Dataset Viewer
audio
audio | text
string | video_source
string |
---|---|---|
Bozkır'da 3 Yabancı
|
video_001_start0.0s
|
|
Yazan Maksim Gorki
|
video_001_start0.0s
|
|
Birinci arkadaşımız iri yarı bir adamdı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Çevremizde gölgeler yoğunlaşıyor, bozkırın sonsuz uzaklığı gitgide daralıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Öğrenci usulca Kardeşler
|
video_001_start0.0s
|
|
diye fısıldadı. Orada solda bir adam yatıyor.
|
video_001_start0.0s
|
|
Asker kuşkuyla ''Ne adamı?'' diye homurdandı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Adamın orada ne işi var? Ne bileyim. Git de sor.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bozkır'a yerleştiğine göre muhakkak ekmeği de vardır.
|
video_001_start0.0s
|
|
Yolun sonunda 100-150 metre ötede yükselen karanlık tümseyin bir insan olduğunu ancak öğrencinin yeşil keskin gözleri seçebilirdi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Asker baktı. Kararlı bir tükürük fırlatarak,
|
video_001_start0.0s
|
|
Oraya gidiyoruz, dedi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Sürülmüş tarladaki toprak keseklerini çabuk çabuk geçerek karaltıya doğru yaklaşmaya başladık.
|
video_001_start0.0s
|
|
Demiryolu taburunun askerlerindendi.
|
video_001_start0.0s
|
|
İçimizde beliren yiyecek ümidi açlığımızı büsbütün keskinleştiriyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Oldukça yaklaştığımız halde tümsekte bir kıpırdama olmadı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Asker bozuk bir sesle hepimizin aklından geçen şeyi söyledi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Belki de insan değildir. Fakat tam bu sırada kuşkularımız dağıldı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Karaltının kımıldadığını, yükseldiğini gördük.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bir insandı bu. Dizlerinin üstünde duruyordu şimdi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Kolunu bize doğru uzattı. Boğuk, titrek bir sesle bağırdı.
|
video_001_start0.0s
|
|
''Yaklaşma, yakarım.''
|
video_001_start0.0s
|
|
Puslu havada kısa, kuru bir şakırtı işitildi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Zınt diye durduk. Bu düşmanca karşılamadan ötürü sersemlemiştik.
|
video_001_start0.0s
|
|
Söylediğine göre sonradan yol ustası olmuş.
|
video_001_start0.0s
|
|
Kaç dakika sustuk. Asker hınçla
|
video_001_start0.0s
|
|
''Alçak herif!'' diye homurtandı. Öğrenci düşünceli düşünceli,
|
video_001_start0.0s
|
|
Hmm dedi. Silah taşıdığına göre kulağı kesiklerden olmalı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Asker, hey diye bağırdı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bir şeye karar verdiği belliydi. Adam kımıldamadan öylece duruyor, ses etmiyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Hey, oradaki. Sana dokunmayacağız.
|
video_001_start0.0s
|
|
Varsa ekmek ver bize. Hadi kardeş İsa aşkına.
|
video_001_start0.0s
|
|
Allah belanı versin. Alçak namussuz.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bu son sözleri bıyıkları arasından söylemişti.
|
video_001_start0.0s
|
|
Adam hala susuyordu. Asker sesinde bir hırçınlık ve ümitsizlik titremesiyle yeniden söze başladı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Kül rengi gözlerinde hep soğuk bir ifade taşıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
İşittin mi? Ekmek istiyoruz.
|
video_001_start0.0s
|
|
Yanına gelmeyeceğiz. Sen oradan fırlat.
|
video_001_start0.0s
|
|
Adam kısaca Peki olur.
|
video_001_start0.0s
|
|
Benim sevgili kardeşlerim diye başlayan en kutsal, en temiz duygularla dolu bir söylev bizi bu boğuk ve kısa, olur, sözcüğü kadar coşturamaz, duygulandıramazdı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Asker tatlı tatlı gülümseyerek bizden korkma adamım.
|
video_001_start0.0s
|
|
diye söze girişti. Adam en azından 20 adım ötemizde olduğu için bu gülümsemeyi görmüyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bizler zararsız kimseleriz. Rusya'dan, Kuban'dan geliyoruz.
|
video_001_start0.0s
|
|
Yolda paramızı düşürdük. Azığımız da tükendi.
|
video_001_start0.0s
|
|
İşte iki gündür kursağımıza hiçbir şey girmedi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Adam kolunu sallayarak ''Tut!''
|
video_001_start0.0s
|
|
Almanca bilen bu adam hapishane hayatının tüm ayrıntılarına hakimdi.
|
video_001_start0.0s
|
|
diye seslendi. Havada kara bir toprak göründü.
|
video_001_start0.0s
|
|
Az ötemize tarlaya düştü. Öğrenci onun peşinden atıldı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Şunu da tut. Hepsi bu kadar.
|
video_001_start0.0s
|
|
Öğrenci bu ilginç sadakaları toplayıp getirdiğinde 1,5 kilo kadar bayat buğday ekmeğine sahip olduğumuzu gördük.
|
video_001_start0.0s
|
|
Ekmek kuru ve pisti, bayat somun tazesinden daha doyurucudur.
|
video_001_start0.0s
|
|
Nemi azdır çünkü. Al sana, al sana, bu da bana.
|
video_001_start0.0s
|
|
Asker büyük bir özenle paylarımızı dağıtıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Yok yok, olmadı. Bilgiç, seninkinden bir lokma daha koparayım. Onunki az oldu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Öğrenci ekmeğinden 15-20 gramlık bir parçanın eksilmesine sessizce katlandı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Ben lokmamı ağzıma attım. Taşı bile öğütmeye hazır olan çenemin sıtmalı bir çabuklukla hareket etmesine engel olarak ağır ağır çiğnemeye koyuldum.
|
video_001_start0.0s
|
|
Kızıl saçları, iri cüssesi ve kül rengi gözlerindeki soğuklukla tuhaf bir güven veriyordu bize.
|
video_001_start0.0s
|
|
Lokmalar gırtlağımdan aşağı indikçe büyük bir zevk duyuyor.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bu zevki uzatmak için ağır ağır sindire sindire çiğniyordum.
|
video_001_start0.0s
|
|
Sıcacık lokmalar anlatılmaz bir zevkle birbiri arkasına mideme iniyor.
|
video_001_start0.0s
|
|
Hemen o anda kan ve ilik oluyordu sanki.
|
video_001_start0.0s
|
|
Midem doldukça yüreğim de tuhaf, sessiz, canlandırıcı bir sevinçle ısınıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Ümitsiz açlık günlerini, arkadaşlarımı unutmuş, kendimi bütün benliğimle yaşadığım dakikaların zevkine kaptırmıştım.
|
video_001_start0.0s
|
|
Fakat avucumdaki son ekmek kırıntısını da ağzıma atınca ölesiye aç olduğumu hissettim.
|
video_001_start0.0s
|
|
Karşıma oturup eliyle midesini oluşturan asker,
|
video_001_start0.0s
|
|
O namussuzda yağ da var, et de var.
|
video_001_start0.0s
|
|
diye homurdandı. Öğrenci hiç kuşku yok dedi.
|
video_001_start0.0s
|
|
İkincimiz, ince dudakları sürekli bir şüphe taşıyormuşçasına büzülmüş, ufak tefek ve zayıf bir adamdı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Ekmeğe et kokusu sinmişti.
|
video_001_start0.0s
|
|
Mutlaka ekmeği de vardır. Tabanca olmayaydı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bu son sözü sessizce eklemişti.
|
video_001_start0.0s
|
|
Kimdir acaba? Neyin nesi? Bizlerden olmalı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Asker, köpeğin biri diye kestirip attı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Birbirimize değecek kadar yakın oturmuş, silahlı velinimetimizin bulunduğu yere bakıyorduk.
|
video_001_start0.0s
|
|
Orada ne bir ses ne de bir kıpırtı vardı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Gece karanlık güçlerini çevremize yığıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bozkır bir ölüm sessizliğine gömülmüştü.
|
video_001_start0.0s
|
|
Birbirimizin soluğunu işitiyorduk sadece.
|
video_001_start0.0s
|
|
Moskova Üniversitesi'nden mezun olduğunu söylediğinde ikimiz de buna inanmıştık.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bir tarla faresinin kederli ıslığı duyuluyordu arada bir de.
|
video_001_start0.0s
|
|
Yıldızlar, gökyüzünün bu canlı çiçekleri başımızın üstünde parlıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bizse açtık. Bu olağanüstü sayılabilecek gecede yanımdaki arkadaşların ne iyi ne de kötü olmadığını övünçle söylemeliyim.
|
video_001_start0.0s
|
|
Onlara kalkıp adamın üstüne gitmeyi öneren ben oldum.
|
video_001_start0.0s
|
|
Dokunmayacaktık ona. Sadece nesi var nesi yok yiyecektik.
|
video_001_start0.0s
|
|
Ateş ederse varsın etsindi. Vursa vursa birimizi vururdu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Sonra tabanca kurşunuyla kolay kolay ölmezdi adam.
|
video_001_start0.0s
|
|
Asker ayağı fırlayarak gidiyoruz.
|
video_001_start0.0s
|
|
dedi. Öğrenci daha ağırdan aldı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Koşarcasına ilerlemeye başladık. Öğrenci arkamızdan geliyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Gerçek zannetmiştik söylediklerini. Aslında eskiden öğrenci mi, polis hafiyesi mi, yoksa hırsız mı olduğu hiç umrumuzda değildi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Asker ona... Hey! Arkadaş!
|
video_001_start0.0s
|
|
diye azarlayan bir sesle bağırdı. Karşıdan boğuk bir homurtu ve keskin bir mekanizma şakırtısı geldi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bir ateş parladı. Kuru bir patlama işitildi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Asker sevinçle ''Iska!'' diye bağırarak bir sıçrayışta adamın yanına vardı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Şeytan herif! Şimdi gösteririm sana!
|
video_001_start0.0s
|
|
Öğrenci çıkına atıldı. Şeytan herifse demin diz çökmüşken şimdi sırt üstü yuvarlanmış, kollarını açmış hırıldıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Ona bir tekme savurmaya hazırlanan asker bu durum karşısında şaşırarak
|
video_001_start0.0s
|
|
''Bu da nesi?'' diye bağırdı. ''Herif kendi kendini mi vurdu yoksa?''
|
video_001_start0.0s
|
|
Hey! Ne oldu? Kurşun kendine mi değdi?
|
video_001_start0.0s
|
End of preview. Expand
in Data Studio
No dataset card yet
- Downloads last month
- 8