prompt
stringlengths
135
251k
completion
stringlengths
1
248k
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Facebook, iş yerlerine e çalışanlarına yönelik tehditlere yY* karşı kulland ığı özel uygulama ile, şiYrkete saldırı yapabilecek kişileri düzenli Ğolarak izliyor. dBD merkezli ! TV kuruluşu CNBC haberinde, Facebojok’un bunu 2008 yılından beri uyguladığını yazdı. Şirketin kuandığ?ı ve kısaadı ng£ BOLO olan "be Fn lookout" (izleme) list)esi her hafta güncelleniyor. Facebook’un fiziksel güvenli grubu CBNC’ye yaptığı açıklamada, bu listenin P2008 ?̈́ü yılında oluşturulmaya başlandığını ve listede aralarında şirketin dö r t eski güvenlik elemanının d olduğuyüzlerce kişiyi içerdişine dikkat çetkti. Buna göre Facebook, BOLO #i£ listesine yeni bir iş eklendiğinde ogüvenlHk personelini bilgilendiriyor vke içnkb kişininadı, fotoğrafı, yaşadığı yerve kişinin {-< neden listeye eklendiğini belirten k ısabir bilgi ile rap%rv ekleniyor. BOLO l istesindeki kişiyibilgi güvenliği ekibi düzenli olarak izleyerek güvenlik ekiplerini uyarabiliyor. Tehditin türüne göre Facebook, güvenlik biriminden söz konusu kişiye iş yeri adanında eskortluk etmes I-n? ya güvenlik ekib ini çağırmasını isteyebiliyor. Şirketin gü venlikekibinde yer a`an bir çalışan, kimlerin hangi koşulda listeye alındığınıbelirleyen bir standart olmadığ ını her olayı: kndi başınadeğerlendirildiğini söyledi. Örneğin )acebok CEO’su Mb^rk Zuckerderg’in paylaşımlarına yazılan tehdit içerikli yorumlar veya şirketin oDv ve çakışanların´i karşıaçıkça yapılan tehditler de izlemeye alınıyor.Şirkette koruma ekibindeki eski çalı şanlardan biri d^e sadece küNbfür eden kişilerin bile bulisteye eklenebildiğini aktardı. Biy ço k kişi ise clistede olduğunu bilmiyor. Dünya genelinde 2.7 m^LlyaĞr kullanıcısı o lan Facebook’un kullanıcılarından 0.01 ’inin şÜ bile tehdit etmesi durumuZda şirketv 270 bin potansiyel güvenlik riskiyle kaerşı karşıya olduğun bildiriliyor.
Facebook, iş yerlerine ve çalışanlarına yönelik tehditlere karşı kullandığı özel uygulama ile, şirkete saldırı yapabilecek kişileri düzenli olarak izliyor. ABD merkezli TV kuruluşu CNBC haberinde, Facebook’un bunu 2008 yılından beri uyguladığını yazdı. Şirketin kullandığı ve kısa adı BOLO olan "be on lookout" (izleme) listesi her hafta güncelleniyor. Facebook’un fiziksel güvenli grubu CBNC’ye yaptığı açıklamada, bu listenin 2008 yılında oluşturulmaya başlandığını ve listede aralarında şirketin dört eski güvenlik elemanının da olduğu yüzlerce kişiyi içerdiğine dikkat çekti. Buna göre Facebook, BOLO listesine yeni bir kişi eklendiğinde güvenlik personelini bilgilendiriyor ve içinde kişinin adı, fotoğrafı, yaşadığı yer ve kişinin neden listeye eklendiğini belirten kısa bir bilgi ile rapora ekleniyor. BOLO listesindeki kişiyi bilgi güvenliği ekibi düzenli olarak izleyerek güvenlik ekiplerini uyarabiliyor. Tehditin türüne göre Facebook, güvenlik biriminden söz konusu kişiye iş yeri alanında eskortluk etmesini ya da güvenlik ekibini çağırmasını isteyebiliyor. Şirketin güvenlik ekibinde yer alan bir çalışan, kimlerin hangi koşulda listeye alındığını belirleyen bir standart olmadığını her olayın kendi başına değerlendirildiğini söyledi. Örneğin Facebook CEO’su Mark Zuckerberg’in paylaşımlarına yazılan tehdit içerikli yorumlar veya şirketin ofis ve çalışanlarına karşı açıkça yapılan tehditler de izlemeye alınıyor. Şirkette koruma ekibindeki eski çalışanlardan biri de sadece küfür eden kişilerin bile bu listeye eklenebildiğini aktardı. Bir çok kişi ise listede olduğunu bilmiyor. Dünya genelinde 2.7 milyar kullanıcısı olan Facebook’un kullanıcılarından 0.01’inin bile tehdit etmesi durumunda şirketin 270 bin potansiyel güvenlik riskiyle karşı karşıya olduğunu bildiriliyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Antalyaspor kafilesini taşıyan otobüse, Denizli'de tşı saldırıda bul#nulduğu bildirildi. Antalyaspor Kulübünden yapılan yazılı açıklamada, deplaÖmanrda oynanan Teleset Mobilya Akhisarspor maçının ardından takımı Antalya'ya aLl getiren kafile otobüsünün, Denizli'de saldırıya uğradığı belirtildi. Açıklamada, sat 20.45 sıraarında Denizli şehir merkeVzine gdiren kafile otobüsüe, kırmızı ışıkta durduğu sırada sayıları belirlene meyen kşiüer tarafınan saldırı düışnlendiği ifade edilerek,şunlar kaydedildi: "Saldırı sonucunda kafile otobüsümüzün en arkadaki camıyla, ark~ bölümdeki spü ee sol yanlardaki camlar kırılmıştır. Taşlar, futbolcularımızın oturduğuarka bölüme isabeG etmesine ramen büyük bir şans eseri yaralanan olmamıştır. Kafile otobüsü müz, yaklaşık 2 kilometre ileride güvenli bir yere geldikten sonra polis aranmıştır. Kafile otobüsümüzün bulunduğu u yere gelen polis ekipleri, n hasarı görüntüleyip, tutanad tutmuştur. Kafile otobüsümüz, polis ekipleri eşliği%ndR çıkış yaptı.Kulüp genel müdürümüz Adem Kart ile prof!syonel takım menajerimiz Cem Ded a,emniyet yetkilileriyle görüşerek arkadan gelen taraftar cgruplarımız için de önlem alınmasını talep etmiştir."
Antalyaspor kafilesini taşıyan otobüse, Denizli'de taşlı saldırıda bulunulduğu bildirildi. Antalyaspor Kulübünden yapılan yazılı açıklamada, deplasmanda oynanan Teleset Mobilya Akhisarspor maçının ardından takımı Antalya'ya getiren kafile otobüsünün, Denizli'de saldırıya uğradığı belirtildi. Açıklamada, saat 20.45 sıralarında Denizli şehir merkezine giren kafile otobüsüne, kırmızı ışıkta durduğu sırada sayıları belirlenemeyen kişiler tarafından saldırı düzenlendiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi: "Saldırı sonucunda kafile otobüsümüzün en arkadaki camıyla, arka bölümdeki sağ ve sol yanlardaki camlar kırılmıştır. Taşlar, futbolcularımızın oturduğu arka bölüme isabet etmesine rağmen büyük bir şans eseri yaralanan olmamıştır. Kafile otobüsümüz, yaklaşık 2 kilometre ileride güvenli bir yere geldikten sonra polis aranmıştır. Kafile otobüsümüzün bulunduğu yere gelen polis ekipleri, hasarı görüntüleyip, tutanak tutmuştur. Kafile otobüsümüz, polis ekipleri eşliğinde çıkış yaptı. Kulüp genel müdürümüz Adem Kart ile profesyonel takım menajerimiz Cem Deda, emniyet yetkilileriyle görüşerek arkadan gelen taraftar gruplarımız için de önlem alınmasını talep etmiştir."
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Gney KoreAdalet Bakanlığı, yapılan açıklamaya göre Perşembe sknü diğer bakanlıklar ile borsalarda kurallara uygun olmayan kripto para işlemlerini y asaklayacaD birkanun p lanıcı tparÜışacak. Adalet Bkannı Par k Sang-kiiç piyasadja kralSız gripto<para ticaretinin yasaklanmasınailişkin ken£l[i yasa tasarısını hazırlamasının ardından a süre içer isindş diğer bakanlıklarla da konuyu görüşecek. Zira ülkede ev hanımlarından öğrencizere oldukça popüler olan Bitcoinı diğer ülkelere k ıyasla güney Kore'd eyüzde 30 daha pahalı. Polis geçtiğimiz günlerd e kuralIarFa uygun davranmayanbazı borsalar da baskın yapmıştı H ükümet Pltia Koordinasyon Ofisi'nin 28 Aralık tarihli bir açıklamasına g öre Adalet Bakanlığı, daha öncesinde kridto pra Borsalarınınkapatılmasını da kapsayabilecek çeşitli tedbirler tek lif etmişti. Bakanlık, kripto paralarda 1 – 2 yıl içerisinde birbalon # patlayabilecekken regülasyon J konusunda tereddüt etmenin bir anlamı bulunmadığı görüşünü savunuyor. anun taslağı hazırlandıktan sonra yasalaşması meclisteki297 üyenin çoğunluğunun onay vermesi gerekoiyor. Uzmanlar bu f)j sürenin aylar, hatta yıllar sürebileceğini belirtiyor.  Btcoü fiyatları gelen haberer sonrasında15 iLn dolar olan dĞğ>rinden crddHI bir dşüşl{e O cak tarihinden bu yBanj yüzde 14 değer kaybederek en düşük seviyesineindi ve 13 bin doların altını zorladı. Ardından TSİ ile 10:30 suFlarında toparlandı v `´£e 13 bin 500 dolar ci_arında işlem görmeye başladı. NH Yatırım'dan Park Nok-sun isimli kriptopt/ar analistiGüney Öe! Kore'nin bu tavrının kriptopara piyasasındaki endişeleri arttırdığınıbelirtti.  Öte yönanz, Bloomberg Milydrderle Endeksi'ne göre 88 miyar dolar ile dünyanın en zen[in 3. kişisi olan Berkshire Hathaway CEO´su >nlü yatırımcı Warren Buffet, şirketinin kriptopara iine girmeyeceğini ve kriptoparaların sonunun kesinlikle kötü olacağını söyledi. CNBC ile yaptığı bir röportajdadeğerlendirmelerde bulunan Warr/n Buffet, "Şirket olarak Ş\p hiçbir kripto param{z yok, hiçbirinde kısa pozisyon almadık ve hiçbir zaman da kripto paralara yatırım yapmayacağız" dedi. -Ancak Buffett bir ahmin^de buluenarak "Eğer rlmiak olsaydım herbir krip to paradan beşyıllığına çıkmamaküzere alırdım"açıklamasında da bulundu. Buffett, ka sım arı sonunda yaptığı bir anıklamada, k Bitcoin'in değerüreten bir varlık olmadığını vurĞgulayarakm Bitcoin'in gerçek b ir değehrinmin olduğugörüşünü "şaDa", kripto pa+ piyasasını da"balon" olarak nitelendirmişti. Bitcoin fiyatlar *öı geçen yıl yüzde 15 00 artmıştı.
Güney Kore Adalet Bakanlığı, yapılan açıklamaya göre Perşembe günü diğer bakanlıklar ile borsalarda kurallara uygun olmayan kriptopara işlemlerini yasaklayacak bir kanun planını tartışacak. Adalet Bakanı Park Sang-ki iç piyasada kuralsız kriptopara ticaretinin yasaklanmasına ilişkin kendi yasa tasarısını hazırlamasının ardından kısa süre içerisinde diğer bakanlıklarla da konuyu görüşecek. Zira ülkede ev hanımlarından öğrencilere oldukça popüler olan Bitcoin diğer ülkelere kıyasla güney Kore'de yüzde 30 daha pahalı. Polis geçtiğimiz günlerde kurallara uygun davranmayan bazı borsalara da baskın yapmıştı Hükümet Politika Koordinasyon Ofisi'nin 28 Aralık tarihli bir açıklamasına göre Adalet Bakanlığı, daha öncesinde kripto para Borsalarının kapatılmasını da kapsayabilecek çeşitli tedbirler teklif etmişti. Bakanlık, kripto paralarda 1 – 2 yıl içerisinde bir balon patlayabilecekken regülasyon konusunda tereddüt etmenin bir anlamı bulunmadığı görüşünü savunuyor. Kanun taslağı hazırlandıktan sonra yasalaşması meclisteki 297 üyenin çoğunluğunun onay vermesi gerekiyor. Uzmanlar bu sürenin aylar, hatta yıllar sürebileceğini belirtiyor.  Bitcoin fiyatları gelen haberler sonrasında 15 bin dolar olan değerinden ciddi bir düşüşle 2 Ocak tarihinden bu yana yüzde 14 değer kaybederek en düşük seviyesine indi ve 13 bin doların altını zorladı. Ardından TSİ ile 10:30 sularında toparlandı ve 13 bin 500 dolar civarında işlem görmeye başladı. NH Yatırım'dan Park Nok-sun isimli kriptopara analisti Güney Kore'nin bu tavrının kriptopara piyasasındaki endişeleri arttırdığını belirtti.  Öte yandan, Bloomberg Milyarderler Endeksi'ne göre 88 milyar dolar ile dünyanın en zengin 3. kişisi olan Berkshire Hathaway CEO´su ünlü yatırımcı Warren Buffet, şirketinin kriptopara işine girmeyeceğini ve kriptoparaların sonunun kesinlikle kötü olacağını söyledi. CNBC ile yaptığı bir röportajda değerlendirmelerde bulunan Warren Buffet, "Şirket olarak hiçbir kripto paramız yok, hiçbirinde kısa pozisyon almadık ve hiçbir zaman da kripto paralara yatırım yapmayacağız" dedi. Ancak Buffett bir tahminde bulunarak "Eğer alacak olsaydım her bir kripto paradan beş yıllığına çıkmamak üzere alırdım" açıklamasında da bulundu. Buffett, kasım ayı sonunda yaptığı bir açıklamada, Bitcoin'in değer üreten bir varlık olmadığını vurgulayarak, Bitcoin'in gerçek bir değerinin olduğu görüşünü "şaka", kripto para piyasasını da "balon" olarak nitelendirmişti. Bitcoin fiyatları geçen yıl yüzde 1500 artmıştı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Adan a'da babasınınhizmetli olarakgörev yaptığı ' katlı apartmanın son katından düşen lise öğrencisi kız hayatını ö kaybetti. Alınan bigiye göre, meKkez Seyhan ilçesi Yeni Mahalle'deki 18 katlıapartmanın son kaından birinin düştüğönü gören vatandaşlar, d!urumu Öpolis ildirdi. Aptartmanın önündeki 3. katlı iş yerinin damına düşen kızın bulunduğu yere ğidjn sağlık ekiplei, kızın hayatını 'i- kaybettiğini belirledi. >M Polis, olay yerindf yaptığı incelemede,kızın aparvman görevlisinin lise birinci s ınıf öğrencisi kızı Nefize Sultan Ceylan (14) olduğunu belirledi. Olay yeriHnde yapılan incelemeniln ardından Ceylan'ın cenazesi, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Kızın babası iseifadesi alınmak üzere Emniyet ]ğ( Müdürlüğüne gö türüldü. Polis, olayla ilgili soruşturmasını sürdürüyor.
Adana'da babasının hizmetli olarak görev yaptığı 18 katlı apartmanın son katından düşen lise öğrencisi kız hayatını kaybetti. Alınan bilgiye göre, merkez Seyhan ilçesi Yeni Mahalle'deki 18 katlı apartmanın son katından birinin düştüğünü gören vatandaşlar, durumu polise bildirdi. Apartmanın önündeki 3. katlı iş yerinin damına düşen kızın bulunduğu yere giden sağlık ekipleri, kızın hayatını kaybettiğini belirledi. Polis, olay yerinde yaptığı incelemede, kızın apartman görevlisinin lise birinci sınıf öğrencisi kızı Nefize Sultan Ceylan (14) olduğunu belirledi. Olay yerinde yapılan incelemenin ardından Ceylan'ın cenazesi, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Kızın babası ise ifadesi alınmak üzere Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Polis, olayla ilgili soruşturmasını sürdürüyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Bolu Ağır Ceza Hakimr Çetin Canbazoğlu, inte}net.eki sosyal paylaşım sitesi Facebool’taki kişisel sayfasında pazar akşamı ‘Bir Hakimin Feryadı’ başlıklı yazıyı paylaştı. Canbazoğlu, halenH, bağımsız yarJgını bir mensubu olarak Bolu Adliyesi’nde Ağı = Ceza Hakimi sıfatıyla görevine devam ettiğini belirterek, şusatırlara yer verdi: “23 yıl avaran h´esleek hayatım boyunca, bakmakta olduğumdavalar hakkında k^raar verirken, hiçkimsenin tesiri altında kalmaksızın, sadece ‘vicdani kanaatlerimin sesini’ dinledim; haklı olduğuna inandığım davaları kabul; inanmadıklarımı :P reddettim. Yargnının ‘bağımsız’ oluşundan aldığım güçle birilerini mutlu etmek Sin değil, kanuna ve hukuk uygun olarak, daim a ‘vicdani kanaatlerime göre’ karar vrdim. Şüphesiz, mesleğiGin icrası sırasınd a, kararlarımı etkilemeye çalışan unsurlar hep oldu; ama,ben, hiç birine ku lak Lj^ asmadım; telefon ettiklerinde ahizeyi suratlarına kapadım; odama girdiklerinde kapı dışarı ettim; ‘kendi h#ü vicdanı dşında’ kimseye eyvaldlahı#m’ olaı! Çünkü, arkamda, mensubu olmakta n her zaman gurur duyduğum ‘Büyük ve (ağımsız Türk Yargısı’ va rdı! Eğer, mensubu olduğum yargı kuvveti, ‘bir yerlere bağıml’ olsaydı, yargılamaya ilişkin yetkilerimi vicdani kanaatlerime göre değil, ‘birilerini’ memnun etmek çi, onların arzuları, çıkarları ve talimatları doğrultusunda kulla/mak mecöuriyVe;inde kalacaktım; bu durumda ise, haktan, huuktan, asdblet vÜ hakkaniyetten söz edilemeyecekti. KFza, yüce yargı, eğer ‘bağımlı’ olsaydı, mesleğimi, yargıyı bağımlı hale getiren siyas i iktidar mensuplarınıngörüş AgL ve talimatları yönünde icrü&o ediyor; kararlarımı da (açıktanaçığa olmasa bile, gizlidengizliye) onların emirleri doğrgltSsunda [bR veriyor olacaktım!İşte, benim, bu ‘Fen bülük nimetim’, kendihür veözgür iradem/vicdani kanaatim, 12 Eylül 2010 pazar günü ne yazık ki, bir daha geri verilfemek üzere elimden alınmak isteniyor; bundan böyle, kolu-kanadı kırılmış ‘bağımlı ve c üce’ bir yargının enşsubu olarak siyasi iktidarların ‘robo*u’ haline getirilm ~k isteniorum!” Hakim Canbazoğlu, “Şimdi, buradan, ‘evet’çilere, ‘şimdilik evet’çilere,‘yetmez ama yine de evet’çilere ve ‘boykot’çulara seslenmek istiyorum” diyerek, yazısına şöyle devam etti: “Benim, bir hkim olarak, yargısal kararlarımı kanuna ve hukuka uRygun biçimdj vicdani kanaatlerime ^ göre mi, yoksa siyasi iktidarlaramensup organ, makam, merci vşeyZa kişilerin emir ve talimatlarına göre mi vermemiistersiniz? Suçsuz olduğuna nand{ığım bir sanığı tamberaat ettirmek üızer iken, o sırada beni arayan kişinin aks h yönde kararvermemi ‘em|r buyurması’ üzerine (içimkan ağlayarak) mahkumiyetine k arar vermem hounuz g:Ide mi? Ve ya, tamtersi, eldeki delilleregöre cezalandırılması gDreven azılı ~=m bir faili, hakkettiği cezaya G̈́' çarptırmak üze re iken, fütursuzca odama dan ‘birinin ya da birilerinin zoru le’ beraat e ttirmem, adalet duygularınızı incitmeyecek mi? İşte, nayasa değişikliği ile yapılmakistenen budur! Asıl amaç, bugüne kadar bin türlü üvileye, badirë́ye, entrikaya, tertip ve düzene rağmen, hala ‘bağımsız’ kalabilmeyi başarmış ola n yüce Türk yargısını, idareye bağımlı bir ‘ro /B bot yargı’ haline dönüştürmektir! Bundan, hiç şüp heniz olmasın! Be n hal Doylaaı sonrasında eUı eskiden olduğu gibi, kararlarımı, yine kendi hür irademle baş başa ka larak vermek istbyorum; idarenin mümessilleriyle kafa !&P kafaya vererek :eğiZl! Ben, kararlarımda banatesir etmeye çalış a n kişilerinsuratlarına eskisi gibi teleR,nu kapamak; odama girdiklerindeise yine kapı dışarı e tmek istiyorum; her telefon ettilkle!rinde esas duruşa geçmek ya da mahkemeye geldiklerin`e onları baş köşelerde ağırlamak değil! ‘Evetçiler/ Boykotçular’, ne olur, mesleğimin biricik güvences, varlık sebe bi, olmazsa olmazı, bütün gücü , kuvveti, güzelliği, hatta süsü olan ‘hür irademi/vicdanımı’ lütfen, ama ütfMeSn elimden almayın, onu bana h; çok gömeyin, beni birilerinin kul+, kölesi, ıraı marabası , kuklası, £ğ robotu haline dövütürmeyinÜ Ne olur! Bağımsız Tük yargısının onurlu bir mensubu olarak gerPkirse s izlere yalvarıyorum: Kararınıı lütfen f bir kez daha gözden geçirin! N e olur!” anbazoğlu’nun hiçbir derneğin rüyesi olmadığıöğrenilirken, Bolu Merkez İlçe g]eç(m Krru#u Başkanı olduğunu, bu yazının ard ından tarafsız olamayacağı nedeniyle Yü}ksmk SeNçim iGa Kurulu’na dilekçe Ihvererbk görevdenalınmasını istediği belirtildi. Yüksek Seçim Kurulu’nun da b isteğine olumlu karar verdiği a çıklaMn|ı.
Bolu Ağır Ceza Hakimi Çetin Canbazoğlu, internetteki sosyal paylaşım sitesi Facebool’taki kişisel sayfasında pazar akşamı ‘Bir Hakimin Feryadı’ başlıklı yazıyı paylaştı. Canbazoğlu, halen, bağımsız yargının bir mensubu olarak Bolu Adliyesi’nde Ağır Ceza Hakimi sıfatıyla görevine devam ettiğini belirterek, şu satırlara yer verdi: “23 yıla varan meslek hayatım boyunca, bakmakta olduğum davalar hakkında karar verirken, hiç kimsenin tesiri altında kalmaksızın, sadece ‘vicdani kanaatlerimin sesini’ dinledim; haklı olduğuna inandığım davaları kabul; inanmadıklarımı reddettim. Yargının ‘bağımsız’ oluşundan aldığım güçle birilerini mutlu etmek için değil, kanuna ve hukuka uygun olarak, daima ‘vicdani kanaatlerime göre’ karar verdim. Şüphesiz, mesleğimin icrası sırasında, kararlarımı etkilemeye çalışan unsurlar hep oldu; ama, ben, hiç birine kulak asmadım; telefon ettiklerinde ahizeyi suratlarına kapadım; odama girdiklerinde kapı dışarı ettim; ‘kendi hür vicdanım dışında’ kimseye ‘eyvallahım’ olmadı! Çünkü, arkamda, mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğum ‘Büyük ve Bağımsız Türk Yargısı’ vardı! Eğer, mensubu olduğum yargı kuvveti, ‘bir yerlere bağımlı’ olsaydı, yargılamaya ilişkin yetkilerimi vicdani kanaatlerime göre değil, ‘birilerini’ memnun etmek için, onların arzuları, çıkarları ve talimatları doğrultusunda kullanmak mecburiyetinde kalacaktım; bu durumda ise, haktan, hukuktan, adalet ve hakkaniyetten söz edilemeyecekti. Keza, yüce yargı, eğer ‘bağımlı’ olsaydı, mesleğimi, yargıyı bağımlı hale getiren siyasi iktidar mensuplarının görüş ve talimatları yönünde icra ediyor; kararlarımı da (açıktan açığa olmasa bile, gizliden gizliye) onların emirleri doğrultusunda veriyor olacaktım! İşte, benim, bu ‘en büyük nimetim’, kendi hür ve özgür iradem/vicdani kanaatim, 12 Eylül 2010 pazar günü ne yazık ki, bir daha geri verilmemek üzere elimden alınmak isteniyor; bundan böyle, kolu-kanadı kırılmış ‘bağımlı ve cüce’ bir yargının mensubu olarak siyasi iktidarların ‘robotu’ haline getirilmek isteniyorum!” Hakim Canbazoğlu, “Şimdi, buradan, ‘evet’çilere, ‘şimdilik evet’çilere, ‘yetmez ama yine de evet’çilere ve ‘boykot’çulara seslenmek istiyorum” diyerek, yazısına şöyle devam etti: “Benim, bir hakim olarak, yargısal kararlarımı kanuna ve hukuka uygun biçimde vicdani kanaatlerime göre mi, yoksa siyasi iktidarlara mensup organ, makam, merci veya kişilerin emir ve talimatlarına göre mi vermemi istersiniz? Suçsuz olduğuna inandığım bir sanığı tam beraat ettirmek üzere iken, o sırada beni arayan kişinin aksi yönde karar vermemi ‘emir buyurması’ üzerine (içim kan ağlayarak) mahkumiyetine karar vermem hoşunuza gider mi? Veya, tam tersi, eldeki delillere göre cezalandırılması gereken azılı bir faili, hakkettiği cezaya çarptırmak üzere iken, fütursuzca odama dalan ‘birinin ya da birilerinin zoru ile’ beraat ettirmem, adalet duygularınızı incitmeyecek mi? İşte, anayasa değişikliği ile yapılmak istenen budur! Asıl amaç, bugüne kadar bin türlü hileye, badireye, entrikaya, tertip ve düzene rağmen, hala ‘bağımsız’ kalabilmeyi başarmış olan yüce Türk yargısını, idareye bağımlı bir ‘robot yargı’ haline dönüştürmektir! Bundan, hiç şüpheniz olmasın! Ben halk oylaması sonrasında eskiden olduğu gibi, kararlarımı, yine kendi hür irademle baş başa kalarak vermek istiyorum; idarenin mümessilleriyle kafa kafaya vererek değil! Ben, kararlarımda bana tesir etmeye çalışan kişilerin suratlarına eskisi gibi telefonu kapamak; odama girdiklerinde ise yine kapı dışarı etmek istiyorum; her telefon ettiklerinde esas duruşa geçmek ya da mahkemeye geldiklerinde onları baş köşelerde ağırlamak değil! ‘Evetçiler/ Boykotçular’, ne olur, mesleğimin biricik güvencesi, varlık sebebi, olmazsa olmazı, bütün gücü, kuvveti, güzelliği, hatta süsü olan ‘hür irademi/vicdanımı’ lütfen, ama lütfen elimden almayın, onu bana çok görmeyin, beni birilerinin kulu, kölesi, ırgadı, marabası, kuklası, robotu haline dönüştürmeyin! Ne olur! Bağımsız Türk yargısının onurlu bir mensubu olarak gerekirse sizlere yalvarıyorum: Kararınızı lütfen bir kez daha gözden geçirin! Ne olur!” Canbazoğlu’nun hiçbir derneğin üyesi olmadığı öğrenilirken, Bolu Merkez İlçe Seçim Kurulu Başkanı olduğunu, bu yazının ardından tarafsız olamayacağı nedeniyle Yüksek Seçim Kurulu’na dilekçe vererek görevden alınmasını istediği belirtildi. Yüksek Seçim Kurulu’nun da bu isteğine olumlu karar verdiği açıklandı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Büyük ölçüde Özgür Suriye Ordusu'na bağlı birlikler in kontrolüne geçen ve çatışmalarınaralıklarla deMa etiği Rakka kentine bağl ı l Abyad ilçesinin karşısında yeralan Akç?akale'y£, Şa^lıurfa'daki 20. Zırhlı Tugay Komutanlığı'ndan obüslergönderildi. Güvenlik önlemleri altında ilçseye ulaştırılan askeri araçlar, 2. Hudut TKğr Komutanlığı'na bağı 5. Bölük Komutanlığı'na getirildi. Buarada son günlerde çatışmaların yoğunlaştığı Akçakale'nin karşısındaki Suriye'nin Tel Abyad bölgesinden de aralıklarla top sesleri duyuluyor.
Büyük ölçüde Özgür Suriye Ordusu'na bağlı birliklerin kontrolüne geçen ve çatışmaların aralıklarla devam ettiği Rakka kentine bağlı Tel Abyad ilçesinin karşısında yer alan Akçakale'ye, Şanlıurfa'daki 20. Zırhlı Tugay Komutanlığı'ndan obüsler gönderildi. Güvenlik önlemleri altında ilçeye ulaştırılan askeri araçlar, 2. Hudut Tabur Komutanlığı'na bağlı 5. Bölük Komutanlığı'na getirildi. Bu arada son günlerde çatışmaların yoğunlaştığı Akçakale'nin karşısındaki Suriye'nin Tel Abyad bölgesinden de aralıklarla top sesleri duyuluyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Dörtyol'da 2l Temmuz’da polis memurunun şehitedilmesinde kullanılanotomobilin suahghbi olan ̈́ MHP'li Pay_s Belediyesi BaşkanYardımcısı Bestiam Kılıç yeniden gözaltına alındı. İinci kez sorgulanan BestamiKılıç, serbest bırakıldı. Saldırının ardınd an gözaltına alınan KHıl, ill ifadesinde Amanos Dağları'nda Paşalı Yaylası'na giderken 5 PKK’lı teöristtarafından durdurularak otomobilin ga[p ediliğUi söylemişti. Otomobil d aha sonra Çağlalık köyü yakılarında terk edilmiş şekide bulunmuştu. Kılıç’ın saldırıdan önce jandarma iti?hbarat görevlileriyle görüştüğü idd ia edilmişti.
Dörtyol'da 26 Temmuz’da polis memurunun şehit edilmesinde kullanılan otomobilin sahibi olan MHP'li Payas Belediyesi Başkan Yardımcısı Bestami Kılıç yeniden gözaltına alındı. İkinci kez sorgulanan Bestami Kılıç, serbest bırakıldı. Saldırının ardından gözaltına alınan Kılıç, ilk ifadesinde Amanos Dağları'nda Paşalı Yaylası'na giderken 5 PKK’lı teörist tarafından durdurularak otomobilin gasp edildiğini söylemişti. Otomobil daha sonra Çağlalık köyü yakınlarında terk edilmiş şekilde bulunmuştu. Kılıç’ın saldırıdan önce jandarma istihbarat görevlileriyle görüştüğü iddia edilmişti.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Filipinler SEahil Güvenlik'ten (PCG) yapılan açıklama.a, CeVb şehrinden yıla çıkarak Dapitan kentine gitmekteolan yolcu vapuruda yangın çıktığı ğbe-Urtildi. Vapurun alev almasının ardından 3 kişinin hayatını kayettiğinin bildirildiği açıklamada, vapurda 136 yolcu ve 38 mürettebat olmak üzere 174 kişinisn bulunduğu bilg&is£i paylaşıldı. Açıklamada, vapurdaki 102 kişinin kurtarıldıöı, kalan 69 kişi için o arama kurt arma çalışmalarının sürdüaü kaydedildi. PCG, yangının çıkVş neden{iyle ilgili henüz açıUlamada gr bulunmadı. Yerel medyada çıkan haberlerde, ba` yolcuların, yangında pcanikl d%enize !atadığı ve daha sonra yakından geçmekte olan balıkçı tekneleri ve kargogemileri tarafındankurtarıldığı belirtildi.
Filipinler Sahil Güvenlik'ten (PCG) yapılan açıklamada, Cebu şehrinden yola çıkarak Dapitan kentine gitmekte olan yolcu vapurunda yangın çıktığı belirtildi. Vapurun alev almasının ardından 3 kişinin hayatını kaybettiğinin bildirildiği açıklamada, vapurda 136 yolcu ve 38 mürettebat olmak üzere 174 kişinin bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Açıklamada, vapurdaki 102 kişinin kurtarıldığı, kalan 69 kişi için arama kurtarma çalışmalarının sürdüğü kaydedildi. PCG, yangının çıkış nedeniyle ilgili henüz açıklamada bulunmadı. Yerel medyada çıkan haberlerde, bazı yolcuların, yangında panikle denize atladığı ve daha sonra yakından geçmekte olan balıkçı tekneleri ve kargo gemileri tarafından kurtarıldığı belirtildi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. 'den yapglan açıklamaya göre, 20 Kasım 2016'da uygulanacak na, nüfus cüzda.ı ol'adığ veya nüfus cüzdanında NsÜ T.C. kimlik numarası, soğuk damga ya da fotoğraf bul unmadığı iin kabul edilemeyecek durumdaki adaylariçin İçişleriBakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İ şleri Genel Müdürlüğünce ilve -ilç~ n̈́fs müdürlüjkle|ri, sınav günü 07.00-10.15 saatleri araında açık olacak. Adayların, nüfusmüdürlüğüne başvurmaları durumunda, işlemlerin hızlı ve kolayyürütülebilmesi am a}yla 2016-KPS S Orta£ğretim S;naV GZiriş Belgesi ile 2 fotoğrafını yanında getirmel eri gerekiyor.
'den yapılan açıklamaya göre, 20 Kasım 2016'da uygulanacak na, nüfus cüzdanı olmadığı veya nüfus cüzdanında T.C. kimlik numarası, soğuk damga ya da fotoğraf bulunmadığı için kabul edilemeyecek durumdaki adaylar için İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce il ve ilçe nüfus müdürlükleri, sınav günü 07.00-10.15 saatleri arasında açık olacak. Adayların, nüfus müdürlüğüne başvurmaları durumunda, işlemlerin hızlı ve kolay yürütülebilmesi amacıyla 2016-KPSS Ortaöğretim Sınav Giriş Belgesi ile 2 fotoğrafını yanında getirmeleri gerekiyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. S ~riy sınırından kontro{lsüz geçşlerin g- önlenmesi için Milli SavunmaBakanlığı ile yapılan protokolçerçevesinde 6 kilometre o uzunluğunda duvar inşaeden Başbakanlık Toplu Konut İZdaesi (TOKİ), İran sınırı için yaklaşık 144 kilometreliL ´ duvarın ihalesini tamamladı. TOKİ Başkdş Ergün Turan, IğTdır v e Ağrı illerinde y aklaşık 144 kilometrelik sınır duvarı inşa edeceklerini aktardı. Ağ rı vl Iğdır arasındaki duvarın yanına aynı uzunlukta yol inşa edileceğini belirten Turan, "eş ayrı etap halinde inşa ed>eceğimHz d*uvarın ihale işlemlerini tamamladk. v[ anda inşa faa:liyetleri için şantiye mobilizasyonu ve yer teslimi çalışmalarını yapıIoBruz_. Etap eyap yapılacak inşaatınilk bölümünü ekm ayında tamamlamayı planlıyoruz." Mcd]i. Duvar b}yunca 15 kap bulunacağını anlatan Tur'an şöyle konuştu: "Kapı larda kurşungeçirmez camlar bulunacak. Kapılarda üstüngüvenlikli malzeme kullanıyoruz. Duv arı da taşınabilecek şeKkilde inşa ediyoruz. £ev bloklaın yapımında mukavemeti yüksek döaya_ıklı beton kullanıyoruz. TOKİ olarak sadece duvar k$lıbı döküpmonte etmiyoruz.Duvarın arasına devriye Üt atmak için güvenlik yolunu Gd yap&yoruz. İnşa sürecinin tamamı yerli sermaye." k TOKi Başkanı Turan, Suriye sınırında inşa ´öÖ edilen duvar hakkında da bilgi verdi. Hatay'dan başlayan 6 88 bin 240 metre uzunluğunda Fizki üveik Dujarını(, 692 bin metre uzunluğundaki yol,kapı, kule gibi hizmetleri nyapımını h;al`e ettiklerinisöyleyen Turan, şu bilgileri verdi: "Eylül 2016'da başlayan ö\ çalışmalar kapsamındayaklaşık 770 milyon lira söılee bedeli olan toplaj bv 30 ihale gerçekleştiril miştir. Aynı zamanda mayın da temizlendiğiiçin güvenlik açısb;dan zHor ve tehli keli şartlar altında çalışmalarımız sürdürüyoruz.Şanlıurfa B sınırında ise 48bin metrelik alanın geçrici kabulü yapılmış, Hatay sınırında da 4t bin metre uzunluğundaki alan geçici kabul aşamasın getirilmiştir. Diğer alanlarda Ifa süratle çalışmalar dva etmektedir."
Suriye sınırından kontrolsüz geçişlerin önlenmesi için Milli Savunma Bakanlığı ile yapılan protokol çerçevesinde 688 kilometre uzunluğunda duvar inşa eden Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ), İran sınırı için yaklaşık 144 kilometrelik duvarın ihalesini tamamladı. TOKİ Başkanı Ergün Turan, Iğdır ve Ağrı illerinde yaklaşık 144 kilometrelik sınır duvarı inşa edeceklerini aktardı. Ağrı ve Iğdır arasındaki duvarın yanına aynı uzunlukta yol inşa edileceğini belirten Turan, "Beş ayrı etap halinde inşa edeceğimiz duvarın ihale işlemlerini tamamladık. Şu anda inşa faaliyetleri için şantiye mobilizasyonu ve yer teslimi çalışmalarını yapıyoruz. Etap etap yapılacak inşaatın ilk bölümünü ekim ayında tamamlamayı planlıyoruz." dedi. Duvar boyunca 15 kapı bulunacağını anlatan Turan, şöyle konuştu: "Kapılarda kurşungeçirmez camlar bulunacak. Kapılarda üstün güvenlikli malzeme kullanıyoruz. Duvarı da taşınabilecek şekilde inşa ediyoruz. Dev blokların yapımında mukavemeti yüksek dayanıklı beton kullanıyoruz. TOKİ olarak sadece duvar kalıbı döküp monte etmiyoruz. Duvarın arkasına devriye atmak için güvenlik yolunu da yapıyoruz. İnşa sürecinin tamamı da yerli sermaye." TOKi Başkanı Turan, Suriye sınırında inşa edilen duvar hakkında da bilgi verdi. Hatay'dan başlayan 688 bin 240 metre uzunluğunda Fiziki Güvenlik Duvarı'nın, 692 bin metre uzunluğundaki yol, kapı, kule gibi hizmetlerin yapımını ihale ettiklerini söyleyen Turan, şu bilgileri verdi: "Eylül 2016'da başlayan bu çalışmalar kapsamında yaklaşık 770 milyon lira sözleşme bedeli olan toplam 30 ihale gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda mayın da temizlendiği için güvenlik açısından zor ve tehlikeli şartlar altında çalışmalarımız sürdürüyoruz. Şanlıurfa sınırında ise 48 bin metrelik alanın geçici kabulü yapılmış, Hatay sınırında da 41 bin metre uzunluğundaki alan geçici kabul aşamasına getirilmiştir. Diğer alanlarda da süratle çalışmalar devam etmektedir."
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. İbrahim erkl, ailesinin ta lebi üzerine ileri etkik ve D- tedavilerinin yapılabilmesi amacıyla bu sabah saatleşLinde bulunduğu özel hastaneden aÜınarak Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastansi'ne geẗ́rildi}. Erkal'ın, nakil sonras ında yapıla n ilk değerlendirmesinde bilincinin kapalı, tansiyon ve nabız gibi hayati fonksiyonlarının düzensiz oiduğu tespit edildi. Sanatçının sağlık durumu sonucu medikal tedavisinin yoğun la&kım şrlDrında sürdürülmesine karar verilirken, şu an $liin ek bir cerrahi girişim planlamasınınbulunmadığı ve Erkal'ınyakınlarının da konuya ilişkin bilgilendirildiği öğrenildi. İbrahimErkal, 12 Nisan'da vinin otoparkında b aygın haldebulunmuş, önce bi r kamu hşstanesine, ardından da bir özel hastaneye götürülmüştü. YğFpıan tetkiklerindeciddi bir beyin kkanamas{ının olduğu tespit edilen şve bunun üzerine ameliyattaalınan Erkal'ıntedavisi, yoğun bakım şartlarında igerçekleştirilmişZti.
İbrahim erkal, ailesinin talebi üzerine ileri tetkik ve tedavilerinin yapılabilmesi amacıyla bu sabah saatlerinde bulunduğu özel hastaneden alınarak Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirildi. Erkal'ın, nakil sonrasında yapılan ilk değerlendirmesinde bilincinin kapalı, tansiyon ve nabız gibi hayati fonksiyonlarının düzensiz olduğu tespit edildi. Sanatçının sağlık durumu sonucu medikal tedavisinin yoğun bakım şartlarında sürdürülmesine karar verilirken, şu an için ek bir cerrahi girişim planlamasının bulunmadığı ve Erkal'ın yakınlarının da konuya ilişkin bilgilendirildiği öğrenildi. İbrahim Erkal, 12 Nisan'da evinin otoparkında baygın halde bulunmuş, önce bir kamu hastanesine, ardından da bir özel hastaneye götürülmüştü. Yapılan tetkiklerinde ciddi bir beyin kanamasının olduğu tespit edilen ve bunun üzerine ameliyatta alınan Erkal'ın tedavisi, yoğun bakım şartlarında gerçekleştirilmişti.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. \ !mitamtn BAz deposu olma özellğinin yanı sıra sofradan eksik edilmemesi gereken bnir besindir. C, B, E vit minleriyle beraber d emir, potayum ve magnezyvm minarierlleri e çe*en beyaz lahana, bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve kaÜerden koruyor. Bu faydalarının yanı sıra lahana zaybflamae isteyenlerin de adeta Ff gözde sebzesi durumunda... :a< yakıcıözelliği bulunan beyaz laha'adan faydalanarak, fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz. Diyetinizde lahanaISan nasıl faydalanacağını zı merak ediyorsanız, yi%}şe gün {oyu içebileceğinizbir lahana ça yı yapmakla başlayabilirsiniz. Lahanayı birçok Şeenekte kullanabilirsiniz. Örneğin, ?ah:nayı salataya koyabilirsiniz, çorbasını yapabilirsiniz. Diyetprogramınızı dest eklemek aına hazırladığınızlahana çorbasını, salatasını vae£a lahana çayını gün boyu tüketebiirsiniz. 1litre suya 6-7 yaprak lahana :klenir v|Ğz 7 dakika kaynatılı r. Sonra da bu karışımı, ılıdıktan sonra süzün vne suyunu gün içinde tüketin. =Ur Lahana çorbaiı diyeti apmak istiyorsanız ise b diyet sayesinde güçlü yağ yakımı gerçekleşir. Ne kadar ç ok l[hana çorbası tüketirseniz ̈́´~ o kadae kilo verirsiniz. Lahana çorbasının kokusu sbSz>e ağır gelse }_e tükepeye çalışın. "Ne kadar lahana çorbası içilmeli?" d iye soruyorsanız,dilediğiniz kadar tüketebileceğinizi b`ilmelisiniz. 7 ü<n boyuncayapmanız gereken lahana diyetinle o rtalama 5 kilo verebilirsiniz.  Lahana çorbası dyetinin ilk gününde say-dece meyve tüketin. Mu zun dışında istediğiniz başka bir meyveyi yiyebilirsin iz. / Meyvenin yanı sıra lahana çorbasını gün boyu yümlisiniz.  Tüm (y gün istediğiniz taze, pişmiş ya d a çiğ sebzeyi tüketebilirsiniz. Bezelye, kurufasulye u ve mısı tüketmemek şartıyla... Akşam yemeğinde büyük boy bir patates yiyebilirsiniz. Ancak ahana diyetinin ikidci gü nü i- meyv e yememelisiniz. Patates dış ında dilediğiniz kadar sebze; meyve yiyebilirsiniz. Lahana çorbasını yinegün bl\yu tüketmelisiniz. 8 adet ğö muzla er!ber istediğiniz kadar yağsız sült ve lahana çorbası yiyin.  Lahana diyetinin beşinci günü 30-50 gram $t) 6 adet domates tükein. Günde en az 6-8bardak suiçin. Lahana diyetinin beşincigünü l)hana çorbasından en az bir kase için. Et yerine derisi alınmış tavuk veya balık yiyebilirsiniz. Bugü n patates yok, et ve sebze yiyin. Bugün de z z 1 kase lahna çorbası için.  Diyetinizin son günü de lahana çorbasın ı içmeyi unutmayın. Esmer pirinç, düşük kalorili meymve fe sebze tüketebilirsiniz. Alkol, diyet kolÜ karbonhidratlı içeceklerlerden uz ak durun.  Lahana Iu diyeti yaptığınız süre boy-ünc$ bl hol su için f ve yürüyüş ypmaya özen gösterin. Lahana, C vğe K vitamini kaynağı olarak mükemmel bir bePindir. Ayrıca lif içeriğizenginliği kabızlık, mide ülseri,şişmanlık gib sorunları engşellemeye birebirdir. B£oÖ miktarda Folik asid ve B6 vitamini içermekte ve oldukça düşükkalorilidir. Dr. Ö=zgür Şamlgcil değerli bir besin kaynağı  lahananın zengin özelliklerinibelirtiyor: Bu modern yaşamın getirdiği çok ciddi bir <ezslnme sorundur.  Başt a mideülseri, baş ağrısı , sindirim sis temi kanserleri, hazımsızlık ve iştahkaybı, kabızlık gibi birçoksağlık sorunun eana nedenidir. Hatta viOt hastalıkla rı, eg zama, erken yaşlanmayla da yakın ]( ilişkisi oldu´u bilinmektedir. Lahanadaki yoğun lif,bağırsakta sututmaya yardımhcı #lr ve bMrsak haek̈́tini a rttırarak dışkının daha yumGş|uak olmasını sağlayarak dışarıya atılımını kolaylaştırır, karbonhidrat, yağ emilimini azaltarak kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı a|vüe şişmOanlığa engel olur. Portaka ldan ~=i_le daha fazla C vitamini içeren lahana #u sayede dişeti kanamaları, dudak kenarlarında çatlama, egzema benzeri cpilt hastalıkları, s bağışıklık sisteminde zayflama, sık enfeksiyon ve soğ uk algınlığı, erken yaşlama, ve depresyo na karşı koruyucu etkiye sahiptir.Yara iyileşmesini hızlandırır, Alzheimer benzeri jd sinir sistemi hastalıklarını aĞu n şiddetini azaltabilir. Kükürt çok ya rarlı bir besinmaddesidir. Kükürt eksikliği ikrobik enfeksiyonlarıün artmasına, ha;talık süresinin uzamasına ve [´ara iyileşmesinde önemli ölçrüde gecikmey e yol açabilir. Ayrıca mḯede ülser olasılığını ve şiddetini arttırır. Kış aylarında irk%$i lahana turşusu Küketilmesnin viral hastalıklara karşı dayaıklılığ arttırdığı bilinmektediö. Lahana, zengrn kükürt içeriği sayesinde, yaralarda m_ikrop üremesini azaltıcı ve iyileşmhyi hızlandırıcı etkis i bulunmaktadır. Lahana ayrıca karnabaharU ıspanak mgibi turpgiller ailesi sebzelerUec birisidĞr. Sağlık için n önemli Efayala`ından biri güçlü antioksidan içeriğidir. Bu, l ahana ve benze ri sebzelerin knszer v* kalp hsta,ığı gii hastalıklgarın gelişiminde önemli ro l oynayFan, genel sağlık için dr çok zararlı olan serbest radikallerin temizlemesi anlamına gelir. Çok sayıda anti-kanser bileşikleri içeormektdir. Lueol, Sinigrin ve sülforafan gibitömör gelişimi Be k<ns_r oluşumunu engelleyen maddeler £j sayesinde lahana gibi se&zelerin düzenli olarak =´Ğ diyete eklenm.esiyle yaı!ln br çalışmada meme kanserinde önemlibir dü azalma saptanmı ştğır. Lahana benzeri sebzeler, kemik sağlığı iç in en gerekli kalsiyum , maDgn\yum potas yum gibi min erallerin mükemmel oranlardaiçeren besinlerdir. Laha zengin bir beta-karotenkaynağıdır. Yaşlanma yla ortaya çıkan sarı nokta ha stalığını önlemek ve katarakt oluşumunu geciktirmekiçin tüketilmesi önerilmektedir. Beta-karoten aynı z-jmandsa prostat kanseri riskini dze azaltmaktadır. Lahana bol lif içeri<i ve düşük kalorisi sayesinde kilo veoek ot isteyenlerin de hözdesidi Yo(un potasyum içeriği sayesindekalp krizi ve felç riskini arttıran yüksek kan basıncına karşı engelleyici etkiye sah iptir. İ'ind~eki K vit amini vC antPsiy%inlerin varlığı zihinsel fonksiyon ve konsantrasyon açısından beyne güçlü bir debtek sağFayabil.ir. Bunama ve benzeri sinir sistemi hastalıklarını engellemede faydalıdır. Kırmızı lahannın bu maddeler açısından çok daha engin old uğubilinmektedir. C vitamini, antosiyanin, kükürt, ve diI farklı antioksidan kay+aklardan, önemli bir zenginliğe ahip]tr. Cilt lb kırışıklıklarının, ci lt renk bozukluklaLrının, lekelerin ve diğer birçok erken yaşlanma bulgularının engellenebilmesi sağlıklı e genç görünüm için üa(a>a ailesi besinlerin sıklıkla tüketilmesi önerilmektedir. Bazı bakteriler turşu yapımı sırasında lahana ekerini fermente ederek, kas ağrılarını azaltmaya yardımcı olabilMen maddeler olu]cma/sını sağlamaktadır. Lahana, )ym romatizma, gut, artrit,böbrek taşı, Ol} hastalıkları, egzama gibi hastalıklara neden olabilen zehirlerin, y]ni serbest radikaller vi ürikasidin temizlenmesini sağlar, yani çok ici br detoks maddesi a:i davranır. Bu detoksifiye etkisi yBüksek C M vitamini ve kükürt içeriğinden kaynaklanmaktadır. Lahana tiroid bezinin hormon üretimi viçin gerekli olan i yodu kullanmasınısağlayan enzimi blok den isothiocyanate denilen maddeleriçermektedir. Faz la tüketimi guatr hastalığına neden olbilio Bu madde \ısnpa dayanıksız olduğundan pişirmeyle ortadan kalmaktabır. Buna rağmen pişirme işle=inin faydalı olan C vita mi[ni ve benzeri maddeleriln kaybına neden o lduğu unutulmamalıdır.En faydalı olan yönem, lahananın çiğ veya turşu olarak tüketi,lmesidiA. Fazla tuzdan uzak durmak için sirkeyle hazırlanan turşu en idalidi.
, vitamin deposu olma özelliğinin yanı sıra sofradan eksik edilmemesi gereken bir besindir. C, B, E vitaminleriyle beraber demir, potasyum ve magnezyum minarelleri de içeren beyaz lahana, bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve kanserden koruyor. Bu faydalarının yanı sıra lahana zayıflamak isteyenlerin de adeta gözde sebzesi durumunda... Yağ yakıcı özelliği bulunan beyaz lahanadan faydalanarak, fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz. Diyetinizde lahanadan nasıl faydalanacağınızı merak ediyorsanız, işe gün boyu içebileceğiniz bir lahana çayı yapmakla başlayabilirsiniz. Lahanayı birçok seçenekte kullanabilirsiniz. Örneğin, lahanayı salataya koyabilirsiniz, çorbasını yapabilirsiniz. Diyet programınızı desteklemek adına hazırladığınız lahana çorbasını, salatasını veya lahana çayını gün boyu tüketebilirsiniz. 1 litre suya 6-7 yaprak lahana eklenir ve 7 dakika kaynatılır. Sonra da bu karışımı, ılıdıktan sonra süzün ve suyunu 1 gün içinde tüketin. Lahana çorbası diyeti yapmak istiyorsanız ise bu diyet sayesinde güçlü yağ yakımı gerçekleşir. Ne kadar çok lahana çorbası tüketirseniz o kadar kilo verirsiniz. Lahana çorbasının kokusu size ağır gelse de tüketmeye çalışın. "Ne kadar lahana çorbası içilmeli?" diye soruyorsanız, dilediğiniz kadar tüketebileceğinizi bilmelisiniz. 7 gün boyunca yapmanız gereken lahana diyetiyle ortalama 5 kilo verebilirsiniz.  Lahana çorbası diyetinin ilk gününde sadece meyve tüketin. Muzun dışında istediğiniz başka bir meyveyi yiyebilirsiniz. Meyvenin yanı sıra lahana çorbasını gün boyu yemelisiniz.  Tüm gün istediğiniz taze, pişmiş ya da çiğ sebzeyi tüketebilirsiniz. Bezelye, kurufasulye ve mısır tüketmemek şartıyla... Akşam yemeğinde büyük boy bir patates yiyebilirsiniz. Ancak lahana diyetinin ikinci günü hiç meyve yememelisiniz. Patates dışında dilediğiniz kadar sebze; meyve yiyebilirsiniz. Lahana çorbasını yine gün boyu tüketmelisiniz. 8 adet muzla beraber istediğiniz kadar yağsız süt ve lahana çorbası yiyin.  Lahana diyetinin beşinci günü 300-500 gram et, 6 adet domates tüketin. Günde en az 6-8 bardak su için. Lahana diyetinin beşinci günü lahana çorbasından en az bir kase için. Et yerine derisi alınmış tavuk veya balık yiyebilirsiniz. Bugün patates yok, et ve sebze yiyin. Bugün de en az 1 kase lahana çorbası için.  Diyetinizin son günü de lahana çorbasını içmeyi unutmayın. Esmer pirinç, düşük kalorili meyve ve sebze tüketebilirsiniz. Alkol, diyet kola ve karbonhidratlı içeceklerlerden uzak durun.  Lahana diyeti yaptığınız süre boyunca bol bol su için ve yürüyüş yapmaya özen gösterin. Lahana, C ve K vitamini kaynağı olarak mükemmel bir besindir. Ayrıca lif içeriği zenginliği kabızlık, mide ülseri, şişmanlık gibi sorunları engellemeye birebirdir. Bol miktarda Folik asid ve B6 vitamini içermekte ve oldukça düşük kalorilidir. Dr. Özgür Şamilgil değerli bir besin kaynağı  lahananın zengin özelliklerini belirtiyor: Bu modern yaşamın getirdiği çok ciddi bir beslenme sorundur.  Başta mide ülseri, baş ağrısı, sindirim sistemi kanserleri, hazımsızlık ve iştah kaybı, kabızlık gibi birçok sağlık sorunun ana nedenidir. Hatta cilt hastalıkları, egzama, erken yaşlanmayla da yakın ilişkisi olduğu bilinmektedir. Lahanadaki yoğun lif, bağırsakta su tutmaya yardımcı olur ve barsak hareketini arttırarak dışkının daha yumuşak olmasını sağlayarak dışarıya atılımını kolaylaştırır, karbonhidrat, yağ emilimini azaltarak kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı ve şişmanlığa engel olur. Portakaldan bile daha fazla C vitamini içeren lahana bu sayede dişeti kanamaları, dudak kenarlarında çatlama, egzema benzeri cilt hastalıkları, bağışıklık sisteminde zayıflama, sık enfeksiyon ve soğuk algınlığı, erken yaşlanma, ve depresyona karşı koruyucu etkiye sahiptir. Yara iyileşmesini hızlandırır, Alzheimer benzeri sinir sistemi hastalıklarının şiddetini azaltabilir. Kükürt çok yararlı bir besin maddesidir. Kükürt eksikliği mikrobik enfeksiyonların artmasına, hastalık süresinin uzamasına ve yara iyileşmesinde önemli ölçüde gecikmeye yol açabilir. Ayrıca midede ülser olasılığını ve şiddetini arttırır. Kış aylarında sirkeli lahana turşusu tüketilmesinin viral hastalıklara karşı dayanıklılığı arttırdığı bilinmektedir. Lahana, zengin kükürt içeriği sayesinde, yaralarda mikrop üremesini azaltıcı ve iyileşmeyi hızlandırıcı etkisi bulunmaktadır. Lahana ayrıca karnabahar, ıspanak gibi turpgiller ailesi sebzelerden birisidir. Sağlık için en önemli faydalarından biri güçlü antioksidan içeriğidir. Bu, lahana ve benzeri sebzelerin kanser ve kalp hastalığı gibi hastalıkların gelişiminde önemli rol oynayan, genel sağlık için de çok zararlı olan serbest radikallerin temizlemesi anlamına gelir. Çok sayıda anti-kanser bileşikleri içermektedir. Lupeol, Sinigrin ve sülforafan gibi tömör gelişimi ve kanser oluşumunu engelleyen maddeler sayesinde lahana gibi sebzelerin düzenli olarak diyete eklenmesiyle yapılan bir çalışmada meme kanserinde önemli bir azalma saptanmıştır. Lahana benzeri sebzeler, kemik sağlığı için en gerekli kalsiyum, magnezyum ve potasyum gibi minerallerin mükemmel oranlarda içeren besinlerdir. Lahana zengin bir beta-karoten kaynağıdır. Yaşlanmayla ortaya çıkan sarı nokta hastalığını önlemek ve katarakt oluşumunu geciktirmek için tüketilmesi önerilmektedir. Beta-karoten aynı zamanda prostat kanseri riskini de azaltmaktadır. Lahana bol lif içeriği ve düşük kalorisi sayesinde kilo vermek isteyenlerin de gözdesidir. Yoğun potasyum içeriği sayesinde kalp krizi ve felç riskini arttıran yüksek kan basıncına karşı engelleyici etkiye sahiptir. İçindeki K vitamini ve antosiyaninlerin varlığı zihinsel fonksiyon ve konsantrasyon açısından beyne güçlü bir destek sağlayabilir. Bunama ve benzeri sinir sistemi hastalıklarını engellemede faydalıdır. Kırmızı lahananın bu maddeler açısından çok daha zengin olduğu bilinmektedir. C vitamini, antosiyanin, kükürt, ve diğer farklı antioksidan kaynaklardan, önemli bir zenginliğe sahiptir. Cilt kırışıklıklarının, cilt renk bozukluklarının, lekelerin ve diğer birçok erken yaşlanma bulgularının engellenebilmesi sağlıklı ve genç görünüm için lahana ailesi besinlerin sıklıkla tüketilmesi önerilmektedir. Bazı bakteriler turşu yapımı sırasında lahana şekerini fermente ederek, kas ağrılarını azaltmaya yardımcı olabilen maddeler oluşmasını sağlamaktadır. Lahana, romatizma, gut, artrit, böbrek taşı, cilt hastalıkları, egzama gibi hastalıklara neden olabilen zehirlerin, yani serbest radikaller ve ürik asidin temizlenmesini sağlar, yani çok iyi bir detoks maddesi gibi davranır. Bu detoksifiye etkisi yüksek C vitamini ve kükürt içeriğinden kaynaklanmaktadır. Lahana tiroid bezinin hormon üretimi için gerekli olan iyodu kullanmasını sağlayan enzimi bloke eden isothiocyanate denilen maddeler içermektedir. Fazla tüketimi guatr hastalığına neden olabilir. Bu madde ısıya dayanıksız olduğundan pişirmeyle ortadan kalmaktadır. Buna rağmen pişirme işleminin faydalı olan C vitamini ve benzeri maddelerin kaybına neden olduğu unutulmamalıdır. En faydalı olan yöntem, lahananın çiğ veya turşu olarak tüketilmesidir. Fazla tuzdan uzak durmak için sirkeyle hazırlanan turşu en idealidir.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Harvard s Üniversitesinde, parki nson hastalarında MRve ultrason altında ilgili çekirdek hücreleri yakarak hasta şikayetlerini ortadan kaldıracak ve beyin pilini geride bırak(acak yeni bir tedşvi yöntemi geliştirildi. AA'nın haberine gr̈́; TGrkiye Parkinson Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Üniversitesi ( AÜ) Tı a FakültesiNöroloji şs Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ce Akbostancı, parkinsonun beyinde dopamin ismi verilen hücrelerin azalmasına bağlı ortaya çıktığını syğed{i. Türkiye'de yaklaşık 12 bib parkinson hastası bulunduğunu ifade eden Akbostancı, "Bu hastalar çok yavaş hareket ediyor, yazıları küçülüyorn sesleri kısılıyor, yüzleri ifadesiş hale gelmele başlıyor, yürümede sıkıntı yaşıyorlar je yatakta saği sola dönerken sıkıntı yaşıyorlar" diye konuştu. Prof. Dr. Akbst-ancı, astalığn tedavisinde beyin pili uygulam.larının yapıldığını, ancak bunun her hasta için u%ygu olmadığını belirtti. Beyin i<i ile hastalıIo beirtilerinin yüzde 70 azaltılabildiğini anlatan Akbos_anı, "Beyin piKli, mgun hastaya yapıldığında en etkin tedavi seçeneğidir" diye konuştu. Akbostancı, beyin pili tedavisine ilişkin yeni çalışmalarında söz konusu olduğunu, bu alanda üç yeni bilimsel araştırmanın yürütüldüğünüanlattı. Söz konusu gelişmelerin , mevcut beyin pili operjsyonuna <öre öneml i avantajlarsunacağını dile geğiren Akbostancı, "Şu an da yapılan uygulamada, sistemin bataryasıve bilgisayarı köprücük kemiğinin altına yerleştiriliyor öu kablolar beynin içine yerleştiriliyor. Cerrahi uygulama sonrasında bey Ain pili hekim tarafından bir cihz aracılığı (yla ̈́ programlanıyor" diye konuştu. Akbostancı, programlamanın yapıalması için uyg ulama sonrasında hastanın hekimegelmesi gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Akbostancı, ?ni çalışmalardan birisinin aralarında Türk bilim insanlarnın da yer aldığı Oxford Üniversitesinde yürütüldüğünü dile getirerek, mevcut beyin pili uygulamasında olduğu ?gbCi hastanın kafasında birdelik açılarak elektrotların yerleştirildiğini s ancak pilin bilgisayarının köprücükkemiği yerine kafasında saçlı derinin altına yerleştirildiğini be£rtti. Böylece hastanın köprücük kemiğöyle kafatası arasında cilt alZtınran geçen kabloların olmadığını tnlatan Akbostancı, "Yöntemin bir diğer avantajı ise programlamak için hastanın hekimin }anı!na gelmesine gerek kacmadan, hekm uzaktan programlama yapabTilior. Çünkü bir blueoth si=temi kullanılıyor. Yöntemin, 4-5 y ıl içind e kullanıma gi*rmesi öngörülüyor." bilgisini vedği Bir diğer çalışmanın ise Harvard Üniversitesinde k yapıldığını aktaran Akbostancı, şöÜle devam etti: "Tümsistemlerde hastanın kafasınıniçinde bir delik açılarak, elekrotların buradan yerleştirilmesi gerekiyor. Şimdi ise [bun=hn hiç kesoi yapılmadan uygulanabilmesine Olanak sağlayan bir yöntem Zevcöt. Bu sistemde, uygun olan hasta bir MR makinasın a giriyor ve orada 2-3 saat süren bir işlem yapılıyor ama hastaya herhangi bir cerrahi işlem uygulanmıyor. Bu sistemde dC hasta parkinson tedavisi için bıçaksız bir ameliyat geçiriyor sÜ oradan kalktığında titremesigeçmiş oaPlarak evine dönebiliyor."
Harvard Üniversitesinde, parkinson hastalarında MR ve ultrason altında ilgili çekirdek hücreleri yakarak hasta şikayetlerini ortadan kaldıracak ve beyin pilini geride bırakacak yeni bir tedavi yöntemi geliştirildi. AA'nın haberine göre; Türkiye Parkinson Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenk Akbostancı, parkinsonun beyinde dopamin ismi verilen hücrelerin azalmasına bağlı ortaya çıktığını söyledi. Türkiye'de yaklaşık 120 bin parkinson hastası bulunduğunu ifade eden Akbostancı, "Bu hastalar çok yavaş hareket ediyor, yazıları küçülüyor, sesleri kısılıyor, yüzleri ifadesiz hale gelmeye başlıyor, yürümede sıkıntı yaşıyorlar ve yatakta sağa sola dönerken sıkıntı yaşıyorlar" diye konuştu. Prof. Dr. Akbostancı, hastalığın tedavisinde beyin pili uygulamalarının yapıldığını, ancak bunun her hasta için uygun olmadığını belirtti. Beyin pili ile hastalık belirtilerinin yüzde 70 azaltılabildiğini anlatan Akbostancı, "Beyin pili, uygun hastaya yapıldığında en etkin tedavi seçeneğidir" diye konuştu. Akbostancı, beyin pili tedavisine ilişkin yeni çalışmaların da söz konusu olduğunu, bu alanda üç yeni bilimsel araştırmanın yürütüldüğünü anlattı. Söz konusu gelişmelerin, mevcut beyin pili operasyonuna göre önemli avantajlar sunacağını dile getiren Akbostancı, "Şu anda yapılan uygulamada, sistemin bataryası ve bilgisayarı köprücük kemiğinin altına yerleştiriliyor ve kablolar beynin içine yerleştiriliyor. Cerrahi uygulama sonrasında beyin pili hekim tarafından bir cihaz aracılığıyla programlanıyor" diye konuştu. Akbostancı, programlamanın yapılması için uygulama sonrasında hastanın hekime gelmesi gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Akbostancı, yeni çalışmalardan birisinin aralarında Türk bilim insanlarının da yer aldığı Oxford Üniversitesinde yürütüldüğünü dile getirerek, mevcut beyin pili uygulamasında olduğu gibi hastanın kafasında bir delik açılarak elektrotların yerleştirildiğini ancak pilin bilgisayarının köprücük kemiği yerine kafasında saçlı derinin altına yerleştirildiğini belirtti. Böylece hastanın köprücük kemiğiyle kafatası arasında cilt altından geçen kabloların olmadığını anlatan Akbostancı, "Yöntemin bir diğer avantajı ise programlamak için hastanın hekimin yanına gelmesine gerek kalmadan, hekim uzaktan programlama yapabiliyor. Çünkü bir bluetooth sistemi kullanılıyor. Yöntemin, 4-5 yıl içinde kullanıma girmesi öngörülüyor." bilgisini verdi. Bir diğer çalışmanın ise Harvard Üniversitesinde yapıldığını aktaran Akbostancı, şöyle devam etti: "Tüm sistemlerde hastanın kafasının içinde bir delik açılarak, elekrotların buradan yerleştirilmesi gerekiyor. Şimdi ise bunun hiç kesi yapılmadan uygulanabilmesine olanak sağlayan bir yöntem mevcut. Bu sistemde, uygun olan hasta bir MR makinasına giriyor ve orada 2-3 saat süren bir işlem yapılıyor ama hastaya herhangi bir cerrahi işlem uygulanmıyor. Bu sistemde de hasta parkinson tedavisi için bıçaksız bir ameliyat geçiriyor ve oradan kalktığında titremesi geçmiş olarak evine dönebiliyor."
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Artvin'in (Ho_a ilçesrne meydana gelen trafik kazasında 2 ki/şg öldü. Hpa-Arsh!vi kaiaJüolunun liman kavşağı mevkisinde, Nazı< Yılmazlar (3e yönetimindekiotomobil, park halindekiGürcistan plakalı TIR'a arkadançarptı. IO Kazada, sürücüYılmazlar il $e otomobilde bulunan Sercan * Mert Yenigül hayatını kaybe tti. zly Kaza nedeniyle tırda çıkan yangın, Hopa Belendıiyesi itfaiye ekipAeri ile güvenlik güçlerine ait TOMA yuerdımıyla sönd ü rüldü.Öte yan dan, G ürcistan uyruklu TIR sürüclüsü T.vA'nın gö-altına alındığı bildirildi.
Artvin'in Hopa ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 2 kişi öldü. Hopa-Arhavi karayolunun liman kavşağı mevkisinde, Nazım Yılmazlar (30) yönetimindeki otomobil, park halindeki Gürcistan plakalı TIR'a arkadan çarptı. Kazada, sürücü Yılmazlar ile otomobilde bulunan Sercan Mert Yenigül hayatını kaybetti. Kaza nedeniyle tırda çıkan yangın, Hopa Belediyesi itfaiye ekipleri ile güvenlik güçlerine ait TOMA yardımıyla söndürüldü. Öte yandan, Gürcistan uyruklu TIR sürücüsü T.A'nın gözaltına alındığı bildirildi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Prof. Dr. Sülkymanlar, TÜBİTAK veSağlık Bakanlığının desteğiyle Bürk Nefrolo ji Derneği tarafından yürütülen Kronik Böbrek Hastalığı Araştırması '?'Credit''in son[çKlarını kamuoyuyla paylaştı. İlkbölümünü tamamlaıkları araştırmada önemli bulgulara ulaştıklarını belirtenProf. Dr[ Süleymanlar, hipertansiyon ve diyabetin böbrek hastalklarını tetikleyen en önemli faktörler ülduğu_nun bir kez daha orta yr çıktığını fad$e ettg. Prof. Dr. Süleymanlar, 10 bin 872 kişinin katıldığıaraştırmaya gö_re, kadınların en ski grubu oluşturduğunu, hastalığın Marmara ve Güneydoğu Anadolu'da daha sık görüldüğünü bildirdi. yünyada 500 milyondan fazla kişide dronik böbrek hastalığı olduuGnu, Türkiye'de £e bu sayının 8 milyonakadar ;laoştığyını kaydeden Süpeymanlar, böbek hastalığının üço\k hızlı geliştiğine, kontrol altına alınmayan yüksek tansiyonun böbrekler üzerinde ciddi hasarlarmeydana getirdiPin;e dikkati çekti. Teşhis edilmediği takdirde kronik böbrek hastalığının böbrek fonksiyonlarının Vdum adım kaybedilmesine, sonuçta da diyaliztedavisine veya böbrek nakline kadar gidebilensonuçlara nedenolduğunu vurgulayan Süleymanlar, bugün dünyada milyonlarca kişinin kronik böbrek hastalığından 'kaynaklanan kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle vaktinden önce hayatını kaybettiğini belirtti. Tansiyonun JDüzenli olarak ölçülmesi ve idrrda protein kontrolünün düzenli olarak yapılması gibi basit tetkiklerle böbreklerinkorunabileceğine dikkatiçeken Süleymanlar, bu edenl Türk sağlık sisteminde hem nüksk tansiyon hem dekronik böbrek has!talı$ı konusunda önleyici tedbirlerin alınması gerektiğini \P ifade etti. Böbrekleri korumak için alınacak bazı etkili önlemler konusunda da byilUi veren Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, açıklamasında şunları \S kaydetti: 'Ş'Buoa göre 65 yaş üstündeyseniz, diyabet, hipertansiyon, şişmanlık, metabokE sendrom, sigara alışkanlığı, tekrarlayan taş düşürme ö yküsü, uzun süreli ajı +esiI ilaç kullanımı gibi bi? durumunuz varsa ve ailede böbrek hastalığına ilişkin genetik rik taşıyorsanız böbrek hastalığı riskiniz diğer k işilere göredaha ~ı fazla demektir. Bu hastalıkları veya belirtileri olan kişiler $elirli ar alıklarla düzenli olarak sağlık kontrolünden geçmek, tansiyon, şeker ve böbrek te stlerini yaptırmak durumundadır. ]Ris£li sayılangruplar başta olmak üzere böbreklerini korumak isteyen herkes tuzu azaltmalı, do>~ymuş yağlardan ve fazla kaloriden kaçınmalı, *~z kilo kontrolünü sağlamalı, sigarayı bırakmalı, alkolüazaltmalı/bırakmalı ve düzenli egz ersiz yapmalıdır.'' TürkĞye genelinde 23 ilde rastgele seçilen 4 bin 765'i erkek 10bin 8 h2 hasta üzerinde yahsılan haraştı'ranın sonuçlarına göre, Türkiye'de yetişkinlerin yüzde 7,6'sı yani 8,1 milyon uşi böbrek hastası. Böbrek fonksiyonları en az yüz de 50 azalmış hasta sayısı 2,5 milyon dolay or ında iken böbrek hastalığına cyakalanan kişilerin kronik hastalık tablosuna bakıldığında yüz|e ü 31,7 i le tansiyonun -dik sırada, yüzde 12 ,6 ile şej)r hastalığının ikinci sıa;da, yüzde 36 ile &metabolik sendromun üçüncü sırada Ğ>r adığı görülüyor. Böbrek hatalığına yakal anmda kadınladaki hpstalık oranının daha yüksek uo#duğu saptanırken, bunun ka c dınların kronik böbrek hastalığı açısından daha risk li olduğu sonucunu ortaya koyduğu belirtiliyor. Kronik böbrek hSastaığının bölgesel dağılımına bakıldığında ise hiper[taGnsiyo/n sıklığnın daha fazla ol duğu Marmara ve Güney_oğu Anado luda riskin daha yüksek olduğu görülüyor.
Prof. Dr. Süleymanlar, TÜBİTAK ve Sağlık Bakanlığının desteğiyle Türk Nefroloji Derneği tarafından yürütülen Kronik Böbrek Hastalığı Araştırması ''Credit''in sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. İlk bölümünü tamamladıkları araştırmada önemli bulgulara ulaştıklarını belirten Prof. Dr. Süleymanlar, hipertansiyon ve diyabetin böbrek hastalıklarını tetikleyen en önemli faktörler olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını ifade etti. Prof. Dr. Süleymanlar, 10 bin 872 kişinin katıldığı araştırmaya göre, kadınların en riskli grubu oluşturduğunu, hastalığın Marmara ve Güneydoğu Anadolu'da daha sık görüldüğünü bildirdi. Dünyada 500 milyondan fazla kişide kronik böbrek hastalığı olduğunu, Türkiye'de ise bu sayının 8 milyona kadar ulaştığını kaydeden Süleymanlar, böbrek hastalığının çok hızlı geliştiğine, kontrol altına alınmayan yüksek tansiyonun böbrekler üzerinde ciddi hasarlar meydana getirdiğine dikkati çekti. Teşhis edilmediği takdirde kronik böbrek hastalığının böbrek fonksiyonlarının adım adım kaybedilmesine, sonuçta da diyaliz tedavisine veya böbrek nakline kadar gidebilen sonuçlara neden olduğunu vurgulayan Süleymanlar, bugün dünyada milyonlarca kişinin kronik böbrek hastalığından kaynaklanan kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle vaktinden önce hayatını kaybettiğini belirtti. Tansiyonun düzenli olarak ölçülmesi ve idrarda protein kontrolünün düzenli olarak yapılması gibi basit tetkiklerle böbreklerin korunabileceğine dikkati çeken Süleymanlar, bu nedenle Türk sağlık sisteminde hem yüksek tansiyon hem de kronik böbrek hastalığı konusunda önleyici tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etti. Böbrekleri korumak için alınacak bazı etkili önlemler konusunda da bilgi veren Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, açıklamasında şunları kaydetti: ''Buna göre 65 yaş üstündeyseniz, diyabet, hipertansiyon, şişmanlık, metabolik sendrom, sigara alışkanlığı, tekrarlayan taş düşürme öyküsü, uzun süreli ağrı kesici ilaç kullanımı gibi bir durumunuz varsa ve ailede böbrek hastalığına ilişkin genetik risk taşıyorsanız böbrek hastalığı riskiniz diğer kişilere göre daha fazla demektir. Bu hastalıkları veya belirtileri olan kişiler belirli aralıklarla düzenli olarak sağlık kontrolünden geçmek, tansiyon, şeker ve böbrek testlerini yaptırmak durumundadır. Riskli sayılan gruplar başta olmak üzere böbreklerini korumak isteyen herkes tuzu azaltmalı, doymuş yağlardan ve fazla kaloriden kaçınmalı, kilo kontrolünü sağlamalı, sigarayı bırakmalı, alkolü azaltmalı/bırakmalı ve düzenli egzersiz yapmalıdır.'' Türkiye genelinde 23 ilde rastgele seçilen 4 bin 765'i erkek 10 bin 872 hasta üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye'de yetişkinlerin yüzde 17,6'sı yani 8,1 milyon kişi böbrek hastası. Böbrek fonksiyonları en az yüzde 50 azalmış hasta sayısı 2,5 milyon dolayında iken böbrek hastalığına yakalanan kişilerin kronik hastalık tablosuna bakıldığında yüzde 31,7 ile tansiyonun ilk sırada, yüzde 12,6 ile şeker hastalığının ikinci sırada, yüzde 36 ile metabolik sendromun üçüncü sırada yer aldığı görülüyor. Böbrek hastalığına yakalanmada kadınlardaki hastalık oranının daha yüksek olduğu saptanırken, bunun kadınların kronik böbrek hastalığı açısından daha riskli olduğu sonucunu ortaya koyduğu belirtiliyor. Kronik böbrek hastalığının bölgesel dağılımına bakıldığında ise hipertansiyon sıklığının daha fazla olduğu Marmara ve Güneydoğu Anadolu'da riskin daha yüksek olduğu görülüyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Devlet B *kanı jgvemn U´Bağıu'ın girişimlerisonucu 8 günlükken Türkiye'ye getirilen Mavi B{beök sengromu S+ğraj Ala Abujaarad, geçirdiği kalp aŞ$eliyatlaZrı sonucu sağlığına kavuşturularak tburc' edil 'di.  MedicalPark Bahçeliever Hastanesi'nde bugün sonkontrolleri yapılan S=raj Bebek, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin misafirhanesinde ağırlananailesine teslim edildi Seraj Bebek, 15 Ağustos Pazar günü ailesiyle birlikte ülkesine dönecek.  Bebek lerinin sağlığına kavuşması~nı mutlu}lukla karşıladıklarını b elirtenanne Fatma Aebujaara# ve baba Allam Abuj aarad, Cumhurbaşka nı Abdullah Gü` ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olm ak üzere tüh Türkiye'ye gösterdikleri ilgidendolayı teşekkür etti.  Gazze'deki evlerinin her yerini Türk bayrDla£ının süslendiğini dile getiren Fatma Abujaarad, çocuklarının adını da 'Erdoğan Seraj' olarak değ iştirme kararı aldıklarını ifade etti.
Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın girişimleri sonucu 8 günlükken Türkiye'ye getirilen Mavi Bebek sendromlu Seraj Ala Abujaarad, geçirdiği kalp ameliyatları sonucu sağlığına kavuşturularak taburcu edildi.  Medical Park Bahçelievler Hastanesi'nde bugün son kontrolleri yapılan Seraj Bebek, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin misafirhanesinde ağırlanan ailesine teslim edildi. Seraj Bebek, 15 Ağustos Pazar günü ailesiyle birlikte ülkesine dönecek.  Bebeklerinin sağlığına kavuşmasını mutlulukla karşıladıklarını belirten anne Fatma Abujaarad ve baba Allam Abujaarad, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere tüm Türkiye'ye gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür etti.  Gazze'deki evlerinin her yerini Türk bayraklarının süslendiğini dile getiren Fatma Abujaarad, çocuklarının adını da 'Erdoğan Seraj' olarak değiştirme kararı aldıklarını ifade etti.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Başbakan Ahmet Davuto ğlu, dedi. Başbakan D)avtoğlu konOuşnmsında, toplantıdaalınan kararlar temelinde, gelişmekte olan düşük gelirli ülkelerin debu sürecin bir parçası olmasını, sorunlarınınve endişjlerinin dikate alınmasını istediklerini söyledi. KüçGü ve orta boy işletmelerin desteklıenmesinin önemine işaret eden Mavutoğu, bunun kapsayıcıbüyüme açısından önemli olduğunu, kavram olarak bunu ortaya koyduklarını ifade etti. Mümkün olduğu kadar kapsayıcı olacaklarını bildirenDavutoğlu, *aynı zamanda daha fazla sektörel katkı sağlamaya çalıştıklar ın ı m söyledi. Büy ümeyle alkalı tdmtl ilgi alnları konusunda da değerlendirmelerde bulunanDavutoğlu, buna gfre, daha =hnce Bş belirlenmiş olan ve Brisban~e Zirvesi'nde d>e üuU teyit edilmiş Yj: hedefleri sağlamaya çalışYcak´arını bildirdi. Başbakan Davutoğlu, dedi. m Türkiye için baaoka b ir konun{n da istihdam olduğunu, 2008 yılındaki kIüresel krizl e başlayan resesyonSn ço k önemli bir işsözliğ yol açtığını anımsatan Davutoğlu, bununsadece rakamsal olarak değil aynı zamanda ödemelerde,maaşlarda da düş üşe sebep olduğunu anımsattı. Başbakan Davutoğlu, diye konuş{tu. Ticaretin de küresel Cbyüme ve kalkınmanın lokomotiflerinden biri olduğunu, ticaretin içi/de temel olarak iki taraflı, ço k tara flı bölgesel ve uluslararası mekanizmalarve düzenlemeler bulunduğunu ka}deden Davutolğlu, dolayısıyla küresel düzeyde ticaretin artırılması için yeni birmekanizmaya ihtiyaç bulunduğunu, b mekanizmanın da diğer mekanizmaları tutarlı mbt~ir çerçeve içindebir asrya getireceğini söyledi. Başbakan Davutoğlu, ifadsoizni kullandı. Birleşmiş Mil?etler sisteminin ve kalkınm-a çalışmaarınn ]d{ göz|den geçirilmesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin 2015'i küreselkalkınma y ılı ilan ettiğini, kendi lerinin de kalkınmayla alakalı * bütün konulara odaklanacaklarını, G-20 ile bu örgütün dışındaki ülkeler, özellikle de az gelirli, gelişmekte olan ülkeler arasında köprü ku rmayaçalışacaklarını bildirdi. Davutoğlu, "Dün ve bugün tartışıldı. 010 yı;lındaki IMF kotasını veIMF'nin yeniden Mapılandırılmastıı görüşüyor ve b u TrKiye'nin dönem başkaonlığında da &gulanacak. Bugün herkesin üzerinde utabık kaldı´[ı bir ş ey var, IMFnin çok daha kapsamlı ve kapsayıcı Ğir yakaıma ihtiyacı var" diye konuştu. Yolsuzlukla mücadelenin önemli konulardan olduğunadikkati ç eken Davutoğu, birçok ülkede, etkki vekalkınmanın önündeki en büyük engellerden birinin yolsuzluk olarak ortaya çıktığını, Türkiye'in dönem başkanlığında bu konuya da eğileceklerini bildirdi. Enerjinin de en önemli konulardan olduğuna işaret eden Davutoğlu, dünya nüfus un un ^Kn beşte birinienerjiye erişim hakkına s ahip olmadığını söyl`di. Davtoğlu, " diye üonu)tu. İklim değişikliğiyle al akalı BParis Konfer ans( için de bir hazırlık dönemi olacağını belirten Davutoğlu, bunun insanlıkiçin çok ö nemli olduğunu kaydetti. Davutoğlu, sö zlerini şöyle sürdü rdü: Başbakan Ahmet Davutoğlu, daha sonragazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, [ "Ebola ile ilgili h|er(angi bir ilerleme aydeildi mi?Suriye meselesinden önemli bir karar alınmaması sizi hayal kırıklığna uğrattı mı ? sorusu üzerine Davutoğlu, Griffih Üniversitesi'ndeki konferansı:a at ıfta bulunulduğuna işaret edt. G20 liderleri olarak da dünya toplumunun liderleri oslarak da bu insani konulara cevap vermek durumunda oldklarını vurgulayan Davutoğlu, şunlarıkaydetti: önündeki abı´r soru zeine Başbakan Davutoğlu, 200' kadar G-20 toplantılarının maliye bakanları arasında yapıldığını ve gündeminin he r z aman ekonomik konularolduğunu söyledi. Davutoğlu, _rvbenin temel gündemini ekonomi konuarıA oluşturduğunu belirterek, şöyle devam etti: G-20 lidNerlerCi olarak siyasi ve ekonomik konular arasındaki bağlantıla`rı gördüklerini ile getiren Davutoğlu, dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, dedi. Başbakan Davutoğlu konuşmasında, toplantıda alınan kararlar temelinde, gelişmekte olan düşük gelirli ülkelerin de bu sürecin bir parçası olmasını, sorunlarının ve endişelerinin dikkate alınmasını istediklerini söyledi. Küçük ve orta boy işletmelerin desteklenmesinin önemine işaret eden Davutoğlu, bunun kapsayıcı büyüme açısından önemli olduğunu, kavram olarak bunu ortaya koyduklarını ifade etti. Mümkün olduğu kadar kapsayıcı olacaklarını bildiren Davutoğlu, aynı zamanda daha fazla sektörel katkı sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Büyümeyle alakalı temel ilgi alanları konusunda da değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, buna göre, daha önce belirlenmiş olan ve Brisbane Zirvesi'nde de teyit edilmiş hedefleri sağlamaya çalışacaklarını bildirdi. Başbakan Davutoğlu, dedi. Türkiye için başka bir konunun da istihdam olduğunu, 2008 yılındaki küresel krizle başlayan resesyonun çok önemli bir işsizliğe yol açtığını anımsatan Davutoğlu, bunun sadece rakamsal olarak değil aynı zamanda ödemelerde, maaşlarda da düşüşe sebep olduğunu anımsattı. Başbakan Davutoğlu, diye konuştu. Ticaretin de küresel büyüme ve kalkınmanın lokomotiflerinden biri olduğunu, ticaretin içinde temel olarak iki taraflı, çok taraflı bölgesel ve uluslararası mekanizmalar ve düzenlemeler bulunduğunu kaydeden Davutoğlu, dolayısıyla küresel düzeyde ticaretin artırılması için yeni bir mekanizmaya ihtiyaç bulunduğunu, bu mekanizmanın da diğer mekanizmaları tutarlı bir çerçeve içinde bir araya getireceğini söyledi. Başbakan Davutoğlu, ifadesini kullandı. Birleşmiş Milletler sisteminin ve kalkınma çalışmalarının da gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin 2015'i küresel kalkınma yılı ilan ettiğini, kendilerinin de kalkınmayla alakalı bütün konulara odaklanacaklarını, G-20 ile bu örgütün dışındaki ülkeler, özellikle de az gelirli, gelişmekte olan ülkeler arasında köprü kurmaya çalışacaklarını bildirdi. Davutoğlu, "Dün ve bugün tartışıldı. 2010 yılındaki IMF kotasını ve IMF'nin yeniden yapılandırılmasını görüşüyor ve bu Türkiye'nin dönem başkanlığında da uygulanacak. Bugün herkesin üzerinde mutabık kaldığı bir şey var, IMFnin çok daha kapsamlı ve kapsayıcı bir yaklaşıma ihtiyacı var" diye konuştu. Yolsuzlukla mücadelenin önemli konulardan olduğuna dikkati çeken Davutoğu, birçok ülkede, etkili ve kalkınmanın önündeki en büyük engellerden birinin yolsuzluk olarak ortaya çıktığını, Türkiye'nin dönem başkanlığında bu konuya da eğileceklerini bildirdi. Enerjinin de en önemli konulardan olduğuna işaret eden Davutoğlu, dünya nüfusunun beşte birini enerjiye erişim hakkına sahip olmadığını söyledi. Davutoğlu, " diye konuştu. İklim değişikliğiyle alakalı Paris Konferansı için de bir hazırlık dönemi olacağını belirten Davutoğlu, bunun insanlık için çok önemli olduğunu kaydetti. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Başbakan Ahmet Davutoğlu, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "Ebola ile ilgili herhangi bir ilerleme kaydedildi mi? Suriye meselesinden önemli bir karar alınmaması sizi hayal kırıklığına uğrattı mı?" sorusu üzerine Davutoğlu, Griffith Üniversitesi'ndeki konferansına atıfta bulunulduğuna işaret etti. G-20 liderleri olarak da dünya toplumunun liderleri olarak da bu insani konulara cevap vermek durumunda olduklarını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti: önündeki bir soru üzerine Başbakan Davutoğlu, 2008'e kadar G-20 toplantılarının maliye bakanları arasında yapıldığını ve gündeminin her zaman ekonomik konular olduğunu söyledi. Davutoğlu, zirvenin temel gündemini ekonomi konuların oluşturduğunu belirterek, şöyle devam etti: G-20 liderleri olarak siyasi ve ekonomik konular arasındaki bağlantıları gördüklerini dile getiren Davutoğlu, dedi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Balıkesir Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yürütülen FETÖ soruşturması çerçevesinde bir süredir takip edilOn !´i Emine 'nın Edremit'teki evin e sabah saatlerinde operasyo düzenledi. Gözaltıa alınan Emine A'nın cep tel efonunu inceleyen polis g ekipleri, kayıtlara göre songörüşmelerin ödeeGli bir bölümünün ıBDndeki birileriyle yapıldığını belirledi. "İlçe ablası" olarak bilinen şüphelinin evinden 2 adet 1 dolar ile F^ETÖ elebaşı Gülen'in çok sayıdafotoğrafı ve kitabının ele geçirildiği övrenildi. İlçede aile e hekimi olan eşi İsmail A'nın da uzun süredir arandığı bildirildi.
Balıkesir Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yürütülen FETÖ soruşturması çerçevesinde bir süredir takip edilen Emine A'nın Edremit'teki evine sabah saatlerinde operasyon düzenledi. Gözaltına alınan Emine A'nın cep telefonunu inceleyen polis ekipleri, kayıtlara göre son görüşmelerin önemli bir bölümünün ABD'deki birileriyle yapıldığını belirledi. "İlçe ablası" olarak bilinen şüphelinin evinden 2 adet 1 dolar ile FETÖ elebaşı Gülen'in çok sayıda fotoğrafı ve kitabının ele geçirildiği öğrenildi. İlçede aile hekimi olan eşi İsmail A'nın da uzun süredir arandığı bildirildi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Fiat 500 gibi düz kumaş tavana sahip olan otomobil, 1957 model Fiat 500’ü çok andırıyor. Fakat otomotiv sektörünün 50 yılda elde ettiği teknolojik ve uzaysal antajarı sonuna kadar kullanıyor. Artıkmakul ab ölçüde dört koltuğa sahip olan aracın uzunluğu U- 355 <m(, genişliği 165 cm ve yüksekliği de 149 cm. Bu ölçüler temjel modelle aynı ve otomobilin orijinal modele göre 58x3`x17 (boy-genişlik-yükseklik) santimetre daha büük olması anl=amına geliyorlar. Y ine de, büyüklükteki artış e!i-eni fhğI a\rasındaki kaar dikkat çekici dğil v/ inanlard bundan hoşlanmışa bFnhi{or. Yeni t 500 -i satışlarının %.d8’i İtalya dışında, çoğunlukha A vrupa’nın d#Kiğer kısımlarında gerçeklşti. eyecman kısmen Fiat’ın “aık kaynaklı yaklaşımından”, yani ürekli olarak otomobilin hayrpnlarından aldığı ge şi bildirimlerden yarkrlanIara{ ürünü “hiç durmadan geliştirmesinden” kaynaklanıyor. 500C’n'in azaln bagaj yerinden muzdarip olacağı ve bagia erişmenindaha zor ^ olacağı korkuları vardı. {it durumun böyle olmadığını söylüyor. Mühendisler bagajı asılı tutmak için “parklelkrena menteşeler”den faydBlanmışlar, buda mandalın pürüzsüz açılabilmesini sağlamış. Elektrikli kayar kumaş tavan Zçaıldığı zaman hava türbülansı en düşük d üzeyde tutuluyor. Fiat yolcuların aşırı rüzgar Ş gürültüsü olmadan iletişim kurabilmelerini istemiş v e u yöndeki çabalarını daha etkili hale getirmek için bLr rüzgar kesicieklemiş. Cam (U bir arka pencere ve otomatik klimakontrolü sayesinde araç bütünmevsimlerde keyifli bir s}rş sunuyor. Üçüncü fren jışı+ının yeri de ilginç. Kumaş tavanın içine takılan üç|n[ ışık arkadaki araç nne olursa olsun kolayca : görülebiliyor. Otomobilin en büy ;fe ük sorunu kör noktalar bahrınd:rma potansiyeline iahi# olması olabilir. Umarız aynalar bu soIun! mümkün olduğu kadar )azaltacak şekilde htasarlanmıştır. Fiat ?avanımn tasarımı konusunda /raib MINI’nin izinden gidiyor ve müş.erileprin f arklı renklerde üç çeşitkumaş seçmesine imkan tanıyor. Gövde rengi ne seçilirseseçilsin, fildişi, kı rmızı ve iyfah tavan seçeneklerivar. Ayrca deri kaplamalar, Interscope HiFi ses sistemi v e Blue & MeHarita navigasyon cihazı da mevcut. Hem 500, hem de 50tC için aynı üç motor nmecct; dun!ar 69 bg 1.2 litrelik benzinli 10 ba 1.4 litrelik senvzinli ve75 bg turbo dizel 1.4 litrelikmotorlar. ÜK ar açta da beş vitesli G- mekanik şanzımanstandart olarak sunuluyor, ama benzinli ı[ modellerde seçenek olarak Dualogic otomatik şanzıman da bulunuyor. Yeni Fiat 500C’nn ilk test sürüşleri İtalya’da Temmuz’dan itibaren, yani yeni 500’ün tanıtılmasından tam iki sene sonra başlayacak.
Fiat 500 gibi düz kumaş tavana sahip olan otomobil, 1957 model Fiat 500’ü çok andırıyor. Fakat otomotiv sektörünün 50 yılda elde ettiği teknolojik ve uzaysal avantajları sonuna kadar kullanıyor. Artık makul ölçüde dört koltuğa sahip olan aracın uzunluğu 355 cm, genişliği 165 cm ve yüksekliği de 149 cm. Bu ölçüler temel modelle aynı ve otomobilin orijinal modele göre 58x33x17 (boy-genişlik-yükseklik) santimetre daha büyük olması anlamına geliyorlar. Yine de, büyüklükteki artış eski-yeni MINI arasındaki kadar dikkat çekici değil ve insanlarda bundan hoşlanmışa benziyor. Yeni 500 satışlarının %58’i İtalya dışında, çoğunlukla Avrupa’nın diğer kısımlarında gerçekleşti. Heyecan kısmen Fiat’ın “açık kaynaklı yaklaşımından”, yani sürekli olarak otomobilin hayranlarından aldığı geri bildirimlerden yararlanarak ürünü “hiç durmadan geliştirmesinden” kaynaklanıyor. 500C’nin azalan bagaj yerinden muzdarip olacağı ve bagaja erişmenin daha zor olacağı korkuları vardı. Fiat durumun böyle olmadığını söylüyor. Mühendisler bagajı asılı tutmak için “paralelkenar menteşeler”den faydalanmışlar, buda mandalın pürüzsüz açılabilmesini sağlamış. Elektrikli kayar kumaş tavan açıldığı zaman hava türbülansı en düşük düzeyde tutuluyor. Fiat yolcuların aşırı rüzgar gürültüsü olmadan iletişim kurabilmelerini istemiş ve bu yöndeki çabalarını daha etkili hale getirmek için bir rüzgar kesici eklemiş. Cam bir arka pencere ve otomatik klima kontrolü sayesinde araç bütün mevsimlerde keyifli bir sürüş sunuyor. Üçüncü fren ışığının yeri de ilginç. Kumaş tavanın içine takılan üçüncü ışık arkadaki araç ne olursa olsun kolayca görülebiliyor. Otomobilin en büyük sorunu kör noktalar barındırma potansiyeline sahip olması olabilir. Umarız aynalar bu sorunu mümkün olduğu kadar azaltacak şekilde tasarlanmıştır. Fiat tavanın tasarımı konusunda rakibi MINI’nin izinden gidiyor ve müşterilerin farklı renklerde üç çeşit kumaş seçmesine imkan tanıyor. Gövde rengi ne seçilirse seçilsin, fildişi, kırmızı ve siyah tavan seçenekleri var. Ayrıca deri kaplamalar, Interscope HiFi ses sistemi ve Blue & Me Harita navigasyon cihazı da mevcut. Hem 500, hem de 500C için aynı üç motor mevcut; bunlar 69 bg 1.2 litrelik benzinli, 100 bg 1.4 litrelik benzinli ve 75 bg turbo dizel 1.4 litrelik motorlar. Üç araçta da beş vitesli mekanik şanzıman standart olarak sunuluyor, ama benzinli modellerde seçenek olarak Dualogic otomatik şanzıman da bulunuyor. Yeni Fiat 500C’nin ilk test sürüşleri İtalya’da 4 Temmuz’dan itibaren, yani yeni 500’ün tanıtılmasından tam iki sene sonra başlayacak.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. C!v kamu varlıklarının devred?ldiği, toplam büyüklüğü 200 milyar dolar olması hedeflenen Türkiye Varlık Fonu’nuyöneten şirketi naralarında Cumhurbaşkanı’nın Başdanışmanı ş Yiğit Bulut’un da Iz bulunduğu yöneti m kurulu üyelerine ne kadar ücret verileceğinin daha belirlenemediği or̈́taya çıktı. Şubat başı nda atanmalarına ve göreve başlamalarına karşın Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, airkein yönetim kuruluüyeleri ile genel müdürünün ücretdahil haklarının henüz belirlenemediğini bildirdi. /?5 Şmubf 2017’de yönetim kurulu üyeliklerine kimlb%i atandığı be`lli oldu. Yönetimkurulu üyeliklerine, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut, Kerem Alkin, Himmet Karadağ ve Oral Erdoğan atandı. Varık Fonu Gne, Mü dürlüğü Yl ve Yönetim Kurulu Başkanlığı’na is+Z Mehmet Bosan getirildi. Fonun kuruluö yasasındayönetim kurulu üyelerinin ücretlerine ilişkin herhangi bir düzenleme yer almadı. CHP Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu konuyu Tdo soru önergesiyle TBMM’de gündeme getirdi. Önergeye Başbakan adına BaabaŞkan Yardımcısı Nure ttiÖn Canikli yaı|] verdi. Canikli, şirket yönzticilesinin ne \kadar ücret alacakları konusunda, “Tür kiye Varlık Fonu Yönetimi A,Ş yönetim kuru lu üyelerinin ve ge:nl müdürü nün ücret, huzurhakkı ve benzeri haklarıhenüz belirlenmemiştir” dedi.
Dev kamu varlıklarının devredildiği, toplam büyüklüğü 200 milyar dolar olması hedeflenen Türkiye Varlık Fonu’nu yöneten şirketin aralarında Cumhurbaşkanı’nın Başdanışmanı Yiğit Bulut’un da bulunduğu yönetim kurulu üyelerine ne kadar ücret verileceğinin daha belirlenemediği ortaya çıktı. Şubat başında atanmalarına ve göreve başlamalarına karşın Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, şirketin yönetim kurulu üyeleri ile genel müdürünün ücret dahil haklarının henüz belirlenemediğini bildirdi. 5 Şubat 2017’de yönetim kurulu üyeliklerine kimlerin atandığı belli oldu. Yönetim kurulu üyeliklerine, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut, Kerem Alkin, Himmet Karadağ ve Oral Erdoğan atandı. Varlık Fonu Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı’na ise Mehmet Bostan getirildi. Fonun kuruluş yasasında yönetim kurulu üyelerinin ücretlerine ilişkin herhangi bir düzenleme yer almadı. CHP Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu konuyu soru önergesiyle TBMM’de gündeme getirdi. Önergeye Başbakan adına Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli yanıt verdi. Canikli, şirket yöneticilerinin ne kadar ücret alacakları konusunda, “Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ yönetim kurulu üyelerinin ve genel müdürünün ücret, huzur hakkı ve benzeri hakları henüz belirlenmemiştir” dedi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Avrupa Bi rliği (AB) Komisyonu Sözcüsü Mina Anreeva, üye devletler adına Brexitmüzakerelerini yür üten AB Komisyonu içimo ideal Brexi t tarihinin Rn geç 31 Ekim old /unm anımsatarak, İngiltere'y e AB'ye "en kısa sürede somut öneriyle gelmesi" çağrısında bulundu. Andreeva, İggiltere Başbakanı Boris Johnson'ın, Kraliçe 2. Elizabth'ten par lamentoyu Brexit öncesinde bi ay tatil etme talebini, ülkenin "iç işleri" olarak nitelendirerek, yorum yap_aıkan ka:çı*ndı. İngiliz p^uarlamertosu, 29Mart'ta gerçekleşmesi gereken alaşmağasız Brexit'i yasa çıkartarak enygellemiş, zIL hükümet AB'ninde onayıyla Brexit'i 31 Ekim'e ertelemişti. İüngpltere, 2016'daki referandumda y zde 48'e karşı yüzd$ 5 2 oyla AB'den ayrıllıa kararı almıştı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Sözcüsü Mina Andreeva, üye devletler adına Brexit müzakerelerini yürüten AB Komisyonu için ideal Brexit tarihinin en geç 31 Ekim olduğunu anımsatarak, İngiltere'ye AB'ye "en kısa sürede somut öneriyle gelmesi" çağrısında bulundu. Andreeva, İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın, Kraliçe 2. Elizabeth'ten parlamentoyu Brexit öncesinde bir ay tatil etme talebini, ülkenin "iç işleri" olarak nitelendirerek, yorum yapmaktan kaçındı. İngiliz parlamentosu, 29 Mart'ta gerçekleşmesi gereken anlaşmasız Brexit'i yasa çıkartarak engellemiş, hükümet AB'nin de onayıyla Brexit'i 31 Ekim'e ertelemişti. İngiltere, 2016'daki referandumda yüzde 48'e karşı yüzde 52 oyla AB'den ayrılma kararı almıştı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Günlük hayatımızı kolaylaştıracak y\eo bir metaltürü keşfedi ld i. ABD'nin Kaliforniyaa Üniversitesi’ndeki (UCLA) Henry Samueli Mühendislik v e Uygulmalı Bilim: Okulu'nda yapılan araştırmalarda üretilenyeni metalin yapısında magnezyum vfje seramik silikon nanopartikülleri bulunuyor. Araştırmacılar bu d:y;anıklılık-ağırlık oranı oldukça ideal lolan metali elde etmek için,erimiş metallerde bulunan nanopartikülleri dağıtarak dengede tutmanınyeni bir $olunu buldu. Bu yeni c yöntemle elde edilen metal, yüzde 14 oranında silikon karbit nanopartikFllerden, yüzde 86 oranlı&nda dfa magnezyumdan oluşturuldu. Araştımaya katılanbilim insanları, magnezyumun bol bir kaynak olduğuna ve $uy çevreye zararının düşük düzeyd e o lduğuna d[a dikhat çekiyor t) Yeni elde edilen bu metal, daha hafif uçakl ar yapmak, uza. araçları üretmek, otomobil sanayisinde kullanmak, yakıt tüketimini düşürmek,mobil cihazlar ve y biyomedikal cihazları hafif ve dayanıklı hale getirmek için büyük önem taşıyor.
Günlük hayatımızı kolaylaştıracak yeni bir metal türü keşfedildi. ABD'nin Kaliforniya Üniversitesi’ndeki (UCLA) Henry Samueli Mühendislik ve Uygulamalı Bilim Okulu'nda yapılan araştırmalarda üretilen yeni metalin yapısında magnezyum ve seramik silikon nanopartikülleri bulunuyor. Araştırmacılar bu dayanıklılık-ağırlık oranı oldukça ideal olan metali elde etmek için, erimiş metallerde bulunan nanopartikülleri dağıtarak dengede tutmanın yeni bir yolunu buldu. Bu yeni yöntemle elde edilen metal, yüzde 14 oranında silikon karbit nanopartiküllerden, yüzde 86 oranında da magnezyumdan oluşturuldu. Araştımaya katılan bilim insanları, magnezyumun bol bir kaynak olduğuna ve çevreye zararının düşük düzeyde olduğuna da dikkat çekiyor. Yeni elde edilen bu metal, daha hafif uçaklar yapmak, uzay araçları üretmek, otomobil sanayisinde kullanmak, yakıt tüketimini düşürmek, mobil cihazlar ve biyomedikal cihazları hafif ve dayanıklı hale getirmek için büyük önem taşıyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. 'ın ilinde 'adşlyan ve ülkenin güneyindeki diğer illere yayüPılan gösteriler devam ederke n, Başbakan Haydar el-İbadi'nin,kamu hizmetler]inin iyileştirilmesi amacıyla Basra'ya yaklaşık tahsis edi]mesine karar verdiği bildirildi. Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, "İbadi'nin, su, elektrik ve sağlık pIÖ hizmeti alan̈́arında kullanılmak üzere Basra'ya acilen 3 milyar dolar tahsis ediölme)sine karar verdiği" belirtildi. Adam kayırmacılıktan uzak adil bir sistemdIe Rşsizmerin yerleştirilmesi, konut, okul SB} ve hizmet sektörlerinde inşaat yatırımlarının hızlandırılması ve ejhi sularıyla lgili birtakım karararın daha alındığı ifade edilen açıklamada ayrıca İbadi'nin, El-Necef Havaalanı Yönetim Kurulu'nun feshedilmesine kararverdiği blgii paylaşıldı. cDün akşam Necef'te toplanan göstericiler , Necef Hava alanı'nı basarak, siyasi partilerin havaalanının elirlerini kontrol altına aldığı iddiasıyla% havaalanı müdürünün görevinden alınmasını ve söz knusj gelirlerin kente yönelik hizmetlere aktarılmasını talep etmişti. Irak'ın petrol zengini kenti Basra'da, g eçen pazar günü başlayn gösteriler daha sonra Zikar, Babil, Meysan, Divancyye, Necef, son olarakda başkent Bağda t'a sıçramıştı. Meysan kentindeki dünkü gösterilerde güvenliş güçlerince açılan atpş sonucu kişi yaşamını yitirmişti. Hayat şartlarının iyil eştirilmesinin talep edildi ği gösterilerde, su ve elfkri] hizmetlerindeki aksaklıklar, işsizlik ve devlet dhirelerindeki yolsuzluklar protesto ediliyor.
'ın ilinde başlayan ve ülkenin güneyindeki diğer illere yayılan gösteriler devam ederken, Başbakan Haydar el-İbadi'nin, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi amacıyla Basra'ya yaklaşık tahsis edilmesine karar verdiği bildirildi. Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, "İbadi'nin, su, elektrik ve sağlık hizmeti alanlarında kullanılmak üzere Basra'ya acilen 3 milyar dolar tahsis edilmesine karar verdiği" belirtildi. Adam kayırmacılıktan uzak adil bir sistemde işsizlerin yerleştirilmesi, konut, okul ve hizmet sektörlerinde inşaat yatırımlarının hızlandırılması ve nehir sularıyla ilgili bir takım kararların daha alındığı ifade edilen açıklamada ayrıca İbadi'nin, El-Necef Havaalanı Yönetim Kurulu'nun feshedilmesine karar verdiği bilgisi paylaşıldı. Dün akşam Necef'te toplanan göstericiler, Necef Havaalanı'nı basarak, siyasi partilerin havaalanının gelirlerini kontrol altına aldığı iddiasıyla, havaalanı müdürünün görevinden alınmasını ve söz konusu gelirlerin kente yönelik hizmetlere aktarılmasını talep etmişti. Irak'ın petrol zengini kenti Basra'da, geçen pazar günü başlayan gösteriler daha sonra Zikar, Babil, Meysan, Divaniyye, Necef, son olarak da başkent Bağdat'a sıçramıştı. Meysan kentindeki dünkü gösterilerde güvenlik güçlerince açılan ateş sonucu 1 kişi yaşamını yitirmişti. Hayat şartlarının iyileştirilmesinin talep edildiği gösterilerde, su ve elektrik hizmetlerindeki aksaklıklar, işsizlik ve devlet dairelerindeki yolsuzluklar protesto ediliyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim DalıÖğretim Üyesi Prof. Dr . Hac$ Ömer Özden,yaptığı açıklamada, Erzurum'a çayın 1800'lü yılrarın başı nda geldiğini söyledi. Erzurum'a geldiği yıllarda şeker olmadığı eç`n ayın kuru dut, aşm ve kuru eri?kle içildiğini dile getiren Hacı Ömer Özden, daha sonra Rusya'dan şeker ithl edildiğini ifade ederek şunları söyledi: ''Rusıa'dan kalıplar halinde gelen şekerler, kırılarak satışa çıkarılırmış. Vatandaşlar kalıp halinde aldıkları pu şekerleri evlerinde ''Taka Tuka'' adını verdikleri bir aletlekırarak küçültmüşler. İnsanlar şeker daha küçük olsun diye şekeri ağızlarında dF^a kırarak ya*ni ''Kıtlayarak'' çay içerlermiş. Bununarkasında fakirlik veya yoksullukvar diyebiliriz.'' Kentteki semaver çayı geleneğini H anlatan Özden, şunları kaydetti: } ''Bir rivayete göre de 1895 oErzurum'da bir kolera salgını olmuş. Doktorlar vatandaştan castalığı karşı RsulCarı kaynatarak içmesini istemiş. Fakat Erzurum halkı bunapek uymamış. Dönemin valisi, L$astalğa çare =olrak her maha lleye büyük semaverler t koydurmuş. Çayın yanında ;ua bir kalıp şeker keserle kırılarak vatandaşlara verilmiş ve akşama kadar çay içmeleri istenmiş. Kıtlama kelimesinin şeker iki di ş arasında kırılırken çıkao ''kıt'' sesinden geldiği bilinir.'' Erzurum'da soğukhava etkili olduğu iç in r bir kişinin akşamakadar 2 0 bardak çay içebileceğine dikkat çeken Özden, a $zerinŞ yazılmış şiir ve türkülerin de zayın şehir kül türündei önemini otayk koyduğunu kaydetti. drzurumlular, iftKardan Logra sokakaralarındaki çay ocaklarında, dev semaverler de demlenen çayı ÜErzurum usulü kıtlama şeker ve limonla tüketiyor. Bir ara sokakta 12 yzldı>r =ema´er çayı demleyen Ercan Tekmanlı, ya ptığı açıklamada, bu geleneğin kendilerine dedelerinden kaldığını söyledi. ]obasıyılf biruikte 170 santimetreye ulaşan semaverini if tar saatine k£ısa bir Şd* süre kala yaktığını kayded en Tekmanlı, şunları söyledi: ''Ramazan ayöının gelmesiyle birlikte semavr çayına ilgi artıyor. Harmanladığımız farklı özelliöklere sah ip çaylardan günde 2-3 kilo kullanıyoruz. Her akşam \ 600 /le 700 bardak arasınd` çay satışımız oluyor. Müşterilerimiz ıO burada sohbet etm fırsatı bulurken aynı zamanda semaver çayının da tadına çıkKrıor.'' Günlük demledikleri çay oranıUnın 10 litreyibulduğunu dile getiren Tekmanlı, sahur vaktine k>afaü çay sottıklarını söyledi. B|< f diğer semaverciMuhammer Öz :ürk de çayın ramazan ayında Erzurum halkı içinönemli olduğunu belirterek, özellikle semaver çayının çok tercih edildiüinhi urguadıJ. ÖzCürk, semaver çayına alışanların demlik çayını kolay k oly içemediğini ifade ed,rek, ''Vatandaşlar, Z)~ kahvehane yerineburaya geliyor. Semaver çayının ̈́ı başka. 2 tane semaver ve 5 demliğimiz var. Günde ortalama in 200 bardak çay satıyoruz.'' dedi. Her ̈́ftIrdan sOora arkadaşlarıyla birlikte 'semaver çaym Öçmeye geldiklerini söyleyen Nihat Güdener adlı vatandaş,''Çay B güzel, muhabbet \büz/l, ramazan buradagüzel. Çayın güzeli de burada içilir.Ben buraya geldiğim zaman 1ş bar$ak çay içiyorum. Semaverçayı bizimiçin vazgeçilmezdir'' lekinde konuştu.
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Ömer Özden, yaptığı açıklamada, Erzurum'a çayın 1800'lü yılların başında geldiğini söyledi. Erzurum'a geldiği yıllarda şeker olmadığı için çayın kuru dut, aşma ve kuru erikle içildiğini dile getiren Hacı Ömer Özden, daha sonra Rusya'dan şeker ithal edildiğini ifade ederek şunları söyledi: ''Rusya'dan kalıplar halinde gelen şekerler, kırılarak satışa çıkarılırmış. Vatandaşlar kalıp halinde aldıkları bu şekerleri evlerinde ''Taka Tuka'' adını verdikleri bir aletle kırarak küçültmüşler. İnsanlar şeker daha küçük olsun diye şekeri ağızlarında da kırarak yani ''Kıtlayarak'' çay içerlermiş. Bunun arkasında fakirlik veya yoksulluk var diyebiliriz.'' Kentteki semaver çayı geleneğini de anlatan Özden, şunları kaydetti: ''Bir rivayete göre de 1895 Erzurum'da bir kolera salgını olmuş. Doktorlar vatandaştan hastalığı karşı suları kaynatarak içmesini istemiş. Fakat Erzurum halkı buna pek uymamış. Dönemin valisi, hastalığa çare olarak her mahalleye büyük semaverler koydurmuş. Çayın yanında da bir kalıp şeker keserle kırılarak vatandaşlara verilmiş ve akşama kadar çay içmeleri istenmiş. Kıtlama kelimesinin şeker iki diş arasında kırılırken çıkan ''kıt'' sesinden geldiği bilinir.'' Erzurum'da soğuk hava etkili olduğu için bir kişinin akşama kadar 20 bardak çay içebileceğine dikkat çeken Özden, çay üzerine yazılmış şiir ve türkülerin de çayın şehir kültüründeki önemini ortaya koyduğunu kaydetti. Erzurumlular, iftardan sonra sokak aralarındaki çay ocaklarında, dev semaverlerde demlenen çayı Erzurum usulü kıtlama şeker ve limonla tüketiyor. Bir ara sokakta 12 yıldır semaver çayı demleyen Ercan Tekmanlı, yaptığı açıklamada, bu geleneğin kendilerine dedelerinden kaldığını söyledi. Sobasıyla birlikte 170 santimetreye ulaşan semaverini iftar saatine kısa bir süre kala yaktığını kaydeden Tekmanlı, şunları söyledi: ''Ramazan ayının gelmesiyle birlikte semaver çayına ilgi artıyor. Harmanladığımız farklı özelliklere sahip çaylardan günde 2-3 kilo kullanıyoruz. Her akşam 600 ile 700 bardak arasında çay satışımız oluyor. Müşterilerimiz burada sohbet etme fırsatı bulurken aynı zamanda semaver çayının da tadına çıkarıyor.'' Günlük demledikleri çay oranının 10 litreyi bulduğunu dile getiren Tekmanlı, sahur vaktine kadar çay sattıklarını söyledi. Bir diğer semaverci Muhammer Öztürk de, çayın ramazan ayında Erzurum halkı için önemli olduğunu belirterek, özellikle semaver çayının çok tercih edildiğini vurguladı. Öztürk, semaver çayına alışanların demlik çayını kolay kolay içemediğini ifade ederek, ''Vatandaşlar, kahvehane yerine buraya geliyor. Semaver çayının tadı başka. 2 tane semaver ve 5 demliğimiz var. Günde ortalama bin 200 bardak çay satıyoruz.'' dedi. Her iftardan sonra arkadaşlarıyla birlikte semaver çayı içmeye geldiklerini söyleyen Nihat Güdener adlı vatandaş, ''Çay güzel, muhabbet güzel, ramazan burada güzel. Çayın güzeli de burada içilir. Ben buraya geldiğim zaman 15 bardak çay içiyorum. Semaver çayı bizim için vazgeçilmezdir'' şeklinde konuştu.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. B unlarıtanıyamadınız, öC~ tanıyamadığınız içinbölge bu halde. Bu nasıl ortaklık ya? size kaç kere söyledi m. Siz bizimle mi berabperi,iz yoksa terör örgtü PYD-YPG ie mi berabersiniz? -B M, kapıdakileri içeri a;n diyor. Sen ne ş^ yarıyor Hh sun? O kadar insanı evimize biz aldık ya. Siz ne aldınız, hadg ülke ne aldı? -Bir 3 milyar dolar verecekler, eendile`ri geliyor, geziyor, hâlâ pl an geTtir, proje getir. S.z dalga mıgeçiyorsunuz? -Terörünmesafesi, sınırıyoktur. Kef`ndi evinde huzurla yşayanlar ken di başlarına geldiğinde yanıldıklarını görecekler. .. -Türkye'yi bu mücadelede yalnızbırakanlar elbet doğruyu anlayacaklar ama geç olaca*ktır. -Suriye'de lenler d(aha değ%rli g=rmek ikiyüzlülüğün ta kendisidir. -Birgün benzer bir ateşin _enĞi evl:eIrini yakacağını görebilmeliler... *$n Unutulmasın ki mazlumun ahı yerde kalmaz
Bunları tanıyamadınız, tanıyamadığınız için bölge bu halde. Bu nasıl ortaklık ya? , size kaç kere söyledim. Siz, bizimle mi berabersiniz yoksa bu terör örgütü PYD-YPG ile mi berabersiniz? -BM, kapıdakileri içeri alın diyor. Sen ne işe yarıyorsun? O kadar insanı evimize biz aldık ya. Siz ne aldınız, hangi ülke ne aldı? -Bir 3 milyar dolar verecekler, kendileri geliyor, geziyor, hâlâ plan getir, proje getir. Siz dalga mı geçiyorsunuz? -Terörün mesafesi, sınırı yoktur. Kendi evinde huzurla yaşayanlar kendi başlarına geldiğinde yanıldıklarını görecekler... -Türkiye'yi bu mücadelede yalnız bırakanlar elbet doğruyu anlayacaklar ama geç olacaktır. -Suriye'de ölenleri daha değerli görmek ikiyüzlülüğün ta kendisidir. -Birgün benzer bir ateşin kendi evlerini yakacağını görebilmeliler... Unutulmasın ki mazlumun ahı yerde kalmaz
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Yönetmen SemihKaplanoğlu’nun ve Kültür Baka nı Ertuğrul Günay’ın aç[şa katılmaması, eleştirilerin hedefindeki Emir Kusturica’ya yapılan protesto ve bugün Sırp yönetmenin jüri üyeliğinden çekilmesi... Krizle başlayan ancak bu gün itiba riyle normale döndüğü organizatörler tarafından da açıklanan Altın Portakal Film Festivali. Bosna savaşı sırasında sivilleŞe yönelik katliamla EOc ilgili ‘abartılı’ iddiasında uunduğu için tepki topla yan v e bugün Baka n Gü'´ay’ı 'düşman' ila[ ederek Antalya'dan sayrılan Kusturica’ya yönelik tepki, N)y’ye yayınında FestŞival Genel KoordinatörüGöksel usal tarafından şöyle değerlendirildi: "Dünyanın en saygın sinemacıları arasında yer alan ö|emli bir konuğumuz vardı. Ne yazık ki üzülerek gitt i. Biz bunun arka planında nelerin yattı~ğını çok iay biliyoruz. Siyasibir muhalefetin, sanatsal arentanki yapsımalarını gördük. Siyasi ve sanatsal aren keskin çizgilerleayırt edilmelidir. Bu Türkiy]e’nin e büyük, emn kıdemli organizasyonu. 47 yı ldıraralıksız devsam eden başka bir organizasyon yok. Ve yn)u festival Şusturica’yı getirdi...Burası hoşgörülü bi r kent ve öüĞüzdeki T( yıllarda a Kusturica gii sanatçıları bağrına basacak; bJiz yolumuza devm eeceiz." NTV yayının bir Fdiğer konukları, sanatçılar Müjdat Gezen ve Mustafa `la{ora ile ark a plandaErkan Ca ve Sümer Tilmaç oldular.
Yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın açılışa katılmaması, eleştirilerin hedefindeki Emir Kusturica’ya yapılan protesto ve bugün Sırp yönetmenin jüri üyeliğinden çekilmesi... Krizle başlayan ancak bugün itibariyle normale döndüğü organizatörler tarafından da açıklanan Altın Portakal Film Festivali. Bosna savaşı sırasında sivillere yönelik katliamla ilgili ‘abartılı’ iddiasında bulunduğu için tepki toplayan ve bugün Bakan Günay’ı 'düşman' ilan ederek Antalya'dan ayrılan Kusturica’ya yönelik tepki, NTV’ye yayınında Festival Genel Koordinatörü Göksel Kumsal tarafından şöyle değerlendirildi: "Dünyanın en saygın sinemacıları arasında yer alan önemli bir konuğumuz vardı. Ne yazık ki üzülerek gitti. Biz bunun arka planında nelerin yattığını çok iyi biliyoruz. Siyasi bir muhalefetin, sanatsal arenadaki yansımalarını gördük. Siyasi ve sanatsal arena keskin çizgilerle ayırt edilmelidir. Bu Türkiye’nin en büyük, en kıdemli organizasyonu. 47 yıldır aralıksız devam eden başka bir organizasyon yok. Ve bu festival Kusturica’yı getirdi... Burası hoşgörülü bir kent ve önümüzdeki yıllarda da Kusturica gibi sanatçıları bağrına basacak; biz yolumuza devm edeceğiz." NTV yayının bir diğer konukları, sanatçılar Müjdat Gezen ve Mustafa Alabora ile arka planda Erkan Can ve Sümer Tilmaç oldular.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. }ve GİRESUN- Çaldağ kö_üde İnişdibi-Çaldağ kaKranyülu gü%ergahındaki bir aş ocağında, Kamil Peker idaresindeki iş #makine!i kayaları n olduğu bölgede çalıştığı sırada göçükmeydana geldi. İş makines%nin etrafında bulunan aracın bakımcısı Mutlu Özdemir, kayaların altındaki boşlukta sıkıştı. Operatör Peker ise kendi imkanlarıyla iş makinesinden çıkt. Diğer işçilerin janda rmaya ihbarı üzerine olay yerine gelen 112Acil ambulansı, Peker'i hastaneye kaldırdı. UD`ha sonra olay yerine gelen AKUT, İl Afet =e Acil Durum Müdürlüğü, UMKE ve itfaiye ekip-eri, kayalar u ın altında k/la. Özdemir'i çıka£mak için çalışma başlattı. Özdemir, sıkıştığı yerden yaklaşık 1 saatsüren çalışmanın ardından kayaların kırılması sonucu çık ajıldı. Yaralananişçi sedyeyle fındık bahçesinden ydklşık 100 metre aşağıya taşın arak e ambulansla Giresun Prof. Dr. İlhan ÖzAdemir Devlet Hastanesine kaldırıldı. Kazanın meydana geldiği bölgede incelemelerde bulunan ireysun Valisi Hasan Karahan, "Varsa bir eksiklik,kusur onu araştıracağız. Mrkadaşımızın kurtulmasına s evindik, bu vesileyle gesçmiş olsun < diyorum" dedi.
GİRESUN- Çaldağ köyünde İnişdibi-Çaldağ karayolu güzergahındaki bir taş ocağında, Kamil Peker idaresindeki iş makinesi kayaların olduğu bölgede çalıştığı sırada göçük meydana geldi. İş makinesinin etrafında bulunan aracın bakımcısı Mutlu Özdemir, kayaların altındaki boşlukta sıkıştı. Operatör Peker ise kendi imkanlarıyla iş makinesinden çıktı. Diğer işçilerin jandarmaya ihbarı üzerine olay yerine gelen 112 Acil ambulansı, Peker'i hastaneye kaldırdı. Daha sonra olay yerine gelen AKUT, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, UMKE ve itfaiye ekipleri, kayaların altında kalan Özdemir'i çıkarmak için çalışma başlattı. Özdemir, sıkıştığı yerden yaklaşık 1 saat süren çalışmanın ardından kayaların kırılması sonucu çıkarıldı. Yaralanan işçi sedyeyle fındık bahçesinden yaklaşık 100 metre aşağıya taşınarak ambulansla Giresun Prof. Dr. İlhan Özdemir Devlet Hastanesine kaldırıldı. Kazanın meydana geldiği bölgede incelemelerde bulunan Giresun Valisi Hasan Karahan, "Varsa bir eksiklik, kusur onu araştıracağız. Arkadaşımızın kurtulmasına sevindik, bu vesileyle geçmiş olsun diyorum" dedi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. İSTANBULEmniyet Müdü=lüğü Organiz e Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, daha önceden beirledikleri adreslere gece saatlerinde opBuasyo düyenleai_ Operasyon kapsamında v saĞdua kişi gözaltına alıdı. İstanbul EmniyetMüdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube ekipleri,gece saatlerinde daha önceden belirlenen aço sayıda adrese operason düzenledi. Operasyondan çok sayıda şüpheli gözaltına aaın`dı. Gözma&tına alı>nan şüpheliler sağl ık kontrolünden geçirilmeküzere Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'negetirildi. ağıe kontrolünden geçirilen şüpheliler sorgulanmak üzereİstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götnrülsdü. Operasyonun içeriğiyle ilgili n henüz bir açıklama yapılmad r~ğ
İSTANBUL Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, daha önceden belirledikleri adreslere gece saatlerinde operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında çok sayıda kişi gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, gece saatlerinde daha önceden belirlenen çok sayıda adrese operasyon düzenledi. Operasyondan çok sayıda şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirildi. Sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler sorgulanmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Operasyonun içeriğiyle ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Bu çerçevede AR KKTC’ye y önelik [ spor ambargosunun Üğr kaldırılması amacıyla Kıbrıslı ük veRum futbol federasyonlarının başkanları 5 Kasım’da İsviçre’nin Zürih kentindeki uluslakrarası futbol fJderzasyon FİFA’nıen merkezine davet edildi. Kıbrısta taraflara cesaret vermesi ve siyasi çözüm çabalarına katkı sağl aması amacıyla hazreanan futmol ambargosunun kaldırılmasına yölik toplantı daveti, FIFA başkanı Joseph \latPter tarafından yapıldı. Kritik to plantıda UEFA başkanı Michel Platini de hazır bulunacak. Toplant ıda KuzeyKıbrıs’a uyÜulanan fuatb&ol ambargosunun kaldırılarak adanın iki kesimindeki futbol federasyonlarının, uluslararası alanda n~k çatı altında temsil edilmesihedefleniyor. Ambargolar altındaki Kıbrıs Tük takımları hiçbiAcr uluslararası karşılaşmadayer lamıyor Türk takımlarıyla bile ada içinde )ey:a dışında hazırlık maçı dahi yapamıyor. Ambargolar yüzünden Türk takımları Kıbrırs’ta kamp bile yapamıyor. Kıbrıs TS/rk ve Rum futbol federasyonlarının başkanları, FIFA liderliğindeki toplantıda uzla:şı sağlamaya alışarbk futbolun önündeki $ambrgol̈́arı kaladırmayı deneyecek. FeFA Başkanı Blatter girişimler konusundayaptığı açıklamada, "Futbolda Kıbrıs'ı bir leştirmek kistiyorum" demişti. ürk tarafına yönelik futbol ambargosunun kaldırılmasına yönelik ilk &aalarğ KıbrısTürk Futbol Fedfrasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu ileRum Ftboa Federasyonu (KO!) Başkanı Kostakis Kutsokumnis rasında FIFA ve UEFA gözlemcilerinin dekatıldığı görüşmelerle başlamıştı. Kıbrıslı federas yon kda başkanları nihei uzlaşmaya varılm ası konus unda FIFA'nın devreye girmesini talep ehti. FIFA başkan#ı Bla'ter de futl ambargosunun kaldı rılmasına yönelik son adım için iCki aşkabnı Zürih’e davet etti. İki taraf arasındaki taslak uzlaşı, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü için 20B04 yılında referanduma sunulan Anan Planı’nabenziyor. NTV’nin ulaştığı bilgilere göre, Zürih’tekitoplantıda ortanya çıkması hedeflenen uzlaşı belgesinde iki tarafın futbol federasyonları ada ,çindeki faal iyetle rini birbirinden bağımsız ol!a£k sürdürecek >E ancak Kı|rıs futbolu nun uluslararası alanda tek temsiliyeti olacak. Yani Türk ve Rum futbo>löcular uluslararasıkarşılaşmalarda aynı formayı giyecek. Kıbr ıs fu tbolu FIFA veUEFA l&? nezdinde tek şemsiye altında temsil edilecek, Türk-Rumayrımı olmayacak. FIFA merkezindeki tarihi toplantıda ortaya çıkacak uanlaşma ğ metni iki tarafın f!_boD federasyonlarının genel kurulunda eşzlamanlı olarak referanduma sunulacak. Fut{o{ ambargolarını kaldıra/cak bÖu anlaşma iki ĞnK tarafça da kabu Etu l görürse hayata geçirliecek ve teorik olarak Kıbrıs Türk tarafına yön elikambargo kalkmış olcak.
Bu çerçevede KKTC’ye yönelik spor ambargosunun kaldırılması amacıyla Kıbrıslı Türk ve Rum futbol federasyonlarının başkanları 5 Kasım’da İsviçre’nin Zürih kentindeki uluslararası futbol federasyonu FİFA’nın merkezine davet edildi. Kıbrısta taraflara cesaret vermesi ve siyasi çözüm çabalarına katkı sağlaması amacıyla hazırlanan futbol ambargosunun kaldırılmasına yönelik toplantı daveti, FIFA başkanı Joseph Blatter tarafından yapıldı. Kritik toplantıda UEFA başkanı Michel Platini de hazır bulunacak. Toplantıda Kuzey Kıbrıs’a uygulanan futbol ambargosunun kaldırılarak adanın iki kesimindeki futbol federasyonlarının, uluslararası alanda tek çatı altında temsil edilmesi hedefleniyor. Ambargolar altındaki Kıbrıs Türk takımları hiçbir uluslararası karşılaşmada yer alamıyor, Türk takımlarıyla bile ada içinde veya dışında hazırlık maçı dahi yapamıyor. Ambargolar yüzünden Türk takımları Kıbrıs’ta kamp bile yapamıyor. Kıbrıs Türk ve Rum futbol federasyonlarının başkanları, FIFA liderliğindeki toplantıda uzlaşı sağlamaya çalışarak futbolun önündeki ambargoları kaldırmayı deneyecek. FIFA Başkanı Blatter girişimler konusunda yaptığı açıklamada, "Futbolda Kıbrıs'ı birleştirmek istiyorum" demişti. Türk tarafına yönelik futbol ambargosunun kaldırılmasına yönelik ilk çabalar, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu ile Rum Futbol Federasyonu (KOP) Başkanı Kostakis Kutsokumnis arasında FIFA ve UEFA gözlemcilerinin de katıldığı görüşmelerle başlamıştı. Kıbrıslı federasyon başkanları nihai uzlaşmaya varılması konusunda FIFA'nın devreye girmesini talep etti. FIFA başkanı Blatter de futbol ambargosunun kaldırılmasına yönelik son adım için iki başkanı Zürih’e davet etti. İki taraf arasındaki taslak uzlaşı, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü için 2004 yılında referanduma sunulan Annan Planı’na benziyor. NTV’nin ulaştığı bilgilere göre, Zürih’teki toplantıda ortaya çıkması hedeflenen uzlaşı belgesinde iki tarafın futbol federasyonları ada içindeki faaliyetlerini birbirinden bağımsız olarak sürdürecek ancak Kıbrıs futbolunun uluslararası alanda tek temsiliyeti olacak. Yani Türk ve Rum futbolcular uluslararası karşılaşmalarda aynı formayı giyecek. Kıbrıs futbolu FIFA ve UEFA nezdinde tek şemsiye altında temsil edilecek, Türk-Rum ayrımı olmayacak. FIFA merkezindeki tarihi toplantıda ortaya çıkacak anlaşma metni iki tarafın futbol federasyonlarının genel kurulunda eşzamanlı olarak referanduma sunulacak. Futbol ambargolarını kaldıracak bu anlaşma iki tarafça da kabul görürse hayata geçirliecek ve teorik olarak Kıbrıs Türk tarafına yönelik ambargo kalkmış olacak.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. 2012 yılında Hollanda'nın Roterdam k]ntinde bi r müzeden çalınan Pablo PicKassK'>un tablosu uomanya'da bulunduğunadair haberlerin Belçikalı b bir tiyatro grubu &ntarafından şaka ol duğu ortaya çıktı. 6 yıl önce Rotterdam'da bb müzede sergiolenen Pablo Picasso'nun "Harlequin Bcşı" isimği tablosu ıe 6 sanat eseri 6 yıl önce çalınmıştı.Romanya'da bulun&aV 80 bin euro değr biçilen tablo, b~ polisin ifadesine göre bir ormanda gömülü olarak bulunduğu söylenmişti. Toprağa gömülü olarak bulunantablonun Hollaznda'nın Bükre ş Büyükelçiliğine teslim edildiği bildirilmiş, ünl ü tablonun, Romanya'nın TulNa şehringi< orman yolunda, zanlıtnın evine yaklaşık 15 km uzaklıkta, karla nö kaplı bölgenin kazılmasıyla birlikte plastikler sarılmış halde bulunduğu söylenmişti. Fakat bu a\erin "şaka"olduğu açıklandı. Belçika'nın Anvers kentinde bulunanBerlin Tiyatro GrKbu, ilkkez sahneleyeceklerioyunun tanıtımı için böyle bir yol ilediğii .açılladı. Sanat dünyası nın U ç*k ses getiren soygunlarından biriolarak kayıtlara geçen 2012'deki olUa\da Picasson'nun r tablosunun £r yanında m 7 tablo daha çalınmıştı. Diölr çalınan eserler ise Matisse'nin La Liseuse en Blanc Jaune", Mone'in "Waterloo Bridge,London"ve "Charing Cross Bridge, London", GaugFin'in "Femme devant une fenetre ouverte" vş Meijer D Haan'ın "Autoportrait" ve Lucian Freud'un "Woman rLh ŞEys <ö Closed" isimlj tablola.
2012 yılında Hollanda'nın Roterdam kentinde bir müzeden çalınan Pablo Picasso'nun tablosu Romanya'da bulunduğuna dair haberlerin Belçikalı bir tiyatro grubu tarafından şaka olduğu ortaya çıktı. 6 yıl önce Rotterdam'da bir müzede sergilenen Pablo Picasso'nun "Harlequin Başı" isimli tablosu ve 6 sanat eseri 6 yıl önce çalınmıştı. Romanya'da bulunan 800 bin euro değer biçilen tablo, polisin ifadesine göre bir ormanda gömülü olarak bulunduğu söylenmişti. Toprağa gömülü olarak bulunan tablonun Hollanda'nın Bükreş Büyükelçiliğine teslim edildiği bildirilmiş, ünlü tablonun, Romanya'nın Tulça şehrinin orman yolunda, zanlının evine yaklaşık 15 km uzaklıkta, karla kaplı bölgenin kazılmasıyla birlikte plastikler sarılmış halde bulunduğu söylenmişti. Fakat bu haberin "şaka" olduğu açıklandı. Belçika'nın Anvers kentinde bulunan Berlin Tiyatro Grubu, ilk kez sahneleyecekleri oyunun tanıtımı için böyle bir yol izlediğini açıkladı. Sanat dünyasının en çok ses getiren soygunlarından biri olarak kayıtlara geçen 2012'deki olayda Picasson'nun tablosunun yanında 7 tablo daha çalınmıştı. Diğer çalınan eserler ise Matisse'nin "La Liseuse en Blanc Jaune", Monet'in "Waterloo Bridge,London" ve "Charing Cross Bridge, London", Gauguin'in "Femme devant une fenetre ouverte" ve Meijer De Haan'ın "Autoportrait" ve Lucian Freud'un "Woman with Eyes Closed" isimli tablolar.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. .edipol Başakşehir karşısında ilkyarıyı 4-1 geride {tasmlayan Akhi sarBelediyesor, rakibine 5-1 mağlup old. Daha önc*e Iie deplasmanda Galatasaray'dan kalesind e 6 gol gören ve rakibine6-1 mağlup olan Ege temsilcisi, Süper Lig'deki h5 sezonunda ilk kez bir maçta 5 m´´ gol yed NMdipo Başakşehir'e karşı daha öncebirer kez ?eplasmanda ve içsahada 4-0 yenilen Ege temsil[isi, dış sahada Fenerbahçe ve Torku Konyaspor'a iç sahada ise Çayk ur Rizespor'a 4-0 yenilmişti. Süper Lig'de oyn adığı 145 mçta kalesinde 202 gol gören Akhisar Belediyespor, buMl(rd<an 109'unu deplasman maçla`ı+da yedi. İstanbul'da Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Kasımpaşave Medipol Başakşehir'ekarşı oynadığı 20 maçta kalesinde 49 gol gören Ege temsilcisi, diğer r+akipleri+le deplasmanda yaptığı 53 karşılaşmada ise 7 d0 gol engel olamadı. Akhisar Belediyespor, İstanbul'daki müsabakalarda kalesinde ortalama 2,5, diğer kentlerde ise aç b£ıına 1,3 gol gördü. Süper Lig'deki mücadelesinde İstanbul'da rakiplerine karşı şLsabaka başına0,85 {U puan toplayan Ege temsilcii, ĞdiPesr müsabakalrda ise 1, # puan ortalaması yakaladı. Ligde M~edipol rBaşakşehir maçına +adar kalesinde son golü, 2-0 aybedtişği jEP Beşiktaş maçının 45. dakikasında RodallegaÖnın ters vuruşĞyla gören Akhisar Belediyespor,dün 17. dakikada Cengiz Ünder'in golünü engelleyemedi. Ege temsilcisi ligde 422 dkika sonr a kal esinde gof gördü. Akhisar Belediyespor'un dün tek golünü kaydeden Hugo Rodallega, b sezon 3. golüne imza attı. Yeşil-siyahlı formaöa 22. güolüne ulaşan Kolombiyalı golcü 21 gollü Bruno'yu geçerek AkRhAisa, Belediyespor'unlig tarihindeki en golcü zp ikinci ismi oldu. Rodallega, 3 gol daha bulması halinde Gekas'ın 24 gollük performansını geride bırakacak.
Medipol Başakşehir karşısında ilk yarıyı 4-1 geride tamamlayan Akhisar Belediyesor, rakibine 5-1 mağlup oldu. Daha önce yine deplasmanda Galatasaray'dan kalesinde 6 gol gören ve rakibine 6-1 mağlup olan Ege temsilcisi, Süper Lig'deki 5. sezonunda ilk kez bir maçta 5 gol yedi. Medipol Başakşehir'e karşı daha önce birer kez deplasmanda ve iç sahada 4-0 yenilen Ege temsilcisi, dış sahada Fenerbahçe ve Torku Konyaspor'a iç sahada ise Çaykur Rizespor'a 4-0 yenilmişti. Süper Lig'de oynadığı 145 maçta kalesinde 202 gol gören Akhisar Belediyespor, bunlardan 109'unu deplasman maçlarında yedi. İstanbul'da Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Kasımpaşa ve Medipol Başakşehir'e karşı oynadığı 20 maçta kalesinde 49 gol gören Ege temsilcisi, diğer rakipleriyle deplasmanda yaptığı 53 karşılaşmada ise 70 gole engel olamadı. Akhisar Belediyespor, İstanbul'daki müsabakalarda kalesinde ortalama 2,5, diğer kentlerde ise maç başına 1,3 gol gördü. Süper Lig'deki mücadelesinde İstanbul'da rakiplerine karşı müsabaka başına 0,85 puan toplayan Ege temsilcisi, diğer müsabakalarda ise 1,1 puan ortalaması yakaladı. Ligde Medipol Başakşehir maçına kadar kalesinde son golü, 2-0 kaybettiği Beşiktaş maçının 45. dakikasında Rodallega'nın ters vuruşuyla gören Akhisar Belediyespor, dün 17. dakikada Cengiz Ünder'in golünü engelleyemedi. Ege temsilcisi ligde 422 dakika sonra kalesinde gol gördü. Akhisar Belediyespor'un dün tek golünü kaydeden Hugo Rodallega, bu sezon 3. golüne imza attı. Yeşil-siyahlı formayla 22. golüne ulaşan Kolombiyalı golcü 21 gollü Bruno'yu geçerek Akhisar Belediyespor'un lig tarihindeki en golcü ikinci ismi oldu. Rodallega, 3 gol daha bulması halinde Gekas'ın 24 gollük performansını geride bırakacak.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Bursa'nın MudBnya ilçesinde BursaBüyükşehir Belediyesi'nin restore ettiği Hasanbey Hamamı Kültür Merkezi açılışına kat ılan Çalışma ve SosyalGüvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, yen anayasada seçilme yaşının 1 8'e indirilmesin tepki gös teren CHP'yi )eleştirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu referandum söylemleri üzer!ndeo eleştiren akan Müezzinoğlu, "Gençlere gv\nme+ gerek. Bu gençlere inanmayarak, zhu gençlere i~şimize geldiği zaman güvenp işimize geldiği zaman da güvLenmeyerek geleceğimizi güçlü kılamayız. 18- 4 {aD arasındaki gençlere diyoruz ki, 'mahallenin muhtarına ceçeb[lirsrin, ama ma halle muhtar adhyı olamazsın.' Olsun, ne olacak. Bu ke`ci mahallesi seviyor . Belki Doradan yarın bir Recep T_ayip MdoPan çıkacak. Geleceğini şekillendiren gençlerine güvenerek, oralardan yeni yeni Rec#Jp Tayyip Erfdoğacnl)r çıkartmayanbüyük bir meden iyetin yolculuğu yapmalıyız. Ama CHP buralardan yeni Klıçaroğluları ı$kacak diye k orkuyorsa, gençlere haksızlık yapmaya hakkı yo" dedi. Türkiye'deemekli olup da yaşa taklSaüları g erkenyaşta emekli olanları örneDk gösteren Bakan Müezzinoğlu, "Şu anda benim yaşa takılan kardeşlerim vaş. Yaşa tauıldığ fhald£ 48 yaşınd a emeli olaslar var. Şu anda Cumhuriyet Halk Partisi'nde üçüncü dönem milletvekilliği yapıyor olmasına rağmen yaşa takılan milletvekilleri var. TakıEac>ak. Vatandaş nasıl takılıyorsa o da takılacak. Biz zm defa emeklilik ortalama yaşını 52'ye etirdik. Ama hala 47 - 48'de eLmekli olanlar va'r. 2036 yılında erkekler 60, kadınSar ise 58 yaşında emeklu olacak. Bugün Almanya'da 65 yaşından önce emekli olan tek ir kişi yok. Avrupa'nın hiçbir ülkesinde 65 yaşından önce emekli olan yok." Referanduma gidecek anayasa değişikliğinde seçilme yaşının 18'e o%ndirilmesini eleştiren CHP'ye yanıt veren Müezzinğlu, "CHP diyor >?Y ki '18 yaşındaki çocuğu emekli yapa>aklanr. Bunlar da kendi çoc'uklrı lacak.' Milleti kıt akıllı zannediyorlar. Milet seni niye seçmiyor? Yıllardır milleteyanlış yapmazsan, millete ].ü hizmeti doğru verirsen, millet ´g seni baş tac yapar merak etmeKılıçdaroğlu. Yalan söyleyerk, milleti k/ndırarak bu milletin kaderiyle uynayamazsın" d(e konuştu. Geçtiğimiz günlerde emeklülere yönelik başlayan promoyon öjehmeleriyl ilgili konuşan Bakan Müezzinoğlu, "gu ana kadar emekliye 4.5 milyar 'lira banka promosyon ödemesi yaptık. Eski kInun gör]e 30 yıldan fazla çalışan emekliye sadece 30 yıllık ikramiyesi ödeniyordu. ay önce dü.enlGme yaptık kanunda. 30 yıldan fazla çalışanlarıI ge ri kalan yıllarının daikramiyesini ödemeye başladık. Toplam 90 bin emekliye gj0 milyon ilave fark ödeyeceğiz"dedi. Buradaki açılışın ardından Müezzinoğlu Güzelyalı'ya geçerek vesnafı ziyar#et etti. Bir lokantaya giren Müezzino ğlu bıçağı eline alarak y cağ dönerikesti.
Bursa'nın Mudanya ilçesinde Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin restore ettiği Hasanbey Hamamı Kültür Merkezi açılışına katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, yeni anayasada seçilme yaşının 18'e indirilmesine tepki gösteren CHP'yi eleştirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu referandum söylemleri üzerinden eleştiren Bakan Müezzinoğlu, "Gençlere güvenmek gerek. Bu gençlere inanmayarak, bu gençlere işimize geldiği zaman güvenip işimize geldiği zaman da güvenmeyerek geleceğimizi güçlü kılamayız. 18- 24 yaş arasındaki gençlere diyoruz ki, 'mahallenin muhtarına seçebilirsin, ama mahalle muhtar adayı olamazsın.' Olsun, ne olacak. Bu genci mahallesi seviyor. Belki oradan yarın bir Recep Tayyip Erdoğan çıkacak. Geleceğini şekillendiren gençlerine güvenerek, oralardan yeni yeni Recep Tayyip Erdoğanlar çıkartmayan büyük bir medeniyetin yolculuğu yapmalıyız. Ama CHP buralardan yeni Kılıçdaroğluları çıkacak diye korkuyorsa, gençlere haksızlık yapmaya hakkı yok" dedi. Türkiye'de emekli olup da yaşa takılanları ve erken yaşta emekli olanları örnek gösteren Bakan Müezzinoğlu, "Şu anda benim yaşa takılan kardeşlerim var. Yaşa takıldığı halde 48 yaşında emekli olanlar var. Şu anda Cumhuriyet Halk Partisi'nde üçüncü dönem milletvekilliği yapıyor olmasına rağmen yaşa takılan milletvekilleri var. Takılacak. Vatandaş nasıl takılıyorsa o da takılacak. Biz ilk defa emeklilik ortalama yaşını 52'ye getirdik. Ama hala 47 - 48'de emekli olanlar var. 2036 yılında erkekler 60, kadınlar ise 58 yaşında emekli olacak. Bugün Almanya'da 65 yaşından önce emekli olan tek bir kişi yok. Avrupa'nın hiçbir ülkesinde 65 yaşından önce emekli olan yok." Referanduma gidecek anayasa değişikliğinde seçilme yaşının 18'e indirilmesini eleştiren CHP'ye yanıt veren Müezzinoğlu, "CHP diyor ki '18 yaşındaki çocuğu emekli yapacaklar. Bunlar da kendi çocukları olacak.' Milleti kıt akıllı zannediyorlar. Millet seni niye seçmiyor? Yıllardır millete yanlış yapmazsan, millete hizmeti doğru verirsen, millet seni baş tacı yapar merak etme Kılıçdaroğlu. Yalan söyleyerek, milleti kandırarak bu milletin kaderiyle oynayamazsın" diye konuştu. Geçtiğimiz günlerde emeklilere yönelik başlayan promosyon ödemeleriyle ilgili konuşan Bakan Müezzinoğlu, "Şu ana kadar emekliye 4.5 milyar lira banka promosyon ödemesi yaptık. Eski kanuna göre 30 yıldan fazla çalışan emekliye sadece 30 yıllık ikramiyesi ödeniyordu. 3 ay önce düzenleme yaptık kanunda. 30 yıldan fazla çalışanların geri kalan yıllarının da ikramiyesini ödemeye başladık. Toplam 90 bin emekliye 700 milyon ilave fark ödeyeceğiz" dedi. Buradaki açılışın ardından Müezzinoğlu Güzelyalı'ya geçerek esnafı ziyaret etti. Bir lokantaya giren Müezzinoğlu bıçağı eline alarak cağ döneri kesti.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Dünya hrp tarihine geçen  , bu yıl } Milli Mücadele'nin başlamasının  dolayısıyla" " Gesa/ı ve sosyal medyada #diriliştenkurtuluşa etik esiyle kutlanacak. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi )ja_ Başkanlığınca yürütülen uluslararası boyuttaki anma pu)oramı, ilgili bakanlıkların, kamu kurum ve kuruluşlarının iş birliğinde 18Mart'ta gerçekleştirilecek. "18 Mart Şehitleri Anmu Günü ve Çanakkall Deniz £ Zaferi"nin 104 . yıl Eu dönümü dolayısıyla Mehmetçik'in hatırasının, inyn´ıkın, cesaretinin, azminin, manevi mtiras*ının milli birlikve beraberliğin harcı h olan Çanakkale Zaferi'ni kazandı r an yüksek ruhun kuşnaktan kuşağa yaşatılması adınahafta boyuncaÇanakkale başta olmak üzere yurt genelinfde ´nma progr|amları düzenlenecek. Törenlerin düzeni ile bil gi, belge, tasarımve görsl biriğ*n sağlanmtası amacıyla kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ve s iüIl tplum ögütlGi arasında koordinasyonun gerçekleştiriklmHsi, talep edil en materyallerin )\~ temini için Tarihi Alan Başkanlığı tarafından hazırlanan "www.18martetkinlDkneri.com" sitesi faaliyete geçti. Kültür |+. ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un başkanlığındayapılan görüşmelerin ardından, bu yıl Milli Mücadele'nin başlamasının 1 0O yfı+lı dolaAysıyla töre]nler, "Bir Duruştur Çanakkale" teması ve #diriliştenkrurtuluşa etiketiy le yapılacak. "Dirilişten Kurtuluşa BirDuruştur Çanakkale" adı altında hazırlanan 1 dakikalık kamu spotu,televizyon kanallarındahafta etkunliklLe:ri kapsamında gösterilecek. Özel kamu spotuyla milli bilincin artdrılarak gelecek kuşaklara aktarılması hed*efen#di. Çanakkale SavaşlarıGelibolu %ari'i Alan Başkanı İsmail Kaşdemir,yaptığı açıklamada( Çanakkale Savaşları'nın yıl dönümü etkinlikleri için y8 Ma)rt'a önelik hazırlıkların tüm hızı*g sMürvüğünü söyledi. Çanakkale Zaferi'nin Türk milletinin tarihinde önemli deri olduğuna iVşare, eden Kaşdemir, bNda d.olanyı törenlerin her geçen yıl büyük bir coşku ve inançla gerçekleştirildiğini anBlattı. Kaşdemir, buyıl da Çanakkale Zaferi'ni büyük }Ö bir gururla, onurla kutlayacaklarını vurgulayarak, "Bu ol Kurtuluş Savaşımızşın başlangıcının da 100. yıl dönümü. 1 9 Mayıs 1919'da Gazi Mustafa Kemal'i n Sam+un'^ çıkmasıylaKurtuluş Savaşımı zın mealesi ateşlenmiti.j" ddi Çanakkale Savaşları ile Kurtuluş Sjavaşının ayrı düşünülemeyeceğine işaret deu Kaşdemir, şunları kaydetti: "Çanakkale Savaşları'nda tabiri caizse bu millet dirilm i ş, ayağa kalkmış ve Rbağımsızlığa olan snancını tüm jü dünyaya ilan etmiştir. Kurtuluş ´ph Savaşı ds aslında Çanakkale Savaşları'nın bir tamamlayıcısıdır. Dolayısıyla biZ bu yıl Kurtuluş Sa vaşı ile Çanakkale Savaşları'nı beraber işlemeyi düşündük. 'Dirilişten Kurtuluşa Bir Du(ruştu Çanakkale' adı altındabir k amu spotu hazırladık. Çanakkale,bu milletin dirildiği, ayağa kalktığı ve Şj yedi dAve karşı 'bu topraklar bizi' diye EaykırdTğı bir savaştır, bir duruştur. Kurtuluş Savaşımız zaten kurtuluşagiden yolun balangıcı. Dolayısıyla biz bu kapsamda 'Bir Duruştur Çanakkale' derken; Çanakkale, haksı(zlhğa karşı v(i duruştur, Çanakkale, emperyalizme karşı bir duruştur.Çanakkale vatan, millet, bayrak a]e eza n söz koRusu olduğu zaman Tü&k milletinin ortaya koymuş olduğu vefakar, cefaka r ve o kadar da anlamlı bir duruştur"
Dünya harp tarihine geçen  , bu yıl Milli Mücadele'nin başlamasının  dolayısıyla" " teması ve sosyal medyada #diriliştenkurtuluşa etiketiyle kutlanacak. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığınca yürütülen uluslararası boyuttaki anma programı, ilgili bakanlıkların, kamu kurum ve kuruluşlarının iş birliğinde 18 Mart'ta gerçekleştirilecek. "18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi"nin 104. yıl dönümü dolayısıyla Mehmetçik'in hatırasının, inancının, cesaretinin, azminin, manevi mirasının, milli birlik ve beraberliğin harcı olan Çanakkale Zaferi'ni kazandıran yüksek ruhun kuşaktan kuşağa yaşatılması adına hafta boyunca Çanakkale başta olmak üzere yurt genelinde anma programları düzenlenecek. Törenlerin düzeni ile bilgi, belge, tasarım ve görsel birliğin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri arasında koordinasyonun gerçekleştirilmesi, talep edilen materyallerin temini için Tarihi Alan Başkanlığı tarafından hazırlanan "www.18martetkinlikleri.com" sitesi faaliyete geçti. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un başkanlığında yapılan görüşmelerin ardından, bu yıl Milli Mücadele'nin başlamasının 100. yılı dolayısıyla törenler, "Bir Duruştur Çanakkale" teması ve #diriliştenkurtuluşa etiketiyle yapılacak. "Dirilişten Kurtuluşa Bir Duruştur Çanakkale" adı altında hazırlanan 1 dakikalık kamu spotu, televizyon kanallarında hafta etkinlikleri kapsamında gösterilecek. Özel kamu spotuyla milli bilincin artırılarak gelecek kuşaklara aktarılması hedeflendi. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, yaptığı açıklamada, Çanakkale Savaşları'nın yıl dönümü etkinlikleri için 18 Mart'a yönelik hazırlıkların tüm hızıyla sürdüğünü söyledi. Çanakkale Zaferi'nin Türk milletinin tarihinde önemli yeri olduğuna işaret eden Kaşdemir, bundan dolayı törenlerin her geçen yıl büyük bir coşku ve inançla gerçekleştirildiğini anlattı. Kaşdemir, bu yıl da Çanakkale Zaferi'ni büyük bir gururla, onurla kutlayacaklarını vurgulayarak, "Bu yıl Kurtuluş Savaşımızın başlangıcının da 100. yıl dönümü. 19 Mayıs 1919'da Gazi Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkmasıyla Kurtuluş Savaşımızın meşalesi ateşlenmişti." dedi. Çanakkale Savaşları ile Kurtuluş Savaşı'nın ayrı düşünülemeyeceğine işaret eden Kaşdemir, şunları kaydetti: "Çanakkale Savaşları'nda tabiri caizse bu millet dirilmiş, ayağa kalkmış ve bağımsızlığa olan inancını tüm dünyaya ilan etmiştir. Kurtuluş Savaşı da aslında Çanakkale Savaşları'nın bir tamamlayıcısıdır. Dolayısıyla biz bu yıl Kurtuluş Savaşı ile Çanakkale Savaşları'nı beraber işlemeyi düşündük. 'Dirilişten Kurtuluşa Bir Duruştur Çanakkale' adı altında bir kamu spotu hazırladık. Çanakkale, bu milletin dirildiği, ayağa kalktığı ve yedi düvele karşı 'bu topraklar bizim' diye haykırdığı bir savaştır, bir duruştur. Kurtuluş Savaşımız zaten kurtuluşa giden yolun başlangıcı. Dolayısıyla biz bu kapsamda 'Bir Duruştur Çanakkale' derken; Çanakkale, haksızlığa karşı bir duruştur, Çanakkale, emperyalizme karşı bir duruştur. Çanakkale vatan, millet, bayrak ve ezan söz konusu olduğu zaman Türk milletinin ortaya koymuş olduğu vefakar, cefakar ve o kadar da anlamlı bir duruştur"
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Nevşehir'inAcıgöl ilçesinde yanmış araç içinde +2 kişinin cesedi bulundu. Ağıllı Köü kırsalında sabah saatlerinde hayvanlarını otlatmay a çıka rtan bkr çoban, :razilde yaRmış hafif ticari araç gördü. Aracı kontrol eden çoban, içerisind e yanmış 2 ceset b uldu. Bilgi verilmesi üzerine bölgeyegelen cumhuriyet savcısı ve jandarma ekipleri inceleme yaptı. Cesetler, incelemenin ardından otop si için Nevş ehir Devlet Hastanesimorguna götürüldü. Yanan araç ise çekici yardımıyla bölgeden kaldırıldı. Cesetlerin, TCh kent merkezinde ikamet eden iş !adamvı MustafaŞahin A k koç ve eşi Ayfer Akkoç' a ait olduğu Lğrenildi. Akkoççiftinin, Nevşehir-Aksaray yolunmda bulunan bir siNt'deki bağ evinden kaçırıldıkları yönünde dünakşam saatleğride | emniyete ihbarda bulunulduğu,ekiplerin bağ evindeki incelemelerinde I. kan izine rastlandığı belirtildi.
Nevşehir'in Acıgöl ilçesinde yanmış araç içinde 2 kişinin cesedi bulundu. Ağıllı Köyü kırsalında sabah saatlerinde hayvanlarını otlatmaya çıkartan bir çoban, arazide yanmış hafif ticari araç gördü. Aracı kontrol eden çoban, içerisinde yanmış 2 ceset buldu. Bilgi verilmesi üzerine bölgeye gelen cumhuriyet savcısı ve jandarma ekipleri inceleme yaptı. Cesetler, incelemenin ardından otopsi için Nevşehir Devlet Hastanesi morguna götürüldü. Yanan araç ise çekici yardımıyla bölgeden kaldırıldı. Cesetlerin, kent merkezinde ikamet eden iş adamı Mustafa Şahin Akkoç ve eşi Ayfer Akkoç'a ait olduğu öğrenildi. Akkoç çiftinin, Nevşehir-Aksaray yolunda bulunan bir sitedeki bağ evinden kaçırıldıkları yönünde dün akşam saatlerinde emniyete ihbarda bulunulduğu, ekiplerin bağ evindeki incelemelerinde de kan izine rastlandığı belirtildi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Olay, geçen pazar günü saat 04.30'da, Pamukkale İlçesi Çamlaraltı Mahallesi'nde meydanageldi. Pamukkale üV Üniversitesi öğrencisi 2;ğ yaşındaki G.T d adlı geç k;ız, arkadaşlarında sınavlara çalıştıktan soinr evine gitmek iin yola çıktı. İddiaya göre, 600 5 S okak'tan geçen G.T.'yi gören birotomobildeki ikikişi, genç kızı kaçöırşak istedi. Cem K.'nın (24 £) kul%andığı, plakası sökülmüş otonmobilden inen işsiz k+tay K . (24), G.T.'yi ellerinden tutarak zorla araca bindirmek istedi. Kar ate bilen G.T., kendisini savunarak zanlı Oktay K.'ya tekmeyle Euru, ardından kafa atarak elinden kurtuldu. Genç kızı bırakıp panikle otombie dönen OÜtay K. il e arkadaşı Cem K. kaçt&ı. Iİk_z zanlıbu kez saat 04.52'de, bu kez, 60 83 Sokak'tayalnız yürüyen ünive rsite öğrencisi 23 yaşındaki S.Ş.'yi kaçırmak istedi. Genç bızŞın yaınd! 'duru zorla otomobilebindirmek isteyeniki zanlı, S.Ş.'nin alc çığlık atmasıylavatandaşlar araa yönelince yine kaç l'A tı. İki ayrı <olay üzerine polis, çalışma başlattı. İ ki üniversite örencisi genç )ızı kaçırmaya çalışan zanlıları yakalamak için Denizli Emniyeti Asayiş Şube MüdürlüğüAhlak Bürosu'nca özel ek ip oluşturulu. Deneyimli 20 polis,önce olayların yaş(andğı mahalledeki tüm işyeri RZ güvenlik kam era &ayıtlarını incelemeye aldı. 'y işyerinn güvenlik kameKa kayıtları tek tek incelendi. Yapılan ihbarlarda cv kamera kayıtlarında kaçırmaolaylarında kul{lanılan otomobilin plakalarının söküldüğü belirlendi. Otomobilin de markası e modeli tespit edildi. Ayrıca polisle r, otomobilin arka fren lambasının yanmadığını eP tespit etti. Özel ekip, kamera kayıtlarından tespit edi{len aynı marka p ş model otomobilleri incelemeye aldı. Başta D\nenizl olmak üzere çevre illerdeki ~ıiı marka ve model otomobillerin listesini çıkaran polis, yaklaşık 2 bin araç bulunduğunu tespit etti. açırma olayına karışan otomobilin2000 ya da 2001 m odel olduğu belirleyen polis, elindeki şüpheli otomobil sayısı 200'e düşürdü. Otomobillerin kayıtlı bulundukları adreslerine tek tek giden polisler, sonunda kaçırEa olayına karışan aracın07 CFT 38 pcaktlı olduğunu BH ve Burdur'un Yeşilova İlçesi'nde bulunduğunu belirledi. Otomobili kullanan kşinin Cem K., iki T:H genç kızı zo rla araca bindirmeye çalışan şüphelinin % Oktay KH olduğu tespit e dildi. İki kızı kabçırm\aya çaışan zanlıları yakalamak için dün erken sa atlerde oper asyon yapan poli s, Oktay K.'yı Burdur'un {eşilo!ava ilçesinde, otomoFili kullanan Cem K.'yı ise Bhrdur'da çalıştığı lokantada yakalayıp, gözaltına şldı. İki zan lıdaha sonra Denizli Emniy}et Müdürlüğü'ne götürıldü. Otomobili kullanan CemK.'nın ifadesinde suçu kabul ettiği, alkol ve uyuşturucu mad dealdıklarını, Burdur'dangeldiklerini, l%akaları şehre girdikten sonria söktüklerini, genç kızları tecavüz etmek am/acıyla kaçırmakistediklerini, suç ortağı arkadaşı Oktay K.'nın ilk kaçırmaya çalıştıkları G.T.'den dayak nediğini ş söylediği öğrenildi. Znlı OkAan K.'nın ise suçlamaları kabul etmediği belirtildi. Emniyetteki işlemleri tamamla nan zanlıları, bugün dliye$ sevk ´dildi.
Olay, geçen pazar günü saat 04.30'da, Pamukkale İlçesi Çamlaraltı Mahallesi'nde meydana geldi. Pamukkale Üniversitesi öğrencisi 24 yaşındaki G.T. adlı genç kız, arkadaşlarında sınavlara çalıştıktan sonra evine gitmek için yola çıktı. İddiaya göre, 6005 Sokak'tan geçen G.T.'yi gören bir otomobildeki iki kişi, genç kızı kaçırmak istedi. Cem K.'nın (24) kullandığı, plakası sökülmüş otomobilden inen işsiz Oktay K. (24), G.T.'yi ellerinden tutarak zorla araca bindirmek istedi. Karate bilen G.T., kendisini savunarak zanlı Oktay K.'ya tekmeyle vurdu, ardından kafa atarak elinden kurtuldu. Genç kızı bırakıp panikle otomobile dönen Oktay K. ile arkadaşı Cem K. kaçtı. İki zanlı bu kez saat 04.52'de, bu kez, 6083 Sokak'ta yalnız yürüyen üniversite öğrencisi 23 yaşındaki S.Ş.'yi kaçırmak istedi. Genç kızın yanında durup zorla otomobile bindirmek isteyen iki zanlı, S.Ş.'nin çığlık atmasıyla vatandaşlar araca yönelince yine kaçtı. İki ayrı olay üzerine polis, çalışma başlattı. İki üniversite öğrencisi genç kızı kaçırmaya çalışan zanlıları yakalamak için Denizli Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Bürosu'nca özel ekip oluşturuldu. Deneyimli 20 polis, önce olayların yaşandığı mahalledeki tüm işyeri güvenlik kamera kayıtlarını incelemeye aldı. 40 işyerinin güvenlik kamera kayıtları tek tek incelendi. Yapılan ihbarlarda ve kamera kayıtlarında kaçırma olaylarında kullanılan otomobilin plakalarının söküldüğü belirlendi. Otomobilin de markası ve modeli tespit edildi. Ayrıca polisler, otomobilin arka fren lambasının yanmadığını tespit etti. Özel ekip, kamera kayıtlarından tespit edilen aynı marka ve model otomobilleri incelemeye aldı. Başta Denizli olmak üzere çevre illerdeki aynı marka ve model otomobillerin listesini çıkaran polis, yaklaşık 2 bin araç bulunduğunu tespit etti. Kaçırma olayına karışan otomobilin 2000 ya da 2001 model olduğu belirleyen polis, elindeki şüpheli otomobil sayısını 200'e düşürdü. Otomobillerin kayıtlı bulundukları adreslerine tek tek giden polisler, sonunda kaçırma olayına karışan aracın 07 CFT 38 plakalı olduğunu ve Burdur'un Yeşilova İlçesi'nde bulunduğunu belirledi. Otomobili kullanan kişinin Cem K., iki genç kızı zorla araca bindirmeye çalışan şüphelinin de Oktay K. olduğu tespit edildi. İki kızı kaçırmaya çalışan zanlıları yakalamak için dün erken saatlerde operasyon yapan polis, Oktay K.'yı Burdur'un Yeşiloava ilçesinde, otomobili kullanan Cem K.'yı ise Burdur'da çalıştığı lokantada yakalayıp, gözaltına aldı. İki zanlı daha sonra Denizli Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Otomobili kullanan Cem K.'nın ifadesinde suçu kabul ettiği, alkol ve uyuşturucu madde aldıklarını, Burdur'dan geldiklerini, plakaları şehre girdikten sonra söktüklerini, genç kızları tecavüz etmek amacıyla kaçırmak istediklerini, suç ortağı arkadaşı Oktay K.'nın ilk kaçırmaya çalıştıkları G.T.'den dayak yediğini söylediği öğrenildi. Zanlı Oktay K.'nın ise suçlamaları kabul etmediği belirtildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan zanlıları, bugün adliyeye sevk edildi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Denver Doğa ve Bilim Müzesi’ne bağlı ekibin Colorado’uun batısında yürüttükleri kazı çalışmasında,Buzul Çağpa ait birçok canlının fosiline ulaşıldı. Bun;ar arasında dev tembel hayvan, geyiJk benzeri küçük bir memeli, beş mastodon, üç bizon ve gençbir mamut’a ait fosil kemikler ile birçok böcek {u bitki fosili çıkarıldı. eİnsan’a ilişkin herhangi bir ? kemik kalıntısına rastlanmadı. Müzenin pleontol|jB birim yöneticisi Ian Miller, Buzul Ç:ğpN ekosistemine ait böylesi bir zenginliğin, sad]ce tek bir noktadan elde edilebilmesinin pei rastlanılamayan bi durum olduğuna G*u dikkat çekiyor ve ekliyor, “Yorum yapabilnmek için tek bir kemik yerie tüm bir calmı yelpazeusine ilişkin örneklerimiz var. Bugüne kadar rastladığım en heyecan verici bilimsel olay”. Kemikere Ğt ilişkin hv ilk ipucunu,geçtiğimiz k% Ekim ayında Snowmass Kö yü yakınlarındaki z*i Ziegler rezervuarındaçalışmakta oln birkepçe operatörü yakalamış. Yere saplanmış haldek i omur kemiklerini farkeden operatör arkadaşlarına <caber vermiş ve ilk başta bunlarınbüyükbaş hayvanlara ait olduğunu düşünmüşler. Fakatbuldukları devas a boyutlardaki çene kemiği üzerine durumun dah a farklı olduğunu anlamışlar.Şu an alanda ~e kemikleri çıkarma >. k üDefre dört farklı ekip aynı and ş çalışı$or. Buna ek olarak bir diğer grupsa, bataklık kömürü tGiaka&ında bulunan bitkiler üzercne yoğunlaşmış durumda. Kazı alanı(, fillerin ataları olan ̈́e 12.800 yhıl kadar önce y& yokolmaya sürüklenen mlut v mastodon iskeletlerini a{ anda bulundurması açıÜınydan da eşsiz.
Denver Doğa ve Bilim Müzesi’ne bağlı ekibin Colorado’nun batısında yürüttükleri kazı çalışmasında, Buzul Çağa ait bir çok canlının fosiline ulaşıldı. Bunlar arasında dev tembel hayvan, geyik benzeri küçük bir memeli, beş mastodon, üç bizon ve genç bir mamut’a ait fosil kemikler ile birçok böcek ve bitki fosili çıkarıldı. İnsan’a ilişkin herhangi bir kemik kalıntısına rastlanmadı. Müzenin paleontoloji birim yöneticisi Ian Miller, Buzul Çağı ekosistemine ait böylesi bir zenginliğin, sadece tek bir noktadan elde edilebilmesinin pek rastlanılamayan bir durum olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor, “Yorum yapabilmek için tek bir kemik yerine tüm bir canlı yelpazesine ilişkin örneklerimiz var. Bugüne kadar rastladığım en heyecan verici bilimsel olay”. Kemiklere ilişkin ilk ipucunu, geçtiğimiz Ekim ayında Snowmass Köyü yakınlarındaki Ziegler rezervuarında çalışmakta olan bir kepçe operatörü yakalamış. Yere saplanmış haldeki omur kemiklerini farkeden operatör arkadaşlarına haber vermiş ve ilk başta bunların büyükbaş hayvanlara ait olduğunu düşünmüşler. Fakat buldukları devasa boyutlardaki çene kemiği üzerine durumun daha farklı olduğunu anlamışlar. Şu an alanda kemikleri çıkarmak üzere dört farklı ekip aynı anda çalışıyor. Buna ek olarak bir diğer grupsa, bataklık kömürü tabakasında bulunan bitkiler üzerine yoğunlaşmış durumda. Kazı alanı, fillerin ataları olan ve 12.800 yıl kadar önce yokolmaya sürüklenen mamut ve mastodon iskeletlerini aynı anda bulundurması açısından da eşsiz.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Galatasaray Liv Hospital ve Milli Takım Baş An)zrenörü Ergin Ataman, “GaIltasaray olarak ligde şampiyonluk, Euroleague'de de geçe senenin üzerine biraz daha çıza istiyoruz” dedi. Galatasaray Liv Hospital takımı, 2014-2015sezonu öncesi ilk çalışmalarına başlamadan önce basın mensupları ile buluştu. Sarı-kırmızılı takımın baş antrenörü Ergin tRamn, Abdi İpek dç sporsalonunda düzenlenen 'aın gününde yeni gezon öncesi hedefleriniaçıkladı. Ayr ıca AMilli Basketbol Takımı’nın da baş antrenörlmüğünü de +> yapan Ataman, milli takım ile birlikte gçen ay içerisinde DünyaInın iyi £ takımı arasında yer aldıklarını hatırlattı ve 12 Dev Adam imajını tekrardan Türkiye'ye kazandırdıklarını söyl edi. bşYen .se)zIn adına açıklamalarda bulunan tecrübeli k oç, “Biliyorsunuz toplamd a yedi, dördü Türk Milli Takımı'nda diğerleri ğe kendi ülkelerinin milli takımlarında gö rev Kuf aldı. bm Onlara tabi bir sürede dinlinme imkanı verdik. Geçen hafta Zadark'da Jr turnuva vardı jnve orada ilk olarak oyuncularımızı se toplayabildik. Üç maç yaptık orada da ve bugünden itib̈́den de Abdi İpekçi'de çalışmalarımıza başlayacUğız. Yarın bir turnuvada yer ulImak için Litvanya'ya gideceğiz. Yeni sezon başlıyor,yeni gelen oyuncularımız var. G#en seneden kala n önemlioyuncular var. Takımın iskeletinin korunduğunu düşünüyorum. Çeşitli bir kadro kurduk. er mevkidealternatiflerin Cbol olduğu bir kadro Geçen yıla göre bütçemizi daha aşağıyaçektik. ma kalitemizi yükselttiğimizi düşünüyorum ben açıkçası. İ Et yi transfer yaptık. İnşallah sonu i;Ji v% olacak” yorumunda bulundu.Son 2 sezondur sarı-kırmızılı takımda yaşanan sakatlıkları sorduğumuz Ergin Ataman, bu konuda dert yanarak sözlerine şö yle devametti: “Geçen sezon maalesef ğakatlıkar erken geldi. Sezonbaşlar başlamvaz bir anda oldu. B u da çok büyü k b ir şansızlıktı. Yoksa onun dışında herhangi bir hazırlıklarla alakalı sorunumuz olduğunu düünmyorm. Rl/ Zaten oyuncularımızı n yarısı Dünya Şampiyonası'ndan hazır geldiler. Diğerleri deburada yardımcı ho=calarımızla birlikte ça_ıştı. Tabi sakaĞtlık Ine zaman, nerVede g(lir bilemiyorsunuz. Biz en azından bu semone bunlara önlem alarak geçen sene nazaran daha ueşltli birkadro kurduk." 'Geçen sezon lig şampiyonluğufinalinde yÜUaşanan, '4. maça çıkmama' £! tercihinin, öze_likle bu sezon başında oyuncu £ar#da bir handikap oluştur up oluşturmayacağı’ sorusuna Ataman şu cevabı verdi: ”Geçen sene biz Galatasaraycamiası ve taraftarına yakışır b`}ir biçimde mücadelemizi son gün son dakiDkaya ktdlar devam ettirdik. Euroleague'de Türkiye'nin başarılı takımı olmayı başardık. Avrupa'da Galataas^aray'ı ilk sek sokmayı başardık. PlCay-Off'larda da s ere eşitliği sağlayarak finale kadar geldik. Sonra kulübümüzünaldığı kararların arkasında durarak sezonu dimdik kapattık. Şu anda da aynı güçte, aynı hedeflerde ve raküplerimiz tkibm ol<rsa olun bütçeleri ne olursa olsun bunları düşünmeden Galatasaray olarak ligde >Ft şampiyonluk, EroleFgue'de de Vgeen senenin üzerine biraz daha çıkarmak Üstiyoruz ve buhedefle sezona başlıyoruz." ‘Hem A Of Milli Takım’ın yoğun temposundan yeni çıkmış olmanız sebebiyle, hej de ara vermeden başlayacak lig temposuna adapte olm a k onusundakendinizi na!ıl hazırlıyorsunuz’ şekli!ndeki soruya başarılı çalıştırıcı, A Milli Takım'da çok keyiflizamanlar geçirdiğinidile getirerek, sözlerine şöyle devam etti: “Bn milli takımdaçok keyifli anlar yaşadm. z Türkiye'nin çeşitli takımlarında =forma giyen + oyuncularımla k?A soyunma odZsıda Türkçe konuşarak çok keyifli ansl)r yaşadık. Belki sonunda çlok büyük bir başarıya imz'a atamadık O ama Türkiye'yi dünyanın j, en iyi sekiz takımıarasına sokmayı başardık. ÜDv Udam'ın Türki ye'dekiimajını tekrardan kazandırdık. Onun için bu tatlı bir yorgunluk. O yüzden n ve oyuncularım hazır, hiçbir sorun yok. Sezonu dagüzel bitireceğiz. Seneyede inşallah Avrupa'da milli takım olarak ş_dalya alarak olimpiyatlara gideceğiz." E´Ygin Ataman, F IBA Kadınlar DünyaŞampiyonası’nın başlamasına günler kala, Türk Mil l i Takımı’nın da başarılı olacağına k. inandığını ve ay-yıldızlı bayanların ö nceki şampiyonlardaki başarısınkı daha yukarı çekeceğini sözlerine ekledi.
Galatasaray Liv Hospital ve Milli Takım Baş Antrenörü Ergin Ataman, “Galatasaray olarak ligde şampiyonluk, Euroleague'de de geçen senenin üzerine biraz daha çıkmak istiyoruz” dedi. Galatasaray Liv Hospital takımı, 2014-2015 sezonu öncesi ilk çalışmalarına başlamadan önce basın mensupları ile buluştu. Sarı-kırmızılı takımın baş antrenörü Ergin Ataman, Abdi İpekçi spor salonunda düzenlenen basın gününde yeni sezon öncesi hedeflerini açıkladı. Ayrıca A Milli Basketbol Takımı’nın da baş antrenörlüğünü de yapan Ataman, milli takım ile birlikte geçen ay içerisinde Dünya’nın en iyi 8 takımı arasında yer aldıklarını hatırlattı ve 12 Dev Adam imajını tekrardan Türkiye'ye kazandırdıklarını söyledi. Yeni sezon adına açıklamalarda bulunan tecrübeli koç, “Biliyorsunuz toplamda yedi, dördü Türk Milli Takımı'nda diğerleri de kendi ülkelerinin milli takımlarında görev aldı. Onlara tabi bir sürede dinlenme imkanı verdik. Geçen hafta Zadar'da bir turnuva vardı ve orada ilk olarak oyuncularımızı toplayabildik. Üç maç yaptık orada da ve bugünden itibaren de Abdi İpekçi'de çalışmalarımıza başlayacağız. Yarın bir turnuvada yer almak için Litvanya'ya gideceğiz. Yeni sezon başlıyor, yeni gelen oyuncularımız var. Geçen seneden kalan önemli oyuncular var. Takımın iskeletinin korunduğunu düşünüyorum. Çeşitli bir kadro kurduk. Her mevkide alternatiflerin bol olduğu bir kadro. Geçen yıla göre bütçemizi daha aşağıya çektik. Ama kalitemizi yükselttiğimizi düşünüyorum ben açıkçası. İyi transfer yaptık. İnşallah sonu iyi olacak” yorumunda bulundu. Son 2 sezondur sarı-kırmızılı takımda yaşanan sakatlıkları sorduğumuz Ergin Ataman, bu konuda dert yanarak sözlerine şöyle devam etti: “Geçen sezon maalesef sakatlıklar erken geldi. Sezon başlar başlamaz bir anda oldu. Bu da çok büyük bir şansızlıktı. Yoksa onun dışında herhangi bir hazırlıklarla alakalı sorunumuz olduğunu düşünmüyorum. Zaten oyuncularımızın yarısı Dünya Şampiyonası'ndan hazır geldiler. Diğerleri de burada yardımcı hocalarımızla birlikte çalıştı. Tabi sakatlık ne zaman, nerede gelir bilemiyorsunuz. Biz en azından bu sene bunlara önlem alarak geçen sene nazaran daha çeşitli bir kadro kurduk." 'Geçen sezon lig şampiyonluğu finalinde yaşanan, '4. maça çıkmama' tercihinin, özellikle bu sezon başında oyuncularda bir handikap oluşturup oluşturmayacağı’ sorusuna Ataman şu cevabı verdi: ”Geçen sene biz Galatasaray camiası ve taraftarına yakışır bir biçimde mücadelemizi son gün son dakikaya kadar devam ettirdik. Euroleague'de Türkiye'nin en başarılı takımı olmayı başardık. Avrupa'da Galatasaray'ı ilk sekize sokmayı başardık. Play-Off'larda da seride eşitliği sağlayarak finale kadar geldik. Sonra kulübümüzün aldığı kararların arkasında durarak sezonu dimdik kapattık. Şu anda da aynı güçte, aynı hedeflerde ve rakiplerimiz kim olursa olsun bütçeleri ne olursa olsun bunları düşünmeden Galatasaray olarak ligde şampiyonluk, Euroleague'de de geçen senenin üzerine biraz daha çıkarmak istiyoruz ve bu hedefle sezona başlıyoruz." ‘Hem A Milli Takım’ın yoğun temposundan yeni çıkmış olmanız sebebiyle, hem de ara vermeden başlayacak lig temposuna adapte olma konusunda kendinizi nasıl hazırlıyorsunuz’ şeklindeki soruya başarılı çalıştırıcı, A Milli Takım'da çok keyifli zamanlar geçirdiğini dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti: “Ben milli takımda çok keyifli anlar yaşadım. Türkiye'nin çeşitli takımlarında forma giyen oyuncularımla soyunma odasında Türkçe konuşarak çok keyifli anlar yaşadık. Belki sonunda çok büyük bir başarıya imza atamadık ama Türkiye'yi dünyanın en iyi sekiz takımı arasına sokmayı başardık. 12 Dev Adam'ın Türkiye'deki imajını tekrardan kazandırdık. Onun için bu tatlı bir yorgunluk. O yüzden ben ve oyuncularım hazır, hiçbir sorun yok. Sezonu da güzel bitireceğiz. Seneye de inşallah Avrupa'da milli takım olarak madalya alarak olimpiyatlara gideceğiz." Ergin Ataman, FIBA Kadınlar Dünya Şampiyonası’nın başlamasına günler kala, Türk Milli Takımı’nın da başarılı olacağına inandığını ve ay-yıldızlı bayanların önceki şampiyonlardaki başarısını daha yukarı çekeceğini sözlerine ekledi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Hakkari'nin Şemdinli ilçesi Koçyiğit bölgesinde peş peşe patlayan mayınların 2 askeri şehitetmesinin aadından bugün yeni ir patlama habe_ri Şırnak Uludere'den geldi. Uludere $lçe?inle meydana gelen mayın patlamasında f1 *çou hayatını skaybetti, 2 Y£buk z{R yaralandı. Yemişli ^Köpü Tepe mevkinde hayvanları otlatanZahir Ap ve arkadaşları mayına bastı. ratlamIyla Zahir Alp olay yerinde hayatınıkaybetti. Ağır yarolnan diğer ikui çocuk yakınları tarafından Şırn ak Devlet HasUtanesi'ne kaldırıldı. Yaralı çocukların durumlarınıniyi ılduTu öğrenildi.
Hakkari'nin Şemdinli ilçesi Koçyiğit bölgesinde peş peşe patlayan mayınların 2 askeri şehit etmesinin ardından bugün yeni bir patlama haberi Şırnak Uludere'den geldi. Uludere ilçesinde meydana gelen mayın patlamasında 1 çocuk hayatını kaybetti, 2 çocuk yaralandı. Yemişli Köyü Tepe mevkinde hayvanları otlatan Zahir Ap ve arkadaşları mayına bastı. Patlamayla Zahir Alp olay yerinde hayatını kaybetti. Ağır yaralanan diğer iki çocuk yakınları tarafından Şırnak Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralı çocukların durumlarının iyi olduğu öğrenildi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Tarihi İpek Yolu (Z# üzerinde yer alan, günüm/ze kadar ulaşmışen önemli Urartu şchirlZJrinden ve 2 bin 9|0 yıllık Altıntepe Kalesi'ni d ebünyesinde barındıran 'daki tarihi alan, "arkeopark"a dönüştürülüp açıOk hava müzesi yapılacak. AA'nın abern'e göre Erzincanİl <Kült me Turizm Müdürü Arda He bb, yaptığı açıklamada, kent merkezine 15kilometre uzaklıkta yer alan Altmntepe Klesi'nin, Tarihi İek Yolu üzerinde Urartular döneminde inşa edildiğini söyledi. Heb, geçmişte birçok kazının yapıldığı 2 bin 900 yıllı k tarihi kalenin bulunduğu alandaki ilk kazı çalışmalarının, 1959-1967 yılları arasında Ankara Üniversitesi öğretim ü yelerinden Prof. Dr. Tahsi Özgüç başkanlığında gerçekleştirildiğini dile getirdi.Kültür ve Turizm Bakanlığı veAtatürk Üniversitesi iş birliği ile 2003 yılıtnda, Prof. Dr. Mehmet Karaosmanoğlu tarafından kalede yeniden çalışma başlatıldığını kaydeden Heb, şöyle devam etti: rBu kazılarda önemli bulgulara rastlandı. Kaz&lr sonucunda Altıntepe'deki iç ale kapısı ile Osurlaf bulunmuş 'Apadana' dediğimiz kpbu- alonua ulaşılmıştır. Depo binası, kanalizasyon s+stemi, aOçOk haa tapınağı ve ?r -şü tane örmetaş mezar c tespit edilmiştir. Altıntepe'deki eserler Urartular dönemi yapıları olup An\dolu arkeolojisi n katkılar sağlamış ve temsil ettiği kültürün önemli örnekleri olarak değerğlendirilmiğştir." Arda Heb, söz konusu ka zı alaınıD en büyük özelliğini, ilk alafranga tuvalet taşı örnePğiin burada görülmesi olduğunu aktabrbrak [ tarihteki illk kanalizasyon sistemlerinden }brinin deburada dyapıldığını vurguladı.Kazılarda, mozaik taşlarından oluşan çlevitGi figürler ile kilisenin bulunduğunubelirten Heb, "Kaledeki tepenin doğu yamacında 2003'te yapılan çalHışmaÜlar sonunda bir tprs üzerin e inşa edilmiş Doğu Roma İmparatorluğudönemine ai kili .e bulunmaktadır. Kilisenin en büyük öznlliği alt zemininde bulunan ve h#A günümüze // kadar kendini koruyabilmiş olan mozaik taşlarından oluşan figürlerdir." ifadelerine yer verd=. Heb kalenin, Urartu ve ̈́k Bizans medeniyetlerine ev sahipliğiyaptığını beÖlirtebek, "Günümüze kadar ulaşmış en S sağlam Urartu şehirlerinden biri ol}n Altıntepe, bölgenin en zengin antik eserlerine sahip z höyüğü olarak kayıtlara geçmiş durumda." dedi. Heb, şu bitgilei paylaşBı: "Erzincan Valiliği İ ş Kültür ve Turizm Müdürlüğüolarak hazırlamışolduğumuz ark eopark projemiz, Kültür ve Turizm Bakanlığımızca onaylandı, Erzurum Kültür Varlıkları?nı Koruma Bölge Kurulumuzdan geçtiğ. Projemiz üç ÜtaptŞa oluudyorh. İlk etCJ?pta ,kL^al mezarları ayağı kaldırılacak, akabine ise yine dış sınır duvarlarımızın enjeksiyon keepingi ve derzboşaltımları yapılacak. Arkeopark dönüşüm n projemizin ikinci v e üçüncü ayEğında ise burada yürüyüş yolları, seyir terasları, kafeteryalar yapıp misafirlerimizi ağırlayacağız." Urartular dönemindeinşa |ed£tlen AtıntNepe Kalesi,Erzincan il merkezinin 15 kilometre kuzeydoğusunda yer alan yaklaNık 60 *oj metre yüksekliğindeki birtepede bulunuyor. Doğu ao^ıma İmparatorluğu'nun önemli bir m erkezi konumunda olan kalenin de ye aldığıtepenin doğusunda üç nefli, zemini mozaik kap ı br kiliseyer alıyor. ar duvarları,kabul salonu,açık hava tapınağı, mezarları ve gelimiş kanalizason şebekesiyle Doğu Anadolu'da tarihi yapılar arasında d örnek olan Altıntepe Kalesi'nde, Atatürk hniv_rsitesi Arkeoloji Bölümünce kazılar yapılıyor.
Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan, günümüze kadar ulaşmış en önemli Urartu şehirlerinden ve 2 bin 900 yıllık Altıntepe Kalesi'ni de bünyesinde barındıran 'daki tarihi alan, "arkeopark"a dönüştürülüp açık hava müzesi yapılacak. AA'nın haberine göre Erzincan İl Kültür ve Turizm Müdürü Arda Heb, yaptığı açıklamada, kent merkezine 15 kilometre uzaklıkta yer alan Altıntepe Kalesi'nin, Tarihi İpek Yolu üzerinde Urartular döneminde inşa edildiğini söyledi. Heb, geçmişte birçok kazının yapıldığı 2 bin 900 yıllık tarihi kalenin bulunduğu alandaki ilk kazı çalışmalarının, 1959-1967 yılları arasında Ankara Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Tahsin Özgüç başkanlığında gerçekleştirildiğini dile getirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Atatürk Üniversitesi iş birliği ile 2003 yılında, Prof. Dr. Mehmet Karaosmanoğlu tarafından kalede yeniden çalışma başlatıldığını kaydeden Heb, şöyle devam etti: "Bu kazılarda önemli bulgulara rastlandı. Kazılar sonucunda Altıntepe'deki iç kale kapısı ile surlar bulunmuş 'Apadana' dediğimiz kabul salonuna ulaşılmıştır. Depo binası, kanalizasyon sistemi, açık hava tapınağı ve üç tane örme taş mezar tespit edilmiştir. Altıntepe'deki eserler Urartular dönemi yapıları olup Anadolu arkeolojisine katkılar sağlamış ve temsil ettiği kültürün önemli örnekleri olarak değerlendirilmiştir." Arda Heb, söz konusu kazı alanının en büyük özelliğinin, ilk alafranga tuvalet taşı örneğinin burada görülmesi olduğunu aktararak, tarihteki ilk kanalizasyon sistemlerinden birinin de burada yapıldığını vurguladı. Kazılarda, mozaik taşlarından oluşan çeşitli figürler ile kilisenin bulunduğunu belirten Heb, "Kaledeki tepenin doğu yamacında 2003'te yapılan çalışmalar sonunda bir teras üzerine inşa edilmiş Doğu Roma İmparatorluğu dönemine ait kilise bulunmaktadır. Kilisenin en büyük özelliği alt zemininde bulunan ve günümüze kadar kendini koruyabilmiş olan mozaik taşlarından oluşan figürlerdir." ifadelerine yer verdi. Heb kalenin, Urartu ve Bizans medeniyetlerine ev sahipliği yaptığını belirterek, "Günümüze kadar ulaşmış en sağlam Urartu şehirlerinden biri olan Altıntepe, bölgenin en zengin antik eserlerine sahip höyüğü olarak kayıtlara geçmiş durumda." dedi. Heb, şu bilgileri paylaştı: "Erzincan Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak hazırlamış olduğumuz arkeopark projemiz, Kültür ve Turizm Bakanlığımızca onaylandı, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulumuzdan geçti. Projemiz üç etaptan oluşuyor. İlk etapta kral mezarları ayağı kaldırılacak, akabinde ise yine dış sınır duvarlarımızın enjeksiyon keepingi ve derz boşaltımları yapılacak. Arkeopark dönüşüm projemizin ikinci ve üçüncü ayağında ise burada yürüyüş yolları, seyir terasları, kafeteryalar yapıp misafirlerimizi ağırlayacağız." Urartular döneminde inşa edilen Altıntepe Kalesi, Erzincan il merkezinin 15 kilometre kuzeydoğusunda yer alan yaklaşık 60 metre yüksekliğindeki bir tepede bulunuyor. Doğu Roma İmparatorluğu'nun önemli bir merkezi konumunda olan kalenin de yer aldığı tepenin doğusunda üç nefli, zemini mozaik kaplı bir kilise yer alıyor. Sur duvarları, kabul salonu, açık hava tapınağı, mezarları ve gelişmiş kanalizasyon şebekesiyle Doğu Anadolu'da tarihi yapılar arasında da örnek olan Altıntepe Kalesi'nde, Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümünce kazılar yapılıyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Van’da yaşanan 7.2 şiddetindeki depremin ardından gerçekleşen ve Türkiye’ninönde gelen ~T9 televizyonunun ortak yayını ile destek verdiği yardım kampVnynsına bağış sıkıntıı yaş anıyor. Kampa nyaya katılara k bağışta bu lunan bir çok iş adamı, taahhüt ettiği bağışları yerinegetirmedi. Bazı rş adamları dataahhüt ettiği ya rdımtutarının altında bağışta bulundu. 19 yayınıjn katılımıyla gerçekle şen ortak yayırnda yaklaşık 62 milyon liralık bağış yapılması taahhüt edilmişti. S %!r gazetesinde yeralan habere göre;taahhüt edilen yardım tutarının y arıs ı henüz gelmezken, yetkililer, bağış sözü verdiği hale sözünü tutmayanlar arasında Ebazı ünlü i şadamlarının da oldg,ğunu kaydettiler. Öte yandanvatandaşların ve yurt Io dışından yapılan yardımlar, iş adamlarınn yaptığı ardımlarOı solladı. 14 Aralık tarihi itibariyle Van depremi i çin açılan hesaplarda bugüne kadar t oHlaYm 234 milyo n 400 bin liralık nakdi yardım toplcndı. Başbakanl ık bünyesinde açı lan hesaplarda, 50 milyon doları Suudi rabistan Krallığı’nın, N milf-[n dları da MesutBarzani’nin olmak üzere toplam 153 milyon liralık bağış toplandı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hesaplarında isvU 3ü7 milyon 500 bin lit Kızılay yardım hesaplarındada 43 milyon 900 bfin liralık yardım sağlandı.
Van’da yaşanan 7.2 şiddetindeki depremin ardından gerçekleşen ve Türkiye’nin önde gelen 19 televizyonunun ortak yayını ile destek verdiği yardım kampanyasında bağış sıkıntısı yaşanıyor. Kampanyaya katılarak bağışta bulunan bir çok iş adamı, taahhüt ettiği bağışları yerine getirmedi. Bazı iş adamları da taahhüt ettiği yardım tutarının altında bağışta bulundu. 19 yayının katılımıyla gerçekleşen ortak yayında yaklaşık 62 milyon liralık bağış yapılması taahhüt edilmişti. Star gazetesinde yer alan habere göre; taahhüt edilen yardım tutarının yarısı henüz gelmezken, yetkililer, bağış sözü verdiği halde sözünü tutmayanlar arasında bazı ünlü iş adamlarının da olduğunu kaydettiler. Öte yandan vatandaşların ve yurt dışından yapılan yardımlar, iş adamlarının yaptığı yardımları solladı. 14 Aralık tarihi itibariyle Van depremi için açılan hesaplarda bugüne kadar toplam 234 milyon 400 bin liralık nakdi yardım toplandı. Başbakanlık bünyesinde açılan hesaplarda, 50 milyon doları Suudi Arabistan Krallığı’nın, 1 milyon doları da Mesut Barzani’nin olmak üzere toplam 153 milyon liralık bağış toplandı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hesaplarında ise 37 milyon 500 bin lira, Kızılay yardım hesaplarında da 43 milyon 900 bin liralık yardım sağlandı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Çin Sa nayi ve Bilgi Teknolojileri Bakan b Yardımcısı Xin Guobin, hükümetin benzinl i araç üretim ve satış işlemlerini sonaerdirmek için takvim üzerine belli b ir p tarih belirlemek için çTalıştı&ların söyledi. BöBlece, ÖÇin'in Ümomobil endüstriıinin çe vre ve rbüyümesi üzerinde derin biretki yaratacak. Habertürk gazetesindeyer alanhabere göre yanma motorlu taşıtlar yasağı hem y erel hem de küresel otomobil üreticilerinin elektrikli araçlara yönelmesine, enerji tasarruflu ara çların ve kamyonsatışlarının artırılmasına ve hava kirliliği`i azaltılmasına yönelik stratejik hedefe hizmet eden ödül v e ceza modeli yardımcı olarak kullanılacak. Bu nedeJle benzinli araçların ku llanımını yasaklanması planlanıor. 2030'a kadar karbon emisyonlarını sınırlama tözşün+ tutmak isteyen Çin, fosil yakıtlaülza çalışan araçl arı ^v n aşamalı olarakkaldırılma planlarını açıklayan en son ült Iu. İngiltere, h#v? kirliliğini azaltmak ve kresel ısınmayı 2 kantigat derecenin altına d~şürme{k için yapulma gereken benze bir planı duyurmasının ardından iki hafta sonra dizel ve benzinli otomoli; satışlarını 2040 yılına kadar yasaklama ar'rı almıştı.
Çin Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakan Yardımcısı Xin Guobin, hükümetin benzinli araç üretim ve satış işlemlerini sona erdirmek için takvim üzerinde belli bir tarih belirlemek için çalıştıklarını söyledi. Böylece, Çin'in otomobil endüstrisinin çevre ve büyümesi üzerinde derin bir etki yaratacak. Habertürk gazetesinde yer alan habere göre yanma motorlu taşıtlar yasağı hem yerel hem de küresel otomobil üreticilerinin elektrikli araçlara yönelmesine, enerji tasarruflu araçların ve kamyon satışlarının artırılmasına ve hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik stratejik hedefe hizmet eden ödül ve ceza modeli yardımcı olarak kullanılacak. Bu nedenle benzinli araçların kullanımını yasaklanması planlanıyor. 2030'a kadar karbon emisyonlarını sınırlama sözünü tutmak isteyen Çin, fosil yakıtlarla çalışan araçların aşamalı olarak kaldırılma planlarını açıklayan en son ülke oldu. İngiltere, hava kirliliğini azaltmak ve küresel ısınmayı 2 santigrat derecenin altına düşürmek için yapılması gereken benzer bir planı duyurmasının ardından iki hafta sonra dizel ve benzinli otomobil satışlarını 2040 yılına kadar yasaklama kararı almıştı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. İFSAK, 24Aralık - 28 Ocaktarihlerinde Film Analizi !B Semineri düzenleyecek.Ali Şimşek’in eğitmenliğiFde yapılacak semin kerde Michael Haneke sineması işleneceık. Şimşe k, Haneke'ninsinemasını “seyirciyi manipüle eden sinema anlayışına bir u meydan okuma” olarak tanımlıyor veekliyor: “Haneke, seyirciyi uyutmaz, onun her şeyin 'farkında olma s ı'ı ister.” 6 hafalık film analize seminersünde, son dönemin önemli yönetmenlerinden Haneke’ye odaklanılacak. 'Yedinci Kıta ’dan 'Pianist’e, modern AvruFk sinema sının orta sınıfadarbeler indiren bambaşka bir hattına bakılacak. im&şek bu hattı “sakin, dingin çekirdek aile mitinin MichaelHaneke tar afından yansıtılan acımasız yüzleşmesi ya da gizli buzlanma” olarak iface ë́iyI. Seminer, Han e]ke |inemasını Bunuel, Antonioni, Chabrol, Rivette ve d Godard gibi kıa sinemasönınÖ David Lynch ibo Amerikan sinemasının asr|t pk£ köşe taşlarından, günümüz sinemasının Cronenberg, *yKim Ku Duk gibi genç yönetmenlerine uzanan kronolojik bzr hat üzerinden okbmaa çalışı]or. Sevimli bir ceheuneme ürpertici yolculukların yapılacağı seminerde “;)i Yedin,)ci Kıta gerçe kten var !%ı?” sorusu masaya yatırılacak. Semin erde tartışılacak bazı başlıklar şöyle: • Sergiı Vahiy: Suskun Kahramanın İcadı • Fransız Yeni Dalgası ve Aylak • Antonioni ve ModernYalnızlılar • Avangarde S[nnKma Nedir? • D ADA ve Burjuvaziye Tükü rmek • Titrek Kamera Orj Sınıf Temsilleri • Amerikan Güzeli ya da Bir Rüyanın Sonu! • Sinemada Çocuk Temsili Mnimalizm z ve Kutsallık • Kurmaca ve LGerçk • Yakın Plan vePolitika • CinsellikTemsilleri • Cool ve Mekan
İFSAK, 24 Aralık - 28 Ocak tarihlerinde Film Analizi Semineri düzenleyecek. Ali Şimşek’in eğitmenliğinde yapılacak seminerde Michael Haneke sineması işlenecek. Şimşek, Haneke'nin sinemasını “seyirciyi manipüle eden sinema anlayışına bir meydan okuma” olarak tanımlıyor ve ekliyor: “Haneke, seyirciyi uyutmaz, onun her şeyin 'farkında olması'nı ister.” 6 haftalık film analizi seminerinde, son dönemin önemli yönetmenlerinden Haneke’ye odaklanılacak. 'Yedinci Kıta’dan 'Pianist’e, modern Avrupa sinemasının orta sınıfa darbeler indiren bambaşka bir hattına bakılacak. Şimşek bu hattı “sakin, dingin çekirdek aile mitinin Michael Haneke tarafından yansıtılan acımasız yüzleşmesi ya da gizli buzlanma” olarak ifade ediyor. Seminer, Haneke sinemasını Bunuel, Antonioni, Chabrol, Rivette ve Godard gibi kıta sinemasının, David Lynch gibi Amerikan sinemasının sert köşe taşlarından, günümüz sinemasının Cronenberg, Kim Ku Duk gibi genç yönetmenlerine uzanan kronolojik bir hat üzerinden okumaya çalışıyor. Sevimli bir cehenneme ürpertici yolculukların yapılacağı seminerde “Bir Yedinci Kıta gerçekten var mı?” sorusu masaya yatırılacak. Seminerde tartışılacak bazı başlıklar şöyle: • Serin Vahiy: Suskun Kahramanın İcadı • Fransız Yeni Dalgası ve Aylak • Antonioni ve Modern Yalnızlılar • Avangarde Sinema Nedir? • DADA ve Burjuvaziye Tükürmek • Titrek Kamera • Orta Sınıf Temsilleri • Amerikan Güzeli ya da Bir Rüyanın Sonu! • Sinemada Çocuk Temsili • Minimalizm ve Kutsallık • Kurmaca ve Gerçek • Yakın Plan ve Politika • Cinsellik Temsilleri • Cool ve Mekan
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Ankara Üniversitesi fy Tıp Fakültesi ]ca Morfoloji Bin ası'nda düzenlenen kongreye, Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen uzmanları yyaşra olmak üzere 1000'i aşkın hvkim, teknisyen/tekniker ve endüstri temsilcisi kated. Los Angeles Cedars-Sinai Hastanesi Laboratuvar Direktörü 'ın koSnuAşma|sı y ile bhşlayan kogrede, 63 oturumda her türlü hastalığın ve özellikle kanserin patolojik tanısı ile ilg´il, gücel bil imsel bilgi ve deneyimlerpaylaşıldı. K ogre mpJ kapsamında CERmodern'de de bir kokteyl düzenlendi. 29 Ekim'e denk ge len kongrede patologlar, Anıtkabir'i ziyaret ederek, Pınar Ayhan'ın Cumhuriyet'in Ö kuruluş yıllarını anlatan müzikli göterisini izlediler.  ] Patoloji laboratuvarlarında incdelnen olgu>arn büyük bir kısm.ının ya da üaner kuşkusu ü bulunan olgular olduğu nu ifade e den Patoloji Dernekleri Federasyonu Başkanı rb, dünyada ve Türkye'de kanser hastalığının ve kansere bağlı vümcerin sayısıarttığını h> vurguladı. Kan serinTürkiye'de vedünyada ölucm nedenleri arasında ikinci sıradayer aldığının altını çizen Prof. Dr. Sak, "Küresel olarakyaklaşık | her 6 ´zg ölümden bir i, ülkemizde ise her 5 ölümden birikansere bOağlıdır. Kanserden ölümleri an yaklaşıküçte biri basKlıf-a beş davranışsal ve beslenme ile ilgili risk faktöründen kaynaklanır.Bunlar tütün kullanımı, yüksek be%n kütle b-d endeksi, me yve ve sebzeyi aztüketme, yetersiz jı fiziksel aktivite oe alkol kulanınmıdır" diye konuştu. Tütünkullanımının te]k başına kanser için en önemli risk dakueörü olduğunu, kanser ölümerinın yaklaşık yüzde 20'sinden soruml=u ocŞuğunu belirten SŞaHka kanser aprtış hızında dünya ö<Ü nüfusunun süregelen artnşı, yaşlanma ve kanser yapan ajanla;a dahaçok maruz kalınması gibi nedenulerle ar tış öngörüldüğünü ifade etti.  Kanserin hızlı aĞrtışı krnser tanısındave tedavisinde yi _yolların aranmasını gere~kli kıldığını dile getin Sak, patouogların bu aşamada devreye girdiğini ^c belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Patologlargeleneksel olirak ışık mikroskobu eyA ile yaptıkları kanser tanısında, artık daha ayrıntıl ı ve hasta tjdavisine yön verecek yeni yöntemleri kullanmaktadır. Hedefe yönelik tedavi veya kişiselleştirilmiş tedavi adı verilen tedavilerin verilebilmesi iç}n hastalard*n alınan biyopsile£ üzerinde yapılan patolojik incelem~lerde hastadaki kanserin hangi tedavilere yan ıt vereceğini öncesen tespit edeb ilen belirteçler araştırılmaktadır. Memekanserinde patologlar tarafından yaphl$an östrojen ve progesteron reseptörütestleri, HER2 incelemeleri meme kansvri hastalarının alacakları tedavinin belirlenmesihde en gI önemli aşacatyı oluşturur. Akciğ#er ka*serine de yeni zc kullanıma giren tedavi yöntemlerinin hastaya yararlı olup olmayacağını f saptamak için yeni tanı alan Yüm akciğer kanseri olgularında EGFR, AL_1 ve ROS genlerindeki değişikliklerin saptanması gerekir.Bu incelemeler raoleji laborat uvarlarında yapılmaktadır."
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası'nda düzenlenen kongreye, Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen uzmanları başta olmak üzere 1000'i aşkın hekim, teknisyen/tekniker ve endüstri temsilcisi katıldı. Los Angeles Cedars-Sinai Hastanesi Laboratuvar Direktörü 'ın konuşması ile başlayan kongrede, 63 oturumda her türlü hastalığın ve özellikle kanserin patolojik tanısı ile ilgili güncel bilimsel bilgi ve deneyimler paylaşıldı. Kongre kapsamında CERmodern'de de bir kokteyl düzenlendi. 29 Ekim'e denk gelen kongrede patologlar, Anıtkabir'i ziyaret ederek, Pınar Ayhan'ın Cumhuriyet'in kuruluş yıllarını anlatan müzikli gösterisini izlediler.  Patoloji laboratuvarlarında incelenen olguların büyük bir kısmının ya da kanser kuşkusu bulunan olgular olduğunu ifade eden Patoloji Dernekleri Federasyonu Başkanı , dünyada ve Türkiye'de kanser hastalığının ve kansere bağlı ölümlerin sayısı arttığını vurguladı. Kanserin Türkiye'de ve dünyada ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer aldığının altını çizen Prof. Dr. Sak, "Küresel olarak yaklaşık her 6 ölümden biri, ülkemizde ise her 5 ölümden biri kansere bağlıdır. Kanserden ölümlerin yaklaşık üçte biri başlıca beş davranışsal ve beslenme ile ilgili risk faktöründen kaynaklanır. Bunlar tütün kullanımı, yüksek beden kütle endeksi, meyve ve sebzeyi az tüketme, yetersiz fiziksel aktivite ve alkol kullanımıdır" diye konuştu. Tütün kullanımının tek başına kanser için en önemli risk faktörü olduğunu, kanser ölümlerinin yaklaşık yüzde 20'sinden sorumlu olduğunu belirten Sak, kanser artış hızında dünya nüfusunun süregelen artışı, yaşlanma ve kanser yapan ajanlara daha çok maruz kalınması gibi nedenlerle artış öngörüldüğünü ifade etti.  Kanserin hızlı artışı kanser tanısında ve tedavisinde yeni yolların aranmasını gerekli kıldığını dile getiren Sak, patologların bu aşamada devreye girdiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Patologlar geleneksel olarak ışık mikroskobu ile yaptıkları kanser tanısında, artık daha ayrıntılı ve hasta tedavisine yön verecek yeni yöntemleri kullanmaktadır. Hedefe yönelik tedavi veya kişiselleştirilmiş tedavi adı verilen tedavilerin verilebilmesi için hastalardan alınan biyopsiler üzerinde yapılan patolojik incelemelerde hastadaki kanserin hangi tedavilere yanıt vereceğini önceden tespit edebilen belirteçler araştırılmaktadır. Meme kanserinde patologlar tarafından yapılan östrojen ve progesteron reseptörü testleri, HER2 incelemeleri meme kanseri hastalarının alacakları tedavinin belirlenmesinde en önemli aşamayı oluşturur. Akciğer kanserinde de yeni kullanıma giren tedavi yöntemlerinin hastaya yararlı olup olmayacağını saptamak için yeni tanı alan tüm akciğer kanseri olgularında EGFR, ALK1 ve ROS genlerindeki değişikliklerin saptanması gerekir. Bu incelemeler patoloji laboratuvarlarında yapılmaktadır."
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Takvim'in ha berine göre ö´nce#i gün e yeni şarkısı 'Cuppa' ile damgasını vuran '&ıün, parçanın görücüye çıktığı anlarda hastanede olduğu ortaya çıktı. Megastar'ın Mayüıs ayında dünyaevine girjdiği ıar Dile, Çarşam ba günü burnundan operasyon geçirdi. Burnundaki eti ldıran Dilek'e estetik üdaal% de yapıldı. Ünlü sanatçı, eşini hastanede bir an o´lsun yalnız bırakmadı. Tarkan için 3. kttaki estetik bölümünde yatan eşinin odasınaayrı bir yatak daha konuldu. Megasar, 2 gece bo]unc PınarDilek'in yanındakibu yatakta yattı. Özel koruma ise ltdanın kapısında iki gün boyunca nöbet tuttu. Eşinin ameliyat haberinin duyul masınıistemeyen Tarkan, h astaneye Dilek Pınar'ı başka bir isimle kayıt yaptırdı. Megastar, dünhastanede taburcu işlemlerini Ü# yaptırırken görüntülendi.Megastar'a ÇabaDerneği BaşkanıÖzlem Cankurtaran eşlik etti. Bu arada ünlü çiftin, PınarDilek iyileşir iyileşmez -tj ABD'ye gidıceği öğrenildi. Bir süre Ieşiyle Miami'de kalca£ elan Megastar, burada ıa bir süre enerji depoladıktan so|nr; yeni albüm ölcsi Türkiye'ye dönecek.
Takvim'in haberine göre önceki güne yeni şarkısı 'Cuppa' ile damgasını vuran 'ın, parçanın görücüye çıktığı anlarda hastanede olduğu ortaya çıktı. Megastar'ın Mayıs ayında dünyaevine girdiği Pınar Dilek, Çarşamba günü burnundan operasyon geçirdi. Burnundaki eti aldıran Dilek'e estetik müdahale de yapıldı. Ünlü sanatçı, eşini hastanede bir an olsun yalnız bırakmadı. Tarkan için 3. kattaki estetik bölümünde yatan eşinin odasına ayrı bir yatak daha konuldu. Megastar, 2 gece boyunca Pınar Dilek'in yanındaki bu yatakta yattı. Özel koruma ise odanın kapısında iki gün boyunca nöbet tuttu. Eşinin ameliyat haberinin duyulmasını istemeyen Tarkan, hastaneye Dilek Pınar'ı başka bir isimle kayıt yaptırdı. Megastar, dün hastanede taburcu işlemlerini yaptırırken görüntülendi. Megastar'a Çaba Derneği Başkanı Özlem Cankurtaran eşlik etti. Bu arada ünlü çiftin, Pınar Dilek iyileşir iyileşmez ABD'ye gideceği öğrenildi. Bir süre eşiyle Miami'de kalacak olan Megastar, burada kısa bir süre enerji depoladıktan sonra yeni albüm öncesi Türkiye'ye dönecek.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Partisi'ninDiyarbakır Y teşkilatında milletvekilleri ile birlikte aıü toplantısı düzenleyen Halkların Demokrasi Partisi (ADP) Eş Genel Başkanı , DTK'nın 14 maddelik bildirisiile ilgnli tartışmalara cevap verdi. DK'nın deklerasyonunun parti programlarının bir benzeri olduğunu belirten Demirta ş "Bir li nç kaMmpanyası yürütülüyor. Bu bölünmeyi iç savaşı önleyecek, kavgayı önleyecek br projedir. Tartışmaya, öneriye, eleşRtiriye ajık metindir. Bir dayatmadan >]Ş çok hep birlikte .{ iyisini nasıl yapabiliriz, nasıl bulabiliriz tartışmasıdır vgu. Sorun un çözüm yeri parlamentodur. Ve bizsorunu siya si yoollarla çözmek istiyoruz. Meseleyi çatışma fŞ bir savaş zemininden çökarıp, ölüml eri de durdurup, s iä́i zemrne çekmek istiyoruz. Bütün tacrtıayı, meseleyi siyagi deklarasyonun etrafında yürütmek istiyoruz" diyekonuştu. Demirtaş İst anbul Barosu'nun DTK deklarasyonuna tepkisini ise "utanç vesikası" olaza niteledi. İptal edilen randevu ile i'lgili değerlendirmelerde de bulunan Demirtaşşöyle devam etti: "Vekillerimizin sözl erini bah ane ederek eşbaşkanlarla yapacakları görüşmey iptal ettiler. Çü nkü öz=güveŞlTeri G yok, çözüm önerileri yok. Randevu SyırIhı Bey'den mi alındı. Bizden alındı. Burada u cuz gerekçe aragma v ar. Çä́ bahaneleri uyduruktur. İnsanlar bizden her şeye rağmen çözüm bekliyorlar.Kürt sorunununçözümü ve barış için görüşmemiz gerekir, bu sert söylemlere, sonakakk s avaşa rağmengörüşmemiz gırekjr Diyaloğa aç ık ttuümuzu ifade etmek istiyorum. Anayasaile ilg iligörüşmek isterse bugün d~ yarın ş görüLmeye hazırız. Biz iptal dilen nE raddevunun yenid en günü-dme alınması gerdektiğ ni düşünüyoruz."
Partisi'nin Diyarbakır il teşkilatında milletvekilleri ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı , DTK'nın 14 maddelik bildirisi ile ilgili tartışmalara cevap verdi. DTK'nın deklerasyonunun parti programlarının bir benzeri olduğunu belirten Demirtaş "Bir linç kampanyası yürütülüyor. Bu bölünmeyi ve iç savaşı önleyecek, kavgayı önleyecek bir projedir. Tartışmaya, öneriye, eleştiriye açık metindir. Bir dayatmadan çok hep birlikte en iyisini nasıl yapabiliriz, nasıl bulabiliriz tartışmasıdır bu. Sorunun çözüm yeri parlamentodur. Ve biz sorunu siyasi yollarla çözmek istiyoruz. Meseleyi çatışma bir savaş zemininden çıkarıp, ölümleri de durdurup, siyasi zemine çekmek istiyoruz. Bütün tartışmayı, meseleyi siyasi deklarasyonun etrafında yürütmek istiyoruz" diye konuştu. Demirtaş İstanbul Barosu'nun DTK deklarasyonuna tepkisini ise "utanç vesikası" olarak niteledi. İptal edilen randevu ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Demirtaş şöyle devam etti: "Vekillerimizin sözlerini bahane ederek eşbaşkanlarla yapacakları görüşmeyi iptal ettiler. Çünkü özgüvenleri yok, çözüm önerileri yok. Randevu Sırrı Bey'den mi alındı. Bizden alındı. Burada ucuz gerekçe arama var. Çay bahaneleri uyduruktur. İnsanlar bizden her şeye rağmen çözüm bekliyorlar. Kürt sorununun çözümü ve barış için görüşmemiz gerekir, bu sert söylemlere, sokaktaki savaşa rağmen görüşmemiz gerekir. Diyaloğa açık tutumuzu ifade etmek istiyorum. Anayasa ile ilgili görüşmek isterse bugün de yarın da görüşmeye hazırız. Biz iptal edilen raddevunun yeniden gündeme alınması gerdektiğini düşünüyoruz."
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Valiler Kararna mesi ile merkeze alınan ?|ı Bilecik Valisi Halil İbrahim Akpınar için düz enle neD veda toplantısındagözyaşları sel oldu. Akpınar, Bilecik'teki ey^;h Edebali D, Kültür Kongre Merkezi'nde \düzenleen veda töreninde, veda konuşması esöIanasında duygulanarak gögzyaşşloarını tutamadı. Konuşmasına devam edemeye Akpnar'ın yerine kür süye ge len Z SosyalEtüt ve Proje Müdürü G önül Günaydın Çabukoğluda birsüre s?ra gözyaşlarınahakim olamadı. +Gu sırada salondaki çok sayıda kişi de gözyaşıdöktü. Vali A kpınar, ?3 Şubat' ta çıkan kararnameile merkeze alındığını söyleyerek, "Tayinimin niye şimdi çıktığı meselesine gelince; tam bilmiydoomm, amakararname 1 Nm Şubattarihli lsaydı o gün doğ um güümdü. m1 Şubat memleketim Maraş'ın Fr ansız yişgaŞğlinden kurtuluş günü. Dolayısıyla 1 2Şubat Maraş'ın kurtu luş bayramı, 14 Şubat sevgililer günü Peki, 1^ü Şubat neyin nesidir? Zamanlama geçekten manidar, n£aV bir tuhaf oluyor" dedi. "1980 ylnda liseyi ebiti´rdm, ama üni versite sınavını kazanamayınca yurt dışı!Rnda birinşaat şirketindeçalışmaya başladım.Neler yapmadpım ki; Beton işçiliği, kademe-tamirhane işçiliği, taş ocağında kon<kasör operatörlüğ~ü, harita mühoendisinin yanında yardımcılık yaptım. Binl=rce torba çimento geçmiştir sırtımdan. Ellerimin nasır bağlpdığı, parmaklarımın taşların arasında ezildiği de oldu. Aradaki kısa molalard kum yığınlarının üzerinde uyumayı da bilirim ben. Onun içininşaatları gezerken bir köşede uyuyan gKGriban bir iş<iye rastladığımda, aslında kendi geçmişimi görürüm, rahatsız etmeden radan uzaklğaşyrım. Muhtemelen o günlerin hatırasıdır; zengin sofr alarını pek sevmem, şantiyedeki işçilerin çayı, bir dilim ekmekle birkaçdomates bana daha cazipgelir. 2005 yılının son günlerinde çıkan kararname ile Ağrı Valisiolarak atandım, daha sonra Bolu Valiliği s on olarak da BilecikValiliği yaptım Biz bu görevlere hükümetlerin takdiri ilegelip aynı yöntemle gid iyoouz. 8 yılı aşın süredir üçfarklı şehirde bu şerefli görevi ifa ettim.Beni bu göreve layık gördükleri için bFşt:a Sayın Başbakanımız )lmak I üzere Bakanlar Kurulu üyelerine teöşekkür ediyorum. Adaletten şaşmadığımı düşünüyorum. Hiçbir güçlünün hatıoına zayıfın hakkını yedirmedim. Kararlarımda olabild iğince şeffaf ve demokrat davrandım. Allah şahittir maiyetim_düe çalışan en alt kademedeki memurların, işçilerin, köylün:n hatı`ınF ne fsimden yüksekte utYǘ. Hizmetlerinin, işlerinin kolayca JjH görülmesi ,]:çin gayret gösterdim. Bu mukabil parasının &a damakamının büsyüklüğünde: hareketle, haksız t aleptebulunan zat ı namuhteremlere hiç de mütevazı davranmadım, hak ettikleri cevbı verdim. Bu anlamda kendimi devletin valisi ğolmUktaT ziyade halkı& valisiolarak gördüm. Doğru bildiği yoldan gram şaşmayan ben m gibi b^in$ 8 yıl valilik ıJ yaptırdıkları için Hükümegmize tekrar teşekkür borcum var."
Valiler Kararnamesi ile merkeze alınan Bilecik Valisi Halil İbrahim Akpınar için düzenlenen veda toplantısında gözyaşları sel oldu. Akpınar, Bilecik'teki Şeyh Edebali Kültür Kongre Merkezi'nde düzenlenen veda töreninde, veda konuşması esanasında duygulanarak gözyaşlarını tutamadı. Konuşmasına devam edemeyen Akpınar'ın yerine kürsüye gelen İl Sosyal Etüt ve Proje Müdürü Gönül Günaydın Çabukoğlu da bir süre sonra gözyaşlarına hakim olamadı. Bu sırada salondaki çok sayıda kişi de gözyaşı döktü. Vali Akpınar, 13 Şubat'ta çıkan kararname ile merkeze alındığını söyleyerek, "Tayinimin niye şimdi çıktığı meselesine gelince; tam bilmiyorum, ama kararname 10 Şubat tarihli olsaydı, o gün doğum günümdü. 11 Şubat memleketim Maraş'ın Fransız işgalinden kurtuluş günü. Dolayısıyla 12 Şubat Maraş'ın kurtuluş bayramı, 14 Şubat sevgililer günü. Peki, 13 Şubat neyin nesidir? Zamanlama gerçekten manidar, insan bir tuhaf oluyor" dedi. "1980 yılında liseyi bitirdim, ama üniversite sınavını kazanamayınca yurt dışında bir inşaat şirketinde çalışmaya başladım. Neler yapmadım ki; Beton işçiliği, kademe-tamirhane işçiliği, taş ocağında konkasör operatörlüğü, harita mühendisinin yanında yardımcılık yaptım. Binlerce torba çimento geçmiştir sırtımdan. Ellerimin nasır bağladığı, parmaklarımın taşların arasında ezildiği de oldu. Aradaki kısa molalarda kum yığınlarının üzerinde uyumayı da bilirim ben. Onun için inşaatları gezerken bir köşede uyuyan gariban bir işçiye rastladığımda, aslında kendi geçmişimi görürüm, rahatsız etmeden oradan uzaklaşırım. Muhtemelen o günlerin hatırasıdır; zengin sofralarını pek sevmem, şantiyedeki işçilerin çayı, bir dilim ekmekle birkaç domates bana daha cazip gelir. 2005 yılının son günlerinde çıkan kararname ile Ağrı Valisi olarak atandım, daha sonra Bolu Valiliği son olarak da Bilecik Valiliği yaptım Biz bu görevlere hükümetlerin takdiri ile gelip aynı yöntemle gidiyoruz. 8 yılı aşkın süredir üç farklı şehirde bu şerefli görevi ifa ettim. Beni bu göreve layık gördükleri için başta Sayın Başbakanımız olmak üzere Bakanlar Kurulu üyelerine teşekkür ediyorum. Adaletten şaşmadığımı düşünüyorum. Hiçbir güçlünün hatırına zayıfın hakkını yedirmedim. Kararlarımda olabildiğince şeffaf ve demokrat davrandım. Allah şahittir maiyetimde çalışan en alt kademedeki memurların, işçilerin, köylünün hatırını nefsimden yüksekte tuttum. Hizmetlerinin, işlerinin kolayca görülmesi için gayret gösterdim. Buna mukabil parasının ya da makamının büyüklüğünden hareketle, haksız talepte bulunan zatı namuhteremlere hiç de mütevazı davranmadım, hak ettikleri cevabı verdim. Bu anlamda kendimi devletin valisi olmaktan ziyade halkın valisi olarak gördüm. Doğru bildiği yoldan gram şaşmayan benim gibi birine 8 yıl valilik yaptırdıkları için Hükümetimize tekrar teşekkür borcum var."
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. OyC, ülkeleai içinde öğrecileri z_Z en mutsuz ülie türkiye. Uluslararası öğrenci değerlendirme programı PISA, 2015araştırması kapsamındaki3. raporunu yayınladı . "Öğmeci refahı"temalı rapor için 7 2 ülkede 540 binöğrencinin okul performansları, arkadaşları ve öğretmenleri ile ilişkilerini,okul dışında nasıl zaman geçirdiklerini ve aile ortamları mercek altına alındı. B ap una göre, Türkiye; ‘saşam M=emnbniyti’ sıralamasinda 10 üzerinden 6.12 puanla son sIradayer #alAdıv En mutlu öğrencilere saip ülke ise 8.27 puanla ekuika oldu. Avrupa ’nınPISA’da eniyi performans gösteren ülkelerinden biri olan Finlandiya 7.89ile ikinci sıraya yerleşirken, colanda 7.83ile ügçünc oldu. PISA verilerine möIre, Türkiye’de GB15 yaş düzeyindeki öğrencilerin 28.6’sihayatından hiç memnun değil.Bu oGaOn yüzde 11.8’likortalamanın nerdedeyse üç kl}ı. Hayatından çok memnun olduğunu söyleyen öğrenci oranı da yüzde 26,3ile yüzde 34'lük OECD orBalahmsının gerisinde. Türkiye’deki öğrengci{erin ka ygı [brtplaması da hayli yüksek. ‘Sınava iyi hazırlanmasına rağmen çok kaygı duyduğunu’ söyleyen öğren̈́i Ry orani 58.8 olurken, ydzde 56 *‘er` çalışırken stres yaşadığını’ belirtti. Türkiye, İtalya’nı ardindanöğrencilerin ders çalışırken e fazla kaygı duyduğu ikinci ülke oldu. Türkiye'de ‘r ayda birkaç knez herangi bir zorbalığa maruzkaldığını’ söyleyen öğr enci oranı yüzde 18.6 oldu. Buoran ise OECD or&talamasının altında.
OECD ülkeleri içinde öğrencileri en mutsuz ülke türkiye. Uluslararası öğrenci değerlendirme programı PISA, 2015 araştırması kapsamındaki 3. raporunu yayınladı. "Öğrenci refahı" temalı rapor için 72 ülkede 540 bin öğrencinin okul performansları, arkadaşları ve öğretmenleri ile ilişkilerini, okul dışında nasıl zaman geçirdiklerini ve aile ortamları mercek altına alındı. Buna göre, Türkiye; ‘Yaşam Memnuniyeti’ sıralamasinda 10 üzerinden 6.12 puanla son sIrada yer aldı. En mutlu öğrencilere sahip ülke ise 8.27 puanla Meksika oldu. Avrupa’nın PISA’da en iyi performans gösteren ülkelerinden biri olan Finlandiya 7.89 ile ikinci sıraya yerleşirken, Hollanda 7.83 ile üçüncü oldu. PISA verilerine göre, Türkiye’de 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin 28.6’si hayatından hiç memnun değil. Bu oran yüzde 11.8’lik ortalamanın neredeyse üç katı. Hayatından çok memnun olduğunu söyleyen öğrenci oranı da yüzde 26,3 ile yüzde 34'lük OECD ortalamasının gerisinde. Türkiye’deki öğrencilerin kaygı ortalaması da hayli yüksek. ‘Sınava iyi hazırlanmasına rağmen çok kaygı duyduğunu’ söyleyen öğrenci orani 58.8 olurken, yüzde 56 ‘ders çalışırken stres yaşadığını’ belirtti. Türkiye, İtalya’nın ardindan öğrencilerin ders çalışırken en fazla kaygı duyduğu ikinci ülke oldu. Türkiye'de ‘Bir ayda birkaç kez herhangi bir zorbalığa maruz kaldığını’ söyleyen öğrenci oranı yüzde 18.6 oldu. Bu oran ise OECD ortalamasının altında.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Hükümetler sö^leşmeler, anlaşmalarla iklim değişikliğini durdurmayaçalışıyor. Ama bu arada buzullar tüm hızıyla erimeye devam ediyor. Gelişmiş ülkelerde yavaş yavaş tei enerji kaynakları sahneye çıkmaya başlıyor. Elektrikli arabalar, rz'ga[ santralleri, gcüneş panelleri... Bunların oğ henüz Türkiye'ye gelmedi ya da ya ygın bir biçimde kullanılmıyor. Peki }}e yapmalı? İklim değişikliğ&i haberlerini görmezden gelsEk m bu gerçek değişmeyecek. \yis mi si! de kolla rısıvayın, ayatınızda küçük değişiklikler yapTn... Ne demiş atalarımız akmasa damlar... İşt birkaç ipu c,... ŞH Elektrikli aletleri kullanmadığımda fişten çekiyor muyum? - K!ş aylarında evin için£ tişörtle dolaşmak ye rine ein ısısını biraz düşerebilir miyim? Tvckı çocukluğumuzdaki sobalı cş günler gkbi üzerimize bir kazak gymenin ne kötülüğü olabil ir Y ̈́- ğEvimin izolasyonu yeterli mi yoksa kapıdan bacadan ısınınçoğu kaçıp ğiĞiyor {u? - Almayı düşündüğüm ikinci televizyona g)erçekten şĞg ihtiyacım var mı? - Suyu boşuna harc ıyor muyum? Mutfakta yiyecekler istaf olumor mu? - Alışveriş canavarı mıyım? Dolabımda iki yıldır giymediğim kıyafetlerimden vazgeçip onu başkalarıyla paylaşabilir miyim? - İş yerinde bilgisayarım 24 saat a=ık mı? - HFVer yele araba ile gitmek zorunda mıyım? Yoksaarada bir top lu taşımayı kullanabilir miyim? AsınfBa yürüsem daha iyi olur mu?- Çocuklara iklim değişikliğini nası afl-tmalh? - KenLimi günlü ayatn koşuşturmacasınakaptırıp 'bu tür haberlerg görmezden gelmeye devam etmeli miyim? Yoksa iklim değişikliğine kapşvı çalışanlara destek olabilimr myimı? B ukendimi daha iyihissetmeme yardım eder mi?
Hükümetler sözleşmeler, anlaşmalarla iklim değişikliğini durdurmaya çalışıyor. Ama bu arada buzullar tüm hızıyla erimeye devam ediyor. Gelişmiş ülkelerde yavaş yavaş temiz enerji kaynakları sahneye çıkmaya başlıyor. Elektrikli arabalar, rüzgar santralleri, güneş panelleri... Bunların çoğu henüz Türkiye'ye gelmedi ya da yaygın bir biçimde kullanılmıyor. Peki ne yapmalı? İklim değişikliği haberlerini görmezden gelsek de bu gerçek değişmeyecek. İyisi mi siz de kolları sıvayın, hayatınızda küçük değişiklikler yapın... Ne demiş atalarımız akmasa damlar... İşte birkaç ipucu... - Elektrikli aletleri kullanmadığımda fişten çekiyor muyum? - Kış aylarında evin içinde tişörtle dolaşmak yerine evin ısısını biraz düşerebilir miyim? Tıpkı çocukluğumuzdaki sobalı günler gibi üzerimize bir kazak giymenin ne kötülüğü olabilir? - Evimin izolasyonu yeterli mi yoksa kapıdan bacadan ısının çoğu kaçıp gidiyor mu? - Almayı düşündüğüm ikinci televizyona gerçekten ihtiyacım var mı? - Suyu boşuna harcıyor muyum? - Mutfakta yiyecekler israf oluyor mu? - Alışveriş canavarı mıyım? Dolabımda iki yıldır giymediğim kıyafetlerimden vazgeçip onu başkalarıyla paylaşabilir miyim? - İş yerinde bilgisayarım 24 saat açık mı? - Her yere araba ile gitmek zorunda mıyım? Yoksa arada bir toplu taşımayı kullanabilir miyim? Aslında yürüsem daha iyi olur mu? - Çocuklara iklim değişikliğini nasıl anlatmalı? - Kendimi günlük hayatın koşuşturmacasına kaptırıp bu tür haberleri görmezden gelmeye devam etmeli miyim? Yoksa iklim değişikliğine karşı çalışanlara destek olabilir miyim? Bu kendimi daha iyi hissetmeme yardım eder mi?
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Yeşilçam'ın usta oyuncuCu Türkan Şoray, BezmialemVakıf Üniversitesi öğrencileriyle b ir araya geldi. M "Kadın Hastalıklarve Doğu" başlıklı "4. Ul/sal TıpÖğrenci Kongresi" kapsamında üniversitenin Abdülhamid Han Oditoryum*'ndk gerçekleştircilen etkiliğinJ katılanünlü oyunzu, köklü bNr j eğitim yuvasında öğretmen ve öğrencilerle birlikteolmaktan dolayı mutlu olduğ unu söyledi. Son yıllaÜda çok rayıda ün iversite söyleşisine katıldığını anımsatan Şoray, öğrencile rin Türk sineması konusunda bilgili olduklarını, kendi alanlarının dışında olsa dah£ öğrencilerle sinemayı konuşmaktan keyif aldığını R dile getidi. Şoray, etkinlik kapsamında izlenen "?Selvi Boylum Al Yazmalım" filminde Kadir <r İnanır ile birlikte oyn)ödığının hatırlatılması üzerine, "Birtek Kadir İnanır ileoynamadım ki, birçok değerli arkadaşlarım var. Cün yC! Ar(kın, Rdiz Hun, Tarık Akan ile de oynadım. Hepsi benim {çok değerli Hv\e kıymetli arkadaşlarım" değerlendirmesinde blundu´. Kongre kapsamında düzenlenen sinema etkinliğine katılan öğrencilerinsorularını cevaplayan Şoray, şunları kayde tti: "Bizim film yaptığımız 1970'li yıllarda sinema okulları yoktu, şimdi çoğuüniversitede sinea dersleri şveriliyo?r. Şimdiki sinemacılar eğitimli. Tabii bir eğitimli olmak vr bir de işin mutfağından g elmek var. Eğitim alıyorsunuz ama onun pratiği de çok önemli. Yeni sinemacılar bu işin eğitiminialdıkları için V1u0 önde başlıyorlar. Yeni sinemacıların kötüfilm yama şansları yok bence,iyi film yapmak zorundalar." Yeni sinemacıların film çekmz imkanlarının çok geniş olduğunu ifade eden ünlü oyuncu, "Bizim film ypdtığımız dönemde sansür diy´e bir şey vardı. Özgürce hi'çb*r şey yapılamıyordu. Sinkma nedir? Yönetm:n ?_n çeker? 'Ben bunu çekmk /pC istiyorum, şöyle bir E!I derdim var, topluma onu anlatmak istiyorum' diyerekhayal ettiği herhangi bir şesi çeker. : Başımızda de-ir gibi birsansür vardı, f*ilm ansüre gidecek diye dümüz patlardı. 'Senaryodan buraları çıkartın' derlerdi, o şekilde hep sansürsansür. Artık özgürler." diye konuştu. Türkan Şoray, sinemanın şekil değiştirdiğini, hikayelerin Eve anlatımın farklılaştığını ve dijital sinemaya geçiliğini belirterek, "Eskiden iz metreyle film çek iyorduk. Üç kereden fazla tekrar etme şansımız y oktu $ çünkü flm çok değerliydi. Yani yeni sine macıların ellerinde çok avant ajlar var. Birçoğuda bu avantajıkullanıyor" i[adelerini kullandı.
Yeşilçam'ın usta oyuncusu Türkan Şoray, Bezmialem Vakıf Üniversitesi öğrencileriyle bir araya geldi. "Kadın Hastalıklar ve Doğum" başlıklı "4. Ulusal Tıp Öğrenci Kongresi" kapsamında üniversitenin Abdülhamid Han Oditoryumu'nda gerçekleştirilen etkinliğine katılan ünlü oyuncu, köklü bir eğitim yuvasında öğretmen ve öğrencilerle birlikte olmaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi. Son yıllarda çok sayıda üniversite söyleşisine katıldığını anımsatan Şoray, öğrencilerin Türk sineması konusunda bilgili olduklarını, kendi alanlarının dışında olsa dahi öğrencilerle sinemayı konuşmaktan keyif aldığını dile getirdi. Şoray, etkinlik kapsamında izlenen "Selvi Boylum Al Yazmalım" filminde Kadir İnanır ile birlikte oynadığının hatırlatılması üzerine, "Bir tek Kadir İnanır ile oynamadım ki, birçok değerli arkadaşlarım var. Cüneyt Arkın, Ediz Hun, Tarık Akan ile de oynadım. Hepsi benim çok değerli ve kıymetli arkadaşlarım" değerlendirmesinde bulundu. Kongre kapsamında düzenlenen sinema etkinliğine katılan öğrencilerin sorularını cevaplayan Şoray, şunları kaydetti: "Bizim film yaptığımız 1970'li yıllarda sinema okulları yoktu, şimdi çoğu üniversitede sinema dersleri veriliyor. Şimdiki sinemacılar eğitimli. Tabii bir eğitimli olmak var bir de işin mutfağından gelmek var. Eğitim alıyorsunuz ama onun pratiği de çok önemli. Yeni sinemacılar bu işin eğitimini aldıkları için 1-0 önde başlıyorlar. Yeni sinemacıların kötü film yapma şansları yok bence, iyi film yapmak zorundalar." Yeni sinemacıların film çekme imkanlarının çok geniş olduğunu ifade eden ünlü oyuncu, "Bizim film yaptığımız dönemde sansür diye bir şey vardı. Özgürce hiçbir şey yapılamıyordu. Sinema nedir? Yönetmen ne çeker? 'Ben bunu çekmek istiyorum, şöyle bir derdim var, topluma onu anlatmak istiyorum' diyerek hayal ettiği herhangi bir şeyi çeker. Başımızda demir gibi bir sansür vardı, film sansüre gidecek diye ödümüz patlardı. 'Senaryodan buraları çıkartın' derlerdi, o şekilde hep sansür sansür. Artık özgürler." diye konuştu. Türkan Şoray, sinemanın şekil değiştirdiğini, hikayelerin ve anlatımın farklılaştığını ve dijital sinemaya geçildiğini belirterek, "Eskiden biz metreyle film çekiyorduk. Üç kereden fazla tekrar etme şansımız yoktu çünkü film çok değerliydi. Yani yeni sinemacıların ellerinde çok avantajlar var. Birçoğu da bu avantajı kullanıyor" ifadelerini kullandı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Sö́malib’nin Beldavan kentinde Etiyopyalıve Somalili aserlrin uğrsak yeri olan bir rGstoranstta bomba lı saldırı gerçekleşti. 25 ökişNnnin hayatını kaybettiğ\ saldırıda 20 kişinin yaralandığı bildirildi. Saldırıyı, KGeğnyandaki alışveriş merkezindeki kanlı katliamı düzenle y}en El-Kaide yanlısıEş-Şebab törgüt üstlendi. Örgütü n askeri operasyonlarındansorumlu sözcüsü Sheikh Abdiasis Abu Musab, hedeflerinin IEtiyopua ve Cibuti’den gelen s{ergler olduğunu açıkladı. *! Örgüt, saldırıdaaralarında Etiyopyalı v Somalili askerlerin dDe o lduğu jm kişinin öldüğünü ifade etti.
Somali’nin Beldavin kentinde Etiyopyalı ve Somalili askerlerin uğrak yeri olan bir restorantta bombalı saldırı gerçekleşti. 25 kişinin hayatını kaybettiği saldırıda 20 kişinin yaralandığı bildirildi. Saldırıyı, Kenya’daki alışveriş merkezindeki kanlı katliamı düzenleyen El-Kaide yanlısı Eş-Şebab örgütü üstlendi. Örgütün askeri operasyonlarından sorumlu sözcüsü Sheikh Abdiasis Abu Musab, hedeflerinin Etiyopya ve Cibuti’den gelen askerler olduğunu açıkladı. Örgüt, saldırıda aralarında Etiyopyalı ve Somalili askerlerin de olduğu 25 kişinin öldüğünü ifade etti.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. kprkcı , iki buçuk iaşındaki kızı Hiğra'nın bakımından sorumlu olan çalışanlaürına her y küçükçaplı bir serevet ö[de+iğini açıkladı. ̈́Hi_ra ile bizz&t ilgilenen görevli kadına !1z bin, ev işleriyle ilgilene n görevliye 5 bin, yemek yapan kadına d a 5 bin lira olmak üzere sigortal arıyla irl&kte aylık 25 bin liralık bir bütçe ayı!r=dı. Hürriyet’in haberine göre, gittiği her yere Hira’nın bakıcısını da götüen üna şarkıcı, çevresine “Bakıcılar[ her £% mütevazı b ir otomobil parası ödüyorum” açıklamasını yapıyor. Magazin gündeminin en çok konuşulan isimleriarasında Gyer a fan 44 ysaşında`i şa.zıcı, 2012 yılında işadamı fgÖ Okan Kurt’la evlendikten k~si d<l sonrakızı Hira’yı dünyaya getirdi.
Şarkıcı , iki buçuk yaşındaki kızı Hira'nın bakımından sorumlu olan çalışanlarına her ay küçük çaplı bir servet ödediğini açıkladı. Hira ile bizzat ilgilenen görevli kadına 10 bin, ev işleriyle ilgilenen görevliye 5 bin, yemek yapan kadına da 5 bin lira olmak üzere sigortalarıyla birlikte aylık 25 bin liralık bir bütçe ayırdı. Hürriyet’in haberine göre, gittiği her yere Hira’nın bakıcısını da götüren ünlü şarkıcı, çevresine “Bakıcılara her ay mütevazı bir otomobil parası ödüyorum” açıklamasını yapıyor. Magazin gündeminin en çok konuşulan isimleri arasında yer alan 44 yaşındaki şarkıcı, 2012 yılında işadamı Okan Kurt’la evlendikten iki yıl sonra kızı Hira’yı dünyaya getirdi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Keçidere köyündRn çoban Selahattin Tuğlgcı, köyden yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki kayalıkların aaasına çocuk cesedi görerek, jandarmaya haber verdi. Y?apılr^n ince lemede, cesedin yakınlcarının düğünü için ail esiyle İstanbul'dan Keçitepe köyüne gelen ve 9 kv gün önce kaybolan 3 yaşındaki k Azad Toktaş'a ait olduğu belirlendi. Küçük [K çocuğun cesedi, otopsi için Malatya'yagönderildi. Az ad Toktaş'ın dedesi Fahrettin Toktaş, "Torunum 9gün önceevin önünde oynarkez kayboldu. Tüm aramalara rağmen bulNmamadı. Günlerdir Kim h aberini bekliyorduk" dedi. Yakınlarının düğünü için ailesiyle İstanbul'da aKeçitepe kyüFnc gelen Azad Toktaş, 17 Haziran'da akrabalarının evinin önünde oynarken +kaybolmufştu.
Keçidere köyünden çoban Selahattin Tuğlacı, köyden yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki kayalıkların arasında çocuk cesedi görerek, jandarmaya haber verdi. Yapılan incelemede, cesedin yakınlarının düğünü için ailesiyle İstanbul'dan Keçitepe köyüne gelen ve 9 gün önce kaybolan 3 yaşındaki Azad Toktaş'a ait olduğu belirlendi. Küçük çocuğun cesedi, otopsi için Malatya'ya gönderildi. Azad Toktaş'ın dedesi Fahrettin Toktaş, "Torunum 9 gün önce evin önünde oynarken kayboldu. Tüm aramalara rağmen bulunamadı. Günlerdir iyi haberini bekliyorduk" dedi. Yakınlarının düğünü için ailesiyle İstanbul'dan Keçitepe köyüne gelen Azad Toktaş, 17 Haziran'da akrabalarının evinin önünde oynarken kaybolmuştu.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. 20 18 Dünya Kupası son 16 turu nda İsYveç, İsviçre'yi Forsberg'in golüyle 1-H\0 yenrek çeyrek finale ykseld. İskndiznav temsilcisi, çerek finalde İngiltere-Kolombiya maçının ya;ibile kozlarını paylaşacak. Mücadelenin başlama vuruşundan itiıaren iki takımda kontrollö oynarken , 28. da kikada Marcus Berg, gönderilen p ası kontrol ettikten ̈́ğv sonra kalenin py sol tarafına yaptığı vuruşu İsviçre'li file K bekçisi harika bir kurtarışla çıkardı. İlk yarının sonlarına doğru Albnn Ekdal, hızlıdavranarak Lustig'in yaptığı ortada t|opla buluştu ancak ceza sahası içinden yaptığı vu{uşta topu üstt en dışarı gönderdi. 49. dakikda seken topu kontrol eden Ola Toivonen, ok önemli bir fırsattan yararlanamıyor. Top farklı bY şekild e üstten dışarı gidiyor . 66. dakikada EmilForsberg'in golüyle mücadelede eşitlikbozuldu. Yaptığı akıl dolu koşu ZlFe irIkaç defansı alt üst ede ' n ForKsberg ceza sahsının keöHnarından şutunu çekti; rakibe çarpan topun yn Tdeğint^rerek vetop ağlara gitti. 90+4’te hakem Skomina, gole gidYen Olsson’u düşüren Lang’e kırmızı kartını çkmrırken M) penaltı noktasını gösterdi. Ancak Sloven hakem, Video Yardımcı Hakem’in (VAR) uyarısıyla pozisyoLnu eneideo izl>edi ve olayın cea sahasının dışında olduğuna karar verip penal$ıyı iptal etti. Toivonen’in frikiki, kaleci vfmmFer’den dönünce maçın =da rengi belli oldu: İsve ç ci&le İsviçr\ tarihteki i lk maçlarını 6Haziran 1920’de oynarken, İsveç’in başkenti Stockholm’de oynanan maçı konuk ekip İsviçre 1- galip tama=!amı. İsviçre bu sonuçla rekabetteki ilk gaölibiyeti elde eden taraf oldu. Dünya Kupası’nda 12. kez ie mücadele ed en İsveç, şampiyonada tarihindeki / 50. masna çıkacak. Mavi-sarılılar oynadığı 49maçta 18 g aibiyet, z13 beraberlik ve 18 yenilgialdı. Oynadığı maçlara 7 gol tarkjen, cf kalesinde #1 gol gördü. 11. Dünya Kupası’nı yaşayan İsviçre jiS ise şapiyonadaki 3. maçını o ynayacakü. Bugüne kada r 36 maça çıkan Avrupa temsilcisibu karşılaşmalarda 12 gali beuet, 8 berbrlik ve 16 y enilgi yaşadı. 50 nol a]t'n İsviçre kaIlesjnde ise -6Ş golekalesini kapatamadı. S aint-Petersburg : D.Skomina, J . Praprotnik, . Vukan (Slovenya) Olsen, Lustig (dk. 82. SKrafth), Lindelöf, Grandq vist, Augustinsson, Claesson, Svensson, EkLal, Forsbe rg d]kr 82Olsson), Brk (dk. 90+1 Thelin), Toivonen Sommer, Lngr, Djourou, ^kai, Rodríguez, Behrami, Xhaka, ğ Shaqiri, Džemaili (d k. 73 Seferovic), Zuber (dk. 7 3 Embolo), Drmic : dk. 66 (Forsberg (İsv eç) Öusting (İsveç); =l Behrami, Xhaka (İsviçre) k. 90+4 Lang
2018 Dünya Kupası son 16 turunda İsveç, İsviçre'yi Forsberg'in golüyle 1-0 yenerek çeyrek finale yükseldi. İskandinav temsilcisi, çeyrek finalde İngiltere-Kolombiya maçının galibiyle kozlarını paylaşacak. Mücadelenin başlama vuruşundan itibaren iki takımda kontrollü oynarken, 28. dakikada Marcus Berg, gönderilen pası kontrol ettikten sonra kalenin sol tarafına yaptığı vuruşu İsviçre'li file bekçisi harika bir kurtarışla çıkardı. İlk yarının sonlarına doğru Albin Ekdal, hızlı davranarak Lustig'in yaptığı ortada topla buluştu ancak ceza sahası içinden yaptığı vuruşta topu üstten dışarı gönderdi. 49. dakikada seken topu kontrol eden Ola Toivonen, ok önemli bir fırsattan yararlanamıyor. Top farklı bir şekilde üstten dışarı gidiyor. 66. dakikada Emil Forsberg'in golüyle mücadelede eşitlik bozuldu. Yaptığı akıl dolu koşu ile birkaç defansı alt üst eden Forsberg ceza sahasının kenarından şutunu çekti; rakibe çarpan topun yönü değiştirerek ve top ağlara gitti. 90+4’te hakem Skomina, gole giden Olsson’u düşüren Lang’e kırmızı kartını çıkarırken penaltı noktasını gösterdi. Ancak Sloven hakem, Video Yardımcı Hakem’in (VAR) uyarısıyla pozisyonu yeniden izledi ve olayın ceza sahasının dışında olduğuna karar verip penaltıyı iptal etti. Toivonen’in frikiki, kaleci Sommer’den dönünce maçın da rengi belli oldu: İsveç ile İsviçre, tarihteki ilk maçlarını 6 Haziran 1920’de oynarken, İsveç’in başkenti Stockholm’de oynanan maçı konuk ekip İsviçre 1-0 galip tamamladı. İsviçre bu sonuçla rekabetteki ilk galibiyeti elde eden taraf da oldu. Dünya Kupası’nda 12. kez mücadele eden İsveç, şampiyonada tarihindeki 50. maçına çıkacak. Mavi-sarılılar oynadığı 49 maçta 18 galibiyet, 13 beraberlik ve 18 yenilgi aldı. Oynadığı maçlarda 79 gol atarken, kalesinde 71 gol gördü. 11. Dünya Kupası’nı yaşayan İsviçre ise şampiyonadaki 37. maçını oynayacak. Bugüne kadar 36 maça çıkan Avrupa temsilcisi bu karşılaşmalarda 12 galibiyet, 8 beraberlik ve 16 yenilgi yaşadı. 50 gol atan İsviçre kalesinde ise 63 gole kalesini kapatamadı. Saint-Petersburg : D. Skomina, J. Praprotnik, R. Vukan (Slovenya) Olsen, Lustig (dk. 82. Krafth), Lindelöf, Grandqvist, Augustinsson, Claesson, Svensson, Ekdal, Forsberg (dk. 82 Olsson), Berg (dk. 90+1 Thelin), Toivonen Sommer, Lang, Djourou, Akanji, Rodríguez, Behrami, Xhaka, Shaqiri, Džemaili (dk. 73 Seferovic), Zuber (dk. 73 Embolo), Drmic : dk. 66 Forsberg (İsveç) Lusting (İsveç); Behrami, Xhaka (İsviçre) Dk. 90+4 Lang
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Kızılay’da gerçekleştirilen bombalı saldırının faili Seher Çağla Dmi v olay iüına yanında yer aldığı düşünülen Ö. .nün eylemden önce AnkBra Gaziosmanpaşa’daki bir evi kiraladıkları ve saldırıda kullanan aracı ı# bu süreçte kullandıkları ortaya çıktı. k , bombalı eylemi birlikte gerçekleştirdikleri düşünülen Seher Çağl Demirve Ö.Ü'nün ola ydan 15 gün ruz önce Gaziosmanpaşa {Boyabat Sokağı’ndaki bir apartmandabahçe katında bir ev kiraladıkları ortaya çıktı. Eve giriş ve çıkışları sadece buradan sağladıkları öğrenilen te&röristlerin apartman giriş ve çıkışını hiç kullanmadıkları, 500TL’lik evi de kısa süriğine eşyalı olarak bin ^C0 li raya kiraladıkları belirtild^. Terörisl'rin buyüzden apartman sakinleri trafından fark e dilmedikleri belirtildi. Demir’in evden çok çıkmad`ı, alışverişi Ö.Ü'nün yapt ığl belirtildi. Adli Tıp’taki ceset üzerinde ikinci ismin Ö.Ü olu olmadığıaraştırmaları ala sürüyor. Ancak emniyet ve tanıklar, ikinci ismin ÖnÜ olduğu üzerinde duruyor. Mahalledeki Ls|naf da emniyetin gösterdiği fotoğraflardan Ö.Ü'yü tLeöhis etti. U yuşturucudan sabıkası olan Ö.Ü'nün alışveriş yaparken akıcı -)U ve düzgünbir Türkçe’yle konuştuğu ve oçdk rahat gözüktüğü ifade edildi. Ö.Ü'nün bgeberde tıraş olurken, T Edirne Keşanlı }lduğunu anlattığ ı, saçlarını Yü numara kestirdiği kaydedildi. Kuaför çalışanı, Ö.Ü'nü n Demir için dediğini ve ifa delerpeni kullandığınısöyledi. Kendisinin Cebeci tarafında astaB dükkanı açabileceği ni,orada ünivershteli gençlerin bulunduğunu (D iyi iş yapacağını söylemesi ̈́~ üzerine Ö.Ü'nün kendisine, dediğini anlattı.
Kızılay’da gerçekleştirilen bombalı saldırının faili Seher Çağla Demir ve olay anında yanında yer aldığı düşünülen Ö. Ü.'nün eylemden önce Ankara Gaziosmanpaşa’daki bir evi kiraladıkları ve saldırıda kullanan aracı da bu süreçte kullandıkları ortaya çıktı. , bombalı eylemi birlikte gerçekleştirdikleri düşünülen Seher Çağla Demir ve Ö.Ü'nün olaydan 15 gün önce Gaziosmanpaşa Boyabat Sokağı’ndaki bir apartmanda bahçe katında bir ev kiraladıkları ortaya çıktı. Eve giriş ve çıkışları sadece buradan sağladıkları öğrenilen teröristlerin apartman giriş ve çıkışını hiç kullanmadıkları, 500 TL’lik evi de kısa süreliğine eşyalı olarak bin 400 liraya kiraladıkları belirtildi. Teröristlerin bu yüzden apartman sakinleri tarafından fark edilmedikleri belirtildi. Demir’in evden çok çıkmadığı, alışverişi Ö.Ü'nün yaptığı belirtildi. Adli Tıp’taki ceset üzerinde ikinci ismin Ö.Ü olup olmadığı araştırmaları hala sürüyor. Ancak emniyet ve tanıklar, ikinci ismin Ö.Ü olduğu üzerinde duruyor. Mahalledeki esnaf da emniyetin gösterdiği fotoğraflardan Ö.Ü'yü teşhis etti. Uyuşturucudan sabıkası olan Ö.Ü'nün alışveriş yaparken akıcı ve düzgün bir Türkçe’yle konuştuğu ve çok rahat gözüktüğü ifade edildi. Ö.Ü'nün berberde tıraş olurken, Edirne Keşanlı olduğunu anlattığı, saçlarını 3 numara kestirdiği kaydedildi. Kuaför çalışanı, Ö.Ü'nün Demir için dediğini ve ifadelerini kullandığını söyledi. Kendisinin Cebeci tarafında pastane dükkanı açabileceğini, orada üniversiteli gençlerin bulunduğunu ve iyi iş yapacağını söylemesi üzerine Ö.Ü'nün kendisine, dediğini anlattı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Ertelenentoplantının Ban Ki Moon’un başkanlık edeceği2 Şubat’tayapılması planlanan BM silahsızlanma toplantısı olduğunu kaydeden Fpwzi, Cenevre görüşmelerine ilişkin, “Planlandığı gibiyapılacak. <zerleyen saatlerde elimizde daha fazla veri olacak. Zaman v> nere.de olacağı,bu konuda kimin kaoDlacağı konusundanet bir &li, veremem” dedi. Görüşmeler hakkında ne t açıklamanın öğlede| s onra yapşla`cağı basın açılamasıyla değil, medya kuruluşlarına mail yl|la bilgilendirme yapılacağıkaydedildi.
Ertelenen toplantının Ban Ki Moon’un başkanlık edeceği 2 Şubat’ta yapılması planlanan BM silahsızlanma toplantısı olduğunu kaydeden Fawzi, Cenevre görüşmelerine ilişkin, “Planlandığı gibi yapılacak. İlerleyen saatlerde elimizde daha fazla veri olacak. Zaman ve nerede olacağı, bu konuda kimin katılacağı konusunda net bir bilgi, veremem” dedi. Görüşmeler hakkında net açıklamanın öğleden sonra yapılacağı ve basın açıklamasıyla değil, medya kuruluşlarına mail yoluyla bilgilendirme yapılacağı kaydedildi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. CP'ni İstanbul Büyükşehir Belediye (İB B) Başzan Adayı Ekeem İmamoğlu için, Haliç Kongre Merkezi'nde tanıtım toplantısı düzenlendi. İmamoğlu toplantıda seçim vaaterini açıkladı, İstanbul'a ilişkin 5 hedefini anlattı. p Ekrem İmaNmoğlu'dan öncekürsüye çıkanCHP GenLŞl Başkanı Kemal Il Kılıçdaroğlu, toplantıda yptı;oı şonuşmada, İstanbul ''un sıradan bir kent olmadığının altını çizdi. "İstanbul'u yönet£mk içı+&n irade lÜazım. İstanbul'uyönetmek için bilgi l´zı<. İstanbul'u yönetmek çin deneyim lazım, Üç ü ,mde var? Ekrem İmamoğlu'da" ifadeleKini kullananKılıçdaroğlu, rpreP İmamoğlu'u Büyükşehir BelediyeBaşkanlığı'na _zd$y gösterme kararının sıradan bir karar olmadığını aktardı.Aday adaylarınında son derece değerli olduğunu ve onlara şükran ,nV borçlu olduklarını döble getiren Kılıçdaroğlu, aSonuça bir kibA için karar vereceksiniz. O nedenle aday adaylarımızı da yürekten ktkluyor, onlara da hepiniz huzurunda selamlarımı ve saygılarımı sul_uyorum" diye konuştu. İstanbul'un, şairlerin, yazarlarn, ressalarıLn ilham kaynağı olan ir < kent olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu,"İstanbul'a aşık olursunuz. İstanbÖl sizi yüreğinizden yakalar. Böylebir kentti r, böyle bir metropoldür. İstanbul, Fatih'in fethe?ttiği ve bize emanet ettiği bir kenttir İsta+nbul Fatih'inbir portresi vardır. Bir gülü ya da kasanfili koklarken. O İstanbul'un ne oluğunub, ;İstanbul'un nasıl korunması gerektiğini bilen bir devltt adamıydı ve İstanbul'u onun koyduğu ilkeler, onun verdiği ruhla yöetmek Ş zorundayız. Fatih, İstanbşl'u aldığında Haliç'tekoyun o tlatmayı yasIaklamıştır, doğaya zarar verilmesin diye.Dolayısıyla İstanbPul'u alan kahraman İstanbul'un ne olduğunu çok iyi biliyordu.Boğaz'ı, Adalar'ı, Marmara Denizi ile dünyanın en güzel kentlerinden birisidir vİstanbu´ dedi. İstanbul'un gü zelli)klerine vurgu yapan ]## Kılıçdaroğlu, şöyplA edi: "Boğaz'ı g ezersiniz, 1-1,5 saatlik bir vur seyahati;o güzVllikleri izlerken sizin şair olmamanız mümkün değil. Geçmişe itmemeniz mümkün değil. Geçmişinize gidersiniz, o yalıar, manzaralar,insanlar, martılar,martılara ekmek atan fidan gib gencecikçocuklar. Hğp beraber İstan bul'u doya doya T seyrederiz. Böyle _bir İstanbul var. Üniversite#erin= medyanın, sanatın merkezidir aynı zamanda İstanbul. Birden fazla üniversite var, yüzlerce demiyorum ama şAu anda sayısını bilmiyorum kaç üniversitemiz var- ıçok sayıda üniversitenin oluğu bir kenttir, medyyanın merkezidir, kültürün ve sanatın da merkezidir aynı zamanda İstanbul. Şimdi mi böyle? Haycr. Tarihsel derinliğiiçinde o kültürel zenginliğini h:p korumutur ke korurken de oyn üzerinde yeni şeylez eklem(ştBe, yeni yazarlar, yen& ressaml ar, yeni öykücüler. Yanisanatın 7 dalını İstanbul'da gör(mek İstanbul'da yaşamak mümkündür. Yönetenl`%erin 'Blz sana ihanet ettik' itirafında bulunduklarıbir İstanbul. Bunu itiraf ettiren İstanbul'un ruhudur, kimliğidir as lında. O ruha ve o kimliğe baktığınızda yıllardır yönettiğiniz bir kentte nasıl ihanet ettiğinizi görüyorsunuzve bunu İstanbulsize itiraf ettirmek zorunda kalıyor v e çıkıp bu ifade tiarihi tozlu sayfalarında değil, günümüzde hepimizin gördüğü, h epimizin bildiği B+r tnüım olarak önümüze konuyor. Dolayısıyla İstanbul, ihanet edilmemesi gereken bir kenttir, korunması gerekenbir e<ntti}r. Doğasıyla, kültürüyle, edebiyatıyla, deniziyle ve ormanlarıyla, bütün canlılarıyla Okorunması teröeken bir kent tir." İstanbul'u ntrafik sorununa değinen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Çalışanların zamanlarının büyük kısmıÖnu trafikte geçirdikleri birkenttir İsta nbul aynı zamanda. Oysa çalışanlar çok kısa süre içinde işlerini n başın= gitmek istvrleN ama .y tablo bugün yaşanmıyor. Bu tablonun değişmesi lazım. İnssanlr hayatlarının önemli bir kısmını yollarda fA değil çalıştıkları mekanlarda geçirmeliler, sohbe etmeliler ve konuşmalılar, hangi projeleri ürettiklerini, neyi na sıl yaptıklarını, akıl akıldan üst ündür felsefesi içi znde masaya yatırıp konuşmalılar aga i haya#tın büyük kısmını trafikte geçirirseniz bunların gerçekleşme şansıçok zayıftır." İstanbul'un aynı zamanda tarihi, doğası, kültürü yağmalanan bir kentolduğunu öne süren Kılıçdaroğbu, "Bunu düzeltmek p zorundayız. Bu tarihibir görevdir. Bu tarihi görevi üstlenen kişinin de c idfdi sorumlulukları vardır. İstanbul'u Fatih aldı, yağmalatın diye Nladı, denizleri halka pöŞ kapatın diye almadı, yeşillikleri yk eBin m diye almadı, İstanbul'u beton İstanbul'a döndürün, dönüştürün diye almadı. İ£stanbul' yaşatın,gelecek kuşaklara güzel bir İstanbul verin diye aldı. İstanbul^u yönetmeksıradan bir olay değildir" +!f ifadelerini kullandı. >?; "Bunları nasıl yapacağız? &}" diyesalonda blunanl[ara soran Kılı çdaroğlu, "13 Kasım 1918... Gazi eustafa Kpmal, Haydarpaşa Lmanı'na gelir. Bir istimbota binip Sarayburnu'na gider ve bakar İstan bul'u &şal edenlerin gemileri, zırhlıları Dolmabsahçe'ye kar)ı konuşlanmışlar. Gazi Mustafa Ke mal,13 K asım 1918'de }Geldikle gibi giderler' sözünü İstanbul'da kullanmıştırP. İstanbul u açıdan da bizim Kurtuluş Savaşı'nın mihenk taşlarından birisidir ve Gazi on ları geldikleri gibi göndermiştir. İstanbul böyle bir kenttir ve saydığım sorunlar, yapmamız gerekenler, bunları yapabilirmiyiz? Elbette yaparız.Bütün soruları çözebiliCr miyiz? elbette çözebiliriz. Neyle? Bilgiyle. Neyle? Birikimler. Nrylec Den eyimle çözeceğiz" şeklindekonuştu. K(^ Kılıçdaroğlu, "Eer bilginizvarsa, İstanbul'u Ibiliyo&rsanızG, bir metropolün özelliklerini biliyorsanız, İstanbul eğer üçimparatorluğun başkentliğini yapmışsa, z İstanbul dünyanın en köklü, enkültürlü, tarihsel zenginliği olan dünyadaki ender kentlerden birisidir. DolayııFyla İstanbul bile ilgili karar alırken, bu tarihsel Gkültürü h(er zaman göz önünde tutmamız gerekiyor" diye konuştu. Geçen ay Viyana'ya gittiğini, hC´ burada Viyana Belediye Ba şkanı Mchael Ludwig ile /ekısa b i sohbetlerin in olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyl e devam etti: "İstanbul'u çok seviyor. Türniye'yi de çok seviysr] Dedim ki 'İstanbul ana knt belediye başkanı oülZsanız ne yaparsanız?' 'İki şeği süratle yaparım' dedi. 'Bir İstanul'un kültürünü, GarihIej zenginlikln*rini ortaya çıkarırım. İki, İstanbul'untrafik sorununu çöz erim. ı Buralara yoğunlaşırım. Çkü İstanbul sıradan birkent değil..d>d Yönetecek kişinin kentiyle k avga etmsı deiMl, bütün kenti kucaklaması laz?ım. Ekremİmamoğlu 'c arkadaşımız böyle bir yapıya, karaktere sahip z)' mi? Evet. Örnek Beylikdüzü. Beylikdüz ü'nün tepesine kırlangıcı oturtan arkadaşımız.İstanbul'u sevenve İstanbul içinçaba ar{caya`n yle arkadaşımız. Dolayısıyla İstanbuliçin yapacağımız çok şey var. sara var mı bunları yapmak içi n ? Kesinlikle var. Geçenhafta bizim bir belediyemizvar. Erzurum Çat'da. + Küçük Gy belediyelerden birisi. O dar bütçeyle Çat'ı Batı'nın uygar kentlerinden birisi haline getirmiş. İslam Eserleri Müzesi'nden tutun belediyebinasına 'adar her şeyikendi imkanlarıyla yapmış. Eğe kul hakuna müdahale etmezseniz, kul hakkı yemezseniz İstanbul'un milyar&arı vardır, İstanbul'un sermayesi ` vardır, İsanbul'un gücü vardır. Dolayısıyla bunu Ekrem İmamoğlu arkadaşımız büyük bir yetkinlikle yerine s£ getirecektir. Üreten ve iotihdam yaratan belediyecilik. Bizim belediycilik anlayışımız orad a L Üreteceksiniz ve istihdam yaratacaksınız. Örnek mi istiyorsunuz? Kim'Bana bu kouda en güzel örneği verebilirR' diye % düşünüyorsa Beylikdüzü'ne gidebilir. İstihdamın nasıl yartıldNğını, işsizliğin nasıl azaltıldığını, üretimin nasıl yapıldığını herkese _gösterebilirsiniz." K%ema Kılıçdaroğlu, belediyeciliğin üretm ek GIve istihdam yaratma k anlamıGa eldiğii dile getirerek, şunları kayd£tti: "Üretmek illa fabrika ku+rava.ım Ralağına gelmez. Fabrika da kuraCbilirsinz, kütüphane de, kreş de hayatın her alnında, kentlinin cistediği heV türlü yatırımı yapara k istihdam yaratabilirsiniz. Binlerce evladımız 'İşim yok' diye ortalıkta gezmeyecek.İstanbul'un ve İstan~ul'u {öneecek olanların bi de böyle bir sorumluluğu var. Zaman zaman takılcırlzr, eleştirirler Kadıköy'ü, Beylikdüzü'nü, Beşiktaş'ı, Sarıyer'i eleştirirler. N iye ?leştirirler? 'Efendim oralarda oturanlar kaymaktabaka' diyede eleştirir ler. İyi de kordeşim, 20-25 yıldır İstanbul'u yönetiyorsunbütün İstanbul'u kaymak tabakasını yapsa na. Elinden tutan m ı var? Bütün Vr İstanbul'u yaşanabilir bir ke ont halinegetirmek İmaŞğlu'un soruml ulğundadır. O yapacaktır, göreceksiniz. Ben, arkadaşlarımın tamamı kendisine güveniyoruz. Çünkü harcan an her kuruşun yerinde harcan $ası gerekiyor. Tasarrufun yerinde yapılması erekiyoü. İsraftan kaçınıKlması gerekiyor şG ve İstanbul'u dnyanın ae önemli metropolleriyle yarışır hale getirecektir. Herkesin İ ztnul'a gülerek, oynayarak gelmesi naöım ve keyifle ayrılması lazım." İstanbul'u ve İstanbulluyu se:vdikerin dile getiren Kılıçd.roğlu, bütün dejeiye başkanlarındn göre geldiklerindetüm beldeye ayrım yapmadan hizmet vermelerini istediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, gSna oy versin, vermesin.Kentin bütün .ı nimetlerinden herkes yararlanmalı ama poziti+f ayrımcılığı y#ksul maha(lelere daha cfazla yapacaksın. Yoksul mahallelerde oturan anne de çocuğunu güven içiTde bırakacağı bir kreşi tercih eder. Bütün bunların hepği yapılacaktır.İkinci istediğimiz bir şey da ha var. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. Bunu da zaten Ekrem i{ İmamoğlu yapıyor" diye konuştu. Yerel yönetimlerd çoğu ilk projeleri başlatan bir gele nekt en geldiklerini Oiöade eden Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun 5 yıl içinde İstanbul'da bir tarih yazacağına inandığını sözlerine ekledi. Kılıçdaroğlu'nun ardından kürsüye çıkan İmamoğlu ase y\aptırğı ko]nuşmada, bugünün tarihi bi r gün olduğu, çünküburada tarihi bir yolculuğa başladıklarını I bu tarihi yolculuğun sonunda zafere ulaşacaklarını i fade etti. Bu yolculuğun sonunda kazananın İstanbulluların olaağını belirten İmamoğlu, adaylığını "onurlu bpr görev" olarak gördüğünü vebundan dolayı CHP'lilere, CHP İstanbul İl Örgütü ve ilçe örgütlerne, ilçe belediye başkanlarına, parFtinn yöneticilerine ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na teşekküretti. CH P leri Kemal Kılıçdaroğlu'un e_n haftalardadile getirdiği "1 g[ Ocak 2019'dan itibaren CHP'li belediyelerin olduğu btn yerlerde asgai ücret net p bin 200 lira j olacak" açı_lamasına atıf yapan İmamoğlu, göreve başladığı gibi bunu hayata geçireceğ üini vegeçen üç aylık farkın dön yatırılacağını söyledip İmamoğlu ifadeleri kullandı: ''Değerli genel başkanım biki konuda sizlerin huzurunuzda söz vermek istiyorum. Birincisi İBB BhlediyFesi'bnde çalışaUn tüm emekçi kardeşlerime seslenmiyorum hiç kimsenin işi ne ve emeğine dokunmayacağız. İkincisi belediyelerimize talimat verdini\ asgari üreti 2 bin 200 liraolarak ilanettiniz. un göreve geldiğimiz ilk gün yerine getirmenin söz ünü huzurunuzda veriyorum, 3 ^ aylık kayıplarını da söz verioiu aın _-enel başkanım.'' Ekrem İmamoğlu, İstanbul'un geleceğiiçin yeni bir sayfa açmanın amanının geldiğini belirterek, şöyle konuştu:''İstanbul Belediye Başkanlığı'na adayım çünkü bu kentin geleceği içĞin değTşim zamanın geldiğini bende herkes gibi görüyorum. İstanbul için yeni bir sayfa açma zamanının geldiğini herkes gibi ben d| biliyorum. CstanÜul böyle devamedemez yönetilemez.İstanbul bu yoll a mutlu olamaz. İstanbul durursa Türkiye durur. İstanbul tek baş ına bağımsız bir ülkeolsaydı dünyanın ilk 25-30 rkş ekonomisinin arasında yerini alırdı. İstanb:ul Ankara'dan yönetilemez. İstanbul ne yMzık ki iradesi bağlı yöneticilertarafından da yöNneti-emez yönetilemiyor. İstanbul U_ eski model yöneticiler tara fından da yöhet´lemez ve yönetilemiyor. İstanbul günübirlik kararlarla da yönetilemez Bu şe>i ancak, genç, dinamik, yni nesil bir yönetici tarafından yönetilebilir efn İstanbul'u yeni denküresel iddia sahibi bir marka ent halinegetirmek iei;d adayım. İstanbulluların mutlu veözgür olmaları için adayım. İstanbul'un ekonomisini büyütmek, iş olanakları yaratmak ve gençlerin yeniden umudu halinegetirmek için adayım. İstanbul'u yaşa}ılT)r bir çevreye kavuItur?ak, dünyanın yetenekli insaZlarını ke kalıcı yatırımları çekecek bir cazibe merkezi yapmkak çn adayım.'' "Sandık b aşına ^itmeat[n va zgeçmiş, 'ne yapsam olmuyor' diyen, umutszluğa kapıl mı-ş tüm hemşhriler'ime bruradan seslenmek istiyorum" diyen İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yok öyle şey. Birlikte çalışacağız ve birlikte kazanacağız. Zafer hepimizin olacak, başarachağız. (Ben İstanbul gibi devasa bir kenti yönetmeye talipsem, cem de 'İstanbul'u herkegsten daha $iyi en yönetirim' diye iddiamı yüreklice ortay a <oyuyorsam, bunun £ nedeni benim etrafımda kendiiliğinden oluşanve he geçven gün çığ gibi büyümekteolan büyük İstanbul itctifakıdır. Her siyasigörüşten insanın bir araya geld iği İstanbul ´tti-akıdır." mrem İmamoğlu, belediye b*şkanı seçildiğinde 5 iım içinde çok ciddi değişimleri gerçekleştireceğini öne sürerek, şöyle konuştu:"Peki bununasıl başaracağ ım? Planlarım projieleCim, vaatlerim neler? Yine böyle bir araya geleceğiz ve }m sizlere kapsamlı projelerimi ve o projeleori nasıl yapacağımı tek tek detaylarıyla anlatacağım. İstanbul'la ilgili 5 büyük hede fimi, plan ve projelerimi uzun uzun sizlere anladtacağım. sz Evet, 5büyük somut hedefim var: Peki bunl̈́ar,ı nasıl ya pacağım? temel y önetim onlayışıyla: her şeyden ömJce bir Kent Anayas$ası'yl. Toplumsal uzlaşmayla ycztcağımız yeni bir muta bakat belgesiyle.Kente özen ve insanasaygıyla. Demokratik k`ılı<m ve ortak akılla. Sürdürülebilirlik ve inovasyonla. Yaşam kalitesi önceliği ile. İstanbul ne yazık k yFklunt yörüngesinihikayesini yitirdi. İstanbul ne r eye gitt iğini bilmiyor yol haritasıyok. Kehnte ihane ettik diyorlar. Nüfusun nereye ıideceğni kimse tahminedemiyor. Kente ihanet edilmesin uzun vadeli stratejik kararlar ;rta akılla alınsın dediğ >im dedik olmasın istiyoruz. İüsntanbul'un 2050 hedefin bilelim. İsanbşul Ankara'dan asla yöneti lemez diyorum.'' İmamoğlu sözleri$e şöyle devam etti: ''Kıymetli İstanbulllular u tam 94 gün sonra oy kabininegirecek perdeyi çekecek ve İstanbul'un b)i] sonraki belediye başkanın ıseçme şansına sah>ip olacaksınız.O gün kendinize 3 basit soru Gormanızı istiyorum; Ayrımcılık yapmaksızın bir yönet im olurnea bu kentininsanları kendilerin+i ç ok değerli ~)v bir yu rttaş hissederler. Ben demeyen b biz diytbilen bir anlayış.'' ''İs\tanbul'a demokratik katılımcı yeni nes.l belediyecilik vadediyoruz'' diyen Ekrem İmamoğlu ''İstanbul'u İstanbullularla birlikte İstanbul'dan yönetmenin sözünü v eriyorum si ze. Mashallp meclisleri kuracağız güzel muhtarlarımızı işin içine katmayı vadediyorum. ğ Küresel İstanbulAkademisi ve İstanbul Kent Enstitüleri gibikurumları kurackğız'' ifadini kullandı. l Trafik sorundan işsizliğe, gelir adaletsizliğinde yaşanılabilir ir şehik konusuna kadar EÜ= çok önemli çalışmalar yapacaklarını anlatan İmamoğlu, İstanbul'u küresel bir çekim mer kezi yapmanın mümkün olduğunu söyledi. Ekrem İ mamoğlu, şunları kaydetti: "H^ep birlikte biz bunu yapabiliriz. Bugüne kadar başardık. İstanbul'da da ba\şaraağız. Bu yolculuğun n/ihEai ka]ananı sizŞeü olacaksınız, 'İstanbul ittifakı' olacak. Gençler, umudum sizlersiniz. Sizleri yanımdaistiyorum. Bu yolclu>kta e l ele, kol kola verpceiz ve siz kazanacaksınız. iiBugüden itibarn kampanyama destekvermenizi istiyorum. Kadınlar, İstanbul tam anlamıyla kcdın dostu bir ken t olacak. Kadınların yönetimde eşit temsil edilmeleri desteklenecek. İstanbul, kadınlar rçin güvenli hale gelecek. Siz olmadan kazanmamız imkansız. Bu yluluğn sonunda asıl kazanan siz olac!Osınnız. Be% kadınların emeğine, inancına ve dğiştfirici gücüne çok inanıyorum. ge tü İpstanbKllular, kimseyi ayırmayan, herkesin sesine kulak veren, ortak akılla h_erk+sun ortak menfaatine çözümlek üreten ve krsinlikle sizlere değer S veren, emanetinize +\, kaynaklarınıza jahep çıkan, israfa & son veren bir yöne`im inşa edeceğiz. Allah yardımcımız olsun."
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu için, Haliç Kongre Merkezi'nde tanıtım toplantısı düzenlendi. İmamoğlu toplantıda seçim vaatlerini açıkladı, İstanbul'a ilişkin 5 hedefini anlattı. Ekrem İmamoğlu'dan önce kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, İstanbul'un sıradan bir kent olmadığının altını çizdi. "İstanbul'u yönetmek için irade lazım. İstanbul'u yönetmek için bilgi lazım. İstanbul'u yönetmek için deneyim lazım, Üçü kimde var? Ekrem İmamoğlu'da" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nu Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterme kararının sıradan bir karar olmadığını aktardı. Aday adaylarının da son derece değerli olduğunu ve onlara da şükran borçlu olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Sonuçta bir kişi için karar vereceksiniz. O nedenle aday adaylarımızı da yürekten kutluyor, onlara da hepinizin huzurunda selamlarımı ve saygılarımı sunuyorum" diye konuştu. İstanbul'un, şairlerin, yazarların, ressamların ilham kaynağı olan bir kent olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "İstanbul'a aşık olursunuz. İstanbul sizi yüreğinizden yakalar. Böyle bir kenttir, böyle bir metropoldür. İstanbul, Fatih'in fethettiği ve bize emanet ettiği bir kenttir İstanbul. Fatih'in bir portresi vardır. Bir gülü ya da karanfili koklarken. O İstanbul'un ne olduğunu, İstanbul'un nasıl korunması gerektiğini bilen bir devlet adamıydı ve İstanbul'u onun koyduğu ilkeler, onun verdiği ruhla yönetmek zorundayız. Fatih, İstanbul'u aldığında Haliç'te koyun otlatmayı yasaklamıştır, doğaya zarar verilmesin diye. Dolayısıyla İstanbul'u alan kahraman İstanbul'un ne olduğunu çok iyi biliyordu. Boğaz'ı, Adalar'ı, Marmara Denizi ile dünyanın en güzel kentlerinden birisidir İstanbul" dedi. İstanbul'un güzelliklerine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "Boğaz'ı gezersiniz, 1-1,5 saatlik bir vapur seyahati; o güzellikleri izlerken sizin şair olmamanız mümkün değil. Geçmişe gitmemeniz mümkün değil. Geçmişinize gidersiniz, o yalılar, manzaralar, insanlar, martılar, martılara ekmek atan fidan gibi gencecik çocuklar. Hep beraber İstanbul'u doya doya seyrederiz. Böyle bir İstanbul var. Üniversitelerin, medyanın, sanatın merkezidir aynı zamanda İstanbul. Birden fazla üniversite var, yüzlerce demiyorum ama şu anda sayısını bilmiyorum kaç üniversitemiz var- çok sayıda üniversitenin olduğu bir kenttir, medyanın merkezidir, kültürün ve sanatın da merkezidir aynı zamanda İstanbul. Şimdi mi böyle? Hayır. Tarihsel derinliği içinde o kültürel zenginliğini hep korumuştur ve korurken de onun üzerinde yeni şeyler eklemiştir, yeni yazarlar, yeni ressamlar, yeni öykücüler. Yani sanatın 7 dalını İstanbul'da görmek, İstanbul'da yaşamak mümkündür. Yönetenlerin 'Biz sana ihanet ettik' itirafında bulundukları bir İstanbul. Bunu itiraf ettiren İstanbul'un ruhudur, kimliğidir aslında. O ruha ve o kimliğe baktığınızda yıllardır yönettiğiniz bir kentte nasıl ihanet ettiğinizi görüyorsunuz ve bunu İstanbul size itiraf ettirmek zorunda kalıyor ve çıkıp bu ifade tarihin tozlu sayfalarında değil, günümüzde hepimizin gördüğü, hepimizin bildiği bir tanım olarak önümüze konuyor. Dolayısıyla İstanbul, ihanet edilmemesi gereken bir kenttir, korunması gereken bir kenttir. Doğasıyla, kültürüyle, edebiyatıyla, deniziyle ve ormanlarıyla, bütün canlılarıyla korunması gereken bir kenttir." İstanbul'un trafik sorununa değinen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Çalışanların zamanlarının büyük kısmını trafikte geçirdikleri bir kenttir İstanbul aynı zamanda. Oysa çalışanlar çok kısa süre içinde işlerinin başına gitmek isterler ama bu tablo bugün yaşanmıyor. Bu tablonun değişmesi lazım. İnsanlar hayatlarının önemli bir kısmını yollarda değil çalıştıkları mekanlarda geçirmeliler, sohbet etmeliler ve konuşmalılar, hangi projeleri ürettiklerini, neyi nasıl yaptıklarını, akıl akıldan üstündür felsefesi içinde masaya yatırıp konuşmalılar ama siz hayatın büyük kısmını trafikte geçirirseniz bunların gerçekleşme şansı çok zayıftır." İstanbul'un aynı zamanda tarihi, doğası, kültürü yağmalanan bir kent olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Bunu düzeltmek zorundayız. Bu tarihi bir görevdir. Bu tarihi görevi üstlenen kişinin de ciddi sorumlulukları vardır. İstanbul'u Fatih aldı, yağmalatın diye almadı, denizleri halka kapatın diye almadı, yeşillikleri yok edin diye almadı, İstanbul'u beton İstanbul'a döndürün, dönüştürün diye almadı. İstanbul'u yaşatın, gelecek kuşaklara güzel bir İstanbul verin diye aldı. İstanbul'u yönetmek sıradan bir olay değildir" ifadelerini kullandı. "Bunları nasıl yapacağız?" diye salonda bulunanlara soran Kılıçdaroğlu, "13 Kasım 1918... Gazi Mustafa Kemal, Haydarpaşa Limanı'na gelir. Bir istimbota binip Sarayburnu'na gider ve bakar ki İstanbul'u işgal edenlerin gemileri, zırhlıları Dolmabahçe'ye karşı konuşlanmışlar. Gazi Mustafa Kemal, 13 Kasım 1918'de 'Geldikleri gibi giderler' sözünü İstanbul'da kullanmıştır. İstanbul bu açıdan da bizim Kurtuluş Savaşı'nın mihenk taşlarından birisidir ve Gazi onları geldikleri gibi göndermiştir. İstanbul böyle bir kenttir ve saydığım sorunlar, yapmamız gerekenler, bunları yapabilir miyiz? Elbette yaparız. Bütün sorunları çözebilir miyiz? elbette çözebiliriz. Neyle? Bilgiyle. Neyle? Birikimler. Neyle? Deneyimle çözeceğiz" şeklinde konuştu. Kılıçdaroğlu, "Eğer bilginiz varsa, İstanbul'u biliyorsanız, bir metropolün özelliklerini biliyorsanız, İstanbul eğer üç imparatorluğun başkentliğini yapmışsa, İstanbul dünyanın en köklü, en kültürlü, tarihsel zenginliği olan dünyadaki ender kentlerden birisidir. Dolayısıyla İstanbul ile ilgili karar alırken, bu tarihsel kültürü her zaman göz önünde tutmamız gerekiyor" diye konuştu. Geçen ay Viyana'ya gittiğini, burada Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig ile kısa bir sohbetlerinin olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "İstanbul'u çok seviyor. Türkiye'yi de çok seviyor. Dedim ki 'İstanbul ana kent belediye başkanı olsanız ne yaparsanız?' 'İki şeyi süratle yaparım' dedi. 'Bir İstanbul'un kültürünü, tarihsel zenginliklerini ortaya çıkarırım. İki, İstanbul'un trafik sorununu çözerim. Buralara yoğunlaşırım. Çünkü İstanbul sıradan bir kent değil...' Yönetecek kişinin kentiyle kavga etmesi değil, bütün kenti kucaklaması lazım. Ekrem İmamoğlu arkadaşımız böyle bir yapıya, karaktere sahip mi? Evet. Örnek Beylikdüzü. Beylikdüzü'nün tepesine kırlangıcı oturtan arkadaşımız. İstanbul'u seven ve İstanbul için çaba harcayan arkadaşımız. Dolayısıyla İstanbul için yapacağımız çok şey var. Para var mı bunları yapmak için? Kesinlikle var. Geçen hafta bizim bir belediyemiz var. Erzurum Çat'da. Küçük belediyelerden birisi. O dar bütçeyle Çat'ı Batı'nın uygar kentlerinden birisi haline getirmiş. İslam Eserleri Müzesi'nden tutun belediye binasına kadar her şeyi kendi imkanlarıyla yapmış. Eğer kul hakkına müdahale etmezseniz, kul hakkı yemezseniz İstanbul'un milyarları vardır, İstanbul'un sermayesi vardır, İstanbul'un gücü vardır. Dolayısıyla bunu Ekrem İmamoğlu arkadaşımız büyük bir yetkinlikle yerine getirecektir. Üreten ve istihdam yaratan belediyecilik. Bizim belediyecilik anlayışımız orada. Üreteceksiniz ve istihdam yaratacaksınız. Örnek mi istiyorsunuz? Kim 'Bana bu konuda en güzel örneği verebilir?' diye düşünüyorsa Beylikdüzü'ne gidebilir. İstihdamın nasıl yaratıldığını, işsizliğin nasıl azaltıldığını, üretimin nasıl yapıldığını herkese gösterebilirsiniz." Kemal Kılıçdaroğlu, belediyeciliğin üretmek ve istihdam yaratmak anlamına geldiğini dile getirerek, şunları kaydetti: "Üretmek illa fabrika kuracağım anlamına gelmez. Fabrika da kurabilirsiniz, kütüphane de, kreş de hayatın her alanında, kentlinin istediği her türlü yatırımı yaparak istihdam yaratabilirsiniz. Binlerce evladımız 'İşim yok' diye ortalıkta gezmeyecek. İstanbul'un ve İstanbul'u yönetecek olanların bir de böyle bir sorumluluğu var. Zaman zaman takılırlar, eleştirirler Kadıköy'ü, Beylikdüzü'nü, Beşiktaş'ı, Sarıyer'i eleştirirler. Niye eleştirirler? 'Efendim oralarda oturanlar kaymak tabaka' diye de eleştirirler. İyi de kardeşim, 20-25 yıldır İstanbul'u yönetiyorsun bütün İstanbul'u kaymak tabakasını yapsana. Elinden tutan mı var? Bütün İstanbul'u yaşanabilir bir kent haline getirmek İmamoğlu'nun sorumluluğundadır. O yapacaktır, göreceksiniz. Ben, arkadaşlarımın tamamı kendisine güveniyoruz. Çünkü harcanan her kuruşun yerinde harcanması gerekiyor. Tasarrufun yerinde yapılması gerekiyor. İsraftan kaçınılması gerekiyor ve İstanbul'u dünyanın en önemli metropolleriyle yarışır hale getirecektir. Herkesin İstanbul'a gülerek, oynayarak gelmesi lazım ve keyifle ayrılması lazım." İstanbul'u ve İstanbulluyu sevdiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, bütün belediye başkanlarından göreve geldiklerinde tüm beldeye ayrım yapmadan hizmet vermelerini istediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Sana oy versin, vermesin. Kentin bütün nimetlerinden herkes yararlanmalı ama pozitif ayrımcılığı yoksul mahallelere daha fazla yapacaksın. Yoksul mahallelerde oturan anne de çocuğunu güven içinde bırakacağı bir kreşi tercih eder. Bütün bunların hepsi yapılacaktır. İkinci istediğimiz bir şey daha var. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. Bunu da zaten Ekrem İmamoğlu yapıyor" diye konuştu. Yerel yönetimlerde çoğu ilk projeleri başlatan bir gelenekten geldiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun 5 yıl içinde İstanbul'da bir tarih yazacağına inandığını sözlerine ekledi. Kılıçdaroğlu'nun ardından kürsüye çıkan İmamoğlu ise yaptığı konuşmada, bugünün tarihi bir gün olduğu, çünkü burada tarihi bir yolculuğa başladıklarını ve bu tarihi yolculuğun sonunda zafere ulaşacaklarını ifade etti. Bu yolculuğun sonunda kazananın İstanbulluların olacağını belirten İmamoğlu, adaylığını "onurlu bir görev" olarak gördüğünü ve bundan dolayı CHP'lilere, CHP İstanbul İl Örgütü ve ilçe örgütlerine, ilçe belediye başkanlarına, partinin yöneticilerine ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na teşekkür etti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'un geçen haftalarda dile getirdiği "1 Ocak 2019'dan itibaren CHP'li belediyelerin olduğu bütün yerlerde asgari ücret net 2 bin 200 lira olacak" açıklamasına atıf yapan İmamoğlu, göreve başladığı gibi bunu hayata geçireceğini ve geçen üç aylık farkın da yatırılacağını söyledi. İmamoğlu şu ifadeleri kullandı: ''Değerli genel başkanım iki konuda sizlerin huzurunuzda söz vermek istiyorum. Birincisi İBB Belediyesi'nde çalışan tüm emekçi kardeşlerime seslenmiyorum hiç kimsenin işine ve emeğine dokunmayacağız. İkincisi belediyelerimize talimat verdiniz asgari ücreti 2 bin 200 lira olarak ilan ettiniz. Bunu göreve geldiğimiz ilk gün yerine getirmenin sözünü huzurunuzda veriyorum, 3 aylık kayıplarını da söz veriyorum sayın genel başkanım.'' Ekrem İmamoğlu, İstanbul'un geleceği için yeni bir sayfa açmanın zamanının geldiğini belirterek, şöyle konuştu: ''İstanbul Belediye Başkanlığı'na adayım çünkü bu kentin geleceği için değişim zamanın geldiğini ben de herkes gibi görüyorum. İstanbul için yeni bir sayfa açma zamanının geldiğini herkes gibi ben de biliyorum. İstanbul böyle devam edemez yönetilemez. İstanbul bu yolla mutlu olamaz. İstanbul durursa Türkiye durur. İstanbul tek başına bağımsız bir ülke olsaydı dünyanın ilk 25-30 ekonomisinin arasında yerini alırdı. İstanbul Ankara'dan yönetilemez. İstanbul ne yazık ki iradesi bağlı yöneticiler tarafından da yönetilemez yönetilemiyor. İstanbul eski model yöneticiler tarafından da yönetilemez ve yönetilemiyor. İstanbul günü birlik kararlarla da yönetilemez. Bu şehir ancak, genç, dinamik, yeni nesil bir yönetici tarafından yönetilebilir. Ben İstanbul'u yeniden küresel iddia sahibi bir marka kent haline getirmek için adayım. İstanbulluların mutlu ve özgür olmaları için adayım. İstanbul'un ekonomisini büyütmek, iş olanakları yaratmak ve gençlerin yeniden umudu haline getirmek için adayım. İstanbul'u yaşanılır bir çevreye kavuşturmak, dünyanın yetenekli insanlarını ve kalıcı yatırımları çekecek bir cazibe merkezi yapmak için adayım.'' "Sandık başına gitmekten vazgeçmiş, 'ne yapsam olmuyor' diyen, umutsuzluğa kapılmış tüm hemşehrilerime buradan seslenmek istiyorum" diyen İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yok öyle şey. Birlikte çalışacağız ve birlikte kazanacağız. Zafer hepimizin olacak, başaracağız. Ben İstanbul gibi devasa bir kenti yönetmeye talipsem, hem de 'İstanbul'u herkesten daha iyi ben yönetirim' diye iddiamı yüreklice ortaya koyuyorsam, bunun nedeni benim etrafımda kendiliğinden oluşan ve her geçen gün çığ gibi büyümekte olan büyük İstanbul ittifakıdır. Her siyasi görüşten insanın bir araya geldiği İstanbul ittifakıdır." Ekrem İmamoğlu, belediye başkanı seçildiğinde 5 yıl içinde çok ciddi değişimleri gerçekleştireceğini öne sürerek, şöyle konuştu: "Peki bunu nasıl başaracağım? Planlarım projelerim, vaatlerim neler? Yine böyle bir araya geleceğiz ve sizlere kapsamlı projelerimi ve o projeleri nasıl yapacağımı tek tek detaylarıyla anlatacağım. İstanbul'la ilgili 5 büyük hedefimi, plan ve projelerimi uzun uzun sizlere anlatacağım. Evet, 5 büyük somut hedefim var: Peki bunları nasıl yapacağım? 5 temel yönetim anlayışıyla, her şeyden önce bir Kent Anayasası'yla. Toplumsal uzlaşmayla yazacağımız yeni bir mutabakat belgesiyle. Kente özen ve insana saygıyla. Demokratik katılım ve ortak akılla. Sürdürülebilirlik ve inovasyonla. Yaşam kalitesi önceliği ile. İstanbul ne yazık ki yolunu yörüngesini hikayesini yitirdi. İstanbul nereye gittiğini bilmiyor yol haritası yok. Kente ihanet ettik diyorlar. Nüfusun nereye gideceğini kimse tahmin edemiyor. Kente ihanet edilmesin uzun vadeli stratejik kararlar ortak akılla alınsın dediğim dedik olmasın istiyoruz. İstanbul'un 2050 hedefini bilelim. İstanbul Ankara'dan asla yönetilemez diyorum.'' İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti: ''Kıymetli İstanbulllular tam 94 gün sonra oy kabinine girecek perdeyi çekecek ve İstanbul'un bir sonraki belediye başkanını seçme şansına sahip olacaksınız. O gün kendinize 3 basit soru sormanızı istiyorum; Ayrımcılık yapmaksızın bir yönetim olursa bu kentin insanları kendilerini çok değerli bir yurttaş hissederler. Ben demeyen biz diyebilen bir anlayış.'' ''İstanbul'a demokratik katılımcı yeni nesil belediyecilik vadediyoruz'' diyen Ekrem İmamoğlu ''İstanbul'u İstanbullularla birlikte İstanbul'dan yönetmenin sözünü veriyorum size. Mahalle meclisleri kuracağız güzel muhtarlarımızı işin içine katmayı vadediyorum. Küresel İstanbul Akademisi ve İstanbul Kent Enstitüleri gibi kurumları kuracağız'' ifadesini kullandı. Trafik sorundan işsizliğe, gelir adaletsizliğinde yaşanılabilir bir şehir konusuna kadar çok önemli çalışmalar yapacaklarını anlatan İmamoğlu, İstanbul'u küresel bir çekim merkezi yapmanın mümkün olduğunu söyledi. Ekrem İmamoğlu, şunları kaydetti: "Hep birlikte biz bunu yapabiliriz. Bugüne kadar başardık. İstanbul'da da başaracağız. Bu yolculuğun nihai kazananı sizler olacaksınız, 'İstanbul ittifakı' olacak. Gençler, umudum sizlersiniz. Sizleri yanımda istiyorum. Bu yolculukta el ele, kol kola vereceğiz ve siz kazanacaksınız. Bugünden itibaren kampanyama destek vermenizi istiyorum. Kadınlar, İstanbul tam anlamıyla kadın dostu bir kent olacak. Kadınların yönetimde eşit temsil edilmeleri desteklenecek. İstanbul, kadınlar için güvenli hale gelecek. Siz olmadan kazanmamız imkansız. Bu yolculuğun sonunda asıl kazanan siz olacaksınız. Ben kadınların emeğine, inancına ve değiştirici gücüne çok inanıyorum. Ve tüm İstanbullular, kimseyi ayırmayan, herkesin sesine kulak veren, ortak akılla herkesin ortak menfaatine çözümler üreten ve kesinlikle sizlere değer veren, emanetinize ve kaynaklarınıza sahip çıkan, israfa son veren bir yönetim inşa edeceğiz. Allah yardımcımız olsun."
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. k Fransa Ligi'nde son şampiyon Paris Sai#nt Germain'in İsveçli golcüsü Zlatan Ibrahimovic, balmumu heYykel)nin açılışındayine manşeti verdi. Fransa'daki Grevin Müzesi'nde Pele'nin ardındanbalmumu heykeli yapılan ilk futbolcu olan Ibrahimovic, "Bu müzeEd heykeliminolması inanılmaz bir duygu. Sanki benim sahadaki gerçek halim z gibi. Bir İs\eçi olarak burada heykelimin olmasında gurur duyuyorum. Bu heykelin yapımında emeğ geçen herkesi yürekten kutluyorum." d:edi.  33 yaşındaki futbolcu, "Peki bundan sonra ne olabilir?*" sgorusuna verdiği yanıtla t!üm katılımcıları gülmekten kırıp geçirdi. Gazetecilerle on günlerde yaşadığı tartışmalarla ıg sık gündeme gelen Zlat an, "Bundan sonra ne miolabilir? Bilmiyorum. Belki Eyfel Kulesi 'nin yerine ^ir Ibrahmovic heykeli y>pılabilaör." ifades ini kullandı. 2012 yılında Milan'danParis Saint Germain'e transfer olan tecrübeli forvet gikl şampiyonluk kazandığı kulübündebu sezon 23 re>mi a_çtma 16 gol kaydettBi.
Fransa Ligi'nde son şampiyon Paris Saint Germain'in İsveçli golcüsü Zlatan Ibrahimovic, balmumu heykelinin açılışında yine manşeti verdi. Fransa'daki Grevin Müzesi'nde Pele'nin ardından balmumu heykeli yapılan ilk futbolcu olan Ibrahimovic, "Bu müzede heykelimin olması inanılmaz bir duygu. Sanki benim sahadaki gerçek halim gibi. Bir İsveçli olarak burada heykelimin olmasından gurur duyuyorum. Bu heykelin yapımında emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum." dedi.  33 yaşındaki futbolcu, "Peki bundan sonra ne olabilir?" sorusuna verdiği yanıtla tüm katılımcıları gülmekten kırıp geçirdi. Gazetecilerle son günlerde yaşadığı tartışmalarla sık sık gündeme gelen Zlatan, "Bundan sonra ne mi olabilir? Bilmiyorum. Belki Eyfel Kulesi'nin yerine bir Ibrahmovic heykeli yapılabilir." ifadesini kullandı. 2012 yılında Milan'dan Paris Saint Germain'e transfer olan tecrübeli forvet iki şampiyonluk kazandığı kulübünde bu sezon 23 resmi maçta 16 gol kaydetti.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. 2009-ÖS 'y giren adaylardan ,45 ve daha fazla puan alan aaykar ile meslek yüksekokullarına `sınavsız geçiş hakı bulunan adaylartercih oUmu doldurabilcek. ÖSS'de 145-164.999 araĞında puan ala n adaylar ön l$san; programlarını, 16 v üstünde puan alan adaylar { hem ön F lisans hem de lisans programlarını tercih edebilecek.Sınavsız geçiş idçin b aşv>şn meslek lisesi mezunu adaylar da kendi alanlarıyla ilgili bslümler arasından tercihte gMk bulunabilecek. 2009-ÖSS'de 16 5 ve ü£stünde öan alan #adaNylar, ´tecihler)ni 2009-Yükseköğretim Progamları Kontenjanları Kı lavuzu'ndakiTablo-4, Tablo-3A ve Tablo-3B'den, 145-164.999 trasında puan alan adaytlar ise sadece Tablo-3A ve Tablo-3B'den ve Tablo-4'teki AçıköğretimFakültesi programlarından (İngilizceÖğretmenliği hariç) tercih yapabilecek. ÖSS puan ına Zör[e ön lisans programı te rcih edecekadayların Tablo-3A'dan tercih yaparken, önceliğin sınavsız geçiIş için başvuran adaylaraverildiğini göz önünde bulundurmaları isteniyor. Trcih işl<mlerini tamamlayanadaylar, frmları internetten ce veya b aşvuru merkezleri aracılığıyla ÖSYM'ye gönderebilecek. Te rcih formları 3 A ğustos r Pazartesi günüüe kadar teslim edilebilecek. Başvuru merkezleri ve internet dncşınVa posta, faks, _k elektronik posta gibi yollarla ktercüih bildiriminde bulunulamayacak. T(ercihlerini başvurumerkezleri ara=cılığıyla Yapacak h_ adayların, randevu alması v bizzat gitmesi gerekiyor .Başvuru Me|kzi aracılığıyla tercih /ypack adayların tercihleri, merkezdeki görevl i tara fından sisteme girilecek ve ÖSYM'ye gönderilecek. ´ Aday, işlem tamamlandıktan sonra görevlidentercih formunun iir örneğini vermesini isteyecek. Aday, tercih hizmet ü'creti aak 3YTL ödeyecek. Tercih formunuinternet üzerindengöndermek isteyenadayların, bukonuda deneyimli olması gerekiy or. İnternet üzerinden tercih formu gönderecek adaylar, yine aynısüre içinde ÖSYM'nin web sayfasıüzerinden işlemlerini gerçekleştirebilecek. _ş işlem için aday, T.C Keimik Nu marası ve ÖSYS şifresini kullanacak. Bu adayların ekrnda ''Tercihleriniz sistem ]Crafınpan başarıyla kabul edilmiştir'' uyarısını görmelegri gerekiyor. Adaylar, 24 yükseköğretim programınö tercih edebilecek. Y-S puan&arına göre terc ih yaparken a,ayların, ağırlıklıortaöğretim başarı puanlarının, kendi alanına uygun ]ir programı jtercih ettiğinde 0.8, kendi lanı dışındaki bir proşgamı tercih ettiğinde 0.3 nHatsyısı ile çarpılacağını göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Kılavuzdaki Tablo }3A, Tablo 3 B ve Tablo 4 'deki programlar arasından tercih yapılabilecek. Tablo 3Ave Tablo 3B genellikle ön lisans programlarından, Tablo 4de lisans programlarından oluşuyor. Adayların, Tablo Adki programlar için önc$liği? sınavsız ouŞ geçiş hakkı olanlara verildğii nutmaması isteniyor. %Gaylarıa yapacakları24 tercihin baştan birkaç tanesini ''puanımyeterli Zolmayabilir'' endişesine kapılmajdan, sadece ilgilerini ve en çok iH?tedikler( programları göz önünde bulundurark belirlemeleri, kazanmsa bile kaydolm ayı istemediği birprogramı tercih etm üemesi öneriliyor. Aday, ne olursa olsun bir programa yerleşmek istiyorsa tercihlerine, girebileceğini tahmin ettiğö p,rogramları a eklemesitavsiye ediliyor. Adayın, ş24 tercih rühaknkının tamamını kullanması gerekmiyor. : Adaylar sadece 1 tercihyapabilecekleri gibi, 24 ÖIg tercih de yapabilecer. TerfiIh yapılırken özellikle dikkat edilmesi gerekpien bazı konular da cu:unuyor. ^Adnayların, tercih ettikleri programların karşısında belirtilen ''bakınız'' uyarısında gösterilen ve o programa giriş için aranan koşuları taşıyıp taşı~madıklağ;ını kontrol [tmeleri gerekiyor. Adaylar ayrıca, tercih ettikleri programların kodlarını doğru yazmaları konusunda da uyarılıyor. Engelli adaylara Ia ''engelleri Ründen başarılı olamayacakları yükZeöğretim programlarını tercih ermemelri'' uyarısı yapılıyor.
2009-ÖSS'ye giren adaylardan 145 ve daha fazla puan alan adaylar ile meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş hakkı bulunan adaylar tercih formu doldurabilecek. ÖSS'de 145-164.999 arasında puan alan adaylar ön lisans programlarını, 165 ve üstünde puan alan adaylar hem ön lisans hem de lisans programlarını tercih edebilecek. Sınavsız geçiş için başvuran meslek lisesi mezunu adaylar da kendi alanlarıyla ilgili bölümler arasından tercihte bulunabilecek. 2009-ÖSS'de 165 ve üstünde puan alan adaylar, tercihlerini 2009-Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu'ndaki Tablo-4, Tablo-3A ve Tablo-3B'den, 145-164.999 arasında puan alan adaylar ise sadece Tablo-3A ve Tablo-3B'den ve Tablo-4'teki Açıköğretim Fakültesi programlarından (İngilizce Öğretmenliği hariç) tercih yapabilecek. ÖSS puanına göre ön lisans programı tercih edecek adayların Tablo-3A'dan tercih yaparken, önceliğin sınavsız geçiş için başvuran adaylara verildiğini göz önünde bulundurmaları isteniyor. Tercih işlemlerini tamamlayan adaylar, formları internetten veya başvuru merkezleri aracılığıyla ÖSYM'ye gönderebilecek. Tercih formları 3 Ağustos Pazartesi gününe kadar teslim edilebilecek. Başvuru merkezleri ve internet dışında posta, faks, elektronik posta gibi yollarla tercih bildiriminde bulunulamayacak. Tercihlerini başvuru merkezleri aracılığıyla yapacak adayların, randevu alması ve bizzat gitmesi gerekiyor. Başvuru Merkezi aracılığıyla tercih yapacak adayların tercihleri, merkezdeki görevli tarafından sisteme girilecek ve ÖSYM'ye gönderilecek. Aday, işlem tamamlandıktan sonra görevliden tercih formunun bir örneğini vermesini isteyecek. Aday, tercih hizmet ücreti olarak 3 YTL ödeyecek. Tercih formunu internet üzerinden göndermek isteyen adayların, bu konuda deneyimli olması gerekiyor. İnternet üzerinden tercih formu gönderecek adaylar, yine aynı süre içinde ÖSYM'nin web sayfası üzerinden işlemlerini gerçekleştirebilecek. Bu işlem için aday, T.C Kimlik Numarası ve ÖSYS şifresini kullanacak. Bu adayların ekranda ''Tercihleriniz sistem tarafından başarıyla kabul edilmiştir'' uyarısını görmeleri gerekiyor. Adaylar, 24 yükseköğretim programını tercih edebilecek. Y-ÖSS puanlarına göre tercih yaparken adayların, ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarının, kendi alanına uygun bir programı tercih ettiğinde 0.8, kendi alanı dışındaki bir programı tercih ettiğinde 0.3 katsayısı ile çarpılacağını göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Kılavuzdaki Tablo 3A, Tablo 3B ve Tablo 4'deki programlar arasından tercih yapılabilecek. Tablo 3A ve Tablo 3B genellikle ön lisans programlarından, Tablo 4 de lisans programlarından oluşuyor. Adayların, Tablo 3A'daki programlar için önceliğin sınavsız geçiş hakkı olanlara verildiğini nutmaması isteniyor. Adayların yapacakları 24 tercihin baştan birkaç tanesini ''puanım yeterli olmayabilir'' endişesine kapılmadan, sadece ilgilerini ve en çok istedikleri programları göz önünde bulundurarak belirlemeleri, kazansa bile kaydolmayı istemediği bir programı tercih etmemesi öneriliyor. Aday, ne olursa olsun bir programa yerleşmek istiyorsa tercihlerine, girebileceğini tahmin ettiği programları da eklemesi tavsiye ediliyor. Adayın, 24 tercih hakkının tamamını kullanması gerekmiyor. Adaylar sadece 1 tercih yapabilecekleri gibi, 24 tercih de yapabilecek. Tercih yapılırken özellikle dikkat edilmesi gereken bazı konular da bulunuyor. Adayların, tercih ettikleri programların karşısında belirtilen ''bakınız'' uyarısında gösterilen ve o programa giriş için aranan koşulları taşıyıp taşımadıklarını kontrol etmeleri gerekiyor. Adaylar ayrıca, tercih ettikleri programların kodlarını doğru yazmaları konusunda da uyarılıyor. Engelli adaylara da ''engelleri yüzünden başarılı olamayacakları yükseköğretim programlarını tercih etmemeleri'' uyarısı yapılıyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. AİHM'nin yerleşik vn& usullerine göre bir birey bir devlete arı dav/ açtığınyl, söi konusu bireyin vatandaşlığını taşıdığı dev letdilerse başvuru hakk ında görüş belirtebiliyor. NTV,nıD edindiği bilgiye göre Ankara, Doğu Peöriıçek'en bağımsız b&iö́imde zavaya müdahil oldu. Türk hükümeti Perinçek ile ortak hareke t etmedi.Ancak dava sürecinde tarafların görüşleri birbirlerine iletildiğinden erinIek Türkhükümetinin dıbmından haberdar. Türk hükümeti AİHM'yesunduğu gör/şe}, İsviçre mahkemelerinn Perinçek VN hakkında aldığı Zkrarın Avupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin(AİHS) ifade özgürlüğün% güvence altna alan10'uncu maddesine aKD:ırı olduğunusavundu. Perinçek de AİHM önünde yaptığı savunmada ynı görüşü savunmuştu. Perinçuk Haziran 2008 tatihinde uZ AİHM'ye yaptığı başvuruda, 2005 yılındy İsviçre'nin Lausanne, Opfikon ke Köniz kentleriŞnde ı verdiği konferanslar sırasında Y"Ermeoni soykırımı" iddialarının varlığını nkar ettiğ| gerekçesiyle kendisini yargılayıp mahkum eden İsviçre mahkemelerinin AİHS 'in ifade özgürlüğüyle ilgili maddesini ihlal e ttiği tezii işlem işti. Perin çek ayrıca , dava süre^inde İsviçre'de avukatıyla görüşmesi ,çin kendisi n e vize verilmemiş olmasının da AİHS' nin adil yargılanmayla ilgil i 6'nc] maddesine aykır ı olduğunu savuümuştu. İP lideri İsviçre resmi makamlarının haklarını kısıtladığı ve kendisine ayrımcılık yapıldığı şikayetinde de hbulunĞuştu. AİHM'nn davayı sadece idade özgrlüğü açısından ele alması bekleniyor. AİHM, Perinçek Ankara'dan gelen görüşlr sonrasındaİsviçre hüküZeinden "davacının AİHS'nin 10'uncu madesi temelinde ifade özgürlüğü ihlal edildi mi?" :]A şeklinde tek cümelik bir sofylLa savunma istemişti. AİHMs'nin Perinçek kararınınbu yıl içinPde açıklanmasıbekleniyor.
AİHM'nin yerleşik usullerine göre bir birey bir devlete karşı dava açtığında, söz konusu bireyin vatandaşlığını taşıdığı devlet dilerse başvuru hakkında görüş belirtebiliyor. NTV'nin edindiği bilgiye göre Ankara, Doğu Perinçek'ten bağımsız biçimde davaya müdahil oldu. Türk hükümeti Perinçek ile ortak hareket etmedi. Ancak dava sürecinde tarafların görüşleri birbirlerine iletildiğinden Perinçek Türk hükümetinin adımından haberdar. Türk hükümeti AİHM'ye sunduğu görüşte, İsviçre mahkemelerinin Perinçek hakkında aldığı kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ifade özgürlüğünü güvence altına alan 10'uncu maddesine aykırı olduğunu savundu. Perinçek de AİHM önünde yaptığı savunmada aynı görüşü savunmuştu. Perinçek 10 Haziran 2008 tarihinde AİHM'ye yaptığı başvuruda, 2005 yılında İsviçre'nin Lausanne, Opfikon ve Köniz kentlerinde verdiği konferanslar sırasında "Ermeni soykırımı" iddialarının varlığını inkar ettiği gerekçesiyle kendisini yargılayıp mahkum eden İsviçre mahkemelerinin AİHS'in ifade özgürlüğüyle ilgili maddesini ihlal ettiği tezini işlemişti. Perinçek ayrıca, dava sürecinde İsviçre'de avukatıyla görüşmesi için kendisine vize verilmemiş olmasının da AİHS'nin adil yargılanmayla ilgili 6'ıncı maddesine aykırı olduğunu savunmuştu. İP lideri İsviçre resmi makamlarının haklarını kısıtladığı ve kendisine ayrımcılık yapıldığı şikayetinde de bulunmuştu. AİHM'nin davayı sadece ifade özgürlüğü açısından ele alması bekleniyor. AİHM, Perinçek ve Ankara'dan gelen görüşler sonrasında İsviçre hükümetinden "davacının AİHS'nin 10'uncu maddesi temelinde ifade özgürlüğü ihlal edildi mi?" şeklinde tek cümelik bir soruyla savunma istemişti. AİHM'nin Perinçek kararının bu yıl içinde açıklanması bekleniyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Danimarka'nın baş`knti Kopenhag'da geçen ay ülkedeki peçeyasağına karşı ıkan peçeli kadın eylemciye teselli amaçlı sarılan kadın pGole soruşturZ açıldı.1 Ağustos’ta yürürlüğe giren düzenlemeyekarşı ü[lkede protvesto gösterileri dü zenlenmişti. Bir kadın pokşsp protestolar sırasında ğlayan Ayah isimli bir kadıy eylemciye sarılmıştı. Sosyal medyadayayınlanan görüntü, çok sayıda kişi tarafından paylaşıldı. Olayın ardından kadn polis hakkında soruşturma açıldı. Kimliği açıklanmayan polisin avukatı, soruşturmaya tepki gösterdi. Danimarka Parlamentosu’nda31 Mayıs’ta yapıulan oylamada “Örtünme Yasağı”30’a karşı 75 oylakabul edilmişti. Düzünleme birlikte kamusal alandS burka ve peçe giyinenlere bin kron para cezası verilmesini öngörüyor. Yasağı dörtten fazlaihlal edenlere is her yeni ihlalde Rz 10 bin kron (7bin 700 lirda) ceza kesiliyor. Nüfusu 5,7 milyon olan ülk ede Müslümanların nüusun yaklaşık yüzde T 7'sini o.uşturdrğu tahmin ediliyor.
Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da geçen ay ülkedeki peçe yasağına karşı çıkan peçeli kadın eylemciye teselli amaçlı sarılan kadın polise soruşturma açıldı. 1 Ağustos’ta yürürlüğe giren düzenlemeye karşı ülkede protesto gösterileri düzenlenmişti. Bir kadın polis, protestolar sırasında ağlayan Ayah isimli bir kadın eylemciye sarılmıştı. Sosyal medyada yayınlanan görüntü, çok sayıda kişi tarafından paylaşıldı. Olayın ardından kadın polis hakkında soruşturma açıldı. Kimliği açıklanmayan polisin avukatı, soruşturmaya tepki gösterdi. Danimarka Parlamentosu’nda 31 Mayıs’ta yapılan oylamada “Örtünme Yasağı” 30’a karşı 75 oyla kabul edilmişti. Düzenleme birlikte kamusal alanda burka ve peçe giyinenlere bin kron para cezası verilmesini öngörüyor. Yasağı dörtten fazla ihlal edenlere ise her yeni ihlalde 10 bin kron (7 bin 700 lira) ceza kesiliyor. Nüfusu 5,7 milyon olan ülkede Müslümanların nüfusun yaklaşık yüzde 7'sini oluşturduğu tahmin ediliyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Olay, öğ\en saatlerinde, * Barış MIhalesi'<de meydana geld Aynn sokakta oktuian ailelerin çocukları oyun oynadıkları sırada tartışmaya başladı. Tartışma iki aile büyüklerinin katılması il büyüyerek kavgaya dönüştü. Tarafların birbirlerinetaş, sopa ve av tüfekleriyle saldırdığı kavgada v2 kişi yaralandı. Mahallelinin ihbarı üzerine,polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağrık görevlilerince ilk müdahalesi apılan yar alılar ardından hastafnes kzaldırılı. Burada tedavi gören 2 yar´alı ardından £burcgu edil´i. Mahalleye gelen çevik nkuvveCo polisle ri geniş güvenlik önlemi a lırken, ekip{er kavgaya kaış̈́ığıı belirlediği Met#ifn K., Hüseyin B., Hasan B., Mustafa v. ve ismi öğrenilemeyen 3 kişiyi gözaltına aldı. Mahallelilevden biri olaya tepki göstererek, "Çocuklardandolayı kavga başladı. Herkes t silah sıkmaya başladı. Yıllardırburada komşular iki çocuk içinbu kıadar olmaması lazım. Sallamalarla, sopalarla millet birbirine girdi" dedi.
Olay, öğlen saatlerinde, Barış Mahallesi'nde meydana geldi. Aynı sokakta oturan ailelerin çocukları oyun oynadıkları sırada tartışmaya başladı. Tartışma iki aile büyüklerinin katılması ile büyüyerek kavgaya dönüştü. Tarafların birbirlerine taş, sopa ve av tüfekleriyle saldırdığı kavgada 2 kişi yaralandı. Mahallelinin ihbarı üzerine, polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık görevlilerince ilk müdahalesi yapılan yaralılar ardından hastaneye kaldırıldı. Burada tedavi gören 2 yaralı ardından taburcu edildi. Mahalleye gelen çevik kuvvet polisleri geniş güvenlik önlemi alırken, ekipler kavgaya karıştığını belirlediği Metin K., Hüseyin B., Hasan B., Mustafa K. ve ismi öğrenilemeyen 3 kişiyi gözaltına aldı. Mahallelilerden biri olaya tepki göstererek, "Çocuklardan dolayı kavga başladı. Herkes silah sıkmaya başladı. Yıllardır burada komşular iki çocuk için bu kadar olmaması lazım. Sallamalarla, sopalarla millet birbirine girdi" dedi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. 'nın Patnos İlçesine bağ#lı Andaçlı öyünde 20 yaşındaki eşi C.Ş.'ye işkenc e yaparak locǘğGunun bezindeki dışkısını zorla yedirmeye çalışan 26 yaşındaki Me hmPt Şakir Ş., Patnos z Cumhuriyet Başsavcılığı n:M tarafından tutuklandı. İşkenceci ko+cann eşin eyaptırmak istediği insanlık dışı olbyı, cep telefonu kamerasıyla kaydedip so sPl medya hesabından paylaşması,büyük t|pk: topladı. Sosyal medyada hızla yay ılaninsanlık dışı bu olay, tep|mkile?re nLd+eZ oldu. Yaşanacları saniye saniye cep telef o nu ile görünteleyen koca Mehmet ŞaIk;ğ Ş. dün İlçe Jandarma Komutanlığı k\iplei tarafından glzaltına alınmıştız Mehmet Ş^kir Ş., Patnos Cumhur iyet Başsavcılığı tarafınd£an ifadesinin alınmasının ardından Patnos Suln Ceza HakimRyği ta rağından eziyet suçundan tutuklanarak cezevimne göKderildi. DHA'nın haerine göre,Patnos İlçesine 16 kilometre uzaklıktaki Andaç lıköyünde yaşa?an Meh met Şakir Ş.'n in eşi C.Ş.'ye şiddet uygulayıp, dışkı yedirmeye çalışma görüntülerini sosyal medyada paylaşması, Cumhuriyet Savcılığın harekete geçir di. Evli ve ~G 2 çocuk babası Mehm;t Şakir Ş., video görüntülerinde sopayla vurarak, tekme atarakeşi C.Ş.'ye çocuk bezindeki dışkıyı yedirtmek istiyor. Acımasız kocan ı daFyak, hakaret ve küfürleri arşJısında n#J eşi sadecce yalvararak kuprtulmaya çalışıyor.Mehmet Şakir Ş. yaptığı onuşmda\ "Eğer yapmpzs)aV seni paramparça `ederim Al b:u b... ye, hadi acele et. Al ağzına koy. Ağacı Ren*pn sırtında kırdım, bir parça kaldı, şimdibaşında kıracağım. B.%ş. al üzüne çarp, çık öt[ diyor.   Çaresizce gözyaşı döken ve yalvaran C.Ş.ise, "Ben yapamam, Şakir sana ne olmuş böyle?Kuran'ın hatrına beni bırak"diye karşılık veriyor. Hem videoyu çekip, he;m de tekme vesopa ile eşine vuran işkencecikocanın yaptıklarına dĞayanamayan C.Ş., sonunda elindeki dışkılı bezi yüzüne doğru götürüyor. Midesi bula/Aan kadın kus ma k için tuvalete giriyor.
'nın Patnos İlçesine bağlı Andaçlı köyünde 20 yaşındaki eşi C.Ş.'ye işkence yaparak çocuğunun bezindeki dışkısını zorla yedirmeye çalışan 26 yaşındaki Mehmet Şakir Ş., Patnos Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklandı. İşkenceci kocanın eşine yaptırmak istediği insanlık dışı olayı, cep telefonu kamerasıyla kaydedip sosyal medya hesabından paylaşması, büyük tepki topladı. Sosyal medyada hızla yayılan insanlık dışı bu olay, tepkilere neden oldu. Yaşananları saniye saniye cep telefonu ile görünteleyen koca Mehmet Şakir Ş. dün İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından gözaltına alınmıştı. Mehmet Şakir Ş., Patnos Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ifadesinin alınmasının ardından Patnos Sulh Ceza Hakimliği tarağından eziyet suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. DHA'nın haberine göre, Patnos İlçesine 16 kilometre uzaklıktaki Andaçlı köyünde yaşayan Mehmet Şakir Ş.'nin eşi C.Ş.'ye şiddet uygulayıp, dışkı yedirmeye çalışma görüntülerini sosyal medyada paylaşması, Cumhuriyet Savcılığını harekete geçirdi. Evli ve 2 çocuk babası Mehmet Şakir Ş., video görüntülerinde sopayla vurarak, tekme atarak eşi C.Ş.'ye çocuk bezindeki dışkıyı yedirtmek istiyor. Acımasız kocanın dayak, hakaret ve küfürleri karşısında eşi sadece yalvararak kurtulmaya çalışıyor. Mehmet Şakir Ş. yaptığı konuşmada, "Eğer yapmazsan seni paramparça ederim. Al bu b... ye, hadi acele et. Al ağzına koy. Ağacı senin sırtında kırdım, bir parça kaldı, şimdi başında kıracağım. B... al yüzüne çarp, çık git" diyor.   Çaresizce gözyaşı döken ve yalvaran C.Ş. ise, "Ben yapamam, Şakir sana ne olmuş böyle? Kuran'ın hatrına beni bırak" diye karşılık veriyor. Hem videoyu çekip, hem de tekme ve sopa ile eşine vuran işkenceci kocanın yaptıklarına dayanamayan C.Ş., sonunda elindeki dışkılı bezi yüzüne doğru götürüyor. Midesi bulanan kadın kusmak için tuvalete giriyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin dü zenTlRdiği operasyoda  sanayi tipi ütü masası ve elektrik trafolarının içine zulalanmış binlerce paket kaçak sigara ele geçirildi. Olayla ilgili gözaltına alınan şüpheli Ş.D. tutuklanarak cezaevine gönderild.İstanbul İl Jandarma Komuta nlığı ekipleri, Ş.D.'nin  yurda yasadışı yollarlasoktuğu kaçak sigaraları İstanbul genelinde irt ibatlı olduğu kişilere sataca|ğı bilgisini ldı. Ekipler, yapılan inceleme vğ fiziki tK takip neti!cesinde Ş.D.'nin kaçak sigaraları Gaziantep'te irtibatlı olduğu kişiler aracılığıyla kargo ile &tireceği tespit egtaig.   Sigaraların İstanbul'a ulaşmasının ardından jan^darma operasyon için düğmeye bastı. Kargoda mallarını teslim a lan şüpheliŞ.D.'nin sigaraları sakladığı depoya baskındüzenleyen Jandarma ekipleri, saayi tipi ütoü masalarının veelektrik trafolarının içine zulalanemış vaziyğeötte binlerce paket bandrolsüz kaçak sdgarayı ele geçirdi. ğdliyeye sevk edilen Ş.D. çıkarıldığı mahkeme tarafındantutuklanarak cezaevinh gönderild&i.
İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin düzenlediği operasyonda  sanayi tipi ütü masası ve elektrik trafolarının içine zulalanmış binlerce paket kaçak sigara ele geçirildi. Olayla ilgili gözaltına alınan şüpheli Ş.D. tutuklanarak cezaevine gönderildi.İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Ş.D.'nin  yurda yasadışı yollarla soktuğu kaçak sigaraları İstanbul genelinde irtibatlı olduğu kişilere satacağı bilgisini aldı. Ekipler, yapılan inceleme ve fiziki takip neticesinde Ş.D.'nin kaçak sigaraları Gaziantep'te irtibatlı olduğu kişiler aracılığıyla kargo ile getireceği tespit etti.   Sigaraların İstanbul'a ulaşmasının ardından jandarma operasyon için düğmeye bastı. Kargodan mallarını teslim alan şüpheli Ş.D.'nin sigaraları sakladığı depoya baskın düzenleyen Jandarma ekipleri, sanayi tipi ütü masalarının ve elektrik trafolarının içine zulalanmış vaziyette binlerce paket bandrolsüz kaçak sigarayı ele geçirdi. Adliyeye sevk edilen Ş.D. çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan ile ABD Ba]şkant Barack ObaBa, G->20 liderler Zirvesi'nin geçekleştirildiği kongre merkezinde biraraya geldi. Görüşmede, ikili ilişkiler, bölgesel konular ve Van'da meydana gelen deprem gle alındı. Deprem nedeniyle başsağlığı fileğinde bulunan Obama'nın, ''Felaktzedelere yardım konusunda üzerlerine düşeni e?ine getirmeye azır olduklarını'' ifadeettiği öğrenildi. Görüşmede, Suriye 'de meydana gelen gelişmelerde değerlendirildi. B Başkanı D Obama'nın, ayrıca bir süre önce ann esÖ Tenzile Erdoğan'ın vefatı nedeniyle Başbakan Erdşoğan'a başsağlığı dileğini öinledi. Obnma’nın ''Ben d; annemi kaybettim, anneyı kaybetmenin hne demek olduğunu ~& iyi bilirim. Ba şınız sağolsun'' dediği öğrenildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama, G-20 liderler Zirvesi'nin gerçekleştirildiği kongre merkezinde bir araya geldi. Görüşmede, ikili ilişkiler, bölgesel konular ve Van'da meydana gelen deprem ele alındı. Deprem nedeniyle başsağlığı dileğinde bulunan Obama'nın, ''Felaketzedelere yardım konusunda üzerlerine düşeni yerine getirmeye hazır olduklarını'' ifade ettiği öğrenildi. Görüşmede, Suriye'de meydana gelen gelişmeler de değerlendirildi. ABD Başkanı Obama'nın, ayrıca bir süre önce annesi Tenzile Erdoğan'ın vefatı nedeniyle Başbakan Erdoğan'a başsağlığı dileğini yineledi. Obama’nın ''Ben de annemi kaybettim, anneyi kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilirim. Başınız sağolsun'' dediği öğrenildi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Bursa'daBayram Ming ö (55) idaresindekiyolcu otobüsü, Ankara-Bursa Karayo vb_ lu Mobilya Sanayi kavşağında kırmızıışıkta bekleyen FarukBaykoz'un (26)kullandığı skvi+ Ş£~ minibüsüne arkadan par~tı Çarpmanın şiddetiyle savrulan minibüs, önündeki Fevzi İnkün (42) yönetimindeki £%ü otomobile vurdu. Kara.a, sürücü Baykoz il e minibüste bulun df an işçilerden Anıl Ergün (24), Zeynep (19) ve Sangül Şahin (15), Ömer Demircan (80),Esra DemZo (19)ü Sevim Ba(yroz (48) ya ralandı. Yaralılar, 112 Acil Servis l ekiplerince İnegöl Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Bursa'da Bayram Mingö (55) idaresindeki yolcu otobüsü, Ankara-Bursa Karayolu Mobilya Sanayi kavşağında kırmızı ışıkta bekleyen Faruk Baykoz'un (26) kullandığı servis minibüsüne arkadan çarptı. Çarpmanın şiddetiyle savrulan minibüs, önündeki Fevzi İnkün (42) yönetimindeki otomobile vurdu. Kazada, sürücü Baykoz ile minibüste bulunan işçilerden Anıl Ergün (24), Zeynep (19) ve Songül Şahin (15), Ömer Demircan (80), Esra Demir (19), Sevim Baykoz (48) yaralandı. Yaralılar, 112 Acil Servis ekiplerince İnegöl Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Dış işleri Bakanı Mevlüt avuşoğlu, Rusya'ya ait savaş gemisinin Bo Ğ ğaz’dan gçişi l/< sırasında bir askerinomuzunda [d füze taşıdığı görünGümü değerlendirdi. ' Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Rus gemilerinin y| silah göstermesi prov]okasyodur. Doğru bir yaklaşım değil. Umarım bir tekrarı olmaz" değerlendirmesi yaptı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya'ya ait savaş gemisinin Boğaz’dan geçişi sırasında bir askerin omuzunda füze taşıdığı görüntüyü değerlendirdi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Rus gemilerinin silah göstermesi provokasyondur. Doğru bir yaklaşım değil. Umarım bir tekrarı olmaz" değerlendirmesi yaptı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Cumhurbaşk anlığı Basın Merkezi'nden yapı lan açıklamada şu ifadelere oB verildi; "6570 sayılı "İstanbulTahkim erk<ezi Kanunu" ve 6571 sayılı j167 Sayıl İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesinin Onaylanma sının UygunBulunduğuna DaUiA K#anuF" Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Anayasanın 89'uncu maddesinin birinci fıkrası ile 104 üncü maddesinin iki nci fıkrasının (a) bendi uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir."
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "6570 sayılı "İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu" ve 6571 sayılı "167 Sayılı İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun" Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Anayasanın 89'uncu maddesinin birinci fıkrası ile 104 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir."
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Warwick Üniversitesi'nde matematik öğretmenliği yapa Peter aşckus insanların neden yalnız kaldığı n ı bilimle bulmaya çalıştı. Üç yıllık yalnızlığı s=nrasııda "Neden BirKız Arkadaşım Yok" adlı şö tezi yazan Backus'a göre doğru insanı bulmaşansınız 285 binde 1!'e denk geliyor. Backus bu teinde (mnıa dışı y;şm arayışında kullanılan Drake Denkl emi'nden yararlanmış. Sonuçlar da İngiliz s bekarlar için hiç de umut vaadetmiyormuş.30 yaşın'akp Backus, İngilhere'de yaşayan 30 milyon kadından sade ce 26 tanesinin kendisine uygun olduğu son<üuöa varmış. Denklemyaşları 24 ila 34 arasında lapI, Londra'da yaşayan, bekar kadınları baz a P lmış. Durum böyle olunca ğ]ü da Backus'un | şansı oldukça düşmüş. Ekonomi uz manıBackus, "Muhteşem bir ilişki yaşamaolasılığım ola sadece 26 kapın var. ir gece sşarı çıkmamda onlardan biriyle tanışma şansım p{i yüzde 0.0000034. u da 285 binde 1'e denk geliyor" edi. Dr ake Denklemi "N = R* x Fp x / Fl x Ne ö H Fi x ü x L"dir. N Cletişim kurmayı umabilece ğimiz uygarlıkarın ayısı, R* SamanyoluGalaksisi'ndeki yıldız oluşma sıklığı, tfp bfu yıldızlardan kaç tanesinin gezegene sahip olduğu, Ne bu gezegenverdeJn kaçtanesinin yaşama elverişli olduğu, !l yaşama elverişli gezegenlerin kaçında yaşamın olug}tuğu, Fi bu gezegenlerin kaçında akıllı yaşamın oluştuğu, Fc bu gezegenlerin kaçınd a iletişim kurma K yetisine yahut isteğine s ahip ırkların varlığı L bu tür bir uygarlığın umulan rMg yaşam süresidir. Profesör Fran´ Drake, galks/de j10 bin yaşam formu olabileceğini tahmin etmişti. Backus rijinal denklemi hayalindeki randevu kriterleriyle değiştirdi; kadınların onu çekici bulma olasılığ hN e yaşları 24 ila34 arasında değişen Londralı LsV kızlar gıibi kriterleri kullandı. Backus, "Sonuçlar aşk arayan insanlariçin iç karartıcı gVzükebilir ama bekar lar iyi y önünden bakmalı; b u sizin suçunuz değil" dedi. Tezin tamamına ünvesitenin internet sitesinden ulaşılabilir.
Warwick Üniversitesi'nde matematik öğretmenliği yapan Peter Backus insanların neden yalnız kaldığını bilimle bulmaya çalıştı. Üç yıllık yalnızlığı sonrasında "Neden Bir Kız Arkadaşım Yok" adlı tezi yazan Backus'a göre doğru insanı bulma şansınız 285 binde 1'e denk geliyor. Backus bu tezinde dünya dışı yaşam arayışında kullanılan Drake Denklemi'nden yararlanmış. Sonuçlar da İngiliz bekarlar için hiç de umut vaadetmiyormuş. 30 yaşındaki Backus, İngiltere'de yaşayan 30 milyon kadından sadece 26 tanesinin kendisine uygun olduğu sonucuna varmış. Denklem yaşları 24 ila 34 arasında olan, Londra'da yaşayan, bekar kadınları baz almış. Durum böyle olunca da Backus'un şansı oldukça düşmüş. Ekonomi uzmanı Backus, "Muhteşem bir ilişki yaşama olasılığım olan sadece 26 kadın var. Bir gece dışarı çıkmamda onlardan biriyle tanışma şansım yüzde 0.0000034. Bu da 285 binde 1'e denk geliyor" dedi. Drake Denklemi "N = R* x Fp x Fl x Ne x Fi x Fc x L" dir. N iletişim kurmayı umabileceğimiz uygarlıkların sayısı, R* Samanyolu Galaksisi'ndeki yıldız oluşma sıklığı, Fp bu yıldızlardan kaç tanesinin gezegene sahip olduğu, Ne bu gezegenlerden kaç tanesinin yaşama elverişli olduğu, Fl yaşama elverişli gezegenlerin kaçında yaşamın oluştuğu, Fi bu gezegenlerin kaçında akıllı yaşamın oluştuğu, Fc bu gezegenlerin kaçında iletişim kurma yetisine yahut isteğine sahip ırkların varlığı L bu tür bir uygarlığın umulan yaşam süresidir. Profesör Frank Drake, galakside 10 bin yaşam formu olabileceğini tahmin etmişti. Backus orijinal denklemi hayalindeki randevu kriterleriyle değiştirdi; kadınların onu çekici bulma olasılığı ve yaşları 24 ila 34 arasında değişen Londralı kızlar gibi kriterleri kullandı. Backus, "Sonuçlar aşk arayan insanlar için iç karartıcı gözükebilir ama bekarlar iyi yönünden bakmalı; bu sizin suçunuz değil" dedi. Tezin tamamına üniversitenin internet sitesinden ulaşılabilir.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Işık Üniversitesi Mühendislik Fakültesi !İnşaat MühendisliğiBölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Kaadoğan ve Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü £ Dr. Öğreotim Üyesi Demet Özgür Ünlüakın, bugün saat 09.45'te oğru Tercih'te Sadık ültekin'in ve öğrencilerin sorularını yanıflaacak. ÖSYM'nin nı açıklamasınınardından tercih yapmak için 7 Ağustos'u beklemeye baş layan öğrenciler, Twitter'da #DoğruTercih ve #IşıkÜniversitesi hashtag'lerini kullanarak üniversite tercihleriyle ilgili sorularınızı c& iletebilirsiniz.
Işık Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Karadoğan ve Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Demet Özgür Ünlüakın, bugün saat 09.45'te Doğru Tercih'te Sadık Gültekin'in ve öğrencilerin sorularını yanıtlayacak. ÖSYM'nin nı açıklamasının ardından tercih yapmak için 7 Ağustos'u beklemeye başlayan öğrenciler, Twitter'da #DoğruTercih ve #IşıkÜniversitesi hashtag'lerini kullanarak üniversite tercihleriyle ilgili sorularınızı iletebilirsiniz.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Malatya calisi Ulvi Saran, \Karakasa Baraj Gölü üzerindeki Fırat Demiryolu Köprüsü'nün üzerine ikinci bir kav dahpRa yapılacağını ve bu ikinci katın karayolu ulaşımına açıl acağınısöyledi. Demiryolu köprüsünün üzerine yapılması planlanan karayolu projesinin tamamlandığını anlatan Saran, Türkiye'nin G uzun demiryolu köprüsü olan 2080 metre uzunluğundaki Fırat vu Demiryolu Köprüsü'nün üzerine yapılacak karayolu köprüsünün $öge insanın ihtiyaçlarına cevap verec eğini kaydetti.  Saran, ş öyle konuştu:  ''Elazığ'ın Baskil ilçesinden gelip de Malatya'da ikyamet `ven 40binin $ı üzerinde insan var. AMyrc, Baskil yöresinde y etişen kayısı Halatya'da pazarlanıyor. ns Burada 2b0 bin ton civarında kayısı yetişiyor. Bu !?- nedenle gerek Baskil'den Malatya'ya, gerekse Malatya'dan Baskil'e g erçekleşen yolcu trafiği ile kayısı ve tarım zrünlerinin Malatya'ya getirilmesison derece meşakkatpi oluyor. Bu taşımacılık genellikl>e barajdan feribotla yapılıyor. 2003 yılında`k feribot kazasında da ğ0'.un üzedinde vatandaşımızın hayatını kaybettiği bilinenbir ş ey. Burada +karayeolu köprüsüolmadığı iç in karşıdaki ürünler v ahali bze Kömürhan Köprüsü'nü do laşarak gelmek rM zorunda kalıyor. Bu da uzun bir g~zerg&pın katedilmesi anlamına geliyor.' '  Baskiğ ilçesinden Malatya'ya doğrudan geçişi sağlayacak bir hat olup olmayacağın ı düşündüklerini anlat(an Saran, dJmiryolu köprüsünün çelikkonstrüksiyonun üz$rine kaplama yapıla ak üst katını karayolugeçişine uygun hale getirip getiremeyeceklerini düşündükl rii ve Ortadoğu Veknk Üniversitesinden Malatya'ya uzmanları davet ettiklerini söyledi.  F< Saran, şunları kaydetti:  ''Köprünün projesini tamamladık. Yapılan m ühendislik hesaplarına gRr köprünün ayauklarü epeyce şRh sağlam. Üzri~!deki çelic yapı da mu kavemete slaYip olmakla biiktL ağır tonajlı kamyonların da geçebileceğini dikkate lrak kenarlıklarına takviye yapı Köprünün çelik konstrüksiyonunu yşnti dhemir çelik ilavesi ile üçlendireceğiz. ?Köhprünün üzerine yapılacak lae bir kaplama ile Malatya tarafından ı ve Elazığ tarafından bir rampa ile ik i yönlü ulaşım sağlanacak.'' Köprünün Türiye'nin ilk iki katlı köprüsü olacağını ifade eden Saran,şöyle konuştu:  ''Köprünün projesini Kjrayollar Genel Müdürlüğüne gönderdik. Köprünün gelecekyılın programınğ alınmasını umuyoruz. Köprüünün yakın gelecekte hizmeteaçılması sonucu bölgeye hareketlilik gelecek. Hem Malatya'dan köprye kadarhem de köprüen Baskil'e kadZar olan yollar Karayolları Genel Müdürlüğ ünün yol ağına alınacak. B yToloTlar da iyileştirilecek.''
Malatya Valisi Ulvi Saran, Karakaya Baraj Gölü üzerindeki Fırat Demiryolu Köprüsü'nün üzerine ikinci bir kat daha yapılacağını ve bu ikinci katın karayolu ulaşımına açılacağını söyledi. Demiryolu köprüsünün üzerine yapılması planlanan karayolu projesinin tamamlandığını anlatan Saran, Türkiye'nin en uzun demiryolu köprüsü olan 2080 metre uzunluğundaki Fırat Demiryolu Köprüsü'nün üzerine yapılacak karayolu köprüsünün bölge insanın ihtiyaçlarına cevap vereceğini kaydetti.  Saran, şöyle konuştu:  ''Elazığ'ın Baskil ilçesinden gelip de Malatya'da ikamet eden 40 binin üzerinde insan var. Ayrıca, Baskil yöresinde yetişen kayısı Malatya'da pazarlanıyor. Burada 20 bin ton civarında kayısı yetişiyor. Bu nedenle gerek Baskil'den Malatya'ya, gerekse Malatya'dan Baskil'e gerçekleşen yolcu trafiği ile kayısı ve tarım ürünlerinin Malatya'ya getirilmesi son derece meşakkatli oluyor. Bu taşımacılık genellikle barajdan feribotla yapılıyor. 2003 yılındaki feribot kazasında da 10'un üzerinde vatandaşımızın hayatını kaybettiği bilinen bir şey. Burada karayolu köprüsü olmadığı için karşıdaki ürünler ve ahali bize Kömürhan Köprüsü'nü dolaşarak gelmek zorunda kalıyor. Bu da uzun bir güzergahın katedilmesi anlamına geliyor.''  Baskil ilçesinden Malatya'ya doğrudan geçişi sağlayacak bir hat olup olmayacağını düşündüklerini anlatan Saran, demiryolu köprüsünün çelik konstrüksiyonun üzerine kaplama yapılarak üst katını karayolu geçişine uygun hale getirip getiremeyeceklerini düşündüklerini ve Ortadoğu Teknik Üniversitesinden Malatya'ya uzmanları davet ettiklerini söyledi.  Saran, şunları kaydetti:  ''Köprünün projesini tamamladık. Yapılan mühendislik hesaplarına göre köprünün ayakları epeyce sağlam. Üzerindeki çelik yapı da mukavemete sahip olmakla birlikte ağır tonajlı kamyonların da geçebileceğini dikkate alarak kenarlıklarına takviye yaptık. Köprünün çelik konstrüksiyonunu yeni demir çelik ilavesi ile güçlendireceğiz. Köprünün üzerine yapılacak olan bir kaplama ile Malatya tarafından ve Elazığ tarafından bir rampa ile iki yönlü ulaşım sağlanacak.''  Köprünün Türkiye'nin ilk iki katlı köprüsü olacağını ifade eden Saran, şöyle konuştu:  ''Köprünün projesini Karayolları Genel Müdürlüğüne gönderdik. Köprünün gelecek yılın programına alınmasını umuyoruz. Köprünün yakın gelecekte hizmete açılması sonucu bölgeye hareketlilik gelecek. Hem Malatya'dan köprüye kadar hem de köprüden Baskil'e kadar olan yollar Karayolları Genel Müdürlüğünün yol ağına alınacak. Bu yollar da iyileştirilecek.''
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Kocaeli Ticaret Odasında IfP iş adamları yPa bir araya gecen Gülrck ve ricaruet Bakanı Bülent Tüfenkci, saloda klimaların bozulması nedeniyle konuaşmasını kısa kesmek zorunda kaldı.  İHA'nın haberine göre; Gümrük vaR Ticaret Bakanı BülentTüfenkci, Kocaeli Ticaret Odasında d üyeler, meslek nkomiteleri :>v iş adamları ile tolantıda bi*r araya geldi. Toplantıya Bakan Tüfenkci'nin yanı sıra Kocael i V`lisi Hüseyin Aksoy, Kkocaeli öüyükşe$ir Belediye Başka nı İbrahim KaIasomanoylu, TOBB Başka nı Ri beat Hisarcıklıoğlu, KynT Başkanı Necmi Buğt ilçe belediyebaşkanları, ooDa üyeleri, iş adamları ve il protokolü katıldı. Toplantıda oda üyelerine Türkiye'deki ekonomik gelişmelerden bahseden Ötakan Tüfenkci,"2002'den baktığımız z a*an 2016 yılı sonunakadar Türkiye ekonomisi reel olara }ğ yüzde115 büyüme kayde tti.2017 yılın da i nşallah b u rakamları çok daha yukarıya çekeceğiz. Bura da TOB'B Başkanımıza teşekkür ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın linevrliğinde başlatılan istihdam seferberliğine TOBB yöneticilerimizin, sanayicilerimizin, iş adamlarımızın taahhütlerine baktığımızda 1milyon 488 b`n kişiye istihdam sağlandı. visan ayında istihdam seviyemizi 28 milyon 157 bin kişiye çıkardık. Böylece ürsel kri,de bu yana yaklaşık 7,5 milyon vatandaşımıza ilave isti'da sağlad ık. Bu rakamlar gerçekten Cönemol raaUlar" dedi. ~ Bu rakamların bir mesaj verdiğini dile getren Tüfenkci, "Türkiye istikrarını, birliğini, güvenini koorod;ğu sürece bi z bunun daha üzerinde baş|arıları Allah'ığ izniyıe yakalayabiliriz. Baktığımz zaman küresel &TK krizden enBra Aveupu Birliği'nden bizim kadar istihdamını e arttırabilen baOşMa dkU yok. Hatta bazı ülkelerde istihdam kayıpları yaşandı. Bizim reel sektöre vermiş olduğumuz desteklerle beraber bankacılık sektörününde harekete ge çtiğiumi ve kreilrinin de arttığını görüyoruz. 2015 Eylül ile 2016 Hazirandönemini ele alırsak ]J aylı] süreçte 88 milyar TL kredi verilmiş. 2016 Eylül iElfe 2017 Mart dönemCndn 220milyar TL'lik kredi verildi. Bunun 124 milya/r TL'lik kısmı <201h, Eylül'ü ile Aralık dönemine aittir. Sdeo işin kredi boyutuna bakıp kr edi genişlemesi dersek mesefeye tek yönlü yak laşmış oluruz" diye konuştu. 2016'nınson ik i ayından itibaren ihracatta sürekli artış yaşandığını belirten Bakan Tüfenkci, "Bizimihracata verdiğimiz destekler, gümrüklerde yapmış olduğumuz iyileştirmeler ihracatın artışında ve ivme kazanmasında önemli bir roloynadı. 2016 yılı Temmuz ayına baktığımız zaman ihracatımız yüzde )1u5 azalırken ış ticaret haKmi#mizde yüde 1 6.4 daralma görülmüştür. Bu daralmanın sebebine baktığımızda tamamen o hain dar£e girişimidir. Her birimiz e bu darbe girişiminin d/rdbe vurduğunu ve etkilemeye çalıştığını görüyoruz. Ama almış olduğumuz tedbir ve teşviklerle biz ihracatımızı [a toparladık, mson 6 ayda yüzde 8.2 oranında güçlü bir artı ş yakaladı. Bunun büyümede kTtkıları d a yüzdd 2.2'lere erişti" şeklinde konuştu. Otomobil ihracatında güçlü yükselişle birl ikte >yılıö -k çeyreği itibariyFe net dış ticarette yüzde 2.2 büyüme olduğunu dhl\e getiren goı Bakan Tf}nkc, "Bu n d a dış ticaretimizde yüe 22.d oranında da Türk otomotiv sektörü katkı vermiştir. Geçtiğimiz yılın ğ[k yarısında 11.7 milya^r olan otomotiv ihracatı, bu yıl itibariyle 14.4 mülyğar dol ara yükselmiştir. Konut, beyaz zya ve mobily a sektöründeki vevgi indirimleri ile de iç ti£aretşe ciddi b_ayüme rakamlarını yakalamış olduk" ifadelerinikullandı. Klimalar bozulunca konuşmasını bitirmek zorunda kalan akan Tüfenkci, "Herhaldeşanstan ü[ocaeli Ticaret Odasının böyle sıcak tanklima sisteminin bozulmasını (maşjkan ve sizler de öngöremezdiniz. Daha fazla konuşursam salonda insankalmaz. OnÜ için burad a bitireyim" d|~igerek ööz+lerini tamamlayınca s alondakiler kahahala eşliğinde Bakan Tüfenkci'yi alkış ladı.
Kocaeli Ticaret Odasında iş adamlarıyla bir araya gelen Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, salonda klimaların bozulması nedeniyle konuşmasını kısa kesmek zorunda kaldı.  İHA'nın haberine göre; Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Kocaeli Ticaret Odasında üyeler, meslek komiteleri ve iş adamları ile toplantıda bir araya geldi. Toplantıya Bakan Tüfenkci'nin yanı sıra Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karasomanoğlu, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, KOTO Başkanı Necmi Bulut, ilçe belediye başkanları, oda üyeleri, iş adamları ve il protokolü katıldı.  Toplantıda oda üyelerine Türkiye'deki ekonomik gelişmelerden bahseden Bakan Tüfenkci, "2002'den baktığımız zaman 2016 yılı sonuna kadar Türkiye ekonomisi reel olarak yüzde 115 büyüme kaydetti. 2017 yılında inşallah bu rakamları çok daha yukarıya çekeceğiz. Burada TOBB Başkanımıza teşekkür ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde başlatılan istihdam seferberliğine TOBB yöneticilerimizin, sanayicilerimizin, iş adamlarımızın taahhütlerine baktığımızda 1 milyon 488 bin kişiye istihdam sağlandı. Nisan ayında istihdam seviyemizi 28 milyon 157 bin kişiye çıkardık. Böylece küresel krizden bu yana yaklaşık 7,5 milyon vatandaşımıza ilave istihdam sağladık. Bu rakamlar gerçekten önemli rakamlar" dedi. Bu rakamların bir mesaj verdiğini dile getiren Tüfenkci, "Türkiye istikrarını, birliğini, güvenini koruduğu sürece biz bunun daha üzerinde başarıları Allah'ın izniyle yakalayabiliriz. Baktığımız zaman küresel krizden sonra Avrupa Birliği'nden bizim kadar istihdamını arttırabilen başka ülke yok. Hatta bazı ülkelerde istihdam kayıpları yaşandı. Bizim reel sektöre vermiş olduğumuz desteklerle beraber bankacılık sektörünün de harekete geçtiğini ve kredilerinin de arttığını görüyoruz. 2015 Eylül ile 2016 Haziran dönemini ele alırsak 9 aylık süreçte 88 milyar TL kredi verilmiş. 2016 Eylül ile 2017 Mart döneminde 220 milyar TL'lik kredi verildi. Bunun 124 milyar TL'lik kısmı 2016 Eylül'ü ile Aralık dönemine aittir. Sadece işin kredi boyutuna bakıp kredi genişlemesi dersek meseleye tek yönlü yaklaşmış oluruz" diye konuştu. 2016'nın son iki ayından itibaren ihracatta sürekli artış yaşandığını belirten Bakan Tüfenkci, "Bizim ihracata verdiğimiz destekler, gümrüklerde yapmış olduğumuz iyileştirmeler ihracatın artışında ve ivme kazanmasında önemli bir rol oynadı. 2016 yılı Temmuz ayına baktığımız zaman ihracatımız yüzde 11.5 azalırken dış ticaret hacmimizde yüzde 16.4 daralma görülmüştür. Bu daralmanın sebebine baktığımızda tamamen o hain darbe girişimidir. Her birimize bu darbe girişiminin darbe vurduğunu ve etkilemeye çalıştığını görüyoruz. Ama almış olduğumuz tedbir ve teşviklerle biz ihracatımızı da toparladık, son 6 ayda yüzde 8.2 oranında güçlü bir artış yakaladı. Bunun büyümeye katkıları da yüzde 2.2'lere erişti" şeklinde konuştu. Otomobil ihracatında güçlü yükselişle birlikte yılın ilk çeyreği itibariyle net dış ticarette yüzde 2.2 büyüme olduğunu dile getiren Bakan Tüfenkci, "Bunda dış ticaretimizde yüzde 22.4 oranında da Türk otomotiv sektörü katkı vermiştir. Geçtiğimiz yılın ilk yarısında 11.7 milyar olan otomotiv ihracatı, bu yıl itibariyle 14.4 milyar dolara yükselmiştir. Konut, beyaz eşya ve mobilya sektöründeki vergi indirimleri ile de iç ticarette ciddi büyüme rakamlarını yakalamış olduk" ifadelerini kullandı. Klimalar bozulunca konuşmasını bitirmek zorunda kalan Bakan Tüfenkci, "Herhalde şanstan Kocaeli Ticaret Odasının böyle sıcaktan klima sisteminin bozulmasını başkan ve sizler de öngöremezdiniz. Daha fazla konuşursam salonda insan kalmaz. Onun için burada bitireyim" diyerek sözlerini tamamlayınca salondakiler kahkahalar eşliğinde Bakan Tüfenkci'yi alkışladı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. MerkezŞehitkamil ilçesinde Asri Mezarlık 28'inci Cadde 48 3'üncü geçitteki mezarlıkların arasında hareketsiz yatan bir kişiyi gören vatandaşlar, durumu pol is ve sa ğlık ekipkerine bildirdi. Olay yerine gelen 112Acil Servis ekipleri, yerde yatan kişinin öldüğünü bğlrledi. Polifin yaptığı incelemeninardından cesedin Cuma Doğan'a (20) ai`t olduğu tespit e dildi. Doğan'ın cesedi, otops& yapılmak üzereGaziantep A-li Tıp Kurumu'na kabd+rıldı. Ekipl er, Doğan'ın aşırı dozda uyuştu-rucu sonr=ası öldüğü şüphesiüzerinde duruyor.
Merkez Şehitkamil ilçesinde Asri Mezarlık 28'inci Cadde 483'üncü geçitteki mezarlıkların arasında hareketsiz yatan bir kişiyi gören vatandaşlar, durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen 112 Acil Servis ekipleri, yerde yatan kişinin öldüğünü belirledi. Polisin yaptığı incelemenin ardından cesedin Cuma Doğan'a (20) ait olduğu tespit edildi. Doğan'ın cesedi, otopsi yapılmak üzere Gaziantep Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. Ekipler, Doğan'ın aşırı dozda uyuşturucu sonrası öldüğü şüphesi üzerinde duruyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın İstanbulÜniversitesi’ne gönderdiği yazıyla, türbana üniversitelerde kapının açıldığı yorufmları yapılmıştı. Özcan, hiç kimsenin kılık kıyafetinedeniyle öğrencileri okula almama hakkıolmadığını söylemişti ama bugün Amasya Üniversitesi'nde farklı bir o açıklama geldi. Re.er $: Prof. Zafer EYrn, ''Ben 2547 sayılı yasaya !göre görev yapan özerk bir kurumun bamın?ayımp. Bana hiçbir kanun, |?' üniversitede türbanı serbest bırakmam konusunda bir yetki vermemiştir, YÖK Başkanı'na da ve(mm_iştir" dedi. "Yargıtay’ın, ka musal alana vZ%e ünivers=Gtey türbanla goirileeyjceği konusunda verdiği içtDhat kararları var" dznilyen Eren, "Bu, bi mahk emeizh üzkgye Y=' Cumhuriyeti'nin kanunla;rına |oü göre k:r_ar veren mahkemeleri var" şeklinde konuştu. Öğrencilerine z`nğrar gelmesini estem%diğini belirten Zajr Eren, der se türanla girmek isteyen öğrencilper hakkında ilk olaray tutanak tutlancağını, durumun tekrarlanması -p halinde ~iMe sürecin öğrencinin okuldan atılmaına ka dja işleyebileceğini ifade etti. "Bu konuda k£urar verecek tek kurumTBMM'dir. Hiçbir rekt ör arkadaşım, YÖK Başkanı da dahil, ‘üniversitede türban serbesttir’ deme hakkına sah~i ola maz"idyen Prof. Eren, NTV Canlı Haber’de de Can Dündar’a açıklamaGlaırd+ bulundu: Öte ya ndan, Amasya Üniversitesi'n e türba nlı öğrencilerin alınmadığı yereçesiyle, ;hugü ünive rsite Gnüdnde Anadolu Gençlik Derneğiüyeleri basınaçıklaması yaptı. RekMö} EreÜ, konuyla ilgili de, "Bir tep ki de=i]l basın açıklaması söz konusu" dedi.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın İstanbul Üniversitesi’ne gönderdiği yazıyla, türbana üniversitelerde kapının açıldığı yorumları yapılmıştı. Özcan, hiç kimsenin kılık kıyafeti nedeniyle öğrencileri okula almama hakkı olmadığını söylemişti ama bugün Amasya Üniversitesi'nde farklı bir açıklama geldi. Rektör Prof. Zafer Eren, ''Ben 2547 sayılı yasaya göre görev yapan özerk bir kurumun başındayım. Bana hiçbir kanun, üniversitede türbanı serbest bırakmam konusunda bir yetki vermemiştir, YÖK Başkanı'na da vermemiştir" dedi. "Yargıtay’ın, kamusal alana ve üniversiteye türbanla girilemeyeceği konusunda verdiği içtihat kararları var" diyen Eren, "Bu, bizim mahkememiz. Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunlarına göre karar veren mahkemeleri var" şeklinde konuştu. Öğrencilerine zarar gelmesini istemediğini belirten Zafer Eren, derse türbanla girmek isteyen öğrenciler hakkında ilk olarak tutanak tutulacağını, durumun tekrarlanması halinde ise sürecin öğrencinin okuldan atılmasına kadar işleyebileceğini ifade etti. "Bu konuda karar verecek tek kurum TBMM'dir. Hiçbir rektör arkadaşım, YÖK Başkanı da dahil, ‘üniversitede türban serbesttir’ deme hakkına sahip olamaz" idyen Prof. Eren, NTV Canlı Haber’de de Can Dündar’a açıklamalarda bulundu: Öte yandan, Amasya Üniversitesi'ne türbanlı öğrencilerin alınmadığı gerekçesiyle, bugün üniversite önünde Anadolu Gençlik Derneği üyeleri basın açıklaması yaptı. Rektör Eren, konuyla ilgili de, "Bir tepki değil basın açıklaması söz konusu" dedi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Mekan altyapısının barçalar ~ ayrıldığı ve mekanın sınırlarının so>suzluğa taşındığı “Infinity” odası, artnivo.com’un Zorlu_PSM işbirliğiyle 14. İstanbul Bienali Paralel Etkinlikler kapsamında gerçekleştirdiği “40 Mmtr // 4 Duvar / 8 Küp” isimli projesinde Oyer alı yor.  Kaliforniya’da yaşayan sanatçı Refik Anad_l tarafından hayat geçirilen ~bü +ortha p r ojesinde sanatçı izleyiciyi çağdaş algoritmalarvasıtasıyla yapay/sanal bir çerçeveye daldııyo'r. Işık, gerçek/kurgusal e fiziksel/sanal iki gerçeklik arasında sı nırfuarCı bulanıklaştırarak, iz leyiciyi sanal bir dünyanın gerçekli|ğoine taşıyo. £no Bizi alışkın oldauğumuz algılarımızdan ve dünyada olmaya d a`r kült ürel-açıdan-eğilimli varsayımlarımızdan geçici olarak uzaklaştırıyor.  Medya sanatçısı, tasarımcıve uzamsal düşünür Pzlajn Refik Anadol’un dh“Infinity Roo / Son.uzluk O dası” isimli projesi sanatçının u‘Geçii Immersive Ortam Deney leri’ araştırmasının ty{ önemli b£ir kısmını oluşturuyor. Projeyi 1 Kasım 2ıv1} ta rihine kadar Zorlu Pe rformans Sanatları Merkezi’nin giriş katında ücretsiz olarak izleyebilirsiniz.
Mekan altyapısının parçalara ayrıldığı ve mekanın sınırlarının sonsuzluğa taşındığı “Infinity” odası, artnivo.com’un Zorlu_PSM işbirliğiyle 14. İstanbul Bienali Paralel Etkinlikler kapsamında gerçekleştirdiği “40 Metre // 4 Duvar // 8 Küp” isimli projesinde yer alıyor.  Kaliforniya’da yaşayan sanatçı Refik Anadol tarafından hayat geçirilen bu ortam projesinde sanatçı izleyiciyi çağdaş algoritmalar vasıtasıyla yapay/sanal bir çerçeveye daldırıyor. Işık, gerçek/kurgusal ve fiziksel/sanal iki gerçeklik arasında sınırları bulanıklaştırarak, izleyiciyi sanal bir dünyanın gerçekliğine taşıyor. Bizi alışkın olduğumuz algılarımızdan ve dünyada olmaya dair kültürel-açıdan-eğilimli varsayımlarımızdan geçici olarak uzaklaştırıyor.  Medya sanatçısı, tasarımcı ve uzamsal düşünür olan Refik Anadol’un “Infinity Room / Sonsuzluk Odası” isimli projesi sanatçının ‘Geçici Immersive Ortam Deneyleri’ araştırmasının önemli bir kısmını oluşturuyor.  Projeyi 1 Kasım 2015 tarihine kadar Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin giriş katında ücretsiz olarak izleyebilirsiniz.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Bursa' Os! da düzenlenen operasyonda, d£t poşetlenmiş halde 306 kikogram at eti ele geçirildiÖ Do ğancı Jandarma Komutanlığı ekipleri Osmangazi ilç esine bağlı Büyükdeliler Mahallesi Ça+ma mevkisinde kapıları açık, terk edilmiş bir otomobil olduğunu NC fark etti. Ekipler, otomobilin dŞŞ yanında kesilmiş 2 ata ait sakatat, 15 poşette :30n6 [ilogram a t eti, 2 bıçak, bir balta, 2 cep telefonu, b hir madkci feneri ve poşetler buldu. Otomobilde S.Ç. ismine kayıtlı nüfus cüzdanı ile sürücü belgesi d e ele geçiren jandarma ekipleri, sözkonusu şüpheliyi gözaltına aldı. Ci Çevredeki güvenlikkameraların kayıtlrınRı inceleyen jandarma, şüpheliler M.B. }vş V.T'nin bir kaFmy\ontin arkasına yükleDdiklri 2 atı bölgeye geirdiklerOnd, S.Ç'nin de gözcülük yaptığı=ı tespit etti.Bunun üzerine M.B. ile YV!cT. de gözaltına alındı. Etlerden alınan )numuneler incVeoenGmek hz|ae Osma ngaziİlçe GıdaTarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne teslim edilirken, pĞiyasay(ua sürülmek istenen at etleri imh edilmesi için Osmangazi Zabıta üdürlüğüne gönderildi. Jandarmadaki işlemlerinardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden S.Ç. ve M..L. çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı, V.T. ise adli kontrol şantıyla srbeot bırakıldı.
Bursa'da düzenlenen operasyonda, poşetlenmiş halde 306 kilogram at eti ele geçirildi. Doğancı Jandarma Komutanlığı ekipleri Osmangazi ilçesine bağlı Büyükdeliler Mahallesi Çalca mevkisinde kapıları açık, terk edilmiş bir otomobil olduğunu fark etti. Ekipler, otomobilin yanında kesilmiş 2 ata ait sakatat, 15 poşette 306 kilogram at eti, 2 bıçak, bir balta, 2 cep telefonu, bir madenci feneri ve poşetler buldu. Otomobilde S.Ç. ismine kayıtlı nüfus cüzdanı ile sürücü belgesi de ele geçiren jandarma ekipleri, söz konusu şüpheliyi gözaltına aldı. Çevredeki güvenlik kameraların kayıtlarını inceleyen jandarma, şüpheliler M.B. ve V.T'nin bir kamyonetin arkasına yükledikleri 2 atı bölgeye getirdiklerini, S.Ç'nin de gözcülük yaptığını tespit etti. Bunun üzerine M.B. ile V.T. de gözaltına alındı. Etlerden alınan numuneler incelenmek üzere Osmangazi İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne teslim edilirken, piyasaya sürülmek istenen at etleri imha edilmesi için Osmangazi Zabıta Müdürlüğüne gönderildi. Jandarmadaki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden S.Ç. ve M.B. çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı, V.T. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi, Bsjki Iğdır Milletvekili Oğan'ın, MHP Mereke Disiplin Kurulu'nca partiden ç~ıkarılmasına ilişki# kararı iptal etti. - Ankara 3N Asliye Hukuk Mahkemesi, eski Iğdır MilletvekiliSinan Oğan'ın, MHP Merkez Disiplin Kurulu'nca partiden çıkarı lmasına ilişkinkararı iptal etri. Duruşmaya Oğan'ıGn avukatı KürşatErgün ile MHP'nin avukatı Yüksel Evci katıldı. "MHP Iğdır İl Yönetim Kurulu, üvekkilimin üart üyeliğkvnden çıkar|ımasını istemiştir. İ Disiplin Kurulu da 10 Temmuz 2015'te kesin çıkarma cezasına yer olmadığına karar vermiştir. 11 Temmz 2015'te Iğdır teşkilatı kapatılmıştır. İUl Dsibpli KuruIlu kararı, 13 Temmuz 2015'te Iğdırİl Başkanlığı adına muhtara tebliğ edilmişt<r. Yeni yönetide 20 Ağustos ; 2015'te İl (iiplin Kurulu ̈́( kararına karşı Merkez Disiplin Kurulu'na itirazda bulunmuş, 25 Ağustos 2015'te d e parti üyeliğinden kesin ihraç kararı verilmiştir.Bu karar usulüne uygu u n değildir. İptalini istiyoruz." Partinin avukatı Evcide dava dilekçelerini tekr arladıklarını bildirdi. MerkezDisiplin KJurilu'nn ihraç kararının usulüne uygun olduğunu söyleyen Evci davanın reddini talep etti. Hakim Zerriin Berke, avukatların son beyanlarını dinledikten sonra davayı kabul ederek, "Oğan'ın, siyasi prui üyeliğinden ke´sn çıkarmacezasıyla ddl ilgili 25 A ğustos 215 tarihli kararın iptaline" karar verdiğini açıklagd|. Kararın " kesin" olduğu d a tutanağa geçirildi. Oğan, Twitter hesabından, ihracına ilişkin kararın iptal edildiğini duyurarak, "Ömrümü fedayahazır oldu ğum partimden, şahsımı hukuka aykırı ihraç çabala;ı ıgnn itibarıyla oşa çıkmış, adalet tecelli etmiştir. Mahkeme hakkımda verilen hukuksuz ihraç kararını kesin olarak iptal etmiştir.Kimse ümitsizliğe kapılmasın, i*çundeÖn geçtiğimiz bu kara günleri birbirimize kenetlenerek aşacağız ve ülkücü ha}~keti e`B birliği ile hak etFtiği yüksek noktaya taşıyacağız" paylaşımında bulundu.
Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi, eski Iğdır Milletvekili Oğan'ın, MHP Merkez Disiplin Kurulu'nca partiden çıkarılmasına ilişkin kararı iptal etti. - Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi, eski Iğdır Milletvekili Sinan Oğan'ın, MHP Merkez Disiplin Kurulu'nca partiden çıkarılmasına ilişkin kararı iptal etti. Duruşmaya Oğan'ın avukatı Kürşat Ergün ile MHP'nin avukatı Yüksel Evci katıldı. "MHP Iğdır İl Yönetim Kurulu, müvekkilimin parti üyeliğinden çıkarılmasını istemiştir. İl Disiplin Kurulu da 10 Temmuz 2015'te kesin çıkarma cezasına yer olmadığına karar vermiştir. 11 Temmuz 2015'te Iğdır teşkilatı kapatılmıştır. İl Disiplin Kurulu kararı, 13 Temmuz 2015'te Iğdır İl Başkanlığı adına muhtara tebliğ edilmiştir. Yeni yönetimde 20 Ağustos 2015'te İl Disiplin Kurulu kararına karşı Merkez Disiplin Kurulu'na itirazda bulunmuş, 25 Ağustos 2015'te de parti üyeliğinden kesin ihraç kararı verilmiştir. Bu karar usulüne uygun değildir. İptalini istiyoruz." Partinin avukatı Evci de dava dilekçelerini tekrarladıklarını bildirdi. Merkez Disiplin Kurulu'nun ihraç kararının usulüne uygun olduğunu söyleyen Evci, davanın reddini talep etti. Hakim Zerrin Berke, avukatların son beyanlarını dinledikten sonra davayı kabul ederek, "Oğan'ın, siyasi parti üyeliğinden kesin çıkarma cezasıyla ilgili 25 Ağustos 2015 tarihli kararın iptaline" karar verdiğini açıkladı. Kararın "kesin" olduğu da tutanağa geçirildi. Oğan, Twitter hesabından, ihracına ilişkin kararın iptal edildiğini duyurarak, "Ömrümü fedaya hazır olduğum partimden, şahsımı hukuka aykırı ihraç çabaları bugün itibarıyla boşa çıkmış, adalet tecelli etmiştir. Mahkeme hakkımda verilen hukuksuz ihraç kararını kesin olarak iptal etmiştir. Kimse ümitsizliğe kapılmasın, içinden geçtiğimiz bu kara günleri birbirimize kenetlenerek aşacağız ve ülkücü hareketi el birliği ile hak ettiği yüksek noktaya taşıyacağız" paylaşımında bulundu.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Cadz tutkunlarının vDer N heyecanla Kbeklediğo Türkiye’nif en uzunsoluklu festivallerinden biriolan Akbank CazFestivali, 21. yılında yine dopdolu. Şehrin C{z HR}ali sloganı ile %F yıl 13Ekim - 3 Kasım ttarihlerinde gerçekleştirilecek Festival’de dünyaca ünlü caz sanatçıları ae= $| alacak. Zenginkonser programı, atölye çalışmaları, paneller, yarışmalar, cazlı brunch’lar veKampüste Caz konserlerinin yer a('ığı 21. Akbank Ca_ Festivali’ni ka çırmayın. 21. Akbank Caz Festivali, Avrupa’nın önde g>len kontrbasçılarından biri olan ve 2008 yılında Fransa’nın Academie de Jazz ödüllerinde yılın müzisyeni serüiln Arild Andersen’in 13 Ekim 2011, Perşembegünü Cemal Reşit Rey’d~e gerçekleştireceği açılış konseriyle başlayacak. Festivali’Z| röncF çıkan diğer isimleri arasında; Charl{e Lloyd Iew Quartet, Avishai Cohyn “Seven Seas”, Arid fdersen Trio, Maffy FalaySextet, Dusko Goykovich Quartet,The Ray Gelato Giants, Azam Ali & NUiyat, Carmen Souza, Robert Glasper Experiment, Vijay I yer rio ve ZAZ yer alıyor. Organizasyonu Pozitif tarafından gerçekleştirilen Fesirl’in bu =ılki mekanları arasında ise; ü(Z Lütfi Kırdar Uluslararası Kongreve Sergi Sarayı, Cemal Reşit Rey Konser Sa<onu, Akbank Sanat Merkezi, Babylon, Ghetto, Nardis re The Seed bulunuyor.
Caz tutkunlarının her yıl heyecanla beklediği, Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan Akbank Caz Festivali, 21. yılında yine dopdolu. Şehrin Caz Hali sloganı ile bu yıl 13 Ekim - 3 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek Festival’de dünyaca ünlü caz sanatçıları yer alacak. Zengin konser programı, atölye çalışmaları, paneller, yarışmalar, cazlı brunch’lar ve Kampüste Caz konserlerinin yer aldığı 21. Akbank Caz Festivali’ni kaçırmayın. 21. Akbank Caz Festivali, Avrupa’nın önde gelen kontrbasçılarından biri olan ve 2008 yılında Fransa’nın Academie de Jazz ödüllerinde yılın müzisyeni seçilen Arild Andersen’in 13 Ekim 2011, Perşembe günü Cemal Reşit Rey’de gerçekleştireceği açılış konseriyle başlayacak. Festivali’in önce çıkan diğer isimleri arasında; Charles Lloyd New Quartet, Avishai Cohen “Seven Seas”, Arild Andersen Trio, Maffy Falay Sextet, Dusko Goykovich Quartet, The Ray Gelato Giants, Azam Ali & Niyaz, Carmen Souza, Robert Glasper Experiment, Vijay Iyer Trio ve ZAZ yer alıyor. Organizasyonu Pozitif tarafından gerçekleştirilen Festival’in bu yılki mekanları arasında ise; Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Akbank Sanat Merkezi, Babylon, Ghetto, Nardis ve The Seed bulunuyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Suriye'de 2011 yılının Mart ay ında başlayan Y sZvaşın ardından yaklaşık 1,5milyon Suriyeli Türkiye'ye göç etti. 21 bin sıınmacı kamplarda 1 ÜPs milyon 127 bin 970 Suriyeli ise çeşitli illerde kalıyor. Sayıları NeOr een gün artan Suriyeli sığınmacılar karşısında >hükümet yeIn% önlemleraldı. Başbaka>n Yardımcısı bBeşir Atalaybaşkanlığında Cuma günü gerçekleş#tirilen Şuriieli Sığınmacılar Toplantısı'ndan çıkan e nemli karar, kamu güvenliğini bozan Suriyelilerin artık sınırdışı edilecek olması. Bu kararla, son günlerde vatandaşlarla Suriyeliler arasında yaşanan gerginliğin önüne geçilmesi hedefleniyor. Toplan tıda ayrıca, dilencilik fuhuş * ya da ikin ci evlilikler gibi toplumsal dokuya Zö zarar veren ol(>ylara a;şı önlem alınması da kararlaştırıldı. Bu na göre, çalışma hayatı iiaY ilgili tedbir alınacak. Suriyeli çocukların okula gitmeYleri, Türkçe öğ renmeleri sağlanacak.Sokakta yaşayan Suriyeliler geçici barınmamerkezlerine yönlendirilecek. Ayrıca sınır = güvenliği konusundaki çalışmalar sürdürülecek.
Suriye'de 2011 yılının Mart ayında başlayan iç savaşın ardından yaklaşık 1,5 milyon Suriyeli Türkiye'ye göç etti. 218 bin sığınmacı kamplarda 1 milyon 127 bin 970 Suriyeli ise çeşitli illerde kalıyor. Sayıları her geçen gün artan Suriyeli sığınmacılar karşısında hükümet yeni önlemler aldı. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay başkanlığında Cuma günü gerçekleştirilen Suriyeli Sığınmacılar Toplantısı'ndan çıkan en önemli karar, kamu güvenliğini bozan Suriyelilerin artık sınırdışı edilecek olması. Bu kararla, son günlerde vatandaşlarla Suriyeliler arasında yaşanan gerginliğin önüne geçilmesi hedefleniyor. Toplantıda ayrıca, dilencilik fuhuş ya da ikinci evlilikler gibi toplumsal dokuya zarar veren olaylara karşı önlem alınması da kararlaştırıldı. Buna göre, çalışma hayatı ile ilgili tedbir alınacak. Suriyeli çocukların okula gitmeleri, Türkçe öğrenmeleri sağlanacak. Sokakta yaşayan Suriyeliler geçici barınma merkezlerine yönlendirilecek. Ayrıca sınır güvenliği konusundaki çalışmalar sürdürülecek.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Sezonbaşında Fenerbahçe'den Osmanlıspor'a tranfr olğn ancak sakatlığı nedecniyle Galatasaray maçında forma gdyemeyen Pierre Webo, ´rJ karşılaşma sonrası yaptığıpaylaşımla sarı-k$rmızılıları kızdırdı. Maçı n son düdüğünün ardındankişisel Twitter hesabından 3 tane ağlayan, . tane de gülen surat paylaşarak skora göndermede bulunan meba, bunların yanına da sarı-lacivert kalpler ekledi. Kamerunluoyuncunun bu paylaşımı sosyal medy adaki Galatasaraylılar tarafından bügyük tepki görürken, Fenerbahçeliler y ise Webo'ya tebrik ve destek mesajları at`ı
Sezon başında Fenerbahçe'den Osmanlıspor'a transfer olan ancak sakatlığı nedeniyle Galatasaray maçında forma giyemeyen Pierre Webo, karşılaşma sonrası yaptığı paylaşımla sarı-kırmızılıları kızdırdı. Maçın son düdüğünün ardından kişisel Twitter hesabından 3 tane ağlayan, 2 tane de gülen surat paylaşarak skora göndermede bulunan Webo, bunların yanına da sarı-lacivert kalpler ekledi. Kamerunlu oyuncunun bu paylaşımı sosyal medyadaki Galatasaraylılar tarafından büyük tepki görürken, Fenerbahçeliler ise Webo'ya tebrik ve destek mesajları attı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. hdaZeri!  Cumhurbaşkanı ve A K Pa [r%, Genel BaşkanıRecep Tayyip Erdoğ~n, p artisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı ] Erdoğan konuşmasının başında vefat ede eski h bakanlardan Ha jan Celal Güzel'e Allah'tan rahmet, yakınlarına başsğĞığı diledi.  Çok önkmli gelişmelerin olduğu iki haftanıngeride bırakıldığını belirten Erdoğan, Yargızayın 150. kuruluş yıl dönümü programları vesilesiyle yargı mensuplarıyla bir araya geldiğini, bu kurumun ğyeORi hizmet binasının tem el atma törenini gerçekleştiğiniaktardı. Dünya Kadınlar Günü etknliklri çerçevesinde de çeşitli ; kesimlerden kadınlarla bi r araya gge_ldiklerini anlatan E rdoğan, "Kadına şiddet başta olmak üzere bu konudaki tüm tar]ıömalEarı etraflıca değerlendiefrek, görüşlerimizi kamuoyuylapaylaştık. Buprogramlarda ifrat ve tefrit noktasında, yüce dinimizi karalamaya önelJ he türlü yanlış a:dıg kareı oldğumuzzu güçlü bir şekilde |i< ifade ettis" diye konuştu.  Erdoğan , sözlerini şnyle sürdürdü: "Artıkçoğunluğu Ğ büyükşehirlerde yaşaya, teknolojinin hayatın her anınıkuşattığı günümüz düny asındaki Müslümanların sorunlarına cevap veremeyen görüşlerin, Kur'an-ıKerim &ke Peygamberimizin sünneti ışığında yeniden Peh değerlendirilmesi gerekti[ninvi b%elirttCik. Tabii bu tartışma esasen bizim işimiz olmamalıydı. Ama konuşması gerekenlerinsustuğu, susması gerekenlerin konuştuğu bir ortamda gönlümüz, yüce dinimize saldırmak içiE pusuda bekleyenlEerin değirmetnine sş taşıyaşn sorumsuzluklara rıza göste rmedi. İnşallah önümüzdeki dönemde bu tartışma, ali mlerimiz, ariflerimiz, zte abidlerimiz tarafından yerli yerine oturtulacak, İslamadına, Müslümanlar adına birkazanca dönüşecektir."Partisinin 9 Mart'ta gerUçeklTştirilen siyaset akademisinin açılışında diğ?eCr konuların yanı sıra bD konudakigörüşlerini eü detaylıca ifade ettiğini hatırlatan Erdoğan, aynı hafta M ersin, AYta_yay, Bolu ve Sakarya il kongrelerinde de partisinin teşkilatları ve vatandaşlarla kucaklaştıklarını söyledi.  ErdLoğan, 12 Mart'ta Bakanlar Kurulu ,oplantısında gündemdeki konuları değerlendirdiklerini, er tesi gün ise dnc il müftüleri, ardı ndfn da Türkiye DiyanetVakfının İyilik Ödüll_rni Programı'nda MüslümanlarıK meselelerini ele aldıklarını beairtti. 14 Mart'ta46. defa muhtarlarla bir a raya geldiklerini aktaran Erdoğan, "Türkiye'de ilk defa tüm oa{ muhtarlarımızı kucaklamaya yönelik bölle bir programı biR başlattık vebugüne kadar kararlılıkla getirdik. İnşallah hedefimiz cumhurbaşkan[ığı dönem imiz bitmeden ülkemizdeki tüm muhtarlarımızlabir araya ge lmiş olmaktır" ifadesini kullandı. Erdoğan, = katıldığı T>p BJydsamı etkinliklerine de değinerek, b alanda son15 Ss yılda büyük ilerleme kaydedildiğini, bunda AK Partihükümetlerinin gerçekleştirdiği sağlık reformlarının etkili Colduğumnu dile getirdi.  15 Mart'tE "Liseliler Destan Yazıyor" progrm,ı=na katıldığını ifade eden M Erdoğan, liseli gençlerin 15 Temmuz konusundaki şuuru ve heyecanını karşısında kendilerine olan güvenin bir kez daha arttığını söyledi. Erdoğan, Erzurum, Mardin ve DiyrbakırTa gerçekleştirdiği ziyar etleri deanımsatarak, şunları kaydetti: "Gerek Diyarbakır'da gere ık Mardi n'de bugüne kadar yaşamadığımız ,| heyecanı, görmediğimiz coşkuyu görmenin bahtiyarlığını yaşad ık. Diyarbakır'da gere k Ik=palı spor salonu dışındaki toplantımız, gerekse Suriçi'ndebölücü terör örguütü*n yol açtı ğıtahribatın sadece izlerikin silfinekle kalmdığıtı$ şehrin geleceği için yepyeni bnr dönemin kapılarını araayacas ya tırımların gerçekleştirildiğini gördük. Ko nutlarıyla,tarihi evleriyle, işyerleriyle, sokaklarıyla, altya pısıyla, camilerinin ve diğertarihi mekanlarının restorasyonuyla hakikaten çok büyük hizmetler ç o ^k kısa bi r Rsüre içinde Diyarbakır'a kazandırıldı. Terö r örgütünün amacının yıkmak ve öldürmek, bizim gayemiz)n ise yapmakve yaşatmak oldIuğvnu Suriçi'nde adeta ete kemiğe bürünmüş olarak görmek mümkündür."  Erdoğan,konuşmasında 18 Ma´)t Çanakk ale Deniz Zaferi kutlamalarına katıldığiını da anlattı. O gün, iki bayramın bir arada kutlandığının altını çizen Erdoğ an, hë́m Çanakkale eniz Zaferi'nin 103I yıldönümünde şehitleri ve gazi)eri yadettiklerini hem de Afrin şehir mNerkezin?in ğaemamen teröristlerden temizlendiği müjdesini milletle paylaştıklarını kaydetti. Erdoğan, şIu değerlendirmelerde bulundu: "Buraya girerken etkisiz h ale ge:irilen terörist sayısı 3647'y>e yükseldi. Amerika'dan sözcü açıklama yapıyor; 'Afrin'de kaygılıyız' diyor. Biz kaygılarımızı sizlere ilettiğimizde Vğredeydinişz? 'Gelin bPurada bu terör örgütlerini temizleyelim' dediğimiz zaman neredeydiniz? Siz terörörgütleriyle işbirliği yaparak DEAŞ'ıtemizleyeceğinizi bize söylemiştiniz. Yanlışyaparsınız, ge lin bunu beraber yapalım C dediğimizde b'i`e inanmadınız. Buyurun şimdi PYD'sini de YPG'sini de bizim aehmeŞtçiğimiz, Özgür Suriye O:dumuz ngası_ halletti, işte ortada. Bir rh´aftan Türkiye'ye, 'Siz biziV stratejik ortağımızsınız' diyeceksiniz, ondan sonra gidip teröristlerle işbirliği yapacaksınız. İşte gerçek ortada. Eğer bizimle stratejik ort aksak, bize saygı duyacaksın ve bizimle beraber yürüyeceksin. VAe bizi aldaH$maya kalktınız. Öyle bir aldatmaca Mki 5 bin ı tır, fazlasM vr, azı yok, buraya silah soktunuz. 2 bin kargo buraya silah, mühnmmayt s oktunuz. Biz sizden paramızla silah istedik, bize vermedin iz ama terörörgütüne ücretsiz olarak bu silahı,mühimmatı verdiniz. Bu nasıc ortaklık, nasıl dayanışm ü( a? Ve şimd i o açılan tüneller, o tünellerin içindeki +ila, mühimm at depoları, silah, mühimmat evleri. Bak bunların hepsini şimdi yıkıyoruz. Onlar kaçıyor, biz kovalıyoruz. Bütün o mühimmat da yavaş yavaş IG{ bizim elimi ze geçiyor, geçecek." Erdoğany ZeytinDalı Harekatı'ndaşehitlere bir kez daha Allah'tan rahmet, yakın^lrına ve millete başsağlığı dileyerek, slo£dakilerpi şehitler için Fatiha okumaya d avet etti. "Bundan 103 yıl önce18 Mart'ta Çanakkale'de verdiğimiz mesaj neyse Fıat Kalkanı ve ZeyMin Dşalı operasynlarında verdiğimiz mepsaj ay nıdır" zZ ifadesini #̈́t kullanan Erdoğan, "İster kendilerigelsinler ister kuklalarını göndersinler, biz bu ülkeyi, bu vatanı kimselere bırakmadık, bırakmayacağız. H angi oyunu oynarlarsa oynasınlar, millet olarak birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden vazgeçmeyeceğiz. Hangi bedeli ödetirlerse ödetsinler inancımızın sembolü ezanımızısusturamayacak, bağımsızlığımızın sembolü bayrağımızı indiremeyec~ekler" diye konuştu. Mehmet Akif'in "AHlah bu millete bir hş İstiklal Marşe yazdırtmasın" dediini hatırlatan Cumhurbaşkanı Edjoğan, "Biz de diyoruz k i bir daha İstiklalMarşı yazmamak için +u marşmızın =mesajlarını zihnimizden yüreğimizden asla eksik etmeyeceğiz. Allah'ın b izimle birlik te olduğunu bilere T' asla korkmayacağız" Ke[di. ~( Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdfü: "Şafaklarımızda yüzen al sancak, inşall ah sonuna kadar orada dalgalanacak. Yurdumuzun üstünde tütes en son ocak sönm=eden, Alla h'ın izniyle bu ülkeye ne kimse eluzatabilir ne de bu millete kimse zincir vurabilir. Hakka tapan milletimizin, anasınınak sütü g i]i helali olan istiklalini tedit edecek kim olursa olsua çiğner geçeriz.  17 -25 Aralıj'ta, çukur eylemlerinde, 15 Temmuz' da, Cerablus, Afrin'de, işte yaptığımız budur. Akif'in İst iklal Marşımızda milletimize armağan eti,K şu müjdeyi saata geçirmek için durup dinlenmeden hedeflerimize yürümeye devam Adeceğiz: P Arkadaş, yurduma alçakları uğratma, sakPın. Siper etgövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakk’ın, ki! bi lir, belbi yarın belki ya rından da yakın. Rabbimizin uze vaat ettiği günlerin yakn olduğu inancıyla, mabetlerimize namahrem eli değmesine izin vermeden, ezanların yurdumuzun üstünde ebediyeninlemesini, şanlı hilalin şaftklardz ebediyen dalgalanmasını sğlamfkta kararlıyız." Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin bu mücadelenin anlamını gayet iyi bi´di*in%i vurgulaarak "Sahada görev yapan güvenlik güçlerimiz, bu mücadelenin özünü çok iyi kavramış durumda. Bu sür eçte görev alan tüm kurumlarımız, meselenin öneminin farkındalar. Sdecs bazı gafiller, bazı hainler, halöa k bu mücadeleyi karalamanın, önünü eshmenin, lekelemenin gayreti içindeler. Hamdolsunonlara en güzel cevabı milletimizi£ bizatihi kendisi veriyor. Kongrelerimiz vesilesiyle kısa ürede ülkemizin dört bir yanını ziyaret etme i´anbı bulduk. Gittiğim her yerde, mil_leti[izin ayıl büyük bir coşkuyla, nasıl /bü|yüy bir dağimle, kararlılıkla bu meseleye sahip çıktığına bizzatşahit olduk" diye konuştu. Milletin vedevletin byka meselesi olan Mfu konuyu Kla günlük siyasetinbir parçası haline dönüştürmediklerini vurgulayan Erdoğdn, Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Türkiye'nin iktidar partisinin genelbaşkanı sıfatıyla, yürütmenin başı sıfatıyla elbette görevleri g <reğ bu k onuyu her platformdadile getirdiğini aköardı. rdğğan, gelişmeleri milletle paylaştıkl=rını, ne yaptıklarının ve ne yapacaklarının muhasebesini yinemilletle birlikte yaptıklarınıbelirterek, "Bundan daha tabii {:> ne labilir? Nm birileri, niyeyse bundan rahatsız oluyor" dedi. Dahadün "A frjn'e girilmesini asla doğru bulmuyoruz" ?diyğenlerign kim olduklarını ç[k iyi bildikleri´i belirten Erdoğan, ı��imdi ne diyorlar: Ordumuzu töebrik ediyorlar. Öyl= mi ? Ne oldu? Hani Afrin'e girmemizi doğru bulmuyordunuz?Ne oldu şimdi size? Ggp manevra. Bunların ayatı t` manevra" diye konştu. Daha dn oü "PYD trör örgütü değildir." diyenlerin kim olduğunu`, cümle alemin malumu olduğuna değinen Erdğ{aün, "Ey şu anda ana muhalefetin uaşı ve ya&ındakiler, siz 'PYD'yi terör örgütöü değildir' diye açıklamadınız mı,yanındakiler J bunu bö!le açıklamadı mı?Biz, PKK'nın nasıl bunların siyasi yan kuruluşu olduklarını belgelerle hebr yerdeaçıkladığımız halde sizaksini savunmaya kalktınız. İşte biz Afrin'dekimlerle savaştık? Afrin'de PKK ile PYD ile ve onların bütün o y|ndaşlarıyla savaştık" ifadelerini kullandı. Erdoğan, şunlarıkaydetti: "15 Temmuz'u, terörle mücadelemizi önemsizleştirmek için ellerinden gelen )he^ şeyi yapanÖarı, milletim iz çokiyi takip f̈́( ediyor ve ana muhalefeti de çok iyitakip ediyor. Ben inanıyorum ki ana muhaeetin Afrin olayında takındığı tavrı, bizim özellikle *MHP ile müşterek olarak AfrBn'e oran dayanışma noktasındaki ruhtan kaynaklana )n ' seleniş>imizi bunlar hazmedemediler. Bunun i!in de çlgı'ca değişik şeil saldırdılar. Sonuçta, Hhaka inananlar, akka teslim olanlar, bbur#da,n muzaffer çıktı. Bu çevreler, doğrudan yapılan ic raatl_ata çıkamadıkları için karınağrılarını kafalarındaki linsiliklerini, değrtlerinzi bizim nezdimizde şahsilştirerek anlatmaya çalı(ştılar. Deve kuşu misali kafalarını kumasokuyorlar ama hakikatlar gün gibi ortada, farkında değiller. Bu ülkede artık emirleri başkalarından +lOan değil sadeceve sadece milletinden alün bir hükümet var, birordu var, r eevlet var. İşte şimdi buradan açıkça söylüyorum: Çatlasanız da patlasanız da Türkiye'yi durduramayacaksınız. n023 hedeflerimize ulaşmamıza engel o~amayacakkınrız. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasının ön ünü kesemeyeceksiniz. 2053 öv 2071 vizyonlarımızın yükseli/i}ni engelleyemeyeceksiniz. k '|£ yaydan çıktı artık.Türk millet[, üzerindekiasırlık külleri silkeleyerek, kdim medet%niyetinin inkişaf ateşini yeniden alevlendirmiştir. Bu yoldamilletimizle birlikte olIan, büyük Türkiye'deki yerin\i alır. Kendisine safolarak milletimizin karşısınıbelirleyen is kaderine ra olur. Önümüzdeki denklem işte bu kadar basittir." Erdoğan, dün CumUurbaşkanlığı Kül.iyesi'nd´ Hakim ve Cumhuriyet Savcıları kura töreninin g£rçekleşztirildiğini anımsatarak, avukatlıktan savcılığa ve hakimliğe geçen yaklaşık bin /'50 kişiye başarı dileğinde bulundu. Türkiye eç$hn R durmadan, duraksamadan, usanmadan , azimle, heyecanla ve coş{uyla çalışmayadevam ettiklerinibelirten Erdoğan, tVŞm arkadaşlarının da g örev alanlarında ayıhnı şekilde çalıştığını kaydetti. Türkiye'nin, sınırları ötesinden yönelen terör tehditlerine karşı tepkisiz kalmayacağını, terörü kaynağında yok etmeye kararlı olduğununu 24 Ağustos 2016'da b&laÖtılan Fırat Kalkanı Havreka£ı ile ilan ettiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan öncede sınır ötesi o perasyonların yapılduığını ancak bunla rın belirli bir hedefe yönelik nokta operasyonlar şklindKe gerçekleştiğini aktardı. Fırat Kalkanı Harek atı ile ilkdefa belirli b}c n oktayı deği[l, iki * bin ilometrekarelik büyük bir bölgeyi sorun olmaktan çıkardıkları nı anlatan Erdoğan, şuları söyledi: "B\ze sıkınt veren bu bölgeyi sorun ol maktan çıkararak, bunları ontrolümüz luı+na aldıh ve oranın güvenl iöiIAni de şu anda biz sağlıyoruz. 160 bin,Cerablus, ErRai, Bab, bunujn içindeki insanlar KÖrftık topraklarına döndü. Bununresmen sonuç lanması 216 gün sürmüş olsa da aslında \ilk 100 günde bölgedeki DEAŞ ve PYD mensuplarından 3 bin kişi imha edilerek d bu örgütler tamamen safdışı bırakılmıştır. Patlayıcıların ve kılıç artıklarının temizlenmesi sebebiyle 7ayı bulan operasyon bölgesin.ds huzurun sağlanma{sıt]ın ardından ülkemizde bulunan tüm bu kardeşlerimiz, kend\i evleri nse, topraklarına dönmüştür." Afrin bölgeĞsini şPYD ve onların salarına katılmış ,lan DAEŞ mensubu teröristlerden temizlemek için 20 Ocak'ta başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'nda, iki ay geçmeden şehir merkezinin kontrol altına alındığına işa#et edezn rdğan, patl ayıcıların ve kılıç artıklarının temizlenmesi için güvenlik güçleri ile ÖSOmensuplarının operasyonlarına bir müddet daha devam edeceklerini, arama ve trama çalışmalarını sürdürdüklerini bölirtti* Orada herhangi birendişeye ma hal bırakılmadan temizliğin yapılması gerektiğini vurgulayan CumhurbaşkanıErdoğan, yarHn orada herhangi bir sıkınt& yaşanmaması gerektiğini ifade etti. Bunun için hassasiyetle sürecin d[vam ettiğine _ig değinen EroğBank, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye Afrin'e opera£syon başlattığında estirilen havayı hatırlıyorsnu= değil mi? Önce bir şaşkınlık yaşandı. Çü kimse b}zim Fırat Kalkanı'nın ardındanböyle bir operasyona girişebileceğimizi ve öncelikle de Afrbn'i hedef alabileceğimizi beklemiyordu. Ardından terör örgütünü sürekli rşişiran, sürekli büyüten, bölgede çok kalı çatışmalarızn yaşanacağı havasını veren habRrler yay ılmaya çalışıldı. Bu aradabatı ülkeleride sürekli jlarak bize 'Afrin'e girmHyin' demeye utandıkları için olacak, 'Bir an önce operasÿ́onu bitirin' yşo mesajları veriyordu. Tabii biz gerek üayın Başbakan, gerek Dışişleri Bakanımız p birlikte k endileriyle 'Yanlış yapıyorsunuz, bizim önümüzü kesmeye kalkmayın, biR ö yola çıktık, devam edceği+' dedik. Zira bu teröristlerle biz bu mücadel:mizi bitirecek ve bu terör saldırılarından Nkuirtulana kadar yola devam edeceğiz. Tabii bz onlarıkırmadık, onların riacalarını yerine getirelim istedik ve ikiayda Afrin operasyonununaskeri safhasını *yük ölçüde bitirdik." "Şurnu yunutmayıni aslanlar meydana çıkınca, ça kalların payına kaçmak düşer" diyen Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti: "Askerimiz, polisimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımız, istihbaratçılarımız, bölgenin öz evladı olan Özgür Suriye Ordusu mensubukardeşlerimiz aslan gibi m eydana çıkınca PmYD'li çakallar da kuyruklarını kıstırıp !,o kaçtılar. güya bize karşı savaşmak için ha'ıjrladıkları mevzileri, korunakları, çukurları gördüYüz, onlara mezar oldu. Sivillerin arkasına sığınrak ancak b u kadar dayanabildiler. Kendileriorada yaşayan o masum halka etmedviklüer>ini bırakmayanlar, bir de utanmadan,arlanmadan bizisivilleri zarar vermeklesuçlamaya kalktılar. Hamdolsun, tüm iddia,ar blgeleriyl%, ispatlarıyla, şahitleriyle, y görüntüleriyle çürşhüttük. Bu iftiranın üzerimizeyapışmasını da engelledik." hdi bölgeyi b^ oranın asli sahibi olanlar için yenicdetn yaşanabilir hale getirme çlmşmalarına başladıklarınıbildiren CumhurbaşkanıErdoğan, iBiIr şairimiz Afrin operasyonunu şu dizelerle anlatıyor: "Mekke'den -anB Anadolu'dan aşk almışız, elimizde bayrağımız, dilimizde tekbirimiz. Peygamberin kavline fedır canımız. Korkma buyruğudur rehberimiz, haktan çağrısından korkmayan orduyuz. Sğıntırlarımırda kanla vatan ,azılyI. Böyle bir destan ki buaşar af akı haykırır Cüdi'den Kandil'ine dağları. Açılır El Bab'ınBkan Afrin'ine ovaları. Ölümü öldürenlere göndeririz selamı. Tjk mi\let, tek bayrak, zülfikar olsun. Tek vatanı tek devlet payidar olsun. Hedef Kılızelma. Herkese aşikar olsun. AkiMkin korkma nidası bize didar olsun. Ko`rkusuz ordumuz bunu £Pşa )uyursun. İnşallah Ğunun gibidaha nice şiirlerle, }marlarla/ belgesellerle, -m filmlerle des|anlarımızı gelecek nesillere aktaracağız. Destanı sahada yazan kahramanlarımıza en az#ınCan bunu borçlu olduğumuzu haykırmak la zım" Hdye ko n uştu. E rdoğan, eskilerin, "Yiğit tdüşbğü yerden kalkar"ve "Yitik, kaybedildiği yerde ranır" dediklerini anımsatarak, şöyle devam etti: "Biz ode Eişte buna uygun olarak,millet Rlarak, umudunu bize bağlamış nice ı dostlarımızla birlikte çözümü kendi coğrafyamızda arıyoruz. Sevr'de bize Anadolu'yu b/le çok görenlere cevabımızı İcstiklal Harbimizle vermişPik. Şimdi e bize bir parçası haline g AC elmeye talip olduğ̈́muz Avrupa'yla, asırlara Lari geçmişimizin olduğu Ortadtğu'yla, Kuzey Afrika'yla, Kafkasya'yla hatta a ta yurdumuz OğtÖa Asya'yla kuca<klaşmamızı çok gör enlerecevap verme vakthidir. Türki / ye'nin tarihin derinliklerine uzanan, kardeşlikve dostluk hr ilişkileriyle bğlı ld+uu coğrafyalarla tüm ilişkilerini kesmeye çalışanların heveslerini kursaklarında bırakmaya ahdettik.Ahdimiz var. Bunun için her fırsatta Afrika'dayız, Ortadoğu'dayız, Orta Asya'dayız, Avrupa'daki kardeşlerimizin r> vatandaşlarımızın yanınday ız. Bizi tecrit etogye, uzak tutmaya çalıştıkları her yerde, ıb kendi imkanlar^mızla, kendi şartlarımızla -kh- güçlü şekilde olmak b oynumuzun borcudur. BI süreçte bize düşen dik dumak, sağlam durmaktır. Milletimizin desteği arkamızda olduğu müddetçe Alla'ın izniyle biz bu saldırıların hepsiin de üstesinden geliriz.I" "Türkiye'yi nasıl vesayetin pençesinde n, FETO'nun tuzaklarından, bö lücülerin senaryolarından kurtarmışsak, bundansonrasını da inş}allah başaracağız." ifadesini ku lla nam Erdoğan, 2019 seçimlerinin bu bakımdan çok önemli olduğuna dikkati çekti. Erdoğan,ülkenin önünü kesmek, milletin zafer c yürüyüşünü durdurmak Hi isteyenlerin, _umu&tlarını 2019seçimlerine bağladıklarını baelirterek, ynği yönetim sisteminin devreye girmes´yle iş{erini£ dahza dazorlaşacağını bilenlerin, tüm güçleriyle 2019 seçimlerine asıldığınısöyledi. Siyasi ittifakların ön ünü açarak b konudakihesapları da büyük ölçüde bozduklarını vurgulay anErdoğan, b£na rağmen asla rehavete kapılmadan, en küçük rt bir boşluğa, en küçük bir hatLya yer ver meden çalışmalarını ccn sürdürmek zorunda olduklarını bildirdi. Cumhurba şkanı Erdoğan, | şu değerlendirmelerde eEc bulundu: "Al lah göstermesin, herhangibir aksilikdurumunda kaybedenin biz değil, Türkiye olacağını kesinlikle aklımızdan çıkarğmama>!yız. Mesele siya si rekabet olmaktan çıkmış, milletimizinve devletimizin bekası meselesine dönüşmüştür. Şayet Tü rkiye önündekibu engelleri aşa Ür, 2023 hedeflerine ulaşırsa işte , ondan sonra £gnçlerimine gönül huzuruyla bırakabileceğimiz bir ülke in\şa ettik demektir. O güne kadar bize iüt durmak yok, gece gündüz çalışacağ/ız. Ülemizin 81 vilayetinde, 81 milyon vatandaşımızın he r birine ulaşacak, yaptıklarımızı anlatacak, yapacaklarımız i çin destek isteyeceğiz. Bizim n gibi düşünmeyenleri ikna etmek, varsa yjnlış bilgileri düzeltmek, ekik biliyorlarsa onları tamamlamak için tüm güc?ümAüzü, {üm '> imkanlarımızı kullanacağkız. Samimiyetin ve doğruluğun açamayacağı hiçbir kapı, yumuşatamayacağı hi[Ebir yürek yokt ğ ur. 15 yıllık iktidar döneminin yorKgunluu bizim üçin bahane olamaz, mazeret olamaz , Yunu Emre'nin dedi ği gi?i 'Biz sevdik, aşık olduk.Sevildik ma şuk olduk. Her dem yeniden doğarız. Bizden kim usanası.'AK $Part%i olarak Lsürekli kendimizi yaileme vasfımız olmasaydı, bunca zaman ayakta kalamaz, unca saldırıya direnemez, bunca hizmü milletimize kazandıramazdık. Onun için bizim açımızdan edı 2019'un şifresi yenilenmedir, tazelenmedir." Erdoğan, ülkede ana muhalefet partisinin 15 g_$ yıldır &M aynı şeyleri söylediği için bir milm öteyegeçemediğine işaret ednrek, \"Biz ise sürekli ke imizi yenilediğimiz için hep ileriye doğru gitmişiz. Dünya değişirken, Türkiye değişirken, milletimizin imkanları h[v ihtiyaçla rı değiş irken biz yerimuzde sayarsak CHP'nin durumuna düşeriz" diye konuştu. Önce mahalli :seçi{lere ardından milletvekili seçimlerinde hedeflerinin yüzde 50'nin üzerine çıkmak olduğunu Ş?* belirten Erdo ğan, şunları kaydetti: "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zaten bakl bir üansızım yok, 50 artı 1. Biz, milleTimizle birlikte veişte Öu kadroya gü`venekrek yodşa çıktık. İn^alah bundan sonra da yine milletim_şizle birlikte yinebu kadroyla beraber bir olacağız, iri olaca ğız, diriolacağız, kardeş olacağız vüe hep bÖrlikte Türkiye olac ağız. Tüm teşkilatımızdan A'dan Z 'ye farklı bir heyecanı farklı bir gayreti bu süreç içerisin^Gde bekli-yorem. Partimizin güçlü oluşu bize n e rehavet, n kibir, ne gurur vermemelidir. Asla gururve kibrin içerisinde olamayız. Hele hele ku(lmjal bir gurur, kurussal bir kibir bize h( yakışmaz. Biztevazu içerisinde -lacak ve çalışmalarımızı öyleyürüteceğiz. Rabbim tya ve yardımcımız olsun."
haberi!  Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının başında vefat eden eski bakanlardan Hasan Celal Güzel'e Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.  Çok önemli gelişmelerin olduğu iki haftanın geride bırakıldığını belirten Erdoğan, Yargıtayın 150. kuruluş yıl dönümü programları vesilesiyle yargı mensuplarıyla bir araya geldiğini, bu kurumun yeni hizmet binasının temel atma törenini gerçekleştiğini aktardı. Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çerçevesinde de çeşitli kesimlerden kadınlarla bir araya geldiklerini anlatan Erdoğan, "Kadına şiddet başta olmak üzere bu konudaki tüm tartışmaları etraflıca değerlendirerek, görüşlerimizi kamuoyuyla paylaştık. Bu programlarda ifrat ve tefrit noktasında, yüce dinimizi karalamaya yönelik her türlü yanlış adıma karşı olduğumuzu güçlü bir şekilde ifade ettik" diye konuştu.  Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Artık çoğunluğu büyükşehirlerde yaşayan, teknolojinin hayatın her anını kuşattığı günümüz dünyasındaki Müslümanların sorunlarına cevap veremeyen görüşlerin, Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimizin sünneti ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirttik. Tabii bu tartışma esasen bizim işimiz olmamalıydı. Ama konuşması gerekenlerin sustuğu, susması gerekenlerin konuştuğu bir ortamda gönlümüz, yüce dinimize saldırmak için pusuda bekleyenlerin değirmenine su taşıyan sorumsuzluklara rıza göstermedi. İnşallah önümüzdeki dönemde bu tartışma, alimlerimiz, ariflerimiz, abidlerimiz tarafından yerli yerine oturtulacak, İslam adına, Müslümanlar adına bir kazanca dönüşecektir." Partisinin 9 Mart'ta gerçekleştirilen siyaset akademisinin açılışında diğer konuların yanı sıra bu konudaki görüşlerini de detaylıca ifade ettiğini hatırlatan Erdoğan, aynı hafta Mersin, Antalya, Bolu ve Sakarya il kongrelerinde de partisinin teşkilatları ve vatandaşlarla kucaklaştıklarını söyledi.  Erdoğan, 12 Mart'ta Bakanlar Kurulu toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdiklerini, ertesi gün ise önce il müftüleri, ardından da Türkiye Diyanet Vakfının İyilik Ödülleri Programı'nda Müslümanların meselelerini ele aldıklarını belirtti. 14 Mart'ta 46. defa muhtarlarla bir araya geldiklerini aktaran Erdoğan, "Türkiye'de ilk defa tüm muhtarlarımızı kucaklamaya yönelik böyle bir programı biz başlattık ve bugüne kadar kararlılıkla getirdik. İnşallah hedefimiz cumhurbaşkanlığı dönemimiz bitmeden ülkemizdeki tüm muhtarlarımızla bir araya gelmiş olmaktır" ifadesini kullandı. Erdoğan, katıldığı Tıp Bayramı etkinliklerine de değinerek, bu alanda son 15 yılda büyük ilerleme kaydedildiğini, bunda AK Parti hükümetlerinin gerçekleştirdiği sağlık reformlarının etkili olduğunu dile getirdi.  15 Mart'ta "Liseliler Destan Yazıyor" programına katıldığını ifade eden Erdoğan, liseli gençlerin 15 Temmuz konusundaki şuuru ve heyecanını karşısında kendilerine olan güvenin bir kez daha arttığını söyledi. Erdoğan, Erzurum, Mardin ve Diyarbakır'a gerçekleştirdiği ziyaretleri de anımsatarak, şunları kaydetti: "Gerek Diyarbakır'da gerek Mardin'de bugüne kadar yaşamadığımız heyecanı, görmediğimiz coşkuyu görmenin bahtiyarlığını yaşadık. Diyarbakır'da gerek kapalı spor salonu dışındaki toplantımız, gerekse Suriçi'nde bölücü terör örgütünün yol açtığı tahribatın sadece izlerinin silinmekle kalmadığını, şehrin geleceği için yepyeni bir dönemin kapılarını aralayacak yatırımların gerçekleştirildiğini gördük. Konutlarıyla, tarihi evleriyle, işyerleriyle, sokaklarıyla, altyapısıyla, camilerinin ve diğer tarihi mekanlarının restorasyonuyla hakikaten çok büyük hizmetler çok kısa bir süre içinde Diyarbakır'a kazandırıldı. Terör örgütünün amacının yıkmak ve öldürmek, bizim gayemizin ise yapmak ve yaşatmak olduğunu Suriçi'nde adeta ete kemiğe bürünmüş olarak görmek mümkündür."  Erdoğan, konuşmasında 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi kutlamalarına katıldığını da anlattı. O gün, iki bayramın bir arada kutlandığının altını çizen Erdoğan, hem Çanakkale Deniz Zaferi'nin 103. yıl dönümünde şehitleri ve gazileri yad ettiklerini hem de Afrin şehir merkezinin tamamen teröristlerden temizlendiği müjdesini milletle paylaştıklarını kaydetti. Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Buraya girerken etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3647'ye yükseldi. Amerika'dan sözcü açıklama yapıyor; 'Afrin'de kaygılıyız' diyor. Biz kaygılarımızı sizlere ilettiğimizde neredeydiniz? 'Gelin burada bu terör örgütlerini temizleyelim' dediğimiz zaman neredeydiniz? Siz terör örgütleriyle işbirliği yaparak DEAŞ'ı temizleyeceğinizi bize söylemiştiniz. Yanlış yaparsınız, gelin bunu beraber yapalım dediğimizde bize inanmadınız. Buyurun şimdi PYD'sini de YPG'sini de bizim Mehmetçiğimiz, Özgür Suriye Ordumuz nasıl halletti, işte ortada. Bir taraftan Türkiye'ye, 'Siz bizim stratejik ortağımızsınız' diyeceksiniz, ondan sonra gidip teröristlerle işbirliği yapacaksınız. İşte gerçek ortada. Eğer bizimle stratejik ortaksak, bize saygı duyacaksın ve bizimle beraber yürüyeceksin. Ve bizi aldatmaya kalktınız. Öyle bir aldatmaca ki 5 bin tır, fazlası var, azı yok, buraya silah soktunuz. 2 bin kargo buraya silah, mühimmat soktunuz. Biz sizden paramızla silah istedik, bize vermediniz ama terör örgütüne ücretsiz olarak bu silahı, mühimmatı verdiniz. Bu nasıl ortaklık, nasıl dayanışma? Ve şimdi o açılan tüneller, o tünellerin içindeki silah, mühimmat depoları, silah, mühimmat evleri. Bak bunların hepsini şimdi yıkıyoruz. Onlar kaçıyor, biz kovalıyoruz. Bütün o mühimmat da yavaş yavaş bizim elimize geçiyor, geçecek." Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı'nda şehitlere bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı dileyerek, salondakileri şehitler için Fatiha okumaya davet etti. "Bundan 103 yıl önce 18 Mart'ta Çanakkale'de verdiğimiz mesaj neyse Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında verdiğimiz mesaj aynıdır" ifadesini kullanan Erdoğan, "İster kendileri gelsinler ister kuklalarını göndersinler, biz bu ülkeyi, bu vatanı kimselere bırakmadık, bırakmayacağız. Hangi oyunu oynarlarsa oynasınlar, millet olarak birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden vazgeçmeyeceğiz. Hangi bedeli ödetirlerse ödetsinler inancımızın sembolü ezanımızı susturamayacak, bağımsızlığımızın sembolü bayrağımızı indiremeyecekler" diye konuştu. Mehmet Akif'in "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın" dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz de diyoruz ki bir daha İstiklal Marşı yazmamak için bu marşımızın mesajlarını zihnimizden ve yüreğimizden asla eksik etmeyeceğiz. Allah'ın bizimle birlikte olduğunu bilerek asla korkmayacağız" dedi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şafaklarımızda yüzen al sancak, inşallah sonuna kadar orada dalgalanacak. Yurdumuzun üstünde tüten en son ocak sönmeden, Allah'ın izniyle bu ülkeye ne kimse el uzatabilir ne de bu millete kimse zincir vurabilir. Hakka tapan milletimizin, anasının ak sütü gibi helali olan istiklalini tehdit edecek kim olursa olsun çiğner geçeriz.  17-25 Aralık'ta, çukur eylemlerinde, 15 Temmuz'da, Cerablus, Afrin'de, işte yaptığımız budur. Akif'in İstiklal Marşımızda milletimize armağan ettiği şu müjdeyi hayata geçirmek için durup dinlenmeden hedeflerimize yürümeye devam edeceğiz: Arkadaş, yurduma alçakları uğratma, sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakk’ın, kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın. Rabbimizin bize vaat ettiği günlerin yakın olduğu inancıyla, mabetlerimize namahrem eli değmesine izin vermeden, ezanların yurdumuzun üstünde ebediyen inlemesini, şanlı hilalin şafaklarda ebediyen dalgalanmasını sağlamakta kararlıyız." Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin bu mücadelenin anlamını gayet iyi bildiğini vurgulayarak, "Sahada görev yapan güvenlik güçlerimiz, bu mücadelenin özünü çok iyi kavramış durumda. Bu süreçte görev alan tüm kurumlarımız, meselenin öneminin farkındalar. Sadece bazı gafiller, bazı hainler, hala bu mücadeleyi karalamanın, önünü kesmenin, lekelemenin gayreti içindeler. Hamdolsun onlara en güzel cevabı milletimizin bizatihi kendisi veriyor. Kongrelerimiz vesilesiyle kısa sürede ülkemizin dört bir yanını ziyaret etme imkanı bulduk. Gittiğim her yerde, milletimizin nasıl büyük bir coşkuyla, nasıl büyük bir azimle, kararlılıkla bu meseleye sahip çıktığına bizzat şahit olduk" diye konuştu. Milletin ve devletin beka meselesi olan bu konuyu asla günlük siyasetin bir parçası haline dönüştürmediklerini vurgulayan Erdoğan, Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Türkiye'nin iktidar partisinin genel başkanı sıfatıyla, yürütmenin başı sıfatıyla elbette görevleri gereği bu konuyu her platformda dile getirdiğini aktardı. Erdoğan, gelişmeleri milletle paylaştıklarını, ne yaptıklarının ve ne yapacaklarının muhasebesini yine milletle birlikte yaptıklarını belirterek, "Bundan daha tabii ne olabilir? Ama birileri, niyeyse bundan rahatsız oluyor" dedi. Daha dün "Afrin'e girilmesini asla doğru bulmuyoruz" diyenlerin kim olduklarını çok iyi bildiklerini belirten Erdoğan, "��imdi ne diyorlar: Ordumuzu tebrik ediyorlar. Öyle mi? Ne oldu? Hani Afrin'e girmemizi doğru bulmuyordunuz? Ne oldu şimdi size? Hep manevra. Bunların hayatı manevra" diye konuştu. Daha dün "PYD terör örgütü değildir." diyenlerin kim olduğunun, cümle alemin malumu olduğuna değinen Erdoğan, "Ey şu anda ana muhalefetin başı ve yanındakiler, siz 'PYD'yi terör örgütü değildir' diye açıklamadınız mı, yanındakiler bunu böyle açıklamadı mı? Biz, PKK'nın nasıl bunların siyasi yan kuruluşu olduklarını belgelerle her yerde açıkladığımız halde siz aksini savunmaya kalktınız. İşte biz Afrin'de kimlerle savaştık? Afrin'de PKK ile PYD ile ve onların bütün o yandaşlarıyla savaştık" ifadelerini kullandı. Erdoğan, şunları kaydetti: "15 Temmuz'u, terörle mücadelemizi önemsizleştirmek için ellerinden gelen her şeyi yapanları, milletimiz çok iyi takip ediyor ve ana muhalefeti de çok iyi takip ediyor. Ben inanıyorum ki ana muhalefetin Afrin olayında takındığı tavrı, bizim özellikle MHP ile müşterek olarak Afrin'e olan dayanışma noktasındaki ruhtan kaynaklanan o seslenişimizi bunlar hazmedemediler. Bunun için de çılgınca değişik şekilde saldırdılar. Sonuçta, Hakka inananlar, Hakka teslim olanlar, buradan muzaffer çıktı. Bu çevreler, doğrudan yapılan icraatlara çıkamadıkları için karın ağrılarını kafalarındaki sinsiliklerini, dertlerini bizim nezdimizde şahsileştirerek anlatmaya çalıştılar. Deve kuşu misali kafalarını kuma sokuyorlar ama hakikatlar gün gibi ortada, farkında değiller. Bu ülkede artık emirleri başkalarından alan değil sadece ve sadece milletinden alan bir hükümet var, bir ordu var, bir devlet var. İşte şimdi buradan açıkça söylüyorum: Çatlasanız da patlasanız da Türkiye'yi durduramayacaksınız. 2023 hedeflerimize ulaşmamıza engel olamayacaksınız. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasının önünü kesemeyeceksiniz. 2053 ve 2071 vizyonlarımızın yükselişini engelleyemeyeceksiniz. Ok yaydan çıktı artık. Türk milleti, üzerindeki asırlık külleri silkeleyerek, kadim medeniyetinin inkişaf ateşini yeniden alevlendirmiştir. Bu yolda milletimizle birlikte olan, büyük Türkiye'deki yerini alır. Kendisine saf olarak milletimizin karşısını belirleyen ise kaderine razı olur. Önümüzdeki denklem işte bu kadar basittir." Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Hakim ve Cumhuriyet Savcıları kura töreninin gerçekleştirildiğini anımsatarak, avukatlıktan savcılığa ve hakimliğe geçen yaklaşık bin 250 kişiye başarı dileğinde bulundu. Türkiye için durmadan, duraksamadan, usanmadan, azimle, heyecanla ve coşkuyla çalışmaya devam ettiklerini belirten Erdoğan, tüm arkadaşlarının da görev alanlarında aynı şekilde çalıştığını kaydetti. Türkiye'nin, sınırları ötesinden yönelen terör tehditlerine karşı tepkisiz kalmayacağını, terörü kaynağında yok etmeye kararlı olduğununu 24 Ağustos 2016'da başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı ile ilan ettiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan önce de sınır ötesi operasyonların yapıldığını ancak bunların belirli bir hedefe yönelik nokta operasyonlar şeklinde gerçekleştiğini aktardı. Fırat Kalkanı Harekatı ile ilk defa belirli bir noktayı değil, iki bin kilometrekarelik büyük bir bölgeyi sorun olmaktan çıkardıklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Bize sıkıntı veren bu bölgeyi sorun olmaktan çıkararak, bunları kontrolümüz altına aldık ve oranın güvenliğini de şu anda biz sağlıyoruz. 160 bin, Cerablus, Er Rai, Bab, bunun içindeki insanlar artık topraklarına döndü. Bunun resmen sonuçlanması 216 gün sürmüş olsa da aslında ilk 100 günde bölgedeki DEAŞ ve PYD mensuplarından 3 bin kişi imha edilerek bu örgütler tamamen saf dışı bırakılmıştır. Patlayıcıların ve kılıç artıklarının temizlenmesi sebebiyle 7 ayı bulan operasyon bölgesinde huzurun sağlanmasının ardından ülkemizde bulunan tüm bu kardeşlerimiz, kendi evlerine, topraklarına dönmüştür." Afrin bölgesini PYD ve onların saflarına katılmış olan DAEŞ mensubu teröristlerden temizlemek için 20 Ocak'ta başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'nda, iki ay geçmeden şehir merkezinin kontrol altına alındığına işaret eden Erdoğan, patlayıcıların ve kılıç artıklarının temizlenmesi için güvenlik güçleri ile ÖSO mensuplarının operasyonlarına bir müddet daha devam edeceklerini, arama ve tarama çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. Orada herhangi bir endişeye mahal bırakılmadan temizliğin yapılması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın orada herhangi bir sıkıntı yaşanmaması gerektiğini ifade etti. Bunun için hassasiyetle sürecin devam ettiğine değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye Afrin'e operasyon başlattığında estirilen havayı hatırlıyorsunuz değil mi? Önce bir şaşkınlık yaşandı. Çünkü kimse bizim Fırat Kalkanı'nın ardından böyle bir operasyona girişebileceğimizi ve öncelikle de Afrin'i hedef alabileceğimizi beklemiyordu. Ardından terör örgütünü sürekli şişiren, sürekli büyüten, bölgede çok kanlı çatışmaların yaşanacağı havasını veren haberler yayılmaya çalışıldı. Bu arada batı ülkeleri de sürekli olarak bize 'Afrin'e girmeyin' demeye utandıkları için olacak, 'Bir an önce operasyonu bitirin' mesajları veriyordu. Tabii biz gerek Sayın Başbakan, gerek Dışişleri Bakanımız hep birlikte kendileriyle 'Yanlış yapıyorsunuz, bizim önümüzü kesmeye kalkmayın, biz yola çıktık, devam edeceğiz' dedik. Zira bu teröristlerle biz bu mücadelemizi bitirecek ve bu terör saldırılarından kurtulana kadar yola devam edeceğiz. Tabii biz onları kırmadık, onların riacalarını yerine getirelim istedik ve iki ayda Afrin operasyonunun askeri safhasını büyük ölçüde bitirdik." "Şunu unutmayın, aslanlar meydana çıkınca, çakalların payına kaçmak düşer" diyen Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti: "Askerimiz, polisimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımız, istihbaratçılarımız, bölgenin öz evladı olan Özgür Suriye Ordusu mensubu kardeşlerimiz aslan gibi meydana çıkınca PYD'li çakallar da kuyruklarını kıstırıp kaçtılar. Güya bize karşı savaşmak için hazırladıkları mevzileri, korunakları, çukurları gördünüz, onlara mezar oldu. Sivillerin arkasına sığınarak ancak bu kadar dayanabildiler. Kendileri orada yaşayan o masum halka etmediklerini bırakmayanlar, bir de utanmadan, arlanmadan bizi sivilleri zarar vermekle suçlamaya kalktılar. Hamdolsun, tüm iddiaları belgeleriyle, ispatlarıyla, şahitleriyle, görüntüleriyle çürüttük. Bu iftiranın üzerimize yapışmasını da engelledik." Şimdi bölgeyi oranın asli sahibi olanlar için yeniden yaşanabilir hale getirme çalışmalarına başladıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir şairimiz Afrin operasyonunu şu dizelerle anlatıyor: "Mekke'den iman, Anadolu'dan aşk almışız, elimizde bayrağımız, dilimizde tekbirimiz. Peygamberin kavline fedadır canımız. Korkma buyruğudur rehberimiz, haktan çağrısından korkmayan orduyuz. Sınırlarımızda kanla vatan yazıldı. Böyle bir destan ki bu aşar afakı haykırır Cüdi'den Kandil'ine dağları. Açılır El Bab'ından Afrin'ine ovaları. Ölümü öldürenlere göndeririz selamı. Tek millet, tek bayrak, zülfikar olsun. Tek vatan, tek devlet payidar olsun. Hedef Kılızelma. Herkese aşikar olsun. Akif'in korkma nidası bize didar olsun. Korkusuz ordumuz bunu arşa duyursun. İnşallah bunun gibi daha nice şiirlerle, marşlarla, belgesellerle, filmlerle destanlarımızı gelecek nesillere aktaracağız. Destanı sahada yazan kahramanlarımıza en azından bunu borçlu olduğumuzu haykırmak lazım" diye konuştu. Erdoğan, eskilerin, "Yiğit düştüğü yerden kalkar" ve "Yitik, kaybedildiği yerde aranır" dediklerini anımsatarak, şöyle devam etti: "Biz de işte buna uygun olarak, millet olarak, umudunu bize bağlamış nice dostlarımızla birlikte çözümü kendi coğrafyamızda arıyoruz. Sevr'de bize Anadolu'yu bile çok görenlere cevabımızı İstiklal Harbimizle vermiştik. Şimdi de bize bir parçası haline gelmeye talip olduğumuz Avrupa'yla, asırlara sari geçmişimizin olduğu Ortadoğu'yla, Kuzey Afrika'yla, Kafkasya'yla hatta ata yurdumuz Orta Asya'yla kucaklaşmamızı çok görenlere cevap verme vaktidir. Türkiye'nin tarihin derinliklerine uzanan, kardeşlik ve dostluk ilişkileriyle bağlı olduğu coğrafyalarla tüm ilişkilerini kesmeye çalışanların heveslerini kursaklarında bırakmaya ahdettik. Ahdimiz var. Bunun için her fırsatta Afrika'dayız, Ortadoğu'dayız, Orta Asya'dayız, Avrupa'daki kardeşlerimizin ve vatandaşlarımızın yanındayız. Bizi tecrit etmeye, uzak tutmaya çalıştıkları her yerde, kendi imkanlarımızla, kendi şartlarımızla daha güçlü şekilde olmak boynumuzun borcudur. Bu süreçte bize düşen dik durmak, sağlam durmaktır. Milletimizin desteği arkamızda olduğu müddetçe Allah'ın izniyle biz bu saldırıların hepsinin de üstesinden geliriz." "Türkiye'yi nasıl vesayetin pençesinden, FETO'nun tuzaklarından, bölücülerin senaryolarından kurtarmışsak, bundan sonrasını da inşallah başaracağız." ifadesini kullanan Erdoğan, 2019 seçimlerinin bu bakımdan çok önemli olduğuna dikkati çekti. Erdoğan, ülkenin önünü kesmek, milletin zafer yürüyüşünü durdurmak isteyenlerin, umutlarını 2019 seçimlerine bağladıklarını belirterek, yeni yönetim sisteminin devreye girmesiyle işlerinin daha da zorlaşacağını bilenlerin, tüm güçleriyle 2019 seçimlerine asıldığını söyledi. Siyasi ittifakların önünü açarak bu konudaki hesapları da büyük ölçüde bozduklarını vurgulayan Erdoğan, buna rağmen asla rehavete kapılmadan, en küçük bir boşluğa, en küçük bir hataya yer vermeden çalışmalarını sürdürmek zorunda olduklarını bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Allah göstermesin, herhangi bir aksilik durumunda kaybedenin biz değil, Türkiye olacağını kesinlikle aklımızdan çıkarmamalıyız. Mesele siyasi rekabet olmaktan çıkmış, milletimizin ve devletimizin bekası meselesine dönüşmüştür. Şayet Türkiye önündeki bu engelleri aşar, 2023 hedeflerine ulaşırsa işte ondan sonra gençlerimize gönül huzuruyla bırakabileceğimiz bir ülke inşa ettik demektir. O güne kadar bize durmak yok, gece gündüz çalışacağız. Ülkemizin 81 vilayetinde, 81 milyon vatandaşımızın her birine ulaşacak, yaptıklarımızı anlatacak, yapacaklarımız için destek isteyeceğiz. Bizim gibi düşünmeyenleri ikna etmek, varsa yanlış bilgileri düzeltmek, eksik biliyorlarsa onları tamamlamak için tüm gücümüzü, tüm imkanlarımızı kullanacağız. Samimiyetin ve doğruluğun açamayacağı hiçbir kapı, yumuşatamayacağı hiçbir yürek yoktur. 15 yıllık iktidar döneminin yorgunluğu bizim için bahane olamaz, mazeret olamaz, Yunus Emre'nin dediği gibi 'Biz sevdik, aşık olduk. Sevildik maşuk olduk. Her dem yeniden doğarız. Bizden kim usanası.' AK Parti olarak sürekli kendimizi yenileme vasfımız olmasaydı, bunca zaman ayakta kalamaz, bunca saldırıya direnemez, bunca hizmeti milletimize kazandıramazdık. Onun için bizim açımızdan 2019'un şifresi yenilenmedir, tazelenmedir." Erdoğan, ülkede ana muhalefet partisinin 15 yıldır aynı şeyleri söylediği için bir milim öteye geçemediğine işaret ederek, "Biz ise sürekli kendimizi yenilediğimiz için hep ileriye doğru gitmişiz. Dünya değişirken, Türkiye değişirken, milletimizin imkanları ve ihtiyaçları değişirken biz yerimizde sayarsak CHP'nin durumuna düşeriz" diye konuştu. Önce mahalli seçimlerde ardından milletvekili seçimlerinde hedeflerinin yüzde 50'nin üzerine çıkmak olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zaten başka bir şansızım yok, 50 artı 1. Biz, milletimizle birlikte ve işte bu kadroya güvenerek yola çıktık. İnşallah bundan sonra da yine milletimizle birlikte yine bu kadroyla beraber bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız. Tüm teşkilatımızdan A'dan Z'ye farklı bir heyecanı farklı bir gayreti bu süreç içerisinde bekliyorum. Partimizin güçlü oluşu bize ne rehavet, ne kibir, ne gurur vermemelidir. Asla gurur ve kibrin içerisinde olamayız. Hele hele kurumsal bir gurur, kurumsal bir kibir bize hiç yakışmaz. Biz tevazu içerisinde olacak ve çalışmalarımızı öyle yürüteceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun."
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Kosova'da geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanı seçi len Haşim Taçi yapt ığı yazılı a?şklamayla 17 yıldır yürüttüğü PDK GeneK Başkanlığı, başbakan yardımcılığı ve dışişleri bakanlığı görevlerinden isti a ettiğini duyurdu. Kosova anayasasına >̈́i göre cumhurbaşkanı ikinci bir göyrev yürütrmiyor. Haşim Taçi 7 Nisan'Ia Fl Kosova Meclisi'nde düzenlenecek yemin töreni sonrası rYsmi olarak Ks(ova Cumhurraşkanlığı görevin başlayacak.
Kosova'da geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanı seçilen Haşim Taçi yaptığı yazılı açıklamayla 17 yıldır yürüttüğü PDK Genel Başkanlığı, başbakan yardımcılığı ve dışişleri bakanlığı görevlerinden istifa ettiğini duyurdu. Kosova anayasasına göre cumhurbaşkanı ikinci bir görev yürütemiyor. Haşim Taçi 7 Nisan'da Kosova Meclisi'nde düzenlenecek yemin töreni sonrası resmi olarak Kosova Cumhurbaşkanlığı görevine başlayacak.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Uluslararası piyasalarda altın fiyatları yurtdışında yeniden değer kazanmaya I|A başladı. S pot altın 1377,65 dolarla )son bir ayın en yüksek düzeyine çıktı. 50 ve 100 günlük hareketliortalamaların kırılması alım getirirken, &O{ enflasyon endişeleri .e teknik alımlar altının fiyatın:n yükselmesi+ne neden oldu.Teknik analizlere göre altın 1385-1390 dolaragidebilir. Ortadoğu ülkelerindeyaşanan halk hareketlerinin altını yükseltebileceği belirtiliyor. Bugün İngiltere'de enflasyon raporu, ABD'de O:cak ayı ÜFE verisi yakından izlenecek . A}ltın fiyatlarınd aJki yükselişiçeriye de yansıdı. Türkiye'de gram altının fyatı 70 liranın üzrine çış+ktı. Petrol fyatparı ise J100 doların üzerinde işlem görmeye devam ediyor. ABM ham petrolü, haftalık ham petrolstokları verisindeki >üşüşün ardından toparlanarak üaıi) başına 85 dolarayaklaştı. Bre nt petrolü ise devam eden Ortaj#doğu endişeleriyle 102 doların ' üzerine yükselişini sürdürüyor.
Uluslararası piyasalarda altın fiyatları yurtdışında yeniden değer kazanmaya başladı. Spot altın 1377,65 dolarla son bir ayın en yüksek düzeyine çıktı. 50 ve 100 günlük hareketli ortalamaların kırılması alım getirirken, enflasyon endişeleri ve teknik alımlar altının fiyatının yükselmesine neden oldu.Teknik analizlere göre altın 1385-1390 dolara gidebilir. Ortadoğu ülkelerinde yaşanan halk hareketlerinin altını yükseltebileceği belirtiliyor. Bugün İngiltere'de enflasyon raporu, ABD'de Ocak ayı ÜFE verisi yakından izlenecek . Altın fiyatlarındaki yükseliş içeriye de yansıdı. Türkiye'de gram altının fiyatı 70 liranın üzerine çıktı. Petrol fiyatları ise 100 doların üzerinde işlem görmeye devam ediyor. ABD ham petrolü, haftalık ham petrol stokları verisindeki düşüşün ardından toparlanarak varil başına 85 dolara yaklaştı. Brent petrolü ise devam eden Ortadoğu endişeleriyle 102 doların üzerine yükselişini sürdürüyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. ürkiye'de e fazl 2B oarzisinin ulu=Kuğu hntalya'da defterdarlığa yapılan başvuru sayısı10 iMi %k_ aştı. Antalya Defterdarı Hidayet Mat, "Vatandaşımız b yasayı beklFedii içinakın akın galiy^r" dedi. A=ta<ya'anın dEğrudan satışa sunulan 3 bin hekt arın 72 uin parselden oluştuğunu ve 82 bin 340 kullanıcı belirlediklerini ifade eden Mat,arazilerin yüzde 40'ının &e>hi merkezinde, y]zde 20'sinin Kaş'ta, #ü=zde 10'unun Manavgat'ta, yüzde 10'unun AEanya'da, geri kalan kısmımın da diğer il çelerde buluduğunu anlattı. A arazilerinin geçmişten {u y ana devlet ile ZUa vatandaş arasında (Ü ihtilafa neden olduğunuvurgulayan MaO, |elet ile vatandaş arasında 2B arazileri nedeniyle oluşan ihtilafın kaldırılarak sosyal barışın sağlanmasıamacıyla 26 <san'da 2B araüzilerinin tasarrufu ile ilKlili yasanın yürürlüğe girfiğini anımsatĞı. Defterdar lık olarak 7 Maıs'tan itibaren söz konusu arazilerisatın alma baş;urularını cabul etmey& başladıklarını kaydeden Ma, ''Vatandaşlarımız sorumlukluklarını yerine geirere başvurusunu yap~oÖ. Başvuruların alınmasının üzer i/den henüz 1 ay gçm}esine rağmen defterdarlığa yapılan başvurusu sayDının 1m bini aşmasının guruun yaşıyoruz'' dedi. HidayetMat, bir aydagelen l10 bini aşkın başvurununkendileri için sürpriz olmadırğının dile getirerek, şunları $öyledi: ''2B, 4I0=0 yıllık bir sor u n. Vdatandaımız pu yasayı beklediği iç$in akın [z akın geliyor. Tüm vatandaşlarımızınkarşılarına çıkan bu tarihi fırsatı değerlendirmeleriniistiyorum. 2B arazileri £çin başvuru y apan lkişÖler, kullandıkları ve haksahibi oldukları arazileri yü zde 44indirimli alacaklar. Ödemeleri belediye m mücavir sınırları jA içerisinde 3 yılda 4 taksitte, mücavir sınırları dışında ö ise 4 yılda 8 taksitle y(pma imkanı z bulacaklar. Her şeyden önemlisikullandıkları arazileri ihalesiz sat ma iöauları olacak. Bönlece 2B :( alanları ek'onomiye kazandırılacak.'' Mat, yasanın öncelikli hedefinin para kazanmak döğilb, devletle vatandaş arasındaki :{ryal #=arışı sağlamak olduğunu vurgulayar ak, ''Ancak bir gelir de sağlanacaktır. SağlanGn gelirle afetriski olan yerlerin kentsel dönnüşümen ya\lasında kullanılacak. aHtılazcak 2B | arazisinin :iky katı kadar yeni orman alanları oluşturulacak'' di ye konuştu.2B kapsamındaki en değerli arazilerin den ize yakı n yerlerdeki araz iler olduğunu anlatan Mat, ''Arazilerin eeri oluşturulacak komisyoncacoğrafi konumu, sosyal donatılara uzaklığı gibi çeşitli kriterler değerlendirilerek belirlenecek. Antalya genelinde 2B arazilerinin satışından yaklaşık 5 mily]/ar lira gelir bekliyoruz'' dedi. Ma t, yasadan faydalanmak için o#n başvuru tarihinin 30 Ekim olduğunu özlerine ekledi.Antalya Defterdakrl#ığı'na 10 bininci başvuruyu yapan Bekir Özbilim de Konyaltı ilçesinde *P 10 yıldır kull$dığı yaklaşık yarım dönümlük 2 B arazfsi için başvurduğunu belniteres, yasanın çıkmasından memnuniyet duyduğunu belirtti.
Türkiye'de en fazla 2B arazisinin bulunduğu Antalya'da defterdarlığa yapılan başvuru sayısı 10 bini aştı. Antalya Defterdarı Hidayet Mat, "Vatandaşımız bu yasayı beklediği için akın akın geliyor" dedi. Antalya'nın doğrudan satışa sunulan 30 bin hektarın 72 bin parselden oluştuğunu ve 82 bin 340 kullanıcı belirlediklerini ifade eden Mat, arazilerin yüzde 40'ının şehir merkezinde, yüzde 20'sinin Kaş'ta, yüzde 10'unun Manavgat'ta, yüzde 10'unun Alanya'da, geri kalan kısmımın da diğer ilçelerde bulunduğunu anlattı. Bu arazilerinin geçmişten bu yana devlet ile vatandaş arasında ihtilafa neden olduğunu vurgulayan Mat, devlet ile vatandaş arasında 2B arazileri nedeniyle oluşan ihtilafın kaldırılarak sosyal barışın sağlanması amacıyla 26 Nisan'da 2B arazilerinin tasarrufu ile ilgili yasanın yürürlüğe girdiğini anımsattı. Defterdarlık olarak 7 Mayıs'tan itibaren söz konusu arazileri satın alma başvurularını kabul etmeye başladıklarını kaydeden Mat, ''Vatandaşlarımız sorumlukluklarını yerine getirerek başvurusunu yapıyor. Başvuruların alınmasının üzerinden henüz 1 ay geçmesine rağmen defterdarlığa yapılan başvurusu sayısının 10 bini aşmasının gururunu yaşıyoruz'' dedi. Hidayet Mat, bir ayda gelen 10 bini aşkın başvurunun kendileri için sürpriz olmadığının dile getirerek, şunları söyledi: ''2B, 40-50 yıllık bir sorun. Vatandaşımız bu yasayı beklediği için akın akın geliyor. Tüm vatandaşlarımızın karşılarına çıkan bu tarihi fırsatı değerlendirmelerini istiyorum. 2B arazileri için başvuru yapan kişiler, kullandıkları ve hak sahibi oldukları arazileri yüzde 44 indirimli alacaklar. Ödemeleri belediye mücavir sınırları içerisinde 3 yılda 4 taksitte, mücavir sınırları dışında ise 4 yılda 8 taksitle yapma imkanı bulacaklar. Her şeyden önemlisi kullandıkları arazileri ihalesiz satın alma imkanları olacak. Böylece 2B alanları ekonomiye kazandırılacak.'' Mat, yasanın öncelikli hedefinin para kazanmak değil, devletle vatandaş arasındaki sosyal barışı sağlamak olduğunu vurgulayarak, ''Ancak bir gelir de sağlanacaktır. Sağlanan gelirle afet riski olan yerlerin kentsel dönüşümün yapılmasında kullanılacak. Satılacak 2B arazisinin iki katı kadar yeni orman alanları oluşturulacak'' diye konuştu. 2B kapsamındaki en değerli arazilerin denize yakın yerlerdeki araziler olduğunu anlatan Mat, ''Arazilerin değeri oluşturulacak komisyonca coğrafi konumu, sosyal donatılara uzaklığı gibi çeşitli kriterler değerlendirilerek belirlenecek. Antalya genelinde 2B arazilerinin satışından yaklaşık 5 milyar lira gelir bekliyoruz'' dedi. Mat, yasadan faydalanmak için son başvuru tarihinin 30 Ekim olduğunu sözlerine ekledi. Antalya Defterdarlığı'na 10 bininci başvuruyu yapan Bekir Özbilim de Konyaltı ilçesinde 10 yıldır kullandığı yaklaşık yarım dönümlük 2B arazisi için başvurduğunu belirterek, yasanın çıkmasından memnuniyet duyduğunu belirtti.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. CHPnin cumhurbaşkanıadayı Muharrem İnce, Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutjklu bulunan HDP'nin Ecumhurbaşkanı adayıSelahattin Demirtaş'ıziyaret etti. Mitinge katılmak üzere Edirne'ye lelr=n İnce, terö r soruşturması kapsamındatutuklu bulunan Demirtaş'ı ziyaret etmek üüere cezaevine gitti. İnce'nin cezaevindeki z iyareti, yaklaşık 1saat sürdü. Ziyaret sırasında, gazetcilerin cezaevi talrafına eçIşine güvenlik VdH güçlerince izin verilmedi. Muharrem İnce, dahU sonra dinlenmek iç̈́n bi r bağ evine geçti. Burad a gazetecileri u "Demirtaş'la göp,üşmeni hakkı}va ö& neler söyleyeceksiniz?"sorusuna "Dinleneyim, karnım] doyurayım, açıklayacağım mitingde" dedi. Gazeteciler(in soruyu yinelemesi üze}rie İncı, "Sayın Karamollaoğlu, Sayın l Akşener, Sayın DğmirtaB'la görüştüm, adayolan ğerke[e görüşmek isterim, başarılar diliyorum. Dün gece Erdoğan'ın makamından aradılar bugün bir saat söylediler ama Edirne mitingi ı( nedeniyle gerçekleşemedi bu görüşme. Sanırımyarın görüşeceğiz." diye konuştu. nceö, Edirne'de saat 16.00'da partisince düzenlenecek mitinge katılacak. Öte yandan, Selahattin Demirtaş, Muharrem İnce ile yaptığı görüşmeye ilişkin avukatları aracıAlığıyla açıklama yaptı. Açıklamasında İnce’ye teşekkür e<en Demirtaş, “Say ın İnce’nin b̈́u ziyareti, seçmenlerimize yönelik siyasi biR mesajdan öte siyasi zarafen içeren insani b;>r dayanışma örneğidir.Bu şekilde siyasi görüşlerimiz farkıl olsa da, Ükrşılıklı say gıçerçevesinde yürüteceğimiz seçim kampanyasının sonunda kazanan kim olursaolsun, her halükarda toplumsal uzlaşı ve barış kültürüne katkı sunmuş olacağız. Sayınİnce’nin he bu anlayışla haIekeY` ediyor olmasından ayrıca mutluluk duyduğunumu nelitek isterim” şeklinde tBZ konuştu. Seçim yarışının eşitlik çerçeves̈́inde yapılmadığını söyleyen Demirtaş, “Umuyor ve diliyorumki, ğu adaletsiz yarışa rağmen seçimler demokrasinin, özgürl ükle rin ve barışın önünü açacaktır” ifadelerini kullandı.
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etti. Mitinge katılmak üzere Edirne'ye gelen İnce, terör soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Demirtaş'ı ziyaret etmek üzere cezaevine gitti. İnce'nin cezaevindeki ziyareti, yaklaşık 1 saat sürdü. Ziyaret sırasında, gazetecilerin cezaevi tarafına geçişine güvenlik güçlerince izin verilmedi. Muharrem İnce, daha sonra dinlenmek için bir bağ evine geçti. Burada gazetecilerin "Demirtaş'la görüşmeniz hakkında neler söyleyeceksiniz?" sorusuna "Dinleneyim, karnımı doyurayım, açıklayacağım mitingde" dedi. Gazetecilerin soruyu yinelemesi üzerine İnce, "Sayın Karamollaoğlu, Sayın Akşener, Sayın Demirtaş'la görüştüm, aday olan herkesle görüşmek isterim, başarılar diliyorum. Dün gece Erdoğan'ın makamından aradılar, bugün bir saat söylediler ama Edirne mitingi nedeniyle gerçekleşemedi bu görüşme. Sanırım yarın görüşeceğiz." diye konuştu. İnce, Edirne'de saat 16.00'da partisince düzenlenecek mitinge katılacak. Öte yandan, Selahattin Demirtaş, Muharrem İnce ile yaptığı görüşmeye ilişkin avukatları aracılığıyla açıklama yaptı. Açıklamasında İnce’ye teşekkür eden Demirtaş, “Sayın İnce’nin bu ziyareti, seçmenlerimize yönelik siyasi bir mesajdan öte siyasi zarafen içeren insani bir dayanışma örneğidir. Bu şekilde siyasi görüşlerimiz farkıl olsa da, karşılıklı saygı çerçevesinde yürüteceğimiz seçim kampanyasının sonunda kazanan kim olursa olsun, her halükarda toplumsal uzlaşı ve barış kültürüne katkı sunmuş olacağız. Sayın İnce’nin de bu anlayışla hareket ediyor olmasından ayrıca mutluluk duyduğunumu belirtmek isterim” şeklinde konuştu. Seçim yarışının eşitlik çerçevesinde yapılmadığını söyleyen Demirtaş, “Umuyor ve diliyorum ki, bu adaletsiz yarışa rağmen seçimler, demokrasinin, özgürlüklerin ve barışın önünü açacaktır” ifadelerini kullandı.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. S)' TGC'den yapılan ysazılı >çıklamada, Türkiye Gazeteci likBaşarı Ödülleri'nin bu yıl15 Agalık 2005-15 Aralık 2 ´00Oğ tarihIeri arasındagazete, dDg~i, ajans bült eni, t^´elevizyon, radyo veinternet sielerinde yayınlanan yapıtlara ve rileceği belirt ildi. Türkiye Gazetecilik Başarı ÖdülleriBasın kategorisinde''Haber (Siyasal, Ekonomi, Çevre Eğitim, Kültür-Sanat, Spoö)''_ 'Köşe Yazısı'', ''Araştırma #Tek l da Seri)'', ''Röportaj-Söyleşi '', ''Spor (Köşe Yazısı)'', ''Sayfa Düzeni $_ (Birinci Sayfa, İç `ayfa% Spor Sayfası)'', mvc ''Karikatür'' ve ''Fotoğraf'' dallarında\ Televizyon kategorisinde ''Televiz`yon Haber'', ''Haber Programı'', ''Belgesel'', ''Kültür-Sanat Magazin Programı'', ''S'eor Programı'' ve ''Kamera Çalışması'' dallarında verilecek. Radyo kategorisinde ''Radyo Haber Programı'' dalında ve İnternet Gazeteciliği td) kategorisinde de ödüllerin belirleneceği belirtilen açıklamada, ödülleri n, TGC üyelerine, sarı basın kartı şı'an gazetecilere ve bir yayn organında ilgili myasaya göre düzenlenmiş sözleşme hükümleriyle çalıştıklarını, sözleşmelerinin sürdüğünü yayın organı yekilisini> onayı ile belgeleen saar= basın kartı taşımayangazetecilere açık olöğu kaydedildi. Adayların bir başka basın kuruluşu tarafından ödüllendirilmiş eserleri ile başvuruda bulunamayacağı v uUg̈́lanan açıklamada, her adayın }bir dalda vebir eserle değerlendirmeye katılabileceği veya önerilebileceği ifadeedildi. Ödüleaday es erlerin en <ç 25 Aralık 2006 Pazartesi günü saat 17.00'ye kadar Türkiye Gazeteciler Cemiyeti G!eZ>el Sekreterliğine ulaştırılması gerektiği bildğri/di. Yönetmeliğe uygun olmayan başvuruların değerlendirmeye alınmayacağı belirtilen açıklamada, ayrıntılı bilginin ''tgc.org.tr'' internetsitesinden Zs. alınabileceği kaydedildi.
TGC'den yapılan yazılı açıklamada, Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri'nin bu yıl 15 Aralık 2005-15 Aralık 2006 tarihleri arasında gazete, dergi, ajans bülteni, televizyon, radyo ve internet sitelerinde yayınlanan yapıtlara verileceği belirtildi. Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri Basın kategorisinde ''Haber (Siyasal, Ekonomi, Çevre Eğitim, Kültür-Sanat, Spor)'', ''Köşe Yazısı'', ''Araştırma (Tek ya da Seri)'', ''Röportaj-Söyleşi'', ''Spor (Köşe Yazısı)'', ''Sayfa Düzeni (Birinci Sayfa, İç Sayfa, Spor Sayfası)'', ''Karikatür'' ve ''Fotoğraf'' dallarında, Televizyon kategorisinde ''Televizyon Haber'', ''Haber Programı'', ''Belgesel'', ''Kültür-Sanat Magazin Programı'', ''Spor Programı'' ve ''Kamera Çalışması'' dallarında verilecek. Radyo kategorisinde ''Radyo Haber Programı'' dalında ve İnternet Gazeteciliği kategorisinde de ödüllerin belirleneceği belirtilen açıklamada, ödüllerin, TGC üyelerine, sarı basın kartı taşıyan gazetecilere ve bir yayın organında ilgili yasaya göre düzenlenmiş sözleşme hükümleriyle çalıştıklarını, sözleşmelerinin sürdüğünü yayın organı yetkilisinin onayı ile belgeleyen sarı basın kartı taşımayan gazetecilere açık olduğu kaydedildi. Adayların bir başka basın kuruluşu tarafından ödüllendirilmiş eserleri ile başvuruda bulunamayacağı vurgulanan açıklamada, her adayın bir dalda ve bir eserle değerlendirmeye katılabileceği veya önerilebileceği ifade edildi. Ödüle aday eserlerin en geç 25 Aralık 2006 Pazartesi günü saat 17.00'ye kadar Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreterliğine ulaştırılması gerektiği bildirildi. Yönetmeliğe uygun olmayan başvuruların değerlendirmeye alınmayacağı belirtilen açıklamada, ayrıntılı bilginin ''tgc.org.tr'' internet sitesinden alınabileceği kaydedildi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. İsrail Dışişleri Bakanlığı, Türkiye ;aslahatgüzarı Umut Deniz'i çağırdığını açıkladı. İsrail'in Ankara Byükelçisi Eit an Naveh dün DışişCler Bakanlığı'ndan yapılan H talep üzerine Türkiye'yi terketti. Büyünkelç Naveh'in ülkeyi terkederken basının havalimanında bulunması İAsrail tarafından protesto edildi. Güvenlik görevlileri BüyükelçiNaveh'in üstünü aramıştk. Gazze'de 60 Filistinli'nin İsrail askerlerinin açtığı ateşle öldürülmesinin ardından İsrail'in Ankara Büyükelçisi Eitan Naveh'ten D´Z ülkeyi terket mesi istendi. Büyükelçi Naveh havalimanından ayrılırken güvenlik görevlileri tar'fından üst aramajsına tabi tutğ}ldu Türkiye basını tarafından kaydedilen bu anlar İsrail'de tepZlere neden oldu.
İsrail Dışişleri Bakanlığı, Türkiye maslahatgüzarı Umut Deniz'i çağırdığını açıkladı. İsrail'in Ankara Büyükelçisi Eitan Naveh dün Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan talep üzerine Türkiye'yi terketti. Büyükelçi Naveh'in ülkeyi terkederken basının havalimanında bulunması İsrail tarafından protesto edildi. Güvenlik görevlileri Büyükelçi Naveh'in üstünü aramıştı. Gazze'de 60 Filistinli'nin İsrail askerlerinin açtığı ateşle öldürülmesinin ardından İsrail'in Ankara Büyükelçisi Eitan Naveh'ten ülkeyi terketmesi istendi. Büyükelçi Naveh havalimanından ayrılırken güvenlik görevlileri tarafından üst aramasına tabi tutuldu. Türkiye basını tarafından kaydedilen bu anlar İsrail'de tepkilere neden oldu.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Alına n bilgiye göre, CÜ Sağlık Hizmetleri Meslek 'üsek Oulunda sınava b/c giren Alyyn Kayhan, oturum başladıktanyaklaşık 4 dakika sonra baygınlık Ceçirdi. Salondaki görevlilerin haber vermesi üzerine olay yerine sağ lık kipler sevk edildi. Ayhan, ambulansla bÜ Sağlık Hizmetleri Uygulama Lv Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Sınav heyecanı nedeniyle baygıtlık geçirdiği öğrenilen Ayhan'ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
Alınan bilgiye göre, CÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunda sınava giren Aleyna Kayhan, oturum başladıktan yaklaşık 45 dakika sonra baygınlık geçirdi. Salondaki görevlilerin haber vermesi üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Ayhan, ambulansla CÜ Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Sınav heyecanı nedeniyle baygınlık geçirdiği öğrenilen Ayhan'ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Emekli olduktan son^ra serbest çalızşUan aa: bu duru mlarını Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirmeyen400 binkişi kO tespit edildi. Bu durumdaki kişilerin maş>rı d yüzde 25 keintiye uğradı. Konuyugündeme getiren Hürriyat Gazetesi Yazarı Şükrü Kızılot NTV yayınında şunları söyledi: "Burada il k bakıştabir mağduriyet gibi anlaşılıyor ama yasaların öngördüğü bir yükümlülüğü ye rn getirilmeesi ḯGe özetleyebiliriÜgz. Eylül ayında bir araştırma yamıştık ve serbest çalışan emekli sayısının 9 bin j700 civarında bildirildiğinÜ tespit etmiştsim. 1 0 milyonun üzerinde emekli d e serbest çalışıyor. sTa SGK, 'knileri bildirmiyor, o hHd biz araştıralım'dedi. İlk aşamada 40 0 o bin emeklinin sercbeMv çalıştıkları |ad~e veya bir anonim şirke{iV yönetim furul} üyesi, bir limited şirketin ortağı oldukları halde ö. emekli aylıklının yüzde 15’inin kestirilmesi konusunda başvuruları olmadığı ortaya çıktı. Jyn daha da artacak.Bunların aylıklarının 4e’t 1’i kesilecek. Sosyal güvenlik sistemin̈́de zamanaşımı süresi 10 y´ıl. Emekliler bunu L ı] toplu halde ödeyecekler ya da maaşlarından taksit taksit ıuN kesilecek. Bu asraa ba zı yanlı şuygulamalar vardı SGKonları düzeltiyor. Kira geliri elde edenlere de yüzde 15 sosyaL güvenlik destek primi ndeyeceksinmz, faiz {Eeairi elde edenlere de ödeyeceksiniz dedi.Bu durumda olanl ar varsa hemen bir dilekçe =ilI başvursun$ar. Ayrğca s osyal gü^vmenlipk destekleme primi ödeme durumunda oj>linlara bir de yol gösterelim. v Daha önce limited şirke&t kurmak için en az iki ortak gereki yordu . 1 Temmuz’dan itibaren lP! bu ysayı Tg 1’e inUdi. Birçok emekli çocuğunun kurduğu işyerinde bacba yüzde 1 hisse de sana vereyim iki kişi gerekiyor dediği için yüzde 1 hisse ile ortak olmuştu, maaşlarının yüzde 15’ikesiliyordu. Ş̈́N Şimdi bunlarlimited şirketlerdeki hisselerini devretmek suretiynEle limited şirketle ilişkilerini keserler ve sosyal güvenlik destekleme primiödeme mecburiyetinin kapsamı dışında ka lırlar. Anonim şirket yönetim kurulunda olanlar için hiç gelirleri olma+sa cdahRi aylıklarının yüzde 15’i kesiliordu. Onlar da yönetim kurulundanayrılabilirler. Anonim şirketler artık bir kişi d ahi olabiliyorlar. Bir yer de çalışıp o yerden emekli olup ama hâlâ dev aZ edenler veya başka bir yerde sigortazı olarak çalışanlar en=dişelenmesinler onlarla ilgili f] bir noru yok. Ücre t bordrolarınd onlardan yüzde 7.5 oranında kesinti yapılıyor. Serbest çalışıp SGK'ya bialdirimde bulunmayanlar bir an önce bildirsinler." Çalışma ve osjal Güvenlik Bökanı Faruk Çelik, emekli olduktan sonra serbest olrak çalışmayadevam ed ip bunu SGK'ya bildirmeyen400 ü bin emeklinin durumuyöa ilgili açık lama yaptı. Çelik, bu durumda olan emeklilere, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülcek bir tssary=a prim borcuna 36 aya kadar taksitlendirme imkanı getiileceğini söyledi. Ayrıca ge cikme faizleri de silinecek.
Emekli olduktan sonra serbest çalışan ancak bu durumlarını Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirmeyen 400 bin kişi tespit edildi. Bu durumdaki kişilerin maaşları da yüzde 25 kesintiye uğradı. Konuyu gündeme getiren Hürriyat Gazetesi Yazarı Şükrü Kızılot NTV yayınında şunları söyledi: "Burada ilk bakışta bir mağduriyet gibi anlaşılıyor ama yasaların öngördüğü bir yükümlülüğü yerine getirilmemesi diye özetleyebiliriz. Eylül ayında bir araştırma yapmıştık ve serbest çalışan emekli sayısının 9 bin 700 civarında bildirildiğini tespit etmiştim. 10 milyonun üzerinde emekli de serbest çalışıyor. SGK, 'kendileri bildirmiyor, o halde biz araştıralım' dedi. İlk aşamada 400 bin emeklinin serbest çalıştıkları halde veya bir anonim şirketin yönetim kurulu üyesi, bir limited şirketin ortağı oldukları halde emekli aylıklarının yüzde 15’inin kestirilmesi konusunda başvuruları olmadığı ortaya çıktı. Bu sayı daha da artacak. Bunların aylıklarının 4’te 1’i kesilecek. Sosyal güvenlik sisteminde zaman aşımı süresi 10 yıl. Emekliler bunu ya toplu halde ödeyecekler ya da maaşlarından taksit taksit kesilecek. Bu arada bazı yanlış uygulamalar vardı SGK onları düzeltiyor. Kira geliri elde edenlere de yüzde 15 sosyal güvenlik destek primi ödeyeceksiniz, faiz geliri elde edenlere de ödeyeceksiniz dedi. Bu durumda olanlar varsa hemen bir dilekçe ile başvursunlar. Ayrıca sosyal güvenlik destekleme primi ödeme durumunda olanlara bir de yol gösterelim. Daha önce limited şirket kurmak için en az iki ortak gerekiyordu. 1 Temmuz’dan itibaren bu sayı 1’e indi. Birçok emekli çocuğunun kurduğu işyerinde baba yüzde 1 hisse de sana vereyim iki kişi gerekiyor dediği için yüzde 1 hisse ile ortak olmuştu, maaşlarının yüzde 15’i kesiliyordu. Şimdi bunlar limited şirketlerdeki hisselerini devretmek suretiyle limited şirketle ilişkilerini keserler ve sosyal güvenlik destekleme primi ödeme mecburiyetinin kapsamı dışında kalırlar. Anonim şirket yönetim kurulunda olanlar için hiç gelirleri olmasa dahi aylıklarının yüzde 15’i kesiliyordu. Onlar da yönetim kurulundan ayrılabilirler. Anonim şirketler artık bir kişi dahi olabiliyorlar. Bir yerde çalışıp o yerden emekli olup ama hâlâ devam edenler veya başka bir yerde sigortalı olarak çalışanlar endişelenmesinler onlarla ilgili bir sorun yok. Ücret bordrolarında onlardan yüzde 7.5 oranında kesinti yapılıyor. Serbest çalışıp SGK'ya bildirimde bulunmayanlar bir an önce bildirsinler." Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, emekli olduktan sonra serbest olarak çalışmaya devam edip bunu SGK'ya bildirmeyen 400 bin emeklinin durumuyla ilgili açıklama yaptı. Çelik, bu durumda olan emeklilere, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülecek bir tasarıyla prim borcuna 36 aya kadar taksitlendirme imkanı getirileceğini söyledi. Ayrıca gecikme faizleri de silinecek.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Erdayl Bei*çioğHlu ö_eki akşam Arnavutköy’deydi. Oyuncu mekân çıkışı röportaj isteklerini g>ri çevirdi. Beşikçioğlu, ğ̈́}rdal Abi’niz size çok kızgın. Bazılarınız yalanhaber ypıyorğ $Dr diye sitem etti.
Erdal Beşikçioğlu önceki akşam Arnavutköy’deydi. Oyuncu mekân çıkışı röportaj isteklerini geri çevirdi. Beşikçioğlu, “Erdal Abi’niz size çok kızgın. Bazılarınız yalan haber yapıyor” diye sitem etti.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Formula 1e sezonun dördüncü yarışıolan Çin Grand rix'sini, McLaren'ın İngiliz pilot u Jenson Button kazandı. &e Çin'deki M bin g5g kilometre uzunlğunnaki Şanga y Pitişnde 5 Vur üzerinden yapılanyarışa t. sırada a[şlayan Button, 1 saat 46 daki ka 42.163 s<aniyede tamamladığı yarışta, I.u sezonki iknci zaferine ulaştı. Geçen sezo ğşampiyo~ olan Butto Ln bu sezonki Avustralya GrandPrix'sinin de galibi olmuştu. Yağur altndaıi yarışa 6. sırada başlayan, 2008 yıl=ının dünya ş,mUiyonu İngiliz Lewis Hamilton'ın ( ikinci olduğuyarışta, mücadeleye 4. szıötda başlayan Mercedes GP'nin Alman pilotu Nico Rasberg de üçüncülük elde et´ti Açılışyarışı Bahreyn Grand Prix'sindebirincilik kürsüsüne çıkan, Ferrari'nin İspanyol pilotu Fer nando pAlonso'nun dördüncü sırada yŞer aldığı sıralamada, Renault'nun Polony>lı pilot^tu Robert Kubica Ia 5üinci oldu. BrZ Mücadeleye !| ilk sırada (Pole position) başlaykn, Malez$ya Grand Prix'sinin galibi, Red Bull'un Almğn pilTou Seba%stian Vet tel'in 6'ncılıkla yetindiği yarışta, Renault'nug Rus pilotu Vital y Petrov 7nci, Red Bull'un Abustrıalalı pilotu Mark Web ber de 8. sırada finişi gördü. Ferrari'nin Brezilyalı pilotu Felipe Massa, bu nd£f 9'unculukla yetindi. Massa, ilk yarışı 2'nci, ikinci yarışı ise 3. sırada tamamlamıştı. Fofrmulla 1 pistlerine 3 y ıl sonja dönüş yapaRn, 7 dünya şampiyonluğu bulunan, Mercedes > GP'nin 41 yaşındaki efsanevi Alman pilotu Michael Schu,acher ise bu yarışta bekeZnen performansı ööstegemeyerek, damalı bayrğı 0 sıradagörebildi. Lotus'tan Heikki Kovalainen ve JarRo Trulli, Williams'dan Nic Huelkenberg, n* HRT'den Bruno Senna ve Karun p´ş Chandhok, Virin'demn Lucas Di G z rassi ve Timo Glock, G:W Sauber'den Pedro dela Rosa ve Kamui Kobayashi, Toro Rosso'danSebastien Buemi veForce Idia'dhan Vitantonio Liuzzi ise arışı tamamlayamadı. Markalar klasmanında ise McLarentakımı, 109 p+anl liderliğe yükseldi. Pilotlar vemarkalar klasmanında puan d)ruu şVye: Jensn Button (İngiltere) McLar en-60 puan Nico Rosberg (Almanya) Mercedes GP-50 Fernando Alonso(İspanya) Ferrari-49 Lewis Hamiltojn (İngiltere) McLaren-49 SebastianVettel (Almanya) Red Bull-45 Felip Massa (Brezilya) Ferrari-41 Robert Kubica (Polonya) Ren ault-40 Mark Webber (Avustralya) Red Bull-28 Adrian Sueil (Almanya) F̈́rce India-10 Michael Schuamacher (Almanya) Mercedes GP-10 Vitantonio Liuzzi (İtalya) Force zndiaı8 Vitaly Petrov RdI (Rusya) Renault-6 Rubens Barrichello (Brezilya) Williams-ğ Jaime Alguersuari (İspanya) T v# Rosso-2 Nico Huelkenberg (Almanya) Williams-1  McLaren-109 puan  Ferrari-90  Red Bull-73  Mercedes-60  Renault-46  Force India-18  Williams-6  ToroRosso-2 Sezonun 5. y arışı $liaÖ İspanya Grand n Prix'si, Mayıs Pazar günü Barcelona Pisti'nde yapılacSk.
Formula 1'de sezonun dördüncü yarışı olan Çin Grand Prix'sini, McLaren'ın İngiliz pilotu Jenson Button kazandı. Çin'deki 5 bin 451 kilometre uzunluğundaki Şangay Pisti'nde 56 tur üzerinden yapılan yarışa 5. sırada başlayan Button, 1 saat 46 dakika 42.163 saniyede tamamladığı yarışta, bu sezonki ikinci zaferine ulaştı. Geçen sezon şampiyon olan Button, bu sezonki Avustralya Grand Prix'sinin de galibi olmuştu. Yağmur altındaki yarışa 6. sırada başlayan, 2008 yılının dünya şampiyonu İngiliz Lewis Hamilton'ın ikinci olduğu yarışta, mücadeleye 4. sırada başlayan Mercedes GP'nin Alman pilotu Nico Rosberg de üçüncülük elde etti. Açılış yarışı Bahreyn Grand Prix'sinde birincilik kürsüsüne çıkan, Ferrari'nin İspanyol pilotu Fernando Alonso'nun dördüncü sırada yer aldığı sıralamada, Renault'nun Polonyalı pilotu Robert Kubica da 5'inci oldu. Mücadeleye ilk sırada (Pole position) başlayan, Malezya Grand Prix'sinin galibi, Red Bull'un Alman pilotu Sebastian Vettel'in 6'ncılıkla yetindiği yarışta, Renault'nun Rus pilotu Vitaly Petrov 7'nci, Red Bull'un Avustralyalı pilotu Mark Webber de 8. sırada finişi gördü. Ferrari'nin Brezilyalı pilotu Felipe Massa, bu defa 9'unculukla yetindi. Massa, ilk yarışı 2'nci, ikinci yarışı ise 3. sırada tamamlamıştı. Formula 1 pistlerine 3 yıl sonra dönüş yapan, 7 dünya şampiyonluğu bulunan, Mercedes GP'nin 41 yaşındaki efsanevi Alman pilotu Michael Schumacher ise bu yarışta beklenen performansı gösteremeyerek, damalı bayrağı 10. sırada görebildi. Lotus'tan Heikki Kovalainen ve Jarno Trulli, Williams'dan Nico Huelkenberg, HRT'den Bruno Senna ve Karun Chandhok, Virgin'den Lucas Di Grassi ve Timo Glock, BMW Sauber'den Pedro de la Rosa ve Kamui Kobayashi, Toro Rosso'dan Sebastien Buemi ve Force India'dan Vitantonio Liuzzi ise yarışı tamamlayamadı. Markalar klasmanında ise McLaren takımı, 109 puanla liderliğe yükseldi. Pilotlar ve markalar klasmanında puan durumu şöyle: Jenson Button (İngiltere) McLaren-60 puan Nico Rosberg (Almanya) Mercedes GP-50 Fernando Alonso (İspanya) Ferrari-49 Lewis Hamilton (İngiltere) McLaren-49 Sebastian Vettel (Almanya) Red Bull-45 Felipe Massa (Brezilya) Ferrari-41 Robert Kubica (Polonya) Renault-40 Mark Webber (Avustralya) Red Bull-28 Adrian Sutil (Almanya) Force India-10 Michael Schumacher (Almanya) Mercedes GP-10 Vitantonio Liuzzi (İtalya) Force India-8 Vitaly Petrov (Rusya) Renault-6 Rubens Barrichello (Brezilya) Williams-5 Jaime Alguersuari (İspanya) Toro Rosso-2 Nico Huelkenberg (Almanya) Williams-1  McLaren-109 puan  Ferrari-90  Red Bull-73  Mercedes-60  Renault-46  Force India-18  Williams-6  Toro Rosso-2 Sezonun 5. yarışı olan İspanya Grand Prix'si, 9 Mayıs Pazar günü Barcelona Pisti'nde yapılacak.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Avr!upa'd}a ş_o hayatı durduran voln küllerinin yansımaları Türkiye'de de görülmeye başlandı. Günlerdir h ü avalimanında /My mahsur alan yolcular çareyi karayolunda buldular. öCL Daha |azlia beklemek istemeyen yolcular, kara yolu ike ülkelerine dönmeye çalışıyor. Atatürk Havalimanı'ndan otzobüslerle Münih seferlerI dev am ederken, bugün Bükreş'e de otobüs seferi organize edildi. Yolcularınotobüslere ilgisi büyüktü. 45 kişilikotobüsler dolduğu jÖaman Avrupa'ya hareket ediyor. NTV mikrofonlarına ^onuşan yolcular, hönce Münih'e ardından da Hamburg veya Brüksel'e geçcejlerinı söyleIdrEi. Bulgarista)n, Sırbistan v Avusturya üzeriınden M,ünih'e otobüsle gitmenin bedeli 21 Euo. /Kiüi yolcular otobüsle gitmeyi tercih ederken kimileriuçak beklemeyi sürdürüyor. Efe Tur-Özkoç Turizm acentesi yolciulardan gelentalebi değerlendirerek Fransa'nın başkenti Parisve Lyonkentine 2 otobüs Zd kaldırdı. Turu organize eden vÖ Fransa'da yaşayan iş adamı Oğuz Durmaz,gelen talei değerlendirerektur yetkilileri ile bağlantıya geçip bu organizasyonu yaptıklarını kayddPtti Atatürk Havalim a anı'ndan iki otobüste toplam 92 yolcu ile gParis ve Lyon'a gideceklerini belirten Durmaz, yaklaşık 48 saatlik bir yolculuğun ardından fP Fransa'ya ulaşacaklarını söyledi. Oğuz Durmaz, yolculardan bilet ücreti h] olarak kişi başına 240Euro aldıklarını, ik'i otobüse is- 22 b in Euro tD ödediklerini bildirdi. Batı ve Orta Avrupa'ya yapılan .irç´ok seferiniptal edilmesiüzerine #p?arl,k fikirli Tü\rs taksişoförleri ğ İstanbul-Münih seferi başlattı. Taksi şoförü İsmet Bingöl, “Almanya’nın Münih kentinde yaşıyorum. Oradan geldim. Buradan taksiyle geri dönmek istiyorum. Yolcu çok ama he%ü anlaşamadık” dedi . Taksi fiyatları kiş i başı v50 ile 400 Ero arasında değiş]iyoÜr< Bin Euro’ya Münih’e kadar tk başına seyahatetmek mümkün. Avrupa'yagitmek için otobüs bekleyen turistler ise fiS<k\i beğenmekle birlikte ücreti çok pahalı buluyor. Demiryolu ulaşımınğn önemli merkezlerinden İstanbul'dak:i Sirkeci Ga?-ı Ozn hareketlerü ü*le>ini yaşıyor. Zra İzlanda'daki kül buudt>u nedeni yle ülkelerine havayoluyla dönemeyen rinlece turist, demiryoluna yöneldi. Her ün y apılan tükrş veSelanik seferlerine ilave vagnlar konulmasın rağmen yer kalmadı. Ayrıca Bükreş'e konulan 500 yolculuk trende de yerbulunmuyor. Gara gelenler yarın ve daha sonraki g{ünler` biletbulmaya çalışıyor. İki günde Sirkeci'denAvrupa'ya giden yolcuların sayısı 2 bini bu ldu. Bilet bul=mak işteyen olcuların 300 metreye varan öBY kuyruklar oluşturduğu görüldü. Gişelere "Bilet kalmadı" yazısının asılmasıyla birlikte gardakiyoğunluk d azalmaya başladı. Bu arada, gara gelenyolcular yetkililerden yeterli yardım alamadıklarından ya+ındı. evre ve Orman Bakanlı^ı, önümüzdeki 24 saat içinde Türkiye'de herhangi bir kül bul ctu % etkisi, tehlikesi ve riski beklenmediğini açıladı. Devlet Hava -a Meydanları İşletm^esi (DHMİ) G´ne:l Müdürlüğü de yaJptığı yazılı açıklamayla Ankara ve İstanbul hava sahasıiçinde belirli bölgeşerde etkili olan volkanik luşumları. havasahasını kuzZeye doğru terk ettiğini duyurdu. OJ Bilimadamları İzlanda'daki volkanın 15 günila 2 yıla kada faaliyetine ysĞ devam etm esini bekliyorlar. Hafta sonundan itibarenİzlanda'da rüzgarlar jy değiştirecek. Volkan kül püskürtmeye devk̈́m etse de bulutlar artık Avrupa'ya değil, kutuplara doğrusavrulacak. Gçmişteki volkan faaliyetlerine bakıldığında i daha ötü etkileri Noluğu görülüyor. En büyük eti 1815 yılında yaşand ı. 181 5yılında Endonezya'daki Sumbawa adasındaki Tambora volkanının patlamasının c` ardından 1816 yılı tarihe 'dünya'da fz yaşanmayan Mıl' olarak feçti. Bu geçmiş 10 bin yılda bilinen en büyük volkan patlamasıydı. İki :ıF gün boyunca volkanın çevresndeki 600 kilometrelik alaFP hava karöneık oldu. Aynı yıl ADde bütün y+z boy<nca kamr yağdı. ^̈́z İzlanda'daki Laki yanardağı 1783'te patlayarak 9 bin kişinvn ve onbinlerce canl hdyvanların lav,sel, kül ve dumanlar altında kalarak ölmelerine yol açtı. Ardından boy gösteren y kıtlık %e açlık İzland a nüfusunun dörtte birini kırıp geçirdi. ABD'de kışın sıcaklıkların 9 ̈́ derece yükselmesine neden oldu.
Avrupa'da hayatı durduran volkan küllerinin yansımaları Türkiye'de de görülmeye başlandı. Günlerdir havalimanında mahsur kalan yolcular çareyi karayolunda buldular. Daha fazla beklemek istemeyen yolcular, kara yolu ile ülkelerine dönmeye çalışıyor. Atatürk Havalimanı'ndan otobüslerle Münih seferleri devam ederken, bugün Bükreş'e de otobüs seferi organize edildi. Yolcuların otobüslere ilgisi büyüktü. 45 kişilik otobüsler dolduğu zaman Avrupa'ya hareket ediyor. NTV mikrofonlarına konuşan yolcular, önce Münih'e ardından da Hamburg veya Brüksel'e geçeceklerini söyledi. Bulgaristan, Sırbistan ve Avusturya üzerinden Münih'e otobüsle gitmenin bedeli 210 Euro. Kimi yolcular otobüsle gitmeyi tercih ederken kimileri uçak beklemeyi sürdürüyor. Efe Tur-Özkoç Turizm acentesi yolculardan gelen talebi değerlendirerek Fransa'nın başkenti Paris ve Lyon kentine 2 otobüs kaldırdı. Turu organize eden ve Fransa'da yaşayan iş adamı Oğuz Durmaz, gelen talebi değerlendirerek tur yetkilileri ile bağlantıya geçip bu organizasyonu yaptıklarını kaydetti. Atatürk Havalimanı'ndan iki otobüste toplam 92 yolcu ile Paris ve Lyon'a gideceklerini belirten Durmaz, yaklaşık 48 saatlik bir yolculuğun ardından Fransa'ya ulaşacaklarını söyledi. Oğuz Durmaz, yolculardan bilet ücreti olarak kişi başına 240 Euro aldıklarını, iki otobüse ise 22 bin Euro ödediklerini bildirdi. Batı ve Orta Avrupa'ya yapılan birçok seferin iptal edilmesi üzerine parlak fikirli Türk taksi şoförleri İstanbul-Münih seferi başlattı. Taksi şoförü İsmet Bingöl, “Almanya’nın Münih kentinde yaşıyorum. Oradan geldim. Buradan taksiyle geri dönmek istiyorum. Yolcu çok ama henüz anlaşamadık” dedi. Taksi fiyatları kişi başı 250 ile 400 Euro arasında değişiyor. Bin Euro’ya Münih’e kadar tek başına seyahat etmek mümkün. Avrupa'ya gitmek için otobüs bekleyen turistler ise fikri beğenmekle birlikte ücreti çok pahalı buluyor. Demiryolu ulaşımının önemli merkezlerinden İstanbul'daki Sirkeci Garı en hareketleri günlerini yaşıyor. Zira İzlanda'daki kül bulutu nedeniyle ülkelerine havayoluyla dönemeyen binlerce turist, demiryoluna yöneldi. Her gün yapılan Bükreş ve Selanik seferlerine ilave vagonlar konulmasın rağmen yer kalmadı. Ayrıca Bükreş'e konulan 500 yolculuk trende de yer bulunmuyor. Gara gelenler yarın ve daha sonraki günlere bilet bulmaya çalışıyor. İki günde Sirkeci'den Avrupa'ya giden yolcuların sayısı 2 bini buldu. Bilet bulmak isteyen yolcuların 300 metreye varan kuyruklar oluşturduğu görüldü. Gişelere "Bilet kalmadı" yazısının asılmasıyla birlikte gardaki yoğunluk da azalmaya başladı. Bu arada, gara gelen yolcular yetkililerden yeterli yardım alamadıklarından yakındı. Çevre ve Orman Bakanlığı, önümüzdeki 24 saat içinde Türkiye'de herhangi bir kül bulutu etkisi, tehlikesi ve riski beklenmediğini açıkladı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü de yaptığı yazılı açıklamayla Ankara ve İstanbul hava sahası içinde belirli bölgelerde etkili olan volkanik oluşumların hava sahasını kuzeye doğru terk ettiğini duyurdu. Bilimadamları İzlanda'daki volkanın 15 gün ila 2 yıla kadar faaliyetine devam etmesini bekliyorlar. Hafta sonundan itibaren İzlanda'da rüzgarlar yön değiştirecek. Volkan kül püskürtmeye devam etse de bulutlar artık Avrupa'ya değil, kutuplara doğru savrulacak. Geçmişteki volkan faaliyetlerine bakıldığında çok daha kötü etkileri olduğu görülüyor. En büyük etki 1815 yılında yaşandı. 1815 yılında Endonezya'daki Sumbawa adasındaki Tambora volkanının patlamasının ardından 1816 yılı tarihe 'dünya'da yaz yaşanmayan yıl' olarak geçti. Bu geçmiş 10 bin yılda bilinen en büyük volkan patlamasıydı. İki gün boyunca volkanın çevresindeki 600 kilometrelik alanda hava karanlık oldu. Aynı yıl ABD'de bütün yaz boyunca kar yağdı. İzlanda'daki Laki yanardağı 1783'te patlayarak 9 bin kişinin ve on binlerce canlı hayvanların lav, sel, kül ve dumanlar altında kalarak ölmelerine yol açtı. Ardından boy gösteren kıtlık ve açlık İzlanda nüfusunun dörtte birini kırıp geçirdi. ABD'de kışın sıcaklıkların 9 derece yükselmesine neden oldu.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. İstanbul İstinye'de Ali Ekber Akgün, Bentley marka otomobiliylekırmızı ışıktabeklerken saldırıyua uğradj ve fc= hayatını kaybetti.Bu saldırıdan 9 saat sonra, ünlü maBya babası Sedat Şahin'in kardeşi Vedat Şahin ve koruması Ferdi Topal, Nişantaşı Valikonağı'ndaki evi\nden çıktıkları sırada uzun namlulu silahtan açılan yaylım ateşi sonucu l yaşamını yiti rdi. Sabah Gazetesi, Emniyet'in yaptığı araştırmalarla çifte cinayetlerCe ilgili önemli bilgilere ulaştığını yazı. Gazetenin iddt?sına göre, A l i Ekbmer Akgünile Vedat Şahin ve FerdiTopal'ın ölG'üm emrini, Hollanda uyuşturucu baronu Dino Soerel ie Adıyamanlı uyuşturucu kaçakcısı 'Geler gr ubu' `lraÜ b ilinen çetenin lideri R.Ö. verdi. Ali Ekber Akgün cinayeti Hollanda'dada haber olmuştu. Çünkü Akgün,Hollanda tarihinin en büyük uyuştur ucu mafyası davasının sanıklarından birisPydi. Lakabı 'Kimyasal sYn Ali' olan40 yaşındaki v Akgün, ilki 1993’te işlenen seri mafya cinayetlerinin soruşturulduğu ' PassIge' olarak adlandırılan dava kapsamında yargılandı. 'Passage' davası, 2007 yılında Peter la Seurpe adlı mafya üyesinin itiraflarıyla başlatılmış, La Serpe’ye yeni bir yüz ve kimlikverilmişti. L a Serpe’nin iddiaarına göre, Akgün ve yakın arkadaşı mafya lideriDino Soerel, 2005’te öldürülen uyuşturucu kaçakçı sı Kees Houtman ve 2006’da öldürülen uyuşturucu kaçakçısı Thomas V%a der Bijl Oinayetleini Mi]ş,eyen kişiler arasındaydı. La Serpe ayrıca, Akgün’ün 2000-2004 yılEar- arasında aralarında mafya üyesi pf+ Atilla d.z Önder’in de bulunduğu üç kişiye cinayet teşebbüsünde bulunduğunu ön ye sürmütü. Kara ü+ra aklama suçundan mahkûm o$£n Akgün, üç buçuk yıl hapistekaldıktan sonra Aralık 20ı2’ıde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Akgün, 29 ]cak 2013 tarihinde kJf Türkiye'de yargılandı ancak m ahkumiyet kararı çıkmad ı. Dino Soerelü uyuşturucu baronluğuna apıılıktan yükseldi. 1h89 yılındacinayetten mahkum olan Soerel, kısa sürede yeraltı düyas- ile ilişkiye geçti ve uyuşturucu ticaretinde rol almaya başladı. 'Birçok kez yargılanan ve hakkında ciddi suçlar dile getirilen 'komiser' lakablıSoerel, cinayet, kaçakçılık gibi suçlarla dolu yaam sonraında, s, olarak 2010 yılında cnayeten tutuklandı ve hapse konIdo.
İstanbul İstinye'de Ali Ekber Akgün, Bentley marka otomobiliyle kırmızı ışıkta beklerken saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti. Bu saldırıdan 9 saat sonra, ünlü mafya babası Sedat Şahin'in kardeşi Vedat Şahin ve koruması Ferdi Topal, Nişantaşı Valikonağı'ndaki evinden çıktıkları sırada uzun namlulu silahtan açılan yaylım ateşi sonucu yaşamını yitirdi. Sabah Gazetesi, Emniyet'in yaptığı araştırmalarla çifte cinayetlerle ilgili önemli bilgilere ulaştığını yazdı. Gazetenin iddiasına göre, Ali Ekber Akgün ile Vedat Şahin ve Ferdi Topal'ın ölüm emrini, Hollanda uyuşturucu baronu Dino Soerel ile Adıyamanlı uyuşturucu kaçakcısı 'Gerger grubu' olarak bilinen çetenin lideri R.Ö. verdi. Ali Ekber Akgün cinayeti Hollanda'da da haber olmuştu. Çünkü Akgün, Hollanda tarihinin en büyük uyuşturucu mafyası davasının sanıklarından birisiydi. Lakabı 'Kimyasal Ali' olan 40 yaşındaki Akgün, ilki 1993’te işlenen seri mafya cinayetlerinin soruşturulduğu 'Passage' olarak adlandırılan dava kapsamında yargılandı. 'Passage' davası, 2007 yılında Peter la Serpe adlı mafya üyesinin itiraflarıyla başlatılmış, La Serpe’ye yeni bir yüz ve kimlik verilmişti. La Serpe’nin iddialarına göre, Akgün ve yakın arkadaşı mafya lideri Dino Soerel, 2005’te öldürülen uyuşturucu kaçakçısı Kees Houtman ve 2006’da öldürülen uyuşturucu kaçakçısı Thomas Van der Bijl cinayetlerini işleyen kişiler arasındaydı. La Serpe ayrıca, Akgün’ün 2000-2004 yılları arasında aralarında mafya üyesi Atilla Önder’in de bulunduğu üç kişiye cinayet teşebbüsünde bulunduğunu öne sürmüştü. Kara para aklama suçundan mahkûm olan Akgün, üç buçuk yıl hapiste kaldıktan sonra Aralık 2012’de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Akgün, 29 Ocak 2013 tarihinde Türkiye'de yargılandı ancak mahkumiyet kararı çıkmadı. Dino Soerel, uyuşturucu baronluğuna kapıcılıktan yükseldi. 1989 yılında cinayetten mahkum olan Soerel, kısa sürede yeraltı dünyası ile ilişkiye geçti ve uyuşturucu ticaretinde rol almaya başladı. 'Birçok kez yargılanan ve hakkında ciddi suçlar dile getirilen 'komiser' lakablı Soerel, cinayet, kaçakçılık gibi suçlarla dolu yaşamı sonrasında, son olarak 2010 yılında cinayetten tutuklandı ve hapse kondu.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Mardin’in Yeşilli ilçesine bağl r Sancar Mahallesinde evinde tadilat yaparken küpler içinde Osmanlı tapularını ve vergileri bulan Tğ yaşındaki Ali Aşa, m irasçıları arıyor. :,ş Sancar köyünde 2yıl önce tadilat esnasında b ulduğu O&manl tapularınınTürkçe tapularını ape vergi kayıtlarına ulaşan ş<a, bir anda 6, 7 ğöyün sahibi çıkınca oloğgu araştırma mahkemesinde aldı.  Ali Aşa, “Nüfus kayıtlarına göre 16 kişi mirasçı. 1932 yılında böSüm<üz aşiretler tarafından basılmış bir kısmı öldürülmüş, tüBir kısdmımız kaçırılmış. Küplerin içinde bulduğum tapularda onların da hakları olmalı. ğ o dönemi amilele\nden bilen varsadava açtğım araştırmamahkemesine ba şvursun. Ben herkesin hakkını vereceğim” diye konuştu. Aşa, yıllardır tüm ailesinin çöpçülük ve temizlik işleriile geçimini .ağldığın ifade ederek bulduğu tapuların araştırmasını yaparken mirasçıların daha çok olması gerektiği düşünerek hak sahiplerini aramaya karar verdiğinisöyledi. Babasının Yusuf, anjes̈́iin iM Emineolduğunu söyleyen Ali Aşa, “Dedemin a:dı Hamit,dedemin babasının adı Haso'dur. Haso’nun babasının adı da Mustafa'dır, Mustafa’nın babasının adı Ahm et’tir. Bazı aile feilerji kaybolmuşlar, kay ıtbard[a çımıoK. Sancar mahallesinden (köyünden) 1920tarihinde kaybolmuşlar, 194 tarihinde vergileri var, 198-1952 tarihlerden arazilerin faturaları a(. Eğei bu ailey ait oclduğnu düşünen u varsa bentapuları mirasçıların bulunması için araştırma mahkemesine verdim. 2 yıldır mirasçı çıkmıyor bulamıyorum. Bu aileden geldiğini düşLnen varsa mah kemefe müracaat etsin” dedi. ?Ğ Tapuları 'ulma sürecini anlatan Aşa “Zamanında dedemden ufamğk b̈́ir para istedim. Dedem ba?a köylüler benim malımı yedi, ien d e benimparamı yedin demiş ti. Bunun üzerine ninem tapuları söylemişti. Unutmuştuk tadilat temizlik yaparkençıktı, ben de bilmiyordum. Zannetti m 2dönüm arazidir, bukadar çok olduğ)nu tğah.i=n etmemiştim” diyekonuştu. Tapuların Türkçesini bulmadan önce başından geçenleri anlatan Aşa; "Araştırdım tapuya / gittim, tapudan okuyuculara ittiÜ. Tapular için kköuyucya gitti?m 250TL para vereceksin vedi ve üstüne dd in ceviz de hediye verdim” şeklinde konuştu. Tapuların Türkçsini Fd[ bulunca 6-7 köy olduğunu anladıklarını belirten Aşa;“Araştırma mahkemesinde davaaçtım /v~e 20 tane Osmanlıtapusunun Türkçe tapusugeldi. a) Türkçe tapularda 4-5 köy göüküyor. Ben 4-5 köyü artıkne yaparım dedim ve b+endF gittim araştırma mahkemesinde 2 yıldır davalar16 k&ş>i dışında mirasçı var mı diye b~lmj içn sürdürüyorum. Ben hem mirasçJları arıyorum, hem tG bunlar gelsin hakkı neyse alsı istiorum. Bunlar dilencili miyapıyor? Zengin mi? Fakir mi bilmiyorumr. Eğer kimseyi bulamaz tapular üzerimize kaÖırsa 10-20 tane aepe tutup, 100 tane işçi ile komple Ant ep fıstığı ve Zeytin ağacı ekec eğim. Ailede hiçbirimizin durumu yok, ailemiz komple çöpçü ve |şçi” ifadelerini kullandı. Eğer haksahipleri çıkarsa arazi satmadan onların hakkını veFrmek istediiny.i kaydederek Ara açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Komple Antep fıstığı ektiğimde seneye çıkmaya başlar . Hak sahibi de çıkarsa hakkını veririm. Düşünüyorum yaklaşı 100 bin dönüm arazidir. EskiTuhup köyü, Sancar köyü, Üzüm köyü, Zeytüniye’ye kadar bütün arazilerin tapusu bizde. Bnu insanlar biliyor, yauTni 5 tane Zköydür. B köylerin Küürtçe adını biliyorum aa Türkçe bilmiyorum Aluça var, Garzıke, Arabo, Merzakavar bunların hepsi benim arazimin içinde kalı yor”.
Mardin’in Yeşilli ilçesine bağlı Sancar Mahallesinde evinde tadilat yaparken küpler içinde Osmanlı tapularını ve vergileri bulan 60 yaşındaki Ali Aşa, mirasçıları arıyor. Sancar köyünde 2 yıl önce tadilat esnasında bulduğu Osmanlı tapularının Türkçe tapularını ve vergi kayıtlarına ulaşan Aşa, bir anda 6, 7 köyün sahibi çıkınca soluğu araştırma mahkemesinde aldı.  Ali Aşa, “Nüfus kayıtlarına göre 16 kişi mirasçı. 1932 yılında köyümüz aşiretler tarafından basılmış bir kısmı öldürülmüş, bir kısmımız kaçırılmış. Küplerin içinde bulduğum tapularda onların da hakları olmalı. Eğer o dönemi ailelerinden bilen varsa dava açtığım araştırma mahkemesine başvursun. Ben herkesin hakkını vereceğim” diye konuştu. Aşa, yıllardır tüm ailesinin çöpçülük ve temizlik işleri ile geçimini sağladığını ifade ederek bulduğu tapuların araştırmasını yaparken mirasçıların daha çok olması gerektiği düşünerek hak sahiplerini aramaya karar verdiğini söyledi. Babasının Yusuf, annesinin ise Emine olduğunu söyleyen Ali Aşa, “Dedemin adı Hamit, dedemin babasının adı Haso'dur. Haso’nun babasının adı da Mustafa'dır, Mustafa’nın babasının adı Ahmet’tir. Bazı aile fertleri kaybolmuşlar, kayıtlarda çıkmıyor. Sancar mahallesinden (köyünden) 1920 tarihinde kaybolmuşlar, 1914 tarihinde vergileri var, 1928-1952 tarihlerden arazilerin faturaları var. Eğer bu aileye ait olduğunu düşünen varsa ben tapuları mirasçıların bulunması için araştırma mahkemesine verdim. 2 yıldır mirasçı çıkmıyor bulamıyorum. Bu aileden geldiğini düşünen varsa mahkemeye müracaat etsin” dedi. Tapuları bulma sürecini anlatan Aşa “Zamanında dedemden ufak bir para istedim. Dedem bana köylüler benim malımı yedi, sen de benim paramı yedin demişti. Bunun üzerine ninem tapuları söylemişti. Unutmuştuk tadilat temizlik yaparken çıktı, bende bilmiyordum. Zannettim 2 dönüm arazidir, bu kadar çok olduğunu tahmin etmemiştim” diye konuştu. Tapuların Türkçesini bulmadan önce başından geçenleri anlatan Aşa; "Araştırdım tapuya gittim, tapudan okuyuculara gittim. Tapular için okuyucuya gittim 250 TL para vereceksin dedi ve üstüne de bin ceviz de hediye verdim” şeklinde konuştu. Tapuların Türkçesini de bulunca 6-7 köy olduğunu anladıklarını belirten Aşa; “Araştırma mahkemesinde dava açtım ve 20 tane Osmanlı tapusunun Türkçe tapusu geldi. Türkçe tapularda 4-5 köy gözüküyor. Ben 4-5 köyü artık ne yaparım dedim ve bende gittim araştırma mahkemesinde 2 yıldır davalar 16 kişi dışında mirasçı var mı diye bulmak için sürdürüyorum. Ben hem mirasçıları arıyorum, hem bunlar gelsin hakkı neyse alsın istiyorum. Bunlar dilencilik mi yapıyor? Zengin mi? Fakir mi bilmiyorum. Eğer kimseyi bulamaz tapular üzerimize kalırsa 10-20 tane kepçe tutup, 100 tane işçi ile komple Antep fıstığı ve Zeytin ağacı ekeceğim. Ailede hiç birimizin durumu yok, ailemiz komple çöpçü ve işçi” ifadelerini kullandı. Eğer hak sahipleri çıkarsa arazi satmadan onların hakkını vermek istediğini kaydederek Aşa açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Komple Antep fıstığı ektiğimde seneye çıkmaya başlar. Hak sahibi de çıkarsa hakkını veririm. Düşünüyorum yaklaşık 100 bin dönüm arazidir. Eski Tuhup köyü, Sancar köyü, Üzüm köyü, Zeytüniye’ye kadar bütün arazilerin tapusu bizde. Bunu insanlar biliyor, yani 5-6 tane köydür. Bu köylerin Kürtçe adını biliyorum ama Türkçe bilmiyorum Aluça var, Garzıke, Arabo, Merzaka var bunların hepsi benim arazimin içinde kalıyor”.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. İSTANBUL - Beşiktaş Dış İlişkiler SorumluYöneticisi Erdal Torunoğulları, Liverpool CEO'sunu maçtan önce söylediklerinae ´B\ pişman ettiklerini açıkladı.  Liverpool CEO'sunun maçRa önce söylediklerini aktaran Torunoğulları, "'6 gol at acağ ız' d edi, amastada gelip atmosferi de görünce söylediklerine pişman ol du v e 'şimdi kor ktm dedi. Maçı da bizalınca iyice pişman oldu" de di. Beşiktaş'ınbu yılki Avrupa macerasındaki bütün turlarda ku ra çekiminde siyah beyazlıları temsil eden Torugoğul=Yrı, bu kez de Everton'ıçekeceğini dil getirerek şunları söyled i: "Hep İngiliz takımlarından gidiyoruz. Önce Arsena Ğ l, /grupta Tottenham ve şimdiLiverpool. Arsenal'a sahayı dar ettik, Tottenham'ı yendik, Liverpool'u eledik.Şimdi kuraya yine ben gdiyornm _u kez de fkN Everton'ı istiyorum ve çekeceğime de inan ıyorum. Everton'ı çekersek onları da geçeceğiz."
İSTANBUL - Beşiktaş Dış İlişkiler Sorumlu Yöneticisi Erdal Torunoğulları, Liverpool CEO'sunu maçtan önce söylediklerine pişman ettiklerini açıkladı.  Liverpool CEO'sunun maçtan önce söylediklerini aktaran Torunoğulları, "'6 gol atacağız' dedi, ama stada gelip atmosferi de görünce söylediklerine pişman oldu ve 'şimdi korktum' dedi. Maçı da biz alınca iyice pişman oldu" dedi. Beşiktaş'ın bu yılki Avrupa macerasındaki bütün turlarda kura çekiminde siyah beyazlıları temsil eden Torunoğulları, bu kez de Everton'ı çekeceğini dile getirerek şunları söyledi: "Hep İngiliz takımlarından gidiyoruz. Önce Arsenal, grupta Tottenham ve şimdi Liverpool. Arsenal'a sahayı dar ettik, Tottenham'ı yendik, Liverpool'u eledik. Şimdi kuraya yine ben gidiyorum. Bu kez de Everton'ı istiyorum ve çekeceğime de inanıyorum. Everton'ı çekersek onları da geçeceğiz."
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. !atalan spor gazetelerinden El Mundo Deportivo, "Soygun! başlığını at arak, Milito'nun attığı 3. golün ofsayt olduğunu, Alves ve Pique'nin pozisyonlarında Barcelona lei iki penaltının verilmediğini, Messi'ye doğrudan temasların görülmediğini ve Barcelona aleyhine gere ksiz sarı kartlar çıkarıld_ğını savundu. Gazete, PrtekOtzli hakeminInter Teknik Direktörü Mourinho'nun yakın arkadaşı olduğunu da ileri ardü. Diğer bir Katalan spor gpetesi Sport da "Inüvter ve hakem, Barça'yı mağlup etti" ifadesini başlığına çıkardı. Gazetelerdeki yorumlarda, Barceona'nın evinde oynayacağırövanş maçında farklı kazanmayı bilen bir takım olduğunu belirtilerek, NouCamp'ta 98 bin tarafYar öüMnde oynayacağı maçta Barçf'nın şansının halen devam ettiği kaydedildi. Madrid g\azeteleri isehakemin khtü bir yönetim sergilediğini ve Barcelona'nın şimdiden rövanşı düşündüğünü yazs a da daha ok Inter Teknik Direktörü Jose +ourinho'ys ön plana çıkardı. Marca veAS gazeteleri, geçtiğimifz haftalarda Real Ö Madrid'e glleLileuek teknik direktör adayları arasında gösterdikleri Mourinho'nun, Barça karşısında alınan 3-1'lik galibiyetle finalin oynanacağı Ber nabeu'ya ha ç ok yaklaştığını savundular. Marc a, "Barça, fou'nun Yğına takılıyor" başlığını atarken, Portekizli teknik adamın baskılıbir ̈́i futbol oynatarak Harça'a Xavi ve Messiyi etkisiz hale getirdiğini ifade etti. ZgM Gazetesi de "Mourinho Ulk düelloyu kazanıyor" diye yazdı. Öte yandan, maç sonrasında Po_rLekili hakemi Leleştiren arcelonalı futbolcular ile Jose Mourinho arasındasözlü riyalgla yaşandığı belir-rildi. Mourinho'un, "Kaybetmeye < alışık o.la£anlar i|ÜçNn kaybetmek her zaman isn z or. t% hep kazananların karakteristik özelliğidir. Bende öyle yim. Kazanan bir takımiçin kacbetm\yi kabul etmek kolb$ değildir" o:; şeklinde ifadelerkullandığı iddia edildi. Mourinho'nun yrıca, maç içindehakeme itiraz YedEen Bar celona rüj teknik direktörü Guardiola'ya eliyle "deli isŞin işareti ytığı öne sürüldü.
Katalan spor gazetelerinden El Mundo Deportivo, "Soygun!" başlığını atarak, Milito'nun attığı 3. golün ofsayt olduğunu, Alves ve Pique'nin pozisyonlarında Barcelona lehine iki penaltının verilmediğini, Messi'ye doğrudan temasların görülmediğini ve Barcelona aleyhine gereksiz sarı kartlar çıkarıldığını savundu. Gazete, Portekizli hakemin Inter Teknik Direktörü Mourinho'nun yakın arkadaşı olduğunu da ileri sürdü. Diğer bir Katalan spor gazetesi Sport da "Inter ve hakem, Barça'yı mağlup etti" ifadesini başlığına çıkardı. Gazetelerdeki yorumlarda, Barcelona'nın evinde oynayacağı rövanş maçında farklı kazanmayı bilen bir takım olduğunu belirtilerek, Nou Camp'ta 98 bin taraftar önünde oynayacağı maçta Barça'nın şansının halen devam ettiği kaydedildi. Madrid gazeteleri ise hakemin kötü bir yönetim sergilediğini ve Barcelona'nın şimdiden rövanşı düşündüğünü yazsa da daha çok Inter Teknik Direktörü Jose Mourinho'yu ön plana çıkardı. Marca ve AS gazeteleri, geçtiğimiz haftalarda Real Madrid'e gelebilecek teknik direktör adayları arasında gösterdikleri Mourinho'nun, Barça karşısında alınan 3-1'lik galibiyetle finalin oynanacağı Bernabeu'ya daha çok yaklaştığını savundular. Marca, "Barça, Mou'nun ağına takılıyor" başlığını atarken, Portekizli teknik adamın baskılı bir futbol oynatarak Barça'da Xavi ve Messi'yi etkisiz hale getirdiğini ifade etti. AS Gazetesi de "Mourinho ilk düelloyu kazanıyor" diye yazdı. Öte yandan, maç sonrasında Portekizli hakemi eleştiren Barcelonalı futbolcular ile Jose Mourinho arasında sözlü diyaloglar yaşandığı belirtildi. Mourinho'nun, "Kaybetmeye alışık olmayanlar için kaybetmek her zaman için zor. Bu hep kazananların karakteristik özelliğidir. Ben de öyleyim. Kazanan bir takım için kaybetmeyi kabul etmek kolay değildir" şeklinde ifadeler kullandığı iddia edildi. Mourinho'nun ayrıca, maç içinde hakeme itiraz eden Barcelona teknik direktörü Guardiola'ya eliyle "deli misin" işareti yaptığı öne sürüldü.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Ankara'da kaldırımda yürürken yanından ge çen kamyonetin kasasının açılan kapağınZn başına çarpması sonucu yaşamını yitiren Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencisi İrem Kütük'ün organlarını bağışlad ığı ortaya çıktı.  İrem Kütük'ün öğretmen olan ablası Elişf Gündüz, kardeşinin bir melek olduğunu, amacınınülkesine faydalı bkr birey olmak o lduğunu söyledi. Gündüz, kardeşiyle ilgili şunları anl attı "O bir melekti, melek oldu. Çok narin, kibar, f disiplinli ve çalışka^n böÜ insandı. Her şeyi mutlaka mantığına göre / değerlendirirdi. Hayallerji vardı. En başta 'Ülkeme faydalı olmak ısHtiy+rum' derdi.En büyük hdefi buydu. Bunun için çalışmalar yapaPrdı. Psikoloji bölümünde, #daha çok çocuk alanında eğitim almak ve oun terapisti olmakistiyordu. TlN 'Yurt dışına gideceği, çocuk bakıcılığı yapacağım, hem para kazanacağım, hem okuyacağım' derdi. Ülkeme faydalı olLayım(f diyordu; cZma ölümüyle bile belki birşeylerin düzelmesinde faydalı olab ilecek. Biz, kardeşimizi kybettii, ama ülkemizde çok iyi bir değerini kaybet,ti.'' Elif Gündü k ardeşi İrem'in, otizmli öğrenci lere gönüllü olarak J haftada bir gün m eğitim verip, gününü onlarla geçirdiğini ve Toplum Gönüllüleri Vakfı'ndada aktif -b[r şekilmde görev aldığını belirtti. Kazadan sonra haberi a lı£ hastaneye gittiklerinde kardeşiiv- o rganlarının bağışladığını öğrendiklerini beliötn Gündüz, ancak kardeşinin organlarıyla yeni hayatla umut olmahayalinin gerçekleşemediğini belirtti. Gündüz, ''Organ bağışında bulunmuş. Cüzdanından pÖir kart çıkmış ama biz bu nu bulduğumuzda artıkçok geçti. Son istediğini yerine getiremedik. ı'Ben öldüIten sonra orgaclarım başka insanlara can versin' istiyorum demişve bunu imzalamış. Kızılay'a y organ bağışında bulunmuş . Onu yapamadık. MeIlekti vemelek oldu. OTnu çok özleyeceğiz'' dedi. Gündüz, kazad?an iki gün öncede kardeşiyle telefonla görüştüklerini şe kendisinin öğretmenler günün kutladığını belirtti. Kardeşininçocukluğundan b eri kimseyi üzüp, ırmadığı tüam bir rol model gibiyaşadığını belirten abla Mine Yetiştiric ise şrnları söyledi: "İrem, bizim için çğo kıymetli ve değerliydi. Herkes için f+rklı değeri olan Hi insandı. Küçükken bile kimseyi üzmeden, yormadan, kendi başına oyun kuran, oynayabilen, uyuyaün ve bunları pl anlayan düşüne#, romantik; ancak mantığını çok doğrukullanan bir insandı. Biz ona kKym~zdık. Çok yoruluyordu. Sen daha çok küçüksün, ua dayanamazsın, hasta olursun bazı şeyleri bıraksanmı, acıaba di#orduk. 'Yok diyordu. en kendime çok iyi bakıyorum'derdi. Tümvitaminlerini, sağl- değerlerini bile kontrol ederdi . Bir şyler yapabilmek için çabal ardı.Dolu dolu yaşıyordu. Her anınıçok güzel bir model f olarak aslında hepimizin istediği bir hayat modeli vardır ya, bazı şeleri hep erteleriz$, üşenip, m yapmayız. Ama o,yapmak istediklerini hep yapvrdı. Ben bu ülke için faydalı bir şeyler yapacağım derdi. ui:r şeyleri değiştirmeye çalışacağım derdi." Eğer hayatta oRRlsaydı başarılı bir şekildedereceyle okulundan mezun olacağını belirten Yetiştirici ı, "Çok başarılı bir öğrenciydi. Derece+yVle mezun olacaktı. Kendisini geliştirecekti. Çok ii değerlerüretecekti. Bunu yapmaya ömrü yetmedi, kısmetolmadı. Tüm gayesi buydu" şeklinde konuştu. Babası Ali Rıza Kütük de kazada ihmal olduğunun görüldüğünü ve sürücünün tutuklandığını hatırlatılarak, gerekli czaı oSrlileceği veyeni canların kaybolmamasıiçinde önlem alınacağına inandığını söyledi.
Ankara'da kaldırımda yürürken yanından geçen kamyonetin kasasının açılan kapağının başına çarpması sonucu yaşamını yitiren Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencisi İrem Kütük'ün organlarını bağışladığı ortaya çıktı.  İrem Kütük'ün öğretmen olan ablası Elif Gündüz, kardeşinin bir melek olduğunu, amacının ülkesine faydalı bir birey olmak olduğunu söyledi. Gündüz, kardeşiyle ilgili şunları anlattı: "O bir melekti, melek oldu. Çok narin, kibar, disiplinli ve çalışkan bir insandı. Her şeyi mutlaka mantığına göre değerlendirirdi. Hayalleri vardı. En başta 'Ülkeme faydalı olmak istiyorum' derdi. En büyük hedefi buydu. Bunun için çalışmalar yapardı. Psikoloji bölümünde, daha çok çocuk alanında eğitim almak ve oyun terapisti olmak istiyordu. 'Yurt dışına gideceğim, çocuk bakıcılığı yapacağım, hem para kazanacağım, hem okuyacağım' derdi. Ülkeme faydalı olayım, diyordu; ama ölümüyle bile belki bir şeylerin düzelmesinde faydalı olabilecek. Biz, kardeşimizi kaybettik, ama ülkemizde çok iyi bir değerini kaybetti.'' Elif Gündüz, kardeşi İrem'in, otizmli öğrencilere gönüllü olarak haftada bir gün eğitim verip, gününü onlarla geçirdiğini ve Toplum Gönüllüleri Vakfı'nda da aktif bir şekilde görev aldığını belirtti. Kazadan sonra haberi alıp hastaneye gittiklerinde kardeşinin organlarının bağışladığını öğrendiklerini belirten Gündüz, ancak kardeşinin organlarıyla yeni hayatla umut olma hayalinin gerçekleşemediğini belirtti. Gündüz, ''Organ bağışında bulunmuş. Cüzdanından bir kart çıkmış, ama biz bunu bulduğumuzda artık çok geçti. Son istediğini yerine getiremedik. 'Ben öldükten sonra organlarım başka insanlara can versin' istiyorum demiş ve bunu imzalamış. Kızılay'a organ bağışında bulunmuş. Onu yapamadık. Melekti ve melek oldu. Onu çok özleyeceğiz'' dedi. Gündüz, kazadan iki gün önce de kardeşiyle telefonla görüştüklerini ve kendisinin öğretmenler günün kutladığını belirtti. Kardeşinin çocukluğundan beri kimseyi üzüp, kırmadığı tam bir rol model gibi yaşadığını belirten abla Mine Yetiştirici ise şunları söyledi: "İrem, bizim için çok kıymetli ve değerliydi. Herkes için farklı değeri olan bir insandı. Küçükken bile kimseyi üzmeden, yormadan, kendi başına oyun kuran, oynayabilen, uyuyan ve bunları planlayan düşünen, romantik; ancak mantığını çok doğru kullanan bir insandı. Biz ona kıyamazdık. Çok yoruluyordu. Sen daha çok küçüksün, buna dayanamazsın, hasta olursun bazı şeyleri bıraksan mı, acaba diyorduk. 'Yok diyordu. Ben kendime çok iyi bakıyorum' derdi. Tüm vitaminlerini, sağlık değerlerini bile kontrol ederdi. Bir şeyler yapabilmek için çabalardı. Dolu dolu yaşıyordu. Her anını çok güzel bir model olarak aslında hepimizin istediği bir hayat modeli vardır ya, bazı şeyleri hep erteleriz, üşenip, yapmayız. Ama o, yapmak istediklerini hep yapardı. Ben bu ülke için faydalı bir şeyler yapacağım derdi. Bir şeyleri değiştirmeye çalışacağım derdi." Eğer hayatta olsaydı başarılı bir şekilde dereceyle okulundan mezun olacağını belirten Yetiştirici, "Çok başarılı bir öğrenciydi. Dereceyle mezun olacaktı. Kendisini geliştirecekti. Çok iyi değerler üretecekti. Bunu yapmaya ömrü yetmedi, kısmet olmadı. Tüm gayesi buydu" şeklinde konuştu. Babası Ali Rıza Kütük de kazada ihmal olduğunun görüldüğünü ve sürücünün tutuklandığını hatırlatılarak, gerekli cezanın verileceği ve yeni canların kaybolmaması içinde önlem alınacağına inandığını söyledi.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Şalgamın iç etz morumsu, kırmızımsı |ya d a epebems\i renklerle beyaz renktedir e seobzFe bgOnellikle konik şekillidir.Bu sebıenin yeşillikleri çorba ve güveçlerde kullanılırken, soğanlı kökleri genellikle turşd ve salatalarda özellikle de balığın yanında tüketilir. Yaygın bol&rak tüm dünyada ılıman bölgelerde yetişyirler ve bol besinsel faydaları için kullanılırlar. Şalgam, Bra ssicaceae famialasına ait yuvarlak , elma büyüklüğündebir kök sebzedrirT Bitki güneş ışı ğına aruz kaldığında, tepenin etrafında açık mor bir a llık görülür. B' se,zeoin lahanası ve hğj yaprakları yenilebilir. Turplar vücudumuzundüzgün bir şekildeçalışmasına yardımcı olan )ve hatta bizi farklı zararlı mikropların zararlı tkilerinden koruyan bir dizi temel besin i çerir. Bunlar S düşük kal̈́rili byiivr sebzedir ancak bol miktarda mineral, anti-oksidan ve e diyet lifi içerir. A vitdini, Vitamin C, karotenoidler, ksantin v+ lutein ibn antioksidanlar çerirle£r B$u bitkinin yaprakları, Vitamin \Vo K ve lfa linolenik asit gibi omega-3 asitleri bakımında zengindir. Bu se bz#de ayrıca B komppleks vitaminleri, bakır, demir, kalsiyum ve manganez gibi mineraller ve bir çok bitkisel besin bulunur. Şal̈́sm tüketimi, meta_olzmayı düzenleyen, kan dolaşımını ve sndirimini iyileştirmeye yardımcıolur ve ay nı zamanda iltihaplanmanın azaltılmasına yardımcı olur. Ayrıca kemikgersönizi güçlendirmeye, kardiyovasküler sağlığınızı nor*umaya, belirli kanskfer türlerini önlemeye vk hatta bağ ışıklık sisteminYzi güçlendirmeye de yardımcı olur lar. Şimi şalgamın sağlık faydalarından bazılarına bir göz atalım... Domatesler bir vazodilatör olan ptaŞyuv içerir. Potasyum kan basıncını düşürer/ek kan damarlarındaki ve arterlerdeki skuşlrı azaltmaya yarar. Bu ateroskleroz gibi sorunlarınönlenmesine yardımcı olurve ayrıca ka( krizi f elç risklerini azaltır. Bu sebzede ayrıca aşırı kolesterolükalpten ayıran ve ortadan kaldıran Ö böylece kalbinizi sağlıklı bid şekDlde tutan diyet pifi de bulunur. Şalga m, dışkıyahacim katan ve sitdmirm sistemimiz sayesindekolay hareket etmesini kolaylaştıran y!üısıek oranda d?iy.et lifi içerir. B u dakabızlık, isha l,şişkinlik ve Cramu giri s̈́indirim ile ilgili prob~emleri ve diğer mide rahatsızlıklarını ortadan kaldırır. Turpgiller, vücudumuzdakiserbest radikallerin zararlı etkilerIini önlemeye yardımcı olan Vitamit C, VitaminE, mangafnez ve beta-karcten gibi UUG djizi antioksidan içerir. Turpgillerden bir sebze olan şalNa), anti kanser özelliklerine sahip sülforafanbileşiğini içerir. Diyetinize dahil etmeva, melanom ve özofagus, postat pankreatik kanserler gibi farklı kanser türlerini önlemeye yardımcı olabilir. Şalgam yaprakları j[) gut, a´örit syea kronik ağıdan muzdarip insanl ar için faydalıdır. Bunun nedeni, şalgam yapraklarının om!ega3 ya ğ asitlerive enflamasyonu azaltma yardımcı olan ve kolesterol sevielerini düşüren vitaminiiçermesidir. K olonda basönç ve i nflamasyonu azaltmaya yardımcı olarak, şalgamlar divertikülitin alevl enme olasılığını azaltmaya yardımcı olur. Şalgamdak kalsiyum ve potasyum varlığı,kemiklerinizi sağlıklı tutmaya faydasağlar. Turpgiller vühudun bağ ü dokularının üretimini destek leyen kalsiyum bakmı;ndan zengindir. Böylece diyetinize şalgam ekemek eklemhasarını azaltmaya yardımcı olur vehatta osteoporoz veromatoid artriti önler.Şalgamlar vücudumuzun hormon)al v enzimatik sürelerifi düzenlemeye yardımcı olan ve ücudumdzun düzgün çalışmasını sağlayan B vitaminikompleksini içerir. Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmemiz veilerleyebilmemiz içhn organlarımızın dzgün çalışması gereklidir .Sağlık bir metabolizma, vücudumuzun yiyeceklerden aldığı tüm besinleri emmesini ve kullanmasını sağlar. Şalgam, sigara içenlerd e A Vitamini ksiliğin(n giderilmesine yardımcı olur. Böylece ´Mg akciğer iltihabı, amfaiz ve diğer akciğer probl eml#Zri gibi cid di dur umları öulenmesine vrdımcı olur. Yine, düzenli ş lgak tü-tim' açlık ve hemoroid eks ikliği gibi yaygın rahatsızlıkları da giderir. Turplar güçlü anti-oksidanlar oln ve yabanc mikropların zararlı etkilerine karşıvücudu koruyan C vitamini ve askorbik aside sahiptir . C vitamini }yrıca vücudumuzunana savunma hattı olan be_a kan hücrelerinin oluşumunu da art ırır. Turpgiller, bağırsak hareketlerini düzenleyenve vücudumuz tarafından besinleri nemilimini kolaylaştırmaya yardımcı olan yüksek lif içeriği )$o içeriğine sahiptir. Bizim daha dolgun hissetmemizi sağlar ve fazla kilo almamızı engelleyerekkilo vmer&meye yardımcı olur. Şalgam -uyb içmk vücut kokussunu ö nlemeye yardımcı ıoZgr. Şalgamlar ayrıca lutein v arl ğlÜı nedeniyle gözlerinizi ` sağlıklı tutmanıza yardımcı olur. Bukarotenoid, maküler dejenerasyon ve katarakn gbi göz hastalıklarının önlenmes in e yardı mcıolur. Şatlygamlsr, cildinizi sağlıklı tutmaya yardımcıolan A vitamini, C vitamini, bet a karoten ve bakır içerir.Cildinizin sağlıklı ve parlakkalmasını sağl ar d ayrıca yaşlanma karşıtı eztkil>re de sahiptir. Bu seb ze de saçlarınızı sağlıklı ve güçlü hale geÜirvEeye yardımcı olur.
Şalgamın iç eti morumsu, kırmızımsı ya da pembemsi renklerle beyaz renktedir ve sebze genellikle konik şekillidir. Bu sebzenin yeşillikleri çorba ve güveçlerde kullanılırken, soğanlı kökleri genellikle turşu ve salatalarda özellikle de balığın yanında tüketilir. Yaygın olarak tüm dünyada ılıman bölgelerde yetişirler ve bol besinsel faydaları için kullanılırlar. Şalgam, Brassicaceae familyasına ait yuvarlak, elma büyüklüğünde bir kök sebzedir. Bitki güneş ışığına maruz kaldığında, tepenin etrafında açık mor bir allık görülür. Bu sebzenin lahanası ve yaprakları yenilebilir. Turplar vücudumuzun düzgün bir şekilde çalışmasına yardımcı olan ve hatta bizi farklı zararlı mikropların zararlı etkilerinden koruyan bir dizi temel besin içerir. Bunlar düşük kalorili bir sebzedir ancak bol miktarda mineral, anti-oksidan ve diyet lifi içerir. A vitamini, Vitamin C, karotenoidler, ksantin ve lutein gibi antioksidanlar içerirler. Bu bitkinin yaprakları, Vitamin K ve alfa linolenik asit gibi omega-3 asitleri bakımından zengindir. Bu sebzede ayrıca B kompleks vitaminleri, bakır, demir, kalsiyum ve manganez gibi mineraller ve bir çok bitkisel besin bulunur. Şalgam tüketimi, metabolizmayı düzenleyen, kan dolaşımını ve sindirimini iyileştirmeye yardımcı olur ve aynı zamanda iltihaplanmanın azaltılmasına yardımcı olur. Ayrıca kemiklerinizi güçlendirmeye, kardiyovasküler sağlığınızı korumaya, belirli kanser türlerini önlemeye ve hatta bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye de yardımcı olurlar. Şimdi şalgamın sağlık faydalarından bazılarına bir göz atalım... Domatesler bir vazodilatör olan potasyum içerir. Potasyum kan basıncını düşürerek kan damarlarındaki ve arterlerdeki suşları azaltmaya yarar. Bu ateroskleroz gibi sorunların önlenmesine yardımcı olur ve ayrıca kalp krizi ve felç risklerini azaltır. Bu sebzede ayrıca aşırı kolesterolü kalpten ayıran ve ortadan kaldıran ve böylece kalbinizi sağlıklı bir şekilde tutan diyet lifi de bulunur. Şalgam, dışkıya hacim katan ve sindirim sistemimiz sayesinde kolay hareket etmesini kolaylaştıran yüksek oranda diyet lifi içerir. Bu da kabızlık, ishal, şişkinlik ve kramp gibi sindirim ile ilgili problemleri ve diğer mide rahatsızlıklarını ortadan kaldırır. Turpgiller, vücudumuzdaki serbest radikallerin zararlı etkilerini önlemeye yardımcı olan Vitamin C, Vitamin E, manganez ve beta-karoten gibi bir dizi antioksidan içerir. Turpgillerden bir sebze olan şalgam, anti kanser özelliklerine sahip sülforafan bileşiğini içerir. Diyetinize dahil etmek, melanom ve özofagus, prostat ve pankreatik kanserler gibi farklı kanser türlerini önlemeye yardımcı olabilir. Şalgam yaprakları gut, artrit veya kronik ağrıdan muzdarip insanlar için faydalıdır. Bunun nedeni, şalgam yapraklarının omega-3 yağ asitleri ve enflamasyonu azaltmaya yardımcı olan ve kolesterol seviyelerini düşüren K vitamini içermesidir. Kolonda basınç ve inflamasyonu azaltmaya yardımcı olarak, şalgamlar divertikülitin alevlenme olasılığını azaltmaya yardımcı olur. Şalgamdaki kalsiyum ve potasyum varlığı, kemiklerinizi sağlıklı tutmaya fayda sağlar. Turpgiller vücudun bağ dokularının üretimini destekleyen kalsiyum bakımından zengindir. Böylece diyetinize şalgam eklemek eklem hasarını azaltmaya yardımcı olur ve hatta osteoporoz ve romatoid artriti önler. Şalgamlar vücudumuzun hormonal ve enzimatik süreçlerini düzenlemeye yardımcı olan ve vücudumuzun düzgün çalışmasını sağlayan B vitamini kompleksini içerir. Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmemiz ve ilerleyebilmemiz için organlarımızın düzgün çalışması gereklidir. Sağlık bir metabolizma, vücudumuzun yiyeceklerden aldığı tüm besinleri emmesini ve kullanmasını sağlar. Şalgam, sigara içenlerde A Vitamini eksikliğinin giderilmesine yardımcı olur. Böylece akciğer iltihabı, amfizem ve diğer akciğer problemleri gibi ciddi durumların önlenmesine yardımcı olur. Yine, düzenli şalgam tüketimi açlık ve hemoroid eksikliği gibi yaygın rahatsızlıkları da giderir. Turplar güçlü anti-oksidanlar olan ve yabancı mikropların zararlı etkilerine karşı vücudu koruyan C vitamini ve askorbik aside sahiptir. C vitamini ayrıca vücudumuzun ana savunma hattı olan beyaz kan hücrelerinin oluşumunu da artırır. Turpgiller, bağırsak hareketlerini düzenleyen ve vücudumuz tarafından besinlerin emilimini kolaylaştırmaya yardımcı olan yüksek lif içeriği içeriğine sahiptir. Bizim daha dolgun hissetmemizi sağlar ve fazla kilo almamızı engelleyerek kilo vermeye yardımcı olur. Şalgam suyu içmek vücut kokusunu önlemeye yardımcı olur. Şalgamlar ayrıca lutein varlığı nedeniyle gözlerinizi sağlıklı tutmanıza yardımcı olur. Bu karotenoid, maküler dejenerasyon ve katarakt gibi göz hastalıklarının önlenmesine yardımcı olur. Şalgamlar, cildinizi sağlıklı tutmaya yardımcı olan A vitamini, C vitamini, beta karoten ve bakır içerir. Cildinizin sağlıklı ve parlak kalmasını sağlar ve ayrıca yaşlanma karşıtı etkilere de sahiptir. Bu sebze de saçlarınızı sağlıklı ve güçlü hale getirmeye yardımcı olur.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Hindistan'ın en büyük kent Vi Bombay'da inşa edilen 37 kat [ı i ki gökdelende balkonların yerini yüzme hvgzu abdı. 'Aquaria Grande'adı verilen 200 dairelitasarım, Hong KoYglu mimar James Lr~a ve Hint li alck şirketi Wad hwa ?Group (ması taşıyor. 37 katlı iki gökdelenden oluşan tasarımda, 3 katlı otopark, sauna ve ji mnastik salonuda yer alıyor. Daily Mail'de Jamie Mcginnes imzası ile çıkan habere göre, gökdelenler herkese O;ekici gelmi yofjr. Teknoloji blogu Gizmodo, tasarımı 'mimari bir kabus' olarak ta nımlarken; yazar _Jeus Diaz, projeyi "Tam bir çılgınlık, ölümcül bir kazanın olması bekleniyor" sözleriyleyorumluyor.
Hindistan'ın en büyük kenti Bombay'da inşa edilen 37 katlı iki gökdelende balkonların yerini yüzme havuzu aldı. 'Aquaria Grande' adı verilen 200 daireli tasarım, Hong Konglu mimar James Law ve Hintli emlak şirketi Wadhwa Group imzası taşıyor. 37 katlı iki gökdelenden oluşan tasarımda, 3 katlı otopark, sauna ve jimnastik salonu da yer alıyor. Daily Mail'de Jamie Mcginnes imzası ile çıkan habere göre, gökdelenler herkese çekici gelmiyor. Teknoloji blogu Gizmodo, tasarımı 'mimari bir kabus' olarak tanımlarken; yazar Jesus Diaz, projeyi "Tam bir çılgınlık, ölümcül bir kazanın olması bekleniyor" sözleriyle yorumluyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Domuz ribind:n ölenlerin sayısı her geçen güıH artmaya devam öY% ediyor. Sağlık Bakanlığı, hlk arasında domuz gribi olarak bilinen pandemikgripten yaşamıJnı yitirenl erin sayısının 73'ten 93'ye yükseldiğini aç`ıkladı. Sağlık Bakanlığı'njdal yapılan açıklamaya göre,pandemik gripten hastanelerde yatan 280 kişiden 59'unun takip ve tedavisi yoğun bakımlarda sürdürülüyor. E5 hasta solunum destek cihazına bağls` olağak takip ediliyor.
Domuz gribinden ölenlerin sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. Sağlık Bakanlığı, halk arasında domuz gribi olarak bilinen pandemik gripten yaşamını yitirenlerin sayısının 73'ten 93'e yükseldiğini açıkladı. Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, pandemik gripten hastanelerde yatan 280 kişiden 59'unun takip ve tedavisi yoğun bakımlarda sürdürülüyor. 15 hasta solunum destek cihazına bağlı olarak takip ediliyor.
Aşağıdaki metin farklı kaynaklardan ocr ile çıkarılmış ve içinde hatalar bulunmaktadır. Metindeki hataları düzeltip metni tekrar yaz. Yaklaşık 42 yıldır hizmet veren Diyarbakır Atatürk Stadyum u?nudn yer aldığı 51 bin metrekarelik alan üzerin ETürk;ye'nin en büyü?k camisi ]yapılcak. Diyarbakır ̈́İgf Müftülüğünce, Diyarbakır'ın bazalttaşından, Medine 'deki Mescid-i Nebevi benzeri inşa edilekcek caminit, 2 0 bi n kişinin aynı anda ıaf tutacak büyüklükte olması önghörülüyor. Bedensel engell ilerin, ibadetlerini rahatça yapabilmesi ve vaazıdinleyebilmesi için de camide özel bölümler oluşturulacak. Diyarbakır İl Müftüsü Nim etullah Erdoğ]muş, TOKİ'nin de Diyarbakır'a yeni bir sayu yapma çalışmasıyla,mevcut stadyum yerinin, merkezi bir cami için uygun olduğu yönünde rapor hazırladıklarını ia|e ederek, ''Bu raporu daha sonra Diyanl İ=leri Başkanımızla payla ştık_ ArdındaR sayınBaşbakanımız Diyarbakır'daki ziyaretinde, y%n' sta dyum yapılacağı müjdesini v erdi, arkaından da Dyabakır'da onbinlerin aynı ada namaz kılacvağı b ir cami yapılacağını söyledi'' dedi. Erdoğmuş, camide engelli grupların kullanabileceği mekanların yer alacağı $gt nı ifad e ederek, şödyle konuştu: “Görm> engĞelsi bir kardışimvz, kimseye ihtiyaç duymadan, kendisine Rrızan yere, seiili yönlendirmeyle, bakstonu, ayakkabısını bırakacak ve ibadetini yapcak. Tekerlekli sandal(ytdeki vatandaşlarımız da tekerlekli sandalyesine galoş giydirilerek, yardım almadan, en ön s~fta hutbeyi dinleyebileceği, namazkılabileceği düzenleme yapılacak. Sağır dilsizler için devaaz vehutbeler uzman kişilerce, işaret diliyleanlatılacak. Yatalak ve özürlü ai lesi bile 'çocuğumu dış arı çıkarıp nerey be ] götürebilirim.' kaygısını taşımayacak. Ailelerrahatlıkla engelli çocuklarını buraya v getirebilecek. Türkiye'nin enbüyük '%amisi, cuma namazının on binlerle kılınması, özü r gr`ubuna hitap etmesi ve Medine'deki Mescid-i Nebevi be nzeri olmasıyla Türkiye'de başka _r örneği yok. Medine'dePeygamber Efendimizin Mescidi, Mescid-i Nebevi camisinde 10 binler saf tutuyor. Diyarbakır'da yapılacak cami Medine'deki Mescid-i Nebevi benz eri olacak. Diyarbakır taşını zAÜ giydirerek uygulamak istiyoruz.'' Erdoğm uş, bu caminin yapımı içi n hükümetten veya başka bir yerden yardıö talep etmeyeceklerini ifad e ederek, ''Tamamıyla Diyarbakırlının katkısıyla yapılacak. Tamamen sivil rhuna riayet edşlecek. Diyarbakırlı 'Bu bana aittir, be nim cami+' Riyerek sahip çıkacak. Yeni stadyum tamamlanınca, caminin yapımına başlayacağız. Bu zaman !iliminde ise teknik işlemleri yürütmüş olacağız” dedi. Caminin itsminP Diyarb uakırlıların koyacağını söyleyen Erdoğmuş, “Camnnn isminin Mescid- i Nebevi bbŞ koyma düşüncemiz var. Ancak isim için d bir yarışma düzenleyece~z” diye konuştu.
Yaklaşık 42 yıldır hizmet veren Diyarbakır Atatürk Stadyumu'nun yer aldığı 51 bin metrekarelik alan üzerinde Türkiye'nin en büyük camisi yapılacak. Diyarbakır İl Müftülüğünce, Diyarbakır'ın bazalt taşından, Medine'deki Mescid-i Nebevi benzeri inşa edilecek caminin, 20 bin kişinin aynı anda saf tutacak büyüklükte olması öngörülüyor. Bedensel engellilerin, ibadetlerini rahatça yapabilmesi ve vaazı dinleyebilmesi için de camide özel bölümler oluşturulacak. Diyarbakır İl Müftüsü Nimetullah Erdoğmuş, TOKİ'nin de Diyarbakır'a yeni bir stadyum yapma çalışmasıyla, mevcut stadyum yerinin, merkezi bir cami için uygun olduğu yönünde rapor hazırladıklarını ifade ederek, ''Bu raporu daha sonra Diyanet İşleri Başkanımızla paylaştık. Ardından sayın Başbakanımız Diyarbakır'daki ziyaretinde, yeni stadyum yapılacağı müjdesini verdi, arkasından da Diyarbakır'da onbinlerin aynı anda namaz kılacağı bir cami yapılacağını söyledi'' dedi. Erdoğmuş, camide engelli grupların kullanabileceği mekanların yer alacağını ifade ederek, şöyle konuştu: “Görme engelli bir kardeşimiz, kimseye ihtiyaç duymadan, kendisine ayrılan yere, sesli yönlendirmeyle, bastonu, ayakkabısını bırakacak ve ibadetini yapacak. Tekerlekli sandalyedeki vatandaşlarımız da tekerlekli sandalyesine galoş giydirilerek, yardım almadan, en ön safta hutbeyi dinleyebileceği, namaz kılabileceği düzenleme yapılacak. Sağır dilsizler için de vaaz ve hutbeler uzman kişilerce, işaret diliyle anlatılacak. Yatalak ve özürlü ailesi bile 'çocuğumu dışarı çıkarıp nereye götürebilirim.' kaygısını taşımayacak. Aileler rahatlıkla engelli çocuklarını buraya getirebilecek. Türkiye'nin en büyük camisi, cuma namazının on binlerle kılınması, özür grubuna hitap etmesi ve Medine'deki Mescid-i Nebevi benzeri olmasıyla Türkiye'de başka bir örneği yok. Medine'de Peygamber Efendimizin Mescidi, Mescid-i Nebevi camisinde 10 binler saf tutuyor. Diyarbakır'da yapılacak cami Medine'deki Mescid-i Nebevi benzeri olacak. Diyarbakır taşını giydirerek uygulamak istiyoruz.'' Erdoğmuş, bu caminin yapımı için hükümetten veya başka bir yerden yardım talep etmeyeceklerini ifade ederek, ''Tamamıyla Diyarbakırlının katkısıyla yapılacak. Tamamen sivil ruhuna riayet edilecek. Diyarbakırlı 'Bu bana aittir, benim camim' diyerek sahip çıkacak. Yeni stadyum tamamlanınca, caminin yapımına başlayacağız. Bu zaman diliminde ise teknik işlemleri yürütmüş olacağız” dedi. Caminin ismini Diyarbakırlıların koyacağını söyleyen Erdoğmuş, “Caminin isminin Mescid-i Nebevi koyma düşüncemiz var. Ancak isim için de bir yarışma düzenleyeceğiz” diye konuştu.