligi’nde 25 Şubat Cumartesi günü Hertha Berlin, kendi evinde Eintracht Frankfurt’u konuk ediyor. İddaa’da 126 koduyla yer alan Hertha Berlin Eintracht Frankfurt maçı iddaa tahmini, Hertha Berlin Eintracht Frankfurt maçı iddaa yorumu ile karşınızdayız. 126 HERTHA BERLİN – EİNTRACHT FRANKFURT MAÇ TAHMİN Almanya Bundesliga Ligi’nde 34 puanla 6. sırada bulunan Hertha Berlin, 35 puanla 5. sırada bulunan Eintracht Frankfurt’u Olympiastadion’da konuk ediyor. Hertha Berlin – Eintracht Frankfurt arasındaki son 5 maç sonucu Eintracht Frankfurt – Hertha Berlin: 4-4 (2014/2015 Almanya Bundesliga Ligi) Hertha Berlin – Eintracht Frankfurt: 0-0 (2014/2015 Almanya Bundesliga Ligi) Eintracht Frankfurt – Hertha Berlin: 1-1 (2015/2016 Almanya Bundesliga Ligi) Hertha Berlin – Eintracht Frankfurt: 2-0 (2015/2016 Almanya Bundesliga Ligi) Eintracht Frankfurt – Hertha Berlin: 3-3 (2016/2017 Almanya Bundesliga Ligi) Almanya Bundesliga Ligi’nde kötü sayılamayacak bir sezonu geçiren Hertha Berlin, ligi 7. sırada tamamlayarak Avrupa Ligi’ne katılma başarısı gösterdi. Sezona Pal Dardai yönetiminde hazırlanan Hertha Berlin, ligin ilk devresini ilk 6 içinde tamamlayarak Avrupa Ligi iddiasını sürdürdü. Leverkusen ve Freiburg yenilgileri ile 2. devreye iyi bir başlangıç yapamayan Hertha Berlin, ikinci devrenin ilk 5 haftasında tek galibiyetini İngolstadt karşısında aldı. Deplasmandaki kötü performansını aksine etkili bir iç saha takımı olarak dikkat çeken Hertha Berlin, iç sahada oynadığı 10 maçın 8’inde fire vermedi. Hertha Berlin’de Eintracht Frankfurt maçı öncesi Mitchell Weiser, Sinan Kurt ve Julian Schieber dışında önemli bir eksik bulunmuyor. Almanya Bundesliga Ligi’nde geçtiğimiz sezon küme düşmeme mücadelesi veren Eintracht Frankfurt, ligi 16. sırada tamamladıktan sonra Play Off’da Nurnberg’i eleyerek ligde kalmayı başardı. Bundesliga Ligi’nde Schalke galibiyeti ile iyi bir başlangıç Eintracht Frankfurt, Niko Kovac yönetiminde Leverkusen maçına kadar aldığı başarılı sonuçlarla 3. sıraya yerleşerek Şampiyonlar Ligi’ne katılma yolunda iddialı hale geldi. Darmstadt maçından sonra oynadığı 2 maçı da kaybeden Eintracht Frankfurt, 5. sıraya gerileyerek zirve yarışında yara aldı. Ligin ilk 21 haftasında 6 yenilgisinin 1’ini evinde alan Eintracht Frankfurt, deplasmanda oyandığı 11 maçın 5’inde sahadan yenilgi ile ayrıldı. Eintracht Frankfurt’da Hrtha Berlin maçı öncesi kart cezalıları David Abraham ve Omar Mascarell ile sakatlıkları süren Yanni Regasel, Jesus Vallejo ve Marco Fabian dışında önemli bir eksik bulunmuyor. 126 Hertha Berlin Eintracht Frankfurt maçı iddaa tahmini Ev sahibi takımın bir adım önde olduğu maçta 2.12 NGS BAHİS oranıyla “HERTHA BERLİN KAZANIR” tercihi bahis kuponlarında değerlendirilebilecek bir tercih. Bahsinizi verdiğimiz oran ile NGS BAHİS üzerinden yapabilirsiniz. Tags:126 Hertha Berlin Eintracht Frankfurt · 126 Hertha Berlin Eintracht Frankfurt maç tahmin
allenai/c4/00000/686
Carnivores: Ice Age apk | Metin2Force Admin 12 Ocak 2017 M-Android Hileleri Yorum yap 1,065 Görüntülenme Epik kış avı nihayet Android’de avlanır! Etoburlar: Buz Devri, gerçekçi bir buz safari üzerinde amaç ve taktik becerilerini test etmek için yakınlarda keşfedilen bir gezegene atılır. Oyun, akıllıca bir av deneyimi yaşatır ve bir atış menzili ziyaretinden çok daha fazlasını ...
allenai/c4/00000/687
Düğme Kamera Çeşitleri & 7/24 Düğme Kamera Danışma ve Sipariş Hattı Anasayfa / Mini Gizli Kameralar / Düğme Kamera Çeşitleri uzmanadmin 1 Aralık 2019 Mini Gizli Kameralar Yorum Yap 714 Görüntüleme Merhaba değerli müşterilerimiz, bu içeriğimiz de düğme kamera çeşitleri ve serilerini tüm detayları, teknik özellikleri ve fiyatlarına kadar yayınlayacağız. İlk etapta bilmeyenler için düğme kamerayı ne olduğunu anlatalım. Düğme küçükten büyüğe herkesin bildiği kıyafetlerde kullandığımız tekstil aksesuarıdır. Düğmeyi kamera yapan sistem ise içerisinde yer alan elektronik kamera donanımlarıdır. Bu donanımlar fabrikasyon makineler aracılığı ile yurt dışında yani ÇİN ülkesinde üretilen ve ülkemize ithal edilen bir gizli kamera çeşididir. 4 ayrı model ve seçenekler ile satışa sunulan mini düğme kamera çeşitleri 2.0 MP, HD, Full HD ve gece görüşlü versiyonları ile alıcılarına sunulmaktadır. Boyut olarak kullanıcılarına farklı kullanım alanları sunan bu ürünler ev, ofis, dükkan, iş yeri ve kişinin üzerinde kullanılabilme özelliğine sahiptir. Bu özelliğin tüketicileri için en fazla tercih edilme sebebinin en başında gelmektedir. Düğme Kamera Çeşitlerinde Uygun Fiyatlar, Yüksek Donanımlar Ortalama 2-3 saatlik zaman dilimi içerisinde gizli kayıtlar almaya yarayan bu ürünler fiyat olarak da tüketicilerine uygun fiyat avantajları sağlamaktadır. Son derece verimli ve yüksek donanımları sayesinde paranızın hakkını alabileceğiniz mini gizli düğme kamera çeşitlerinin teknik verileri ise şekildedir; 720 x 640 – 1080 x 920 – 1280 x 2054 Video ve fotoğraf çözünürlük seçenekleri Yüksek CMOS ayarları sayesinde hareket halinde dahi net video ve fotoğraflar Her türlü giysilere uyumlu düğme başlığı Küçük, orta ve büyük boylarda bol düğme aparatları Güçlü şarj edilebilir lityum batarya Üzerindeki mini tuşları ile kolayca kullanılabilme imkanı 2.0 MP başta olmak üzere HD, Full HD ve gece görüş seçenekleri Donanım zenginliğini kullanıcılarına yaşatan gizli düğme kamera çeşitleri, son 10 yıldır gördüğü yoğun ilgiden dolayı gerek teknolojik, gerek tasarım anlamında sürekli yenilenen ve gelişen ürünlerdir. Bu nedenle düğme kamera modellerine ihtiyaç duyan kişilerin her zaman için güncel teknolojiler kullanması söz konusudur. Düğme Kameralarda Bol Aparat, Profesyonel Çözüm! Takipçilerini sevindiren en can alıcı özelliği çok çeşitli düğme başlıkları aparatı. Her türlü kıyafete uyumlu düğme başlıkları ile küçük, büyük fark etmeksizin uyumlu başlıklar bulunabilmektedir. Standartları en ince ayrıntısına kadar aşan bu yenilikçi ürünler ile profesyonelliği her an yaşayabilirsiniz. 7/24 Düğme Kamera Çeşitleri Danışma ve Sipariş Hattı Sizlerde mini düğme kamera çeşitleri ile ilgileniyorsanız firmamızı 7/24 arayabilir, bilgi, soru ve sipariş talebinde bulunabilirsiniz. Alternatif olarak düğme gizli kamera bağlantısını tıklayarak güvenli bir şekilde alışverişinizi tamamlayabilirsiniz. Etiketlerdüğme gizli kamera düğme kamera gizli düğme kamera mini düğme kamera mini gizli düğme kamera Geri Mikro Kamera İleri Priz Ortam Dinleme Cihazı Mini gizli kameralar kategorisinin en fazla ziyaret edilen ürünü mini USB flash bellek gizli kamera …
allenai/c4/00000/690
Cimbom Arena'da 2 Puan Bıraktı 00:5924 Ekim 2012 Galatasaray Şampiyonlar Ligi'ndeki 3. maçında Cluj ile İstanbul'da 1-1 berabere kaldı. Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'ndeki üçüncü maçında sahasında Romanya'nın Cluj takımını ağırladı. Sarı kırmızılılar Türk Telekom Arena'da oynanan maçtan 1-1 beraberlikle ayrıldı. CİMBOM 2 PUAN BIRAKTI Karşılaşmaya baskılı başlayan, ancak yağmurun oldukça ağırlaştırdığı zeminde topu kontrol etmekte zorlanan Galatasaray, bir türlü aradığı gol fırsatını bulamazken, 19. dakikada Dany'nin kendi kalesine gönderdiği golle şansız bir şekilde geriye düştü. Kalan dakikalarda önemli pozisyon olmadı ve Cluj ilk yarıyı 1-0 önde tamamladı. Maçın ikinci yarısında, Galatasaray, Burak Yılmaz'ın 77. dakikada attığı golle beraberliği yakaladı:1-1 TERİM: HAVA BİZİ BOZDU Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi H Grubu üçüncü maçında CFR Cluj ile 1-1 berabere kaldığı maçın ardından teknik direktör Fatih Terim açıklamalarda bulundu. Yayıncı kuruluşun mikrofonlarına konuşan Terim, zeminden şikayet ederken, "Yağmur aşağı yukarı son 1 aydır bütün Avrupa'da yağıyor. Orada maçlar gayet zevkli oynanıyor. Bizde bir defa yağdı bu hale geldik. O konuda konuşacak bir şeyim yok. Ne söyliyeyim; sahanız iyiyse yağmur oyuna zevk ve hız katar. Ama böyle olursa zaten baştan oyunun şekli bozulmuş oluyor maalesef" ifadelerini kullandı. Yedikleri golde hata olmadığını söyleyen Terim, "Golü bir daha seyretmek isterim. Dany rakiple gidiyor, 1'e 1'i kullanıyor ama çarpıp gol oluyor. Geçen maç başka bir şey oluyor. Her gelen böyle olmamalı. Böyle devam etmez. Hava bizi bozdu. Oynayacak zemin bulamadık. Bulduğumuz karambolleri de gole çeviremedik. Cluj ve Braga deplamanda bize karşı kazanmaya oynayacaktır. Sahamızda yapamadıklarımızı ümit ediyorum orada yaparız" diyerek sözlerini noktaladı. SARI KARTLAR: Umut, Amrabat, Melo, Sabri (Galatasaray), Aguirregaray, Bastos (CFR Cluj) Üstün Yetenekliye '4+4+2.5' Geliyor 24 Ekim 2012 tarihli atama kararları İspanya Ligi Puan Durumu Fenerbahçe ile Galatasaray 0-0 berabere kaldı Süper Lig'de 26. hafta maçları hakemleri açıklandı Süper Lig'de 26. hafta heyecanı başlıyor Beşiktaş Bayern Münih'i konuk ediyor
allenai/c4/00000/693
Eric Schmidt: 'Yapay Zekanın İstenmeyen Sonuçları'na Karşı Onaylama Sistemi Getirilmeli' 22 Aralık 2015, 18:33'te eklendi Eric Schmidt uzun zamandır yapay zekayı destekleyen ve yapay zeka araştırmalarına yatırım yapan önde gelen insanlardan birisi. Google (Alphabet) yöneticisi şirketin insansız otomobil ve tahmin yürüten arama motoru gibi çalışmalarında yer alıyor ve geçenlerde bizi "Yapay zekanın geleceğinden korkmamalıyız" şeklinde uyardı. Fakat Times Dergisi'nin yeni sayısında Schmidt fikrini açıklığa kavuşturdu ve yapay zekâ çalışmalarını övse de dikkatli yaklaşılması gerektiğini vurguladı. Schmidt yapay zekâ yapımcılarına 3 esas prensibi takip etmelerini söyledi. Birincisi; "Yapay zekâ çoğumuza yararlı olmalıdır, birkaçımıza değil. Ve herhangi bir icat 'herkesin iyiliği'ni istemelidir." Schmidt aynı zamanda yapay zekâ yapımcılarının "açık görüşlü, sorumlu ve sosyal" olmalarını istiyor. Yapay zekâ daha da güçlendikçe, zorluklar ve sorular şüphesiz ortaya çıkacaktır ve Schmidt açık, işbirlikçi bir görüşme talep ediyor. Üçüncü prensip "istenmeyen sonuçlardan" kaçınmamız gerektiği gerçeğini içeriyor. Yapay zekânın birçok işin yerine geçerek yavaş yavaş tüm dünyayı ele geçireceğinin korkusu yaygın. Bu korkuların bazıları yanlış fikirlerden oluşabilir, fakat Schmidt onaylama sistemiyle bunların sağlama alınmasının "yapay zekânın ne için tasarlandıysa onu yapması" yolundan geçtiğini söylüyor. Yapay zekânın kontrolden çıkma düşüncesi, var olan birçok korkuyu ateşliyor, fakat Schmidt yapay zekanın insanlar tarafından tasarlanmış ve hayatlarımızı iyileştirmek amacıyla yapılmış, insanlarca kontrol edilen makinalar olduğuna inanıyor: "İnsanların kontrol ettiği aletler yapıyoruz. Yapay zekâ, mucidinin değerlerini yansıtır. Nihayetinde, yapay zekâ için amacımız insanlara nasıl yaşayacakları hakkında daha çok seçenek sunması. Kontrolümüz altında yapay zekâ, angarya işleri halledip bize daha farklı yollar, daha bol vakit sağlayabilir. Eğer işbirlikçi bir şekilde yapılırsa, yapay zekâ dünyanın karmaşık sorunlarına çözüm olabilir.
allenai/c4/00000/696
Anasayfa YAŞAM A101 Aktüel Fırsat Ürünleri Kataloğu Ramazan - Bu Hafta 25 Mayıs Perşembe 26 Mayıs Cuma 2017 indirimli Ucuz Aldın Aldın ürünler! Tarih: 2017-05-24 Saat: 23:23:19 Güncelleme : 2017-05-24 23:23:19 Her hafta Perşembe günü yayınlanan A101 Aktüel ürünlerinde bu hafta neler var. A101 25 Mayıs Aktüel ürün kataloğu yayınlandı. Bu hafta A101 firması ucuz indirimli ürün kataloğunda neler var. A101 Aktüel 25 mayıs ucuz ürünleri. Her hafta perşembe günü yayınlanan A101 firması ucuz aktüel ürün broşürü yayınlandı. A101 firması tarafından yayınlanan ucuz aktüel ürün kataloğunu sizler için hazırladık. İşte A101 Aktüel'de 25 mayıs perşembe günü ürünleri. A101 aktüel ürünlerde indirimler devam ediyor. 25 Mayıs 2017 Perşembe günü a101 de yine sürpriz indirimler var ve müşterilerin yine erkenden aktüel indirim ürünleri için A101'e gideceği görülüyor. A101 indirim kataloğu ve aktüel ürünler listesi haberimizde yer alıyor. A101 aktüel ürün katalogları yeni indirimleri nihayetinde sizlerle oluyor. A101 25 Mayıs 2017 aktüel ürün kataloglarında bulunan önemli fırsatlara bakacak olursak bu haftanın indirimlerinde yine pek çok fırsat sizlerle olacak. Peki bu indirimler neler olacak, duyurular el ilanları ile dağıtılmaya başlandı bile ve A101 fırsatlarını inceleme fırsatı ile sosyal medyada şimdiden konuşuluyor. Detaylara bakalım. A101 aktüel ürün kataloglarında Ramazan Ayı yaklaşırken ve hatta Ramazan Ayı öncesi son katalog olarak olan bu indirim haftasında perşembe günü pek çok gıda ürünü de satılıyor. Ek olarak mutfak araç gereçleri de unutulmamış. A101 Aktüel 25 Mayıs ürünleri! Vestel Venus E2 çift SIM cep telefonu
allenai/c4/00000/697
Türk Modacılar New York Fashion Week’e Damga Vurdu « Haberimport.com 17 Şubat 2019 - 15:32 Her yıl moda dünyasının heyecanla beklediği New York Fashion Week, bu yıl iki ayrı defileyle Türk modacıları ağırladı. Ticaret Bakanlığı desteğiyle Türkiye Tanıtım Grubu işbirliğiyle New York Fashion Week’e katılan modacı Hakan Akkaya, kendi hazırladığı ve koçluğunu üstlendiği iki defileyle Türk modasını bir kez daha dünya podyumlarında taşıdı. TİM ve Türkiye Tanıtım Grubu Başkanı İsmail Gülle; “Türk tekstil sektörünün 8000 yıllık geçmişi 21.yüzyılda göğsümüzü kabartan işleri dünya podyumlarına aynı başarıyla taşımayı sürdürüyor. Önümüzdeki dönemde de tasarımcılarımızın küresel markalaşma yolculuğunda başta Türkiye Tanıtım Grubu olmak üzere pek çok platform üzerinden her yönüyle desteklemeye devam edeceğiz” dedi. Dünyaca ünlü Türk modacı Hakan Akkaya Ticaret Bakanlığı desteği Türkiye Tanıtım Grubu işbirliğiyle New York Fashion Week’e damga vurdu. Moda dünyasının dahi çocuğu olarak tanımlanan Akkaya etkinlikte, ‘Glam Rock’ adını verdiği defilesiyle ve koçluğunu üstlendiği ‘Turkish Designers’ karma defilesiyle iki farklı heyecan yaşattı. Türk Tekstilinin ve Türk tasarım gücünün büyüklüğünü New York Fashion Week’te yaptığı iki defileyle ortaya koyan ünlü modacının, ‘Glam Rock’ adını verdiği koleksiyonunun tanıtımı 10 Şubat 2019 tarihinde Springs Studio’da gerçekleşti. Koleksiyonunun tanıtımı için podyuma ünlü top modeller Çağla Şikel, Didem Soydan çıktı. Hakan Akkaya koçluğunda 11 Şubat’da gerçekleşecen ‘Turkish Designers’da ise Türk tasarımcılar Buket Özkalfalar, Barut Gökhan Ildeniz, Ece Kavran ve Fırat Neziroğlu koleksiyonlarını moda tutkunlarıyla buluşturdu. Koleksiyonu Didem Soydan tanıttı. Bu iki defileyle birlikte New York Fashion Week’e üçüncü kez katılan Hakan Akkaya, arka arkaya New York Fashion Week takviminde yer alan ilk Türk modacı oldu. Genç modacılar ve Türk Tekstili için bu tür etkinliklere katılımının önemli bir motivasyon kaynağı olduğuna dikkat çeken Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Türkiye Tanıtım Grubu Başkanı İsmail Gülle; “Dünyanın sayılı moda merkezlerinden New York’da Türk tasarımlarını yüzde yüz Türk kumaşlarıyla dünya podyumlarına taşıyan Hakan Akkaya’ya teşekkür ediyoruz. Türk tekstil sektörünün 8000 yıllık geçmişi 21.yüzyılda göğsümüzü kabartan işleri dünya podyumlarına aynı başarıyla taşımayı sürdürüyor. Önümüzdeki dönemde de tasarımcılarımızın küresel markalaşma yolculuğunda başta Türkiye Tanıtım Grubu olmak üzere pek çok platform üzerinden her yönüyle desteklemeye devam edeceğiz” dedi. Hakan Akkaya: “Bir Türk modacı olarak ülkem adına gururluyum” New York Fashion Week gibi dünyaca ünlü bir moda etkinliğinde Türk modasının temsil edilmesinin önemine dikkat çeken Hakan Akkaya, “Öncelikle destekleri için Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’a, TİM ve Türkiye Tanıtım Grubu Başkanı Sayın İsmail Gülle’ye sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bir Türk modacı olarak ülkem adına çok gururluyum” dedi. Geçtiğimiz yıllarda yaptığı New York Fashion Week defilelerinde Türk müziği kullanma alışkanlığını bu sene de bozmayarakBarış Manço “Dönence”, Zeki Müren “Yaralı Gönlüm”şarkılarıyladünyaya Türk müziğiyle seslenen Hakan Akkaya, defilesinde 26 kadın, 18erkek toplamda 44kostüme yer verdi.180 parçalıkkoleksiyonunun tanıtımında 40yabancı top model podyuma çıktı. Defilede ayrıca Akkaya’nın modern çizgilerde uyguladığı tesettür giyim modasına farklı zarif yaklaşımı büyük beğeni topladı. New York moda haftasının dekorundan koleksiyonuna ve koreografisi ile en önemli organizasyonu olarak işaret edilen defileye katılan dünyaca ünlü yıldızlar da katıldı. İzmir’de Raylı Sistemi İki Kat Artıracağız
allenai/c4/00000/698
4.5 G Teknolojisinden Çıkacak İş Fikirleri – Sayfa 3 – İş Fikirleri ve Girişimcilik Anasayfa/İş Fikirleri/4.5 G Teknolojisinden Çıkacak İş Fikirleri MOBİL TİCARET ARTACAK 4,5G’nin kullanımı artırması beklenen alanlarından biri de mobil ticaret. Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETÍD) Başkanı Hakan Orhun, halihazırda e-ticaret cirosunun yüzde 19’unun mobil cihazlardan geldiğini ifade ediyor. Orhun, “Herhangi bir siteye erişim hızının 1 saniye artması, site cirosun yüzde 5’ler civarında bir katkı yapar. Dolayısıyla yeni teknolojinin e-ticarete yansıması çok olumlu olacak. Hızın artması, bağlantı ücretlerinin azalması e-ticaret kullanıcı sayısını ve bu kullanıcıların yaptığı e-ticaret alışveriş frekansını da artıracağından e-ticaret için 4,5G çok önemli bir katalizör olacak” diyor. E-ticaretin hacminin artmasının lojistikten tedarike, çağrı merkezinden yazılıma, online pazarlamadan donanıma tüm ekosistemde yeni iş fırsatları doğuracağını söyleyen Hakan Orhun’a göre, e-ticaret daha da çekici hale gelecek ve çok daha fazla kişiye iş olanakları sağlayacak. “Geçtiğimiz dönemde web sitemizi yeniledik. Mobil uygulamamızı ise devamlı güncelliyoruz” diyen Yemeksepeti COO’su Nedim Nahmi-as, 2010 yılından beri mobil yatırımlarını devam ettirdiklerini ve bu çalışmaların aldıkları siparişlerin yüzde 50’sinden fazlasının mobilden gelmesini sağladığına dikkat çekiyor. Nah-mias, “4,5G teknolojisine geçişle birlikte bu alana çokça eğilmeyi sürdüreceğiz ve bu oranın daha da artığını göreceğiz” diyor. YAZILIMA YÜZDE 15 DESTEK Artacak uygulamalarla birlikte en fazla hareketlilik görülecek sektörlerden biri de yazılım olacak. Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Doğan Güneş, şu anda 6,8 milyar dolar olan yazılım sektörüne 4,5G’nin yüzde 15’lere yakın büyüme desteği olacağını düşünüyor. Güneş, bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor: “4,5G’nin yazılımda mobil kısmına mobil finans ve akılı şehirler gibi konularda önemli bir pazar açacağını öngörüyoruz. Yerli yazılım sektörünün özellikle operatörlerle oluşturacağı ekosistemde yeni ürünler ortaya çıkacak. Platform ve altyapı iyileşmesi kurumlar tarafında da mobilin kullanılmasını sağlayacak. Böylece KOBİ pazarının yazılım sektörü için önü açılacak. KOBt’ler saha satış operasyonlarını, CRM’lerini, mobilden yapabilecek.” Doğan Güneş, ayrıca yazılım sektörüne yeni oyuncuların gelebileceğini söylüyor ve start up seviyesinde olan ya da yeni girişim olan şirketlerin de büyümesini bekliyor. REKABET NASIL DEĞİŞECEK? 4,5G teknolojisinin etrafında oluşan ekosistem böyleyken operatörler aldıkları frekanslarla kapsama alanlarını daha da genişletecek, kullanımın yoğun olduğu şehirlerdeki veri ihtiyacını daha iyi karşılayabilecek ve kırsal alandaki ulaşılabilirliğini de daha da artıracak. Tüm bunlar pazarda yeni bir rekabet alanı doğuracak. îlk rekabet ihaledeki frekanslar tarafmdaydı. ihalede hem önemli yüksek bant genişliğindeki frekanslar hem de frekans çoğunluğu Turkcell’in oldu. Bu frekanslar ile Turkcell fonksiyonel hizmetini daha çok müşteriye ulaştırabilecek. Turkcell’in ardından ikinci sırayı Avea aldı ve toplam kazanılan bant genişliğinde yüzde 30,2 paya ulaştı. Avea, özellikle 900 Mhz’de en yüksek bant genişliğindeki frekansı ve şu anda hizmet verdiği 1800 Mhz’de de ikinci en yüksek bant genişliğindeki frekansları aldı. Böylece pazar payı savaşında Vo-dafone’un önüne geçmek istediği sinyalini vermiş oldu. Vodafone ise toplam kazanılan bant genişliğinde yüzde 22,7’lik pay aldı. Yatınm Finansman Araştırma Müdür Yardımcısı Mehmet Akif Daşıran, “Avea’nın almış olduğu bant genişlikleri ve toplam payı göz önünde bulundurulduğunda, daha iyi koşullarında ve fonksiyonellikte hizmet sunabileceği beklentimizle, orta vadede müşteri kazanımının güçlenmesini bekliyoruz” diyor. Daşıran’a göre, bu durumun da şirketin yüksek operasyonel kaldıraç ihtiyacına bir anlamda pozitif katkı yapacağı düşünülebilir. POZİSYON NASIL DEĞİŞTİ? Şeker Yatırım telekom analisti Kıvanç Uysal, ihale sonucunun Turk-cell’in pozisyonunu koruduğu, Avea’nın ise güçlendirdiği bir senaryoyu işaret ettiğini düşünüyor. Uysal, “Pazardaki rekabetin süreceği ve tüketicilerin hizmet fonksiyonelliği ile ulaşılabilirliği arasında seçim yapmaya devam edecekleri, orta vadede rekabetin yoğun olduğu bir senaryo öngörüyoruz” diyor. Pazarda üçüncü sıradaki oyuncu Avea’nın ihalede çizdiği görünümün çok daha rekabetçi olduğunu söyleyen Mehmet Akif Daşıran da, “Avea, önemli frekanslarda ikinci en yüksek bant genişliğindeki frekanslan aldı ve aynı zamanda toplam alman frekans açısından da ihaleyi Vodafone’un önünde kapattı. Böylece Avea hamleleriyle pazarda ikinciliğe oynadığını belli etti. Bu açıdan bakıldığında Vodafone, pazarda en çok rekabet baskısı altında kalacak oyuncu olarak gözüküyor” diyor. Türk Telekom ve Turkcell arasında ihale öncesinde frekans sahipliğinde büyük bir fark olduğuna dikkat çeken Burgan Yatırım telekom analisti Murat îğnebekçili, “Bu ihalenin en önemli sonucu Avea’nın diğer operatörlere olan dezavantajının giderilmesi olacak. Asgari seviyede hizmeti verme konusunda şirketler birbirine çok yaklaşacak ve bu Avea için göreceli bir avantaj anlamına geliyor” diyor. Turkcell’in en geniş frekans aralığını aldığını söyleyen Ignebek-çili, bunun da en hızlı servisi vermesi için ona avantaj sağlayacağını ifade ediyor. NAKİT PARA ÇIKIŞI OLACAK 4,5G teknolojisi daha çok veri kullanımını sağlayabilecek ve operatörlerin her anlamda ellerini rahatlatabilecek ama şirketlerden büyük para çıkışının da yaşanmasına neden olacak. Fiber altyapı yatırımları çok daha fazla yapılacak ve bunun yanında baz istasyon yatırımları da devam edecek. Şirketler, yoğun nakit harcayacağı iki yıllık bir döneme girdi. Finansman ihtiyacı şirketler için yüksek derecede olacak. Turkcell, ihalede satın aldığı toplam 172,4 Mhz frekans için 1,62 milyar Euro ödeyecek. Toplamda 110,2 Mhz frekans satın alan Türk Tele-kom’un yüzde 100 iştiraki Avea ise 954,7 milyon Euro ödeme yapacak. İhale peşin fiyatlar üzerinden gerçekleşirken, şirketler ödemelerini altışar aylık dönemler halinde dört eşit taksitte yapabilecek. Bununla birlikte yüzde 18’lik KDV peşin olarak ödenecek. Ana şirketten borçlanarak ödeme yapmasının vade konusunda Vodafone Türkiye’nin elini rahatlatabileceği tahmin ediliyor. Ancak ana şirkete de borç nedeniyle piyasadakine paralel bir faiz ödemek zorunda olduğu ifade ediliyor. Halka açık olan Türk Telekom ve Turkcell için analistler bu nakdin ödenmesi ve pazardaki rekabet boyutunu analiz etti. Şeker Yatırım telekom analisti Kıvanç Uysal, 4,5G teknolojisinin şirketlere orta ve uzun vadede, şu an 3G kapasitesi nedeniyle kullanımı düşük olan daha birçok hizmeti bir araya getirip sunabilme olanağını yaratacağını düşünüyor. Bunun yanında, yeni ve yüksek marjlı hizmetlerin sunumunun da gündeme gelebileceğini söyleyen Uysal, “Ülkemizdeki akıllı telefonların yaklaşık yüzde 10’unun 4G hizmetine uyumlu olduğu düşünüldüğünde, tarifelerle birlikte satılsın ya da satılmasın 4G’nin akıllı telefon satışlarını büyük ölçüde etkileyeceğini düşünerek, telekom operatörlerinin dikkate değer gelir kalemlerinden biri olmasını bekliyorum” diyor. Mehmet Akif Daşıran, “Hem Turkcell hem de Türk Telekom’dan (Avea) orta vadede yüksek miktarda nakit çıkışı olacak. İhalede ortaya çıkan lisans ücretlerine ek olarak altyapı ve makine yatırımları da olacak. Büyük ihtimalle dış finansman yoluyla olacağını tahmin ediyoruz” diye konuşuyor. YAKINSAMA ÖNE ÇIKACAK Turkcell’in ihale öncesinde finansman şirketi kurma kararı da ihalenin finansmanına bağlanıyor. Yeni kurulacak şirket, tüketicilere sözleşme yoluyla satılan cep telefonlarının finansmanını sağlayacak. Bu sayede TurkcelPin solo bilançosunda işletme sermayesi azalacak ve 4,5G yatırımlarının finansmanı için daha ucuza daha yüksek borçlanma sağlayabilecek. Genel olarak 4,5G ilave maliyet getirse de tüketicilerin internet kullanımı daha da artacağı için yükselen cirolar ile uzun vadede yatırımların karşılığı alınabilir. Burada telekom sektöründe yakınsama trendi ön plana çıkıyor. 4,5G’yi evdeki internet ile birleştirebilen, yani aboneye hem mobil hem de evdeki genişbant yanında TV ve sabit telefon sağlayan operatörler avantajlı olacak. 3,7 milyar kişi LTE teknolojisi kullanacak Ericsson Mobilite Raporu’na göre, mobil data trafiğinin 2020 yılına kadar dünya genelinde 9 kat artması öngörülüyor. 2020 yılında dünya nüfusunun yüzde 70’inin LTE kapsama alanında olacağı ve 3,7 milyar kişinin LTE kullanacağı belirtiliyor. Rapora göre, Türkiye’de akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 65’i, kapsama ve kesintisiz iletişim konularına son derece duyarlı. BG kullanıcılarının yüzde 40’ı sınırsız data planı istiyor ve yüzde 4l’i daha iyi bir kapsama ve servis kalitesi olması halinde mobil veri kullanım miktarını artırabileceğini iletiyor. Ericsson Türkiye Genel Müdürü Ziya Erdem, “Kullanıcılar artık sınırsız internet paketleri kutlanmak istiyor. Kapsama ve kalite konularında ise eskiye kıyasla çok daha hassaslar. Önümüzdeki dönemde 4,5G’nin Türkiye’de hizmete sunulmasıyla kullanıcılardan ciddi bir talep oluşacağını ve ileri teknoloji kullanımında diğer ülkelerdeki penetrasyon seviyelerine hızla ulaşacağımızı öngörüyoruz” diyor. 4,5G ile geleni 6 fırsat teknolojik işler yeni iş fikirleri 2017 yeni iş fikirleri 2018 yeni yatırım alanları
allenai/c4/00000/699
Apple Watch'un çıkış tarihi netleşmeye başlıyor - İntegral Bilişim - Web Tasarım Anasayfa Bilim ve Teknoloji HaberleriApple Watch'un çıkış tarihi netleşmeye başlıyor Çin Yeni Yılı 19 Şubat'ta. Sonbahar ise 20 Mart itibariyle başlıyor. Bu durumda Apple'ın üst düzey isimlerinden Ahrentd'ın ilkbaharda çıkacağız vurgusu, Şubat sonu ile Mart ayı içerisinde herhangi bir güne tekabül edecek. Bugüne dek Apple'ın akıllı saatini 2014 yılının sonunda piyasaya çıkartması beklendiği söyleniyordu. Fakat söylentiler yaşanan mühendislik sıkıntılarının bir türlü aşılamadığını ve cihazın ufak bir rötarla, noel ve sevgililer günü gibi satış için önemli avantaj zamanlarını kaçıracak. Apple'ın patronu Tim Cook, ilk jenerasyon modelin her gün şarj edilmesi gerektiğini açıklamıştı. Apple Watch'da yaşanan mühendislik sıkıntısının da Apple Watch'un bu şarj süresi olduğu öne sürülüyor.
allenai/c4/00000/701
Yuvarlak Masa′da üçüncü tur | AVRUPA | DW | 21.05.2014 Ukrayna'da 'Yuvarlak Masa' olarak anılan diyalog toplantılarının üçüncüsü yapılıyor. Paris'te Ukrayna konuşuluyor Alman ve Fransız meclislerinin dışişleri komisyonları Paris'te düzenlenen ortak toplantıda Ukrayna'yı görüşüyor. (21.05.2014) Ukrayna krizi nedeniyle Batı ile gerginlik yaşayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin'de temaslarda bulunuyor. (20.05.2014) Ukrayna Dışişleri Bakanı Berlin'de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Deşçitsa, görüşmelerde bulunmak üzere Berlin'e geldi. (20.05.2014) Ukrayna'daki krize çözüm aramayı amaçlayan Ulusal Birlik Diyaloğu Yuvarlak Masa toplantılarının üçüncüsü gündeydeki Mıkolayiv kentinde yapılıyor. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) himayesinde düzenlenen Yuvarlak Masa toplantılarına hükümet üyeleri, milletvekilleri, devlet başkanı adayları, akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve iş adamları katılıyor. İlk iki toplantıda olduğu gibi bu kez de Yuvarlak Masa'ya ayrılıkçıların temsilcileri davet edilmedi. Toplantılarda henüz kayda değer bir ilerleme sağlanamadı. Ukrayna'da devlet başkanlığı seçimi pazar günü yapılacak. Ayrılıkçılar, krizin aşılması açısından önem taşıyan seçimi tanımayacaklarını duyurmuştu. Bu arada ülkenin toprak bütünlüğünden yana olduğunu açıklayan Ukraynalı işadamı Rinat Ahmedov, sahip olduğu işyerlerinde çalışanları, ayrılıkçıları protesto etmeye çağırdı. Ahmedov, çalışanları salı günü düzenlenecek barışçıl gösterilere katılmaya davet etti. Anahtar kelimeler ukrayna, yuvarlak masa, diyalog Kısa link https://p.dw.com/p/1C3em ABD ve Rusya'dan ikili zirve hazırlığı 27.06.2018 ABD Başkanı Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton, Moskova'da Rusya lideri Putin ve Dışişleri Bakanı Lavrov ile temaslarda bulundu. Taraflar ikili ilişkilerin yeniden canlandırılması için diyalog mesajı verdi. ABD ile Rusya nükleer diyalog arayışında 13.09.2017 Soğuk Savaş’tan bu yana ABD-Rusya ilişkileri hiç bu kadar kötüleşmemişti. Şimdi her iki taraf da diyalog kapısının açık tutulmasına çalışıyor. Gündemde nükleer silahların azaltılması var.
allenai/c4/00000/702
TEOG sınavları Pazartesi başlıyor Yaklaşık 1 milyon 200 bin 8’inci sınıf öğrencisi 28-29 Nisan’da, bu yıl ilk kez uygulanan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında yapılacak olan ikinci dönem merkezi sınavlara girecek. Öğrenciler 28-29 Nisan’da Türkçe, matematik, fen ve teknoloji, T.C inkılap tarihi ve Atatürkçülük, yabancı dil ile din kültürü ve ahlak bilgisi olmak üzere toplam 6 dersten sınava girecek. Ortak sınavların 28 Nisan Pazartesi günkü oturumlarında sırasıyla Türkçe, matematik, din kültürü ve ahlak bilgisi yazılıları yapılacak. 29 Nisan Salı günü ise fen ve teknoloji, TC inkılap tarihi ve Atatürkçülük ile yabancı dil sınavları uygulanacak. Sınavlar her iki gün de saat 09.00’da başlayıp, 12.00’de sona erecek. Her bir oturumdan sonra 30’ar dakika dinlenme arası verilecek. Sınavlar 40’ar dakika sürecek. Özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerin sınavları ise 55’er dakika, dinlenme süreleri ise 15’er dakika olacak. Sınav sırasında herhangi bir sorun yaşanmaması için salon görevlisi olarak yeterince asıl ve yedek öğretmen bulundurulacak. Zamanında görevine gelmeyen öğretmene ücret ödenmeyecek. PUAN HESAPLAMA DEĞİŞTİ Son Güncelleme: 26.04.2014 21:26 Anahtar Kelimeler:teog sınavları pazartesi başlıyor
allenai/c4/00000/704
Gölbaşılı çocuklar doyasıya eğleniyor - Ankara Son Dakika Haberleri Haberler >Yerel Haberler >Ankara>Gölbaşılı çocuklar doyasıya eğleniyor Gölbaşılı çocuklar doyasıya eğleniyor 04.08.2012 - 02:20Son Güncelleme : 03.08.2012 - 16:44 GÖLBAŞI Belediyesi’nin Atatürk Sahil Parkı’nda düzenlediği ramazan eğlencelerinde her akşam değişik programlar düzenleniyor. Pazartesi akşamlarını sinema keyfi yaşayan Gölbaşılılar, şiir dinletileri, ilahiler ve türkülerle ramazanın coşkusunu yaşıyor. Çarşamba akşamlarının vazgeçilmez programı hayal kahvesi tiyatrosunda ise çocuklar tahta bacak, Hacivat ile Karagöz, kukla oyunları ile keyif sürüyor. Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, ramazan ayı boyunca iftardan sonra 7’den 70’e herkese hitap eden programlar düzenlediklerini söyledi. Hurriyet.com.tr’nin Ankara haberleri bölümünde, DHA’nın abonelerine gönderdiği Ankara haberleri otomatik olarak derlenmektedir. hurriyet.com.tr editörleri otomatik akış içinde Gölbaşılı çocuklar doyasıya eğleniyor haberine editoryal müdahalede bulunmamıştır. Haber içeriklerinden hukuken ilgili ajanslar sorumludur.
allenai/c4/00000/706
Dünyanın İlk Hidrojen Treni Almanya'da Hizmete Girdi - Tamindir Assassin's Creed III Remastered Assassin's Creed III Remastered, Ubisoft tarafından üçüncü oyunun yeniden elden geçirilmiş ve daha iyi hale getirilmiş halidir. ÜCRETLİ Generation Zero Generation Zero, açık dünyaya oynanan co-op oyunudur. ÜCRETLİ PROJE Çin’de Yetenekli Polis Köpekleri Klonlanıyor İNTERNET Google Chromium Tabanlı Yeni Microsoft Edge Göründü! OYUN Epic Games Store, 85 Milyon Kayıtlı Kullanıcıya Ulaştı Ramazan Tugay Kahraman - 7 AY ÖNCE GÜNCELLENDİ | teknoloji TEKNOLOJİ Mercedes, Hidrojen İle Çalışan SUV Modelini Tanıttı OYUN Oculus Rift İle Hız Treni Birleşince Ortaya Neler Çıktı? TEKNOLOJİ Milli Tren Yola Çıkmak Üzere! ETİKETLER: almanya hidrojen yakıt hidrojen MOBİL Dünyanın En Pahalı 10 Cep Telefonu
allenai/c4/00000/708
Fleet Rent A Car Araç Kiralama Fiyatları Tasit.com » Araç Kiralama » Rent A Car » Fleet Rent A Car Araç Kiralama Fleet Rent A Car Araç Kiralama İstanbul Fleet Rent A Car Araç Kiralama Ankara Fleet Rent A Car Araç Kiralama İzmir Fleet Rent A Car Araç Kiralama Antalya Fleet Rent A Car Araç Kiralama Adana Fleet Rent A Car Araç Kiralama Trabzon Fleet Rent A Car Araç Kiralama Kayseri Fleet Rent A Car Araç Kiralama Konya Fleet Rent A Car Araç Kiralama Geniş bir coğrafyada, müşteri memnuniyeti odaklı çalışan Fleet Rent a Car araç kiralama servisi kalite politikaları ve deneyimli kadrosu ile son derece başarılı bir hizmet yürütmektedir. İlk günden bu güne kalite odaklı çalışan Fleet Rent a Car araç kiralama, daima az risk ve sıfır hatayla iş yapma prensibini kendine görev edinmiştir. Farklı ihtiyaçları karşılayacak şekilde oluşturdukları araç filosunu gün geçtikçe genişleten ve daha geniş kitlelere hitap eden Fleet Rent a Car araba kiralama, uygun fiyatlar ve avantajları ile de müşterilerinin yanında yer almaktadır. Kaliteden ödün vermeden yoluna devam Fleet Rent a Car daima güvenli, rahat ve ekonomik araç kiralamayı kendisine ilke edinmiştir. Benzinli, dizel, düz veya otomatik vites seçeneklerinin yer aldığı geniş araç filosunda ihtiyacınız olan araca rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Sürekli yenilediği araç filosu ve deneyimli personelleri sayesinde ihtiyaç anında rahatlıkla tercih edebileceğiniz Fleet Rent a Car kiralık oto servisi, günlük veya uzun süreli araç kiralama konusunda müşterilerini kalite ile buluşturuyor. Araba kiralamak isteyenlerin ihtiyaçlarını tam anlamı ile karşılamak isteyen Fleet Rent a Car oto kiralama, daima tam zamanlı ve eksiksiz bir çalışma yürütüyor. Fleet Rent a Car Lüks Araç Kiralama Ekonomi sınıfı araçlardan lüks ve VIP sınıf arabalara kadar farklı birçok marka ve model seçeneğinin bulunduğu Fleet Rent a Car kiralık araç servisi filosunda dilediğiniz aracı rahatlıkla kiralayabilirsiniz. İhtiyaçlarınız ve beklentileriniz doğrultusunda hareket eden Fleet Rent a Car lüks araç kiralama sayesinde kendinizi özel hissedebilirsiniz. Fleet Rent a Car Havalimanı Araç Kiralama Tatil veya iş gezilerinizde dilediğiniz tarih ve saatte havalimanında arabanızı hazır eden Fleet Rent a Car kiralık araba servisi, daima kendinizi güvende ve özel hissetmenizi amaçlıyor. Hızlı ve titiz araba kiralama hizmeti sayesinde hem zamanınızdan hem de paranızdan tasarruf yapmanızı sağlayan Fleet Rent a Car araç kiralama, yerli ve yabancı müşterilerine yeni araç filosu ile sorunsuz araba kiralama hizmeti sunuyor. Online rezervasyon yaptırabileceğiniz Fleet Rent a car havalimanı araç kiralama dilediğiniz anda kiralık aracınıza ulaşmanızı sağlıyor. Belge ve sorunlarla sizi boğmadan hızlı bir şekilde işlemlerinizi halleden firma, temiz ve özverili çalışması ile de müşterilerinden tam puan alıyor. Fleet Rent a Car Araç Kiralama Tasit.com’da Dünyanın birçok kaliteli araç kiralama firması ile iş birliği içerisinde olan Tasit.com sayesine Fleet Rent a Car araba kiralama servisi avantajlarından yararlanabilirsiniz. Aradığınız aracı ve hizmeti rahatlıkla bulabileceğiniz Tasit.com sayesinde Fleet Rent a Car rent a car hizmetlerinden yararlanabilir ve sorunsuz araba kiralamanın keyfine varabilirsiniz. Fleet Rent A Car Araç Kiralama DEĞERLENDİRME
allenai/c4/00000/709
Gözenç / Karanalp / Yağız / şekibe / Sanay / Arsun / Diler / Selman / Gökay / Tevhide Diş Hekimi Dr. Çağdaş KIŞLAOĞLU ( Kimdir? ) Çocukların birçoğu dişlerini fırçalamak istemez ya da zorla fırçalar. Anne ve babaların en zorlandığı konu çocuklara diş fırçalama alışkanlığını kazandırmaktır. Çünkü çocukların dişleri yetişkinlere göre daha çabuk çürür. Dişlerinin çabuk çürümesindeki en önemli etken de fazlaca tüketilmesine izin verilen şeker, çikolata, cips gibi gıdalardır. Beslenme Çantası ve Diş Sağlığı
allenai/c4/00000/710
İngiltere Dışişleri Bakanlığı Avrupa'dan Sorumlu Devlet Bakanı Duncan:- "(15 Temmuz darbe girişimi) Eğer bu İngiltere'de, Birleşik Krallık'ta olmuş olsaydı sanki ordunun Whitehall'a girip, Westminster Köprüsü'nü vurup, Kraliçe ve Başbakanı öldürmeye ve pa ANKARA (AA) - İngiltere Dışişleri Bakanlığı Avrupa'dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili, "Eğer bu İngiltere'de, Birleşik Krallık'ta olmuş olsaydı sanki ordunun Whitehall'a girip, Westminster Köprüsü'nü vurup, Kraliçe ve Başbakanı öldürmeye ve parlamentoyu bombalamaya çalışıp BBC'yi kontrol altına alması gibi bir şey olurdu. Bu dille ifade ettiğim zaman Birleşik Krallık'taki insanlar Türkiye'nin ne yaşadığını anlıyor." dedi. Resmi temaslar için Türkiye'de bulunan Duncan ile Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB Bakanlığında ortak basın toplantısı düzenledi. Duncan, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana Türkiye'yi beşinci kez ziyaret ettiğini vurgulayarak, İngiltere'nin Türkiye'nin arkasında olduğunu kaydetti. Türkiye ve İngiltere arasındaki dostluğun, dünyanın şu an karşı karşıya kaldığı zor şartların aşılmasında önemine işaret eden Duncan, iki dost ülke olarak bütün konuları güven esasına dayalı görüşebildiklerini ifade etti. Duncan, Ankara'ya gelmesinin hemen ardından darbe girişimi sonrası hasar gören TBMM binasını ziyaret ettiğini anımsatarak, şöyle devam etti: "Neredeyse üzerinden bir yıl geçmiş. Hasar hala görülebilir vaziyette. Bir yıl sonra yine Meclis'e gitmek çok etkileyiciydi. Birleşik Krallık sizlerin neler yaşadığınızı çok yakından anlıyor. Darbe girişimiyle karşı karşıya kalmanın ne demek olabileceğini çok iyi anlıyor ve tabii ki Türkiye yeniden düzeni tesis edebilmek için belli adımlar atıyor." - "Diğer ülkelerin de anlaması lazım" Darbe girişiminden bu yana Türkiye'de yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Dunkan, şunları söyledi: "Darbe suçunu işleyenlerin ve bundan sorumlu olanların adil şekilde yargılanması gerektiğini söylüyorum. Bu darbenin ne olduğunu anladığımızı da söylemiştik. Daha önce de söyledim ve tekrar ediyorum: Eğer bu İngiltere'de, Birleşik Krallık'ta olmuş olsaydı bu aslında sanki ordunun Whitehall'a girip, Westminster Köprüsü'nü vurup, Kraliçe ve Başbakanı öldürmeye, parlamentoyu bombalamaya çalışıp BBC'yi kontrol altına alması gibi bir şey olurdu. Bu dille ifade ettiğim zaman Birleşik Krallık'taki insanlar Türkiye'nin ne yaşadığını anlıyor. Diğer ülkelerin de bu yaşanan olayların Türkiye için ne kadar büyük ölçekli bir şey olduğunu ve aynı zamanda Türkiye'nin mevcudiyetini ve Türk devletinin istikrarını nasıl tehdit ettiğini anlaması gerekiyor. Darbe girişimiyle ilgili bence ilk anlaşılması gereken şey budur." - "Birleşik Krallık'taki Müslümanların desteklenmesinden yana oldum" Duncan, İsviçre'de yapılan Kıbrıs Konferansı'nın başarısızlıkla sonuçlanmasından üzüntü duyduklarını dile getirerek, "Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun yapıcı ve olumlu yaklaşımlarını biliyoruz. Gerçekten çok yazık. Kapsamlı görüşmelerin bir sonuca varmaması bizi çok üzdü." şeklinde konuştu. Avrupa'daki İslam karşıtlığı konusuna değinen Duncan, Birleşik Krallık'ta yaşayan 3 milyon Müslüman'ın ülkenin çok önemli parçasını oluşturduğunu kaydetti. Duncan, görev süresi boyunca daima Birleşik Krallık'taki Müslümanların desteklenmesinden yana olduğunu hatırlatarak, "Müslümanlar diğer vatandaşlar gibi eşit haklara sahip vatandaşlar. Irkçı ya da nefrete dayalı bir saldırı varsa kınıyorum. Bu tür suçlar her türlü uygarlaşmış toplumda reddedilir. Biz bunu şiddetle kınıyoruz. Bu tür yaklaşımlar asla kabul edilemez." dedi. İngiltere’nin en yüksek tirajlı gazetesi The Sun’ın eski siyaset editörü Trevor Kavanagh’ın çarşamba günü yayımlanan köşe yazısında kullandığı “Müslüman sorunu” ifadesinin sorulması üzerine Duncan, İslamofobi, antisemitizm ve nefret suçları arasında bir fark gözetilmesinin asla kabul edilemez olduğunu belirtti. Duncan, Birleşik Krallık'ta antisemitik ya da İslamofobik tavır sergileyenlerin sert şekilde kınandığının ve kanunlara göre kovuşturmaya tabii tutulduğunun altını çizdi.
allenai/c4/00000/712
Nutuk, Nutuk/Sadeleştirme Padişah işin gidiş ve durumuna göre birisini sadrazamlığa seçeceğim diyor R a u f ve K a r a V a s ı f B e y l e r, 3 Mart 1920 tarihli şifrelerle, bu istifa haberini verirlerken Felâh-ı Vatan Grubu başkanının ve Meclis başkan vekillerinin saraya gönderildiğini de bildiriyorlardı. Bu başkanlar, Padişah'ın huzuruna kabul olunmamişlar. Başkâtip ve Başmâbeyinci ile görüşmeleri irade buyurulmuş. Grup başkanı, millî teşkilât'ın Padişah'a bağlılığını bildirmiş. Sözü hükûmetin çekilmesine getirmiş. Padişah, Başkâtip aracılığı ile şu iradeyi bildirmiş : Bütün milletvekillerine selâm. İşlerin gidiş ve durumundaki ağırlığı ben de onlar kadar biliyorum. Gidişatın ve durumun gereğine göre birisini sadrazamlığa seçeceğim. Onun yetkisine el uzatarak arkadaşlarını seçmesine karışamam. Ancak, ona çoğunluk grubuyla anlaşmasını tavsiye edeceğim. "http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Padi%C5%9Fah_i%C5%9Fin_gidi%C5%9F_ve_durumuna_g%C3%B6re_birisini_sadrazaml%C4%B1%C4%9Fa_se%C3%A7ece%C4%9Fim_diyor?oldid=71979" adresinden alındı.
allenai/c4/00000/714
‘Tarih 6-7 Eylül Olayları'yla dolu’ Dönemin Özel Harp Dairesi Başkanı emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun, “Başarılı bir özel harp işidir” şeklinde tanımladığı 6-7 Eylül Olayları'nın üzerinden 63 yıl geçti. Gazeteci Mihail Vasiliadis, 6-7 Eylül’ün gayrimüslim halkları eritme politikasının bir halkası olduğunu söylerken Yazar Foti Benlisoy da tarihin bu tür saldırılarla dolu olduğunu vurguladı. Dönemin Özel Harp Dairesi Başkanı emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun, “Başarılı bir özel harp işidir” şeklinde tanımladığı; Rum, Ermeni ve Yahudi yurttaşlara yönelik saldırıların yapıldığı 6-7 Eylül Olayları'nın üzerinden 63 yıl geçti. 6-7 Eylül tanıklarından Apoyevmatini gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis 6-7 Eylül günü yaşadıklarını anlattı. Olayların yaşandığı tarihte 15 yaşında bir tezgahtar olan Vasiliadis, “Hiç tanımadığımız kişiler sabahın erken saatlerinde dükkanların önünden gidip geliyorlardı. Bir şey bekliyor gibi bir halleri vardı. Esnaf ‘Bunların burada ne işi var’ diye soruyordu. Türk komşular ise üzüntülü ve tedirgin gibiydiler. Bazı Türkler, gayrimüslim dostlarına tavsiyelerde bulunuyordu. ‘Bugün pek iyi değil, dükkanları kapatıp gidelim’ diyorlardı. Ama bunun nedenini söyleyemiyorlardı. Nedenini söyleseler dostları olmayan azınlık mensupları da bundan istifade edebileceklerdi. Çünkü tanıdıkları kişiler kendi değerlendirdikleri kişilerdi. Dolayısıyla, onlara zarar gelmemesi gerekir fikri hakimdi. Türk dostların tavsiyesiyle dükkanlar kapatıldı. Ben eve gitmek üzere yola çıktım” sözleriyle o gün yaşananları anlattı. ‘ATATÜRK’ÜN EVİ BOMBALANDI’ HABERİ GELİNCE... ETİKETLER: 6-7 Eylül
allenai/c4/00000/715
Halil Sayın'dan Basın Açıklaması | Olay Gazetesi ANASAYFA Gündem Halil Sayın’dan Basın Açıklaması Halil Sayın’dan Basın Açıklaması İstanbul 1. Bölge Milletvekili Aday Adayı Halil Sayın, basın açıklamasında; Millet olarak, sözcüklerin insanlık dışı saldırılar karşısında zayıf kaldığı, yüreklerin kan ağladığı, acı dolu günler yaşıyoruz. Demokrasiye olan inancımız; bizleri sözün gücüne güvenmeye, sesimizi değil sözümüzü yükseltmeye, tüm olumsuzluklara rağmen insanlık erdemini korumaya icbar etmektedir. Her ne şartta olursa olsun ülkemize ve insanımıza zarar veren her türlü fiil ve eylemin karşısında tek yürek tek soluk olmak, dikleşmeden dik durmak en temel sorumluluğumuzdur. Bir yaşama ideali fikriyle bağlı olduğumuz AK Parti felsefesinin bir gereği olarak, huzura ve sükûnete en çok ihtiyacımızın olduğu bir zamanda; dünyalık bir makam, mevki kaygısı taşımadan ve sağına soluna bakmadan tereddütsüz ” hazırım ” diyebilme düşüncesiyle partimizin İstanbul 1.Bölge Milletvekilliği görevine talip olduğumu beyan etmek istiyorum. Başta bu felsefemizin mimarı kurucu Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği istikamette daha fazla sorumluluk alma idealiyle mecliste olma arzusunda olduğumu kamuoyu ile paylaşmak isterim. Eli kanlı terör örgütüne karşı verdikleri amansız mücadelelerinden dolayı Ordumuza ve Emniyet Mensuplarımıza minnet duyguları ile şükranlarımı sunarken, şehit asker ve polislerimize Allah’tan rahmet gazilerimize acil şifalar, yakınlarına da sabır ve sebat dilerim. Ülkemizin içinden geçtiği bu kritik süreçten 1 Kasım seçimlerine gidilen yolda görev verilsin veya verilmesin, yetkili organlarımızın uygun gördüğü her alanda görev almaya hazır olduğumu ve bütün aday adayı arkadaşlarımın da ayni hassasiyetlerle aday olduğuna olan inancımı yinelemek isterim. Bu süreçte aday olmaya sorumluluk üstlenmek adına göreve talip olmak zaviyesinden bakıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle; Her karışında şehit kanlarının izini taşıyan bu vatan toprağına göz dikmeye cüret eden her yapıya karşı, tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek millet ilkesi temelinde karşı durma sorumluluğu ile hareket etmek boynumuzun borcudur. Basın açıklamamıza göstermiş olduğunuz alakadan dolayı teşekkür eder; Yüce Milletimize saygılar sunarım.” dedi.
allenai/c4/00000/717
2018 Yılında Yapılan Kaçak Yapılar Uydu Fotoğrafları İle Tespit Edilerek Yıkılıyor! 2018 yılından önce yapılan yapıları kapsayan imar barışı için fırsatçıları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tek tek tespit ederek kaçak yapıları yıkmaya başladı. Özellikle de rant yaratacak değerli bölgelerde kaçak yapılaşma rekor kırarken imar barışı fırsatçıları değerli arazilerde derme çatma gecekondular yaparak kendilerine fırsat yaratmaya çalışıyor. Yapı Kayıt Belgesi Alan Kaçak Yapılar Yıkıldı! Denize yakın hazine arazileri üzerinde artan kaçak yapılaşmaya müdahale edildi. Antalya'da 1 Ocak 2018 ve sonrasında yapıldığı tespit edilen 65 bina için yıkım kararı verildi. Bu yapılardan 64 tanesi için imar barışı başvurusu yapıldığı ve yapı kayıt belgesi alındığı tespit edildi. Binaların yapım tarihlerinin çeşitli tarihlerde uydudan yapılan çekimlerle ortaya çıkarıldığı ve uydu fotoğrafları ile kesin yapım tarihlerinin tespit edildiği belirtidi. 350 Kaçak İnşaat Devam Ediyor! Bölgede yapılan denetimlerde halen devam eden 350 kaçak yapı olduğu tespit edilirken Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri tutanak tutarak kaçak yapıları tek tek tespit ederek işlemlere başladı. 2018 Yılında Yapılan Kaçak Yapılar Kapsam Dışında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan açıklama ile 31 Aralık 2017 tarihinden sonra yapılan kaçak yapıların imar barışı kapsamı dışında kaldığı duyurulmuştu. İmar barışı kapsamına girmeyen yerler arasında bakanlık; - Tarihi yarımada içerisinde kalan yapılar, -31 Aralık 2017 sonrasında yapılan yapıların yer aldığını duyurmuştu. Bu nedenle bu tarihten sonra yapılan kaçak yapılar için imar barışı başvurusu yapılarak yapı kayıt belgesi alınsa dahi yıkım kararı çıkacak. Hem kaçak yapı yıkım cezası uygulanacak hem de tahsil edilen imar barışı ücretleri iade edilmeyecek. Imar BarışıImar AffıKaçak Yapılar Yıkılacak Mı Harika 2019-05-10 23:00:52 2017 yi affettiniz, 2019 seçimi milat olsun ve 2018i kapsayarak mağduriyetler giderilsin lütfen vatandaş 2019-06-04 21:39:58 31.12.2018 de af kapsamında degerlendirilip mahkemelik olanlarla uzlaşma sağlanmalı.. vatandas 2019-06-04 21:41:14 31 mart seçimleri milat kabul edilip imar barışı uzatilmali..mahkemelik olanlar la uzlaşma sağlanmalı recep 2019-06-11 21:19:12 bencede şuana kadar yapılan evler affa girsin ama etrafı talan etmiş çok çirkin yapılar yapmış doğayı katletmiş kişilere af gelmesin ağaçları kesen gibi Vatandaş 2019-07-09 22:40:12 İyi aksamlar benim deden kalma tapulu eski evim var 1970 de yapılma yapı kayıtlı belgesini alıp tahdilat yaparken mühürlediler mahkemelik olduk sizce ne olur Gariban 2020-01-20 02:41:50 Parayi alirken hiç 17 18 yok hemen onay Ondan sonra öyle böyle haramda zikkim Olsun yazik devletle vatandaş bu noktaya Gelme meli idi keşke ilgili memurlar olay mahilinde incelme yapip onay verse idi. Erkan 2020-03-12 18:11:28 bunca i̇nsani mağdur edemezsi̇ni̇z. kesi̇nli̇kle sadece vatandaşın bin bir zorlukla yaptığı yapılar af kapsamına alınmalı. rant için yapılanların üzerinde durulmalı. sıradan vatandaş bununla sınanmamalı. bunca emekle elde ki avuçtaki üç kuruşla yapılan yapıları affedin.
allenai/c4/00000/718
Süpermen Dönüyor (türk süperman) | mustafadeliceous ← Gurbet Ellerinde Gözlerim Yaşlı Bir Köpek Kadar Sadık Olamadın Ey İnsan… → Posted on Temmuz 11, 2014 | Yorum bırakın Alışıla gelmiş bir şekilde bu film ile dalga geçmeyeceğim. 1979 yılının teknolojisi düşünüldüğünde acımasız bir yaklaşım olacağı aşikardır. Nitekim filmin yönetmeni Kunt Tulgar, bu filmin çekildiği yıllarda ki imkanların darlığına değinmiş ve günümüz teknolojisi olsaydı güzel bir filmin ortaya çıkacağını belirtmiştir. Baş rolde yani süpermen karakteriyle karşımıza Tayfun Demir çıkıyor. Filmdeki adıda bizzat Tayfun’dur. Tayfun orijinal supermande olduğu gibi gözlüklü bir gazetecidir. Normal bir şekilde hayatına devam ederken bir anda her şey değişir. Ailesi aslında onun üvey evlat olduğunu, kendisini roket gibi birşeyin içinde bulduklarını söyler. Bulduklarında yanında yeşil birde taş vardır. İşte bu taş Kripton taşıdır. Pek muazzam pek güçlü bir taşdır. Büyük bir enerjiye sahip olan bu taş süpermeni durdurabilecek tek şeydir. Taşın bir çok gücü vardır. Süpermen bilindiği üzere olağanüstü güçlere sahiptir. Ne taş işler ne mermi işler. Karşısında kimse duramaz. Zaten insan değildir ki. Kriptonludur bizim Tayfun 🙂 Ancak onunda duyguları vardır. Gazeteci iş arkadaşına sevdalanır. Onu gizliden gizliye korur. Türlü belalara bulaşan kızı kurtarır. Kız kahramanına yani süpermene aşık olur. Süpermene aşık olan kız (Güngör Bayrak) kendisine ilanı aşk yapan Tayfun’a ,ben seni sevmiyorum. Ben süpermeni seviyorum diye bağırmıştır. Altı üstü bir gözlük var. Ah be kızım nasıl tanımazsın süpermeni 🙂 Daha önce bahsetmiş olduğum Kripton taşına geri dönelim. Bu taşın çok önemli bir özelliği vardır. Kötü adamların icat ettiği makinede kripton taşı gerekiyordu. Kripton taşından çıkan ışınlar nereye değerse altına dönüşüyordu. İşte bu kötü adamlar taşı arzuluyor ve bu taşın sadece taşın araçtırmacısı profesörde olduğunu biliyorlardı. Her zaman olduğu gibi filmin ince detayları ve devamını buradan vermiyorum. Aslında zamanım olsa bütün detaylarıyla yazmak isterdim. Dünyayı kurtaran adam filmiyle birlikte dünyanın en kötü filmleri arasına girmeyi başarmış olan bu filmi izlemenizi tavsiye ederim 🙂 Saygılarımla Bu yazı Eski Türk Filmleri içinde yayınlandı ve en kötü filmler, eski filmler, kötü filmler, saçma filmler, süpermen dönüyor, superman films, tayfun demir süperman, türk süpermen, turkish superman, turkish superman film olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin. ← Gurbet Ellerinde Gözlerim Yaşlı
allenai/c4/00000/719
Kurumlar Vergisinden Muaf Olan Kooperatiflerde Ortak Dışı İşlem ve İnternet Ortamında Verilen Reklam Hizmetlerinin Vergi Kesintisi | Erta Denetim KURUMLAR VERGİSİNDEN MUAF OLAN KOOPERATİFLERDE ORTAK DIŞI İŞLEM VE İNTERNET ORTAMINDA VERİLEN REKLAM HİZMETLERİNİN VERGİ KESİNTİSİ Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca 15 Şubat 2019 gün ve 30687 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ(Seri No: 17) ile yapılan değişiklikler aşağıdadır 1- “4.13.3. Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi” başlıklı bölümünün beşinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Değişen kısmın üzeri çizilmiş, değiştiren metin kalın puntolarla yer almaktadır. Örnek 2: (B) tohum üretim kooperatifi, gıda ürünleri üreten (K) A.Ş.’nin sermayesinin %20’sine iştirak etmiş ve bu iştirakinin 2017 hesap dönemine ait karını 2018 yılı Haziran ayında dağıtması sonucunda 1.500.000.-TL kâr payı elde etmiştir. (B) kooperatifi elde ettiği bu kâr payının 600.000.-TL’lik kısmını 2019 yılı içerisinde ortaklarına dağıtmıştır. (B) tohum üretim kooperatifinin sermaye şirketine iştirak etmesi, bu iştirakinden kazanç elde etmesi ve elde ettiği bu kazancı ortaklarına dağıtması kooperatifin muafiyetine etki etmeyecektir. (B) kooperatifinin başkaca ortak dışı işlemleri nedeniyle iktisadi işletme oluşması halinde (K) A.Ş.’nin sermayesine katılımından elde ettiği kazancını iktisadi işletme ile ilişkilendirmesi de söz konusu olmayacaktır. ← Bülten 2019-42 Konkordato Müessesesinin Şüpheli Alacak Karşılığı Uygulaması Karşısındaki Durumu Bülten 2019-44 1 Ocak 2019 Tarihinden İtibaren Uygulanacak KDV İade Talep Süreleri →
allenai/c4/00000/720
Psikolog Sema Maraşlı canını dişine takmış erkeklerin hakkını savunurken maalesef en çok canı yanan Diyanet personeli ile Milli Eğitim Bakanlığı personeli olayın adından hareketle sessizliğini korumaktadır. İstanbul Sözleşmesi bağlamında sapkın Avrupa Birliği'ne taciz ve tecavüzcülerin rakamını verme adına her gün onlarca erkek haksız yere mahkum ediliyor. Eşler ve çocukları toplum içinde psikolojik baskı altında kalırken aileler dağılabiliyor. İstanbul Sözleşmesi ile Müslümanlar farkında değil belki ama Nur Suresi'nden intikam alınırken Avrupa Birliği'ne verilen taciz ve tecavüz rakamlarıyla İslam ülkeleri resmi beyanla tacizci/tacavüzcü/pezevenkler ülkesi olarak bildirilmiş oluyor. Diğer taraftan Türkiye dışında hiçbir ülkede tacizde tek kadının şahitliği ile erkek cezalandırılmayıp taciz ve tecavüz olaylarında fiziksel deliller aranmaktadır. Konu ile ilgili olarak Allah, insanın onur ve şahsiyetine verdiği önemle Müslümanın dahi yapacağı zinaya karşı suçun ispat edilebilirliğini ortadan kalırırcasına 4 şahit istemektedir. 4 şahit yoksa 3/2/1 kişinin zinaya şahit olması durumunda susmalarını, aksi takdir de görmelerine rağmen iftira cezası olarak 80 sopa ve ebediyen yalancı şahit olarak şahitliklerinin kabul edilmemesini şart koşmaktadır. Zina isnadında bulunanlar için hüküm bu iken Allah duyanları da aynı şekilde uyarmaktadır. Zina/taciz isnadını duyanlara da Allah, 4 şahit istemelerini, 4 şahit şartının olmaması durumunda hiçbir yorum yapmaksızın "Bu apaçık bir iftiradır" demelerini hatırlatmaktadır. Maalesef bu tür duyumlar karşısında insanlığın genel tavrının, "ateş olmayan yerde duman mı çıkar... bir kız kendi iffetine neden laf ettirsin... yapmış ki kız feryat ediyor...zaten bunun kadın düşkünlüğü vardı... zaten eşiyle de arası açıktı... bekardı... zamparaydı... yapar...." şeklinde olmasına set çekerek her tür yorumun yapılmasını yasaklamaktadır. Allah insanın/müslümanın bu konulardaki zaafiyetini bildiği için özellikle Hz. Yusuf üzerinden taciz/zina iftirasına karşı uyarılarını yapmaktadır. Toplumun yanıldığı en büyük nokta ise şudur: Ateş olmayan yerden duman mı çıkar? Oysa Hz. Yusuf'a ve Hz. Aişe'ye atılan iftirada ortada duman vardı lakin ateş yoktu. Fıtratı bozuk, ahlaksız ve utanma duygusunu kaybeden insanlar için ateş olmadan duman çıkarmak hiç de sorun değildir. Bazıları da çıkıp iyi de kardeşim bu olayın şahidi mi olur? diyebilir. Doğrudur... Bu olayın şahidi olmaz. Ki bu konunun şahidi olmadığını bilen Allah bu nedenle 4 şahit istemektedir. Adeta Allah, "Siz nefsinize Müslüman olmanıza rağmen yenik düşebilirsiniz. Bu öyle bir günahki tüm hayatınız sıfırlanabilir. Bu nedenle ben, bu günahı ispat etme işini zorlaştırıyorum. Lakin siz de tez zamanda bu günahınıza tövbe ediniz..." demekle tarafları kendi vicdan muhasebesiyle ıslaha davet etmektedir. "Zinada durum bu iken taciz de durum ne?" diye sorulacak olursa; İslam, zinada karşılıklı rıza olması nedeniyle günahı ispat edilebilirlikten çıkarmakla kişilerin ve toplumun güven hukukunu ayakta tutarken rızaya dayalı olmayan taciz de ise her hangi bir yaptırıma gitmeyerek bu konuyu toplumun ahlaki sözleşmesiyle çözmektedir. İslam, başta örtünme olmak üzere kadın ve erkek ilişkilerinde resmiyeti ön plana almakta, halvet konusuna dikkat çekmekle baş başa kalmayı minimize etmekte, kadın ve erkeğin dürtülerini uyaracak 'konuşma, gülüşme, başbaşa kalma, yazışma, yemeğe çıkma, tek başına aynı arabada seyahat etme..' gibi her tür davranıştan uzak tutmakla her iki cinse yüklediği sorumlulukla tacizi ortadan kaldırmaktadır. İstanbul Sözleşmesi sonrasında tacize uğraşayan kadınların derhal gidip şikayet etmesi gerektiğine dair kışkırtıcı reklam ve haberler iyi niyetten uzaktır. Nihayetinde ispat edilebilirliği imkansız olan tacizde kadın ve erkeğin iftiraya kurban gitmesi mümkünken her iki tarafından ömür boyu boynuna asılan hoş olmayan bir söylenti ile hayatları kararmaktadır. Erkek eş ve çocuklarınca her an şüpheli durumda göz altında tutulurken taciz iddiasından bulunan kadın, evlilik hayatı boyunca eş ve eşinin yakınlarınca şüpheli muamelesiyle en ufak tartışmada iddiasıyla olmadık kakıçlarla karşılaşmakta hatta boşanmaya giden bir sürece adım atmaktadır. İslam, günahın toplumda duyulmakla yaygınlaşmaması ve anlık hareket eden kişilerin günahı ızharla kendi ve karşıdaki kişinin hayatını zindana çevirme gibi nedenlerle günahların açıklanmasını hoş karşılamamaktadır. Allah vahiyle şekillendirdiği ahlak modeliyle günahları minimize eder, açıklanmasını hoş karşılamazken; Şeytan ve dostları alabildiğine günahların işlenmesi, anlatılarak yayılması, sonuçta tarafların rezil olmasını arzu etmektedir. Nur Suresi'nin ilgili ayetleri: 1 Amerika şimdilik PYD'li teröristlerle yol almak... 2 HDP’lilere maaş ödenmesin talebi! 3 Van'da korkutan deprem! 4 Adı Milli Kendi Zavallı Eğitim Sistemi 5 Genç kızlarımıza yardım edin! Üzerlerine yüklenen... 6 Diyanet ve din görevlileri gerçekten bu konuyu ciddiye... 7 Türkmenoğlu ve yönetiminden müzeye ziyaret... 8 Kırmızı Grup’ta mücadele eden Vanspor 5’nc... 9 Yeni uygulama 5 Aralık'ta başlayacak! Sigara... 10 Katı atık tesisi, enerji üretimine başlayacak
allenai/c4/00000/725
"PANİĞE KAPILMAMAMIZ GEREKİYOR" Dini Terimler Sözlüğü'ndeki "buluğ" kelimesinden yola çıkarak 9-12 yaşlar arasındaki küçük kız çocuklarıyla evlenilebileceği yorumları yapılarak Diyanet camiasına yönelik olumsuz haberler çıktığını hatırlatan Yılmaz, "Diyanet olarak çok paniğe kapılmamamız gerekiyor. 'Buluğun, namaz v.b. dini vecibeler için önem arz ettiğini söyleyip, dolayısıyla burada anlatılan budur' diyebilirdik. Neden böyle bir yorumda bulundunuz diye bir savunma geliştirilebilirdi. Onun için konuşan ama konuştuğunda da ses getiren ve yenilenen bir Diyanet olmak zorundayız. Model alan değil, model olan bir Diyanet olmak durumundayız.dinihaber.com" ifadelerini kullandı. "TARİKATIN DENETLENEBİLİR OLMAMASI BİR PROBLEM" Son Güncelleme: 12.01.2018 00:05 Hak ve Hakikat 2018-01-11 07:05:39 Hoca efendide bir cemaatin çok saygın bir üyesi ama ilginç bir çıkış önce kendilerinden başlarlarsa çok isabet olacak...! Ağa 2018-01-11 07:26:14 Samimi isen önce sen bırak tarikatını. Sen hüdayinin vekili değilmisin. Sallamışsın. Hiç samimi değilsin. beklenen açıklama 2018-01-11 00:59:34 hasan kamil hocamdan beklenmeyen bir açıklama. gerçekten tebrik ederiz. işte diyanet ruhu. işte islam ruhu bu. mevcut diyanet işleri başkanı da makamında yusuf kaplanı kabul edip cahiller birliği ile anlaşma yapadursun Bir dost 2018-01-11 01:13:10 Samimiysen,O zaman ilk olarak Adapazarı Camili Yunus Emre Kuran Kursu denetlensin. Mesela fahri öğreticiler nasıl görev alıyor incelensin??? Ismail 2018-01-11 04:12:06 Helal olsun hocama.Bu sözü ilk kim söyledi buda onemli. ali erbaş duysun 2018-01-11 01:00:49 hurafeci alimler birliği ile kafa kafaya verip kendine meşruiyyet kazandırmak isteyen ali erbaş bu açıklama karşısında istifa etmelidir İmam Hatip 2018-01-11 11:41:10 Malesef bizde doğrular makam yetki elden gittikten sonra söylenir insan höçtükten sonra dwğer verilir oldu buda doğrudur ama öbür koltuktayken söylense idi doğruydu şimdi doğrunun altında başka bi doğru aranır...... abdullah 2018-01-11 07:29:27 demek öyle meclisi meşayihi he!?!?! peki Abdulhamit han hzlerini tahttan indirenler bunlar değil miydi tabi sizde haklısınız belki de bu konuşmanız sizin değil mensubu olduğunuz osman nuri topbaşa ait Allah sizlere bizlere hidayet versin Safa 2018-01-11 17:45:54 @abdullah Abdullah kardeşim bu anlayış yanlış. Dedemin suçunu neden benden soruyorsun. Yanlışı babamda yapsa yanlıştır. Yanlışın arkasında durulmaz. Abdülhamidi indirenlerin yahudi rum ve ermeniler hariç herkes pişman oldu ama ne çare? Bu olay ibret alınmalı . Kendine rahatlık batanların bir kısmı gezideki ajanların peşine takıldılar. Sonradan onlarda meselenin ağaç olmadığını anladılar .merakım şu. İllada başımıza birşey gelmesimi lazım. Altı ay geçmeden de Feto aynı haltı yedi. Bunların peşinden gidenleri uyarıyorum aklınızı başınıza alın. Dış güçlerin maşası olmayın derim.
allenai/c4/00000/730
Şenol Güneş'i kim kızdırdı? Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, CSKA Moskova karşısındaki futbol nedeniyle oyuncularına kızdı. 1028435 Kaydet Kaydı KaldırX Kaydettiklerim Zaman Tüneli Daha önceki hazırlık maçlarında ortaya konan performanslara fazla tepki göstermeyen Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, CSKA Moskova karşısındaki futbol nedeniyle oyuncularına kızdı. Yenen gollerde defansa bağıran tecrübeli teknik adam, kaçırılan pozisyonlarda ise yerinden fırladı. Beşiktaş’ın yeni yardımcı antrenörü Guti Hernandez, Tolgay Arslan’ın golünden sonra büyük sevinç yaşadı. Arslan’ın uzaktan sert şutunun ağlara gitmesiyle bir anda yerinden fırlayan İspanyol teknik adam, tecrübeli futbolcuyu alkışladı. Beşiktaş-CSKA Moskova maçı öncesinde ilginç bir tesadüf yaşandı. Siyah-beyazlı kafileyi stada getiren otobüs şoförünün Hırvatistan taraftarı olması ve dev final öncesi formayı giymesi taraftarı heyecanlandırdı. Beşiktaşlı futbolcuları desteklemeye gelen seyirciler ‘Vida’ tezahüratında bulunurken, şoför de onları selamladı. Öte yandan bir grup taraftar maç sırasında tribünde meşale yakarken, yöneticiler o alana giderek uyarılarda bulundu. 6. Teşekkürler Schalke! 8. İşte Cocu'nun sözleşmesindeki fesih maddeleri 9. Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde ne kadar kazandı? 10. Beşiktaş transfere hızlı girmek istiyor 1. Teşekkürler Schalke! 3. Terim: Bazı arkadaşlarımızla yolları ayıracağız 4. Hayali milli takımdı 5. Liverpool yoluna emin adımlarla devam ediyor 6. "Bir dahaki sefere buraya kazmanın sapıyla geliriz" 7. 2 Senegalliyi Galatasaray'a getirdi ama... 8. "VAR ile hakem tartışmaları bitmedi" 9. Ünal Karaman'dan Aykut Kocaman açıklaması 10. Işın Çelebi'den Galatasaray camiasına çağrı
allenai/c4/00000/732
Ana Sayfa Ana Kategori Diğer Makaleler Haklarında kamu davası açılan kişi, şirket veya vekillerinin kamu alım ihalelerine girebilme şartları Yazar Gemlik Muhasebe Kategori Diğer Makaleler Yayın Tarihi 30.04.2011 13:15 Okunma Sayısı 2.065 kere okundu. Bu yazıyı Yazdır Piyasada faaliyet gösteren birçok şirket, kamu idarelerinin açmış olduğu ihalelere girmekte ve idarelerin mal, hizmet veya yapım işleriyle ilgili ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. 2010 yılı içerisinde, İdareler piyasadan yaptıkları ihale sonucu 99.199 adet mal alımı, 39.882 adet hizmet alımı, 17.882 adet yapım olmak üzere toplam 156.903 sözleşme yapmıştır. Bu alımlarda toplam 69.510.284 TL. Kamu kaynağı harcanmıştır. (Bkz. www.kik.gov.tr) Ülkemiz kaynaklarının önemli bir bölümü ihale ve sözleşme mevzuatları içerisinde yürütülen faaliyetler sonucunda harcanmakta, birçok şirket (2010 yılında toplam 83.065 adet şirket) bu işlemler ile piyasada varlık gösterebilmektedir. Ancak yapılan ihalelerde haklarında kamu davası açılan kişilerin ortağı bulunduğu şirketlerin veya bu şirketler adına vekâleten ihaleye giren şahısların, ihalelere girerken tereddütler yaşadıkları bilinmektedir. Bu tereddütlerle bilinçsiz olarak ihaleye giren birçok şirket ise teminatlarına el konulması ve ihale yasaklısı olma durumlarıyla karşılaşmaktadır. Hakkında kamu davası açılmış her gerçek ya da tüzel kişinin ihalelere katılımının engellenmesi mümkün değildir. Burada dikkat edilecek husus, 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 17. maddesi veya 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 25. maddesi kapsamında yasaklanmış fiil ve davranışların varlığıdır. Yani konusu ihale ve sözleşme olan işlerde yasak fiil ve davranışlarda bulunanların haklarında kamu davası açılması halinde ihalelere katılmaları mümkün olmamaktadır. Konuyla ilgili mevzuat hükümleri Kamu alım ihaleleri, 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılmakta, ihale sonucunda yapılan sözleşmelerin hükümleri ise 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile yürütülmektedir. Esası teşkil eden her iki kanunun uygulanmasındaki ikincil mevzuat ise, İhale Uygulama Yönetmelikleri ve Kamu İhale genel tebliğidir. 4734 Sayılı Kanun’un ”İhaleye Katılamayacak Olanlar” başlığını taşıyan 11. maddesinin birinci fıkrasında, “doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamayacaklar” sayılmış; (a) bendinde, “Bu Kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanların ihalelere katılamayacakları” belirtilmiş, aynı yasanın “Yasak fiil veya davranışlar” başlıklı 17. maddesinin (e) bendinde, “11. maddeye göre ihaleye katılamayacağı belirtildiği halde ihaleye katılmak “yasak fiil ve davranışlardan kabul edilmiş; ikinci fıkrasında da bu yasak fiil veya davranışlarda bulunanlar hakkında bu kanunun dördüncü kısmında yer alan hükümlerin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. 4734 Sayılı Kanun’un ihalelere katılmaktan yasaklanma başlıklı 58 ve 59. maddeleri; 17. maddede belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında, fiil veya davranışlarının özelliğine göre, bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar, bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilir ve haklarında yasaklama kararı verilen tüzel kişilerin şahıs şirketi olması halinde şirket ortaklarının tamamı hakkında, sermaye şirketi olması halinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olan gerçek veya tüzel kişi ortaklar hakkında birinci fıkra hükmüne göre yasaklama kararı verilir. Özetlemek gerekirse, ihaleye katılamayacağı belirtildiği halde ihaleye katılmak fiili, yasaklanan fiil ve davranışlar arasında yer almıştır (17/e maddesi). Yani ihaleye haklarında yasaklama kararı olan veya kamu davası açılan kişiler katılamazlar (11.madde). 4735 Sayılı Kanun’un 25. maddesinde belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında, aynı kanunun 26 ve 27. maddesi hükümlerine göre fiil veya davranışlarının özelliği göz önünde bulundurularak, bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar, 4734 Sayılı Kanun’un 2 ve 3. maddeleri ile istisna sayılanlar dahil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilir. Dolayısıyla sözleşme safhasında da yüklenicilerin fiil ve davranışlarından dolayı yasaklama veya haklarında kamu davası açılma işlemi yapılabilir. 4735 Sayılı Kanun’un 21. maddesi yüklenicilerin ihale sürecinde Kamu İhale Kanunu’na göre yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun sözleşme yapıldıktan sonra tespit edilmesi halinde, kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların gelir kaydedileceğine ve sözleşmenin feshedilerek hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceğine hükmetmiştir. Yani ihaleye katılan kişi, hakkında kamu davası açıldığını bildiği halde ihaleye girmiş ve bu durum İdare tarafından fark edilememiş ise ve sözleşme yapıldıktan sonra İdare bunun farkına varırsa, sözleşme feshedilir. Haklarında ihalelere girme yasağı kararı verilenlerin gerçek veya tüzel kişi olması durumuna göre durumları farklılık arz etmektedir. Yasaklanan kişinin bir şahıs şirketinde ortak olması halinde bu şahıs şirketi hakkında da; sermaye şirketinde ortak olması halinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olması kaydıyla bu sermaye şirketi hakkında da aynı şekilde yasaklama kararı verilir. Haklarında kamu davası açılmasına karar verilenler, Cumhuriyet savcılıklarınca sicillerine işlenmek üzere Kamu İhale Kurumu’na bildirilir. Bu kanunda belirtilen yasak fiil veya davranışları nedeniyle haklarında mükerrer ceza hükm olunanlar ile bu kişilerin sermayesinin yarısından fazlasına sahip olduğu sermaye şirketleri veya bu kişilerin ortağı olduğu şahıs şirketleri, mahkeme kararı ile sürekli olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanır. Konuyla ilgili emsal kararlar Danıştay 13. Daire’nin 27.12.2005 tarih ve E:2005/9479, K:2005/6213 sayılı kararında özetle ” davacı şirketin küçük ortağı olan (%50 hisseden az) bir gerçek kişi hakkında, 3713 Sayılı Kanun uyarınca verilen mahkûmiyet kararı üzerine, davacı şirket hakkında da 4734 Sayılı Kanun’un 58. maddesinin uygulanarak ihaleye katılmaktan yasaklama işlemi tesis edilmesinde hukuka uygunluk görülmediğine karar verilmiştir” hükmü yer almıştır. Danıştay 13. Daire’nin 2007/16068 E 2009/6830 K sayılı kararında özetle; “davacı şirketin %25 ortağı olan bir gerçek kişinin, hakkında kamu davası açılması nedeniyle ihalelere katılmaktan yasaklanmış olması, bu gerçek kişinin şirket sermayesinin yarısından fazlasına sahip olmaması karşısında, kanunla düzenlenmediği halde Kamu İhale Genel Tebliği’yle yapılan düzenlemeye dayanılarak şirket müdürü olduğundan bahisle şirket hakkında yasaklama kararı verilmesinde 4734 Sayılı Kanun hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır” hükmüne yer verilmiştir. Kamu İhale Kurumu’nun 24.07.2006 tarih ve 2006/UY. Z-1768 kararında özetle; ”başvuru sahibinin vekili A. Murat’a ait yasaklama kararının ihale tarihi olan 22.07.2005 tarihi itibariyle Resmi Gazete’de henüz yayımlanmadığı (yasaklama kararı 12.08.2005 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmıştır), ihale tarihi itibariyle kesinleşmiş bir yasaklama kararı olmadığı görüldüğünden idarece başvuru sahibinin geçici teminatının gelir kaydedilmesi işleminin yerinde olmadığı tespit edilmiştir” hüküm altına alınmıştır. Yukarıdaki hükümler ve emsal kararlar doğrultusunda şu sonuçlara varmak mümkündür: Ortaklarından biri veya birkaçı hakkında ihalelere girmekten men kararı bulunan veya hakkında kamu davası açılan şahıs şirketlerinin ihalelere katılması mümkün değildir. Hakkında ceza kovuşturması yapılarak kamu davası açılmasına karar verilenler ile bunların yarısından fazla hissesine sahip olduğu sermaye şirketi ile bu kişilerin ortağı olduğu şahıs şirketlerinin yargılama sonuna kadar ihalelere katılması da mevzuata aykırıdır. Ancak sermaye şirketinin küçük sermayesine sahip ortağı hakkında kamu davası açılmış veya ihalelere katılmaktan yasaklama kararı alınmışsa, şirketin ihaleye girmesinde yasal bir engel bulunmamaktadır. Şirket adına ihaleye giren vekil hakkında ihale günü ve saatinde Kamu İhale Platformu’nda (www.kik.gov.tr) yasaklı olduğuna dair bir kayıt olmadığı İdarelerce araştırılır ve vekil kişi hakkında herhangi bir yasaklama işlemi bulunmadığı teyit edilirse, temsil ettiği şirket adına ihaleye girmesinde bir sakınca bulunmaz. Örneğin, A şirketinin çoğunluk hissesine sahip Mehmet Bey hakkında B idaresinin ihale süreci içerisinde başka bir idare olan C idaresi tarafından yasaklama kararı verilmesi veya kamu davası açılması durumunda; Yasaklama kararının Resmi Gazete’de yayım tarihinden önce B idaresine teklif vermiş olduğundan, A şirketinin teklifleri B idaresince değerlendirme dışı bırakılarak geçici teminatları iade edilir. A şirketinin çoğunluk hissesine sahip Mehmet Bey B idaresiyle sözleşme imzalamışsa ve sözleşme imzaladığı ihaleye girdiğinde hakkında kamu davası açıldığı ve yasaklı olduğu anlaşılırsa sözleşme İdare tarafından fesih edilebilir. Yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda, kamu alım ihalelerine girecek şirketlerin daha dikkatli olmaları ve konumlarını iyi değerlendirmeleri ihaleye katılımı artıracaktır. İhaleye daha fazla katılımın oluşması hem kamu kaynaklarının verimli kullanılmasını hem de oluşan rekabet sayesinde işin ehli şirketlerin kendi alanlarında söz sahibi olmalarını sağlayacaktır. Av. Duygu KILIÇ / İlyas KILIÇ Gemlikgemlikmuhasebegirebilme şartlarıhaklarında kamu davası açılanlarihale kanunukamukamu ihaleleri (Bu yazı : 24.954 kez okundu) (Bu yazı : 12.562 kez okundu) (Bu yazı : 5.754 kez okundu)
allenai/c4/00000/733
VANLI ARVASİ ESENYURT MECLİSİNE ADAY » src haber haberin yeni adresi Cumhur İttifakı’nın İstanbul Mitingi Millet Yenikapı’da Tarih Yazdı Her Bir Oy Diyor ki! URELDER Hızla Büyümeye Devam Ediyor Esenyurt Başarıya Doymuyor Kimler niçin İstanbul’un en başarılı İlçe Milli Eğitim Müdürünü hedefe koydu Gençliğin İslam İle Dirilişi Ôzel Esenyurt Masal Anaokulu Açıldı Esenyurt Belediye Meclis Üyesi Adayı Davut GEZER’in Kahvaltı İstişare Toplantısı Duygu KOÇ ŞİMDİ Ziyaret ve Buluşmalara Devam Ediyor VANLI ARVASİ ESENYURT MECLİSİNE ADAY Abdülkahhar ARVASİ ESENYURT’TA MECLİS ÜYELİĞİNE ADAY Vanın kanaat önderlerinden Abdulkahhar Arvasi çok sayıda seveni ve STK başkanı ile geldiği Esenyurt AK Parti ilçe teşkilatında meclis üyeliği adaylık başvurusunu gerçekleştirdi. Van’ın ,İstanbulun ve Esenyurt’un sevilen isimlerinden biri olan Vanın kanaat önderlerinden Abdulkahhar ARVASİ İstanbul’un Esenyurt ilçesinden AK Parti Belediye meclis üyeliğine başvurdu. Çok sayıda seveni ve kanaat önderi ile Cuma Namazı sonrasında ilçe teşkilatına gelen Arvasi, burada İlçe Başkanı Yasir Çelik ve İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Şengezer ile görüşerek dosyasını teslim etti. Abdülkahharr ARVASİ ; ‘Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi AK Parti’de siyaset yapmak gerçekten benim için çok değerli. İlçe Başkanımız Yasir Çelik ve Aydın Şengezer’e desteklerinden ve ilgilerinden dolayı teşekkür ediyorum. Rabbim hayırlısı neyse onu nasip etsin’ dedi. Abdülkahhar ARVASİ Başvuru yaparken İlçe Başkanı Yasir Çelik ; Arvasi’nin sevilen bir isim olduğunu belirtti.Arvasi’ye başarılar dilerim.dedi. Abdülkahhar ARVASİ; Bu Gün Akpartiden Meclis Üyesi Aday Adayı Başvurusu Yaptım İlçe Başkanımız Sayın Yasir Çelik Teşkilat Başkanımız Sayın Mehmet Aydoğdu ilçe Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Aydın Şengezer ilçe Yönetim Kurulu Sayın Murat Özdene Meclis Üyesi Sayın Abdurahman Teymur İlgi Ve Alakaları İçin Teşekür Ederim Beni Yalnız Bırakmayan Çok Değerli Dostlarım Kanaat Önderlerine Teşekür Ederim dedi. src haber -src ajans Etiketler: Abdülkahhar ARVASİ » Haber:Ayşegül SARICA » Meclis üyesi adayı Abdülkahhar ARVASİ » src ajans » src haber » Vanlı Abdülkahhar ARVASİ Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve MHP Genel Başkanı... Omuz omuza verince, gönül gönüle değince yol mu dayanır? Cumhur ... Esas şimdi yapılması gereken işlerden bir tanesi oy zamanı gidip ... URELDER : Uluslararası Rahmet Eli Derneği Hızla Büyümeye Devam Ed... İstanbul Esenyurt Borusan Asım Kocabıyık Mesleki ve Teknik Anado...
allenai/c4/00000/734
Buradasınız: Anasayfa MAKALE O'na Dönmek Hakkında Çarşamba, 28 Ağustos 2013 17:23 tarihinde yayınlandı. "O hem diriltir hem de öldürür ve yalnız O'na döndürüleceksiniz. "10:56 " O'na döndürüleceksiniz" işareti 20 den fazla ayet ile vurgulanır. Ölümü tatmak ile aynı şey olduğu söylenmektedir.Ancak buna katılmıyorum. Sebebi ise yine Kur'andır. Yukarda ki ayete zerrece yorum katmadan anlamak istediğimde şöyle bir şey ortaya çıkmakta.Ayete okunduğu gibi bakarsak parantez içine dikkat edin.; "O hem diriltir (O diriltiyor.Yoktuk var olduk,kendimizi bildik.1.Aşama) hem de öldürür (Ölümü tattık,berzah olan bir yerdeyiz..2.Aşama ve tam bu yerde yani öldükten sonra için bir uyarı) O'na döndürüleceksiniz. " 10:56 Bu bakışı desteklemek için bakara suresine bakıyoruz:"Nasıl oluyor da Allah'ı inkâr ediyorsunuz? Oysa ölü iken sizi O diriltti; sonra sizi yine öldürecek, yine diriltecektir ve sonra O'na döndürüleceksiniz."2:28 Yine aynı sıralama sonrasında "O'na döndürüleceksiniz." işaretini buluyoruz. Yine benzer bir mana ile şu ayeti buluyoruz; "Her canlı, ölümü tadar.(Bakın ölümü tattıktan sonra) Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz."21:35 Yine ölüm zikrediliyor ve ayet peşi sıra kabirde/Berzah ta (rabbin kim,dinin nedir) sorgusu (?) / imtihanından bahsettikten sonra "Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz" ile bitiyor. Ve yine çok ilginç bir ayet; " O’nun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O’nundur ve kesinlikle O’na döndürüleceksiniz."28:88 "Zatından başka herşey yok olacak" ilginçtir bazı cemaatler böyle bir ifadeyi şirk sayar. Bazı meallerde O'ndan başka her şey yok olacaktır demiştir. "O’na döndürüleceksiniz" bu ayet yine dönmekten bahsetmektedir. O'na dönünce,ondakilerle beraber ebedi sürece mahkum olacağız. Zira O'na dönmek olmasa idi "herşey yok olacaktır" ifadesinde ki vurgu ile herşey yok olurdu. O zaman cennet,cehennem gibi manalarda geçersiz kalırdı. Ebedi süreç diye bir şeyden bahseden ayetleri doğru okuyamazdık. Zira 70 den fazla ayet de "Ebedi" vurgusu vardır. "Yüzleri ağaranlara gelince, onlar Allah'ın rahmeti içindedirler; orada ebedi kalacaklardır."3:107 Velhasıl O'nda olduğumuz aşıkardır. Nankörlüklerimiz cennette yaşadığımızı unutturmaktadır. Her insan tıpkı Adem ve Havva kıssasında ifade edilen hal üzerinedir. -Adem ile Havva'nın hatasının sonucunu çocukları çekmemektedir.Bizzat herkes kendi hatasının sonucunu görmektedir/görecektir. Sakince masmavi gökyüzünü,bulutları,mevcut teknolojiyi,evinden küçük bir mırıldanma sonucu yüzbinlerce kilometre uzaklara sesin ulaşmasını irdelerseniz aslında bir çeşit cennet maketinin/bilgisinin üzerinde yaşadığınızı anlarsınız. (Dikkat edin Şeytan hemen şimdi size başkasını gösterecek!) İşte "O'na döndürüleceksiniz" ile bunlar anlaşılıyor. Sadece bunlar mı! Tabiki hayır.Aslında miraçta olduğumuzuda görüyoruz. Miraçda iken yeni bir miraç olması ihtimal dışındadır. Namaz ise ölümle geçtiğimiz yerde/Ahiret ile başlatacağımız yolculukta çok gerekli,olmazsa olmaz bir ihtiyaçdır. Bu ihtiyacı/azığı dünya üzerinde temin ediyoruz. Konu çok uzayacak ancak namaz ve miraç hakkında detaylı bir makale fırsatımız olduğunda hazırlarız inşallah!
allenai/c4/00000/735
Prenses Sophia (Sofya) Partİ ve Doğum Günü Süsleri Prenses Sophia Parti Malzemeleri Prenses Sofia Doğum Günü Süsleri Bir kral ile evlenen annesinin tek kızı olan ve aslında bir prenses olarak doğmayan Sofia'nın hayatı bu evlilikten sonra saraya taşınmaları ile aniden değişmiştir. Saraya girdikten sonra üvey kardeşleri ve bir de dadısı olan prenses Sofia için hayat yeni başlamıştır. Bütün zorluklara göğüs gererek yeni arkadaşlıklar edinmenin yollarını bulan Sofia belkide sizin de prensesinizin en iyi arkadaşlarından biri. Şirin elbisesi ve parlak ayakkabılarıyla küçük Prenses Sofia kız çocuklarının en sevdiği çizgi kahramanlar arasına girmeyi başardı. Peki prensesinizin doğum günü temasını onun en çok sevdiği Sofia teması ile hazırlamaya hazır mısınız? Sofia Parti malzemeleri, geniş ürün ve uygun fiyat avantajları ile Türkiye'nin parti malzemeleri online satış sitesi Partici'de sizleri bekliyor. Tabak bardak peçete masa örtüsü gibi sunum malzemelerinin yanısıra, süsleme malzemelerini de bulabileceğiniz katagorimizde dilerseniz temanın renkleri olan lila, pembe, mor gibi ponpon süsler, yelpaze süsler, asma süsler ile de temanızı zenginleştirebilirsiniz. Prenses Sofia Happy Birthday Banner Prenses Sophia Bardak 8'li Prenses Sophia Cupcake Standı Prenses Sophia Deniz İncisi Kağıt Maske Prenses Sophia Masa Örtüsü 120x180cm Prenses Sophia Mistik Ada Kağıt Peçete 33x33cm Prenses Sophia Mistik Ada Kağıt Tabak 8'li Prenses Sophia Mistik Ada Plastik Bardak 8'li Sofia Tavan Süs Seti Sofia The First Kürdan Set Sofia İyi Ki Doğdun Harf Banner Sofia Boyama Kitabı (Sticker ve Maske Hediyeli) Paket Fiyatı : 4,49 TL KDV Dahil
allenai/c4/00000/737
İş insanı Durar evsizlere kucak açtı Erdoğan, “Pazara kadar değil, mezara kadar” 29 Ocak 2019 - Salı 10:00 Bu haber 1189 kez okundu Kendi hayatının da zorluklar içinde geçtiğini, gençliğinde kimi zaman barınacak evinin olmadığını, kimi zaman da yiyecek ekmek dahi bulamadığını dile getiren iş insanı Taner Demir Durar, zor iklim şartlarında evsiz kalan insanlara sahip olduğu otelin kapılarını açarak hem sığınacakları bir çatı hem de karınlarını doyuracak aş verdi. Sosyal medyada evsiz insanların cami köşelerinde kaldığı paylaşımları gören ve geçen Eylül ayında Manavgat’ta otel açan işadamı Taner Demir Durar’ı da harekete geçirdi. Manavgat Belediyesi Meclis üyesi ve Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası Meclis üyesi de olan Taner Demir Durar, Salı günü facebook hesabından yaptığı paylaşımla, “Değerli dostlarım. Çetin geçen kış aylarında başını sokacak sıcak bir yuvası içecek bir tas çorbası olmayan kardeşlerimize sınırsız ve ücretsiz otel yiyecek ve giyecek hizmeti verilmektedir. Bildiklerinizi tarafımıza yönlendirmenizi istirham ediyorum” çağrısında bulundu. Bu paylaşım takipçileri tarafından beğeni ve yorum yağmuruna tutuldu. Kendisinin de zamanında sokaklarda yaşamak zorunda kaldığını, sokaklarda yaşamanın çok zor olduğunu, yiyecek ekmeğe muhtaç hale gelindiğini anlatan Taner Demir Durar, Van’da 1974 yılında doğduğunu ve 9 kardeşinin olduğunu, 10 yaşındayken evli olan ağabeyi ve yengesiyle birlikte çalışmak için Konya’ya geldiğini, burada önce simit sattığını ardından 1988 yılında bulaşıkçı olarak çalıştığı fabrikada yılın personeli seçildiğini ve Side’ye 1 hafta tatile gönderildiğini söyledi. Durar, “Side’ye tatile geldiğimde, Konya’da aldığım ücretlerle buradakileri karşılaştırdım. Aynı işi yapıyoruz ama mesela Konya’da o zaman 400 lira maaş alıyorduk, bir baktım Side’de bir bulaşıkçı 800 lira maaş alıyor. Bende kendi kendime, ‘Nasıl olsa memleketten çıkmışım. Ana yok baba yok. Ha Antalya, ha Konya’ dedim. Side’de kalma kararı aldım. Tabii yazın güzel çalışıyorduk, paralar kazanıyorduk, aile ekonomisine katkı sağlıyorduk, memleketimize para gönderiyorduk” dedi. Etiketler: İş, insanı, Durar, evsizlere, kucak, açtı,
allenai/c4/00000/739
Buradasınız: Anasayfa / Telefon Dinleme / Telefon Takip Apk 25 Ocak 2019 /0 Yorumlar/in Telefon Dinleme /tarafından Editör Telefon takip apk, mobil cihazlar için geliştirilen özel bir uygulama olup, adından da anlaşılacağı gibi telefonların takip edilmesini sağlamaktadır. Telefon takip uygulaması olarak da bilinen söz konusu aplikasyon sayesinde insanlar, sevdiklerinin mobil cihazlarını anlık olarak izleme imkanı yakalamaktadır. Bu imkan sayesinde de bazı tehlikeler önceden görülmekte ve insanlar bu sayede sevdiklerini koruma imkanı yakalamaktadır. Telefon takip programı ile çözülen sorunlar ve bunlara ilişkin sonuçlar, insanların ciddi bir kolaylık yaşadığını göstermektedir. Çocukların dışarıdaki takibi noktasında etkili sonuçlar veren aplikasyon sayesinde insanlar, çocuklarının kötü kişilerle arkadaşlık etmesini engellemekte ve bu da kötü alışkanlık kazanmasının önüne geçmektedir. Bunun haricinde aldatıldığını düşünün kişiler, kaybolma ihtimali olan yaşlı anne babası bulunanlar, işçilerini takip etmek isteyen patronlar ve daha pek çok kişi için söz konusu telefon takip apk, önemli çözümler üretmektedir. Telefon eşleştirme programı olarak da bilinen söz konusu uygulama, kişilerin kendi telefonları üzerinden farklı bir mobil cihazı izlemesine imkan vermektedir. Bundan dolayı da telefon dinleme cihazı olarak bilinmektedir. Fakat bunlardan çok daha etkili sonuçlar vermektedir. Telefon Takip Apk Nasıl Kurulur? Telefon takip apk her ne kadar standart bir mobil uygulama gibi olsa da bazı farklılıkları olduğunun bilinmesi gerekiyor. Öncelikle söz konusu uygulamanın Google Play Store üzerinden değil, farklı bir internet sitesi üzerinden indirildiğinin bilinmesi gerekiyor. Bu noktada farklı hususlar devreye girmektedir. Bunlardan birisi, telefondan dışarıdan gelen uygulamaların kurulumuna izin verilmesi seçeneğinin aktif edilmesi gerekiyor. Söz konusu seçenek aktif edilmezse, Android sistemi bu uygulamanın yüklenmesine izin vermez. Bütün bu hususların detaylı olarak anlatıldığı videolar vardır ve bunlar sayesinde insanlar rahat bir şekilde kurulumu yapabilir. Telefon takip apk kurulumu tamamlandıktan sonra otomatik olarak devreye girer. Bu aşamadan sonra telefon dinleme başta olmak üzere farklı işlemler yapılabilir. Fakat ücretsiz telefon dinleme ya da takip gibi bir işlemin demo sürümler haricinde olmadığının bilinmesi gerekiyor. Bu tür imkanlar yoktur ve insanlar bundan dolayı da kötü niyetli kişilerin dolandırıcılık amacıyla söyledikleri beyanlara itibar etmemelidir. https://telefontakipetme.com/wp-content/uploads/otantik-orijinal-ultra-ince-geni-ekran-5.jpg 481 747 Editör https://www.telefontakipetme.com/wp-content/uploads/LOGO-.png Editör2019-01-25 10:52:342019-01-25 10:52:34Telefon Takip Apk Telefon Takip Programları Ücretsiz Telefon Takip Programı Nasıl Yüklenir?
allenai/c4/00000/746
Moka Pot Hangisi ? Çok Kararsızım..! 'Moka Pot' forumunda misti tarafından 8 Şub 2020 tarihinde açılan konu Merhaba iyi günler ; burayı şans eseri buldum ve çok mutlu oldum. Anlaşılacağı gibi bir moka pot alma arifesindeyim , evet daha önce açılmış bir sürü konu ve bilgi var , çok anlamsız bir konu oldu bu ama kusura bakmayın çok kararsızım. Sebebi şunlar ; 1. Aliminyum moka pot zararlı diyorlar kimisi yok öyle birşey diyor kimisi var diyor. 2.çelik mi almalıyım aliminyum mu , en düşük cc li çelik mokopotu porlantta buldum 200 cc 3. aliminyum mokopot alırsam bialettiye 200 tl vermeye değermi taşev mokpotlar 50-60 tl ne yapacam bilemiyorum.. ne olur fikir verseniz. misti, 8 Şub 2020 Yukarıda verdiğim linkte konuyla ilgili bir araştırma üzerinden dönen tartışmayı okuyup kendiniz karar verin. Ben kendi adıma bialetti brikka aldım, haftada 1-2 kullanıyorum. İtalyanlar falan her gün kullanıyor. Düzgün marka alırsanız ve doğru kullanırsanız (bulaşık makinesinde falan yıkanmaması gerek) problem yok diye düşünüyorum. Enhedu, 8 Şub 2020 Alüminyuma karşı o tarz bi algi vsr evet. Zarari varmi onu tam olarak bişey diyemem ama alüminyum hayatımızda heryerde var termoslarda kettle da vs vs zarari vardır belki ama arastirmak lazım sorun olacağını sanmıyorum bunun dışında digerinde yardımcı olayım. Mokapotun ml çoğaldıkça sistemin calismasj zorlanıyor birkaç konuda var forum da büyük moka pot kullanip sorun yasayan dibinde su kaliyor vs diye bendede var 3 ve 6 cup moka pot ama bana sorarsan çok ml alma bende küçükten daha memnunum şuan çok kullanmıyorum ama , hatta oda a101 e gelen altı kırmızı olandan ve gayet güzel bi sorunu yok abimede almıştım hediye. Şuan kullanmasamda makinem.olmadan önce çok yoğun kullandım ve o ucuz moka potun bile silikonu faln eskimedi su kaçırma durumu.olmdi . Yani bialetti almana gerek yok bence gallery crystalde o taş ev in moka potlarinq baktim kaliteli duruyodu . Bialettinin pahalı olma sebebi marka değeri, bide üstüne ithal olması umutk19, 8 Şub 2020 bende ikea radig 330ml var çelik memnunum fakat artık satılmıyor sanırım hepsiburada da 178 liraya bialetti var ben onu almanızı tavsiye ederim , ama tabi mokapot ile içeceğiniz kahve hoşunuza gidecek mi o da var sonra beğenmezseniz işiniz zor.Ucuz mokapot da alsanız sanırım sıkıntı olmaz düzgün kullanıp sibop seviyesinden az su koyarsanız. selcuk, 8 Şub 2020 Sanırım bambum taşevlerin mokapotunu alacam Merhabalar. Alüminyum pek tavsiye edilmiyor. Fazla bütceniz yoksa ikea da satılanı kullananlar. Ben bialetti musa 4 cup kullanıyorum. Ömürlük istiyorsanız içindeki silikonu değiştirerek yıllarca kullanabilirsiniz edmc, 8 Şub 2020 koyukahverengi Yeni Üye brikka nın diğer mokapotlardan bir farkı var sanıyorum, kahvenin çıkış kısmında küçük bir kapak gibi. brikka ile ilgili bazı videoları izledim, galiba basınçla ilgili . Yaptığı kahveye ciddi bir etkisi oluyor mu, kullanan arkadaşlar bu konuda yorum yapabilir mi? koyukahverengi, 8 Şub 2020 misti Kullanıcımızdan alıntı: ↑ Kahveye etkisi oluyormu onu bilmiyorum ama kremali bi kahve aliyorsunuz. Bide bi tik yoğun olur clasice gore Bambu taşevin mokopotunu aldım. Elimde tchibo Guatemala çekirdek vardı , onu kullandım. Üçüncü denememde güzel bir cupacinno elde ettiği düşünüyorum. Dahada güzel olacak eminim çok teşekkürler herkese ☺️☺️ selcuk ve umutk19 bunu beğendi. Çok teşekkürler arkadaş , böyle ulaşması zor olmayacak çekirdek tavsiyesi olan varsa alabilirim misti, 9 Şub 2020 Uygun fiyat alternatif olarak instagram tazekahvecim yada demleniyor.com tercih edebilirsiniz umutk19, 9 Şub 2020 Normal moka potum olmadığı için kıyas yapamam ama ben seviyorum. Profesyonel makinelerden çıkan espresso kıvamı tabii ki olmuyor ama tat olarak dışarda içtiğim espressolara yakın gayet lezzetli bir kahve elde ediyorum. Enhedu, 9 Şub 2020 Doğum günü hediyesi olarak brika sahibi oldum. Normal moka pot'um yok. O yüzden aynı anda demleyip karşılaştırma fırsatı elde edemedim. Benim yıldızım brika ile hiç barışmadı. Kahve çok aşırı acı oluyor. Bunu da iki olasılığa bağlıyorum. 1- Kapak basınçın oluşması için su akışını engellerken, demlenme süresi uzuyor sıcaklık artıyor ve kahvede sıcaklıktan yanmaya başlıyor. 2- Moka pot ile demlemeyi beceremiyorum. Şimdi alıcak olsam bialetti'nin klasik modelini alırdım. selamet, 9 Şub 2020 2. El satarsan aslinda rağbet gören bi mokapot İlk çekirdek kahve siparişimide verdim , bakalım nasıl olacak
allenai/c4/00000/747
ASTROFİZİĞİN ROSETTA TAŞI: 'GÜNEŞ' Evren/ Yıldızlar ve Yaşamları/ Astrofiziğin Rosetta Taşı: "Güneş" ASTROFİZİĞİN ROSETTA TAŞI (*): "GÜNEŞ" Dünya'yı Etkileyen Güneş Olayları Çap: 1.400.000 km(yaklaşık 110 Dünya çapı) dönme süresi: 25 gün (ekvator bölgesinde) Ortalama merkez sıcaklığı: 15.000.000 °C Ortalama yüzey sıcaklığı: 6000 °C Güneş, gece gökyüzünde çıplak gözle görülebilen 6000 yıldızdan, bize en yakın olan ve geceleyin göremediğimiz bir yıldız. İçine bir milyon Dünya'nın rahat rahat sığacağı kadar büyük. Ayrıca o kadar yoğun ki, tek bir foton(temel ışık enerji birimi), bir atom parçacığına çarpmadan, 1 mm'nin küçücük bir bölümü kadar bile ilerleyemiyor. Bugün gördüğümüz Güneş ışınları, Güneş'in merkezinden çıktıkları yolculuklarına son Buzul Çağı'ndan önce başladılar. Işık Küre'nin içinden kendilerine yol açmaları, yüz binlerce yıl sürdü. Ve ancak bundan sonra, uzayda 8 dakika süren 150 milyon kilometrelik yolculuklarını tamamlayıp gözlerimize ulaşırlar. Güneş, genel yıldız sınıflamasında, G türü denilen sarı cüceler arasında o denli yaygın bir tür ki; sadece Samanyolu'nda bu güneşlerden 100 milyar tane var. Güneş, yaşamımızın sürmesini sağlayan tüm enerjilerin kaynağı; havanın, iklimlerin belirleyicisi ve evrene enerji veren süreçleri işleten güç. Tahminen 4,6 milyar yaşındaki termonükleer reaktörü(Güneş'i), bilim adamları ancak son 20 yıldır gerçekten anlamaya başladılar. La Palma'da, 1 metre çapındaki İsveç Güneş teleskopuyla yaptığı gözlemlerle yüksek çözünürlük konusunda rekor kıran Scharmer: "Güneş, astrofiziğin Rosetta Taşı. Ancak şifresini tam olarak çözebilmiş değiliz" diyor. (*) GÜNEŞ'İN YAPISI VE İŞLEVİ Kütlece %74 kadarı hidrojen, %25 kadarı helyum, kalanı da daha ağır elementlerden oluşan Güneş, tümüyle ne katı, ne sıvı, ne de gaz. Gaz atomlarının yeterince yüksek sıcaklıklarda iyonlaşmalarıyla oluşan ve maddenin dördüncü hali olarak tanımlanan "plazma" yapısında. Maddenin plazma halinde atomlar, serbest elektronlar ve iyonlara ayrışır. Maddeyi bu hale getiren yüksek sıcaklık, yüksek voltaj ya da yüksek basınçtır. Milyonlarca derecedeki bir sıcaklık, çekirdek çevresinde dolanan elektronları hızlandırır. Elektronlar öyle hızlanır ki, protonların çekim etkisinden kurtulurlar. Güneş'te plazma, yüzeye yakın bölgelerde seyrek ve gazsı özellikteyken, merkeze yakınlaştıkça yoğunlaşıyor. Güneş'in yüzeyi yoktur. Atmosferi incelerek Dünya'ya ve daha ötelere uzanıyor. Elektromanyetik etkinlik açısından Güneş, tam bir karmaşa. Dünya'da elektrik ileten madde sayısı çok az. Güneş'te ise nötr atomlarının uyarılması nedeniyle hemen her şey çok iletken. Çok güçlü ısı ve ışınım enerjileri, elektronları atomlarından kaçabilecekleri noktaya kadar uyarıp, pozitif(+) yüklü çekirdekler ile serbest negatif elektronlardan oluşan, foku fokur kaynayan bir çorba meydana getiriyor. Yani elektrik akımını bakır tel kadar kolay iletebilen ve gazsı bir karışım olan plazma. Elektrik yüklü her nesne gibi plazma da hareket ettiğinde, manyetik alanlar üretiyor. Bu alanlar yön değiştirdikçe, daha fazla akım oluşuyor. Sonuçta bu da, daha fazla manyetik alan meydana getiriyor. GÜNEŞ'İN ÇEKİRDEĞİ(MERKEZİ) Merkez (çekirdek) bölümü, Güneş'in yakıt kazanı; tüm enerjisinin üretildiği yer. Yarıçapı, Güneş'in yarıçapının ¼ 'ü kadar. Sıcaklığı, yaklaşık 15 milyon °C. İçerdiği malzeme de, çok sıkı paketlenmiş; yani çok yoğun durumda. Böylesine yüksek sıcaklık ve yoğunluksa, nükleer tepkimelerin gerçekleşmesi için ideal koşulları sağlıyor. Yüksek ısıya maruz atomlar yapılarını koruyamayıp bileşenlerine; proton, nötron ve elektronlarına parçalanıyorlar. Nötronlar, yüksüz olmaları nedeniyle, çevre atomlarla fazla etkileşime girmeden, merkezden hızlı bir biçimde "sıvışırken", (+) yüklü protonlarla (-) yüklü elektronlar merkezde kalıp, Güneş'e enerji üretecek tepkimeleri(reaksiyonları) gerçekleştiriyorlar. Yüksek sıcaklıkla fitilleri ateşlenmiş, yani gerekli ısı enerjisiyle donanmış bu kazan dairesi işçileri, sağa sola koşturup, birbirleriyle çarpışmaya başlıyorlar. Tabii yüksek yoğunluk ortamı bu işi kolaylaştırıyor. Farklı parçacıkların, farklı kombinasyonlarla çarpışıp birleşmeleriyle gerçekleşen nükleer "füzyon tepkimelerinin" sonucunda enerji oluşuyor. GÜNEŞ'TE ÇEKİRDEK KAYNAŞMASI(FÜZYON) Tüm yıldızlar gibi Güneş de, kütle çekiminin etkisiyle sürüklenen gaz ve tozların girdap halinde dönerek bir küre oluşturmasıyla meydana geldi. Kütle gittikçe büyürken, merkezdeki hidrojen çok büyük bir basınçla sıkışır. Sonunda, hidrojen çekirdeklerinin bir araya gelerek, çok aşamalı bir tepkimede helyuma dönüşeceği bir füzyon tepkimesini tetikler. Ortaya çıkan çekirdekler, onları oluşturan birleşimdeki hidrojen çekirdeklerinden daha az kütleye sahiptir. Bu kütle farkı, Einstein'ın ünlü; E = mc2 formülüne göre enerjiye dönüşüyor. Bu enerjinin büyük bölümü, gamma ışınları biçiminde ışık olarak taşınıyor. Ki bu, elektromanyetik ışınımın en şiddetli dalga boyudur. Ancak, Güneş'in çekirdeğinin yoğun olması nedeniyle fotonlar, atomlara çarparak saçılıyor ya da soğuruluyor ve yeniden yayılıyor. Foton, Güneş yüzeyine ulaşana dek geçmesi gereken 700.000 kilometrelik yolda ilerlerken o kadar çok enerji harcıyor ki; büyük bölümü görünür ışık olarak adlandırdığımız oldukça önemsiz bir ışınım olarak açığa çıkıyor. Nitekim merkezin hemen üzerindeki bölgede; (Güneş yarıçapının içten dışa doğru % 25'lik kısmından başlayıp, % 85'lik kısmına kadarki bölge), ışınım bölgesi(radiation zone) olarak adlandırılıyor. Bu bölgenin sıcaklığı, merkeze göre daha düşük; ortalama 5 milyon °C kadar. 1950'li yıllarda füzyon modeli doğrulanmıştır. Ancak füzyon sürecinde üretilen ve nötrino denilen, atomdan daha küçük hayaletimsi parçacıklar daha sonra fark edilmiştir. Araştırmacıların onlarca yıl süren araştırmalarına göre, her gün Dünya 'ya çarpması gerektiği öngörülen nötrino miktarının, yalnızca üçte birini saptayabiliyorlardı. Sonunda üç yıl önce, Japonya ve Kanada'daki tesisleri de içeren uluslararası düzeyde dikkate değer bir çaba gösterildi. Ve kayıp nötrinoların, mutasyon geçirip farklı türlere dönüştüğü kanıtlanarak problem çözüldü. GÜNEŞ'İN YÜZEYİ YOK Işınım bölgesinin üzerindeki konveksiyon bölgesi de, Güneş yarıçapının % 85'ine karşılık gelen bölgeden başlayarak yüzeye kadar uzanıyor. Bu nedenle ışınımla iletim hızı ciddi biçimde düşüyor. Bu yeni iletim biçimindeyse, ışınım bölgesi bitimi ve konveksiyon bölgesi, başlangıçtaki görece sıcak maddenin yükselerek, daha soğuk malzemenin tabana çökmesi söz konusu. Bölge bitimine ulaşan sıcak madde, yeniden serinleyerek aşağı çöküyor. Çökünce yeniden ısınıyor, ısınınca yeniden yükseliyor vs. Bu döngünün oluşturduğu dikey enerji iletimi, ışınımla iletime kıyasla çok daha dolaysız ve hızlı. Enerjinin bu yolla bölgenin sonuna ulaştırılması, bir haftadan biraz uzun. IŞIK KÜRE Buradan, Güneş yüzeyi olarak betimlenen bölgeye; ışıkküre'ye(fotosfere) geliyoruz. Ancak Güneş'e baktığımızda, gazların birden yoğunlaşarak, saydamlığını neredeyse tümüyle yitirdiği, yaklaşık 500 km kalınlıkta bir sınır bölgesi var. Bir yüzey olarak algıladığımız bu bölge, aynı zamanda Güneş'e bir filtreyle baktığımızda gördüğümüz disk : bir tür hayali yüzey. İçerdiği gazın yoğunluğu da, öyle düşük ki; Dünya'nın deniz düzeyindeki atmosfer basıncının 10 binde 1'ine karşılık geliyor. Enerji, ışıkküre içinde de, ışınım yoluyla iletiliyor; çünkü burada bulunan gazın yoğunluğu, atomların enerji soğurup, sonra da salmalarına elverecek ölçüde incedir. RENK KÜRE Güneş atmosferinin, 'tabanı' sayılan ışıkkürenin hemen üzerindeki bölgeyse renkküre (kromosfer). Yaklaşık 2000 kilometre kalınlığındaki bu tabakada, enerji yine ışınımla iletiliyor. Hidrojen atomları, ışıkküredeki enerjiyi soğurarak, çoğunu hidrojen - alfa ışığı olarak bilinen, kırmızı ışık halinde yayıyorlar. Bu durumda, renkküreyi görmenin en iyi yolu, Güneş'in diğer bütün dalga boylarındaki ışığını devre dışı bırakan, filtrelerden yararlanan teleskoplar kullanmaktır. Tam Güneş tutulması da, bu ince kırmızımsı tabakanın görülmesine olanak sağlıyor. Renkkürenin bir özelliği de, sürekli biçim değiştiren, tırtıklı yapıdaki dış yüzüdür. GÜNEŞ TACI(KORONA) Sıranın sonunda, Güneş atmosferi olarak betimlenecek taç(korona) kısmı var. Parıltısı, ışıkküreninkine kıyasla çok daha düşük olan bu bölgeyi çıplak gözle ancak Güneş tutulması sırasında görebiliyoruz. Taç'ı görmenin bir yolu da, Güneş diskini perdeleyen özel bir aygıt olan koronagraftan yararlanmak. Taç kısmı, birçok ilginç özellik gösteriyor. Bunlardan biri, normalde Güneş'in iç kısımlarından dışarıya doğru düşme eğilimi gösteren sıcaklığın, burada birden 2 milyon°C'ye kadar fırlaması. Bu ani sıcaklık artışının kanıtlarından biri, salınan elektromanyetik ışınım ve yüksek derecede iyonlaşmış atomların varlığı. Bu tür atomların oluşmasıysa, sıcaklığın milyon derece düzeylerine bağlı. Bu yüksek sıcaklığın bir nedeninin, Güneş'in manyetik alanıyla ilgili olabileceği düşünülüyor. Ancak nedenler hala tam anlamıyla aydınlatılabilmiş değil. Bu bölümden salınan enerji, çok farklı dalga boylarındadır: Uzun dalga boylu radyo dalgalarından, kısa dalga boylu X-ışınlarına kadar değişir. Burası, Güneş'in X-ışını yayını yapabilmesine izin verecek sıcaklıktaki tek bölge. Dünya atmosferine giremeyen bu ışınları görüntülemekse ancak uzay teleskoplarıyla mümkün. Taç kısmının önemli özelliği de, Güneş'in manyetik alanının etkisiyle yer yer farklı şekillere girebilmesi. Bunlar, Güneş'in etkinliğiyle ilgili olarak bize önemli bilgiler sağlayan ipuçlarıdır. (*)Rosetta Taşı, üstündeki yazılarla, Mısır hiyeroglif yazısının çözülmesini sağlayan taş. Nahide İç yaklasansaat.com 1) George Gamow, Güneş Diye Bir Yıldız, çev. Gülen Aktaş, Reşit Canbeyli, İstanbul, 1982. 3) Bilim ve Teknik, Aralık 2003. Untitled Document
allenai/c4/00000/748
Edirne’den başladığımız Anadolu Evliyaları yazı dizimizin üçüncü durağı yine Trakya olacak. Kırklareli, Tekirdağ ve Lüleburgaz bölgelerinden Anadolu’muzu aydınlatan manevi ışıklarımızın izlerini süreceğiz. Anadolu’muzun her noktasında memleketimizin manevi önderleri metfun durumda. Türbeler, kabirler memleketimizin o noktalarındaki büyük kültür hazineleri. Hem yetiştirdikleri talebelerinin silsileleri halen devam ediyor hem de çoğu dergah halen hizmet sunuyor. Trakya’mızın güzel şehirlerinden Tekirdağ’da da şehre ışık saçan evliya türbeleri mevcut. Bunların başında Pir Ali Efendi (Ali Bin Nasuh) hazretleri geliyor. Osmanlı âlim ve velîlerinden olan bu büyük zaten tam ismi Pîr Ali bin Nasûh'dur. Tekirdağ yakınlarındaki Malkara’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1545 (H.952) yılında Malkara'da vefât etti. Vazife yaptığı mektebin bahçesinde defnedildi. Ahlakını güzelleştirmeye çalıştı Gülşeni Hazretlerine talebe oldu Pîr Ali Efendi,Malkara'daki vazifesine devâm ettiği sıralarda,Mısır'da bulunan İbrâhim Gülşenî hazretlerinin adı her tarafta duyulmuştu. Pîr Ali de, İbrâhim Gülşenî hazretlerinin büyüklüğünü işitip hizmetinde bulunmak istedi. Onun sohbetlerinde bulunmak için sabırsızlanıyordu. Hemen yola çıkmak istedi. Nafakasını temin için bırakacak parası olmadığından, boşanıp boşanmamak husûsunda hanımını serbest bıraktı. Fakat hanımı boşanmak istemedi. Allahü teâlâya tevekkül edip yola çıktılar. İstanbul'a geldiler. Sabah vakti sâhilde denize bakarken, bir geminin yaklaştığını gördüler. Gemi Haliç'e gelip demir atınca, ondan, derviş kıyâfetinde bir grup insan çıktı. Pîr Ali Efendi bunların kim olduğunu sordu. İbrâhim Gülşenî olduğunu ve zamânın pâdişâhı Sultan Süleymân'ın dâveti üzerine İstanbul'a geldiğini söylediler. Sonra İbrâhim Gülşenî'nin yanına gitti. Elini öpmek için izin istedi. O zaman İbrâhim Gülşenî; "Pîr Ali Dede, bizi buraya getiren, senin bize olan muhabbetindir" buyurdu. İbrâhim Gülşenî, Uzun Çarşı yakınında bulunan Çandarlı İbrâhim Paşa konağına yerleşti. Burada Pîr Ali, İbrâhim Gülşenî hazretlerinden çok istifâde etti. İbrâhim Gülşenî İstanbul'dan ayrılıp, Mısır'a hareket edeceği zaman, Pîr Ali'ye memleketine dönmesini işâret edince, Malkara'ya geri döndü. İnsanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatıp öğretmeye devâm etti. Ahmed Sarban Hazretleri Bayramiyye tarîkatı mensuplarından olan Ahmed Sarban hazretleri Hayrabolu'da doğdu. Doğum târihi belli olmayıp, 1545-46 (H.952)' de yine aynı şehirde vefât etti. Hayrabolu'da adına yaptırılan türbenin hazîresine defnedildi. Hocasının vefatından sonra Hayrabolu’ya geldi Rivâyete göre Ahmed Sârbân hazretlerinin çok huysuz ve geçimsiz bir hanımı vardı. Efendisini görmeye gelenlere içeriden; "Siz bu heriften ne meded umuyor ve ne hayır bekliyorsunuz. Sizin işiniz yok mu?" diyerek bağırırdı. Birgün Şeyhin talebeleri hem bu durumu düşünüyor hem de birbirleriyle şöyle konuşuyorlardı. "Acaba nasıl oluyor da Şeyhimiz böyle bir hanımla yaşayabiliyor, bir arada geçinebiliyor?" Onların bu düşüncelerini anlıyan Şeyh hazretleri şu cevâbı verdi: "Dostlarım! Mesele sizin zannettiğiniz gibi değildir. Benim böyle bir kadına tahammül etmem, nefsânî bir hevesten değildir. Bu bizim talebelerimize verdiğimiz bir derstir. Maksat, çirkin huylu insanlarla da iyi geçinmektir. Sizin elinizdeyse nefsinizi içinizden atın bana öyle gelin. İşte bu kadar." Ahmed Sârbân hazretleri ömrünün sonuna kadar o kadının yaptığı eziyetlere katlandı. 1545 (H.952) yılında vefât etti. Doğum yeri olan Hayrabolu'da adına yaptırılan türbenin hazîresine defnedildi. Ahmed Sârbân hazretlerinin hanımı, beyinin kıymetini vefâtından sonra anladı. Şeyh hazretlerinin mezar taşına bir yastık gibi başını koyarak gece-gündüz; "Ah ah! Yazık çok yazık ki, ben senin kadrini, kıymetini bilemedim." diyerek ağlardı. Osmanlılar zamânında yetişen İslâm âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerinden, Edîb ve şâir olan Behişti’nin esas ismi, Ramazan olup babasınınki Abdülmuhsin'dir. Behiştî diye tanınıp meşhûr oldu. Edirne vilâyetine bağlı Vize kasabasında doğup yetişti. Doğum târihi tesbit edilememiştir. Daha çok Çorlu'da ikâmet etti. Merkez efendinin talebesi oldu Merkez Efendinin sohbet ve hizmetinde yetişerek kemâle geldikten sonra Çorlu'ya gidip yerleşti. Uzun seneler, imâmlık, vâizlik ve hatîblik yaptı. Fesâhat ve belâgatı çok kuvvetli idi. İfâdesi çok güzel olup, herkes onun tesirli vâz ve sohbetlerinde bulunmak için can atardı. Şöhreti her tarafa yayıldı. Çorlu'da kaldığı evin yanında bir tekke yaptırdı. Orada talebelere ders okuttu. Bir çok kimse kendisinden istifâde etti. Vefâtına kadar, burada ilme ve ilim tâliplerine hizmet eden Behiştî, 1571 (H.979) ve başka bir rivâyetle 1569 (H.977) senesinde vefât edince, tekkesinin avlusunda defnolundu. Zâhirî ve bâtınî ilimlerde derin âlim, tasavvuf yolunda yüksek derece sâhibi ve mübârek bir zât idi. Çok ibâdet ederdi. Dünyânın mevkıine ve malına düşkün değildi. Zühd ve verâ sâhibi idi. İlim, irfân ve mârifetteki üstünlüğü ile birlikte, şiir ve edebiyâttaki kâbiliyeti de fevkalâde idi. Arab edebiyâtını çok iyi bilirdi. Şiirleri pek makbûldür. Behiştî bâzı kıymetli eserler de yazmıştır. Sâdüddîn-i Teftâzânî hazretlerinin Şerh-i Akâid isimli eserine ve Âdâb-İ Mes'ûdî adlı esere hâşiye yaptı. Şerh-i Miftâh'a ve Câmi' isimli esere de ta'lîk yaptı. Ayrıca; Cem Şah ve Âlem Şah isminde manzum bir eseri ve yarısı nazım, diğer yarısı da nesir hâlde olan Süleymânnâme isminde eseri de vardır. Visâlın Kâbe'dir, rûz-ı ecel azmi zamanıdır Tekirdağ’dan Kırklareli’ne geçiyoruz. Kırklareli de tarihi eserlerle dolu bir ilimiz. Lüleburgaz ilçesi tam bir açık hava müzesi gibi. Lüleburgaz’da bir de büyük evliya yatıyor. Bu evliya Mehmet Eşref Efendi Son devir Osmanlı ulemasından olan Mehmet Eşref Efendi,. 1839 (H.1255)da Lüleburgaz'da doğdu. 1953(H.1339) senesinde vefât etti. Aslen Lofçalı'dır. Babası Ali Kemâlî Efendi, âlim bir zât olup Lüleburgaz'da Sokullu Mehmed Paşa Medresesinde yirmi sene müderrislik yaptı. İlk tahsîlini babasından yaptı. Babası, 1855 senesinde hacca giderken vefât etti. Bunun üzerine yarım kalan tahsîlini tamamlamak için İstanbul'a gitti. Tırnovalı Hasan Sıdkı Efendinin derslerine devâm etti. 1872'de bu hocasından icâzet aldı. Ayrıca Amasyalı Abdülkerîm, Trabzonlu Hasan Sabri, Ahıskalı Şerîf, Tikveşli Yûsuf Ziyâeddîn Efendilerden de ders aldı. Zamânın büyük âlimi ve meşhûr velîsi Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî hazretlerinden de ilim ve feyz aldı. Bu hocası ona hadîs ilminde ve tasavvufta Hâlidiyye yolundan icâzet verdi. 1870 senesinde açılan imtihanı kazanarak Fâtih Câmii dersiamlığına tâyin edildi. 1886'da talebe mezun edip icâzet vermeye muvaffak oldu. 1874'te Şeyhülislâm Hasan Hayrullah Efendinin teklifi ile İbtidâ-iHâric rütbesinde İstanbul rüûsu ilim rütbesi verildi. Sonra Süleymâniye rüûsuna, ilim rütbesine kadar yükseldi ve Süleymâniye Medresesi müderrisliğine tâyin edildi. 1904'te haftada bir toplanan Şifâ-i şerîf heyetine de üye seçildi. Çinli Hoca olarak biliniyor 1887 senesi Ramazan ayında huzur dersleri muhataplığına, 1909'da huzur dersleri ikinci ders mukarrirliğine tâyin edildi. 1911'de ise birinci mukarrirliğe tâyin edilip yedi sene bu vazîfede kaldı. Dördüncü rütbeden Osmanlı ve Mecdî nişanı ve üçüncü rütbeden Mecdî nişanı verilmiştir. Halîfenin irtibâtını sağlamak ve din bilgilerini öğretmek için Çin'e gönderilmiştir. Bu sebeple Çinli Hoca diye de anılmıştır. Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî hazretlerinin otuz sene hizmetinde ve sohbetinde bulunmuştur. 1922 senesine kadar huzur dersleri mukarrirliği yapmıştır. Tanınmış velîlerden olan Şuhudi efendinin asıl ismi Muhammed'dir. Şühûdî ismiyle meşhur olmuştur. Hasköy'de doğdu. 1612 (H.1021) senesinde Babaeski'de vefât etti. Kabri oradadır. Edirne'nin Babaeski kasabasında AliPaşa Câmiinde imâm-hatiplik yaptı. Tasavvufta Şeyh Yâkûb Efendinin sohbetinde kemâle erdi. Tasavvufta yetişmesini şöyle anlatır: "İlim tahsil ettiğim sıralarda bütün gayretimle dînin emirlerine uymaya çalışırdım. Tasavvuf ehli zâtların sohbet ve vâzlarına giderdim. Bir gün yine vâz dinlemeye gitmiştim. Vâiz efendi, kıyâmet günü insanların karşılaşacağı dehşetli ve müşkil hallerden bahsetti. Dinleyen cemâat o kadar etkilenmişti ki, feryâd ederek ağlaşmaya başladılar. Bu vâzı dinlediğim günün gecesi bir rüyâ gördüm. Kıyâmet günü olmuş, insanlar Sırat'ı geçmek için uğraşıyordu. Herkes bir kâmil zâtı kendine rehber edinmişti. Herkesin hâli rehberine soruluyordu. O olumlu cevap verirse, Sırat'ı geçiriyorlar, müsbet cevap vermezse geçirmiyorlardı. Ben de şaşkın bir halde Sırat'ı geçmek için yaklaştım. Bana rehberin kimdir? dediler. Rehberim yoktur, dedim. O sırada nûr yüzlü bir zât âniden karşıma çıkıverdi. Bana; "Gel sen bizim torunlarımızdan ol." dedi. Benim hakkımda iyi şeyler söyledi ve beni Sırat'tan geçirdiler, sonra uyandım. Bu rüyânın üzerine rüyâda gördüğüm zâtı devamlı aradım. Kasabamıza nice zâtlar gelip gitti. Hiçbiri ona benzemiyordu. Nihâyet bir gün Şeyh Yâkûb Efendi İstanbul'a giderken bizim beldeye uğradı. Huzûruna gittim, elini öptüm. Elini öpünce bana; "Gördüğün rüyânın zuhûr etme zamânı yakındır." dedi. Dikkatlice yüzüne baktım. Rüyâmda gördüğüm zât olduğunu anladım. Hemen teslim olup, talebeleri arasına girdim. Onunla birlikte İstanbul'a gittim. Sohbetlerinde bulunup, ondan terbiye gördüm." İTTİFAK
allenai/c4/00000/749
“Ben neyim, sen nesin?” - YENİ ASYA “Hadîsin rivayetlerinde vardır ki: Cenab-ı Hak nefse demiş ki: “Ben neyim, sen nesin?” Nefis demiş: “Ben benim, sen sensin!” Azap vermiş, Cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: “Ene ene, ente ente.” Hangi nevi azabı vermiş, enaniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azap vermiş, yani aç bırakmış. Yine sormuş: “Men ene vemaente?” Nefis demiş: Yani, “Sen benim Rabb-i Rahîm’imsin; ben Senin âciz bir abdinim.” (Mektubat, s. 477) Yukarıdaki hadis nefsin terbiye edilmediği takdirde kendisini yoktan var eden Rabbine âcizliğini, fakirliğini unutarak nasıl meydan okuyabilme cesaretini göstermesi, bizler için ibretli bir tablodur. Rabbimizin nefsi muhatap alarak soru sorması çok büyük bir şükür gerektirirken, nefsin haddini aşan cevabı bize mahiyeti hakkında bilgi vermektedir. Kendisini âdeta Rab seviyesine çıkartarak Rabbimize “ben ve sen” diye hitap etmesi ve açıklama yapmaması, mevhum rububiyetini gösterir. Bu ahlâksız cevap azap görmesine sebep olmuş. Rivayete göre tam üç bin sene azap görmüş. Her bin sene de tekrar Rabbimiz aynı soruyu sorarak tövbe fırsatı vermesine rağmen nefis de aynı cevabı vererek isyanında ısrar etmiştir. Üç bin senenin ardından açlık azabını verdiğinde bu sefer cevap değişmiştir: “Sen benim Rabb-i Rahîm’imsin, ben Senin âciz bir abdinim.” Bu cevapdaki “sen ve ben” açıklamaları haddini bildiğinin açık göstergeleridir. Artık kuru bir sen hitabı değil “Rabb-i Rahim” hitabı var. Yani, nefis Rab ismiyle terbiye edildiğinin ve Rahîm ismiyle merhamet gördüğünün farkına varmış. Kendisininde sade bir “ben”le değil “âciz bir abd” olarak tanımlaması kudretinin hiç hükmünde olduğunun ve ilâh değil kul olduğunu itiraf ettiğini gösterir. Dikkat edilirse ateşin yapamadığını açlık yapmış. Demek ki açlık, ateş başta olmak üzere diğer azaplardan çok daha etkili yöntem. İşte Ramazan orucunda da birçok hakikat açlık vasıtasıyla çok daha kolay derk ediliyor. Rabbim cümlemizi nefsin enaniyetinden muhafaza buyursun inşallah!..
allenai/c4/00000/754
Hem alaylı hem mektepli | Türkiye Perakendeciler Federasyonu Her ikisi birlikte en isabetlisidir. Ancak diplomanın tek başına iş yapmadığı da inkâr edilemez bir gerçektir. Diploma işe girişin ilk günü dikkate alınır, sonra dosyada yerini bulur. Daha sonra da sadece performansın karnesi ortada kalır. Bir çalışan, kendi alanında işletme içindeki herkesten daha fazla mesleki bilgiye hakim olmalıdır. Vazgeçilmez olmanın birinci koşulu budur. İyi bir meyve sebzeciden, iyi bir kasaptan, iyi bir kasiyerden ve iyi bir depocudan kimse kolay kolay vazgeçemez. Çalışanın fedakârca sahiplendiği bu meslekler yönetici desteğine de ihtiyaç duyarlar. Bilgiyi saklamak yerine, astların hangi bilgilere ihtiyacı olduğu da sorgulanmalıdır. Zaten fazla bilginin de gereği yoktur. Elde çok çeşitli veri olabilir. Bunları bütün çalışanların önüne yığmak, faydadan çok zarar getirir. Her çalışana, hangi verilerin gerçekten bilgi niteliği taşıdığına şef karar verebilir. İşte bu da amirin ihtiyacı olan en önemli uzmanlık konusudur. Hedefler koymak ve bunlara ulaşılmasını sağlamak da bu görevin devamıdır. Yetmez ! Hedefler kolay ulaşılabilir olmamalıdır. Çaba gösterilmeden ulaşılan hedef hatalı tanımlanmış demektir. Veya gerçekçi olmayan ve hiçbir zaman ulaşılamayacak olan hedefler motivasyonu azalttığı gibi hedefi koyana karşı güveni de yok eder. Hedefe ulaşanla, ulaşamayanın farkı ortaya iyi konmalıdır. Yani suyu getirenle, testiyi kıran aynı tutulmamalıdır. Net tanımlanmış hedefler her çalışana bu beklentileri kendi performansıyla karşılaştırabilme ve otokontrol yapabilme imkânı sağlar. Sonuçta, insanlar da, şirketler de hedefleriyle büyürler. Ancak küresel alışkanlık haline gelen bu standart bizim ülkemizde çok rastlanan bir durum değildir. Astlarını rakip olarak görüp, kendisini onlardan koruma içgüdüsü ile çalışanlarda ortalama bir seviyeyi yeterli görenlerin sayısı hiç de az değildir. Bir işletmeyi terk eden çalışanlar, hep performansı yüksek kişilerden oluşuyorsa, bu zararın faturası mutlaka üst yöneticiye kesilmelidir. Etkili yönetici etrafına işin kavgasını verecek, gerektiğinde muhalefet edecek kişileri toplar. Dalkavuklar ordusundan asla verimli iş çıkmaz. Şirket toplantılarında susanlarla veya amire methiyeler düzenlerle, şirketi ileriye taşıyacak fikirler üretilemez. Yönetenlerin ihtiyaç duyduğu bilgilerin büyük kısmı ise işletmenin dışındadır. Benchmarking (kıyaslama) ihtiyacı buradan doğmuştur. Dünyanın en başarılı şirketleri bile bunu yaparken, bazı rakiplerinin buna gerek duymaması da o başarılı şirketlerin şansıdır. Zira başarılı iş insanları, sadece fikirleri ile değil, özellikle uygulamaları ile öne çıkarlar. Peki, bu başarılı uygulamaları nasıl göreceğiz? Bakmak ile görmek farklıdır. Bakmak için göz yeterlidir. Ama görmek için göz yeterli değildir. Başka bir ‘merkez’in daha desteği gereklidir. Beyin olmadan ‘görme’ fonksiyonu gerçekleşmez. Gözü olan canlılar, beyinleri olmasa da bakabilirler ama görmeleri için mutlaka bir de beyin gerekir. İnsan olmanın ilk koşulu eğitilmiş olmaktır. Bilgilendikçe baktığımızı daha iyi görebiliriz. Dolayısıyla baktığını görmek, anlamak, kıyaslamak ve yorumlamak için sürekli eğitim şarttır. İyi görmeye yönlendirebilen eğitimci yöneticilere ve/veya eğitim kurumlarına, hem alaylı hem de mektepli çalışanların ihtiyaç duyması bundandır.
allenai/c4/00000/756
İstanbul'da Seçim Sonuçları 10.04.2019 | Sohbet, Chat, Sohbet Sitesi İSTANBUL SEÇİM SONUÇLARI GÜNCEL VE SON OY ORANLARI İstanbul’da, 10 Nisan Çarşamba sabah saatleri itibariyle sandıkların sadece yüzde 6’sı sayıldı. Bu sandıklarda yeniden sayımı yapılmasının sonucunda Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasında 29 bin olan oy farkı ciddi oranda düştü. BİNALİ YILDIRIM EKREM İMAMOĞLU SON DURUM İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olan Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasındaki oy farkı 10 Nisan 05:30 itibariyle 14.848’e düştü AK Parti Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz AK Parti’nin 298. kanunun 130. maddesine göre olağanüstü itiraz hakkını kullanacaklarını ve İstanbul’da seçimin yenilenmesini isteyeceklerini açıkladı. İşte Yavuz’un açıklamalarından öne çıkanlar Bildiğiniz gibi maddi hatalar vardı. Bir kısmı bitmiş olmasına rağmen geçersiz oyların sayımı devam ediyor. Üçüncü talebimiz de yeniden sil baştan sayımın yapılması idi. 5 ilçe hariç bu talebimiz kabul edilmiş değil. Sonuçta oyların tamamına ilişkin sadece yüzde 6 sayılmış iken geldiğimiz noktada fark 29 binlerden 14 binlere indi. Bunu CHP sözcüsü de ifade ettiler Etiket: akp kazandı anlık sonuçlar chp kazandı istanbul belediye başkanı istanbul seçim sonuçları kim kazandı
allenai/c4/00000/759
Tekirdağ Elektrikçi İş İlanları - isbul.net Tekirdağ Elektrikçi İş İlanları - isbul.netTekirdağ Elektrikçi İş İlanları - isbul.net Tekirdağ bölgesinde iş arıyorum diyorsanız binlerce iş ilanını inceleyip aradığınız işi bulabilirsiniz. Tekirdağ Elektrikçi İş İlanları Şehir:Tekirdağ xPozisyon:Elektrikçi x Elektrikçi İş İlanları Tekirdağ İş ilanları : Tekirdağ Elektrikçi iş ilanları yer almaktadır. Kariyer planlamanıza göre Tekirdağ Elektrikçi iş ilanları ve eleman ilanları sayfasından iş başvurunuzu iletebilirsiniz. Listelenen tüm iş ilanları Tekirdağ Elektrikçi arayanlar tarafından yayınlanmıştır. Sayfayı sık sık ziyaret ederek bugün yayınlanan ilanlara ulaşabilirsiniz. Tekirdağ Elektrikçi İlanları Size uygun olduğunu düşündüğünüz Tekirdağ Elektrikçi ilanları ile yeni bir kariyere sahip olabilirsiniz. İş ilanları sitesi isbul.net sayesinde hayallerinize bir adım daha yakın olduğunuzu unutmayın. İyi bir özgeçmiş, diğer adaylar arasından öne çıkmanızı sağlayacaktır.
allenai/c4/00000/760
Anasayfa SiYASET Darbe Komisyonu üyeleri Özel Hareket Daire Başkanlığı’nda Güncelleme : 2016-11-30 15:04:57 ANKARA (İHA) – TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek ve komisyon üyeleri, 15 Temmuz gecesi bombalanan Özel Hareket Daire Başkanlığı’nda incelemede bulundu.15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu üyeleri, Özel Hareket Daire Başkanlığı’nda Özel Harekat Anıtı’na karanfil bırakarak dua etti. Ardından komisyon üyeleri 15 Temmuz gecesi yaşananlarla ilgili bilgi aldı.Ziyaret sonrası bir açıklama yapan Komisyon Başkanı Reşat Petek, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanının dinlenmesine ilişkin olarak MİT Başkanının Başbakan’a bağlı olduğu ve bundan dolayı Başbakan’ın özel izni ile dinlenebileceğini kaydetti. Petek, Genelkurmay Başkanının da henüz dinlenmesi için bir talepte bulunulmadığını vurgulayarak, Suriye’de ve Irak’ta yaşanan olaylardan sonra böyle bir talepte bulunulacağını söyledi.Reşat Petek şunları dedi:"Türk milleti büyük bir millet. Ne yazık ki böyle kahraman bir milletin dışarıdan veya içeriden düşmanları oluyor. Bayrağı, milleti, ülkesi için canını feda etmekten çekinmeyen buradaki 51 şehidimiz ve gazilerimiz sayesinde yeniden istiklal ve istikbalimizi kazandık. Burada çok önemli bilgiler edindik. Komisyon olarak bunları değerlendireceğiz ve bir daha böyle girişimlerin yaşanmaması için alınması gereken tedbirleri de TBMM’ye ileteceğiz."
allenai/c4/00000/762
Plantek Kağıt, Plotter Market, Plotter Satış, Plotter Fiyatları, Plotter Kesici: Oce Plotwave Plan Kopya Makinaları Oce Plotwave Plan Kopya Makinaları Océ Plotwave segmentinde zamandan ve enerjiden tasarruf sağlayan en avantajlı plankopya makinalarıdır. Kullandığı düşük enerji ile geniş ebatlı çıktıların kolaylıkla basımını sağlar. Küçük işletmelerde, mühendislik bürolarında kullanımı uygundur. Özellikle inşaat mühendisleri için oldukça ideal bir makinalardır. Sadece enerji ve zamandan tasarruf sağlamakla yetinmeyen bu makineler aynı zamanda yerden de tasarruf sağlar. Sınırlı alanlara kolaylıkla sığabilen, kendisi küçük ama yaptığı işler oldukça büyük olan Oce Plotwave makineler renkli tarama, baskılama, kopyalama özelliklerinin hepsine birden sahip bir makinalardır. Eğer uzun ömürlü, kaliteli baskılar almak ve müşterilerinizin güvenini kazanmak istiyorsanız Oce Plotwave plan kopya makinalarını tercih edin. Oce Plotwave makineler; · USB den baskı ve tarama ile kullanışlılık sağlar. · Kusursuz doküman teslimi hasarlı baskıların önüne geçer. · Océ Radiant Fusing teknolojisi sayesinde anında baskı özelliği vardır. · Océ Color Image Logic teknolojisi sayesinde kaliteli renkli tarama yapar. Oce Plotwave makinalar ile baskı yaparken otomatik rulo değiştirme özelliği sayesinde baskılarınızda hiçbir aksaklık olmadan işlerinizi tamamlayın. Flash bellek yardımıyla kolaylıkla baskı ve tarama yapın. Otomatik genişlik tespit özelliği sayesinde taramalarınızda daha az hata yapın. Tepe çıkış tepsisi sayesinde hasarlı baskılara son verin. Zaman ve enerji tasarrufunu sağlayan; geleneksel merdaneli geniş ebatlı sistemlerle çalıştığı için makinanın ısınma ve soğuma süreleri uzundur. Patentli Océ Radiant Fusing teknolojisi sayesinde yazıcı baskıya anında hazır olur, rakiplerine oranla yarı yarıya daha az enerji tüketir ve sessiz çalışır. Oce Plotwave geniş ebat yazıcılar oldukça uzun ömürlü bir makinelerdir. Tamamen sağlam metal parçalardan üretilmiş ve bu özelliği sayesinde rakiplerini geride bırakmıştır. Océ Color image teknolojisi segmentindeki en üst kalite taramaların gerçekleştirilmesini sağlar. Océ yüksek çözünürlük Pico Printing baskı teknolojisi sayesinde daha iyi detaylar, keskin çizgiler, yumuşak geçişler sağlanır. Profesyonel çözümler ve mutlu müşteriler için doğru çözümdür. Gönderen Serkan Balcı zaman: 14:28 Etiketler: geniş ebatlı yazıcılar, oce geniş ebatlı yazıcılar, oce plan kopya, oce plotwave geniş ebatlı yazıcılar, oce plotwave plan kopya, plan kopya makinaları Plotter Makine Satışı Hakkında Bilmek İstediklerin... Antalya Plotter Satış ve Antalya Plotter Kanvas Ka... Plotter Makine Kağıtları ve Farklı Markaların Kağı...
allenai/c4/00000/766
Molla Cami'de Varlık; Dürretü'l - Fahire ve Şerhlerinin Tercümeleri ile Varlık Düşüncesine Dair İncelemeler Yazar: Şamil Öçal;Abdulrahman Acer Elinizdeki eser, Abdurrahman Cami nin Fatih Sultan Mehmed'in ricası üzerine kaleme aldığı ed-Dürretü'l-Fahire isimli eserin, yine Cami tarafından bu esereyapılan haşiyenin ve eserin iki farklı şerhinin tercümesini ihtiva etmektedir. Hakikatin peşinde olan sufîler, kelamcılar ve felsefecilerin varlık, zat ve sıfatlargibi meseleler hakkındaki görüşlerinin muk?yese edildiği bu eserde, ayrıca Cami'nin zikredilen hususlardaki fikirlerini ele alan bazı makalelere de yerverilmiştir. Bu eser, Cami'nin varlık düşüncesini her yönüyle kuşatma iddiasında değildir. Belki bu meseleye dâir sonradan yapılacak olan mufassal araştırmalar için bir başlangıç mahiyetindedir.
allenai/c4/00000/768
3 Yaş Oyuncak Sayıları Öğreniyorum 45 Parça 7 kişi oyladı. 5 yıldız üzerinden kullanıcı oyu 2.7 %21 daha ucuz 3 Yaş Oyuncak Sayıları Öğreniyorum 45 Parça, kolayca birbirine geçebilen yapoz kartlarından meydana gelmiş ve 2 yaş ve üzeri çocuklara ilk kümeleştirmeyi ve matematiksel kavramları öğretmek için tasarlanmış eğitici ve kolay bir oyundur. 3 Yaş Oyuncak Sayıları Öğreniyorum 45 Parça çocukların bireysel oyunlarda kendilerini kanıtlayarak veya çeşitli grup oyunlarında aile bireyleri ve arkadaşlarıyla yarışarak rakamlar dünyasına yapabileceği bir yolculuktur. 3 Yaş Oyuncak kategorimizi incelemenizi tavsiye ederiz. 3 Yaş Oyuncak Sayıları Öğreniyorum 45 Parça 2 yaş ve üzeri çocuklar için uygundur. Çocuklar arkadaşlarına 3 Yaş Oyuncak Sayıları Öğreniyorum 45 Parça oyununu hediye ederek onların da mutlu olmasını sağlayabilirler. 3 Yaş Oyuncak Sayıları Öğreniyorum 45 Parça kapıda ödeme ve aynı gün kargo fırsatı ile OyuncakDenizi.com da. 3 13,97 TL 41,90 TL Eğitici Oyuncak İlk 50 Sözcük ve Geometrik Şekiller Mickey Mouse Oyuncak Işıklı Taç Pembe 1 Yaş Oyuncak Bebek Müzik Aletleri Kız Oyuncak Gardroplu Evcilik Seti 2 Yaş Oyuncak Çıngır Top ZUZU Çocuk Odası Hacıyatmaz Kaplan INTEX 3 Yaş Oyuncak Oyun Hamuru Geo Şekiller 336 gr 3 Yaş Ahşap Blokları Dizme 3 Yaş Oyuncak 60 Parça Ahşap Renkli Bloklar 3 Yaş Oyuncak Sihirli Puzzle 200 Parça 3 Yaş Zeka Oyuncakları 3 Yaş Oyuncak Hacıyatmaz 3-5 Yaş Zeka Geliştiren Oyuncak Seti 3 Yaş Oyuncak Kurbağa Yarışı 3-5 Yaş Sayıları Öğreten Oyuncak Seti 3 Yaş Oyuncak Çiviler Çocuklar için Eva Puzzle
allenai/c4/00000/770
şirinler kurabiye _ Elif'in Kurabiyeleri You are here: Home / Archives for şirinler kurabiye SONRAKI YAZI İyi ki doğdun Babaannemmm! ONCEKI YAZI Ali’nin Mickey Partisine kurabiyeler Şirinler numunelik, Nisan’da kutlanacak ve katılmayı umduğum bir doğumgünü partisine örnek olarak hazırlamıştım (zemin pastel renklerde olacak, isim yazılacak vb). Bugünlerde hiç yazamıyorum, gönlüm de yoktu yazmaya bloglar kapatılmışken. İyi haber geldi bugün, yasak kalkmış, sağolsun Danıştay! Bir kaç güne kalmaz açılırmış bloglarımız! Şükür! Zavallı blogspot, ben de artık sitemin içine wordpress entegre ettim… Değişmeyi düşünüyorum orta vadede. Dükkan arayışım devam ediyor, aklıma yatan tek dükkan eve çok uzak. Aslında bulsam, dekore etme heyecanı var içimde, ama şimdilik kısmet olamadı. Yarın da valiz hazırlayıp sabaha Paris’e uçacağız, bizim Ece çok sevdiği Miki, Mini, Guki (Goofy), Danıld, Diyzi ile tanışacak, ellerini tutup resim çektirecek. Gerçi ikimiz de grip olmak üzereyiz, Ece öksürmeye başladı bile! Dün dondurma yedik, havalar ısındı ya! 🙁 Roma resimlerimiz aşağıda, çok eğlendik, bol spagetti, pizza, zeytinyağı yedik; orada da karnavala gittiğimiz için Pamuk Prenses’le (!) tanışma fırsatımız oldu; sanırım bu seneki doğum günü konseptimizi de Pamuk Prenses ve zehirli elmalar şeklinde belirlemiş olduk. Yine de elim gitmiyor çok içime sinmedi. Şirinler de düşündüm ektekileri çalışmadan önce…ama kurabiyeleri beğenmeyince vazgeçtim. Bu arada şirinlerin 3D sineması yoldaymış! Beklemedeyim. 16 Mart 2011 | Filed Under: DOĞUMGÜNÜ, KURABİYE, Şirinler | Tagged With: doğumgünü kurabiyesi, şirinler kurabiye
allenai/c4/00000/771
Forex demo hesap nasıl kullanılır, İkili seçeneklerlar Mart 15, 2019 - Yazar: Hüseyin Çelik - Yorum Yap 19 Haziran 2011: Mt Gox’da çok büyük bir güvenlik açığı tespit edildi ve site 7 gün kapalı kaldı. Kaba Kuvvet Atağı (Brute Force Attack): Hızlı ve kötü niyetli madenciler grubu, çifte ödeme içeren bloğu onaylar ve onay bekleyen tüccara onaylandı bilgisi dönerler. Atağın başarılı olma şansı, atak yapmaya kara veren madencilerin, Bitcoin sisteminin toplam özet Forex demo hesap nasıl kullanılır oranının ne kadarına sahip oldukları ve tüccarın kaç onay beklediği ile ilgilidir. Örneğin atak yapmaya karar veren madenciler, tüm ağın özetleme oranının %10'unu ele geçirmişler ve onay bekleyen tüccar ödemeyi kabul etmek için 6 onay bekliyorsa, atağın başarılı olma şansı %0.1 (binde bir)dir. Opsiyon sözleşmeleri kaldıraçlı bir türev ürün olduğu için düşük teminatlarla daha yüksek miktarlarda yatırım yapma imkanı sunar. 1.1. Skrill®, İngiltere ve Galler yasaları çerçevesinde 4260907 sicil numarası ile kurulmuş bir şirket olan Skrill Limited'in ticari adıdır. Electronic Money Regulations 2011'e (Elektronik Para Yönetmeliği 2011) göre elektronik para sağlama konusunda Financial Conduct Authority tarafından yetkilendirildik. FCA e-para kayıt numaramız 900001'dir. İlk izlenim olarak “illegal işler için biçilmiş kaftan” intibaı yarattığının farkındayım ancak İŞİN ASLI ÖYLE DEĞİL! AA Genel Müdürü Kazancı, kendisine ne Binali Yıldırım'ın ne Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı verisinin gelmediğini aktardı. "YSK Başkanı bizi neden hedef gösterdi, anlamıyorum" diyen Kazancı, "YSK Başkanı'nın bitiremediği seçimi ben nasıl bitireyim" diye ekleyerek YSK Başkanı'nı eleştirdi. Kazancı "Riski ben aldım. İkisini de vermedim. Biri de gelmedi buraya. Bunlar sadece konuşuyorlar. Ben dayağımı yerim temiz temiz. Doğrusunu yaptım.". Kervansaray Yatırım Holding Pay Alım Teklifine aracılık hizmeti vermekteyiz. Bu kapsamda talep formuna ulaşmak için TIKLAYINIZ. Kendi tokenlerinizi oluşturun, tedarik zinciri yönetimini otomatikleştirin ve standart bir çerçevede kendi kendini yürüten sözleşmeler girip test edin. Haluk Bürümcekçi, bu yıla girerken geçen yılın güçlü büyümesinin yarattığı aleyhteki baz etkisinin ve bu büyümeye en az 2 puan civarında katkı sağladığı tahmin edilen Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli kredi hacminin benzer artış göstermeyeceği varsayımının büyüme hızının uzun dönem ortalamalarına doğru geri çekilebileceğini gündeme Forex demo hesap nasıl kullanılır getirdiğini dile getirdi. En yaygın işlem platformlarıForex ticaret için MetaTrader4 ve MetaTrader5 vardır, ama ticaret için danışmanlar ve robotlar yanı sıra diğer bazı ticaret sistemleri ve terminalleri şeklinde birçok değişiklik, eklemeler, çeşitli seçenekler vardır. Bu terminallerdeki işlemler hem kişisel bilgisayarlarda kurulu bir program yardımıyla hem de farklı işletim sistemleri altındaki mobil cihazlarda gerçekleştirilebilir. Web tarayıcıları üzerinden çalışan işlem platformları da var. Bazı brokerler ticaret için kendi deneyimlerini sunarlar. Alkollü içkilerden alınan özel tüketim vergisi tutarları belirlendi. Resmi Gazete'de yayınlanan karara göre vergi yüzde 13.48 oranında arttı. Yabancı sigara üretiminde kullanılan yabancı tütün ithalatında alınan ton başına 150 dolar vergi ise sıfırlandı. Sosyal medya platformu Twitterın Bitcoin hesabını dondurması ve ABDli yatırımcı George Sorosun kripto para birimlerine yatırım yapacağını duyurmasının ardından piyasadaki dalgalanmalar sürerken, Bitcoin 7.0 bin doların üzerine çıktı. Piyasada içinizden gelen bir hisle hareket etmeniz yanlıştır. Çünkü Forex demo hesap nasıl kullanılır fiyatlarda yaşanan değişmeler belli başlı olaylar sonucunda değişir. Bu nedenle gelişmeleri takip etmeden fiyatların yükselişte veya düşüşte olacağını doğru tahmin etmeniz yarı yarıyadır. Borsa piyasasında kazanmak için şans faktörü etkili mi, öğrenmek için burayı tıklayın . Şansınız % 50 olsa dahi genellikle bu tarz yatırımların sonucunda yapılan araştırmalara göre hüsranla karşılaşılır. Bunun sebebi borsa işlemlerinde şans faktörünün etkili olmamasıdır. Bu nedenle yapmanız gereken piyasa takibi ve analizlerini yorumlamaktır. Borsa takipleri geliştirilen programlar sayesinde hızlı ve etkili şekilde gerçekleştirilmektedir. Analizler ise işlem platformları üzerinde yapılmaktadır. Platformda istediğiniz aracı seçerek istediğiniz analizi kullanabilirsiniz. Böylelikle belirlediğiniz vade aralığında enstrümanın değerinde yaşanan değişmeleri öngörebilirsiniz. Ve şimdi de 'nasıl?' sorusuna gelelim. Yani, internetten nasıl para kazanılır? Sizler için, nispeten basit ve en erken sonuç alabileceğiniz 10 yöntemi seçtik. Daha fazla ödeme. Çevre Çalışma Grubu’nun 2012 göre, “Pestisit için Shoppers ‘Guide,” Bu öğeler elma, kereviz, dolmalık biber, şeftali, çilek, üzüm ve bulunur. Soğan, mısır, ananas, avokado gibi maddeler, diğer yandan, çok sınırlı bir yarar sağlayabilir burada organik satın nispeten kirletilmeyen. Hatta daha fazla tasarruf için, yerel çiftçi pazarda organik ürün kontrol, ya da arka bahçesinde kendi büyür. Bu sayede, piyasayı öğrenmiş, hangi işlemin, ne zaman, hangi durumda yapılacağını bilerek işlemlerinizi daha güvenli yaparsınız. Bunun yanında borsada olduğu gibi döviz işlemlerinizin, fiyatlarına etki eden Forex demo hesap nasıl kullanılır piyasa araştırmasını yapmanız gerekmektedir. Monero sadece bir teknoloji değil, teknolojinin temelini oluşturan bir sistemdir. Monero'yu diğer alternatif paralardan Forex demo hesap nasıl kullanılır ayıran en temel özellikler: güvenlik, gizlilik, işlemlerin takibinin mümkün olmaması. Tezgahın izin verilen minimum yüksekliği 130 cm, uzunluğu 260 cm'den fazla değil. Brüksel’de AB Dışişleri Bakanları, Londra’da ise parlamentonun üst kanadı Lordlar Kamarası Pazartesi günü toplanarak seçenekleri değerlendirecek.
allenai/c4/00000/776
Bir ihbarla bir insanın hayatını karartmak bu kadar kolay olmamalı! 03 Ağustos 2017, Perşembe 19:52 Yeni Şafak yazarı TV programcısı, yazar Serdar Tuncer, 'FETÖ'nün Belçika imamı' olduğu iddiasıyla gözaltına alınan bir yakınının ismini anmadan ve ayrıntıları yazmadan nasıl serbest bıraktırdığını yazdı. Yeni Şafak'ta yayınlanan bugünkü yazısında Tuncer, "Bu kadar ucuz olmamalı bir insanın haysiyetiyle oynamak!" dedi. Tuncer'in yazısının bir bölümü şöyle: Evet, zor zamanlardan geçiyoruz. 15 Temmuz kahpeliği bir kâbus gibi çöktü üzerimize. Evet, olağanüstü hal var ülkede. At izi it izine karışmış. FETÖ’cülükten 600 kişiyi yargılayan adamın FETÖ’den yargılanması bile şaşırtmıyor artık bizi. Evet, kendimizden şüphe eder duruma gelmişiz, kimse kimseye kefil olamıyor. Kurunun yanında yaş da yanabiliyor böylesi durumlarda. Devlet normal şartlar altında asla yapmayacağı bir takım uygulamaları bu gibi zamanlarda yapmak zorunda kalabiliyor. Evet, evet, hepsine evet… Ama bu işler böyle mi olmalı? İşte ona hayır! Bin defa hayır! Bu kadar ucuz olmamalı bir insanın haysiyetiyle oynamak! Bir ihbarla bir insanın hayatını karartmak bu kadar kolay olmamalı en olağanüstü hallerde bile! Bu işin doğru düzgün bir yolu yordamı, adam gibi bir usul erkânı olmalı! Arkadaşın ismini, olayın geçtiği yeri, konuyla alakalı yetkililerin isimlerini hiç birisini paylaşmadım. Bunun iki sebebi var: Birincisi bizim deli dervişi ve diğer konuyla alakalı kişileri bu yazı sebebiyle rencide etmemek. İkincisi bu yaşanan vahim hatayı bireyselleştirmemek ve benzer durumdaki hakiki mağdurların haline de işaret edebilmek! Gece oturup sohbet ettik arkadaşla. Şüphelendiği bir iki kişiden bahsetti; niçin böyle bir ihbar yapmış olabileceklerinden... Boş ver dedim ona, bak buradasın, şükürler olsun bu kadarla atlattın, geçmiş olsun. Dualar etti, eşinin çok ağladığından, fakire ve özellikle Aybike’ye çok dua ettiğinden bahsetti, sevindik. Allah için bir iş yapmaya vesile kılınmak, tatili bizim için biraz olsun anlamlı kıldı. Ertesi sabah FETÖ Belçika imamı (!) ve eşi Türkiye’den ayrıldılar. “Varınca mutlaka ara” demiştim ona. Biraz geç aradı. Meğer telefonuna, bilgisayarına el konulmuş araştırma için. Bir kez daha canım sıkıldı. Akşamki ‘pardon’ telefonu geldi aklıma. Adam aynı akşam bırakılacak kadar temizse niçin eşyalarına el konulur. Eşyalarına el konulacak kadar şüpheliyse nasıl salıverilir? Anladığım o ki, birisi Serdar Tuncer’in hayatını karartmak istese, bir telefon açması yeterli. Bir iki de uydurma şüphe buldu mu, tamam. Sabahın dördünde palas pandıras içerideyiz. Derdini anlatabildinse, biraz da bahtın varsa ne âlâ, yok anlatamadın mı, o zaman yandı gülüm keten helva! Etiketler: serdar tuncer Okunma Sayısı: 11656 5 yıl hapis cezası verildi "Bu fırsattan en iyi şekilde yararlanmalıyız" Zaten bunlar aynı acıları yaşamadan bu süreç bitmez.Oh hak ettiler diyenler aynı muameleyi görünce bazı şeyleri anlıyor ama temiz insanları yine terörist ilan ederek. Kuyruk acısı zor keşke bsşınıza gelmeden biraz anlasaydınız eşim 11 ay biti 12 aydır içerde 8 aylık oğlum 3 yaşındaki kızım babaya hasret büyüyor başkalarının destekleri ile hayata tutunmaya çalışıyorum ama elhamdülillah allah tan gelen başımız üstüne ama kuldan gelen çok zor hani hakkınızı helal etmemişsiniz ya serdar bey bizde etmiyoruz mağdur yok diyen hiç kimseye hakkımızı helal etmiyoruz ve her an dua edıyorum yanlarında olan yavrularına hasret kalsınlar ve dünyadada ahirette de mağdur olsun lar. Şu anda içeride olan bir çok masum hakkında , ele avuca gelir hiç bir delil yok, bir programı kullandı diye bankada parası var diye falanca yerde öğretmenlik yapmış diye insanların hayatını çoluk çocuk demeden perişan ettiler, "darbe ile ne alakası var" dediğimiz şeyler yaşanıyor. Başından beri şu hakkın yanında duran gazete yeniasya dan başka kim dile getirdi bu mağduriyetleri ? Geç kalınmış itiraf ve hayıflanmalar siz, yandaşları kurtarır mı ? Ankara'nın yeni Belediye Başkanı, BELPA'nın genel müdürünü görevden aldı
allenai/c4/00000/777
Susurluk Buzağılık Köprüsü 'nün Temeli Atıldı Susurluk Buzağılık Köprüsü ‘nün Temeli Atıldı :Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından 3 milyon 120 bin lira yatırım ile Susurluk ilçesine yapılacak olan Buzağılık Köprüsü’nün temeli törenle atıldı. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, yaptığı açıklamada, Buzağılık, Kayıkçı, Kocapınar, Ekinlik, Kalfa, Yaylaşehir ve Gürece gibi kırsal mahallelerin Susurluk’a ulaşımı açısından köprünün önemine değindi. Uğur, üç yıldır bekleyen bu yatırımın Balıkesir’in büyükşehir belediyesi olmasıyla birlikte gerçekleştiğini söyledi. Buzağılık köprüsünün 3 yıl önce tehlike arz ettiği için kapatıldığını belirten Uğur, “Balıkesir’in büyükşehir belediyesi olmasının en büyük faydası buradaki Buzağılık Köprüsü’nün yapılmasıdır. Buzağılık, Kayıkçı, Kocapınar, Ekinlik, Kalfa, Yaylaşehir, Gürece ve onların mahalleleri bu köprüden istifade edecek.” dedi. Köprünün teknik özellikleri hakkında bilgi veren Başkan Uğur, köprünün 2015 yılı içerisinde tamamlanacağını kaydetti. Törende konuşan getiren Vali Mustafa Yaman ise, Balıkesir, Büyükşehir Belediyesi olmasıyla büyük bir ivme yakaladığını dile getirdi. Yatırımlardan dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur’a teşekkür etti. Konuşmaların ardından köprünün temeli atıldı. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Buzağılık Köprüsü, Susurluk Buzağılık Köprüsü, Susurluk ilçesi 21 / 1,642
allenai/c4/00000/779
DOGRU - Motor Takozu - 0738 Motor Takozu Yuvarlak Opel Astra G 59,46 TL (KDV Dahil) 59.46 74,46 TL Marka : DOGRU Stok Kodu : 0738 0738 Orjinal Referans numaralı Motor Takozu DOGRU markadır bu yedek parça OPEL ASTRA, OPEL ZAFIRA vb araçlara uymaktadır. bu yedek parça 24 ay garantilidir. Bu ürünü aldıktan sonra herhangi bir memnuniyetsizlikde kutusuna yada ürüne zarar vermediğiniz sürece 14 gün içinde sorgusuz sualsiz iade edebilirsiniz. Yan Sanayi Marka : DOGRU Stok Kodu : 1081 Tedarikçi Açıklaması MOTOR TAKOZU VECTRA C Ürün Özellikleri : Montaj yeri, : her iki taraftan
allenai/c4/00000/783
Son Oyun (Yönetmen: Mimi Leder) Mimi Leder’in yönettiği ve Morgan Freeman, Antonio Banderas, Radha Mitchell ile Velizar Binev’in oynadığı Son Oyun (Thick as Thieves – The Code), 03 Nisan 2009′da Sinetel Filmcilik dağıtımıyla Sinetel Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı. Ripley, hırsızlık kurallarına uygun olarak yaşayan bir soyguncu, Gabriel ise, yakışıklı, usta bir hırsızdır. Ripley plânladığı büyük soygun için aradığı ortağı bulmuştur. Bu servet ile Ripley, hem Rus mafyasına olan borçlarını ödeyecek hem de kızı Alex’in hayatını kurtaracaktır. Soygun günü geldiğinde binaya girmeyi başarırlar ancak birisi hırsızlar kuralını bozmuştur. Önceki yazıKara Altından Altın Mikrofona’nın Galası YapıldıSonraki yazıBeylikdüzü Markacity Cinemarka Sinemaları
allenai/c4/00000/784
CR Digital Röntgen - Ultrason | Asya Veteriner Veteriner hekimlerin teşhis yöntemlerinden birisi de Görüntüleme adıyla özetlenen, hastanın çıplak gözle görülemeyecek dokularının çeşitli donanımlar kullanılarak gözlemlenebilir dokumanlar elde etme sürecidir. Rontgen, Ultrason ve Endoskopi bu alanda en yoğun kullanılan tekniklerdir. Röntgen görüntülemeli tanı yöntemlerinden biridir. Muayenesi yapılacak olan doku ve organın özelliğine göre direkt ve indirekt olarak uygulanır. Bu uygulamalardan bazıları miyelografi ( omuriliğin ilaçla görüntülenmesi ) sistografi (idrar kesesinin ilaçla görüntülenmesi)’dir. Kliniğimizde bulunan High Frekans Röntgen cihazı ile gerekli olan her durumda teşhise yardımcı olarak anında radyografi çekilmektedir. Buna ek olarak hastanın durum değerlendirilmesi yapılmaktadır. Kalça çıkığı, Patella ve dirsek çıkığı, miyelografi gibi özel pozisyon ve çekim tekniği gerektiren durumlar, kırıklar, gastro-intestinal ve üriner sistem kontrast radyografisi, solunum sistemi ve kalp radyografisi gibi tüm çekimler-incelemeler kliniğimizde yapılmaktadır.
allenai/c4/00000/788
Özgürleştirilmiş Topraklarda Kardeşlerimizle Bayramlaştık! - Rıdvan Kaya Kurban Bayramı vesilesiyle dünyanın farklı bölgelerine gidip kurban kesimi ve dağıtımını oralarda gerçekleştirmek Türkiyeli İslami yardım kuruluşları ve gönüllü grupların son yıllarda yoğunlaştırdıkları güzel bir faaliyet oldu. Bu yolla Gazze’den Afganistan’a, Somali’den Arakan’a coğrafyamızın dört bir yanına ümmet dayanışmasını yansıtmanın ve kalbimizde kardeşlerimiz için bir yer ayırdığımızı hissettirmenin hayırlı bir amel olduğuna kuşku yok. Bu yıl da başta İHH olmak üzere çeşitli yardım kuruluşlarımızın programları kapsamında pek çok kardeşimiz bayramı uzak illerdeki kardeşleriyle geçirdiler. Özgür-Der mensupları ise Gazze’ye ilaveten bu yıl kurbanlarını, Diyarbakır Şubesinin öncülüğünde gerçekleşen bir programla Suriye’de ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırma çabası içerisinde oldular. Kurbanlarımızı 20 aydır tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bir katliama maruz kalan kardeşlerimizle birlikte kesmek çok anlamlı bir girişimdi. Baas zulmüne karşı izzetle ayağa kalkıp direnen ve bunun için her türlü bedeli ödemeyi göze alan Suriyeli kardeşlerimize bir vesileyle de olsa yanlarında olduğumuzu hissettirmek onlar açısından güzel bir duygu, bizler içinse bir vazifeydi. Allah için canlarını veren, Baas kasaplarınca doğranan kardeşlerimizle birlikte kestiğimiz kurbanların Rabbimiz katında kabul olmasını dileriz. Kurban kampanyası Özgür-Der Diyarbakır Şubesi yöneticilerinden Hasip Yokuş kardeşimizin başkanlığını yaptığı ve genelde Kürt illerindeki şubelerimizden kardeşlerimizin aktif katılımıyla teşekkül ettirilen ve bundan önce Suriyeli mazlumlara özellikle tıbbi yardım kapsamında destek olmaya çalışan Suriye İçin Yardım Komisyonunca organize edildi. Komisyonun İHH ile birlikte gerçekleştirdiği organizasyon kapsamında İHH’nın 1280 hissesine ilaveten Özgür-Der mensuplarınca toplanan 270 kurban hissesi Suriye’nin muhtelif yelerinde kesilerek dağıtıldı. 26 Ekim Cuma günü Hatay’a giden Özgür-Der üyelerinden oluşan ekip, Daruşşifa ve Orient gibi sağlık merkezlerindeki Suriyeli yaralıları ziyaret ederek buralardaki yaralılara ve yakınlarına kurban eti dağıttılar. 27 Ekim Cumartesi günü ise 12 kişilik grubumuz ikiye ayrıldı. Metin Demir ve Mehmet Deniz kardeşlerimiz yaklaşık 500 Suriyeli muhacir aileyi barındıran Güveççi Köyünde kurban kesimine nezaret ederken, bizler 10 kişilik bir ekiple Reyhanlı’da İHH üyeleriyle buluştuk ve İHH mensuplarıyla birlikte Suriye’ye giriş yaptık. Sınırın hemen ötesindeki Atma kasabasından başlanarak gerçekleştirilen kurban kesimine daha sonra iç bölgelerde devam edildi. Kurbanlar, Halep, Hama gibi kentler başta olmak üzere bu kentlere bağlı Kah, Tel Aadi, Akrabat, Sermada, Kille, El-Cinna, Tirmanin gibi ilçe ve kasabalarda kesilip yardıma muhtaç kişilere dağıtıldı. Rabbimizin lütfuyla kurban organizasyonu dolayısıyla geçtiğimiz Suriye’de güzel gelişmelere şahit olduk ve ayrıca da kardeşlerimize karşı vazifelerimizin aciliyetini, mesuliyetimizin büyüklüğünü yakinen müşahede ettik. Suriye’de sıkıntı çok büyük. Zaman zaman Türkiye’de gündeme gelen mülteciler sorunu belki de sorunun nispeten en basit boyutunu teşkil ediyor. Gelemeyenlerin, geçemeyenlerin hali perişan! Suriye’nin içinde göç etmek zorunda kalmış insanların durumu yürek burkuyor. Sınır bölgesinde binlerce insan toz toprak içinde, derme çatma çadırlarda, en temel ihtiyaç maddelerine muhtaç bir şekilde Türkiye’ye geçebilmek için izin bekliyor. Kurban dağıtımı için ziyaret ettiğimiz bir köyde Halep’ten çıkmak zorunda kalmış bir grup insanın ahırdan bozma bir yerde hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını gördük. Hasırlarla bölüp oda şekline soktukları bu dört duvar mekânda tam 36 kişi barınıyordu. Bu Müslümanların perişan halleri ister istemez aklımıza, Suriye devriminin Batı ve Körfez monarşilerinin cömert katkılarıyla süren bir hareket olduğuna dair derin analiz sahiplerinin yüksek bilgi birikimlerini getirdi! Biz genelde günlük ölüm rakamları üzerinde Suriye’deki durumun vahametini takip ediyoruz. Oysa yaralanan, sakat kalan sayısız insanın durumu da çok acı verici. Ziyaret ettiğimiz bazı aileler çocuklarının bombardıman neticesinde işitme duyusunu yitirdiklerini söylüyorlardı. Şüphesiz başta çocuklar olmak üzere bu insanların yaşadıkları psikolojik travmanın boyutlarını tahmin etmek bile imkânsızdır. Yaralıların taşınması çok zor şartlarda gerçekleşiyor. Baas ordusunun vahşice icra ettiği bombardımanlarda ya da çatışmalarda yaralanıp Türkiye’de bir hastaneye götürülmek üzere sınıra getirilebilen bazı Suriyelilerin zaman zaman sınır bölgesinde ambulans beklerken kan kaybından öldüklerine şahit olanların anlattıkları iç parçalayıcı. Suriye’nin Türkiye sınırına yakın bölgelerinde mücahitlerce kurtarılmış yerleşim birimlerinde gerçekleştirdiğimiz bu faaliyet sırasında bir kere daha Suriye direnişinin İslami kimliğini net biçimde gözlemleme imkânı bulduk. Baas ordusundan arındırılmış bölgede direnişi üstlenen, temsil eden çeşitli yapılar var. Bu yapıların hepsi İslami kimlikli yapılar. Farklı örgütler altında toplanmalarına rağmen direnişçilerin tümü cihad bilincine sahip Müslümanlar. Suriye direnişini karalama gayretiyle, ülke dışında oluşturulan çeşitli yapılar içinde liberal, sol, Batıcı kimliklerden muhalif isimlere ve zaman zaman bunların sözlerine odaklanan tutumun ne kadar temelsiz ve kötü niyetli olduğu Suriye içinde çok daha açık biçimde görülüyor. Şüphesiz Suriye devriminin İslami niteliğini görmemek ancak önyargı ya da düşmanlıkla açıklanabilir bir durumdur. Direniş örgütlerinin İslami niteliği hususunda duyduğumuz sevincin yanında bir kaygımızı da ifade etmekte yarar görüyorum. Birbirleriyle ilişkileri, yardımlaşma ve dayanışmaları çok güzel seyretmekle birlikte İslami direnişin bu kadar çok parçalı bir yapı arz etmesi üzücü. Küçücük bir kasabada dahi farklı isimler altında mücadele eden çeşitli İslami örgütler mevcut. Elbette 40 yıl, 50 yıl boyunca en küçük bir muhalefet girişiminin, itiraz çabasının dahi şiddetle bastırıldığı bir ülke gerçeği göz önüne bulundurulduğunda “Neden bir araya gelmiyorlar, neden tek bir yapı altında temsil edilmiyorlar?” diye sormak pek haklı ve anlamlı olmaz. Yıllarca en basit bir taleple dahi bir araya gelmelerine izin verilmemiş, sivil örgütlenme imkânı asla tanınmamış bir ülkede, Baas iktidarının oluşturduğu atmosfer göz önüne alındığında bir araya gelme kültürünün ne denli zayıf olduğu tahmin edilebilir. Ne var ki bu durumun süratle giderilmeye çalışılmasının sadece inancımızın bir gereği olmayıp, aynı zamanda mücadelenin kazanılması açısından da hayati öneme sahip olduğu açıktır. Direnişin gücünü zayıflatma potansiyeli taşıyan ve ileride ayrılık riski içeren bu parçalanmışlığın bir an önce giderilmesi ve mücahit gruplarının tek bir örgüt şemsiyesi altında toplanması Rabbimizden dileğimizdir. “Allah’tan başkasına boyun eğmeyiz!” şiarıyla kıyam eden kardeşlerimiz, “Rabbimiz senden gayrı kimsemiz yok!” haykırışlarıyla mücadelelerini sürdürüyorlar. Rabbu’l Âleminin nusretiyle ciddi kazanımlar da elde ettiler, ülkenin bir bölümünü ve daha önemlisi kalplerini, zihinlerini, kimliklerini özgürleştirdiler. Acımasız, vahşi bir tağuta ve ordusuna karşı ağır bedeller pahasına da olsa büyük başarılar elde ettiler. Ama kabul edelim ki, bu süreçte bizler de ümmetin geneli de kardeşlerimize yeterince destek olamadık, gerektiği gibi bu mücadeleye sahip çıkamadık, mazlum Suriye halkını yüz yüze olduğu bu büyük zulüm karşısında sahiplenmede zaaf gösterdik. Bu açıdan değerlendirdiğimizde gerek İHH gibi kuruluşlarımızın yaptığı sistematik çalışmalar, gerekse de Hatay, Reyhanlı ve mücavir yerlerde Suriyeli mazlumlara ve mücahitlere destek olmak için yoğun gayret gösteren o bölgede yerleşik vakıflarımız, derneklerimiz ve Müslüman şahsiyetlerin çabaları hayati önem taşıyor. Yine Özgür-Der Diyarbakır Şubesinin öncülüğünde kurulan Suriye İçin Yardım Komisyonunun uğraşılarını da aynı bağlamda yüzümüzü ağartan, kardeşlerimize karşı duyduğumuz mahcubiyet hissini bir nebze de olsa gideren ameller olarak görüyoruz. Suriye gerçeğini idrak eden her Müslümanı bu tür çabalara katkıda bulunmaya çağırıyoruz. Sadece silaha değil, elektrikten una, serumdan battaniyeye, yakıta kadar her şey sorun, her şeye ihtiyaç duyuluyor. Suriyeli kardeşlerimiz çok büyük sıkıntı içinde. Her yer evlerini, şehirlerini terk edip güvenli bir sığınak arayan insanlarla dolu ve hepsinin yardıma ihtiyacı var. Kardeşlerimize Karşı Görevimiz Suriyeli kardeşlerimiz hamiyetli, mağrur, gözü pek insanlar. Sıkıntılarını, zorluklarını rahat ifade edemiyorlar belki ama her şey ortada! Onlar evlatlarını, aile fertlerini, canlarını her şeylerini ortaya koyarak bu mücadeleyi Allah için cihada dönüştürdüler. Bizler de ellerimizdeki imkânları zorlayarak cihad sancağının yere düşmemesi için, direniş azminin kırılmaması, mazlum ve mağdur kitlelerin zulme karşı kıyam ettiklerinden ötürü bir gün asla pişmanlık duymamaları için destek olmalıyız. Bir günümüzü dahi olsa özgür bir beldede, özgürleştirilmiş bir beldemizde, kardeşlerimizle geçirmiş olmak güzel bir duyguydu. Rabbimiz inşallah bizlere Suriye’nin tamamının ve tüm İslam beldelerinin zulümden, tuğyandan ve cahiliyeden azatlığını görmeyi nasip etsin!
allenai/c4/00000/789
10 soruda kalp hastalarının takibi | Genel Sağlık | Mahmure Sağlık Kalp hastalarını sürekli takip altında tutmak gerekiyor. Özelikle de kalp krizi geçiren hastaları. 1- Kalp hastaları neden takip edilmeli? Bunun nedeni, enfarktüs ve by-pass sonrası hastalarda ritim bozukluklarının gelişebilmesi. Aritmi denilen bu sorun, kalp sağlığı bozuk olan hastaların yüzde 65'inin ölümüne yol açıyor. İşte bu noktada hastaların takibi çok önemli. 2- Kalp krizi geçirenlerin takibi Kalp krizi, dünyada en önemli ölüm nedenlerinden birini oluşturuyor. İstatistiklere göre, her yıl 17 milyon kişi kalp krizinden yaşamını yitiriyor, milyonlarca insanın da yaşam kalitesi düşüyor. Acıbadem Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Op. Dr. Nuri Çağlar, ülkemizde de ölümlerin yarısının kalp ve damar hastalıkları sonucu ortaya çıktığına dikkat çekiyor. Türkiye, bu oranla Avrupa ülkeleri arasında, kalp haslalıklarına bağlı ölümlerde kadınlarda birinci, erkeklerde ise beşinci sırada. 3- Kalp hastalıkları kadınlarda farklılık gösteriyor mu? Kalp hastalıkları özellikle menopoz sonrası kadınlarda çok yaygın görülüyor. Uzmanlara göre, damar sertliği ve kalp hastalıkları her iki kadından birinde ortaya çıkıyor. Üstelik kadınların kalp krizi öncesi ve kalp krizi sırasındaki belirtileri erkeklerden daha farklı. Yeni bir bilimsel çalışmaya göre, kalp krizi öncesi kadınların sadece yüzde 30'u göğüs ağrısından yakınıyor. Yorgunluk, uykusuzluk ve nefes darlığı, kadınlarda en sık rastlanan kalp krizi öncesi belirtiler. 4- Kalp krizinin belirtileri neler? Dünyada ve ülkemizde en başta gelen ölüm nedeni kalp krizinin uyarıcı işaretleri bulunuyor. Bu belirtileri şöyle sıralayabiliriz: Göğüs kafesinin orta bölgesinde birkaç dakikadan uzun süren baskı, sıkışma, ağırlık ve huzursuzluk hissi. Omuzlara, boyun bölgesine veya kollara yayılan göğüs ağrısı... Baş dönmesi, baygınlık, bayılma, bulantı, soğuk terlemenin eşlik ettiği göğüs kafesi şikayetleri. 5- Peki kalp hastalıklarının takibi mümkün mü? Evet tıp teknolojisindeki yenilikler sayesinde artık bu mümkün. Örneğin Acıbadem Sağlık Grubu tarafindan kurulan Kalp Sağlığı Hattı amaçla geliştirilmiş bir sistem. Bu teknolojik takip sistemi sayesinde kalp krizi ve by-pass geçirenler, hastalığa genetik yatkınlığı olanlar ve mesleği gereği yüksek stres altında çalışanlar kontol altında tutulabiliyor. Amaç, taşınabilir cihazlar aracılığıyla kardiyak riski taşıyanlara hızlı tanı ve anında tedavi olanağı sağlamak. 6- Hasta takibi nasıl yapılıyor? Kalp Sağlığı Hattı hizmetinden yararlanırken önce doktor muayenesinden geçiyorsunuz. Yapılan kontroller sonucunda, doktorunuz tarafından, size uygun, taşınabilir boyutta küçük bir EKG cihazı seçiliyor. İşte bu cihaz sayesinde kardiyoloji raporları, bulunduğunuz her yerden Kalp Sağlığı Çağrı Merkezi'ne bir telefon aracılığıyla görüntüleniyor. Kardiyoloji uzmanları ve hemşirelerin hizmet verdiği bu sistemde raporlarınız internet üzerinden, doktorunuza verilen bir şifreyle, online olarak görüntülenebiliyor. 7- Kimler yararlanabiliyor? Kalp hastaları, tıbbi tedavi görenler, stent takılan ve by - pass yapılan hastalar, kalp kapak hastaları ve diğerleri, ailesinde hastası olanlar, risk faktörü taşıyan sağlıklı yetişkinler, mesleki risk taşıyan üst düzey yöneticiler, pilotlar, gemi kaptanları özel meslek grupları, kilo fazlası olan kişiler, diyabet ve hipertansiyon hastaları, sigara ve alkol bağımlıları, lipit pro yüksek olanlar, 40 yaş üzeri kalp sağlığını takip etmek isteyen yetişkinler bu hizmetten yararlanabiliyor. 8-Riskli bir durumda ne yapılıyor? Kalp Sağlığı Hattı özellikle riskli ve acil durumlar için oldukça gerekli sistem. Acil durumda Kalp Sağlığı Çağrı Merkezi'ne ulaşarak, doktorunuzla doğrudan bağlantı kurmanız sağlanıyor. Gerekiyorsa ambulans gönderiliyor ve acil servise transferiniz gerçekleştiriliyor. Geçmiş şikayetleriniz, risk faktörleriniz, kullandığınız ilaçlar, gönderdiğiniz tüm sinyallerden oluşan EKG raporlarınız dosyanızda saklandığı için, acil servise ulasana kadar yapılması gerekenler önceden belirlenmiş oluyor. Bu şekilde gecikmelerden kaynaklanan olumsuzluklar ortadan kalkıyor. 9- Avantajları neler? Tanı konulmasında ve hastaneye ulaşımdaki gecikmeleri ortadan kaldırmak en önemli avantajlarından biri. Bunun yanı sıra yalnız yaşayan kalp hastalarının can güvenliğini sağlamak, ani rahatsızlıkların vereceği zararları azaltmak ve kalp krizi sonrası hastaneye yatış süresini kısaltmak da sağladığı diğer avantajlar arasında. 10- Kalp hastalıklarından nasıl korunmalı? Dr. Nuri Çağlar, yaşam alışkanlığınızı değiştirerek kalp krizi riskini önemli ölçüde azaltabileceğinizi belirtiyor. Kalp hastalığı riskini engellemek için sigara ve stresten uzak durmak, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmak, ideal kiloyu korumak şart. Tabii ki düzenli doktor kontrolünü de unutmamanız gerekiyor.
allenai/c4/00000/791
İran'da kadınlardan bisiklet eylemi ANKARA - İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in halka açık yerlerde kadınların bisiklete binmesini yasaklayan fetvasına tepkiler büyürken, İranlı kadınlar fetvaya tepki olarak sosyal medyada bisiklete binerken çektikleri fotoğrafları paylaşmaya başladı. Anasayfa İRAN İran'da kadınlardan bisiklet eylemi Güncelleme : 2016-09-22 13:22:08Bu içerik 1039 kez okundu. İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in kadınların halka açık yerlerde bisiklete binmesini yasaklayan fetva yayınlamasının ardından İranlı kadınlar fetvaya tepki olarak sosyal medyada bisiklete binerken çektikleri fotoğrafları paylaşmaya başladı. İranlı kadınların halka açık yerlerde bisiklet kullanmasının yasaklanmasına ise birçok kesim tepki gösterdi. Kadınlar Facebook, Twitter ve İnstagram gibi sosyal medya hesapları üzerinden paylaştıkları fotoğraf ve görüntülerde Hamaney'in bisiklete binmenin kadınların iffetine tehdit oluşturduğuna yönelik fetvayı protesto ederken ülkedeki kadınları da protesto kampanyasına destek vermeye çağırıyor. Dini liderin ofisine ait internet sitesinden (leader.ir) Pazartesi günü yayınlanan fetvada, "Kadınların halka açık ve namahremin göreceği yerlerde bisiklete binmesi haramdır" ifadeleri kullanılmıştı.
allenai/c4/00000/794
Diyabet Hastalığında Katarakt Cerrahisinin Püf Noktaları – Doç. Dr. Nilüfer Berker Diyabeti olan kişilerde katarakt normal popülasyona göre 2-5 kat daha sık gelişir. Bunun nedeni, yüksek kan şekeri nedeniyle göz içi sıvılardaki fizyolojik değişiklikler, dokuların oksijenlenme bozuklukları, kullanılan kortizon içerikli ilaçlar ve yapılan göz içi enjeksiyonlarıdır. Katarakt ameliyatı olması gereken diyabetli hastaların eş zamanlı retina problemlerinin (diyabetik retinopatisinin) olup olmadığı iyi değerlendirilmelidir. Diyabetik retinopatinin eşlik ettiği katarakt varlığında, katarakt ameliyatı öncesi detaylı bir retina muayenesi yapılması gerekir. Katarakt Ameliyatı Öncesi Retina Muayenesi Neden Önemlidir? Bazı retina hastalıklarında göz, gerekli önlemler alınmadan yapılan katarakt ameliyatından olumsuz etkilenebilmektedir. Diyabetik retinopati de bunlardan birisidir ve ameliyat öncesi tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Diyabetik retinopatisi olan hastalarda katarakt ameliyatı öncesi alınacak önlemler retinopatinin şiddetine göre değişkenlik gösterir. Diyabetin yarattığı sorunların tümü kandaki şeker yüksekliğinden (hiperglisemi) kaynaklandığı için, ameliyat olacak her hastanın öncelikle kan şekeri regülasyonu yapılmalıdır. Diyabette kan şekerini en doğru gösteren tetkik, halk arasında üç aylık şeker olarak bilinen HbA1C testidir. HbA1C’nin ameliyat öncesi normal sınırlarda olması gereklidir. Kan şekeri regüle olmayan hastalarda ameliyat sonrası görme noktasında sıvı toplanması (makula ödemi) ve kornea ödemi oluşabilir. Diyabetik retinopatinin erken dönemlerinde katarakt varsa, ameliyatın geciktirilmeden uygulanması önerilir. Çünkü katarakt varlığında retina görüntüsü net değildir, diyabetik retinopatinin takibine ve lazer uygulamalarına imkan vermez. Bu hastalarda, retina muayenelerinin aksamaması ve gerekli retina müdahalelerinin gecikmeden yapılabilmesi için kesifleşmiş lensin biran önce gözden uzaklaştırılması gereklidir. Ancak ilerlemiş diyabetik retinopati varlığında, öncelikle retinadaki problemlerin kontrol altına alınması, ardından katarakt ameliyatının uygulanması daha güvenlidir. Retinada kanamaya meyilli damar oluşumları ve görme noktasında ödem varsa, ameliyat öncesi lazer ve göz içi enjeksiyonlarıyla bu patolojilerin düzeltilmesi çok önemlidir. Bu önlemler alınmadan katarakt ameliyatı yapılırsa, ameliyat sonrası göz içi kanamalar ve ödemde artışlar olabilir. Bazı ileri diyabetik retinopati durumlarında katarakt ameliyatının retina ameliyatı ile aynı anda yapılması da gerekebilir. Diyabetik retinopatili hastalarda katarakt ameliyatı, sağlıklı bireylerdekine kıyasla daha fazla hassasiyet gerektiren bir durumdur. Ameliyat sırasında dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır. Diyabetli hastalarda katarakt cerrahisinin fakoemülsifikasyon tekniği ile yapılması en doğrusudur. Daha önce yapılmış olan göz içi enjeksiyonlar, lazerler ve başka göz ameliyatlarının göz dokularında zayıflamaya yol açmış olabileceği unutulmamalı, ameliyat esnasında da gerekli önlemler alınmalıdır. Diyabetik retinopatisi olan hastalarda katarakt ameliyatında göze takılacak lens de özellikler içermektedir. Günümüzde popüler olan multifokal lensler, makula ve retina problemi olan hastaları mutlu etmeyebilir. Bunun nedeni, bu lenslerin alacakaranlıktaki görüş kalitesini yani kontrast sensitiviteyi biraz düşürmesidir. Diyabetik retinopati ve sarı nokta hastalığı gibi görme noktasını etkileyen durumlarda hidrofobik akrilik lensler en doğru seçim olacaktır. Diyabetik retinopatisi olan kişilerin, her üç ayda bir HbA1C baktırmasını ve düzenli olarak retina kliniklerinde takip edilmesini öneriyoruz. Katarakt gelişmesi durumunda, ameliyat kararı verilmeden önce detaylı retina muayeneleri ve tedavileri yapılmış olmalıdır. Katarakt ameliyatı, diyabetik retinopati tedavisi uygun şekilde yapılmış gözlerde çok daha başarılıdır ve ameliyat sonrası görme kalitesi çok daha iyidir. Etiketler Katarakt Cerrahisi, Retina Hastalıkları
allenai/c4/00000/796
Tokyo Bahçe Tipi Fare Yılan Akrep Köstebek Kovucu 750 m2 Fiyatı GECE GÖRÜŞLÜ KÖSTEBEK FARE YILAN KOVUCU ( GÜNEŞ ENERJİLİ ) 750m2<?xml:namespace prefix="o" ns="urn:schemas-microsoft-com:office:office" /> · Güç: 0,7 Watt güneş aneli · Malzeme: Sert plastik gövde, alüminyum ayak · Ürün Ölçüsü · Çap:16 cm Her 30 saniyede bir ultrasonic süpürücü ses teknolojisiyle yani değişen ultrasonic seslerle dalga yayar. Hem yer altına hemde yer üstüne 2 kademeli olarak etki yaparak 750 m2 alana etki eder. Toprak altında ve üstünde gezinen kemirgen ve sürüngen tüm zararlıları kaçırır. Hiçbir elektriğe gerek olmadan sadece güneş enerjisi ile çalışan su geçirmeyen özelliğe sahiptir. Yaz ve kış mevsimlerinde ve gece gündüz tüm villa, bahçe ve tarlada kullanıma uygundur. Uçan haşere, uçabilen sinek, sivrisinek ve böcek olarak tanımlanmaktadır. Yani sinek, sivrisinek, arı, helikopter böceği, cırcır böceği gibi akla gelebilecek tüm haşereleri kovmaktadır. Fakat cihaz havada uçuşanlar değil yere yakın bitkilere yuva yapmaya çalışan uçan haşereleri kovmaktadır. Direkt yaşam alanlarınızda uçuşan haşerelere karşı kovan başka cihazlarımız mevcuttur. Satın aldığınız cihazdan tam performans almak için bu süreyi beklemeniz tavsiye edilir.Ayrıca bu cihazlar için verilen etki alanı değerleri kullanılan yere, hayvan sayısına, hayvan cinsine, rüzgara, sesli cihaz olup olmamasına, mekan yüksekliğine, kapalı alan ise bu alandaki eşya ve malzemeye göre değişiklik gösterebilir. Bu etklenler ultrasonik cihazları etki alanını düşürebilir. Bu sebeple cihaz satın alırken bu etken faktörleri düşünüp ona göre birden fazla cihaz koymanız gerekebilir.
allenai/c4/00000/798
Ekşi Mayalı (Ekşi Hamurlu) Ekmek - Page 21 - agaclar.net 17-05-2017, 06:54 #601 Ekşi maya ile çok çeşitli ekmekler yapılabileceğine bir örnek olarak Ramazan pidesi bahcedenn, nkutsay ve sardunya18 beğendi. 09-01-2018, 12:03 #602 Yazılanları okuyunca, bizler ne kadar  şanslıymışık. Anamın her iki üç güne koça bir tekne bazlama yapardı. Ev tulum peyniri ile dürüm yapıp veya tereyağını sürerek yemek, nadir de olsa patetes-soğan karışımı en çok rağbet görürdü. 19-02-2018, 13:49 #603 İlk ekşi mayalı ekmek denemem hüsranla sonuçlandı. Tarsus şartlarında kışın soğuk fermantasyonu dışarda yapmak işe yaramadı. Hamur hem cıvıdı hem çok ekşi oldu, hamuru atmaya kıyamadım pişireyim kuşlara veririm dedim pişirdikten sonra tadına baktım kesinlikle yenmez, ıslatıp kuşlara vereceğim. Onlar da beğenmezse gübre yaparım. Tekrar deneyip bu sefer buzdolabında fermantasyon gerçekleştireceğim. Pişirme işlemini taş fırına havale etmeyi düşünüyorum, evdeki fırın kekin bile ortasını hamur bırakıyor. 19-02-2018, 14:52 #604 Ben de hala düzene oturtamadım. Her yolu yöntemi deniyorum ama elemanların ki gibi olmadı daha. 19-02-2018, 15:15 #605 Tarsus şartlarında kışın soğuk fermantasyonu dışarda yapmak işe yaramadı Kaç derecelik sıcaklıklar mevcut dışarıda bilmiyorum ancak muhtemelen 4 derecenin üzerinde kalmış gibi görünüyor hamur. Buzdolabında +4 derecede 18-24 saatler arasında gayet optimum sonuçlar alınabiliyor. Pişirme işlemini taş fırına havale etmeyi düşünüyorum, evdeki fırın kekin bile ortasını hamur bırakıyor. Evde şayet döküm tencere varsa fırının ne kadar kötü olduğundan bağımsız olarak sonuç her koşulda güzel olacaktır. Döküm tencereyi bir kere ısıttığınız zaman ısıyı gayet iyi muhafaza etmekte. Hangi problemlerle karşılaştığınızı yazarsanız belki yardımcı olabiliriz. 19-02-2018, 22:41 #606 Bu arada lava nın 24 cm. döküm tenceresi var, indirim çekleri denk gelirse gittigidiyor veya n11 den 100 nin biraz üstünde alınabiliyor. Döküm üzeri emaye kaplama. Neredeyse iki katına satılan dökümler de var ancak lava nın tenceresinden daha hafif. 300 tl. verip tencere almak mantıklı gelmiyor. 19-02-2018, 23:12 #607 @ TCM , okuduğum kadarıyla çalıştığınız un için hidrasyon seviyeniz yüksek kalıyor. Reçetenizdeki suyu azaltıp öyle deneyin. Ek olarak tavsiyem, ekmek hamurundaki hidrasyon seviyeniz ne ise ekşi mayanızı da aynı oranda suyla besleyin daima. Bu şekilde ekmek yaparken ani su artışının yaratacağı hamur kontrol problemleri yaşamazsınız. Mayanızı sadece beyaz unla beslediğinizden şüpheleniyorum. Eğer durum böyle ise tam buğday unuyla beslemenizi tavsiye ederim. Mayanız her koşulda çok daha hızlı çalışacaktır bu durumda. Hidrasyonu da düşük tutun. Mayanız katı ve kulak memesi kıvamında olsun. Maya için %70 hidrasyon bence tatlı bir rakam. Mayalanan hamur "bence" 4,5 saatten fazla oda sıcaklığında beklemesin. Aksi durumda sizin de belirttiğiniz gibi aşırı mayalanmaya dayalı glutenin aşırı parçalanmasından kaynaklı hamur giderek sünger kıvamına geçerek kontrolü bir hayli zor olacaktır. Katlamayı maksimum 5 defa olacak şekilde 30 dakika arayla yapın. Mayalanmanın son 90 dakikasında sizin de dediğiniz gibi hamura dokunulmamalı. Çünkü fermentasyon sürecinde hapsettiğimiz havayı yok etmek istemeyiz. Maya, levan veya hamur her ne olursa olsun kalorifer peteği üzerinde tutmanızı tavsiye etmiyorum. Kalorifer yanma ısısı elbette aşırı yüksek değildir ancak yanlış hatırlamıyorsam zaten 55 derece üzerinde maya aktivitesi sıfıra inmekte. Bunun yerine levanı ılık suyla besleyip kalınca bir sofra beziyle sarmanız daha uygun olur. Sn. Sûz-i Dilârâ'ya da tavsiye ettiğim gibi imkanınız varsa kapaklı döküm tencerede pişirin ekmeğinizi. O zaman tv'lerde ve telefonunuzda izlediğiniz adamların ekmeklerinin birebir aynısını yaparsınız Hidrasyonunuzu kontrol amaçlı %67-70 arasına düşürün. Mayayı da keza. Geçmediyseniz besleme için tam un'a geçin. 4-5 saatten fazla dışarıda bırakmayın hamuru. Dolapta +4 derece 18-24 soğuk fermentasyon yeterli olacaktır. Reçetenizi oturtana kadar 750 gr'dan fazla ekmek yapmayın bence. 750grx2'den 1550 gr'lık (50 gr buffer) reçete üzerinde çalışın. Tüm adımları oturttuktan sonra miktarla zaten oynarsınız. Yukarıda yazdığım yöntemler yaklaşık 2 senedir çalışan reçetelerimden alınan yöntemler. Kolay gelsin. 19-02-2018, 23:13 #608 Kesinlikle lava'dan şaşmayın. Tam bir f/p ürünü. Hecha'ya falan 500 tl vermeye hiç gerek yok. 20-02-2018, 10:12 #609 @ its_just_a_ride, sizin gibi düşünüyorum ben de, bir tencereye 300-500 tl. veremem. Hanım da başımın etini yiyip duruyordu her seferinde, 'suyu çok katıyorsun' diye. Hidrasyonu düşüreyim biraz da aramızda kalsın bu durum... Ekşi maya sadece tam buğday unundan, onunda 'suyunu keseyim' bu beslemede. Kalorifer peteğinin üzerinde çok ısınmıyordur. Doğalgaz diye özellikle belirttim, çünkü katı yakıt olsa haklısınız sürekli yandığından sorun olabilir ama dikkat etmek lazım tabi. Tv. deki adamların aynısını yapamam herhalde, var onlarda bir şey, Ali Cengiz oyunu dönüyor o işte.. 22-02-2018, 11:39 #610 Sevgili SuziDilara benim bildiğim otaliz su testini geçmiş mayayla hamur yoğruluyor ama tuz konmuyor .Tuz ve biraz su yarım saat sonra konup yoğruluyor .Sonra katlama işlemi yapılıyor .Buğdaytanesi.com da ayrıntılı anlatmış oradan bir bak istersen . Otolizi sadece iki kaşık maya, su ve un ile yapıyorum içine tuz katmıyorum zaten, otoliz göz göz olunca da un, tuz, su katıp hamur yoğuruyorum. İşlemde bir sorun yok, sorun fermantasyonun buzdolabında yapılmamasında çıktı bende. Şimdi hamuru tekrar yoğurup soğuk fermantasyon için buzdolabına kaldırdım. 22-02-2018, 21:57 #611 İnternette özellikle de türk kaynaklarda bazı terminolojilerde sıkıntılar, yanlışlar mevcut. Mayadan iki kaşık alıp yoğurma kabına koydum, üzerine yarım litre su ve aldığı kadar un ile iyice karıştırdım. Bu işlem otoliz. Bu işleme birçok türk kaynak otoliz dese de aslında bu işleme "levan hazırlığı" denmekte. Önmayanız sıvı ise levan, katı ise (%55 hidrasyon civarı ve altı) biga denir. Otoliz ise farklı bir işlem. Yalnızca su ve unu karıştırıp üzerini kapalı vaziyette 30 dakika ile 1 saat arasında bekletmekten ibaret. Esprisi de yoğurma ve mayalama öncesi ön hazırlık. Otoliz esnasında un suyu absorbe ediyor ve un içindeki enzimlerin aktivasyonunu sağlanıyor. Kimi enzimler undaki nişastayı daha basit şekerlere parçalamayı üstlenirken (ki bu da ekşi mayanın yemeğini hazırlamak gibi bir şey) başkaca enzimler ise gluten oluşumunu üstleniyor. Muntazam bir otoliz periyodundan sonra hamurun kapağını açıp baktığınızda hatta hamurdan bir parça aldığınızda gluten oluşumunun başladığını görürsünüz. Bu aynı zamanda yoğurma için gerekli zamandan tasarruf da yapar. Kısacası kas kuvvetinizle yapacağınız işi halletmiş olur. 22-02-2018, 22:25 #612 200 gr. beyaz un + 200 gr. siyez unu + 25 gr. çavdar + 25 gr. yulaf unu + 150 gr. maya + 250 gr. su karıştırdım, otoliz için (yukarıdaki açıklamadan sonra bir dahakine mayayı sonradan ekliyeyim de mayayı suda çözdürmeden eklemek sorun olmaz mı çözünüp kaynaşması açısından) 45 dk. beklettim. Sonra 15 gr. tuz ve 40 gr. su ekleyerek (su oranı böylece % 64 oldu ancak sonraki katlama işlemlerinde elime aldığım su damlalarıyla biraz daha artmıştır) tezgaha 10 dk. kadar vura vura yoğurdum. Bu işlem sonrası epey elastikiyet kazandı hamur. Yarım saat aralıklarla sanırım dört kez katladım. Sonra yuvarladım düz kısmı alta gelecek şekilde pamuklu beze sararak buzdolabına koydum. Burada yaklaşık 20 saat kaldı. İlk kez buzdolabından çıkarıp bezden çıkardığımda hamurun sıvı oranı düşük olduğu için beze yapışmadığını gördüm. Önceden 230 derecede 30 dk. kadar ısttığım 24 cm. lava döküm tencerenin (akşam üzeri tam zamanında elime ulaştı) içine koyup hafiften iki çizik attım (bir dahakine hiç çizmeyecem bulduğu yerden çıksın hava). Tencere yüksek olduğu için fırının üst tarafına koyamadım ve zemine yakın rafına yerleştirdim. Kapağını kapatmadan küçük fıskiye ile üzerine spreyledim bir kaç kez. Alt-üst ısıtma ile 210 - 220 ye düşürerek 25 dk. beklettim. Sonra kapağı aldım, kapak çıkınca üst rafa sığdı. 10 dk. beklettim üstü kızarmadı, 10 dk. daha, 7 dk. daha 5 dk. daha derken bir saati geçti fırında kaldığı süre. Sonuç aşağıda; ilk kez bu kadar gözenekli oldu, bunu hamurun daha katı olmasına, dışarıda hamuru çok bekletmememe ve tencereye bağlamak gerek sanırım. Bu kez hamuru dediğiniz gibi 900 gr. yaptım, beyaz unun yarıdan az olmasının da etkisiyle aşırı kabarmadı. Ancak ekmeğin tabanı mükemmel sertlikte ve çıtırlıkta kabuk yaptı.Gözenekleri keza öyle. Bir kez çocuklar için sırf beyaz un ile ekmek yapmayı düşünüyorum. Ancak kendim için beyaz unu git gide düşüreceğim. Bakalım zaman ne gösterecek Bu arada kurabiyeler ekşi maya ve sadece siyez unuyla yapıldı. Buzdolabında ve fırında kıtır kıtır olması için bekletildi. 22-02-2018, 22:57 #613 Ekmek gayet güzel görünüyor. Elinize sağlık. Yalnız döküm tencerenin yarattığı çıtırlık bağımlılık yapabilir baştan uyarayım . Oda sıcaklığında yığın fermantasyonu yapmadınız mı ? mayayı suda çözdürmeden eklemek sorun olmaz mı çözünüp kaynaşması açısından Hiç problem olmaz. Katı mayayı otoliz olmuş hamura döküp ovuç içinizde sıka sıka yoğurursanız gayet de güzel nüfuz eder maya. bir dahakine hiç çizmeyecem bulduğu yerden çıksın hava Siz gene de çizmeyi ihmal etmeyin. Nizami atılmış çizik düzgün kabaran ekmek demek. 23-02-2018, 08:17 #614 Oda sıcaklığında yığın fermantasyonu yapmadınız mı ?... Oda sıcaklığında otoliz için 45 dk., katlamalar sırasında da iki saat kadar beklettim, en son buzdolabından çıkarıp tencere ısınıncaya kadar da 30-40 dk. fırına vermeden önce beklettim. Başka? Şimdi amacım gluteni ortaya çıkarıp elastikiyetini arttıran hamuru tezgahın üzerinde bir o taraf bir bu tarafa sağa sola yapışmadan döndüre döndüre dolaştırıyorlar ya, onu yapabilmek. @ its_just_a_ride, sizin kurs ücretleri biraz pahalı gelmeye başladı, biraz indirim yapsanız olmaz mı, bari fiş almayalım da kdv yi düşüverin. 23-02-2018, 11:58 #615 sizin kurs ücretleri biraz pahalı gelmeye başladı, biraz indirim yapsanız olmaz mı, bari fiş almayalım da kdv yi düşüverin. Bulk (Yığın) fermantasyonu ekmeğin oda sıcaklığında 3.30 ile 5.30 saat civarında kaldığı, ekmeğin aromasını hacmini vs. diğer birçok faktörünü belirleyen ekmek için hayati bir süreç. şundan şuna dönüşmesi olayı. Tabi burada hamurun sıcaklığına da ayrı bir parametre olarak yaklaşmak çok önemli. Nasıl ki tuzu suyu hesap edip koyuyorsanız, ekmeğe katacağınız suyun sıcaklığı çok önemli. Özellikle kış aylarında. Nitekim maya aktivitesinin en yüksek olduğu sıcaklık aralığı 26-28C derece arasında. Kaplara bölüştürmeden önceki son şekillendirmeden mi bahsediyorsunuz ? şu mu ? yoksa şu mu ? Bu şekilde onun bunun şunun linkini vermek iyi oluyor sanki yahu 23-02-2018, 13:20 #616 Tamam @ its_just_a_ride, bu süreç katlama süreci değil mi? Ama bunu 4-5 saatin üzerine çıkarırsak ortam da müsait ise zaten hamur iyice kabarmaya başlıyor. Yani işlem başlamadan hamurda potansiyel enerji var, patlamaya hazır. Zaman geçtikçe her katlamada potansiyel enerji kinetiğe dönüşüyor ve hamurun üzerinde gözler oluşmaya başlıyor. Ve dördüncü saatten sonra (ortama mayanın gücüne bağlı) yanardağ misali kinetik enerji tavana vururken potansiyel enerji sıfıra yaklaşıyor. Daha sonra bunu buzdolabına koyarken içindeki havayı da söndürüyoruz az-çok ve ertesi gün fırına lezzeti süper, olgunlaşmış ama potansiyel ve kinetik enerjisi sıfır bir hamur sokuyoruz. Bu hamur fırında nasıl kabaracak? ...Kaplara bölüştürmeden önceki son şekillendirmeden mi bahsediyorsunuz ? şu mu ? yoksa şu mu ? ... İlk 'şu' yu kastediyorum... İkinci 'şu' benim deneyimlerime göre ( ) imkansız. Balonun içine su doldurup bir kaç sefer atıp tutsan patlar. Bu usta yalancı... Haaa sırf beyaz un kullanır sa içine özel yapıştırıcı korsa bilmem... 23-02-2018, 17:22 #617 Ama bunu 4-5 saatin üzerine çıkarırsak ortam da müsait ise zaten hamur iyice kabarmaya başlıyor. 5.30 saati üst limit olarak verdim. Genelde 4 saatlerde işlem tamamlanmış gibi oluyor. Hamurun başlangıcıyla sonunu içeren görseli paylaşmıştım. Öyle bir görüntü oluştuktan sonra hamuru gramaja göre kaplara ayırıp, şekillendirip, katlamasını yapıp tepsi mayası (retarding) gelene kadar buzdolabında +4 derecede tutuyorsunuz. Bu katladığınız hamur içindeki maya çalışmaya devam ediyor ve hamur(lar) biraz daha kabarıyor. Dolayısıyla kinetik enerjinin yitimi söz konusu değil. Mayayı öldürecek bir duruma sokmadığınız müddetçe maya daima çalışır. Taa ki gıdası bitene kadar. O zaman da o ekmek zaten ekşilikten yenmez. İkinci 'şu' benim deneyimlerime göre imkansız. El alıştıkça gözü kapalı yapıyorsunuz merak etmeyin Düzenleyen its_just_a_ride : 23-02-2018 saat 17:23 Neden: ilave 04-03-2018, 22:31 #618 @ its_just_a_ride, önceki gün 500 gr. beyaz un (sinangil) + 50 gr. yulaf + 50 gr. tam buğday unu + 400 gr. su karıştırıp 45 dk. otoliz için beklettim. Karışıma 200 gr. maya + 30 gr. su + 20 gr. tuz ilave edip güzelce karıştırdım ve gluteni açığa çıkarmak için 10 dk. kadar mermerde dövdüm. Hem de ne dövmek Hani yukarıda demiştim ya klipteki usta yalan söylüyordur o kadar lastik gibi hamur çıkmaz diye. Meğer adam haklıymış, tamamen beyaz undan yapsam aynı onun yaptığı gibi olacaktı; yani hamuru yukarı tek elle kaldırıyorsun bütn halinde yukarı kalkıyor. Daha sonra yarımşar saat arayla altı kez ikişer tur katlayarak hamuru dinlendirdim. Daha önce bu kadar bekletmezdim, hamur katlarken hafiften kabarmaya başlar ve kendini salarsa bırakırdım. Ancak bu kez (un oranları değiştiği için herhalde) kabarcıkları son ana kadar göremediğim için (altıncı katlamanın sonunda da çok fazla göremedim gerçi) için süreyi üç saate kadar uzattım. Buzdolabına koymadan dışarıda dört saat kalmış oldu. Katlamalar bitince mermerin üzerini hafif unladım ve mayayı koydum üzerine, hamur yumuşamadığı için şu ana kadar yaptığım en rahat, yapışmayan zarf katlamasını yaptım ve yuvarlayarak dinlendirme sepetine üzerine koyduğum pamuklu bezi de iyice unlayarak pürüzsüz yüzeyi alta gelecek şekilde yerleştirdim. Yine yukarıda adamların hamurla sepete almadan önce rahatça oynamasından evirip çevirmesinden benim ise bunu yapamadığımdan yakınıyordum ya, bu kez o sorunum da çözüldü. Hamuru döndüre döndüre yüzeyini gerdirebildim. Buzdolabında 24 saat kalan hamuru ertesi gece beze de yapışmadan dışarı çıkardım. Fırında yarım saate yakın 230 derecede ısıttığım döküm tencerenin içerisine her iki elimle düz yüzeyi yukarıda kalacak şekilde bıraktım ve üzerine biraz su püskürttüm. Nasılsa ekmeği satmayacağım, o halde yüzeyi düzgün pişmese de olur deyip jiletle kesmedim. Çünkü kestiğim yerden açılıp ayrılıyordu hamur. Kesmediğimde bir bütün halinde ve daha fazla kabaracağını düşündüm. 30 dakika alt tarafa yakın gözde (çünkü kapaklı yukarı rafa sığmadı tencere) ağzı kapalı pişirdim. Sonra kapağını aldım ve fırının yüzeyine yakın yere koyarak 20-25 dakika da o şekilde pişirdim. Ve sonuç.. İlk kez bu kadar güzel kabardı, çıtır çıtır oldu, ekmeğin şarkısını duyabildim hafiften. Muda ve sardunya18 beğendi. 04-03-2018, 23:10 #619 Elinize sağlık. Gayet güzel görünüyor. Artizan ekmek dünyasına bir girizgah yapmış oldunuz artık. Devamı da gelir . 500 gr. beyaz un (sinangil) Ekmek yaparken rafine un kullanmanızı tavsiye etmiyorum. Yakınınızda migros falan varsa mlife'in unları fena değil. Çok da maliyetli değil üstelik. Artizan ekmek dünyası esasen beyaz un üzerine kurulu. Ha öylesi ne kadar sağlıklı orası tartışılır. Ancak hamurun kolay kontrolü, fermantasyonun kolaylıkla yönetimi ve diğer başka etkenler yüzünden reçeteler çoğunlukla beyaz unla hazırlanır, tam un çeşni gibi konulur. Chad'in tartininde %10 tam un vardı diye hatırlıyorum misal. Biz gene de en az 40% tam un koymalıyız diye düşünüyorum. Ekmeğin vitaminini arttırması açısından. Artı levan da tam undan hazırlanabilir. Çok güzel olur, yakışıklı olur böylece. çünkü kapaklı yukarı rafa sığmadı tencere Kapak kulpları vidalıdır. Söküp öyle koyun sığar. 05-03-2018, 10:37 #620 Merhabalar öyle ya da böyle evde ekmek yapmaya bir başlayınca bırakılmıyor.Bende dün bazlama yaptım çok beğendik .Yalnız ben içine bir tatlı kaşığı mahlep koydum .Kabarmada sıkıntı olmadı ama içeriğinde olur mu ?. Tadı da güzeldi. Yani sözün özü ekşi maya ile ekmek yapmaya devam .Başlayacak arkadaşlar da zor zannedip vazgeçmesinler .Bilgi ve tecrübe paylaşan arkadaşlar çok teşekkürler 05-03-2018, 16:49 #621 İkinci deneme hamurumdan tavada bazlama yapma denemesi yapmıştım. Hamur yine ekşi olduğu için kızım bir ısırık almış bir daha yememişti. Oğlum ekşi şeyleri sevdiğinden yarım ekmek de o yemişti. Kalan hamur da yine kuşlara gitmişti. Bu defa kendi hazırladığım mayayla 11. günden sonra ilk ekmeğimi yaptım. Hamuru yoğurduktan sonra soğuk fermantasyon için yine dolaba koydum. İki gün dolapta kaldı. Katlama yapmadım. Aşamalar kafamda hala netleşmediği için geleneksel usül "hamur kabarmışsa mayalanma olmuştur, ekmek yapılabilir" diye düşünüp ikinci günde dolaptan çıkardığım hamurla yine bazlama denemesi yaptım. Sonuç: Oldukça güzel, tatlı bazlamalar çıktı ortaya. Köy tereyağıyla da yağlayıp çocuklara da yedirdim, kızım bu sefer üç tane küçük bazlama yedi. Kedimize de tereyağlı ekmekten biraz verdim, yedi geldi ocağa patilerini dayayıp yine istedi. Hamurdan parça koparınca iç kısmın görüntüsü böyle çıktı. Tavada pişen ekmekler. Muda, A_NOMAD, TCM ve 1 kişi beğendi. 08-03-2018, 18:33 #622 Kendi mayamla hazırladığım hamurdan patatesli gözlemeler Yalnız çayın şekeri olmadığı için hiç içesim gelmiyor, bir süredir bırakmaya çalışıyorum. hberbul, Ozlem A, A_NOMAD ve 2 kişi beğendi. 09-03-2018, 13:13 #623 Ayıp yav... Biz koyuyoruz ekmecik, iki tane taştan sert kurabiyecik, siz koyuyorsunuz bazlama-gözleme-künefe... Çayın şekerini kaldırıp, bir ay sonra, iki ay sonra 'hasretinle yandı gönlüm' diye tekrar koyan görmedim hiç. @ Sûz-i Dilârâ, az dayanın, daha sonra inanın kendinize çok kızacaksınız 'yıllarca güzelim çaya yazık etmişim' diye. İşte paylaşım böyle olur, kara-kuru ekmecik... Spil Dağındaki Sabuncubeli tünelini açamadılar ama ben ekmeğimin içine bir sürü tünel açtım. Öğleyin iş makinelerini hazırladım akşama çalışma var yine ekşi mayamla... Sûz-i Dilârâ, Ozlem A, A_NOMAD ve 2 kişi beğendi. 09-03-2018, 16:18 #624 Beyaz un ağırlıklı ekmek düşünmüyorum zaten, sadece 'nasıl olacak' diye merakımdan denedim ve sizin de dediğiniz benim de gördüğüm üzere u tube daki arkadaşların yaptıkları olabiliyormuş, rahatlıkla yapabilirmişiz. Amacım kabarık (mutlaka beyaz undaki kabarıklığı yakalayamayız) gözenekli ekmeği minimum beyaz un kullanarak yapmak. Elimde tam buğday, siyez, mısır (ancak ekmek yapımında kullanmayacağım çabuk ufalanıyor) yulaf, beyaz un var akşam için, çavdar kalmamış. 600 gr.lık toplam unu; 200 gr. beyaz+150 gr. tam buğday+50 gr. yulaf+200 gr. siyez karışımı + 200 gr. maya şeklinde denemeyi düşünüyorum bu akşam. @ its_just_a_ride; kafama takılan bir soru var, fikriniz varsa paylaşırsanız sevinirim. Mayalar biliyoruz ki canlı mikroplar ve ekmek için konuşursak fermentasyon sırasında; bu mikroplar bizim kattığımız un ile besleniyor ve ortamdaki gluteni-nişastayı-şekeri parçalayarak yok edemeseler de azaltıyorlar, belki de minimum seviyeye getiriyorlar. Bu sayede hazımsızlığı arttıran gluten kaybolunca sindirimi kolaylaşan ekmek ortaya çıkıyor. Nişasta ve glikoz azaldığı için ise; glisemik endeksi düşük, dolayısıyla yendiğinde şekeri hemen çıkartıp hemen düşürmeyen ve haliyle vücutta şeker kontrolüne yardımcı olan bu sayede kilo alımına da çok katkısı olmayan ekmeğimiz oluyor. Mikroplar çalışırken ortaya karbondioksit çıkıyor ancak esas kabarma fırına koyduğumuz ilk 15-20 dakikada ortaya çıkıyor. Oysa biz bu mikropları 200 - 230 dereceye sokuyoruz ve anında tamamının ölmesi gerek bu durumda. Peki bizim ekmek nasıl kabarıyor 09-03-2018, 18:47 #625 Benim de geçmişte merak ettiğim olgulardan biri buydu. Öncesinde "Maillard Reaksiyonu" hakkında bilgim vardı ancak cevabı Jeffrey Hamelman'ın kitabında bulmuştum. İngilizcenin problem olmayacağını düşünerek ekte aktarıyorum. Teknik olarak mayalar 60C civarında ölüyor, enzimatik aktivite ise 90C derece civarında bitiyor. 50C'ye kadar oluşan pik aktivite zaten ekmek kabarması (oven spring) için yeterli oluyor. Gerisi hamurun renklenmesi ve tat oluşumu gibi olaylardan oluşmakta. 09-03-2018, 20:12 #626 Sizin kaderiniz bu herhalde sayın TCM Ellere mantı, börek, gözleme, sizin dolap boş, elde kuru ekmek acıların çocuğu oldunuz Teselli sözleriniz için teşekkür ederim ayrıca, moral, güç oldu. İki kaşık şekere esir olmayacağım diye diye direniyordum. 09-03-2018, 22:40 #627 @ Sûz-i Dilârâ, geçenlerde soruyordunuz ölçüleri, ben de bir yere çıkarmıştım bir kaçını az önce buldum: 1 su bardağının darası: 225 gr. 1 su bardağı un (yazmamışım ama muhtemelen beyaz un): 130 gr. 1 su bardağı tam aktive olmuş tam buğdaydan yapılma maya: 200 gr. 1 su bardağı su ise: 215 gr. 14-03-2018, 17:45 #628 Sıradaki ekmeğim. Bunu fırında pişirdim. Fırına güvenmediğim için kalın yapmadım, hamuru tepsiye yaydım. Sade mayalı börek formunda oldu. Lezzeti her zamanki gibi güzel, severek tükettik. İçi dolu da tünel ayrıca Sanırım bu işi hallettim. Her şeyi göz kararı yapanlardan olduğum için ölçülü yapım bana uymadı. Döküm tencere aldığımda artık günlük ekmek yapmak gerekecek, elektrik faturasına nasıl yansır tüp ve sac alıp bazlama şeklinde mi devam etmeli? balkona göçmen soba mı kurarım artık bir yolunu bulmalı organik hayatın dertleri de kendine göre Bugün kahvaltı sofrasına baktım, her şey ev yapımı olmuş, keçi peyniri (kokusu ilk zamanlar çok dayanılmaz geliyordu sanırım alıştık), ev yapımı zeytin, mayalı ekmek, tereyağı, içindeki şekerden dolayı artık yavaş yavaş soğuduğum kendi yapımım böğürtlen reçeli (bir dahaki seneye reçel yok) vs. eh dedim geriye kaldı kendi buğday tarlamızı ekip unumuzu kendimiz yapmak Neyse gözbebeğim ekmeğimden görüntüler. Ekmeği sıcakken kestiğim için bıçağın geldiği kısımlar hamurlaştı, elimizle böldüğümüzde daha gözenekli. 15-03-2018, 09:15 #629 Eline sağlık Suzidilara ekmeğin güzel olmuş .Bende bu ekmeği çelik tencerede pişirdim .Biraz içi ıslak oldu .Bundan sonra borcam tencere de pişirmeyi deneyeceğim . Evet fırında bir saatte anca pişiyor bazlama yapmayı düşünüyorum bende .Ama onu da hemen yiyoruz Ben ekmeğin hamuruna yoğurt katmıştım ondan da ıslak olur mu ki bilmiyorum. Bu gün yoğurup buzdolabına koyduğum hamura da süt kattım bakalım o nasıl olacak Sûz-i Dilârâ, hberbul, Muda ve 2 kişi beğendi. 15-03-2018, 09:21 #630 Görüntüsü çok güzel eline sağlık. Yoğurt, süt, patates, zeytinli ekmekler faslına başlamadım daha ama düşünüyorum Çizik atmayı da ikidir unutuyorum Günlük bir ekmek bize hayatta yetmez, bazlama çok yapma imkanımız var, hemen pişiyor ayrıca, bir akrabam lavaş yapıp derin dondurucuya atıyor, çıkarınca "yeni yapılmış gibi oluyor" diyor. Seninki gibi kalın ekmekleri haftada birkaç kez yapabilirim anca. Merak ettim un beyaz un mu? A_NOMAD, TCM ve sardunya18 beğendi.
allenai/c4/00000/799
D-Smart Dursunbey Bayi Servisleri | Balıkesir D-Smart D-Smart Dursunbey Bayi Servisleri | Balıkesir D-Smart Dursunbey Balıkesir D-Smart Dursunbey yetkili bayimizden üye olmak için müşteri temsizlcilerimizi arayarak, D-Smart üyelik işlemenizi hızlı ve kolay bir şekilde müşteri hizmetleri temsilcilerimiz yardımıyla online olarak oluştarabilirsiniz. D-Smart paketlerinden size en uygun teklifleri ve kampanyaları öğrenmek, avantajlı bir üyelik oluşturarak D-Smart sahibi olmak istiyorsanız 0546 466 0266 bizlere ulaşın. D-Smart Dursunbey Balıkesir rekabetçi yenilikçi ve uzman müşteri temsilcilerimizden sağlıklı bir başvuru gerçekleştirirken, müşteri memnuniyeti odaklı çalışan teknik ekip kadorosuyla da aynı gün kurulum farkını yaşatıyoruz. Dursunbey D-Smart, kurulum sonrası da destek vererek sizlere yardımcı olmaya devam ediyoruz. Dursunbey D-Smart Kampanya Bilgi ve Abone Merkezi Her bütçeye uygun D-Smart fırsat kampanyaları ve avantajlı fiyatları bulunmakta. D-Smart Dursunbey Balıkesir bayi merkezi olarak yayınlamış olduğumuz D-Smart Dursunbey web sitemizde D-Smart Tv ve Limitsiz D-Smartnet paketleri, D-Smart GO kampanyaları ve indirimler D-Smart'ın engelleri aşan kampanyaları, D-Smart bayii özel seçenekleri ile ilgili bilgileri inceleyebilir, aklınıza takılan sorular, Paket oluşturma, internet bağlantısı, yeni abonelik oluşturma, D-Smart paketleri, D-Smart kampaya detayları ile ilgili bizlerden destek alabilirsiniz. Dsmart'ın bir çok avantajlı fiyatları yanında dilediğinizi izleyebileceğiniz paketleri bulunmaktadır. Birçok spor içeriğinin yanı sıra, Film, Dizi, Yaşam, Belgesel, Müzik ve Çocuk kanallarıyla içeriklerini çok daha renkli hale getiriyor. D-Smart Dursunbey Balıkesir müşteri hizmetleri abone servisi yardım destek hizmetleri sizlere üyelik sürecinizi daha kolay hızlı ve güvenli hale getirmek için çalışmaktadır. D-Smart Dursunbey Balıkesir Bayileri Servisleri D-Smart Dursunbey bölge özel kampanya bilgi hattından ulaşabilirsiniz. D-Smart Dursunbey bayi servis listesi, Dursunbey abone hattı D-Smart Dursunbey Balıkesir Servis Bölgeleri D-Smart Dursunbey, Kurulum Çanak anten fiyat listesi D-Smart Dursunbey Balıkesir Bayi Hizmetleri D-Smart Dursunbey Balıkesir Servisleri, D-Smart Dursunbey Satış Noktası D-Smart bireysel ticari üyeliklerinizde Dursunbey Balıkesir D-Smart servis telefonumuzdan müşteri hizmetleri temsilcilerimiz size servis, kurulum. yeni abonelik başvurusu hizmeti vermektedir. Canlı destek ile D-Smart internet paketleri, D-Smart ve internet kampanyaları, D-Smart yalın internet, D-Smart internet tarifeleri, D-Smart Mega paket, D-Smart HD kalitesinde, Film ve Dizi kanalları, Belgesel kanallarından National Geographic, Discovery grupları dahil tüm müzik eğlence yaşam kanalları, çocuk kanallarını Turksat ve Hotbird uydusu üzerinden yayın yapan 81'i HD 270'den fazla yerli ve yabancı kanalı izleyicilerine sunmaktadır. D-Smart Dursunbey Balıkesir servisleri, D-Smart Dursunbey satış noktası servisinin sizlere sunmuş olduğu D-Smart hizmetleri bitmedi! D-Smart'ın uygun internet seçenekleri limitsiz kotasız ve tek fatura, dosdoğru hizmet farkını yaşayın. D-Smart'ın teknolojık alandaki yenilikleri D-Smart GO, D-Smart Kampanyaları, D-Smart internet D-Smart HD plus, DFix cihaz ile ayrıcalıkların farkını keşfederek eğlenceyi evinizde buluşturmaya devam ediyor. D-Smart HD plus, içerisinde harddisk hafızası bulunan bir cihazdır. D-Smart HD+ ile istediğiniz yayınları kaydedebilir, canlı yayını durdurabilir, geri yada ileri alabilir, dilediğiniz zaman canlı yayın zamanına dönebilirsiniz, aynı anda iki yayını kaydedebilirsiniz. Dursunbey D-Smart müşteri temsilcinizden bilgi alıp hemen kurulum sağlatabilirsiniz. kurtulmanızı sağlar. Tek kumanda ile kolay kurulum ve kullanım rahatlığını yaşayın. Modül ve içerisine yerleştirilen bir kart ile D-Smart'ın zengin dünyasına HD kalitesiyle izlemenizi sağlar. Sadece bir kredi kartı büyüklüğünde olan D-Smart D-Fix'i televizyonunuza kolaylıkla takılabilir. D-Smart Dursunbey Balıkesir bayi temsilcinizden detaylı bilgi alabilirsiniz. D-Smart Dursunbey bayileri, D-Smart Dursunbey servisleri, D-Smart Dursunbey satış noktaları, D-Smart Dursunbey servis abone merkezi, D-Smart Dursunbey Teknik Servis
allenai/c4/00000/800
çocuk tokaları Archives - Tütü Etek, Elbise, Taç ve Toka Küçük Hanımın Gardrobu Tag Archives: çocuk tokaları Rengârenk Çocuk Tokaları Eki 05 2013 Leave a comment Rengârenk çocuk tokaları denildiği zaman akla binlerce renk ve çeşit geliyor. Çocukların yaşına yaraşır şekilde dizayn edilmiş olan bu tokalar onların zevklerine sunulmuş durumda. İnsanların önceleri çocuk denildiği zaman akıllarına elbiseler, etekler gibi kıyafetler gelirdi. Oysaki artık bebek ve çocuk denildiği zaman rengârenk, birbirinden şirin şekilli tokalar akla gelmeye başladı. Continue reading » Posted in Toka Tagged ayıcıklı çıtçıt toka, bebek tokaları, çocuk tokaları, kristal taşlı lastik toka, rengarenk çocuk tokaları, renkli toka, sarı kelebekli çıtçıt toka, uğurböcekli lastik toka En Şık Bebek Tokaları May 11 2013 Leave a comment Artık bebek denilince akla sadece şirin zıbınlar, rengârenk elbiseler gelmiyor. Birbirinden şık, birbirinden sevimli bebek tokaları da şirin bebekleri daha da şirin hale getiriyor. Bebeklerin cildine uygun narinlikte olan şık sevimli bebek tokaları yeni bir moda akımını oluşturuyor. Posted in Toka Tagged bebek toka, çocuk tokaları, toka tasarımı Post navigation
allenai/c4/00000/801
Posted on 21 Eylül 2018 4 Ocak 2019 Author Kaç Gün Uzmanı 4 29 Ekim’in Kaçıncı Yılını Kutlayacağız? *Siyah alandaki program Cumhuriyetin yıl dönümünü her sene otomatik olarak saymaktadır. Yani yanlış olma ihtimali yoktur. Cumhuriyetin kuruşunun kaçıncı yılı yukarıdan takip edebilirsiniz. Cumhuriyet İlan Edileli Kaç Yıl Oldu? Bu ileri sayım aracı Cumhuriyet ilan edileli kaç yıl oldu, cumhuriyet ilan edileli kaç gün oldu gibi sorularınıza cevap verecektir. Bu ileri sayım aracı ile Cumhuriyetin ilan ediliş tarihinden bu güne saniye saniye takip edebilirsiniz. Bu ilerisayım aracında ki saat neye göre ayarlandı diye merak edenlere yani Cumhuriyet saat kaçta ilan edildi diye soranlara edindiğimiz bilgilere göre Cumhuriyet saat 20:30 da ilan edilmiştir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını Kaç Yılından Beri Kutluyoruz? Birçok kişi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını 1923’ten beri kutladığımızı zannederler ama bu bayramı 1923’ten beri kutlamıyoruz. Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk bu bayramı en büyük bayramımız olarak nitelendirmiştir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı ilk defa 1925 yılında kutladık. 1925 yılında bu bayramın her sene kutlanması için kanun teklifini Dış İşleri Bakanlığı vermiş ve sonuç olarak kabul edilmiş. 1925’ten itibaren her yıl büyük coşkuyla kutluyoruz.Cumhuriyeti çeşitli zorluklara ve düşmanlarla mücadelemizin meyvesinden biri olarak değerlendirebiliriz. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Yıl Dönümlerini Nasıl Kutluyoruz? Yıl dönümünü nasıl kutladığımızı sırasıyla anlatacağız: Tüm okullara duyurular yapılır 29 Ekim kutlamaları için resim, şiir, kompozisyon gibi can alıcı alanlarda yarışmalar düzenlenir. Bu yarışmaların ödülleri genellikle öğrencilerin can atacağı türden ödüller olduğundan çok ilgi görmektedir. O gün tüm sınıflarımız süslenir. Öğrencilerimizin heyecandan içi içine sığmaz. Tabi bizimde… Resmi tören ve kutlamalar önce Ankara Anıtkabir’de yapılır. Anıtkabir’deki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yıl dönümü kutlamasından sonra tüm ülkede kutlamalar başlar. Okullarda oyunlar gösteriler yapılır. Resmi geçit törenleri tabi bu bayramın olmazsa olmazıdır. Yani bu gün ülke olarak kenetlendiğimiz, birlikten kuvvet doğar dediğimiz günlerden biridir. Cumhuriyetimiz kutlu ve mutlu olsun. Category: Yıl Dönümleri 4 Comments Previous PostGeçici Kimlik Belgesi Nedir? Nasıl Çıkarılır? Next PostE-Okul Şifremi Unuttum, E Okul Şifre Alma 4 Replies to “2018 Cumhuriyetin Kaçıncı Yıl Dönümü?” 3 Mart 2019, 09:29 3 Aralık 2016, 10:36 3 Aralık 2016, 10:35 üzülüyoruz ama kendinizi çok üzmeyi .Atatürk neremizde yaşıyor?
allenai/c4/00000/802
7 Mart 2018 Çarşamba - 09:44 BEGÜM ARSLAN / ANKARA YÜKSEK İhtisas Üniversitesi ve Koru Hastaneleri'nin birlikte düzenlediği I. Ulusal Riskli Bebek Kongresi, 1 – 4 Mart 2018 tarihleri arasında The Ankara Hotel'de düzenlendi. YÜKSEK İhtisas Üniversitesi ve Koru Hastaneleri'nin birlikte düzenlediği I. Ulusal Riskli Bebek Kongresi, 1 – 4 Mart 2018 tarihleri arasında The Ankara Hotel'de düzenlendi. Gerçekleşen kongreye başta Kahraman Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk olmak üzere Allergan Firma Yetkilisi Dr Didem Akbir, Altındağ Belediye Başkanlığı adına Güven Ektunoğlu ve Mamak Belediye Başkanlığı adına Ömer Faruk Baran katıldı. Katılımcılara teşekkür belgeleri verildi. Ortak bir dil oluşturarak iş birliği yapmak amacıyla yola çıkan I. Ulusal Riskli Bebek Kongresi'nde bu yıl nörolojik bakımdan riskli bebeği içeren temel konular yer aldı. Kongrenin diğer bir teması da doğayı ve çevreyi elden geldiğince risklerden korumak olarak belirlendi. I. ULUSAL RİSKLİ BEBEK KONGRESİ TÜRKİYE'DE BİR İLK Kongrenin açılışında konuşma gerçekleştiren Yüksek İhtisas Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Başkanı olan aynı zamanda Koru Hastaneleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinik Başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, I. Ulusal Riskli Bebek Kongresi'nin bebeğin doğumuyla ilgili uğraşan uzmanlık alanlarının bir araya getirilmesinde verilecek hizmet ve bilgi becerilerinin artırılması amacıyla düzenlendiğini söyledi. Biri, “Bir bebeğin doğduktan sonraki riskli süreci kolay değil. Bu yüzden kadın doğumculardan beklentiler oldukça yüksek. Riskli bebekleri azaltarak sorunsuz doğum yaptırma ve erken dönemde bebeklere iyi bakma çabalarına rağmen bir grup bebek dünyaya bu şekilde gelmektedir. Samimi bir sağlık hizmeti sunarak engellenemeyen bu durumun etkilerini minimum düzeye çekmek istiyoruz. Bu amaçla planladığımız kongremiz Türkiye'de ilk kez yapılmaktadır. 30 yılı geride bıraktığım mesleğimde birçok ailenin bebeklerinde yaşanan sorunların çözme konusunda çok sıkıntı çektiklerini söyleyebilirim. Düzenlediğimiz kongre ile bir bebeğin sağlıksız doğma ihtimalinin engellenemediği konusunda farkındalık yaratmak istiyoruz. Bu nedenle bir bebekte gerçekleşen sorunu doğuma atfetme hala sürmektedir.” BU BİR FARKINDALIK KONGRESİDİR Gebelik ve doğumdan amacımız yeni ve sağlıklı bir nesile kavuşmaktır. Bu bir farkındalık kongresidir. Riskli bebek her zaman vardır. Riskler bilinir ve önlenmeye çalışılır. Bütün bunlara rağmen genede riskli bebekler doğar. Son 30 yıl göstermiştir ki riskli bebeklerin önlenmesinden çok bu bebeklere süreçte yapılan tedaviler ve bebekleri iyileştirme çabaları riskli bebeklerin sonuçlarını çok iyi bir yere taşımıştır. Doğumun asıl amacı olan bebeğin daha iyi koşullarda büyütülmesi ve yaşatılması çabamızı hep birlikte sürdürelim” dedi. BEBEKLERİN İYİLEŞTİRİLEBİLMESİ ADINA NELER YAPILABİLECEĞİNİ TARTIŞACAĞIZ Yüksek İhtisas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rabet Gözil ise gerçekleştirdiği konuşmada kongrelerin, bilimsel çalışmaların sunulduğu ve bilgi birikimlerinin paylaşıldığı önemli toplantılar olduğunu kaydetti. Gözil, “ Yüksek İhtisas Üniversitesi olarak bilimsel faaliyetler önemsenmekte ve genellikle alanında ilk olan kongreleri düzenlemekteyiz. Yine bir ilk olan I. Ulusal Riskli Bebek Kongresi bebeklerin gebelik döneminde doğum esnasında ya da doğum sonrasında yaşanan sorunlara bağlı olarak bebeklerin iyileştirilebilmesi adına neler yapılabileceğinin tartışılacağı çok önemli bir ortam olacaktır” şeklinde konuştu. PREMATÜRE DOĞAN BEBEK RİSKLİ BEBEKTİR Kongrede riskli bebeklerle ilgili veriler paylaşan Prof. Dr. Emre Canpolat, riskli bebeklerle ilgili olarak her aşamada söylenecek çok sözün olduğunu kaydetti. Canpolat, “ Nöro gelişimsel bir sorunu olan bebeğin geriye dönük öyküsünün incelenerek nelerin etken olduğuna bakarak bunların risk oluşturup oluşturmadığını söyleyebiliriz. Birden fazla risk içinde olan bebeğin her birinin ayrı ayrı mı yoksa hep birlikte mi sonuca tesir ettiğini ortaya koyabiliriz. Bu sebeple doğumdan hemen önce toplantı yaparak riskleri belirliyoruz. Doğum esnasında canlandırmaya ihtiyaç olup olmayacağını öngörüyoruz. Her doğuma canlandırma ihtiyacı olacak gibi katılıyoruz. Prematüre doğan bebek risklidir.” DOĞUM ÖNCESİNDE OLASI RİSKLER ÖLÇÜLÜYOR Konuşmasını sürdüren Canpolat, doğum esnasında doğum ekibi ile ilgili aradıkları sorular hakkında bilgiler verdi. Canpolat, “ Doğuma girdiğimizde doğum ekibine sorduğumuz 4 soru var. bunlar; gebelik haftası nedir, amniyo sıvısı berrak mı, kaç bebek bekleniyor, başka risk faktörü var mı? Sorulan bu sorularla olası riskler ortaya koyuluyor. Riskli bebek, genetik yatkınlık nedeni ile bilinen veya bu riski taşıyan bunlardan bağımsız olarak işitsel ya da nörolojik sorun geliştirebilecek potansiyele sahip bebeklerdir. Son ana kadar her şey normal giden bebeklerde bile kimi zaman fizik muayenin anormal olması bile bizim için bir risk faktörüdür” ifadelerini kullandı.
allenai/c4/00000/803
Doğada Hayat Var; Sağlık Doğada ve Doğal Olanda Saklı - arifankitapevi.com | Doğru Bilginin Güvenilir Kaynağı Yazar: Aysun Bay Karabulut Sağlık insanın en büyük hazinesi. GDO'lu gıdalar, katkı maddeli yiyecekler, artan kanser vakaları, giderek yaygınlaşan obezite ve yaygın kronik hastalıklar, ilaçlar, takviyeler, alınan kilolar, verilen kilolar, özel diyetler derken sağlığa dair bilgi üretimi giderek yayılıyor. Farklı reçeteler havada uçuşuyor; pazarın manipülasyonuyla mahkûm edilen ya da adeta sihirli iksir muamelesi gören gıdalardan bahsediliyor. Peki biz neye inanacağız?Biyokimya alanında yaptığı önemli çalışmalarla dikkat çeken Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut Doğada Hayat Var'da insana 'doğayla bütünlük içinde bir varlık' olarak bakıp zihinlerdeki karmaşayı yatıştıracak bilgiler veriyor. Doğada Hayat Var, terminolojik zorluklara boğulmadan, kolay ve anlaşılır bir dille insan vücudunun işleyişini ve doğayla uyumlu yapısını anlatıyor. Adeta makrokozmosun bir minyatürü (mikrokozmos) olan insanın doğayla ve doğal olanla irtibatını muhafaza ettikçe sağlığını da korumak yolunda önemli bir adım atmış olacağını gösteriyor.Beslenmenin ve sağlığın kısa tarihinden, tarihin gördüğü en büyük katil kansere; yaşam kaynağı vitaminlerden insan vücudunun koruma kalkanı minerallere, hormonlardan yağlara, proteinlere, metabolizmamız için en faydalı yiyeceklere uzanan bir hatta sağlıklı bir yaşamın ipuçlarını veriyor."Doğada Hayat Var, her geçen gün önemi daha çok anlaşılmaya başlanan doğal insan anlayışına tıbbî çalışmalar içerisinden bir dipnot düşmek amacıyla kaleme alındı. Okuyanların bu anlayışı daha iyi kavrayacaklarını, doğala dönüş yolunda kitabımızı rehber olarak kullanacaklarını umuyoruz."
allenai/c4/00000/807
SRT10KXLI APC SRT ON LINE 10 kVA RACK & TOWER UPS - Betsis Kesintisiz Güç Kaynakları Online 1:1 UPS APC SRT10KXLI APC SRT ON LINE 10 kVA RACK & TOWER UPS APC Netbotz Isı Sensörü APC Isı Nem Sensörü APC Ups interface Expander 2 Seri Port Kapatma APC Kuru Kontak Giriş/Çıkış Kablosu APC SRT 5-6-8-10kVA ve SRT192 için Akü Paketi APC SMART SRT 8kVA-10kVA ICIN EK AKU PAKETI APC SRT SERİSİ 5/6/8/10kVA ICIN RACK MONTAJ KITI APC Smart-UPS On-Line,10 kW /10 kVA,Giriş 230V, 400V 3PH /Çıkış 230V, Interface Port Contact Closure, RJ-45 10/100 Base-T, RJ-45 Serial, Smart-Slot, USB, Ek Akü grupları ile besleme süresi arttırılabilir model. LCD grafik görüntüleme Çalışma modlarını, sistem parametrelerini ve alarmları gösteren metin ve mimik şemaları. Herhangi bir koruma önlemini bırakmadan çok yüksek işletme verimliliği yakalamak için iyi güç durumunda, kullanılmayan elektrik komponentlerini atlayan ve patent bekleyen çalışma modu. Otomatik dahili baypas UPS aşırı yüklenme koşulu ya da arızası durumunda bağlı olan aygıtlara yardımcı güç sağlar. Akıllı akü yönetimi Akıllı, hassas şarj ile güç kaynağı performansını, ömrünü ve güvenilirliğini en üst düzeye çıkarır. Sıcaklık dengeli güç kaynağı şarjı Şarj voltajını akü ısısına göre düzenleyerek akü ömrünü uzatır. InfraStruXure Yöneticisi uyumlu APC'nin InfraStruXure Yöneticisi üzerinden merkezi yönetimi mümkün kılar. LED durum göstergeleri Hızlı kavrama ünitesi ve göstergeli güç durumu. Tak ve Çalıştır harici aküleri UPS’ye fazladan çalışma süresi eklerken yüklere temiz, kesintisiz güç sağlar. Güncellenebilir flaş ürün bilgisi Ürün yazılımlarıyla ilgili bakım sürümlerini FTP kullanarak uzaktan kurun Otomatik sistem testi Periyodik batarya otomatik testi değiştirilmesi gereken bataryanın erken tespitini sağlamaktadır. Bağlantısı kesilen bataryanın haber verilmesi Akü yedek güç sağlayamayacak durumda olduğunda uyarır. Frekans ve voltaj düzenleme Zayıf frekans ve gerilim koşullarını aküyü kullanmadan düzelterek yüksek düzeyde uygulanabilirlik sağlar. Besleme güç faktörü düzeltme Daha küçük jeneratörlerin kablolamanın kullanımına olanak vererek kurulum maliyetlerini en aza indirir. Soğuk başlatma uyumlu Elektrik gücü kesintisinde geçici batarya gücü sağlamaktadır. Ürünün bağlı servis sağlayıcı ekipmanı ile belirlenmiş ortam içinde güvenli bir şekilde çalıştığının test edilip onaylandığını garanti eder. 10/100 BaseT bağlantı Bir 10 veya 100 BaseT bağlantı kullanarak cihazı bir ağa bağlama Akü arıza mesajı Zamanında önleyici bakım sağlayarak aküler üzerinde erken uyarı hata analizi sağlar. Ölçeklendirilebilir Çalışma Süresi Gerek duyulduğunda hızlı bir şekilde eklenmek üzere ilave çalışma süresi sağlar. Hızlı Değiştirilebilir aküler Bataryalar değiştirilirken korumalı ekipmana temiz ve kesintisiz güç sağlamaktadır UPS kapandıktan sonra aygıtların otomatik olarak yeniden başlatılması Şebeke elektriğinin gelmesi üzerine bağlı ekipmanı otomatik olarak başlatır. Ağ üzerinden UPS’nin uzaktan yönetimini sağlar. Yönetim kartları ile UPS kapasitelerini özelleştirir. UPS yönetimini seri port ile sağlamaktadır. Kuleden, raf montajlı ortama geçerken UPS içindeki başlangıç yatırımını korur. Kullanıcı tarafından değiştirilebilir güç kaynakları Eğitimli kullanıcının, Ortalama Tamirat Süresini (MTTR) azaltarak güncelleme ve değiştirmeleri yapmasını sağlayarak kullanılabilirliği arttırmaktadır. Tahmin edici hata bildirimi Proaktif bileşen değişimini sağlayan erken uyarı hata analizini sunar. Değişen elektrik şebekesi ve UPS şartlarının bildirimini sağlar. Bağlı yükleri dalgalardan, ani güç çıkışlarından, yıldırımdan ve diğer elektrik arızalarından korur. Jeneratör gücü kullanıldığında korunan ekipmana temiz ve kesintisiz güç sağlar. Sıfırlanabilir devre kesici Kolay aşırı yük onarımı; sigorta değiştirmeye gerek yoktur. SRT10KXLI APC SRT ON LINE 10 kVA RACK & TOWER UPS Ürün Özellikleri : 126,82 KG : 111.82 KG Besleme Süresi (Tam/Yarım Yük) : 4 DK. / 10 DK. : 432 X 263 X 715 MM : Otomatik ve Manuel Bypass : Line Interactive : 0 °C & +40 °C : 10 KVA / 10 KW : 6 ADET C13 : 230 VOLT : Gerçek Sinüs : -15 °C & +45 °C EPO Acil Kapatma : İSTEĞE BAĞLI : 50/60 Hz +/- 5 Hz (Otomatik Algılama) : 1 Faz 3 Kablo ile Klemens Giriş : 160VAC - 276 VAC (with load PF = 0.7) : RS232 & USB & ETHERNET Gürültü Seviyesi (1 Metre) : <55 dBA Tam Yükte Verimlilik : % 94 WEB/ SNMP Kartı : Opsiyonel Takılabilir APC - UPS Sistemleri Türleri UPS Sistemleri Türleri by Neil Rasmussen Piyasada bulunan UPS’lerin farklı türleri ve bu türlerin karakteristik özellikleri ile ilgili kafa karışıklıkları gözlemlenmektedir. Her bir tür UPS tanımlanmaya, pratik uygulama alanları, avantaj ve dezavantajları tartışılmıştır. Bu bilgilerle, uygun UPS topolojisini seçerken bilgiye dayalı bir seçim yapılabilmesi hedeflenmiştir. UPS tipleri özeti Endüstride UPS tipleri kullanımı Kesintisiz Güç Kaynaklarının (UPS) çok değişik türlerde olması ve bunların değişik özellikleri veri merkezi ve koruma konularında kafa karışıklığı yaratmaktadır. Örneğin, sık rastlanılan bir yanlış inanış sadece iki ayrı tipte UPS olduğudur; standby UPS ve online UPS. UPS’lerin tasarım ve üretiminde kullanılan değişik topolojilerin açıklanması ile pek çok yanlış anlaşılmalar giderilebilir. UPS topolojisi demek UPS’in tasarımındaki temel anlayışı ifade eder. Pek çok üretici benzer tasarım ve topolojide modeller üretmesine karşın, çok farklı performans karakteristikleri ile karşılaşabilirsiniz. Her bir topolojinin nasıl çalıştığı ile ilgili kısa bilgiler ile, genel tasarım yaklaşımları da gözden geçirilecektir. Bu şekilde sizin sistemler doğru şekilde tanımlayabilmenize ve karşılaştırma yapabilmenize yardımcı olmasını amaçlıyoruz. UPS sistemleri uygulamalarında, birbirinden uzak özelliklere sahip bir çok tasarım yaklaşımı vardır. En sık rastlanılan tasarım yaklaşımları: ♦ Line Interaktif ♦ Double Conversion Online – Çift Çevrim Online ♦ Delta Conversion Online Masaüstü bilgisayarlar için kullanılan en sık rastlanan tip topolojidir. Aşağıdaki blok diyagramında (Şekil 1), transfer switchi filtrelenen AC (şebeke)’yi ana enerji kaynağı (düz çizgi hat) olarak belirler ve ana enerji hattında bir kesinti olduğunda akü/dönüştürücü yü yedek kaynak olarak devreye alır. Bu kesinti gerçekleştiğinde, transfer switch yükü akü/dönüştürücü deki yedek enerji kaynağına (kesintili çizgi) aktarmak zorundadır. Dönüştürücü yanlızca enerji kesintisinde devreye girer, bu nedenle STANDBY (beklemeli) tabir edilir. Yüksek verimlilik, küçük ölçüler ve düşük maliyet bu tasarımın belirigin avantajlarıdır. Düzgün bir filtreleme ve aşırı yük devrelemesi ile, bu tür sistemler ek olarak kirli akım koruması ve aşırı akım koruması da sağlayabilirler. Şekil 2’de gösterilen Line Interaktif UPS tasarımı, küçük ölçekli işletmeler, Web ve tekil serverlar gibi kullanım ihtiyaçlarında en sık görülebilen tasarımdır. Bu tasarımda aküden-AC enerji dönüştürücü UPS’in çıkışına her zaman bağlanmıştır. AC (şebeke) gücü normal olduğunda, dönüştürücü tersten çalışarak aküleri şarj eder. Giriş enerjisi kesildiğinde, transfer switch açılır ve güç aküden UPS çıkışına akmaya başlar. Dönüştürücü her zman açık olduğundan ve çıkışa bağlı olduğundan, bu tasarım ek fitreleme sağlar ve standby UPS topolojisi ile karşılaştırıldığında düşük transfer zamanı ile çalışır. Ek olarak, line intraktif tasarım genellikle tap-changing (kademe değiştirici) trafo kullanır. Giriş voltajındaki değişiklikleri trafo kademlerine uyumlaştırarak voltaj regülasyonu özelliği de eklenir. Düşük voltaj olan ortamlarda voltaj regülasyonu önemli bir özellik haline gelir; aksi durumda UPS aküye geçiş yapacak ve sonucunda yükü düşürecektir. Bu tür sık akü kullanımı akü beslemesinin ve de ömrünün beklenenden daha önce tüketilmesi demek olur. Bun a karşın, dönüştürücü arıza durumunda AC (şebeke) akımının çıkışa doğrudan aktarılması şeklinde ayarlanabilir; bu şekilde potansiyel bir tek-nokta hatası ortadan kalkar ve birbirinden bağımsız iki enerji hattı etkinleştirilmiş olur. Yüksek verimlilik, küçük ölçek, düşük maliyet ve yüksek güvenirlilik özelliklerine ek olarak yüksek-düşük voltaj düzeltmesi yapabiliyor oluşu 0,5-5kVA güç aralığında bu tasarımın en çok tercih edilen tasarım olmasını sağlar. Stanby-ferro tasarımı bir zamanlar 3-15 kVA aralığında en çok tercih edilen UPS tipi idi. Bu tasarım özel bir saturating (doygun) trafo özelliğine dayanır ve üç sargı (enerji bağlantıları) vardır. Ana enerji hattı AC (şebeke) girişidir. Bir transfer switch’e bağlıdır ve trafodan çıkışa bağlanır. Kesinti durumunda transfer switch devreye girer ve dönüştürücü yükü üzerine alır. Stanby-ferro tasarımda dönüştürücü stanby (beklemeli) durumdadır ve giriş enerjisi kesildiğinde enerji yüklenir ve devreye girer. Trafonun bir “ferro-rezonant” özelliği vardır ve bu sınırlı bir voltaj regülasyonu ve çıkış dalga formu düzeltmesi sağlayabilir. Ferro trafo tarafından sağlanan AC(şebeke) geçişlerindeki isolasyon, mevcut diğer filtreler kadar iyi bir şekilde filtreleme sağlar. Ancak, ferro trafo kendisi voltaj dalgalanması ve geçişlerine neden olur ve bu durum kötü bir AC (şebeke) bağlantısı kadar kötüleşebilir. Stanby (beklemeli) bir tasarımda olmasına karşın, stanby ferro, ferro-resonant trafonun verimsizliğ nedeni ile ciddi oranda ısı açığa çıkarır. Bu trafolar sıradan izolasyon trafoları ile karşılaştırıldığında daha büyüktür ve genellikle oldukça ağırdırlar. Standby ferro cihazlar sıklıkla online cihazlar olarak gösterilirler. Transfer switch leri olmasına rağmen, dönüştürücü standby modunda çalışır ve AC (şebeke) kesintisinde aynı geçiş özellikleri gösterir. Şekil 3’te standby –ferro topolojisi gösterilmiştir. Yüksek güvenirlilik ve mükemmel hat filtrelemesi bu tasarımın güçlü özellikleridir. Ancak, tasarım düşük verimlilik ile yeni güç faktörü düzeltmeli bilgisayarlar ve bazı jeneratörler ile uyumsuzluk gösterebilir. Bu nedenler bu tasarımın popülaritesini ciddi oranda azaltır. Stanby-ferro UPS sistemlerinin artık tercih edilmemesinin ana nedeni, yeni teknoloji bilgisayarları beslerken gösterdikleri temel uyumsuzluktur. Bütün büyük server ve router lar “güç faktörü düzeltemeli (PFC)” güç kaynakları kullanır ve bu güç kaynakları şebekeden yanlızca siüs dalgalı akım çekebilir. Bu düzgün akım çekimi kapasitörler kullanılarak yapılır ve voltaj uygulaması demektir. Ferro rozonant UPS sistemi ise indüktif karakterde ağır çekirdek trafo kullanır, bu da akım voltajı “geciktirir” anlamına gelir. Bu iki kombinasyon “tank” devresi denen duruma neden olur. Bir tank devresinde rezonans veya “çalma” yüksek akıma neden olarak bağlı yükü tehdit eder. Çift Çevrim Online UPS 10kVA üzerinde en çok tercih edilen tiptir. Şekil 4’te gösterilen çift çevrim online UPs tasarımı, standby (beklemeli) tasarım ile aynıdır. Tek fark ana enerji yolunun AC (şebeke) değil dönüştürücü olmasıdır. Çift çevrim Online tasarımda, AC (şebeke) kesintisi transfer switch i devreye sokmaz çünkü giriş AC yedek güç kaynağını şarj etmektedir ve yedek güçte çıkış dönüştürücüsüne enerji besler. Bu nedenle, AC (şebeke) kesintisinde, online operasyonda transfer süresi diye bir kavram yoktur. Akü şarjörü ve dönüştürücü bu tasarımda tüm yük enerjisini sürekli dönüştürmektedir. Bu UPS elektrik çıkış performansı açısından neredeyse ideal bir sistemdir. Ancak yapısındaki enerji bileşenleri üzerindeki sürekli aşınma diğer tasarımlara göre güvenilirliğini azaltır. Ek olarak, büyük akü şarjörünün giriş enerjisinden çektiği akım non-lineer olabilir. Delta Conversion Online UPS Şekil 5’te görülen UPS tasarımı yeni bir teknoloji olarak 10 yıldır kullanılmaktadır ve 5kVA-1,6 MV ölçekleri arasında çift-çevrim teknolojisinin yetersizliklerini ortadan kaldırmak üzere geliştirilmiştir. Çift-çevrim tasarımla karşılaştırıldığında, delta conversion UPS’in yük voltajını besleyen bir dönüştürücüsü vardır. Buna karşın, ek delta dönüştürücü dönüştürücü çıkışına enerji katkısı yapar. AC (şebeke) kesintisi durumlarında veya enerji sorunlarında bu tasarım çift-çevrim online tasarımla aynı tepkileri verir. Delta Conversion topolojisinin enerji verimliliğini basitçe anlayabilmek için (Şekil 6’da gösterilen) benzetmede, bir paketi 4ünci kattan 5inci kata çıkarmak için gerekli olan enerjiyi düşünebilirsiniz. Delta Conversion teknolojisi paketin taşınmasında başlangıç ve bitiş noktaları arasında yarattığı kısa yol ile enerji tasarrufu sağlar. Çift çevrim online UPS enerjiyi aküye dönüştürür ve tekrar aküden dönüştürerek alır. Delta dönüştürücü ise enerji bileşenlerini doğrudan girişten çıkışa ulaştırır. conversion karşılaştırma benzetmesi Delta Conversion Online tasarımda delta dönüştürücü çift amaçlıdır. Birinci amaç giriş enerjisi karakteristiklerini kontrol etmektir. Aktif ön uç enerjiyi sinüsoidal şekilde çeker, şebekeden gelen harmonikleri minimize eder. Bu şekilde şebeke ve jeneratör sistemleri uyumluluğunu garanti eder, üretilen ısıyı düşürür ve güç dağıtım sistemindeki parça aşınmasını azaltır. Delta dönüştürücünün ikinci işlevi akü sistemini şarj ederken kullanılan giriş akımını kontrol etmek ve regüle etmektir. Delta Conversion Online UPS çift çevrim online tasarım ile aynı çıkış karateristikleri gösterir. Ancak giriş karakteristikleri sıklıkla farklıdır. Delta conversion online tasarım dinamik kontrol edilen, güç faktörü düzeltilmiş bir girişi, geleneksel çözümlerdeki verimsiz filtreleme olmaksızın gerçekleştirir. En önemli avantaj enerji kayıplarındaki belirgin şekilde azalmasıdır. Giriş enerji kontrolü UPS’in tüm jeneratörler ile sorunsuz uyumunu sağlar ve gereksiz kablolama ve yüksek jeneratör kullanım zorunluluklarından kurtarır. Delta conversion teknolojisi yeni bir teknoloji olması ve patentler ile korunması nedeni ile UPS üreticileri arasında yaygın bir tercih olamayacaktır. Normal kullanım durumunda delta dönüştürücü çift-çevrim tasarımla karşılaştırıldığında UPS yüke enerji verirken çok daha yüksek bir verimlilikte çalışır. Tablo 1 değişik UPS tiplerinin özelliklerini vermektedir. Bir UPS’in verimlilik gibi özellikleri seçilen UPS tipinin özelliklerine bağlıdır. Topolojil tasarım özellikleri yanında, uygulama ve üretim kalitesi de dikkate alınmalıdır. Üretim kalitesi güvenirlilik konusunda daha önce gelen bir kriter olmalıdır. UPS Tip Özellikleri Uygulama güç aralığı (kVA) her VA için maliyet Dönüştürücü sürekli çalışması Düşük - Ortalama UPS endüstrisinin sunduğu ürünler zaman içinde bu tasarımların pek çoğunu karşılayacak şekilde çeşitlenmiştir. Değişik UPS tiplerinin özellikleri bu cihazların değişik kullanım gereksinimleri için daha çok veya daha az uygun olması anlamına gelir. APC by Schneider Electric ürün gamı bu çeşitliliği gösterir (Tablo 2). Enerji verimliliği UPS tasarımlarında önemli bir rol oynar. Örneğin, pek çok UPS sistemi yukarıda anlatılan dahili trafo yapısında değildir. Bu evrim ağırlık, ölçü, kaynak kullanımı gibi kriterleri küçültüp azaltmanın yanında verimliliği arttırmıştır. Eco-Mode özelliği enerji verimliliğini arttıran yeni özelliklere örnektir, ancak maliyet / avantaj fedakarlıkları ile birlikte gelir. Bu iki konuda daha fazla bilgi için : White Paper 98, The Role of Isolation Transformers in Data Center UPS Systems White Paper 157, Eco-mode: Benefits and Risks of Energy-saving Modes of UPS Operation. APC Back-UPS Tripp-Lite Internet Office Düşük Maliyet, yüksek verimlilik, az yer Enerji sorunlarında aküden destek alır, 2kVA üzeri Pratik değil Kişisel bilgisayar ve çalışma alanları için en uygun diyat APC Smart-UPS Powerware 5125 Yüksek Güvenirlilik, Yüksek verimlilik, iyi voltaj düzenleme 5kVA üzeri Pratik değil Yüksek güvenilirlik nedeni ile en popüler UPS tidir, rack veya dağıtılmış serverlar ve de kötü enerji ortamlarında idealdir. Çok sınırlı ticari ürün uygulaması Mükemmel voltaj düzenleme ve yüksek güvenirlilik Düşük verim ve bazı yüklerle ve jeneratörlerle uyumsuzluk Düşük verim ve düzensiz çalışma sorunları nedeniyle sınırlı kullanıır, N+1 online tasarımlar çok daha güvenilirdir. APC Smart-UPS On-Line APC Smart-UPS VT APC Symmetra1 MGE Galaxy MGE EPS Liebert NX Mükemmel voltaj düzenleme, kolay paralelenme Eski modellerinde düşük verimlilik, 5kVA altında yüksek maliyet N+1 tasarımlar için çok uygun Mükemmel voltaj düzenleme, yüksek verim 5kVA altı Pratik değil Yüksek verimlilik büyük güç uygulamalarında şarj-deşarj maliyetlerinden ciddi enerji tasarrufu sağlar Her tip UPS’in değişik kullanım amaçları için uygun olduğu alanlar vardır. Hiçbir tip “tüm uygulama alanları” için genel ideal bir seçim olmayacaktır. Bu bilgi dokümanının amacı piyasada bulunan değişik UPS topolojilerini karşılaştırarak, avantaj ve dezavantajlarını ortaya koymaktır. UPS tasarımları arasındaki belirgin farklılıklar, farklı uygulamalar için teorik ve pratik avantajlar sunar. Buna karşın, tasarımın uygulaması ve üretim kalitesi kullanıcının uygulamasındaki performansı belirleyen en önce gelen kriterdir. APC Video - Smart-UPS On-Line Next Generation LCD Overview - SRT Models APC Smart-UPS On-Line Next Generation LCD Overview - SRT Models APC by Schneider Electric’s new Smart-UPS™ On-Line models Graphical LCD Display with Multicolor Backlight provides a comprehensive real time status at a glance including battery and load levels. APC Video - Smart-UPS On-Line Next Generation Overview - SRT Models 230V Smart-UPS On-Line Next Generation Overview - SRT Models 230V APC Yazilim - PowerChute® Network Shutdown – Ağdan Kapatma PowerChute® Network Shutdown – Ağdan Kapatma Birden fazla sunucunun güvenilir ağ tabanlı kapatılmasını saplar. APC haberleşme kartı yüklü tüm UPS'ler ile uyumludur. PowerChute Ağ Kapatma, APC UPS Ağ Yönetim Kartı ile birlikte çalışarak fiziksel ve sanal IT ortamınızı IT elverişlilik tehditlerine karşı korur. Fiziksel sunucularınızın ve sanal makinelerinizin ağ tabanlı ve işletmensiz kapatılması veri bütünlüğünü korur ve uzun süreli güç kesintilerinde sistemin arıza süresini kısaltır. Ölçeklenebilir mimarisi neredeyse sınırsız sayıda istemci sistemini destekler. PowerChute Ağ Kapatma, tarayıcı arayüzünden kolaylıkla ayarlanabilir ve Tek, Yedek ve Paralel UPS konfigürasyonlarını destekler. PowerChute Network Shutdown v3.0.1 PowerChute Network Shutdown v3.1 for NETGEAR PowerChute Network Shutdown v3.1 for Virtualization PowerChute Ağdan Kapama İşletim sistemi kapanışı Uzayan bir elektrik kesintisi durumunda işletim sistemini kolay ve gözetimsiz kapatarak olası veri bozulmalarını engeller. Sıralı Sunucu Kapatma Öncelikli sunucuların çalışma süresini uzatmak için aynı UPS'in güç verdiği farklı sunucuların kapanma sırasını belirler. Sıralı ağ kapatma ve yeniden yükleme Önceden belirlenen bir düzende seçilen çıkış gruplarının kapatılması ve yeniden başlatılması için konfigürasyon (sviçli çıkış gruplarına sahip UPS'ler). Komut dosyasını çalıştırın Güç sorunlarına karşı yapılacak eylemleri özelleştirin. Varsayılan bağlantı olarak güvenli HTTPS web erişimi, cihaz ile müşteri arabirimleri arasındaki haberleşmenin yorumlanamamasını sağlar. Sanal Küme Desteği Sanal makine transferini, sanal makine kapatmayı ve Sanal Kümelerde ana bilgisayar kapatmayı destekler. Sanal Küme Görünümü Sanal Küme ortamınızı ve UPS kurulumunuzu tek bir ekranda grafikle göstererek UPS ve Ana Bilgisayar konfigürasyonunuzu sezgisel arayüzle gösterir. Sanal Makine Transferi UPS kritik olaylarından etkilenmeyen ana bilgisayarlara sanal makine transferini tetikler. VMware vApp Kapatma Sanal makine kapatma/çalıştırma sırasının kontrolü için VMware vApps kapatmayı ve çalıştırmayı sağlar. VMware Sanal Cihaz Kolay kurulum için sanal araç olarak PowerChute kurma seçeneği. VMware vSphere Plugin vSphere Plugin seçeneği, PowerChute'yi vCenter Sunucusuna entegre ederek vSphere İstemcisi ile PowerChute izleme ve yönetme imkanı sağlar. Tarayıcı ile erişilebilir Bir tarayıcı ile kullanıcı arabirimini görüntüleyin. Adım adım yapılandırma sihirbazı Kurulum ve ayar süresini kısaltır. İlk kurulumdan sonra bile konfigürasyonda değişikliğe izin verir. Metin tabanlı INI konfigürasyon dosyası Konfigürasyon ayarlarının arşivlenmesi ve ayarların bir vekilden diğerine kopyalanması esnekliğini sunar. UPS ve korunan sunucuların seri kablolar üzerinden bağlanması gerekliliğini ortadan kaldırarak kablo karmaşasını azaltır. PowerChute Network Kapatma OS Uyumlu İşletim sistemi ve işlemciniz için doğru yazılım versiyonunu bulmak için Kullanım Kılavuzları & Kurulum Kılavuzları altındaki uyumluluk tablosuna bakınız. Güç Kanalı Network Kapama uyum tablosu için burayı tıklayınız. IPv6 protokolü kullanarak ağ üzerinde çalışabillir Yedek UPS konfigürasyon desteği Yedek UPS konfigürasyonunda 4 UPS'yi destekler. Yedek Konfigürasyondaki tüm UPS'ler aynı UPS ailesinden olmalıdır. Paralel-UPS konfigürasyon desteği Yapılabilir olaylar için tek UPS sistemi olarak Paralel UPS konfigürasyonunu tanır (paralel uyumlu UPS cihazlarında). Bir vakaya neden olan durumların zamanlamasını ve sırasını olay kayıtları ile birlikte belirleyin. PowerChute Network Kapatma Parça No: SFPCNS301 Parça No: SFPCNS31 Parça No: SFPCNS31-RNAS Parça No: SFPCNS31-V Yazılım indirme linki için tıklayınız APC - Güçlü Karmaşa: WATT ve Volt-Amper Güçlü Karmaşa: WATT ve Volt-Amper Bu bilgi dokümanında WATT ve VA arasındaki farklar açıklanmaya ve bu terimlerin elektrik koruma cihazları ile ilgili doğru ve yanlış kullanımları gösterilmeye çalışılacaktır. Watt, VA’e eşit olmayabilir Bir UPS’in güç değeri Ölçeklendirme sorunu yaşanabilen örnekler Ölçeklendirme sorunlarını nasıl aşarız? Pek çok kişi, UPS yüklerini tanımlamak ve ölçeklendirmek için kullanılan Watt (W) ve volt-amper (VA) terimleri arasındaki farkları anlamakta zorlanmaktadır. Bu bilgi dokümanı ile Watt ve Volt-Amper terimleri arasındaki farkları açıklamaya ve elektrik koruma cihazları konusunda doğru ve yanlış kullanımları ölçeklendirmeye çalışacağız. Bir cihaz tarafından çekilen elektrik gücü Watt veya Volt-amper (VA) olarak ifade edilir. Watt olarak ifade edilen değer cihazın çektiği gücün gerçek elektrik değerini ifade eder. Volt-Amper “varolan güç” olarak ifade edilir; cihaza uygulanan voltajın cihaz tarafından çekilen akımla çarpılması ile hesaplanır. Watt ve VA değerlerinin her birinin bir kullanım amacı vardır. Watt değeri size elektrik şirketinden satın aldığınız değeri ve cihaz tarafından üretilen ısıyı verir. VA değeri ise cihaz içindeki kablolama ve devre yapısı ölçeklendirilirken kullanılır. Bazı elektrik yükleri için Watt ve VA değerleri aynıdır; Normal klasik akkor ampüller gibi. Buna karşın, bilgisayarlar gibi genel IT cihazlarında Watt ve VA değerleri belirgin olarak farklıdır; VA değeri her zaman Watt değerinden yüksektir. Watt değerinin VA değerine oranı “GÜÇ FAKTÖRÜ” olarak adlandırılır. Numerik olarak ifade edilir (örneğin 0.7) veya yüzde olarak verilir (%70 gibi) Bilgisayarlar dahil tüm IT cihazları elektronik dönüşüm kontrolü yapan güç kaynaklarına sahiptir. Temel olarak iki tür dönüşümlü güç kaynağı vardır: 1) PFC (Power Factor Corrected – Güç faktörü düzeltilmiş) güç kaynakları ve 2) Kapasitör girişli güç kaynakları. Cihazın içinde hangi tür güç kaynağı yer aldığını cihazı açıp incelemeden söyleyebilmek zordur ve genellikle cihaz üzerinde bilgi olarak yer almaz. PFC güç kaynakları 1990’lı yılların ortalarında kullanılmaya başlanmıştır. Özelliği Watt değerinin VA değerine eşit olması (yani 0,99 veya 1,00 güç faktörlü) olmalarıdır. Kapasitör giriş güç kaynaklarının özelliği ise Watt değerlerinin VA değeri ile 0,55-0,75 katı aralığında olmalarıdır (yani güç faktörülerinin 0,55 ile ,75 arasında olması) Router, Switch, Disk Sürücü ve serverlar gibi büyük IT ekipmanlarından 1996 sonrası üretilmiş tüm cihazlar PFC güç kaynağı sahibidir ve sonuç olarak bu cihazlar için güç faktörü 1’dir. Kişisel bilgisayarlar, küçük hublar ve bilgisayar aksesuarları kapasitör giriş güç kaynaklarına sahiptir ve sonuç olarak bu cihazların güç faktörü 1’den küçüktür. Genellikle 0,65 değeri civarındadır. 1996 yılından önce üretilmiş büyük IT ekipmanlarında da durum aynıdır ve 1’den düşük güç faktörleri vardır. UPS’ler hem maksimum Watt değerine hem de maksimum VA değerine sahiptir. Yük olarak ne Watt değeri ne de VA değeri aşılamaz. Yerleşik endüstri standardı olarak, küçük UPS’lerde watt değeri VA değerinin yaklaşık %60’ıdır. Bu genel kişisel bilgisayarların tipik güç faktörünün bu değer olmasından kaynaklanır. Bazı durumlarda UPS üreticileri UPS’in yanlızca VA değerini yayınlarlar. Bir bilgisayar yükü için tasarımlanmış yanlızca VA değeri olan küçük bir UPS için, watt değerinin yayınlanmış Va değerinin %60’ı kadar olacağını varsayabilirsiniz. Daha büyük UPS sistemlerinde, artan bir trend olarak UPS’in Watt değeri üzerine odaklanılmakta ve eşit Watt ve VA değerleri kullanılmaktadır. Bunun sebebi tipik bir yükün Watt ve VA değerinin aynı olmasındandır. Büyük sistemlerdeki ve Veri merkezlerindeki Güç Faktörü sorunları hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz “White Paper 26, Hazards of Harmonics and Neutral Overloads.” Dokümanına bakınız. Örnek 1: Tipik bir 1000VA UPs düşünün. Kullanıcı bu UPS ile 900W bir ısıtıcıyı çalıştırmak istesin. Isıtıcı watt değeri olarak 900W ve VA değeri olarak da 900Va, yani 1 güç faktöründe olsun. VA değeri 900VA , UPS’in güç değerleri içinde olmasına karşın, UPS muhtemelen bu yükü besleyemeyecektir. Bunun sebebi 900W değerinin UPS’in Watt değerinden daha büyük olmasıdır. UPS’in 1000VA değeri %60 ile dönüştürülürse maksimum 600WA yapacaktır. Örnek 2: 1000VA UPS düşünün. Kullanıcı bu UPS ile 900VA bir server’ı beslemek istesin. File Server PFC güç kaynağına sahiptir ve 900W yani 900VA değerlerinde olsun. Yükün VA değeri 900VA olmasına ve UPS değerine uygun olmasına karşın, UPS bu yükü besleyemeyecektir. Bunun sebebi 900W değerinin UPS değerlerinden daha yüksek olmasıdır; 1000VA’nın %60’ı olarak 600W. Schneider UPS seçici uygulamasını kullanarak bu tür yanlış hesaplamalardan kurtulabilirsiniz, bu uygulamada güç değerleri belirtilen cihaz değerleri ile birlikte değerlendirilir. Uygulamayı kullanarak hem Watt hem VA değerlerinin aşılmadığından emin olabilirsiniz. Cihazların üzerindeki etiketlerde genellikle VA değeri kullanılır ve bu Watt değerlerini anlamakta güçlük yaratır. Cihaz etiketinde yer alan Va değerini baz alan bir kullanıcı, VA değerine uygun görünen bir sistem kurgulayabilir ama bu UPS’in Watt değerini aşan bir değer olabilir. VA değerinin %60’ını Watt değeri olarak alırsanız UPS’in Watt değerini aşamamış olursunuz. Bu nedenle, yükünüzün Watt değeri hakkında net bir bilgi sahibi değilseniz, en güvenli varsayım VA değerinin %60’ını Watt değeri olarak varsaymaktır. Dikkat etmeniz gerekir k, bu geleneksel hesaplama yöntemi genellikle size gereğinden daha yüksek güçte bir UPS veya gereğinden daha uzun besleme süreleri olarak geri dönebilir. Sisteminizin optimizasyonu ve doğru besleme süreleri için hassas hesaplama yapılmalıdır. Bunun için “Schneider Electric UPS Selector” uygulamasını kullanabilirsiniz. Genellikle bir bilgisayar yükünün elektrik kullanımı bilgisi, sizin denk gelen UPS gücünü kolaylıkla anlayabilmenize yardımcı olmaz. Bu zorluk, doğru ölçeklendirilmiş bir sistem kurduğunuzu düşünürken UPS’inizin aşırı yüklenmesine neden olan bir durum yaratabilir. Cihaz etiketinde yer alan güç değerlerinin biraz yukarısında UPS değerleri kullanmak, sistemin düzgün çalışabilmesi için yararlı bir yaklaşımdır. Daha büyük güçlü UPS kullanmak aynı zamanda yedek güçte besleme süresinin de arttırılmasını sağlayacaktır. Güç faktörü ve ilişkili non-lineer yükler ile ilgili daha fazla bilgi için, aşağıdaki kaynaklara başvurunuz: EEE Guide to Harmonic Control and Reactive Compensation of Static Power Converters (IEEE Std 519-1981) The Institute of Electrical and Electronics Engineers, Inc., 345 E 47th Street, New York, NY 10017 Guideline on Electrical Power for ADP Installations (FIPS PUB 94 September 21, 1983) U.S. Dept. of Commerce, National Technical Information Service, 5285 Port Royal Road, Springfield, VA 22161 APC - ENERGY STAR® - Enerji Verimliliği ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve ABD Enerji Bakanlığı (DoE) ortaklığında kurulan ENERGY STAR programı, enerjinin verimsiz kullanımından kaynaklanan kirleticilerin azaltılmasını ve tüketicilerin enerji tasarruflu ürünleri kolay tespit edip satın almalarını amaçlamaktadır. Bu programda yer alan şirketler, müşterilerine enerji tasarrufunun getireceği işletmesel ve finansal avantajlardan faydalanma fırsatı sunan teklif ve çözümler sağlamaktadır. Schneider Electric-APC Smart-UPS ve Back-UPS, evlere ve KOBİ'lere genel olarak büyük tasarruflar ve kritik, güvenilir fonksiyonlar sağlamanın yanında, aşağıdaki kriterler bakımından bağımsız bir belgelendirme kuruluşu tarafından test edilip ENERGY STAR sertifikasına hak kazanmıştır: Verimlilik: İlgili UPS ürünleri işletme verimliliği açısından pazarın ilk %25'i içinde olmalıdır, böylece müşterilerin elektrik işletme maliyetleri düşürülür ve karbon ayak izi küçültülür; Performans Testi: Tüm UPS ürünleri, üçüncü parti bir belgelendirme kuruluşunun denetiminde EPA’ ENERGY STAR test prosedürüne tabidir. Yayınlanan Sonuçlar: UPS ürünleri, %25, %50, %75 ve %100 yüklerde belirli test sonuçları elde etmeli ve diğer özelliklerin yanında yük kaybı yaşamamalıdır. APC - Green Premium - Çevre ile dost ürünler Gezegenimizi koruyacak araçlar... Gezegenimiz birçok çevresel sorunla karşı karşıyadır: enerji verimliliği ve karbon ayak izi kaynaklı iklim değişiklikleri, malzeme tüketimi ve geri dönüşüm kaynaklı ham madde tükenmesi, tehlikeli madde ve atıklarla ilgili olarak da biyolojik çeşitlilik, insan ve çevre güvenliği… Bu sorunlara karşı ulusal ve uluslararası düzeyde kuralların ve standartların oluşturulması için birçok girişim çalışmaktadır. Özellikle elektrik endüstrisinde, tehlikeli maddeler, enerji verimliliği, geri dönüşüm ve atıklarla ilgili olarak bazı önlemler alınmaktadır. Böylelikle, ulusal ve uluslararası komiteler çevreci tasarımlı ürünler ve atık yönetimi gerektiren ve bazı zararlı madde ve kimyasalların kullanımını kısıtlayan yönetmeliklerle gezegenimizi korumaya çalışmaktadır. Schneider Electric-APC, ürünlerini daha yüksek enerji verimliliğiyle, daha az tehlikeli maddeyle ve çevreci geri dönüşüm ve imha seçenekleriyle dizayn ederek gittikçe daha katı hale gelen çevre mevzuatlarına tam uyumluluk göstermektedir. Çevresel sorunlara karşı Green Premium işareti Schneider Electric-APC, Schneider Electric’in kendi ekolojik işareti Green Premium ile ürünlerin çevreye olan etkisiyle ilgili kapsamlı ve güvenilir bilgiler sunuyor. Bu özellik sayesinde müşterilerimiz ürünlerimizin uygunluk durumunu kontrol edip kendi çevre politikalarına etkin bir şekilde dahil edebilmektedirler. Schneider Electric, Green Premium ekolojik işareti ile müşterilerin karbon ayak izi hesaplamalarına yardımcı olacak bir araç sunarken madde ve kimyasallarla ilgili mevzuata tam uyumluluk sağlar ve çevreci tasarımın geliştirilmesi için gereken tüm bilgileri vererek ürünün’ geri kazanılabilirliğini optimize ederek kullanım ömrü sonu maliyetlerini düşürür. Schneider Electric-APC, aşağıdaki koşulları karşılayan ürünlere Green Premium işaretini uygulamaktadır: •Çevresel beyan (PEP - Ürün Çevre Profili); •Kullanım Ömrü Sonu Talimatı (EoLI); •Avrupa REACh Düzenlemesi'nde belirtilen ilgili maddelerin oranı; •Avrupa RoHS Direktifi'nde belirtilen eşik değerlerinin üstünde kurşun, krom, kadmiyum, cıva, polibromine bifenil (PBB) ve prolibromine difenil eter (PBDE) bulunmadığına dair beyan. •Avrupa Batarya Direktifi'nde belirtilen eşik değerlerinin üstünde kurşun, kadmiyum ve cıva bulunmadığına dair beyan. Şu anda APC Schneider Electric ürünlerinden’ elde edilen gelirlerin %77'si Green Premium ürünlerinden gelmektedir. Açık bir şekilde tanımlanmış kriterleri bulunan eşsiz bir ekolojik işaret olarak, tüm çevresel bilgiler uluslararası standartlara göre değerlendirilip internetten yayınlanmaktadır. Green Premium ekolojik işareti, ticari faaliyetlerin basitleştirilmesi, çevre politikalarının desteklenmesi ve karbon ayak izinin küçültülmesinde en çevreci yöntem için temel gösterge olarak alınmalıdır. Green Premium sayesinde tek bir tuşla çevreye katkı yapmanız ve ürünün’ çevresel bilgilerini öğrenmeniz mümkündür. Ürün Çevre Profillerinin Yorumlanması Schneider Electric-APC tarafından yayınlanan Ürün Çevre Profili (PEP) belgeleri, yaşam döngüleri boyunca ürünlerin çevre performansını incelemenizi sağlar. PEP'lerde, verilen koşullara göre çevresel performans durumu gösterilir. Ürünler geliştirilip bilim ilerledikçe, PEP'lerdeki bilgiler de değişerek zaman içinde çevre performansında kaydedilen gelişmeleri yansıtır hale gelecektir Yaşam Döngüsü Değerlendirmeleri ve Çevresel Göstergeler Schneider Electric-APC, tüm ürün yaşam döngüsü analizlerinde Environmental Information & Management Explorer (EIME) yazılımını kullanmaktadır. Bu yazılım, elektrik ve elektronik endüstrisinin ihtiyaçları için özel olarak tasarlanmıştır. Çevre ve insan sağlığı durumuna ışık tutan çevresel göstergeler içerir. Bu göstergeler nicel ölçümlere veya zaman içinde takip edilen çevresel koşul istatistiklerine bağlı olarak geliştirilir. UPS açılmıyor, ne yapmalıyım ? Giriş kablosu bağlı değil ya da kabloya enerji gelmiyor. Ekranda “No Mains Power” hatası veriyor, ne yapmalıyım ? Giriş kaynağınızı kontrol edin ya da girişte kabul edilebilir limitlerin dışında bir enerji geliyor. UPS “Battery Sys Error 0800” hatası veriyor, ne yapmalıyım ? UPS’inizde Firmware yazılım güncellemesi yapılması gerekiyor. UPS “Power Sys Error – 00100” hatası veriyor, ne yapmalıyım ? UPS’inizi hemen kapatın ve yetkili servise başvurun. SRT10KXLI Teknik Özellikler Çıkış Gücü kapasitesi 10 kW / 10 kVA Maksimum Konfigüre edilebilir Güç Çıkış Voltaj Distorsiyonu Çıkış Frekansı (senk’den ana girişe) Diğer Çıkış Voltajları Çift Dönüşüm On-Line Dahili Baypas (Otomatik ve Manuel) 45 - 65 Hz (otomatik algılama) Ana işlemler için Giriş Voltajı ölçeği Ana işlemler için Giriş Voltajı ayarlanabilir 100 - 275 (yarım yük) V, 173 - 476 (yarım yük) V Diğer Giriş Voltajı 220, 240, 380, 415 Bakımsız Kurşun-Asit akü : sızdırmaz Tipik şarj zamanı Yedek Akü Kartuşu Çalışma Süresi Grafiği Herhangi bir yükteki çalışma süresini görüntülemek için yukarıdaki grafikte gösterilen ilgili hattaki gidip gelme Ölçülen çalışma süresini gösteren grafik. Tüm ölçümler yeni, tamamen şarj edilmiş akülerle, tipik çevre koşullarında, elektrik girişi ve direnç çıkış yükü olmadan gerçekleştirilmiştir. Herhangi bir yükteki verimi görüntülemek için yukarıdaki grafikte gösterilen hattaki gidip gelme Eğri, ölçümlenmiş etkinlik verisini gösterir. Tüm ölçümler normal çalışma modunda, olağan çevre şartlarında, nominal elektrik girişi ve dengeli direnç yükü çıkışı (PF = 1,0) ile alınır. Arayüz portu port Kontak Kapatma, RJ-45 10/100 Temel-T, RJ-45 Seri, Smart-Yuva, USB Mevcut Smart Slot Arayüz Miktarı Acil Güç Kesme (EPO) Dalgalanma Koruma and Filtreleme Dalgalanma enerji derecelendirmesi Maksimum yükseklik x genişlik x derinlik boyutları 432.00 mm x 263.00 mm x 715.00 mm Nakliye Yüksekliği x Genişliği x Derinliği 461.00 mm x 600.00 mm x 1000.00 mm İşletiş Bağıl Nemi 0 - 95% no% Birim yüzeyinden bir metre uzakta duyulabilir gürültü Online termal dağılım 3 yıl onarım ve değiştirme (batarya hariç) ve batarya için 2 yıl APC SMART SRT 8000 VA RACK/ TOWER ONLINE UPS
allenai/c4/00000/808
Büyüme stratejisi kapsamında Boston Dynamics'e yeni bir CEO atandı - egirişim Bugüne kadar sosyal ağlarda gördüğünüz birçok robot videosunun başrol oyuncusu Boston Dynamics, yeni büyüme stratejisi kapsamında şirket için çok büyük önem taşıyan bir karar aldı. 1992 yılından beri şirketin CEO’luk görevini üstlenen ve aynı zamanda kurucusu olan Marc Raibert, koltuğunu şirketin önceki COO’su Rob Playter‘e devretti. Rob Playter, Boston Dynamics CEO’su Daha önce 1994 yılından 2012 yılına kadar Boston Dynamics’te Mühendislikten Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak çalışan Rob Playter, Boston Dynamics’in Google‘a satılmasıyla birlikte 2013 yılında Google’a yönetici olarak katılmıştı. 2017 yılında Boston Dynamics’in Google’dan SoftBank Grup‘a devredilmesinin ardından bir süre daha Google’da kalan Playter, 2018 yılında Google’dan ayrılarak tekrar Boston Dynamics’e COO olarak döndü. Şirkete geri dönüşünden bu yana Boston Dynamics’in medyadaki yüzü haline gelen Playter artık şirketin CEO’su olarak kariyerine devam edecek. Rob Playter, Ohio State Üniversitesi‘nde uzay mühendisliği lisans eğitimini tamamladıktan sonra aynı alanda hem yüksek lisansını hem de doktorasını dünyanın en prestijli üniversitelerinden MIT‘de yaptı. Kariyerine Honeywell’de başlayan Playter en uzun iş deneyimini ise Boston Dynamics’te yaşadı. Boston Dynamics robot köpeği Spot’un geliştirilmesi üzerine yoğunlaşıyor Boston Dynamics İş Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Michael Perry’nin yaptığı açıklamalara göre şirket, CEO değişikliğiyle birlikte şu anda Amerika Birleşik Devletleri’nde 100 adet kullanılan robot köpeği Spot’u daha fazla geliştirmeye odaklanıyor. Spot’un geliştirilmesi ve şirketin değişen tepe yönetimiyle birlikte Boston Dynamics yeni bir büyüme stratejisi izleyecek ve pazarda daha aktif bir oyuncu olacak.
allenai/c4/00000/809
Siyah İncir İhracatı 29 Temmuz'da Başlıyor KONYA (AA) - AK Konya İl Başkanlığı Seydişehir'de vefa programı düzenledi.AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, programın birlikteliklerinin... KONYA (AA) - AK Konya İl Başkanlığı Seydişehir'de vefa programı düzenledi. "Bugün zor zamanda dik durmasını bilemeyip kendi makam ve mevkisi için bu davadan ayrılanların bir daha bu davaya dönüşü mümkün değildir. Tekrar dönecekleri bir AK Parti yok. Zor zamanda duramayan beceremeyen adamlarla bizim işimiz olmaz. Bunlar kaybetmeye mahkumdurlar. Hele hele bu davaya ihanet ettikten sonra çıkıp Cumhurbaşkanımızın adını kullanıyorlarsa buna hiçbir zaman müsade etmememiz gerekiyor. Bu doğru bir şey değil, bu milleti kandırmaktır. Seçimleri milletin gücü ile kazanmış bir partiyiz. O yüzden başarılıyız. O yüzden 16 yıldır iktidardayız. Bundan sonra da vatandaşlarımızın desteği ve Cumhur İttifakı'nın desteği ile bu ülkeyi yönetmeye devam edeceğiz." Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da Cumhur İttifakı'nın adayları olarak sahada olduklarını belirterek "Hükümet, büyükşehir ve Seydişehir Belediyesi ile el ele gönül gönüle çalışarak büyük başarılara imza attık. Büyükşehir Belediyemiz Seydişehir'e 166 milyon lira yatırım yaptı. Gelecek dönemde sizlerden destek ve dua bekliyoruz."dedi. Türk Telekom Faaliyet Raporu'na 24 Ödül Hırsızlık Şüphelileri Kameraya Yakalandı Kpss Alan Bilgisi 3. Oturumu Başladı Sakarya'daki Sağanak Güncelleme - Manisa'da Balıkçı Teknesinin Alabora Olması
allenai/c4/00000/813
KÜRT ULUSAL HAREKETİNİN BUNALIMI | Düşün.Net 30 Ağustos, 15:42 Sosyalist hareketin 12 Marta karşı hamle olarak gerçekleştirdiği 72 Kızıldere ve 73 Vartinik hamlelerinin o tarihsel süreçlerde nüve halinde olan Kürt ulusal hareketinin silahlı mücadele biçimine dönüşmesinde hızlandırıcı bir etki yarattığı bugünkü ulusal hareket önderliği tarafından da kabul edilmektedir.Özellikle 73 Vartinik hamlesi hem 12 Marta karşı bir direniş hem de Kürt coğrafyasında silahlı mücadeleye dair yarattığı sempati ile önemlidir. Kürt köylülüğünün kendi coğrafyası dışında proleterleşmesi ve Kürt ticaret burjuvazisinin tarım kökenli tefeci- tüccar sermayesini temsil etmesi ulusal nitelikli bir hareketin başta köylü ve tarım sorunu olmak kaydıyla demokratik devrimin başlıca meselelerine çözüm üretebilecek bir siyasal perpektif geliştirebilmesini engellemektedir.Kürt coğrafyasının Orta Doğu dört farklı devlet coğrafyasına dağılmış niteliği, Orta Doğuda BOP gibi emperyalist projelerin Kürt kimliği ihmal edilerek gerçekleştirelebilirliğini olanaksızlaştırırken bu olgu Kürt ulusal hareketini emperyal projelere yedeklenme riskini sınıf dinamiklerinin de büyük toprak mülküyetinden köylülüğe kadar değişen çeşitliliği ile ciddi bir risk haline getirmektedir. Kürt ulusal hareketinin bugünkü önderliği Demokratik Konfedarilizm gibi üretim ilşkilerinin komprador karakteri ile hiç ilgilenmeyen ve yalnızca üst yapısal reformlarla yetinen siyasal projelerle bir nevi Kürt Kemalizmi denilebilecek bir siyasal perspektiften emperyalizmle yakınlaşma potansiyeli gösterirken, Orta Doğu coğrafyasında proleteryanın demografik zayıflığı ve kimlik çelişkilerinin belirleyici niteliği bu olasılığı daha da güçlendirmektedir. Söz konusu siyasal konjonktürde sol sosyalist hareket örneğin tarihsel olarak kendi sürecinde önemli bir aktivasyon yaratmış olan Vartinik hamlesinin bir tekrarı ile yetinemez.Vartinik hamlesi kendi tarihsel sürec,i için en doğru siyasal perpektifi temsil etmesine rağmen, bugün sol sosyalist hareketin bu hamleyi tekrar etmekle yetinmesi ne sosyalist hareketin kendi perspektifinden demokratik devrimin başlıca meselelerinde ilerleme sağlayabilmekte ne de Kürt ulusal hareketinin bunalımına çözüm olabilmektedir.Sol sosyalist hareket bugün Kürt ulusal hareketinin zaten yapabildiği perspektifleri zorlamak yerine yeni perspektifler yaratmayı denemeli ve batıdan yeni bir anti-faşist , anti- emperyalist cephe açarak hem Kürt ulusal hareketinin zayıf olan anti-emperyalist karakterini güçlendirerek onun BOP projesi dışında yeni siyasal perspektifler edinebilmesine destek olurken, diğer taraftan devrimci durumdaki dengesiz gelişmeyi batıdaki aktivasyonu güçlendirerek dengeleme stratejisini geliştirmelidir. Kürt ulusal hareketi içerde faşizme karşı yarattığı kitlesel direnişe karşın anti-emperyalist niteliği sınıfsal birleşenlerinin tutarsız karakteri nedeniyle yetersiz bir siyasal harekettir. Sol sosyalist hareket siyaseten Kürt ulusal hareketine yedeklenmek yerine onun ve kendisinin zayıf yönlerini güçlendirecek bir siyasal perspektif gerçekleştirebilyorsa olgun bir sosyalist hareket kimliğine bürünebilir.Ancak sol sosyalist hareketin batıdan yeni bir anti-faşist, anti- emperyalist cephe siyaseti ile hem Kürt ulusal hareketinin faşizme karşı mücadelesindeki yükünü hafifletebilmesi ve hem de Kürt ulusal hareketine bir anti-emperyalist perspektif yaratarak BOP projesi kapsamında boğularak emperyal siyasetlere yedeklenmesini engelleyebilmesi sol sosyalist hareketin bağımsız bir sınıf hareketi kimliğini yeniden kazanarak kimlik siyasetini terk etmesine bağlıdır.Sol sosyalist hareket kendisi çeşitli nedenlerle sıkıştığı kimlik siyasetinden bağımsızlaşmadan böylesi bir siyasal perspektifi gerçekleştirebilecek sınıfsal dinamikler yaratamaz.Kürt ulusal sorunun nihai çözümü, sorunun köylü sorunu ile iç içe karakteri ile Anadolu demokratik devriminin gerçekleşmesine bağlıdır.Kürt sorunu, tarihteki bir çok ulusal sorun gibi çözüm dinamikleri kendi coğrafyasında olan bir sorun değildir.Sorunun bu karakterinin en somut belgesi Kürt köylülüğünün kendi coğrafyası dışında Anadolu metropollerinde sanayi burjuvazinin olduğu bölgelede proleterleşme karakteridir. ERDOĞAN’IN 12 KORUMASINA ABD’DE TUTUKLAMA KARARI VERİLDİ
allenai/c4/00000/814
Cargill’in yazdığı şeker raporuna Sözcü ulaştı Cargill şeker fabrikalarının satışı sürecinde dahli olmadığı açıklamasını yaptıktan bir gün sonra Sözcü firmanın yazdığı rapora ulaştı. Ocak ayında yazılan raporda özelleştirme tavsiyelerinin verilmesi dikkat çekti. 14:30 - 1 Mart 2018 Hükümetin Şeker Kurulu'nu kapatıp hemen ardından da 14 şeker fabrikasını özelleştirme kararı almasında ABD'li nişasta bazlı şeker (NBŞ) üreticisi Cargill'in etkili olduğu iddia ediliyordu. Cargill, Şeker Kurulunun kapatılması ve şeker fabrikalarının özelleştirilmesine yönelik konularda müzakereye dahil olmadıklarını açıkladı. Ancak bu açıklamanın hemen ardından Cargill'in Ocak 2018'de yayımladığı kritik rapor ortaya çıktı. Raporunda kotaların kaldırılmasını, şeker fabrikalarının özelleştirilmesini ve kamunun yapacağı her türlü çalışmaya paydaş olarak katılmayı isteyen Cargill'e göre, özelleştirme halinde Türkiye daha hızlı büyüyecek, üretim, istihdam ve ihracat artacak, hükümet de daha fazla vergi toplayacak. Aynı raporda özelleştirme halinde, halen yüzde 10'la sınırlanan NBŞ üretiminin yüzde 50'lere yaklaşacağı da itiraf edildi. İLGİLİ HABER Dünya devinden şeker fabrikaları açıklaması Cargill, “Şeker Piyasası, Mevcut Durum ve Değerlendirme Raporu- Ocak 2018” isimli raporunda şeker üretimi, kotalar ve özelleştirme konusunda Türkiye'ye 3 farklı senaryo çiziyor. Şeker üretiminin büyük bölümünün kamunun elinde olduğu mevcut şeker piyasası için ‘Olabilecek en kötü durum' tanımlaması yapılan Cargill raporunda Türkiye'ye, ya kotaların tamamen kaldırılması, ya kamunun elindeki şeker fabrikalarının satılması ya da kotaların otomatik olarak arttırılarak NBŞ'nin önünün tamamen açılması şeklinde 3 farklı model önerildi. FABRİKALARI SATIN DAHA HIZLI BÜYÜRSÜNÜZ Cargill'in kendi ürettiği NBŞ'nin önünü açacak ve pancardan şeker üretimini önemli ölçüde azaltacak 3 önerisi arasında yer alan özellikle ‘Tam serbestleşme ve özelleştirme' senaryosu adeta bugünkü özelleştirmelerle örtüşüyor. Cargill'in raporuna göre, pancar fabrikalarının satılması halinde Türkiye daha hızlı büyüyecek, işsizlik azalacak, hükümetin vergi gelirleri artacak. İşte Cargill'in şeker fabrikalarının satılmasını istediği rapordaki kritik öneri ve tespitler: ** Bu modelde kota rejiminin bütünüyle kaldırılması ve kamu sermayeli Türkşeker'in elinde bulunan şeker fabrikalarının özelleştirilerek devletin bu alandan bütünüyle çıkması sonucunda ortaya çıkacak ekonomik gelişmeler ele alınmaktadır. ** Özelleştirme ekonominin büyüme performansı üzerinde pozitif bir etki yapacak, 2023 yılına kadar 32.7 milyar liralık reel büyüme etkisi, yüzde 0.1 ila 0.04 puan arasında bir reel büyüme hızı artışı sağlayacaktır. ** Özelleştirme sonrası verimlilik artışının da etkisiyle 2023 yılına kadar toplam 184 bin 513 kişilik ilave istihdam artışı olacaktır. **Bu dönüşümün ihracat katkısı 4 milyar dolar, kamuya vergi artışı sayesinde sağlayacağı ilave kaynak 1.8 milyar lira olacaktır. ** Kotaların kaldırılması ve özelleştirme halinde şekerin kilogram fiyatı 3.3 liradan 2023 yılında 2.1 liraya düşecektir. ÖZELLEŞTİRME NBŞ'YE YARIYOR Cargill'in raporuna göre, kotaların tamamen kaldırılıp şeker fabrikalarının özelleştirilmesi halinde, halen 980 bin ton kapasiteye sahip Türkiye'deki nişasta bazlı şeker (NBŞ) üretimi 700 bin ton artarak 2023 yılında 1 milyon 590 bine yükselecek. Sağlık Kurulu raporunda kısırlıktan kansere kadar bir çok alanda insan sağlığına zararlı olduğu belirtilen NBŞ, kota engeli nedeniyle bugün 260 bin ton civarında üretiliyor. Bu da toplam şeker üretiminin yaklaşık yüzde 10'una karşılık geliyor. Cargill'in önerisinin gerçekleşmesi, yani kotaların serbest bırakılıp pancar şekeri fabrikalarının özelleştirmesi halinde ise pancar şekeri üretimi 2.82 milyon tondan 3.28 milyon tona çıkacak, ancak NBŞ'nin pancar şekerine oranı yüzde 15'ten yüzde 48.5'e yükselecek. Dolayısıyla NBŞ, Türkiye şeker pazarının yaklaşık yarısını ele geçirmiş olacak. ABD büyüme Dolar Dünya Ekonomi Hükümet Sağlık şeker Sözcü Türkiye Son güncelleme: 14:32 01.03.2018
allenai/c4/00000/815
Koç Grubu şirketleri 1.2 milyar TL'lik ihale aldı Koç Holding ve Aygaz'ın ortak olduğu Entek Elektrik, Menzelet ve Kılavuzlu Hidroelektrik hidroelektrik santrallerinin özelleştirme ihalesini kazandı Koç Holding ve Aygaz'ın ortak oranda pay sahibi olduğu Entek Elektrik, Menzelet ve Kılavuzlu Hidroelektrik Santrallerinin 49 yıl süreyle işletme hakkının verilmesi ihalesini kazandığı kesinleşti. İhale bedeli 1.276.000.000 lira oldu. T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ilan edilen Menzelet ve Kılavuzlu Hidroelektrik Santrallerinin 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun Hükümleri çerçevesinde 49 yıl süre ile "İşletme Hakkının Verilmesi" yöntemiyle özelleştirilmesi ihalesi kapsamında gerçekleştirilen nihai pazarlık görüşmesi sonucunda, sermayesinde Şirketimizin %49,62, ana ortağımız Koç Holding A.Ş.'nin %49,62 oranında pay sahibi olduğu iştirakimiz Entek Elektrik Üretimi A.Ş. tarafından verilen teklif, en yüksek teklif olarak gerçekleşmişti. Söz konusu ihale sonucu, Rekabet Kurumu'nun ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun izni ile Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 05.12.2017 tarih ve 30261 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan nihai onayı sonrasında kesinleşmiştir. Etiketler : koç, aygaz, entek, menzelet, kılavuzlu
allenai/c4/00000/819
Bursa Haber - Engellilerden Başkan Şahiner’e ziyaret Sungurlu Engelli Bakım Merkezi’nde eğitim gören engelliler Belediye Başkanı Abdulkadir Şahiner’i makamında ziyaret etti.Engellileri kapıda karşılayan Başkan Abdulkadir Şahiner, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirirken, misafirlerine... 28 Ekim 2016 Cuma 13:50 Sungurlu Engelli Bakım Merkezi’nde eğitim gören engelliler Belediye Başkanı Abdulkadir Şahiner’i makamında ziyaret etti. Engellileri kapıda karşılayan Başkan Abdulkadir Şahiner, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirirken, misafirlerine saat hediye etti. Engelliler ise bakım merkezinin bahçe düzenlemesini yapan Sungurlu Belediyesi’ne teşekkür ettiler. İlçede engellilere yönelik yapacakları çalışmalarla bedensel engellerin çeşitli eksikliklerin, yetersizliklerin engelli kişi ve ailesi üzerindeki etkisini en aza indirecek fiziksel, çevresel ve sosyal ortamı sağlamayı hedefliyoruz diyen Başkan Şahiner, "Engelli kişileri, yaşamı sınırlı bireyler yerine; hayatın içinde olan, üretime katılan ve ihtiyaçlarını kendisi karşılayabilen, sosyal yaşam içinde kendisine yer edinebilen; bağımsız bireyler haline getirmek asli görevimiz olmaktadır" dedi. Yapacakları çalışmalar sayesinde önemli ilerlemeler kat ettiklerini dile getiren Şahiner, "Bugün itibariyle birçok konuda engelli vatandaşlarımıza düzenli hizmet vermekteyiz. Geldiğimiz noktayı yeterli görmüyor, daha iyisini yapmak için çalışmaya, üretmeye devam ediyoruz. Biliyoruz ki daha yapacak çok işimiz var" diye konuştu.
allenai/c4/00000/821
S-325. YAKIN MESAFELİ İSTANBUL VE ANKARA ÇIKIŞLI UMRE PROGRAMI DBL 6.469 SR TRP 6.282 SR QUA 6.094 SR Umre turumuzun fiyatı Dört kişilik odada kişi başı, 6.094 SR'dan başlıyor. Bu umre turumuzun başlangıç konumu MEDİNE olup başlangıç tarihi 07.03.2019 dir, 10.03.2019 tarihinde MEDINE - MEKKE ara geçiş yapıyoruz. Sizin için bu turda seçtiğimiz SARAYA SÜREYYA OTEL – MEKKE 3 YILDIZLI kategorisinde olup, AL BARAA MARMARA HOTEL ise EKONOMİK YÜRÜME MESAFELİ kategorisindedir. Son olarak umre turumuz 02.04.2019 tarihinde CİDDE ’a dönerek son buluyor. Diğer umre turları 'mız ve umre fiyatları 'mız için tıklayın. 23 GECE MEKKE
allenai/c4/00000/823
Ünlü iş adamı Fatih Oflaz'ın öz kızına cinsel istismar suçundan 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılması tüm Türkiye'de gündem oldu. Fatih Oflaz'ın kardeşi Esra Oflaz Güvenkaya da bir açıklama yaptı. Güvenkaya, 'Benim için öz kızının abime taciz davası açması bile korkunçtu ve üzüntümden Ocak ayında beyin kanaması geçirdim. Tüm dileğim ağabeyimin bu suçtan aklanması ve kızının böyle bir tacize uğramamış olması. Ama bu en ağır ve affedilmez suçu işlediyse ağabeyim ile tüm bağlarımı koparacağım' dedi. MTV, Eurosport gibi birçok eğlence ve tematik kanalın Türkiye temsilcisi olan Fatih Oflaz 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçtiğimiz günlerde 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme Oflaz’ı öz kızına yaklaşık 7 yıl boyunca cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle suçlu buldu. Sabıkasız olduğu için de cezasını 18 yıl 9 ay hapis olarak uygulanmasına hükmetti. Ancak denildiği gibi bu taciz olayı gerçekse, bu durumda en ağır cezayı çekmesi gerekir . Kalbim ne kadar dağlansa da bu suç kabul edilemez. Ve şayet bu en ağır ve affedilmez suçu işlediyse ağabeyim ile tüm bağlarımı koparacağımı tüm kamuoyuna bildiririm." Fatih OflazEsra Oflaz Mavi göz,sarı saç. 2018-07-19 18:48:11 ALNI SECDE GÖRENI DE GÖRDÜK.MESELA ENSAR VAKFI.BU SECDEYLE MECDEYLE GEÇİŞTİRİLMEZ.KARAKTER MESELESİ,VICDAN MESELESİ.7 YIL DILE KOLAY.ADAMDA VICDAN VE KARAKTER SÜRESİZ IZINDE. Laz 2018-07-19 17:57:02 Nasil bir gavatsin sen ....bunu hayvan yapmaz senin dna na kopek sicsin DOGAN 2018-07-19 17:57:24 ALLAH KORKUSU YOK ? YOK HASTAYMIŞ MIŞ TA YOK PİSKOLOJİ ÖYLE TARİF EDİYORMUŞTA YOK BÖYLE TARİF EDİYORMUŞTAFALAN FİLAN YOK DUYUNCA BEYİN KANAMASI GECİRMİŞ MİŞ TE ACIKCA SÖYLEYİN BİZ ALLAHI UNUTTUK HER NANEYİ YERİZ DEYİN YERİNİZ HAZIR ZAFİRAN YER ÇOK MERAK ETMEYİN SADECE ZAMAN VE AN NEKADAR ŞAŞIRACAKSINIZ ................................İŞTE O ANI BEKLEYİN. DOGAN 2018-07-19 18:02:52 ANLI SECDEYE DEGMEYEN DEN İFFET Mİ ARANIR NAMUS MU ARANIR HADİ ORADAN SEN DE DÖN ARKANA BAK NELER GÖRMEMİŞİN ŞİMDİMİ HAYIFLANIYORSUN........................... O AN YAKJIN KİM NE DERSE DESİN DÜNYA DÖNÜYOR . Alanyali Battal 2018-07-19 18:48:43 @DOGAN Hassiktir ordan gavat dogan.. Din ile iffetin ne alakasi var. Senin beynin sulanmis akepeli yobaz it.
allenai/c4/00000/827
Forum > Türkçe Edebiyat > Edebiyat > Mum Konulu Yazı Şiirler Resimler > Konusunu Oylayın.: Mum hakkında herşey Mum hakkında herşey Mumsema Mum hakkında herşey Artık mumlara biçimleri, kokuları ve renkleriyle sadece bir aksesuvar olarak bakılmıyor. İnsan psikolojisini etkilediğine dair cidde iddialar var. Efendimiz (sav)hakkında bilmediklerimiz ve Efendimizle ilgili herşey.... Yorum: Mum hakkında herşey bu mumları yapmak çok eğlenceli boş vakitleri değerlendirmek için güzel bir fırsat ayrıca bu işi ticarete döken ve bu işten kazananlarda vardır « Mum resimleri | Mum Yanınca Neden Geriye Bir Şey Kalmaz? »
allenai/c4/00000/828
Gebeliğin 30. Haftası - Hafta Hafta Gebelik Tabiki - Op. Dr. Banu AKÇAL 40 cm boy ve 1400-1500 gr ağırlığa ulaşmıştır. Kilo alınımı devam ederken, yağ dokusuda artmıştır. Braxton Hicks kontraksiyonları daha kendini hissettirir. Yüz yapısı artık normale en yakın kaş, kirpik, saçlar iyice belirginleşmiştir. Anne adayındaki ödem, yorgunluk, uyku bozukluğu artabilir. Tüm bunlar düzenli yürüyüşler, yoga ve sporlarla azalacaktır. Az kilo alıp bol sıvı tüketimi çok önemlidir. Tansiyon problemleri en sık bu haftalarda ortaya çıkmaya başlar.
allenai/c4/00000/835
14.11.2019 16:44 Özgür Eroğlu 4 Yazdır Yayıncılığını THQ Nordic'in Avusturya stüdyosu olan Embracer Group'un yaptığı geliştiriciliğini ise Experiment 101'in yaptığı Biomutant bir kez daha ertelendi. 2019'un sonunda çıkması beklenen yapım bir sonraki mali yıla ertelendi. Bir sonraki mali yıl ise Nisan 2020 ve Mart 2021 arasına denk geliyor. Uzun zamandır haber alınamayan oyunun erteleneceği aslında tahmin ediliyordu. Kıyamet sonrası açık dünya aksiyon rol yapma oyunu türündeki Biomutant, umarız bu ertelenmelerden etkilenmez ve tam bir oyun olarak çıkar. Aynı şekilde yayıncı şirket Embracer Group'un bir diğer oyunu Desperados 3'te ertelendi. Mimimi Games'in geliştiriciliğini yaptığı Desperados 3'te bir sonraki mali yıla ertelendi. Ayrıca yayıncı firma, şu anda 86 projenin üzerinde çalıştıklarını ve bunların 49'unun henüz açıklanmadığını da ekledi. Bu projelerin hepsi büyük yapımlar değildir elbet ancak içlerinde bizleri heyecanladıracak 2,3 tane projenin bulunduğunu söyleyebiliriz. Kaynak GamePressure Biomutant THQ Nordic Experiment 101 Terminator: Resistance Çıkış Fragmanı X019 Etkinliği Bitti, Tekrarı Buradan İzleyebilirsiniz Ağlayan bebe Mimimi'ye güvenim tam Biomutant ertelene ertelene bir hal oldu. Desperados'un betasından çok keyif aldım.Zaten bu sene çıkmayacağı belli gibiydi. Ben desperados 3 demiştim :) malumu olmadı ha yanlış anlamayın :D oyunlar da Q4 dönemi işaretlenmişse bir de çıkış tarihi yakın olmasına rağmen net değilse ertelenme ihtimali çok yüksek oluyor.
allenai/c4/00000/839
Abdulhamidin Valileri - İki Komite İki Kıtal Kafkas Yollarında Şu anda:Ana Sayfa » Blog » son okuduğum 2 kitap okuduğum son iki kitap osmanlı imparatorluğunun son dönemini konu alıyor. ilki DOÇ. DR. ABDÜLHAMİT KIRMIZI’nın ABDÜLHAMİD’İN VALİLERİ – OSMANLI VİLAYET İDARESİ 1895-1908 isimli kitabı. kitap modern bir merkezi devlete dönüşüm sericinde osmanlı imparatorluğunun taşra idaresinde yaşanan değişimi anlatıyor. kitabı okurken günümüzde de devam eden kimi bürokratik alışkanlıkların o günlerde de mevcut olduğunu görmek beni epey şaşırttı doğrusu. bu ilginç anekdotu, işin içine biraz da espri katarak bu kitaptan paylaşmıştım: titiz bir çalışmanın ürünü olan bu kitabı, yazarı değerli ağabeyim doç. dr. abdülhamit kırmızı bir istanbul seyahatimde görev yaptığı şehir üniversitesinde kendisini ziyaretim sırasında hediye etmişti bana. yalnızca kendi kitabını değil, AHMET REFİK ALTINAY’ın İKİ KOMİTE İKİ KITAL / KAFKAS YOLLARINDA isimli kitabını da hediye etmişti. benim için her yönüyle güzel bir gündü; hem birçok dostla bir araya gelmiş, hem de güzel kitaplarla tanışmıştım. okuduğum ikinci kitap olan İKİ KOMİTE İKİ KITAL / KAFKAS YOLLARINDA isminden de anlaşılacağı üzere aslında iki kitap. ama birbirlerini bütünlediklerini, bir dönemle ilgili ilginç gözlemleri içerdiklerini söyleyebiliriz. İKİ KOMİTE İKİ KITAL 1915 yılından alınan notlardan derlenmiş. o yılların eskişehir ve erzurumu’nu, dahası o şehirlerde yaşanan acıları, dramları, zulümleri, ızdırapları anlatıyor. KAFKAS YOLLARINDA da ise yazar mondros mütarekesi öncesinde bir grup yabancı gazeteciyle birlikte doğuya yaptığı bir inceleme seyahatine dair izlenimlerine yer veriyor. her iki kitabın da ilk baskısı 1919 yılında yapılmış ve kitaplar 1915-1918 yıllarını anlatıyor. zayıflayan devlet otoritesinin ve bir imparatorluğun ulus devlete dönüşüm sancılarının yol açtığı sorunlar yumağı ve yaşattığı acılar adeta kitabın sayfalarından taşıyor.
allenai/c4/00000/840